figgaro

66. Sonnet Vazgeçtim bu dünyadan Tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri Avuç açmaya değmez Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Ezilmiş hor görülmüş el emeği göz nuru Ödlekler geçmiş başa derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e Vazgeçtim bu dünyadan Dünyamdan geçtim ama Seni yalnız komak var O koyuyor adama W.Shakespeare...

..

el bombasıda atarsın sen..

sardunyam..bu şiiri sen mi yazdın..harika...

güzel bir şiir...renk katıyorsun topiğime...teşekkür ederim...

sardunum...sana katılmamak..mümkün değil gibi...hakikat...ve muamma..ve merak..böylede devam edecek.... ...bazen yıkacağızdır kendi yarattığımız totemleri...bazen de kuracağızdır..bazen hakikat..bazen yalan..işte insan... ..

diloşum..diloşum..diloşum.. çıldırıyorum ben sana yazı yazarken..gün gelirde buluşmuşluğumuzla bir kavşakta..bana ilk söyleyeceğin..sen delisin olucak herhal...olsun..deli olayımda..sen de... .. ---sabah kuaförüme gittim işe gitmeden..şöyle saçlarımı cafcaflısından bi yaptırdım..en güzelde takımımı giydim bu gün..şehrime gülücükler saçtım...esnafları selamladım...çocuklarla şakalaştım..hatta kavga eden iki kediyi bile ayırdım...haylazlar... işe geldiğimde sekretere bu gün çok güzel olmuşsun dedim...hatta klavyeye basar iken parmakların..tuşların çıkardığı ses mozartın 8. senfonisi gibi dedim.. ..nemi oldu..yüzüme anlamsızca baktı.. naparsın diloşum..geçer günler bilirim..şu sıralar avuntum..nefes alıp verişini bilişimdir...gülüşünün yankılarını duyuşum..karıştırırken çayını..tıngırtısını bile duyar gibiyim...yada kızdığında bir arkadaşına öffff çekişini...kolundaki saatin tik tak seslerni...atışını kalbinin.. pardon..pardon.. ..yine çıldırmaya başladım...zararsız mübalağalarım da hakgetire...napam ama diloşum..ben yazarken sana..hep sarhoşum... ....ve gönderem sana bi şarkı...şöyle içlice olanından... Eşyalar toplanmış seninle birlikte Anılar saçılmış odaya her yere Sevdiğim o koku yok artık bu evde Sen Kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş Ne olur terketme yalnızlık çok acı Bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte Sen kadınım... ............ ...... ra lala lila lala...lila..lala.. ra lala lila lala...lila..lala..... ..... kalktım giderim...ve tekrardan rahmet eylerim..tanju okan a......

ne desem ki şimdi yumote..ve hoş geldin.. ...gerçi bu dillenişin benim mi yoksa diloşun yazısına mı bilmiyorum ama...şu yazdığın kelimeler üstüne bi çok yazı yazdım...kendi düşüncelerimi..bazı düşiünürlerin düşüncelerini...yaşanmış yada akıldan geçen...bişekilde açığa çıkmış...söylem ve yazılar...hakikat: hep aranılandır..yada bulunduğunda çok çabuk harcanan.....ben sana sürü psikolojisinden bahsedeyim..kısaca.. ***sürü..nasıl yaratılır...yani insan, başka insanları kendine nasıl biat ettirir...birincisi..kaos yaratarak..genelde korkakların işidir..kargaşa insanı zayıf kılar..genelde kurnaz kişiler..karşısında düşiünsel ve karakteristik olarak güçlü birini gördükleri zaman..ona karşı öyle akıl oyunları yaparki..onu kendi içinde savaştırmak..ve zayıf düşürmek ister..böylece yönlendirmek kolaylaşiır.. ikinci olarak:mükemmeli yaratma çabası..kişiler karşısında mükemmeli yaratırsan..sana karşı biatı doğurur...yani, efendi kölesini yücelttiği ölçüde yücedir......bu birazda şeyden geçer..ego cilalamaca..bir ver on al... bi diğeri ise; ortak bir düşman yaratmaktır..kişiler karşısında , oradakileri bağlayan ortak bir tehtid yaratır ve inandırabilirsende kişileri bu tehtide..sana karşı biatı doğurur...mesela..hitler..mussolini..falan..falan.. ---ve kişileri biat ettirme konusunu dahada açabiliriz...örnekleride arttırabilirim..ama gerek yok...ve bildiğim bir söz vardır ..derki: kendine söz geçiremeyen itaat eder...... """"benimse gönüllü köleliklerim olmuştur..savaşmışlığım..ama inandığım şeylere...mesela; sevgiye..... ---ve unutma...çıkarın olmadığı yerde kümeleşme olmaz..insanın isterikliği bir doyumsuzluk sepetidir..elli kere ver..bir kere verme..ayyuka çıkacak olan nankörlük uğultularıdır..ben çekemem..böyle durumları...o yüzdendir köleliğim sevgiye...hiç vermesede ben gülümserim..çünkü ıraktır bana kümeleşme...ve çiçeklerim sana...

