gloria

neden bunu boyle degerlendiriyorsun anlamadım ben şimdi.. Buradaki örneklerde dinle alay eden hiç birşey yok ki, kimse bu topicteki yazılarda Müslümanlığı küçük düşürmeye çalışmıyor, farkında değil misin o verilen örnekler, dinin değil TÜRKİYE'nin küçük düşürülmeye çalışılmasıyla ilgili... Burada verilen örneklerden dolayı sevgili Dipnot'un amacını müslümanlıkla alay etmek olarak değerlendiriyorsan, analiz yeteneğinden şüphe duyarım sevgili Honest... Yok eğer "ben bunları Dipnot'un genel tavrından yola çıkarak yazdım" diyorsan o halde şu an senin yaptığın DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN, VUR BELİNE KAZMAYI yaniii... Daha da açıklayıcı olsun NE ALAKAAA.... hani desen ki bu haberler için "yalan haber" fikrine saygı duyarım, olabilir cunku Turkiye'de medya tarafsız degildir... Neyse sana söyleyeceklerim bu kadar, gerisinin senle alakası yok, benim şahsi düşüncelerimdir... Ayrıca yazı dilimle ilgili olarak tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum ki "sen" veya "siz" diye tabir ettiklerim, forumda "ben hariç" ya da "benim dışında kalanlar" değildir, "tek başına kişi" veya "bir grup kişiler" de değildir... Sen veya siz kelimelerini "benim fikrime katılmayanlar" olarak değerlendirmenizi rica edeceğim.... İnsanlar hiç bilmediği yerlere tatile giderken,genelde ülkenin kültürü, giyimi kuşamı, görülmesi gereken yerleri, yenilecek yemekleri vs tarzında soruları kendi güvenlikleri ve gezinin niteliği açısından sorarlar, nasıl giyinecekleri ki burası çoğunluğu müslümanlardan oluşan bir ülke ve müslüman sayısının fazla olduğu ülkelerde dışarıdan gelenler için dikkat etmeleri gereken en önemli konu giyim konusudur.. Fakat Türkiye, bu anlamda diğer müslüman ülkelerin çoğuna göre modern duruşuyla fark yaratmaktadır ... Yani herhangi bir ülkenin turisti Türkiye'ye geldiğinde uzun kollu giyinmek zorunda değildir, rahatlıkla pantolon giyebilir, hatta şortlarıyla dolaşabilir, öyle bileklerine kadar etek giyecek diye birşey de söz konusu değildir... Tabii ki bu haberlerin doğru olduguna inanmak istemiyorum ama ya gerçekten böyle haberler varsa bu durumda bunlar ne kadar mantıklıdır, ne kadar gerçekleri yansıtmaktadır ve haberin bu şekilde olmasının sebebi nedir? Değişen birşeyler mi var, peki varsa değişen nedir? Şu ana kadar ben daha giyimimde kuşamımda bir değişiklik oluşturmadım, hala kısa kollu tişört ve pantolon giymekteyim, başımı kapatmak gibi bir derdim yok, söz konusu da olamaz, eğitim hakkım hala elimde, hala kendimi bu toplumun erkeğiyle eşit haklara sahip bir bireyi olarak görmekteyim, çalışıyorum, üstelik de konumum açısından daha da saygın bir durumdayım, yaz gelince denize de gireceğim, bikinimi mayomu da giyeceğim, hala tek başıma sokakta yürüme özgürlüğüm, fikrimi rahatlıkla savunma özgürlüğüm var... Üstelik de savunabiliyorum ve savunacağım da... bana hiçbirşey zorla yaptırılmıyor, hangimize yaptırılıyor ki? Bu halde bu haberler niye cıkıyor? Değişen biz değiliz ama acaba Türkiye mi değişiyor... Evet, Türkiye değişiyor, çünkü bizim adımıza Türkiye'yi yönetmek üzere seçtiğimiz insanlar, Türkiye'nin imajında, görünüşünde değişikliğin sebebi oluyorlar... Ben değişmezken, değişen birşeyler söz konusudur, O da televizyonlara, gazetelere çıkan, dış ülkelere seyahat edip de onların medyasına, basınına yansıyan üst düzey yöneticiler ve onların özel yaşamlarıdır... Türkiye adına seyahatlere çıkan, görüşmeler