sardunyam tarafından postalanan herşey
-
MHP Karanlık Parti
Yo yo yanılıyorsun yukarıdaki alıntıladığım sözleri ben söylemedim bizzat Devlet Bahçeli söyledi ve daha nicelerini... Şimdi ne olduda değişti, onların tabanı tavanı beni alakadar etmiyor, beni alakadar eden bu ülkenin rejimi ve anayasal kuralları (tabi akp anayasası değil Atatürk Cumhuriyetinin laik anayasası) herşeyden önce insanlar tutarlı olacak siyasetçiler daha çok tutarlı olacak... türban konusunda o kadar hassassınız ki, sizleride sonunda Arablara benzettiler ya, bu işten sıyrılmak kolay olmayacak... Mhp muhalefet partisi sevgili kaplan elbette muhalefet yapmalı, onları görevi hükümeti gözetlemek ve yanlışlarını eleştirmek ve en önemlisi ihanetlerini anayasa mahkemesine bildirmek... ama mhp ne yapıyor? nerede seçim vaatleri, şimdi Bahçeli'de inanç hortumcusu olmadı mı? Ve mhp'li herkes onlar gibi düşünmüyor işte sana örnek bir yazı ekliyorum bunu yazan kişi ve onun gibi niceleri böyle düşünüyor... onlar iki günlük mhp 'li değiller... ******************************************************************************** **************** ALLAH AŞKINA SÖYLEYİN...NEDEN ??? Bir takım kavramlar için yeni baştan inşa edilen kanun hükümlerinin çıkarılan ve yerlerine, hükümet ve ortakları tarafından eklenip, belirleyici olduğu iddia edilen ibarelerle Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş görüntüsüne ve geleceğine birbiri ardınca darbeler indiriliyor. Sanki birileri halkın birbirine düşmesine, özellikle de üniversite gençliğinin o bildik çatışmalara çekerek, yine bildik ve eskisinden beter sonuçlara götürmek üzere düğmeye bastı. Biz ise hala demokratik hak hukuk kılık kıyafet yasal hak kamusal alan diye feryad ededuralım, memleketi ayağımızın altından bir kilim gibi çekmeye hazırlanıyorlar... Ellerini oğuşturup, sırıtkan ağızlarından salyalar akıtarak, bekledikleri günün, vaad edilen zamanların geldiğini görmekteler. Türk kadınlarının Türk kızlarının bu son senelerde tavan yapan İslami duyguları , kılık kıyafetleri bu güne kadar neredeydi ?Bir çığ yuvarlanması gibi ,giderek büyüyen bu tutkuyu daha önceleri nerelerde gizlediler ? Hangi maddeye hangi önleyici tedbir getirilirse getirilsin bu yaygarayı koparan kesimler tatmin olmayacak ve daha fazlası için ısrar edecekler. aksini düşünmek saflık olur. Vahiy gelmiş gibi, birden bire İslamın sadece kılık kıyafet bölümünü seçip alarak ,çeşitli malum çevrelerin müthiş maddi manevi etkileriyle birden bire rahibe usulu örtünmeler icat ederek tuhaf bir efsuna uğramış gibi laik Türkiyeden vazgeçtiler ??? Bir açık oturumda, gencecik bir üniversiteli kızın "Ben laik değilim, laikliği reddediyorum " demesini dehşetle izledim.Kendi gibi düşünen bir çoğunun tercümanı oldu ne yazık. Bu çocuklar laik Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi macerasını ,Kurtuluş savaşından bu yana geçirdiği evreleri, çekilen kahırları, tam anlamıyla değerlendiremeyecek kadar gençler. Kitap kurdu olsalar bile 18- 23 yaş arası bu evlatlarımızın bilgisi sadece teorik bilgiler dahilindedir. Üstelik yorum farkları kaçınılmazdır. Ben bu genç kızlarımıza- erkeklerimize kızamıyorum bile...Bu gün tuhaf sınav sistemleriyle binlerce çocuğumuzun üniversitelere