gloria

Eğlenceli görünüyor, eğlenmek ihtiyacındayken aklımda olsun

İkizler burcu bu ilişkiden ne duygusal ne fiziksel, asla tatmin olamayacaktır, aslan burcu ise en daha çok tatmin olacağı başka bir ilişki bulamayacaktır. İkizler burcu için olmaz bu ilişki, mümkünatı yoktur, ikizler burcu bu ilişkinin sonunda aslan burcunu terk eder, aslan burcu terk edilmemek için direnirse o zaman ikizler bu aslanı aldatır.

Hr zaman hüsranla sonuçlanmıştır Değmez...

Doğru: anatomi Yanlış: anotomi anatomi isim, tıp (***) Fransızca anatomie 1. isim, tıp (***) İnsan, hayvan ve bitkilerin yapısını ve organlarının birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim, teşrih 2. anatomi Beden yapısı, gövde yapısı 3. Bir şeyin oluşumunda göze çarpan özel yapı "Onun şekillerine ve anatomisine ram olmayı kendime bir zillet addederim." - Y. K. Karaosmanoğlu

Doğru: Hoparlör Yanlış: Hopörlör, Aporlör hoparlör isim Fransızca haut-parleur 1. isim Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektikçe sesi yükselten alet "Bu caminin hoparlör düzeni ve halıları için elektrik süpürgesi bile var." - F. Otyam 2. Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren alet "Hemen hemen bütün Batı ülkelerini gezdim. Hiçbir yerde hoparlör sesi duymadım." - F. R. Atay

Doğru: tezahürat Yanlış: tezehürat, tezahurat tezahürat isim (teza:hüra:tı) Arapça te©¥hur¥t 1. isim Bağırıp çağırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri "Bazı davetliler giderken gençler tempo tutup tezahürat yapıyorlardı." - H. Taner 2. Hastalıklarda belirtiler

Doğru: göz göze Yanlış: gözgöze göz göze zarf mecaz zarf Birbirine bakar bir biçimde

Doğru:usulünce Yanlış: usülünce, üsulünce usulünce zarf (usulü'nce) zarf Yerli yerinde, gereğince "Nasıl kullanırız kelimeleri tam manalarında ve usulünce?" - E. Işınsu

Niyeyse erkek kardeşi ayrı yazarız ama kız kardeşi bitişik yazarız, oysaki doğrusu onun da ayrı yazılması gerektiğidir. Doğru: kız kardeş yanlış: kızkardeş

Doğru: sandalye Yanlış: sandelye sandalye isim (sanda'lye) Arapça ¹andaliyye 1. isim Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası "Odalarda mobilya namına, uzun, kısa yuvarlak bir sürü masayla sandalyeden başka bir şey yok." - E. M. Karakurt 2. Makam, koltuk, mevki "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." - H. E. Adıvar

Doğru: deyip Yanlış: diyip Gazetede okuduğum bir haberi örnek vereceğim: Mecliste 2014 bütçe görüşmelerinde Bülent Arınç, Kamer Genç'e "Bülent deyip durma ben sana Kamer demiyorum." diye tepki gösterdi. deyin ile diyin arasında da buna benzer bir sıkıntı olabiliyor kimi zaman, doğrusu "deyin" olacaktır. "Siyaha artık kara deyin" gibi. deyin deyip diyor (um/sun/uz/sunuz/lar) dedim deyiverme (diyiverme değil) deyiş (diyiş değil)

Yaptığımız genel hatalardan birisi, çat kapıyı "çatkapı" şeklinde yazmak... Doğrusu: çat kapı Yanlış: çatkapı çat kapı zarf mecaz zarf Beklenmedik bir zamanda kapıyı çalarak

Doğru: Sakatat Yanlış: Sakadat sakatat isim (sakata:tı) Arapça sa®aµ¥t isim Kesilmiş hayvanın yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. iç organlarıyla baş ve ayakla

Doğru kullanım: müzisyen Yanlış kullanım: müzüsyen müzisyen isim Fransızca musicien isim Müzik eserleri yaratan, besteleyen veya besteleri çalan kimse, müzikçi "İlk bakışta, işsiz ve aç gezen müzisyenlerimiz için böyle bir yola başvurulması, işi halledecek gibi geliyor insana." - N. Hikmet

Buraya "yeryüzünün bittiği nokta" diyorlar. Avustralya'nın güneyinde kalan, Latince'de 'ağaçsız' anlamına gelen Nullarbor Uçurumları, yaklaşık 200.000 km2'lik bir alana yayılmış durumda... Burası aynı zamanda dünyanın en geniş karstik kireç taşı oluşuma da ev sahipliği yapıyor.

History Channel'in dünya miraslarıyla ilgili yaptığı spot yayınlardan biliyorum burayı.... Yerin 135 metre altında bir yerden bahsediyoruz, içinde yapay göl bile var. Hatta birçok şapel, büyük bir kilise ve tuzdan yapılmış heykeller ve kabartmalar ve hatta avizeler... Üstelik bunların hepsini tuz madencilerinin yaptığı söyleniyor.