yapan ben değilim, Türkiye'yi yöneten insanlar... Ve onların karşı tarafta yarattığı yargılar, fikirler...Türkiyeyi yöneten insanlar bunlarsa, ve bu insanları Türkler seçiyorsa, çoğunluk da onları seçmişse bu durumda Türkler de öyledir... Tümevarım mantığı işte... Bu mantıkla hareket eden beyinler her zaman yanılmayı göze almışlar demektir... Yine yanılmışlar işte... Geldikleri zaman görürler nasılsa... Fena mı bi de döviz bırakırlar Türkiye'ye kısa kollu tşörtler, pantolonlar ve şortlar almak için Hazır yeri gelmişken, ve Efendi Türkler arkadaşımız şu haberi de buraya yağıştırmışken ben de bu konudaki fikirlerimi söyleyeyim bari... Mayo, bikini reklamlarına gelelim bi de... İnanmak istemediğim konulardan birisi de bu... nasıl yani, benim mantıgım almıyor bir türlü, nedir bunun mantığı biri lütfen bana acıklasın... Yani gerçekten de mayo reklamları, halkın ahlakını mı bozuyor" Ahlak denilen şey bir resimle bozulur mu? Ne yani şimdi bundan 10 yıl önce o reklamların asılmasına izin veriliyordu da hepimiz ahlaksız mıydık? yani gerçekten de bir erkek o reklama bakınca trafik kazası mı geciriyor? Aranızda hiç mayo reklamlarına bakacam diye trafik kazası geçiren oldu mu? Bu Türkiye'nin erkekleri bu kadar kontrolsüz mü? Bu kadar aciz mi? Ben anlamıyorum, benim mantıgıma ters geliyor... varsa bunu acıklayabilecek, mantıgıma uydurabilecek birisi, buyrun acıklamanızı bekliyorum... Ha bu arada benim fikrime gelince, reklamların kullanıcı-tüketici davranışı üzerindeki önemi oldukça büyüktür, bunu kimse gözardı edemez... Bu nedenle bence mayo reklamlarında sadece kadınların kullanılması uygun değildir, çünkü mayo tek kadına satılmaz, erkekler de mayo alır... Sadece kadını mayo reklamlarına cıkaran zihniyet ise erkeği gözden çıkarmış demektir... Bence erkeklerin de o afişlerde yer aldığı mayo reklamlarının yapılması gerekmektedir... mayo reklamında sadece kadının kullanılmasının sebebi, sadece kadını mayo aldırmaya yönlendirmektir, bunun başka bir mantığı yoktur... Amaç erkeği tahrik etmek, yoldan çıkarmak, Ahlaksız Türkiye yaratmak veya trafik kazalarına sebebiyet vermek değildir... Bu reklamların amacının bu olduğunu sanan, daha da ötesi bizim adımıza, biraz daha özelleştirmek gerekirse erkeklerin adına yorum yapıp, mantık yürütüp, reklamları yasaklamaya karar veren zihniyet, size sapık gözüyle bakmaktadır, haberinizolsun... eğer ki o kişilerin fikirlerini kabul ediyorsanız o halde sizler de kendinize sapık gözüyle bakmaktasınız ki bence en tehlikelisi işte budur... Ha bir de şu var biz kadınlar mayo reklamlarına bakarız çünkü mayo almaktır amacımız... Siz niye bakıyorsunuz ki bikini veya kadın mayosu giymeyecekseniz? Mayo giyen kadın mı ilginizi cekiyor, ya da onun duruşu, ifadesi... Yani bu durumda reklamı yasaklayan o adamların demesine gore o halde mayo değil size kaza yaptıracak olan, ahlakınızı bozacak olan KADIN öyle mi? O zaman yazıkkk size vallahi ya acırım yani halinize, kontrolsüzlüğünüze, acizliğinize... iyiki de erkek değilmişim o zaman, ÇOK ŞÜKÜR... Buna bir çare bulmak lazım o zaman ne bileyim mesela kadınların kullanıldığı bütün reklamlar kaldırılsın madem, erkekler kullanılsın hepsinde, bizim ahlakımız bozulmaz nasılsa... Reklamdaki erkeğe bakıp kaza yapacağımızı da sanmıyorum, o halde trafik kaası yapan insanların sayısı da azalır epeyce... Ahlaklı bir Türkiye'de oluruz bu durumda... ne dersiniz fikrime

tarakların dişleri mi ki acaba?

