gloria

Aaaaa kaçırmışsın o zaman burayı sen Bu başlıktaki 18. ileti

Hehhehe ama bu kısmı sonra eklemişsin ne yapsak acaba senin için sırf güzel kadınlardan oluşan bir başlık mı açsak acaba

Ben içimden dedim

Bu arada festivalde gezi direnişleri nedeniyle gösterime girmeme kararı alan Sen Aydınlatırsın Geceyi filmi de oynayacak, bu filmi izlemek için her yolu denemiştim ama bulamamıştım, eğer saatlerime uyarsa kesin izlerim

Beni Film Ekiminde bu sene en heyecanlandıran şey, Jim Jarmusch'un son filminin henüz vizyona girmeden festivalde gösterilecek olması.. Ama sadece Jarmusch'un değil, Kim ki-Duk, Coen Kardeşler gibi ünlü yönetmenlerin de son filmleri henüz vizyona girmeden film ekiminde gösterilecek. Kim Ki-Duk'un filmi bundan önce Venedik Film Festivali'nde de gösterilmişti, Filmin adı "Moebius"; cinsel istekler üzerinden bir ailenin parçalanmasını anlatan bir film. Ülkesi Kore'de ciddi olarak sansürle mücadele etmiş, çok zor gösterimine izin alınmış bir film... Coen Kardeşlerin de yeni filminin adı Sen Şarkılarını Söyle/Inside Llewyn Davis’ Cannes Film Festivali'nde büyük ödülü almış olan film 1961 yılında geçiyor, genç bir müzisyenin folk müzik dünyasında ayakta kalabilme mücadelesini anlatıyor.. Ve benim şüphesiz en sevdiğim yönetmenlerden birisi ve hatta ilki olan Jim Jarmusch'un festivalde yer alacak filminin adı ‘Sadece Aşklar Hayatta Kalır/Only Lovers Left Alive’ yüzyıllardır birlikte yaşayan Adem ve Havva isimli iki vampirin dünyasını anlatıyor doğal olarak film hep gece saatlerinde geçiyor. Hiçbirini izlemesem de bunu izlemeyi öyle çok istiyorum ki.. Bu arada bu film de ilk kez Cannes Film Festivali'nde gösterilmişti. Bu arada Hiç Jim Jarmusch filmleri izlemiş miydiniz? Ben en sevdiklerimi forumun yabancı sinema sayfasında tanıtmıştım linklerini atayım buraya, bir bakmak istersiniz belki Cennetten de Garip - Stranger Than Paradise Down by Law Ölü Adam - Dead Man Kahve ve Sigara - Coffee and Cigarettes Bunların hepsi birbirinden güzel filmler...

Şimdi İslam son din ya o yüzden inananlarına göre de son din olduğu için doğru olan kabul ediliyor; ilk olsaydı bu defa da ilk olduğu için doğru olan kabul edilirdi

Bu da çok ilginç bir post mortem fotoğraf, annenin yüzünün gizli olması... Bu da bir gelin... Aklıma Tim Burton'ın Ölü Gelin isimli animasyonu geldi.. Bu arada da fark ettim ki bu fotoğrafları buraya eklerken bir yandan da Melis Danişmend'den Haberin Yok Ölüyorum'u dinliyorum.. Sonunda da "Ölmeyin" diyor

Van kedisi gibi duruyor burada sanki tek gözü ela tek gözü mavi Öyle mi yoksa? Ben emin olamıyorum, çünkü birçok resimde öyle görünüyor...

Beyin fırtınasını biliyorum tabii.. Meslek icabı sürekli kullandığım yöntemlerden birisidir.

Ne kadar çok çalıştım bugün, bütün evi temizledim, çamaşırları yıkadım, yemek hazırladım... ve şu an itibariyle artık tertemiz evimde güzel bir kahve eşliğinde coco star yiyip, film izleyeceğim size de bir fincan ikram edebilirim Ohhhh misss gibi hindistan cevizli ve miss gibi kokanından bir fincan da kahve Afiyet olsun

Bak şöyle bir yazı okudum şimdi internette:

Bizim büyüklerimiz de hep mezarlıklar 3 ya da 5 kişiyi peş peşe alır derlerdi.. Biz bu ayrıntıları büyük şehirlerde belki kaçırıyoruz ama onların ki ne kadar doğru bilmiyorum da köylerde küçük yerlerde yaşayan birbiriyle daha fazla etkileşim hainde olan insanların tecrübeyle sabitlenen düşünceler.. Batıldır belki ama ne zaman böyle peş peşe ölümler gelse aklıma hep babaannemin o sözlerin geliyor.

"Diriliş" ve "Şu Çılgın Türkler" kitaplarının yazarı bürokrat, avukat, yazar, tiyatronun duayenlerinden Turgut Özakman, Ankara'da tedavi gördüğü hastanede bugün öğlen saatlerinde kalp durması nedeniyle hayatını kaybetti. Özakman 1930 yılında Ankara'da doğmuştu. Güven Hastanesi'nden yapılan açıklamada yazar Turgut Özakman'ın bugün saat 11.40'ta koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. 1930 doğumlu olan tiyatro yazarı Özakman 83 yaşındaydı.

Son çocuklar her zaman daha çok ilgi görürü, şımartılır, aman ona bir şey olmasın o daha çocuk diye düşünülür büyüse bile o hep çocuktur, ilk günkü gibi... Hele bir de birkaç kız çocuğun üzerine geldiyse ooooo değmeyin keyfine (bu kız çocuk meselesinin olayımızla bir ilgisi yok o daha toplumsal bir şeydi) Acaba ilk tek anrılı din İslamiyet olsaydı ve son din de Hristiyanlık olsaydı neler değişebilirdi hayatta Yazdıklarından aklıma düşenler

Bu karikatür her film izlediğimde aklıma gelir ve hep çok gülerimmm, bir arkadaşım hep noluyor, şimdi ne olacak diye sorar durur film izlerken ben de hep izle izle derim.. Sanki onu ve beni anlatıyormuş gibi

Petek Dinçöz e daha çok benziyor ya da ben bilmiyorum emin değilim tanıyamıyorum bu magazinel kişileri ben fazla...

Bu Aysel Gürel değildir yaaa, onun gençlik zamanında renkli fotoğrafçılık henüz yoktu, yanlış bilgi bence bu.. Eğer oysa ki mümkün değil, buralarda henüz 20 li yaşlarda görülüyor... Hani çekildiği yıllar 50'li yıllar diyelim ama bizim ülkemizde renkli fotoğrafçılık ilk olarak 1979 yılında başlamış diye biliyorum Aysel Gürel bu dönemde 50 yaşındaydı...

Şimdi okuduğum bir haber, yani merak edip baktım: Anlıyoruz ki Majidi de kıramamış tabuyu

180'i zorluyorummm ama olmadı henüz

"Birgün ölürsem eğer Yılmaz Güney'i göresim gelmiştir." de demişsin... Selamımız olsun Yılmaz Güney'e..

"Hiçbir şey bitmez, her şey değişir" demişsin, sen de artık değiştin Öyle düşünmek istiyorum.

Bazı AKP'lilerin insaniyetinden şüphe duyuyorum artık... ve yaşadıkları ikilemi de aklım almıyor, bu adamlar sırf çelişki içinde yaşıyorlar ya da ikiyüzlüler ben çözemiyorum!

6'dan daha beterini de gördüm 3 onu nasıl yaptım acaba şu an şaşkınlık içindeyimmmmmmmm

Ohhh my gooooddddddnessssssss