giremediği , açıkta kaldığı düşünülecek olursa, üniversiteye girebilen bir kaç bin şanslı gencimizin üzerinden bu fırtınayı kopartmayı başaranlar, Allah huzurunda da, beşeri hukuk önünde de hesap vereceklerdir. Buna inanıyorum. Liderler, toplumların idolü, akıl fikirleriyle model olan, ağzından çıkan sözlere inanılan ve güvenilen insanlardır . Yanlış bilinen ve tehlikesi aşikar olan durumlarda, tabanını aydınlatmalı, anlatmalı, ve laik Türkiye Cumhuriyetinin bekası için verilecek mücadeleye imza atmalıdırlar. Velev ki tabanın çoğunluğu bu günkü olaylara sıcak bakıyor olsa bile, Lider, bu yanlışın altını çizerek tabanına ve kendisine oy verenlere bunun yanlışlığını anlatabilmelidir. Oy uğruna ,seçim yatırımı gayesi ile, her fırsatta, üstelik vatansever her kesimin haklı eleştirilerine maruz kalan bir partinin değişik versiyonu olmaya bu kadar hevesli olunmaması gerekir. Evet bu eleştirim MHP ye gidiyor. Ben ömrümde 16 yaşımdan bu güne, yani 56 yaşıma kadar (zaman içinde değişen isimleri ile) MHP li olduğum için ve bunu dile getirirken, kıvanç duydum. Bu gün o coşku ve kıvancı hissedemiyorum.. İçim acıyor...Neden ? Neden memleketi satanlarla ve DTP ile beraber yol arkadaşlığında devam ve ısrar ediyorsunuz ve ekmeklerine yağ sürüyorsunuz ? Halk olarak gördüğümü tablo bu... İstihbarat elemanı değilim, daha başka detay bilmiyorum elbette ? Allah aşkına söyleyin. Millet vekili olurken korumaya yemin ettiğiniz laik Türkiye Cumhuriyeti adına, Atatürk'ümün , Başbuğumun ve şehitlerimizin hatrına cevap verin.... Neden devam ediyorsunuz? Neden ? Ceyda Görk
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Kuran'ın evrensel yasalarıda vardır ve o evrensel yasalar sizinkilerle örtüşür... (misal insanları aldatmaya çalışmak değişmez bir ahlaksızlık yasasıdır) şimdi bir taraf reddederken, diğer taraf kabul ediyor bunun tartışması havanda su döğmeye benziyor... Evrensel kabul dediğiniz şeylerin dinlerden etkilenmediğini söyleyebilir misiniz? İnsanların din konusunda çıkmaza düşmeleri çok normal çünkü kim anlamak ve anlamlandırmak için çaba gösteriyorsa ancak çabası, objektifliği, düşünce gayreti kadar bilgiye sahip oluyor, insanları tek bir kalıba sokamayız, bu tabiatın kanununada aykırı, ne kadar beyin varsa o kadar fikir var, bilgisiz fikir, fikirsiz bilgide var... Sizin reddetme nedenselliğiniz, başkasınınkine benzemez bunun gibi benim Kuran'ı evrensel kabulüm bir başkasına benzemez... Ben Kuran'ı gönderen İlahı Kudret'in yaratmış olduğu hiç birşeyi, göndermiş olduğu hiç bir bilgiyi laf olsun diye yaptığını sanmıyorum... Canı sıkılan tanrı kalkıp kendisine tapınması için insanlar yaratmamıştır eğer öyle olmasını istiyor olsaydı bu kadar teferruatlı fikir zenginliği ve bu kadar fonksiyonel bir akıl vermezdi... Evrensel kabullerin zamana göre değişim göstermesi gibi Kuran'ın evrenselliğide zamana göre farklı anlamlar kazanacaktır, kazanıyorda... Sizin savınız gibi evrensel bir değeri olmamış olsaydı 1400 küsur sene ayakta kalamazdı... Hangi evrensel kabul bunca zaman ayakta kalabilir? Dinler hizmet için geldiler insana ve insanlığa hizmet etmek için... İnsansa kendisini ve varolduğu evreni tanımak için... Ve bu hiçte sanıldığı kadar kolay değil...
