gloria

" Kedisiz ev ne kadar güzel olsa da ev sayılmaz" (Mark Twain) Mark Twain'in Kedileri Mark Twain'in kedilerinin uyurken ve uyanıkken görüntülendiği bu fotoğraflar 1887 yılında çekilmiş.

Kediler duyguları konusunda dürüsttürler. İnsanlar ise duygularını gizlerler. (Ernest Hemingway) Hemingway ve Kedisi Snowball (Kartopu)

Bence de bir yazarın kedisi olmalı, sanki onlarsız eksik kalırlarmış gibi... Nedenini bilmiyorum ama yazar, masasında oturup yeni romanını yazarken kedi de camın önünde oturup dışarıyı gözlemeliymiş gibi.. Jean Paul Sartre ve Kedisi Nothing

Ertuğrul Özkök'ün kırk7 isimli bir kitabı varmış ben kitabı bilmiyorum, aranızda okuyanınız var mı? Herneyse işte kitaba göre: Tomris Uyar, İkinci Yeni Akımı'nın prensesi sayılıyormuş. Nedeni de; Ülkü Tamer'in hayatındayken Turgut Uyar ile karşılaşması ve evlenmesi... Sonra Edip Cansever giriyor hayatına ve ardından Cemal Süreya... Bu bilgilere başka hiçbir yerde rastlamadım, gerçek mi bunlar? Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Edip Cansever Türk şiirinin üç silahşörü diye bilinir. Cemal Süreya'nın da "Onursuzunum" isimli şiiri Tomris Uyar'a yazdığı söyleniyor: Daha nen olayım isterdin, Onursuzunum senin!

Bu arada benim gibi baştan önyargısı olan arkadaşlar için filmi Black isimli filmi videolar sayfasına Türkçe altyazılı olarak ekliyorum. Bir başlayın 10 dakikasını izleyin, sıkılırsanız bırakın valla, hiç kendinizi zorlamayın ama bakın göreceksiniz hiç de sıkılmayacaksınız. İzlemek için tıklayınız.

BLACK : SİYAH (2005) Ben aslında Hint sinemasını pek sevmem, bir kere çok uzun oluyorlar, tam konuya konsantre oluyorsun bir anda film kesiliyor ve ortalık dans eden rengarenk insanlarla doluyor, şarkı, cümbüş gırla yani... Dikkat kalmıyor, algın bozuluyor Hint filmi izlemek zor iş açıkçası, beni yoruyor. Şimdi bunlar benim önyargılarımmış, yani her Hint filmi illa da öyle olacak değilmiş; örneğin Black... Biraz karanlık, biraz da tiyatrovari havasıyla güçlü bir duruşu olan bu filmin içinde Hint şarkıları ya da dans sahneleri yok. Konusu ağır dram içeriyor ama işleniş çoğunlukla gerilim ağırlıklı. Kör, sağır ve dilsiz bir kız çocuğuyla, onu karanlıktan ışığa doğru çekmeye çalışan bir öğretmenin kurduğu ilişki ve bu uğurda çıktıkları uzun hayat mücadelesini anlatıyor. Hint yönetmen Sanjay Leela Bhansali filmde başrolü Amitabh Bachchan'a vermiş, bu film o anlamda iyi bir yönetmen ve aktör işbirliği de içeriyor. Film, Helen Keller isimli Amerikalı ünlü pedagogdan esinlenerek yapılmış. Helen Keller da tıpkı filmdeki kız çocuğu gibi bebeklik çağından beri kör, sağır ve dilsiz ama asla pes etmemiş, hayatı boyunca 5 dil öğrenmiş, bisiklet ve kano kullanmış, yüzmüş, santranç oynamış, birçok makale ve kitap yayınlamış bir akademisyen. The cathartic tale of a deaf, mute and blind girl, and her teacher who brings a ray of light into her world of BLACK. Yapım: 2005 - Hindistan , Anguilla Tür : Dram Süre: 122 Dak. Yönetmen : Sanjay Leela Bhansali Oyuncular : Rani Mukherjee , Amitabh Bachchan , Ayesha Kapoor , Nandana Sen , Shernaz Patel Senaryo : Sanjay Leela Bhansali Yapımcı : Sanjay Leela Bhansali