kızlar var mısınız motosiklet ehliyeti almaya... bayadır aklımda, once bi ehliyet alak, ondan sonra da dunyayı dolaşak, yok once turkiyeyi dolaşalım, forum milletimizin insanlarını ziyaret ederlim, ardından osirise de gideriz, Admin ziyaretine, oradan da dünyayı dolaşmaya başlarız.... vıyy anam vıyy yok olmadı şöylesi daha dogru olurrr vırrrnnnn anam vırnnnnnn

hayır bence doğru cevap benimkisi ayrıca çikolata için de afiyet şeker bal olsun...

Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum. Buna gerçekten sevinmekteyim. Fakat beraber yaşadığımız sürece benim hedefime yürümenizi hepinizden istemek, geçerli bir hakkım olarak tanınmalıdır. M. Kemal Atatürk

Gençlik, yani fikirde yenilik, yani genç fikirlilik... İşte 19 Mayıs'ın özü ve sözü... Atam'ın armağan ettiği bayramın sahipleri, yani bizler... Genç olanlar değil, genç fikirli olanlar... Hepimizin bayramı kutlu olsun... Tarih 19 Mayıs 1919, İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkan bir avuç Genç fikirli... Kolordu Müfettişi Mustafa Kemal (Atatürk) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet (Bele) Bey Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kazım (Dirik) Bey Kurmay Başkan Yardımcısı Kurmay Yarbay Mehmet Arif (Ayıcı) Bey Karargah Erkan-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyasiyat Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev (Gerede) Bey Müfettişlik Sağlık Başkanı ve Doktor Albay İbrahim Tali (Öngören) Bey Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Dr. Refik (Saydam) Bey Binbaşı Kemal Doğan Emir Subayı Teğmen Hayati Müfettişlik Başyaveri Cevat Abbas (Gürer) Bey Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (Tünay) Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (Ede) Müfettişlik Emir Suayı Yüzbaşı Ali Şevket (Öndersev) karargah Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (Süsoy) Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Amiri Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi) İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah (Kunt) Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (Kılıç) Şifre katibi Birinci Sınıf Katip Faik (Aybars) Şifre Katibi Yardımcısı 4. Sınıf Katip Memduh (Atasev) 19 Mayıs 1919 Cuma günü, öğleden sonra "Bandırma" adındaki bir eski vapurla Galata Rıhtımı'ndan ayrıldılar. Kafalardaki tek düşünce BAĞIMSIZLIK ve ÖZGÜRLÜKTÜ... Devrin padişahı, Mustafa Kemal'in bağımsızlık düşüncesini bilir ve hatta desteklerdi... Ancak özgürlük yani ULUSAL EGEMENLİK düşüncesini öğrenir öğrenmez görevine son vermişti... Yani yolculuğuna bir "asker" olarak başlayan Mustafa Kemal, Samsun'a ayak bastıktan birkaç gün sonra artık bir asker değil "sivil" olarak hayatına devam edecekti.. O günlerde her tarafı İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edilmiş olan Samsun'da, halk kendisini bile koruyamayacak kadar güçsüz hale gelmişti... Fakat tüm bunlara rağmen bu yolculuk Türk milletinin dönüm noktası ve kurtuluşunun, özgürlüğünün, bağımsızlığının başlangıcı ve TÜRK CUMHURİYETİ'NİN İLK ADIMI olmuştu... Bu yazının hemen altında göreceğimiz gazete haberleri o güne ait gazetelerden seçilmiş haberlerden bazılarıdır... Bu haberlerde topraklarımıza dikilmiş gözleri, ve onu ele geçirmeye çalışan beyinleri ve devamında buna direnen yorgun ama tüm yorgunluğuna rağmen kurtuluş inancını YÜREĞİNE SEVGİLİ YAPMIŞ halkın direnişini göreceksiniz... Halkın gücü asla ve asla gözardı edilmemelidir. Ne asker, ne yasa, ne devlet, ne hükümet hiç ama hiçbir güç halktan daha üstün değildir... Kendini herşeyden üstün sananlar, unutmamalıdır ki devlet de, asker de, yasa da, hükümet de herşey halkı korumakla görevlidir. Korunduğumuz ihtiyacı aynı zamanda içimizde hissettiğimiz güven duygusudur... Güvenimiz yıktıkları anda ise gücümüzle karşı karşıya kalacaklardır... Tüm gençlerin demiyorum, tüm genç fikirlilerin, 19 MAYIS 1919 GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN...