yapma şuhedaaaa... ...bana ilkokul 1. sınıf...kendinede ilkokul 3. sınıf muamelesi yapıyorsun...kalın kafalıya merdaneyle..sayısız vuruş işlemez..bir... ...çapla kalınlık farklı şeylerdir ..iki... ...şuheda boşver bunlarıda...gerçek anlamda düşünki..kocanı dövmek zorunda kaldın...olmıcak bişeyse bile, öyle düşün...merak ettim..nasıl döversin kocanı...mesela ben..karısından dayak yiyen bazı koca tiplerine şahit olmuştum.. **ilki..kadın salonun ortasında..salon terliğiyle kocasının kafasına arka arkasına vuruyordu...araya girecektim ama..kadının bana ettiği tehtit..geri durmamı gerektirdi...ölümü öp demişti...nasıl oluyorsa... **ikincisi ise; ne acınasıydı...kadın kocasının kafasına bir kova geçirmiş...elindede oklava..durmadan kovaya vuruyordu..arada birde kalçasına..bu mevzu sokaktaydı... ...adamsa..Allahını seven beni kurtarsın naralarındaydı... **üçüncüsü çok profosyonelceydi...kadın, kara kuşak karateci..adamsa epirmiş kravatlı bir memur...havada uçan tekmemi yemedi...diz dirsek..hatta belden aşağı bile vurdu(kurallara aykırı ama..dinleyen kim..) ...en sonda kadının Türklüğünden olsa gerek..depreşti herhal damarı...kallavisinden bir Osmanlı tokadı... .... eeeee... şuhedacım.. ...sen nasıl yapardın..yani hırpalardın..erkekçiğini...

tamam..tamam..zaten şımaranda kabahat..bi kandık sana..taş attın kafamıza.....dominant .! sendee...

geçenlerde okumuştum bu kitabı...ömrümden uzun ideallerim var...suna koç...daha hangi idealini gerçekleştirecekti ki..ama zamanlı ömür..tanımıyor zenginlik...maddi açıdan şanslı doğmuş..gördüğü eğitimde iyi...oda geldi geçti...umarım idealleri olan bi çok gence fırsat tanımıştır...dimi ama..insan hep kendi idealini mi gerçekleştirmek için yaşar...yada yaşamı yeter mi..neyse..güzel bir otobiyografi..

içimden bişe yazmak gelmiyor...devam etsem saçmalık mış gibi geliyor bana...hehe..heheeeeee...geçmiş monitörün karşısına kendi kendine güler bir haldeyim...cıvıkımsı beynim biraz..hani sokak tabiriyle..beyni sulanmış... eeeee...ne yazam..eğer varsa bu topiğe uğrayıp okuyan falan..sorarım size...ne yazam..bi konu atın ortaya..altından üstünden bir karıştıram... ... mevzu konu falan derken..aklıma geldi..bir gün alanya dayım..ne yapalım..ne yapalım derken..tura çıkam dedim..hani şu ucuz yat turları..yerli yabancı karışık olanından..öğle yemeğide tura ait..içkiler falanda..tabi yerli içkiler..öğle gibi oldu..2 saattir de denizde yol alıyoruz..arada bir durup beğenilen yerde yüzme sefaları falan da var..herkez yatın bir tarafından hurra diye suya atlar..tabi bende..hiç dururmuyum..tesadüf yat çalışanlarından bir kısmı..adanalı..tarsuslu filan çıkınca..hemşerimiz muhabbetine..gelir ikramlar..sevilesiceler.. ...neyse gemiye binmeden biraz meyve almıştım..söylemesi ayıp olmasın..kiraz muz falan..öğle arası biraz yüzüp yata geri döndüğümde ne görem..iki kafadar kardeş..yabancı oluyor bunlar..isveç lilermiş..cristin ve teresa..almış benim meyveleri bir güzel yiyorlar...napıyonuz dedim kardeşim...tabi yüzüme bakıyorlar alık alık..türkçe bilmedikleri için...frutti..frutti dedim..my frutti...benim ingilizcede tarzanın en önde gideninden..başladılar gülmeye..gelir gözlerinden yaş..sinirlerim bozuldu...meğersem masus yapmışlarmış..canları sıkılmışta..ararlar eylence..ya dedim..demek öyle..sonra ikindin gibi..gemiye turistleri eğlendirsin diye..bir dansöz getirdiler....yılan gibi oynuyor dansöz hanım..erkek turistleride kaldırıp oyuna maymun ediyor ortada..dansözün kulağına fısıldadım..ne yap et..şu iki kızıda kaldır sahneye..bahşişin hazır dedim...hayda..bi şekilde kaldırdı kızları piste..bizimkiler guatemalalı kadar yabancı oryantale falan...acayip şekillere girmeye başladılar oynamaya çalışırken...göya dansözü taklit etmeye çalışıyorlar..ben mi...yaşlar geliyordu gözlerimden..ne eylendim..ne eylendim..anlatamam..gülmekten dudaklarım esnedi...figgaronun meyvelerini yersiniz hııı...hemde habersiz...turist murist dinlemem..aklınızı alırım Alimallah...

