Armance tarafından postalanan herşey
-
ALLAH YOKTUR!
Kendisine saygısı olmayanın Allaha saygı duymasını bekleyemezsiniz.. Çağımızın modası Funny man olmak adına esprilerine Allahı da saygısızca karıştıran süper komik! insanların söylemlerine nefislerimiz her ne kadar gülsede içinde birazcık Allah korkusu olan kişi '' Tövbee tövbee'' demeyi ihmal etmez.. Bu içgüdüsel bi durumdur aslında..
-
İdamlar kaldırılmasın..
Bunları geçiniz.. Bir toplumu bir arada tutan en önemli kurallar yasalar ve yaptırımlarıdır.. O an ki sistem neyi öngörmüşse buna uymak durumundayız.. Uymayanlar elbette o sistemin değer yargılarına göre yargılanacaklar.. Ben dışarıda rahat rahat gezmek istiyorum.. Biri çıkıp da beni bıçaklayıp öldürüyorsa peşimden gelmesini arzu ederim .. Kindarlığımdan değil.. Yarın öbür gün bir başkasını da bıçaklamasın diye.. Suç ister fikri ister bedeni olsun ne olursa olsun suçu işleyenlerin en ağır cezalara çarptırılmasından yanayım. Biz suç işlemesini bilemiyormuyuz ? Ne ala memleket.. Biz safız kurallara uyalım uymayanaları birazcık okşayıp salıverelim öle mi.. Tekrar yazıyorum.. İdamlar kaldırılmasın..
-
Birbirimizi görerek tanıyalım......
İyi espri ama gaza gelmem.. Zaten avatrımda ki kendi resmim.. Yinede naçizane fikrim boy göstermeye gerek yok diyorum..
-
İdamlar kaldırılmasın..
Serpil öğretmeni tecavüz ettikten sonra öldüren gruptaydı. 36 yıl ceza aldı, aflarla 7 yılda çıktı ve önceki gece bir kişiyi boğazından bıçakladı Savaş Tüblek, anaokulu öğretmeni Serpil Yeşilyurt'a defalarca tecavüz edip öldürdükleri gerekçesiyle hüküm giyen 4 saldırgandan sadece biri. 8 yıl önce Ümraniye'deki olayda 2 kadın evine dönerken kaçırılmış; kızı gözünün önünde öldürülürken Anne Hanım Yeşilyurt ağır yaralanmıştı. Bu acımasızca işlenen cinayetin faillerinden Savaş Tüblek, 36 yıl hüküm giydi; indirimlerden yararlanarak 7 yıl hapis yattı. 24 Aralık 2005'te Rahşan Affı sayesinde cezasından kurtuldu. Sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşan Savaş Tüblek önceki gün yine bir suça karıştı, bu kez de 2 kişiyi bıçakladı. Olay mahalli yine aynı, Ümraniye. Saat ise akşamüstü, 18.00 sıraları. Savaş Tüblek, ağabeyi Sinan ile birlikte mahallelerinde gezerken, sebep olmaksızın otobüs durağında oturmakta olan Serhat Akar'a sataştı. Mardin'de vatani görevini yapan ve senelik izinde olan Serhat Akar'ın yanına gelerek "Burada niye oturuyorsun. Biz hasım sahibiyiz. Burada oturamazsın" diye bağırdı. Akar'ın karşılık vermesi üzerine tartışma çıktı. Serhat Akar, cep telefonuyla kardeşi Samet Akar'ı arayarak yardım istedi. Berber dükkanında çalışan Samet Akar olay yerine gelince tartışma kavgaya dönüştü. Savaş ve Sinan Tüblek, ceplerinde taşıdıkları bıçaklarını çekerek Samet Akar'ı kafasının üç yerinden ve boğazından yaraladı. Serhat Akar ise omzundan ısırıldı. Savaş ve ağabeyi Sinan Tüblek olaydan sonra yaya olarak kaçtı. Ancak Akar kardeşlerin şikayetçi olması üzerine zanlıların aranmasına başlandı. Savaş ve Sinan Akar kardeşler, Adem Yavuz Mahallesi'nde yakalandı, çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. Beni "Buralar bizden sorulur" diye tehdit etti Savcı tarafından savunmaları alındıktan sonra serbest bırakılan Serhat Akar, olayı şöyle anlattı: "Otobüs durağında oturuyordum. Yanıma gelerek kim olduğumu ve neden burada olduğumu sordular. Ben de karşılık verince, 'Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun, buralar bizden sorulur?' diyerek tehdit ettiler." Oğulları yaralanan Zekeriya Akar tepkisini şöyle dile getirdi: "Mahalle kabadayısı gibi gelerek çocuklara sataşmışlar. Masum bir insanın canına kıyan birini, cezasını çekmeden toplumun içine salarsanız sonu bu olur." Vatan Bu sadece bir örnekti.. Bunlar gibi niceleri var.. Sağolsun solun hezeyansal çiftinin oy uğruna saldığı caniler yüzünden daha çok suçlarla karşılaşırız..