Bu sorunun cevabı verildi arkadaşım, inceleyebilirsin...

Canım Ayşegül'üm çok teşekkür ederim... Sen de benim için tıpkı bir melek kadar iyi yürekli, hoş ve tatlı bir arkadaşsın... Seni seviyorum... BU arada fırsattan istifade sayfanı ziyaret etmiş oldum Diloş'cuğum... Seninle fazla bir muhabbetimiz olmadı ama Nostalji'den takip ediyor, yazdıklarını okuyorum... Aynı dönemin çocukları olduğumuzdan olsa gerek, yazdıkların hiç yabancı gelmiyor ... Kendine dikkat et...

çok çok çokkkkk teşekkür ederim... Şimdi ben gidiyorum artık, çok geç oldu, iyi geceler Ayşegülcüğümmmm

o halde cevap yine B, çünkü diğer tüm harflerin aynadaki yansımaları aynıdır. Ama B' ninki farklıdır. Tabii bu da diğerlerinin yine dikey simetrik harfler, B'nin ise yatay simetrik harf (ya da simetrik olmayan başka bir harf bile olabilirdi bu durumda B yerine) olmasıyla ilgilidir...

cevap B, çünkü diğerleri dikine ortadan ikiye kesildiklerinde simetrik olurlar... fakat B'nin simetrik olabilmesi için yatay olarak ortadan ikiye kesilmesi gerekmektedir. B C D E H I K O da yatay simetrik harflerdir W (dikey) X, (hem yatay, hem dikey) ayrıca Kalp, kelebek vs. de dikey simetrik şekillerdir..

resim nasıl yollanacağını anlatayım sana Ayşegülcüğüm... Bak şimdi ilk once http:ww.google.com.tr' den grafiklere gireceksin... (buraya da tıklayabilirsin google grafikler ) daha sonra istediğin resmin anahtar kelimelerini arama çubuğuna yazacaksın karşına birçok resim çıkacak. Beğendiğinin üzerine tıkladığında, sayfanın ust köşesinde seçtiğin resmi göreceksin, bu aşamada o resmin üzerine tekrar tıklayıp, resmin büyümüş halini görmen gerekiyor... Resmi büyüttükten sonra, adres çubuğundaki web sitesinin adresini ctrl+c ile ya da sağ tıklayıp, kopyala (copy)yağarak "forumdaki yanıt ekle" sayfasına gireceksin... Resmi kopyalamak istediğin yere tıklatıktan sonra "yanıt ekle" sayfasının üst tarafındaki "resim ekle" ( yanıt eklediğimiz boş sayfanın hemen üst tarafında yer alan işaretlerin ikinci sırasındaki soldan 7. işaret) butonuna tıklayacaksın. Daha sonra bir resim ekleme çubuğu karşına çıkacak ve sen google'dan kopyaladığın resmin web adresini buraya Ctrl+V ile ya da sağ tıklayıp yapıştır (paste) ile yapıştıracaksın... En son aşamada, resim ekle çubuğundaki adresi yeniden kopyalayıp, yanıt ekle sayfasındaki uygun yere yapıştıracaksın... Anlaşılır oldu degil mi Ayşegülcüğüm, hadi bir tane denesene... Bu arada ila google olması gerekmiyor, google'ın bu işlevine benzer herhangi bir web sitesi de kullanabilirsin... Dikkat etmen gerekenler, resmin boyutunun cok büyük olmaması, ya da bazen forum uyarısı gelir, bu resim forum için uygun degildir, tarzında o zaman resmini değiştirmen gerekebilir, ya da imageshack'ten uygun hale getirmen ki bu da ayrı bir dert, bunu da sana sonra anlatırım, istersen...

