gloria

işlem hatası olmuş düzeltiyorummmm... Düzelttim yukarda...

Sevgili Mustafa, Öncelikle sorundaki absürtlüklere bi göz atalım. 1) bisikletin sahibi on ve arka tekere koyduğu bir aletle ön tekerinin dakikada kaç tur döndüğünü ve ne kadar yol aldığını görebilmektedir : Bu cümle soru acısından rahatsız edici bir cümle... Bisikletin sahibi, ön ve arka tekere bir alet takmış ama alet sadece ön tekerin tur sayısını ver ne kadar yıol aldıgını gösteriyor gibi bir anlam var. Belki biri tur sayısını, diğeri de ne kladar yol alındıgını gösteriyordur... Paradoks gibi bir durum oluşmuş... 2) bu kişi yaklaşık 1 saat pedal çevirdikten sonra bu alete bakarak ön tekerleğin 3 kilometre 800 metre yol aldığını görmektedir. arka tekere de bakar. fakat arka tekerdeki alet bozuluştur: Buradan da anlaşıldığı üzere ön tekerleğe takılmış olan alet alınan yol mesafesini oldugu gibi gösterirken, arka tekerleğe takılı olan alet gidilen süreyi göstermektedir ve alet bozuk oldugundan "yaklaşık 1 saat" gibi bir tanımlama kullanılmış olabilir... 3) peki arka tekerlek ne kadar yol almıştır: Arka tekerlek 3 kilometre 800 metre yol almıştır... Çünkü ön tekerleğe takılan alet doğru çalışmaktadır ve bu ölçümü yapmıştır. Soruda da sadece arka tekerleğin ne kadar yol aldıgı sorulmaktadır. Bu durumda cevap 3800 metre ya da 3 kilometre 800 metredir... AMA YOK BU CEVAP BENİ KESMEDİ DİYORSAN, VERDİGİN RAKAMALRDAN YOLA CIKARAK TUR SAYISINI DA BULMAYA CALIŞALIM O HALDE... 2.pi.r formülünü kullanarak öncelikle tekerleğin çevresini bulalım... Ön tekerlek için: R: 3metre 20 cm ise: 320 cm. r:160 cm. 2.pi.160 : ön tekerleğin çevresi Arka tekerlek için: 2.pi.10 : arka tekerleğin çevresi Şimdi de tur sayılarını bulalım. 3800 / (2. pi. 160) = 95 / 8 pi (ön tekerlek tur sayısı) 3800 / (2. pi. 10) = 190 / pi yaklaşık bir saat dediğine göre, ben bunu 1 saat olarak düşüneceğim ve 1 dakikada attıkları tur sayısını bulacağız şimdi de: ön tekerlek 60 dakikada 95 / 8 pi kadar tur atıyorsa........ 1 dakikada 95 / 8. pi. 60 = 19 / 12 pi sayısı kadar tur atar... (ters orantı kullanılarak) arka tekerlek 60 dakikada 190 / pi kadar tur atıyorsa... ...1 dakikada 190 / pi.60 = 19 / 6.pi kadar tur atar Bu durumda 1 dakikada ön tekerlek 19 / 12 pi... arka tekerlek ise 19 / 6. pi sayısı kadar tur atmış olur. Yani: 1 dakikada ön tekerlek bir tur atarken, arka tekerlek iki tur atmaktadır... 1 saatte ise ön tekerlek 60 tur atmakta, arka tekerlek 120 tur atmaktadır. Benden bu kadar arkadaşlar, yine olmadıysa size kolay gelsin.. Artık bu soruyla butun muhabbetim bitmiştir...

tartışmıyoruz ki nereden cıkardın tartıştıgımızı kahin...

Çok merak ettim kahin sen bu sorunun cevabını biliyor musun? Hani cevabı verecez diyelim ki doğru olup, olmadıgını soyleyebilecek misin?