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
Tarafsız arkadaş, çokta tarafsız değilsin ama önemli değil illa bir tarafa meylimiz var... Önce din nedir onu anlamak lazım şimdi siz reddettiğiniz için ve İslam'ı yukarıdaki videoda gördüğünüz şey gibi zannettiğiniz için yanılıyorsunuz... Din felsefedir, felsefelerin doğuş noktasıdır, insanlar çıkmazlara düşüyorlarsa bu felsefenin meselesi olmaz... dinleri reddetmiş birine dini anlatmaya çalışmak imkanlı değil, siz bir tanrıya inanıyorsanız ben Allah'a inanıyorum ve (kendi görüşüm) Kuran'ın Arabça gelmesi tamamen Arabistana gelmesi ile alakalı, tabiki oraya Japonca gelecek değildi, yani demek istediğim Kuran'ı hangi dile çevirirseniz çevirin (tam manasıyla olmasa bile) itibar edene yol gösterecektir, zaten din yoldur, kitaplar ve peygamberler o yolun rehberi... Dinde asla kabul görmeyen şeyler bellidir, inkar, riya, yalan, saptırma ve kötü niyet... Çünkü bunların hepsi aldatmaya ve aslını inkara yöneliktir... Diğer teferruatlar insanları belli çizgilerde topluca eğitmek ve ahlaklandırmak için bildirilmiştir... Sizin ve kökten dincilerin ortak noktası Kuran'da bildirilen şeylerin kati surette hayata geçirilmesi gerektiğidir ve bu mümkün de değildir... Kuran terminalojisini bilmek lazım (ve buradaki neden/sonuç ilişkisini) Kuran'da başındaki örtüyü omuzlarından salmayan kadınlara yönelik bir tehtit yok ve lütfen tehtit ettiği şeylere dikkat edin... Ve örtü ile alakalı yerde geçen (zinetten çıkan sesleri) duyurmayından ne anlıyorsunuz? Kuran'da ifade edilen şey gösterişten kaçınmak ve edebli giyinmektir... Ve hadiste geçtiği gibi denir ki zaman size uymaz, siz zamana uyacaksınız... Ne derseniz deyin 1000'lerce yılın tezatlıklarını bağdaştıramazsınız, herhalde Allah bunu sizden benden diyanetten daha iyi biliyordur... yorum farkı diyelim... ve herşeye rağmen unutmayın günah bile olsa bunun hükmünü insanlar veremez, hesabını soramaz, Allah ne güne duruyor, araya girmeye kalkmasın kimse mazallah kendisi için pek iyi olmaz...
-
''Atatürk şimdi ölüyor''
İnsanız komik durumlara düşmemiz çok normal, bazen yolda ayağın takılır sendelersin o bile komik bir görüntüdür... neyse sadede gelelim... Yazdıklarım gerçektir eğer siz aksi olduğunu biliyorsanız hayır öyle olmadı böyle oldu şeklinde cevap verebilirdiniz... Öyle yapmadığınıza göre siz bilmiyorsunuz... Sadece tahmin ediyorsunuz ve ifade ettiklerim sanırım ezberinizi şaşırttı... Evet Osmanlı'nın yükselişinde kadın faktörü vardı, Osmanlı'dan önceki Türk medeniyetlerinde de kadın faktörü çok önemliydi, isterseniz tarihi araştırmalar yapabilirsiniz ve eğer imkanınız varsa Mu medeniyetini, Sümerleri ve onlarda kadın faktörünü inceleyiniz... Size bir örnek vereyim Osman gazi Osmanlıyı kurmak için Anadolu erenlerinden yardım almıştır, beyliklerin bir çoğunu Yunus Emre'nin çabaları ile birleştirmişler... Ve Osman gazi sefere gittiğinde onun yerine eşi bakmıştır... Yani Osman gazi elinin hamuru ile erkek işine bulaştırmıştır kadını... Taki Yavuz Sultan Selim'in Mekke'yi fethetmesi ile Vahabi anlayışını Anadoluya getirmesine kadar yükseliş devam etmiştir... Ve bütün bu zaman içerisinde Osmanlı özgürlükler ülkesi olmuştur, kadını erkeği ve hatta bütün inanç mensupları ile birlikte... Osmanlının çöküşe geçişini iki nedene bağlamışsınız bu kez. Biri ulemayı devlet işlerine karıştırması ve kadını da onların anlayışı ile sosyal hayattan uzaklaştırması ile...Benim burada tarih anlatmam ne derece doğrudur bilmiyorum ancak birilerinin de coğrafi keşifleri, rönesans'ı, Osmanlı'nın kendini zamana uyduramamasını, Yeniçeriliği, torpili, ekber ve erşit sistemini, kafesi, ordunun başına sefere çıkmanın bitmesini, bahşişleri, bazı tutucu din yobazlarını hatırlatması gerekir. Osmanlı'nın yükselişinde kadın var mıydı ki, düşüşünün en önemli nedeni o olabilir diye de sorması gerekir... altı çizgili yerde sizin belirtmiş olduğunuz bütün etkenlerin bağlandığı nokta Osmanlı'nın muhafazakarlaşmasına yani her işini ulemaya danışmasına bağlıdır, kısaca Osmanlı Arab ulemasını görevlendirdikten sonra Türk/İslam anlayışından Bektaşilikten uzaklaşmaya başlamıştır, eminim biliyorsunuz Bektaşilikte de kadın çok değerlidir merkezdedir... Evet eğer yanlış bir ifadede bulunursam ve yanlışımı fark edersem özür dilemesini bilirim... Ancak benim bütün çabam bilgi paylaşımı yalnız tek tıkandığım nokta dini konularda bu kısır döngü içinden çıkılamaması akılcı ve mantıklı şeyler üretilememesi... Din bana göre kalıplardan oluşmaz eğer kalıplardan oluşuyorsa onda mantık aranmaz, mantığı olmayan bir şeye itibar etmek insanı ileriye götürmez, işte Osmanlı'nın içine düştüğü çıkmaz böyle birşeydi... Ve günümüz Arablarında olduğu gibi...