bana soruyorsan eger, ben tercih etmem, çünkü eger sorarsan, beni biliyorsun, soruya takılıp kalacağım ve dersimi çalışamayacağım... ama yine de sen bilirsin sorarsan da artık ben de kendimi kontrol etmeye calışırım, ne edelimmmm

babasına anne demek oyle ender karşılaşılan durumlardandır... mesela baba, cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirmişir ve görüntü itibariyla artık anne gibidir. Bu duruma kendisine anne dedirtmeyi de tercih eder sanırım... Ama bu durumda cocuga ne denir bilemeyeceğim, hani soylesem de kufur gibi olur, bunu demek istemeyebilirim bu nedenle ama kibarca bülent ersoy'un çocuğu falan denebilir tabii bi kaç ihtimal daha var: mesela, babalar artık bir gün doğurmaya başlarlarsa, bu durum yine oluşabilir... O zaman çocuk yine babasına anne diyecektir... Bu durumda babasına anne diyene, "dünya tersine döndü çocuğum ne yapalım" denir... Bir başka ihtimal, anne çalışıyordur, baba da evde oturup yemekleri yapıyor, temizlik yapıyordur... Bunun cocvugu da babasına anne der, bu durumda da babasına anne diyene, "hayat şartları çocuğum ne diyeyim" denir. Anne, baba ayrıdır, ya da anne yoktur, çocuk hiç anneyi gormemiştir, bu durumda baba ona hem annelik hem de babalık yapmış olduğundan dolayı, çocuk babaya anne der, böyle oluyorsa da buna da "kader böyleymiş ne edelim" denir bi de şu var, deniz atlarının erkeği doğurur diye bilirim... bu durumda deniz atı, babasına anne der o zaman da babasına anne diyen deniz atına "junior deniz atı" denir, yok yok deniz tayı denir düşünim belki bi iki bişi daha gelir aklıma...

rica ederim arkadaşım

yine geç kalmış oOoOoOoOo tebriklerrrrrrrrrrrr efendimmmmmmm... Biyrinn çikolatınızı burdan yakınnn

Yang' ın dolabı açıldığında Yang bu duruma çok kızar... Sadece yang degil aslında Ying de kızar, Yong da kızar hepsi kızar zatiii bu çinliler bi enteresanlar... Ne varsa sanki altı üstü bi dolap işteee...

güneşşş ışığı kavgası benim cok hoşuma gitti leylaaa yaaa cok akıllıca, bayıldımmmm comemışsın iyi yapmışsın babyy

diğer derslerine giremez, doğal olarak geri kalır... di mii Leyla sen kal bedende, ben kimyaya gidiyommm yoksa fizik miydi ders hıı? ben hala burda mıyım yawwww... tutmayın benii, ben gidiyommmm

ee ben bunu da cok seviyorummmm bu da güzelllll bunu da gönderim sonnn... gittim ben iyi geceler...

ben de güveniyorum espri anlayışına ve şakacı kişiliğine kızzz bunlar da güzel beeee

(Bu ahmet kahvelerimizi hazırlarken...) (bu da ben, kahvemi yalnız başıma içmim dedim, ben de buraya geldim) COFFEE TIME bıdı bıdı bıdı... (ben, azcık gevezeyimdir de ondan bu benim, bi de ders çalışıyorum aradayaa hani o sebepten... ) (bu da ahmet) vayy anammm vayyyyyyyyyyyy, yaniiimaaaaaaaa!!! (bu da sensin kleo) yaaawww ahmet noluyoo yaaaa, bi kahve içcezz aaahh, adamın boğazıma dizdin yawwwww.... (bunlar da ahmet ) eline sağlık ahmetcimmm, ee ben gidim artıkk, ders calişimm birazcık, kleo artık sen fincanları yıkarsın heeee

bunun içine kuş düşmüş şaka şakaaa, teşekkür ederimm, Ahmetciğim, iyiyim ben, kahveni de aldım, pek de leziz yapmışsın, ellerine sağlık... Tamam sen bulaşığı merak etme... Hallederiz e yapmış yaaa sana daaa... Hem de şöyleee karşılıklı için diye iki tane yapmış, ee durun ben de gelimmm alim da kahvemi de şöyle üç başımıza içelimm

Çok güzeldii di miiiii amaaaaaa? ben bayıldım o arabaya, bayıldım, sonra ayıldım, ayılınca aklıma sen geldin, o zaman ben de arabayı sana hediye etmeye karar verdim... Ne olcekkk canımm aaaaaa senden degerli mi beeee?

uğraşmaaaa cevap geldi, aldım ben cevabımı