şimdi beni iyiceeeeeeeee kızdırdın Mustafa bu soryuya bu aksama kadar kimse dokunmazsa sevinirim , eğitimdeyim butun gun molalarda bununla ilgilenecegim.. Dondugumde bosuna uğraşmış olmimmmm... Aksam 18:00 itibariyle artık bu soru benim için bitmiş olacaktır... Çözsem de çözmesem de Herkeseeee sevgilerimiiii yollayabilirim şimdii... Akşam görüşmek üzere...

yol tabiki aynı... Onda kimsenin bir sorunu yok zaten de tur sayılarıyla igili benim problemim ve ben kendime bu sorunun çözümü için yarına kadar zaman tanıyorum... yarın ya benim soruyla ya da sorunun benle işi bitmiş olacak

velospit evet ama bu sorunun onla ilgisi oldugunu dusunmuyorum yine de şansımızı denemiş olduk ama mustafa boyle basit birşey sormaz zaten kesin matematik işlemi gerektiren bir soru bu...

kurdugun mantıkla ilgili bir problemim yok...

bulmadım attım:) (arka tekerlek büyük ön tekerlek küçük örneğinde vardır...Arka tekerlek daha büyük olduğu halde ön tekerlekle dönüş turu aynıdır... Bundan esinlendim cevabı verirken ) şimdi bulmaya calısıyorum

aynı yol-aynı tur...

söylim mi artık?

güneş-aydınlık gece-karanlık

Bu yazdıklarını alkışlarım ancak... Bugün arkadaşlarla konuşuyorduk dedi ki bir tanesi "neyse ki insanlar alınan bu yanlış kararlardan sonra bir daha da bunlara oy vermez"... Ama yok yok yok... Bu adamlar görüdğünüz üzere ne yaparlarsa yapsınlar oy falan kaybetmezler, çünkü bizi görüşlerimizden dolayı beğenmeyenler ve bizi dünyaya kör gözlerle bakmakla, geniş düşünmemekle eleştiren bu insanlar bir türlü anlayamıyorlar ki aslında dünyaya kör gözlerle bakan, eleştirecek cesareti kendilerinde göremeyen, bu nedenle de her yapılana HE diyen insanlar...Eğin boynunuzu eğin bakalım nereye kadar eğeceksiniz... Buyrun gidin Lübnana sizi tutan mı var? Hiç olmazsa kendi isteginizle gittiniz, öldünüz deriz... Ama sırf sizin gibiler istiyor diye daha belki de şehrinden bile ilk defa çıkıp, askere gitmiş, daha dünyayı bile dogru durust tanımayan, daha belki onunde bir dolu yaşayacakları güzel günler olan gencecik insanlar ölmesin artıkkkkk...

Madem, Mehmetçikler Lübnan'a gidiyor, o zaman Bilalcikler de Kandil Dağı'na gitsinler...

Bir linç girişimini "Güzel bir tepki" diye tanımlayan İstanbul Emniyet Müdürü, bu linç girişiminin üzerini de güzellikle örtmüştür. Cemaate ait internet sitesinde Mustafa Erdal'ın ölümü için "Şehitler kervanına Mektubatçı Bayram Efendi de katıldı. Bu hain saldırıyı gerçekleştiren zanlı yakalanarak linç edildi" denmesine, otopsi raporlarına göre ’Genel beden travmasına bağlı yaygın yumuşak doku içi kanama’ teşhisi konulmasına rağmen polisin ısrarla ’Erdal ,başını mihraba vurarak ölmüştür’ şeklinde açıklama yapmasını başka türlü yorumlayamıyorum... Sonuç olarak, linç girişiminde bulunan insanlar ortalıkta dolaşmaya devam etmekte, bir takım insanlar bunu hoşlukla karşılamakta, bu duruma gözlerini yummaktadır. Adalet yerini bulsun... Ortalıkta katiller, hırsızlar, hak yiyiciler dolanmasın artık... Birilerinin bu şekilde ölmesi veya öldürülmesi ve bunun din adamıydı, değildi, müslümandı, hristiyandı diye tartışılması bana acımasızca geliyor... Çok acımasız olmuşsunuz siz. İnsanlar öldürülüyor, hem de canice, acımasızca, bıçaklanarak, vurularak, savaşarak, işkence yapılarak, linç edilerek... Bu insanca mı? Bu insanlığa sığar mı? Kim kimin yaşam hakkını elinden almakla yükümlüdür? Öldürenler mi veriyor o canları da alma hakkını da elde ediyorlar?