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Yok gayet mantıklı bir açıklama olmuş bilimsel ve etik bir yaklaşım kutluyorum... ama sormadanda edemeyeceğim üniversitede içki içmek serbestmidir? Domuz etli yemek çıkıyorsa yememe hakkı tabiki var midesine girecek olana rektör karışmaz... yoksa hristiyan kökenli öğrenciler bunu isteriz diye dayatmalı mı? Yalnız birde şu var arkadaş şunları sormuş: "Türbanın islam dinindeki yeri nedir? Sorun eğitim alma hakkı ise ,türban neden ilköğretim ve orta ortaöğretimi kapsamıyor? Lisede başını örtmeyen bir kız,neden üniversitede ısrarla" başımı örteceğim "diyor ? Bir şekilde üniversiteyi bitiren türbanlı kız,eğitimini hangi alanda ve nasıl kullanacak ? Sen yukarıdaki cevabı vermişsin biz bişey anlamadık istersen sen detaylı açıklama yap... Türban dinin emri mi, bone emri mi, çarşaf emri mi? Ve Kuran'a dayanarak ifade ederseniz sevinirim 1400 yıl önce o bölgede neler oluyordu da kadınlara bunu yapmaları tavsiye edildi, yani başlarına aldıkları örtü ile göğüs çevrelerini kapatmaları... Yok eğer diyorsanız ki Kuran evrensel o zaman günümüz şartlarında köleyi nereden bulacağız? Cariyeyi nereden bulacağız? Yoksa bunlar ortadan kalktı Kuran'la örtüşsün iyisimi geri getirelim mi diyorsunuz?
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
Aşığın intikamı gitmek aşkın ise gelmektir vaktiyle sevmiştim sizi kelimeler küçük bir kasaba kızıydınız büyümeden önce okşanmak isteyen kısacık saçlarınıza inat seyrek dişlerinizi sevmiştim en çok vaka gülmüyorsanız belli olmuyordu hani alnınızda ki asalet ve gözlerinizde ki deniz yıldızı susunuz artık gece kalbime düşen notalar bütün besteler mahur ama aşk illa ki rast gitmez ciğerlerimde bir yara var nefesim yetmiyor bir bilsem hangi kalbin yamacından hırsla büyümeden daha kopartılıp alınmış bu kamış bir ah gibi tutamadığım sözlerin üstüne yazıyorum senfoni dinleyenler halimi nasıl anlasın yerinden sökülünce kaldırım taşları vaktiyle üzerine basıp geçenlere ağlar mı anlar mı şimdi olmayışlarının sebebini boşluk sorular cevabın neticesi midir bilmem ama kan ter içinde uykulardan uyandığım hani şairliğin de beş para etmediği zamanlarda ne işe yarar ki ulaşamayacağım uzaklıklarda gökyüzümün yıldızlarından biri olarak kalman hayalayna
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
suheyla gülsemmi ağlasammı bilemedim ya bu nasıl şey
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
"İnanıyorsa örtünecek" bu sözden anlaşılan mana budur arkadaşım... kaldıki Türkiye'nin içinde bulunduğu durumda insanların inanç kavgasına sürüklenmesinde en körükleyici etken yine türbandır... burada sıl madur olanlar kadınlardır, inanıyorsa örtünecek dersek sonuç başka yerlere çıkar... ve sende çok iyi biliyorsun ki ve bende şahidim ki sen laik devletin korunmasından yanasın... öyle ise lütfen bana bunu söyle, üniversitelerde başörtülü okula girmek laik yapıya uyuyor mu? orada uyuyorsa liselerde de uymaz mı? ve hatta kamusal alanda... peki uyuyor dediğini farzedelim öyle ise Fethullahçı örgütlenmenin ve kökten dinciliğin (özellikle Arabistan ve İran tarafından desteklenen) önüne nasıl geçeceksin? şimdi burada bir seçim yapmamız gerekiyor ya bu adamlara taviz vereceğiz ya direneceğiz hangisini yapalım, dinin olmazsa olması olmayan başörtüsü birileri tarafından bayraklaştırıldı ve sistemi tehtit ediyor sence ne yapalım? din düşmanlarıda olacak onlarda fırsatları değerlendirecek bizde inandıklarımızı savunacağız ama inandığımız şey şekilsel bişey değil bizim... o yüzden kimsenin tekelinde değil... şuan Türkiye'yi tehtit eden gerçek mesele dinsizler midir, yoksa kökten dinciler ve etnik ayrım yapan teröristler mi? eğer türban bir özgürlük ifadesi olacaksa o zaman üniversitelerde Kürtçe eğitime karşı çıkmak imkanı bulabilir miyiz?