eski... ... hadi bende bir eski gireyim.. ilkokula giderken..siyah önlük giyerdim..aklıma geldi..şimdiki gibi yok öyle cafcafımsı haller...beslenme çantası falan..nerdeeeee....tek beslenmemiz..yerli malı haftası olurdu..bilmem hatırlarmısınız...o gün bütün öğrenci arkadaşlar ve hocalarımız...evlerimizde hazırlattığımız yicekleri okula getirir..sıralarıda birleştirir..ziyafet çekerdik..herkez getirdiğini diğerine yedirmeye çalışırdı...ne günlerdi..yusuf diye bir sınıf arkadaşımız vardı..halada görüşürüz..sınıfın en irisiydi [şuna şişman diyelim]..yine bir yerli malı haftası...ve bizim yusuf efendi..evde annesine balık kızarttırmış..ve koyaraktan büyükçenek bir ekmeğin arasına..okula getirmişti..sınıfta bir koku ki anlatamam..burnumuzun direği kırıldı..ağır bir balık kokusu...yusuftan taraf kokarda kokar...neyse üçüncü ders sıralar birleştirilip herkez koyunca ortaya getirdiği yicekleri bizim yusuf şak diye koydu ortaya..ekmek arası balık muhabbetini..etraftan yükselir sesler..oha falan..ne gülmüştük yaa...alay konusu olmuştu yusuf...bay homini gırtlak... ...acaba hala yerli malı haftası yapılıyor mu merak ettim...

güçlü insan..yeri geldiğinde güçsüzlüğünüde bilendir...

aaaaaaaaaa... neden sevmeyeyim ki sayısalcılaRI..hem ts ci olupta sayısal bölüm okuyanlardanım ben..ahh..ne ahmaklık..ama iyiydim yine..integral..türev..ilk defa üniversitede duymuştum..haa bide tasarı geometri verdı..cisimlerin uzaydaki geometrik açıları falan..hesapları..izdüşümleri..nasıl acımıştı beynim..ama üstesinden geldim..hem sözelci..hemde sayısalcı oldum.. ...ya tirtir..merak ettim..hani hep sorarlar ya..o çok bilmiş büyüklerimiz..büyüyünce ne olucan sen...

itiraf ediyorum..bölük komutanımızın psikolojik danışmanıydım...bunu kimse bilmezdi...ama her canı sıkıldığında beni çağırır..sohpetler eder..rahatlardı..

aslında tarsuslu olan benim...şahmeran hamamınada gittim..heykelini okula giderken hergün gördüm...hala durur..tarsusun orta yerinde..mersini sel..adanayı yangın...tarsusu yılanlar götürcek..kıyamet öyle olacak falan derler...şahmeran..ilginç bir efsane..yılanların kıralı...yada kraliçesi...ama şahmeranı ölümünden..yani kendine kurulan tuzağı sezen yardımcıları(onlarda yılan) uyarmışlar şahmeranı..ama şahmeranın sevgisi..duyduğu aşk..yolundan alıkoyamamışlar..ve insanlarca öldürülmüş...bu anlattığım efsanenin..kısa bir kesiti..ilginçte... ***kötülüğe karşı iyilik demişin... hz İsa derki...biri sana tokat attığında diğer yanağınıda dön.... bir günde davet edildiğim bir teknede...balık rakı muhabbeti yapıyorduk..bazı abilerle... ve geminin orta direğinde..kalınca ve puntalanmış..şu sözler yazıyordu..hiç bir iyilik cezasız kalmaz.... ---ne çelişki dimi...