Bu dinde tanrıya inanılmıyor, tanrı inancı yok... Ayrıca ben bunu bir din olarak da görmedim, bana biraz yaşam biçimi gibi geldi, katı kuralları olan, canlılara ve doğaya saygı gösteren bir biçim.. Ama sert... Biraz primitivist bir yaklaşımı var, benim ilgimi çeken kısmı bundandı.. Yoksa misyonerlik yaptığım yok ha.. Bir kültüre ait bilgi diye düşünebilirsin.

Unutmamak üzere, gerekirse yeniden kullanılmak üzere ki kullanmayacağım umarım logoyu da buraya ekleyeyim Bir daha da başka hiçbir yerde böyle bir onursuzluğa kalkışmayın!

Sabah saat 4:0'a karşı İstanbul'dan gelen nakliyeciler Gerze'deki "Gerze Enerji Santrali Bilgi Paylaşım Merkezi"ni boşaltmışlar ve tabelar da gün içinde sökülmüş Böylece Anadolu grubun Gerze'deki son bağlantısı da kopmuş. Bu mücadele başta Gerzeliler ve Yaykıl Köyü olmak üzere tüm destekçilerin onuruyla yaptığı bir mücadeledir. Darısı diğer termik ve nükleer santral tehditi altındaki bölgelerin başına Ben de artık şu Anadolu grupla bağlantımı koparayım. Tıpkı Gerzeliler gibi Artık bu avatarı değiştirmenin zamanı geldi

Paketten çıkan bazı kararlar aslında zaten hak olan kararlar ama sanki bize lütfediliyormuş gibi... Vayyyy beee!

Mahavira'nın çok zehirli bir yılanla karşılaşma hali...

Nefret saikiyle işlenmesi durumunda belirli suçların cezaları arttırılıyor. Kişilerin dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, felsefi inancı, dini inancı ya da mezhebine karşı işlenen suçlarda cezalar, TCK'nın ilgili maddelerinde yapılacak değişikliklerle arttırılacak. Kılık kıyafet yönetmeliği değiştirilerek kamu kurumlarında baş örtüsü yasağı kalkıyor. Resmi elbise giymek zorunda olan TSK mensupları, yargıda hakim ve savcılar bunun dışında tutulacak. Yani öğretmenler okullarda derslere türbanla girebilecek. İlkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılıyor. Geçen yıl orta okullarda bu uygulama kaldırılmıştı. Şimdi de ilk okullarda kaldırılıyor. Mor Gabriel Manastırı’nın arazisi iade ediliyor. Böylece Süryani vatandaşlara önemli bir hakları teslim ediliyor. vs.

Jainlerin bazı temel sembolleri vardır. Bu sembollerden biri Jain Ahimsa Yemini'ni sembolize eder ve bir elin avucunun üstünde bir tekerlek ile tasvir edilir. Bunun dışında, swastika en kutsal sembollerdendir. Ana Jain sembollerinden bazıları: Tirthankaralara 24 Lanchhana Aşta-mangalları. Om Triratna ve Şrivatsa. Dharma-çakra ve Siddha-çakra. *** Jain Ahimsa Yemini Swastika sembolü: Bu ikisinin bir araya geldiği sembol:

Jainler, Shvetambara ve Digambara adında iki büyük mezhebe bölünmüştür. Digambara mezhebindekiler daha katıdır, ‘gök elbisesi’ anlamına gelen isimlerinin hakkını vererek tamamen çıplak olarak gezerler. Bu, maddi olan tüm şeylerden uzak durulması anlamına gelir. Bu uygulamayı günümüzde de sürdüren Jain’ler manastır ve tapınaklardan dışarıya pek çıkmaz. Bu Hindistan'daki Mahavira heykeli:

Jainizm Jainizm, Mahavira tarafından Hindistan'da M.Ö. 4. yüzyılda başlatılmış bir din.. Yani aslında din diye tanımlanıyor ama bence din değil bir yaşam biçimi...Günümüzde jainlerin sayısı 4 milyon civarında. Bir yere oturacaklarsa eğer bir karıncayı veya bir böceği ezebileceklerini düşündüklerinden hemen oturmazlar, önce oturacakları yeri süpürgeyle temizlerler. Bu nedenle ellerinde süpürgelerle dolaşırlar. Toprağı kazmak suretiyle tarım yapmazlar çünkü kazma işlemi sırasında başka canlıların ölmesine neden olduklarını düşünürler. Ağızlarında maskeyle dolaşırlar çünkü nefes alıp verirken bile bir canlıyı öldürebileceklerini düşünürler. Katı kurallı ve kesin veganlardır. Sadece et değil mesela eğer sebze köklü bir sebzeyse onu da yemezler, çünkü sebzenin kökünü yemek onlar için gereksiz yere bitkinin canlılığını yok etmektir. Anlayışlarına göre şiddet veya zulüm ile elde edilen her türlü gıda onlar için yenilmemesi gereken gıdalardır. Tüm bunlar aslında şiddete karşı olduklarındandır,en önemli ilkeleri ve en yüksek mertebeleri olan "Ahimsa" ilkesi nedeniyle her varlığa eşit saygı ve şefkat gösterirler. Şiddet uygulamazlar, onlar için bütün varlıklar ölümsüzdür, sonsuz bir ruha sahiptir ve her varlık kendinden sorumludur. varlıkları, "henüz gelişmemiş olanlar"; "gelişme yolunda olanlar" ve "tekrar doğuş sürecinden kurtulup özgür hale gelenler" şeklinde üç aşamaya ayırırlar. Mükemmel insan olma yönünde uğraşırlar, herhangi bir tanrıya inanmazlar, zaten insanlar mükemmeldir. Daha mükemmel olduğu düşünülen bir tanrı gereksinimleri yoktur. Ahimsa dışında "Satya" (yalan konuşmamak, gerçeği söylemek), "Asteya" (hırsızlıktan kaçınmak), "Brahmacharya"(seksten uzak durmak) ve "Aparigraha" (sahip olmamak, bir çeşit mülksüzlük gibi) ilkelerine de sahiptirler. Gün batımından sonra yemez, içmez ve seyahat etmezler. Jainizmin kurucusu Mahavira'da 77 yaşında açlıktan ölmüştür. Onlara göre "Beden aç; bırakın aç kalsın. Onu açlığa talim ettirin; bu muameleye ihtiyacı var." bunlar önemli keşişlik ve çilecilik kurallarından birisidir. Doğaya ve başka canlara bu kadar saygı dolu olan Jainler, tüm bunlarla belki de çelişebilecek bir yetkiye sahiptirler. Kendi canlarına kıyabilme yani intihar etme hakkı... Jainler ölmeye karar verdikleri andan itibaren yeme, içme, cinsellik gibi ihtiyaçlarını ve alışkanlıklarını azaltmaya başlarlar. Hayatlarının son dönemlerini ölüm orucu yaparak geçirirler. Böylece hayattan vazgeçme sonucu kendiliğinden ölürler... Bu aynı zamanda çilecilik kuralını da destekler, çile çekerek ölen bu kişiler aziz veya azize ilan edilir.