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
Sana bizzat şahit olduğum bir şeyi anlatayım dostum... Tanıdığım iki evli erkek ve ikisininde eşleri türbanlı, bu erkek arkadaşlar yanlarından geçen bütün hanımlara gözlerini kocaman açarak bakıyorlar ve arkalarından neler söylediklerini burada ifade edemeyeceğim... Yani işin özü bazıları için evdeki eşi örtülü ve namuslu ama dışarıda olan başı açık hanımlar herşeye müsait... buna ne denir, niyet bozukluğu... kadını cinsel obje olarak algılayan onu her türlü açıdan tehlikeli gören gösteren ve kadına güvenmeyen zihniyet çoğu kez bazı şeylerin ardına saklanır, oysa ne ahlak ne din böyle bir şeyi onaylamaz... gerçekler acıdır ve birilerini fena acıtır...
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
Sevgili Dipnot O kadar haklısın ki fikirlerinde, sana bütün kalbimle teşekkür ediyorum... Çünkü insan endişelendiği ortak geleceğimiz için kendisiyle birlikte endişe eden, bütün samimiyetiyle ve gayretiyle ülkesinin aydınlık geleceği için mücadele eden, fedakarlık gösteren dostları görmek umudumuzu alevlendiriyor... İfade ettiğin asıl meseleler bazıları için mesele bile değil, şimdi bu zihniyet bizi din düşmanı ilan ediyorya, etsin çok önemli değil, asıl önemli olan gerçekleri görüp, kimin ne düşüneceğini ve söyleyeceğini umursamadan doğru olanı ifade etmektir... Benim anladığım doğru ahlak budur, anladığım dinde budur, çünkü bana göre din tabulardab oluşmaz gelen her şeyin bir nedeni ve zaman/mekan ilişkisi var... Kendilerini yırtsalar 1400 yıl öncesinin anlayışını hakim kılamazlar... O o günün gereğidir, İncilin geldiği dönemde kendi gerçekleri için gereklidir... İnsan düşünürse (bağımsız) sebep/sonuç ilişkilerini daha net kavrıyor, bugünün dünya düzeninde, kültür farkında ve geleceğe yönelik gidişatında insanlar içinde aklı/selim olanlar daha doğru değerlendirmeler yapacaktır... Anadoluda bu oyunu ilk defa oynamıyorlar, ilk karşılaşmamız değil bu ve yine akıl+mantık+bilimsel gelişim kazanacak... Burası ve buranın gerçekleri ne ortadoğuya benzer ne ortaçağın yaşamsal gerçeklerine... Ellerinden geldiği kadar benzetmeye çalıştılar ama nereye kadar? Din düşmanlarını yanlış yerde arıyorlar onlar bir ellerinde Kuran, dillerinde yalan, başlarında türban memleketin tepesindeler...
-
Almanya'da ki yangında ölenlerin 9'u da Türk
Sayın ucansahin Almanları suçlamadık ama suçlasak ne olur? Bu yanlış mı olur? Kundaklama ihtimali var velevki kundaklanmadı Alman hükümeti ne gibi bir açıklama yapıyor? Örneğin, Almanya'da yaşayan göçmenlerin sınırdışı edilmesi gerektiğini ifade eden Alman bakanlar var ve Almanya'da yabancı olmak sanıldığı kadar kolay değil... Her fırsatta Türkiye'de olan biten herşeyi eleştiren Avrupa içişlerimize burunlarını sokmaktan vazgeçmeyen Avrupa, bu olaydan sonra ne yaptı? Avrupa'da yaşayan yabancılar hiçmi ırkçı yaklaşımlarla karşılaşmıyorlar? Ama Türkiye'yi hedef göstermekten asla vazgeçmiyorlar biz bu çifte standartı eleştiriyoruz hoşunuza gitmediyse ne yapalım...?