ne bilem ...anı...hep kalandır ya ardımızda..ondandır herhal kaçışım... estirdiğin musiki...al bendende o kadar... ... aslında şu an o kadar muzip bir durumdayımki...az önce batak oynadık arkadaşlarla..arkadaşlarım arasında Arda diye bitanesi var..koparttı beni kafadan..bayıldım gülmekten...fırıldaklığı üstündeydi..zaten görüntüsü de komik..Allahım yaa..burda olsan bayılırdın gülmekten...ince espirilerin ardı arkası kesilmedi bu gün...oyun da avukat bir arkadaşımla..diğeri sigortacı olan bir arkadaşımda kaldı..ikiside acayip hırslıdır....arda seyirciydi..yedi içti..dalgasınıda geçti...arada bir de bana ataraktan göz..patlattı gülmekten..ayıpta oldu arkadaşlara..ki ben aniden hemde paskırarak gülüşümden..gıcık oldular..gerçi hep yakın arkadaşlarız ama..napam..şeytan girdi bi kere içimize...oyun salonundan dışarı çıktık..hesabıda ödediler..biz ona kasiyere öpücük verme faslı diyoruz ..arda kolumda..avukat olan kıpkırmızı..dışarıda arabayı nereye park ettiğini unuttu..arar durur..sigortacı ise..evinin yolunun aksi istikametinde gitmeye başladı...amman açmasın şafaklar. ..ardayla sokakta..yeniden paskırmaya başladık...kaybolun dediler bize..uzun bir süre görüşmeyelim falan...ama duramazlar..yarın yine aynı cümbüş... ....yaaaa diloşum..yaşamsal kısa bir kesit sunam dedim sana.. ve gelelim...anı topicçiğimize...işte geçer içimden bir şarkı.... haykıracak nefesim kalmasa bile... Her sabah uyandığında Beni farzet yanında Böylece kolaylaşır herşey birden Bakarsın gelirim aniden Fırsat verme gözyaşlarına Söz geçmez anılara Bugünü yaşamak dururken hala Dargınsın yarınlara Haykıracak nefesim kalmasa bile Ellerim uzanır olduğun yere Gözlerim görmese ben bulurum yine Kalbim durmuşsa inan çarpar seninle..

ne bilem ...anı...hep kalandır ya ardımızda..ondandır herhal kaçışım... estirdiğin musiki...al bendende o kadar... ... aslında şu an o kadar muzip bir durumdayımki...az önce batak oynadık arkadaşlarla..arkadaşlarım arasında Arda diye bitanesi var..koparttı beni kafadan..bayıldım gülmekten...fırıldaklığı üstündeydi..zaten görüntüsü de komik..Allahım yaa..burda olsan bayılırdın gülmekten...ince espirilerin ardı arkası kesilmedi bu gün...oyun da avukat bir arkadaşımla..diğeri sigortacı olan bir arkadaşımda kaldı..ikiside acayip hırslıdır....arda seyirciydi..yedi içti..dalgasınıda geçti...arada bir de bana ataraktan göz..patlattı gülmekten..ayıpta oldu arkadaşlara..ki ben aniden hemde paskırarak gülüşümden..gıcık oldular..gerçi hep yakın arkadaşlarız ama..napam..şeytan girdi bi kere içimize...oyun salonundan dışarı çıktık..hesabıda ödediler..biz ona kasiyere öpücük verme faslı diyoruz ..arda kolumda..avukat olan kıpkırmızı..dışarıda arabayı nereye park ettiğini unuttu..arar durur..sigortacı ise..evinin yolunun aksi istikametinde gitmeye başladı...amman açmasın şafaklar. ..ardayla sokakta..yeniden paskırmaya başladık...kaybolun dediler bize..uzun bir süre görüşmeyelim falan...ama duramazlar..yarın yine aynı cümbüş... ....yaaaa diloşum..yaşamsal kısa bir kesit sunam dedim sana.. ve gelelim...anı topicçiğimize...işte geçer içimden bir şarkı.... Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile Söz : Fikret Şeneş / Müzik : Jean Pierre Lang Yayınlayan © 1979 Philips haykıracak nefesim kalmasa bile... Her sabah uyandığında Beni farzet yanında Böylece kolaylaşır herşey birden Bakarsın gelirim aniden Fırsat verme gözyaşlarına Söz geçmez anılara Bugünü yaşamak dururken hala Dargınsın yarınlara Haykıracak nefesim kalmasa bile Ellerim uzanır olduğun yere Gözlerim görmese ben bulurum yine Kalbim durmuşsa inan çarpar seninle..