Yine bir Halk cepheli genç dün gece maalesef vefat etti. Radikal'in haberine göre;

kızımız kıskandıgı ıcın kedıyı cok hırpalıyor son olarakta mavıs kızımızın gözunu cıkarıyodu normalde sakın bır kedı bu yuzden gercekten bakıcak aıleye sahıplendırmek ıstıyorum egıtımlı sakın huylu 11 aylık vankedısıTC Neylan Begum Dalgalıdere - Facebook Hayvanseverler sayfasında ilana ait fotograf ve bilgileri görebilirsiniz.

ACİL SÜT ANNE SAKARYA....Bu kedicik tahminen 1 AyLık bir Tekir 3 gün önce çocukLarın eLinden yağmurun aLtında sırıLsıkLam oLmuş bir şekilde oyuncak gibi oynanırken görüLmüş ve hemen aLınmış bitanecik daha kardeşi varmıştı fakat bu sabah maLesef uyanamamiş Daha çok bebek Yanlız kaLınca hemen ağLıyor eLi ayağı buz gibi sıcak su torbası yaptım bide poLarLı havLuyla sardım onu annesi sanıyor biraz kandırdım onu ama napim: ) Şimdi bu can daha çok yavru her an emmek ister hadi şimdi hafta sonu evdeyim ya hafta içi ben işteyken ne yapacak bucan varmı Sakaryada kedisi yeni doğum yapmış biri en azından biraz toparLanan kadar emse süt annesini: ( 0544 546 1134 — SAKARYA'da.

Demokrasi paketi demokrasi paketi dedikleri bugün açıklanıyor, demokratik olmayan insanların hazırlayacağı demokrasi paketinden ne çıkar bilmiyorum ayrıca orası da ayrı konu... Bu başlığı açıp açmama konusunda da çok kararsız kaldım, açsam çünkü muhtemelen burada yazılanları girip okumayacağım, sinirlerim bozulacak falan ama açmazsam da o zaman gündemin önemli bir konusunu burada tartışamamış olacağız... Ben en iyisi açayım, siz de tartışın, ben de belki arada gelir okurum Offfffffffffffffff Öyle günlerdir reklamı yapılıp duruyor, az sonra, az kaldııııı, 5 dakikaaa falan diye... Duyan da cidden çok ciddi bir hastalığın tedavisi bulundu sanacak... Hadi bakalım neler çıkacak?

Aldım ben de

Larry, Margaret Thatcher döneminden bu yana başbakanlıkta isdihdam edilen ikinci kedi... İstihdam diyorum çünkü bu kediler çoook sevildiğinden değil (azıcık onun da payı olabilir tabii) çalıştırılmak için başbakanlıkta yaşıyorlar, cidden mesela fare yakalamak gibi görev tanımları var... Margaret Thatcher kedi Humphrey'e 100 sterlin maaş bile bağlatmış vakti zamanında Hatta Humphrey'in 4 cm kalınlığında bir dosyası bile varmış ve Humhrey dosyada öteki bürokratlar gibi seks skandallarına karışmayan, içki kullanmayan mazbut bir çalışan olarak tanıtılıyor. Bir ara gazetelerde Humphrey' in kuş yavrularını avladığı iddiası ortaya atılmış. Başbakanlık derhal savunmaya geçerek iddiaları reddetmiş. Humphrey ile röportaj yapmak isteyen "London News"ın talebi, onun "bir devlet memuru olduğu ve dolayısıyla konuşamayacağı" söylenerek geri çevrilmiş. Kedileri hijyenik bulmayan Cherie Blair, Humphreyin başbakanlık konutunda sürgün edilmesini istemiş ve gelen tepkiler üzerine Cherie, kucağına Humphrey'i alarak poz vermiş. Tony Blair, Daily Telegraphaya'ya yaptığı açıklamada başbakanlığının ilk yılında Humphrey yüzünden büyük sıkıntı çektiğini açıkça itiraf etmiş. Tony Blair, görevinde kendisini İngiliz kamuoyu ile karşı karşıya getiren ilk sorunun "Kedi Humphrey" olduğunu açıklamış...