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
Sevgili Kaplan200 Madem böyle düşünüyorsun o zaman şunu anlamak çok doğal, inanan kadın başını örter, başını örtmüyorsa inanmıyordur... Yani bu kadar basit mi, inanç denilen şey saç üzerine takılan örtü kadar mı? Çıkarttığında dindende çıkmış mı oluyor? Yani sizlerin düşüncesine göre Kuran'ın bildirdiği şeylerden birini yapmamak inanmama delilidir... O zaman hiç kimse inanmıyor sonucu çıkar ortaya... Aksini kimse ispat edemez, çünkü Kuran'ın bütün emir ve yasaklarını harfiyen yerine getirmek imkansızdır... İstersen bir daha düşün bu konuyu, gerçi düşüncen değişirmi bilmiyorum ama sen bir dene... Çok uç noktalara gidiyorsunuz başı örtmek bir inanç göstergesi değildir asla olamaz neden dersen kimin o örtüyü neden taktığını, gerçek niyetini asla bilemezsin... Ve bu demek olur ki sen ancak gördüğüne inanırsın! Oysa gerçekler göründüklerinden çok farklıdır hemde her zaman... Kimsenin asıl hedefi başörtüsü ya da türban değil, asıl hedefimiz başörtüsü ya da türban denilen başı kapama nedeni kişisine göre değişen nesnenin bu ülkeye neler kaybettireceğidir... Kırılma noktası burası işte bir başkasına inancını ispat etmek gibi bir görevi hiç kimsenin yok, kaldı ki inanmasa kime ne? Ama Ak parti ve geldiği tarikat kökeni için istikbalde yapmak istedikleri şeyi hayata geçirmenin en önemli faktörü kadınların örtüsüdür... Kendileri cübbe giyemedikleri için cephenin ortasına başlarını örttükleri kadınları sürüyorlar... Asıl yara alanlarda masumane duygularla iman etmiş ve bütün bu olan biten karşısında şaşkına dönmüş din ile vatan arasında sıkışıp kalmışlardır... Başörtüsü dinin olmazsa olmazı değildir... Hadi ispatlayında görelim...
-
''Atatürk şimdi ölüyor''
Yıl 1826 İkinci Mahmut Osmanlı Sultanıdır. Şeyhülislamlık makamı yaklaşık 17 yıldır Nakşibendiliğin Halid-i Şeyhliğinin elindedir. Nizami Cedit ordusunun kurulması için Osmanlıyı zaferden zafere koşturan Yeniçeri Ocağı ortadan kaldırılmıştır. 26 bin yeniçeri katledilmiştir. Yeniçerilerinin tamamı Bektaşi'dir. Bu tarihten sonra Nakşiliğin derin izlerini Osmanlı yönetiminde görmemiz mümkündür. Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra yıkılış hızlanır. "Kızıl Sultan"'ın jurnalcileri de Nakşibendilerdir. Halid-i Şeyhliği Jöntürklerin sultana karşı yürüttüğü mücadelenin kırılmasında önemli görevler yüklenmişlerdir. Bu kısa tarih hatırlatmasını şundan yaptım. Nakşilerin belli başlı irşatlarından (propagandasından) birisi de; "Osmanlının güçlü içtimai (sosyal) yapısı tarikatlar sayesindedir." Şeklinde iddia ileri sürülmektedir. Yukarıda ki kısa tarih hatırlatmasında da anlaşılmaktadır ki bunların insanların arasına nifak sokmaktan başka marifetleri yoktur. İkinci Abdülhamit ile Nakşiliğin etkinliği derinleşmiştir. Bugün ki Cumhuriyet dönemindeki Nakşiliğin devamı F-Tipi örgütlenmedir. Fethullahcılıktır. Şimdilerde bunların jurnalciliği, CIA ile bütünleştirerek devam etmektedir. Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz Sterlinleri ile 19 gerici isyanı örgütleyenler bunlardır. İngiliz Elçiliğinden yürütülen 31 Mart Ayaklanması bunların jurnalciliği ve örgütlemesi ile olmuştur. Çünkü istihbarat ve örgütlenme birbirinin devamıdır. Günümüze dönersek. Bunlar devlet içinde kendi kadrolarını jurnalcilik vasıtası ile seçmişlerdir. Batı destekli irticanın iktidarını pekiştirmesi yani "Kara Devrimi" tamamlaması için bundan sonraki aşaması yargıdır. Çünkü kendi eğitim kurumlarında eğittiklerini yönetime taşıdılar. Ama bu yeterli değildir. Kendi hukuklarını oluşturmaları gerekmektedir. Çok hukukluğu savunmaları bundandır. Çok hukukluluk çok devletlilik demektir. Bunun içinde iki temel kanun çıkarmışlardır. Birisi İkiz Yasalar diğeri de Kamu Yönetim Kanunudur. Yani federasyonlar ve o federasyonların kendi hukukları. Usul-u fıkıh, usul-u hadis, usul-u fetva, ulum-u Kur'an, İslam Tarihi gündeme oturacaktır. Zaten TV'lerde artan dini izlencelerde bu hususlar yeterince işlenmeye çalışılmaktadır. F-Tipi jurnalciğin tarihi ve fikri temelleri 1826'lara dayanmaktadır. Bu yapısal avantajlarını CIA ile yaptıkları işbirliği ile daha ileri noktalara taşımışlardır. Jurnalin adı değişmiş istihbarat olmuştur. CIA'nın Soğuk Savaş döneminde bunlar ile yaptığı işbirliği İlim Yayma Cemiyetleri ve Komünizmle Mücadele dernekleri ile devam etmiştir. Daha sonra bu kurumlar Türk-İslam sentezine dönüştürülerek milliyetçilerin Amerikancı kesimlerini içine almıştır. Türk-İslam sentezinin Türk kısmı ırkçılıkdır. İslam kısmı Nakşidir. Yani onlarda Milliyetçi falan değil Amerikan İslamcısıdır. Eğer Ortaçağı yeniden yaşamayacaksak "Kara Devrime" bütün gücümüz ile karşı koymamız gerekmektedir. Onlar değil biz kazanacağız.