-
Armanca...
Liğme liğme edilmiş niyetlerin üstüne Basa basa yürürken ben.. Hangi köşelerde gönül zillerine Basıp basıp kaçmaktasın sen..? Kendi iç denizimde boğulurken ben.. Hangi kadehlerin dibinde yüzmektesin sen..? Yanlışlarım sıradağlar olmuşlar Yollarımı kapatmışlar Ve ben aşmak için kendimi Vurmuşken taşlara gövdemi.. Sen! Hangi küçük dağları ben yarattım derdindesin..? Sus! Yürekten konuşmadıkça benimle.. Tanıdığınımı zannettin beni bu kadarcık deneyimle..? Sus! Beni bana anlatma şekerim. Ben kendimi zaten çizerim. Kalem dahi kullanmadan.. Aklına zerk ederim.
-
Birbirimizi görerek tanıyalım......
www.imageshack.us adresinden resmini tarat... Orada en altta çıkan dierkt link i kopyala ve buraya cevap yazacağın topice yapıştır .. Daha sonra sağ tıklayarak üstte ağaç resimli logoyu tıkla ve yolla.. Resmin çıkacaktır.. Son zamanlarda resimleri görmeye meraklı çok arkadaş çıktı piyasaya.. Amaç foruma yazmak değil mi yoksa ?
-
Noktalarla Aşk..
Kaza
-
Zeynoo
Asaletin biçimlenmiş hali.. Yüreğini sevgisinin sıcaklığıyla ısıtan ve aydınlatan .. Bu aydınlığını benimle paylaşan.. Tanıdığım en hanımefendi.. Ve en sihirli güzelliğe sahip.. Zeynoom Serenadem ya da kısaca Yarem..
-
Noktalarla Aşk..
- çapkınlar için
Vay anasını.. Bu kadar basit demek.. Çok sağol Yemci hayatımızı kurtardın hemen şimdi dışarı çıkıp burçlarına göre kızları ayarlamaya başlıyom..- Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
Liğme liğme edilmiş niyetlerin üstüne basa basa yürürken ben, sen hangi köşelerde gönül zillerine basıp basıp kaçmaktasın ? Kendi iç denizimde boğulurken ben , sen hangi kadehlerin dibinde yüzmektesin ? Beni bana anlatma bebeğim.. Ben kendimi çizerim.. Kalem dahi kullanmadan gönlüne zerk ederim.. Bu da benden olsun üstad.. Saygılarımla..- arman
Angel Mineu Aça İlbey.. Teşekkür ederim arkadaşlar..- Karçiçeği m
O bu forumun manevi sahiplerinden.. Unutulur mu ? Asla unutulmaz.. Çiçeğim seni özledim.. Az kaldı görüşeceğiz..- benim neyim eksik ben de anı defteri açıyorum buyrun
Gülben Ergene benzetirlermiş onu.. Halt etmişler.. Gülben güzellikte eline su dökemez onun.. Uzun sayılabilecek bir zamandır tanıyorum artık Meleğimi.. Hep söylemişimdir.. Hala kanatlarını gizliyor.. Seni seviyorum Melek Çiçeğim..- Armanca...
Hiç Değilse.. Bir maden işçisiydim ben.. Hayatın gerçeklerini delip geçen ve düşlerine ulaşmayı bekleyen, çalışkan, saf bir işçi.. Hevesle kazdığım gerçeklerin, kazmamı parçaladıklarının farkında olmayan bir ahmaktım ben.. Farkettiğimde.. Karanlığa yaslayıverdim hayallerimi.. Bedenim hiç değilse dinlensin. Nefes almak zor bu delikte. Bırakayım kalbim daha yavaş atsın. Dışarda ne olup bittiği umruma bile değil. Kendi kendimle geçirdiğim zaman, bana kar kalsın.. Kazancım, '' hiç değilse denedim '' demek olsun. Hiç değilse.. Kimsenin bir başkasını kendisinden daha çok sevemiyeceğini bile bile yine de sevilmeyi denedim, küçük afacan çocuklar gibi.. Hiç değilse.. Aşk denilen şeyin, samimiyetine inanmasam dahi, yine de defalarca aşık olmayı denedim onca sıkıntıma rağmen.. Hiç değilse.. Mutlu ettiğim insanın, ayrılık vakti geldiğinde benden nefret edeceğini bilmeme rağmen, sevgiyle hatırlamayı tercih ettim hatıraları, öfkemden gizleyerek onları.. Hiç değilse.. Amansız bir hastalığın pençesine düşsede en sevdiğim ve vazgeçsede hayat ondan ben ondan vazgeçmemeyi öğrendim, canımı ne kadar acıtsada bu tecrübe... Hiç değilse.. Kanayan bir yarayı kapatmanın, ağlayan bir çocuğu susturmanın yolunun kahkahalardan geçtiğini farkettim ve en yararlı oyunum oldu bu oyun arada bir kesilsede.. Ve hiç değilse.. Zaman her ne kadar vermesede aman, kendi nehrimde akıp gitmeyi öğrendim, olsamda bir kuru dal ya da bir çöp saman.. İşte ! Hiç değilse demeyi öğrendim. En azından..- ALTIN PORTAKAL VERİYORUZ...