Hizbullah Türk askerine illa gelin diye birşey demiyor, öncelikle bu hatanı düzelt... Türk askerlerinin bazı şartlarla ancak Lübnan'a girmesini kabul ediyor... İnsanı yardım ve alt yapının yenilenme inşası için istihkam birlikleri gerlirse buna itirazı olmadıgını söyleyen Hizbullah, ancak silahsızlandırılmaları istenecekse kesinlikle askeri güçlerin Lübnan'a gelmesini kabul etmiyor ki bu sadece Türk askeri için değil aynı zamanda bütün BM güçleriyle ilgili almış oldukları karardır.

AKP'li vekillerin oylarıyla maalesef ki tezkere kabul edildi ve Mehmetçik Lübnan'a gidiyor. Üstelik de yapılan kamu oyu yoklamalarında halkın % 75-80'inin Lübnan'a asker gönderilmesine karşı çıkmasına rağmen... Üstelik de bu günlerde asıl PKK gibi uğraşılması, yok edilmesi, kökünün kazılması gereken bir iç sorunumuz varken... Bu hükümet neden önce terör acısını dindirmiyor... Niye önce evlatlarını kaybetmiş annelerin, babaların yüreklerinin acısını dindirmiyor... Ama doğru askerlik yatma yeri değildir, anneler, babalar çocuklarınızı yatmaya mı gönderiyorsunuz... Askeriyeyi siz turistik mekan mı sanıyorsunuz? Ölecekler tabii... Senin çocuğun ölmeyecek te, Bilal mi ölecek? Bilaller mi ölecek? Bilaller ölmezzzz... Mehmetçikler ölebilir... Kazan mübarek olsun Erdoğan...

İBRAHİM SADRİ... Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Bugün Pazar Daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar Daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Daha uyanmadı komşular Bugün Pazar Ve ben seni çok özledim Dışan çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek Islanmak Pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlerine bakmak mağazaların Sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım Hayatın gittiği yere... Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp Buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim Tam böyle bir şey Çiçeğe su yürümesi Bebeğin ağlaması Toprağın uyanması Yağmurun yağması Ateşin sıcağı Bu Pazar sabahı Tam böyle bir şey Bir sabahçı kahvesine uğramak Bir bardak çay Taze dem kokusu Hayatın atardamarlarında dolaşmak Bölmeden şehrin uykusunu Bir siir yazmak Pazar bulmacasının boş karelerine Şiirde tam da bunu anlatmak delice Tam böyle bir şey Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir şiir yazmak Bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek Yağmurda ıslanmak Ve ben seni çok özledim!. AJDA PEKKAN Bir darıldım bir sarıldım sana ben Bazen güldüm bazen öldüm sana ben Neden böyle güzelsin Her gün aşık olurum sana ben yeniden Koşa koşa geldim sana Özletme beni Bir orada bi burada Bekletme beni Hadi hadi durma bana gel Alem kıskansın Deli divane olmuş bu gönül Aşkınla yansın

teşekkürler Taurus

cami: Cebrail'in C'si, Azrail'in A'sı, Mikail'in M'si ve İsrafil'in İ'si Cami ismi bu dört ana meleğin isimlerinin ilk harflerinden oluşmuştur.