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
Ne kadar haklısın arkadaşım ama göz lazım görmeye, vicdan lazım anlamaya... Dinin emri kadın örtünecek demek kelimenin tam manasıyla din polisliğine soyunmaktır... Kime kalmış din ve ahlak polisi kesilmek... Kimin haddine... Bir taraftan ateist olanlar fırsat bu fırsat içindekini döküyor, diğer tarafta islamcı döküyor, iki kesiminde uç noktalarında olanlar "ne demokrasiyi, ne özgürlüğü, nede hoşgörüyü" anlamıyor, sindiremiyor, hem inançları olup hem bunu diledikleri şekilde yaşamak isteyenlerde sıkıntı yaşıyor... İki kesimde din polisi olmuş, şu olmazsa bu olmaz... Ya ortada mesele olan Vatanın bütünlüğü ve güvenliği... Avaz avaz bağırıyoruz birileri duymasada bu 83 yılın ve hatta öncesinin planı, Anadolu'nun işgali... Nasıl kolay elde edeceklerse onu kullanacaklar, din, ideoloji, ırk... Farketmiyor... Demokrasi ve özgürlük naraları atıp özde faşizm getirmek isteyenler için Türkiye tren, inecekleri durağa gelince inecekler... Tarih ve ortadoğuda yaşananlar yeterli kanıt değil mi? Bu ülkenin türbandan daha önemli meseleleri var türban gerilimi tırmandırmak için çıkarılmış bir taktik... Başbakan tıpkı bir kaç yıl önce Kürtleri kışkırttığı gibi, Türk'lük bilinci yerine, Türkiyelilik bilincini yerleştirdiği gibi, bugünde türbanı ayrıştırıcı, kargaşa çıkartıcı, kavga nedeni yapmak için kullanıyor... bu bizim namus sözümüzdür diyor, Kürtlere verdikleri tavizden rahatsız olanlardan muhafazakar Türkler şuan bundan memnun... Çünkü onlarda hak ediş sanıyorlar, oysa bunun tek nedeni var Türkiye'de laik yapıyı temelinden sarsmak... Ya taviz verilecek ve yollarına devam edecekler ya direnilecek bu sefer laikleri düşman ilan edecekler... Yani sonuç kavga, çatışma ve kaos... Bunun ne ateiste, ne dinciye, ne dinsize, ne başka mezheptekine faydası olmayacak, suni gündem ve bir baz parçası bayraklaşmış birileri namus meselesi yapıyor... O sözü neden verdiğini iyi biliyor herkes... Ama malesef bütün bunları idrak etmek için çok şey kaybedilecek...