Gelmiş geçmiş en bilgili forum üyesi Bozan En iyi deneme yazarı Lostsoul En iyi blog yazarı Gece Yağmuru- SİZCE..NE OLURDU..?
Onca toplum kuralları ve değerleri olduğu halde ve bu değerler yasalarla desteklendiği halde yinede sayısız cinayet yaralama gasp savaş zulüm kısacası suçların önüne geçilemezken bir de yasalar olmasamıydı ne olurdu diye soruyorsun? Sence ?- Türban meselesinin çözüm yolu budur.
Ateist olduğunuz o kadar belli ki.. varın siz değilim deyin..Ve bakalım kimler seni ne kadar ciddiye alacaklar..- Türban meselesinin çözüm yolu budur.
Hiç bir müslüman bir ateistin çözüm önerilerini ciddiye almaz..- sedelina
Sıcak.. Çok sıcak ama bunaltmaz bu sıcaklığı sizi tam aksine ferahlatır.. Kocaman bir yüreğim var karşılıksız paylaşırım havalarında neşe saçmakta etrafına.. Tanıdığıma memnun olduğum saygı duyduğum sevgili Sedelina..- Armanca...
Teşekkür Ederim.. '' Filancanın oğlu bak ne güzel okudu da adam oldu, sen hala bir baltaya sap olamadın '' deyipte, beni teşvik ettiklerini sanmak yerine, beni sinir ettiklerini ve azmimle aramı açtıkları için aileme... '' Seni seviyorum sana aşığım sensiz yapamam '' gibi cümlelerin kiralarını çok ucuza ödediklerini sanan ve biten her ilişkimin ardından, gönül evimden çıkarlarken odalarımı dağıtıp da giden sevgililerime... '' Dostum arkadaşım kankam '' diye beraberce kakara kikoro yaptığımız, neşemin ve keyfimin ortakları ama hüznümün ve öfkemin yabancıları, zor anlarımda benden uzakta olmayı yeğleyen arkadaşlarıma... Dünyasının dörtte dördüde gerçekler deniziyle kaplı olan ve hayallerini avlamak adına balığa çıkan, küçük ve yalnız teknesiyle umutusuzca dolanıp duran ve artık olta atmasını dahi unutan kendime.. Anlattıklarınız ve gösterdikleriniz için.. Çok teşekkür ederim.- Armanca...
Kendi dünyamın ekseninde, dönüp duran cisimler Tehdit etmekte benliğimi.. Çarpsalar, parçalayacaklar merkezimi.. Anlayamadan niyetlerini, kaybolup gideceğim. Belki bir süre hatırlanırım Ama illaki unutulurum. Hiç varolmamışcasına bu galakside Tek bir zerrem bile kalmayacak. Dün beni unuturken, yarınlarla tanışamıyacağım. Kendi kıyametimin dehşetinde Terli kabuslar göreceğim. Geceleri uyandığımda ansızın Bunun bir kabustan fazlası olduğunu bileceğim. Zaman benimle yanyana yürümüyor Zaman arkamdan kovalıyor sanki.. Daha hızlı koşabilmek için Daha çok yük atmam gerek belki.. Hani ? Daha atacak neyim kaldı ki ? Çok önceleri bırakmıştım geride hayalleri.. Onlarla beraber biten ümitleri.. Bende kalan bir kaç sayfa şiirler Ve birde kimselerin göremediği derinlerde izler..- FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Herkese..- Bekleyiş..
- Kimse Yok mu ?
Kimse Yok mu ? Tak! Tak!Tak! Kimse yok mu ? Çaldığım bu kapının Açılması bu kadar zor mu ? Tak! Tak!Tak! Dışarısı soğuk ve ayaz Ellerim üşüyor ve ayaklarım yorgun İçerde bekler beni özlediğim yaz Tak! Tak!Tak! Rahatsızmı ediyorum? Gölgelerden sıyrıldım da geldim Hiç mi umursanmıyorum? Tak! Tak!Tak! Yoruldum artık aç kapıyı Yılların yükü var sırtımda Ne olur alma ahımı Tak! Tak!Tak! Artık alamıyorum nefes Hissedemiyorum nabzımı Ve çıkmıyor ağzımdan tek bir ses Tak! Tak!Tak! Ben değilim bu kez kapıyı çalan Ben az önce öldüm eşiğinde Şimdi kapını çalan Bana söylediğin onca yalan... Enes.. - çapkınlar için
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.