vıy..vıy..vıy..erkekte beğenmiyorlar...kazaksız kalıpta üşüyesiceler sizi. ..beni merdanede kesmez...hani kalınlığından kafamın.. ...şuheda senin bir fikrin varmı...

carmen im....esmerel dam..ve...veeee kim gelsin...tabiki kuazzimoto....nötrdam ında en kambur adamı..boynunda asılı levhası.çevreye verdiğim görüntü kirliliğinden dolayı özür dilerim...yapma kuazi...biz sevdik seni..esmerelda sevmese ne olurki.. gürültü..görüntü..kimileride yaratır hava kirliliği... ....veeeeee....açılsın hadi kumpanya.... yapar sirtakisini esmer kız...saçında gülün en goncası...müziğinde etrkisiyle savururken eteğini...bizim çapkın don juan...kürdanına attırır takla ağzında...heheyt..heytt...hırçın ve bıçkın çingene delikanlısı..elinde bıçakları...karşısında kız..hedef tahtasında..durur kıpırdamaksız..atar da ...atar...bıçaklarını...saplanır tahtaya bıçaklar...kız sağsalim duraklar..figanı kopan alkışlar...bir demet çiçek düşer kafasına don juan ın...derken kafayı bulmuşluğun etkisi..içilen uzo ların tepkisi...kafada tepiştirir filleri..birileri sekerektende gözü...boğazında hıçkırımsı öksürüğü...amanın...aman...bağırır popomda ayı...narası ve..yağlamışlığı tabanı...heheyt...heyt...bu kumpanya beni bozar....hem ali de azar...veli de bozar..keskin uzo fıçıya zarar....ahhhh.....yunan...yunanımsılık... nerde o...eski yunan mitolojileri...yaratılmış trajedyalar...üzüm dolu bağlar...ağzından ateş çıkartan ejderhalar...ejderha öldüren kahraman...olimpostaki zeus...elma güzellerinden athena...şimdi güzel elma bile bulmak zor...içi gofti ve hormon empozeli... ....sokrat...çiçero..seneca..toyumsu..yeni kılımsı yüzüyle.. platon...hadi yine savunsana hocanı...vıy...vıy...serapsal alemin..yaşantısız izdüşümü..kaldımı çölde hurma...eminim sıcaklığı kumun artmıştırda...yaaa...selahattin eyyubi..kurtarsana..bir kez daha..kudüsü..haçlıların korkulu rüyası...aslan ..kaplan..tavşan...haaa bu arada aklıma bir söz geldi...yatan aslandansa koşan fareyi tercih ederim.........ayyyy ..olur yine aklım delirteç...küstüm.. ben giderim...ama yinede olsun size iyi geceler...sahi gece iyi olur mu...?

heyy...kürsüsü güzel...hani naralar..feryat figanlar..tutulmuş nutkun sessiz esintisimidir...attırırsınızda bebeğe öpücük...heeeyyyy tirtir hanım...bak yazıyorum haaa...hemde serbestçenek...atıyorumda... ... heyyy..ahali...önümüzdeki yeni başbakanlık seçimine olmuşumdur adayın adayı...partimin adı..oyum sana feda olsun partisi.. hem verin bana oyu...mutlu ederim sizi gün boyu...hem sözümdür..sağlık ve eğitim öğretimi yapacağımdır..doğuştan kazanılmış bir hak..yapmayacağım fırsatta eşitsizlik...siz verin bana..verin..oyu.......hehu...heheu...nasıl..kürsüde de serbestçe atmak güzel oluyo be anacım... ....

uyuz...şu kelime anlamına uyuz oldum...bide dabaz var dimi..kimlere dabaz denir..yada nasıl dabaz olunur..çok et yemekten..hııı..öyledirmidir...ayyy uyuz oldum...ondanmıdır ki kaşıntım...uyuzcuk..uyuzcuk..uyuzcuuukkk....

selam..birde konuya akdemik açıdan bakalım... ... seni sevdiğini ve değer verdiğini nasıl öğrendin..yada ikna oldun anlıyamadım..çevreden mi..ama çevre sana onun çapkın falan olduğunuda söylemişti..bide şu var..sanki seni hiç kazanmamışta..kaybetme gibi bir durum yok gibi..yoksa geri gelir..birlikteliği devam ettirirdi diye düşünüyorum...kal sağlıcakla...

pardon yaa...kara murat filmlerinden çok etkilenmişliğimden olsa gerek..aslı hacı murat olucak...yukarıda yanlış yazdım...bir zamanlar..tolstoy un hacı murat kitabını okumuştum..kaynakça orası...