Öncelikle çok enteresan hepimiz X'in bilinmeyeni temsil etmek üzere kullanıldığını biliriz ama bir çoğumuz eminim neden bunun bilinmeyeni temsil ettiğini bilmeyiz. O nedenle bununla ilgili araştırma yaparken eğlendim ve zevk aldım. Bu sebepten MOSYNA teşekkürler... x neden bilinmeyen anlamına gelmektedir: Bazı kaynaklara göre Ömer Hayyam, küplerle ve geometri ile uğraştığında karşılık bulamadığı tanımlar için "şey" yazar ve kullanırmış, bazı kaynaklara göre de cebirin kurucusu ünlü alim El-Harezmi, bulunmasını istediği şeyi,yani bilinmeyeni temsil etmek için “şey” kelimesini kullanırmış. Bu çalışmalar daha sonraları İspanyolca'ya tercüme edilmiş. Arapça ŞEY kelimesi böylece İspanyol fonetik yapısına en uygun olan XAY kelimesine dönüşmüş. İspanyolca'da ş kelimesi yoktur ve x, ş olarak okunmaktadır. Daha sonraları da XAY kelimesi x olarak kısaltılmış ve bilinmeyeni temsil eden evrensel bir sembol haline gelmiştir. X'in bilinmeyen olarak kullanılmasına bilinen örnekler x-men x files x ışınları : X-ışınları, Alman fizikçisi Wilhelm Conrad Röntgen tarafından keşfedilmiştir. X-ışınları başka bir konu araştırılırken bir raslantı sonucu bulunmuştur. W.C.Röntgen bu büyük buluşunu, laboratuvarında Crookes tüpünde katot ışınları üzerinde çalışırken gerçekleştirmiştir. Katot ışınları yada elektronların, havası alınmış bir cam tüpün içine yerleştirilen iki elektrod arasında yüksek elektirik gerilimi uygulandığında, negatif elektroddan (katot) çıktığı, 1858 yılından itibaren bilinmekteydi. W. C. Röntgen, 8 Kasım 1895 günü, laboratuvarını karatmış ve Crookees tüpünü de katot ışınlarının etkilerini daha iyi görebilmek için fotograf plağıyla örtmüştü. Tüpten yüksek gerilimli elektrik akımı geçirdiğinde, uzakta durmakta olan baryum platinosiyanür kristallerinde parlama (floresans) olduğunu gördü. Kristali tüpe yaklaştırdığında parlamanın artığını izledi. Tüple kristal arasına değişik maddeleri koyduve her farklı maddede parlamanın şiddetinin değiştiğini belirledi. Bir kurşun yaprakla aynı deneyi yapınca parlamanın kaybolduğunu gördü. Elini tüple kristal arasına koyduğunda parmak kemiklerinin gölgesini gördü. Bulduğu ışının özelliklerini araştıran deneylerini aralıksız olarak haftalarca sürdürdü. Çalışmalarında görüntüyü tespit etmek için fotograf plağı kullanıyordu. 22 Aralık 1895 tarihinde karısı Berta'nın elini fotoğraf plağı üzerine koyarak x-ışını erdi ve fotoğraf plağını banyo ettiğinde el kemiklerine ve yüzük parmağındaki iki yüzüğe ait görünümler ortaya çıktı. Bu görünüm ilk elde edilen radyogramıdır. Yeni bir ışın bulan Röntgen, bilinmeyen bu ışına "x-ışını" adı verdi ve x-ışınlarının günümüzde keşfedilen özelliklerinin neredeyse tamamını birkaç ay içinde yazılı ve sözlü olarak bilim adamlarına sundu.

ayıp sana... ben doğru cevabı ömden göndermedim mi sen de doğru demedin mi? Sölimmm miiii yaaa artık 21 ileti oldu kimse bilemiyo işte, ben biliyommmmm

kız yine bi duygusallığın ustunde senin yawwww