-
''Atatürk şimdi ölüyor''
sağlama al kendinide aman sende bi yerden düşme yazdığım her kelimenin arkasındayım, bakın yıl 2008 ve elinizde imkan varsa kadınlar arasında dolaşın özellikle dini konularda bilgili olduklarını sananlarla, bakalım söylediklerim bugünde geçerlimi değil mi? hilafetin geldiği yer neresi olursa olsun iddia ettiklerim orada gerçek olmuştur... eğer kadını sosyal hayattan çıkarmanın bir devletin çökmesinde etken olmadığını sanıyorsan kadını sosyal hayata katmayan, çalışmasına izin vermeyen, eğitimini kısıtlayan, dini (ya da kendi yorumunu) kullanarak kadını himayesi altında saklayan toplumlara bak yeter... gördüklerin ifade ettiklerinle örtüşmeyecek... çok uzağa bakmana gerek yok İslam alemine bak yeter... Ve eğer savın gerçekse o zaman bana oradaki kadınların durumunu neye bağladığını izah edersen sevinirim... Din kadını İran, Afganistan, Arabistan, Pakistan gibi ülkelerdeki duruma sokmuyorsa kim bunu neden yapıyor? Osmanlı kadını devlet işlerine karıştırdığı için değil hilafeti aldıktan sonra Arabistandan getirttiği ulemayı devlet işlerine karıştırıp, kadını onların anlayışı ile sosyal hayattan uzaklaştırmasıyla çöküşe geçti... Yani söylediklerin göya dalga geçme niteliğinde ama gerçek değil... Eğer sence din kadını ikinci sınıf vatandaş yapmıyorsa kim neden yapıyor? Ya İslam ile yönetilen ülkeler yanlış yapıyor ya Türkiye'de ki anlayış yanlış... Çünkü Atatürk Türk kadınına Arabların ve diğer İslam dünyasının vermediği kadar hak ve özgürlük verdi... Başka kim ne verdi?
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
ÇOK YORULACAĞIZ daha ne geceler olacak can bir küsüp bir barışacağız belki tek tutanağımız uzağı yakın eden o hayal perdesinden uzanıp ve çalıp takvim yapraklarından heder ettiğimiz yılları gençliğimizi yeniden yaşayacağız isteyeceğiz dursuz duraksız özleyeceğiz saatsiz zamansız yollar insafsız amansız dört duvar hoyrat duyarsız kimbilir ne zaman nerede buluşacağız ya da vazgeçip bu sevdadan ölümüne susacağız sabaha çok var daha daha çok yorulacağız can çok yorulacağız... Ceyda Görk 15 Temmuz 2006 17.36
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
SÛRET Günün kalbine düştü gül Tüy gibi hafiften-sezdirmeden Uzandı kaldı ışığın göğsünde //KENDİNİ// unuttu Ayna çatladı,bölündü ikiye Yarasının mahremini Gizledi iyiden iyiye Kanını geceye sakladı Uzaktan bir el Aldı eline mızrabı Hüznün teline dokundu Söylendi derinden //‘’SOYUNDUĞUN// zamanlar Bedenimin sana giyinişidir’’ Yaş boşandı gözünden Aktı içine denizi Kimse görmedi,ben duydum //HER GECE// yattığım yerde Ona bakarak uyudum… Sabahın alacasında Yeniden başladı hayat Biraz daha kırık Biraz daha savruk uzaklaştı beden yitip gitti asıl ten //BEN// gördüm,bildim Ama sustum; İçime konuştum… Öyledir hep; Çiçek açarken bir yerlerde kuşlar Ve ötüşürken cümle çiçek Lâl //OLACAKSIN// İhaneti affetmez çünkü hiçbir gül ve gerçeği göstermez kırık bir ayna... KENDİNİ SOYUNDUĞUN HER GECE BEN OLACAKSIN… savaşçı
-
UZLAŞMA MI?
Bir kısım antihukukçu insan hukuğa olan güveni sarsma çabasında... Akp'nin aleyhine çıkan her karar baskı altında deniyor ama ben sormak istiyorum Akp'nin yaptığı hangi adım hukuki taki R.Tayyip Erdoğan'ın Siirten vekil seçilmesinden başlayarak...? Kadrolaşma derken öyle basit tabirle yandaş yerleştirmeden bahsedilmiyor ciddi anlamda bir örgütlenmeden ve örümcek ağı gibi bütün devlet kurumlarını istila etmekten söz ediliyor... Akp iktidara geldiği günden bu yana memlekete en ufak bir hizmette bulunmamıştır, hizmet adı altında sunulan şeylerin hiç birinin gerçekçi tarafı yok üstelik çoğunun içi boş çıktı bile... Ama Akp'nin bişeyi iyi yaptığını biliyoruz, devletin bütün kurum ve kuruluşlarını, sivil halkı, hukuksal alanları nasıl karıştırdığını... Sayelerinde ülkede bölünmedik ve ayrışmadık kurum, kuruluş ve topluluk kalmadı... Bölücülük konusunda uzmanlaşmışlar...
-
AKP DEĞİŞiMİ
evet söyledikleri gibi yapmaya çalışıyorlar, düzeni kuranlara düzeni değiştirtiyorlar, bazıları uykuda hala... işte böyle gözünün önüde olur biter herşey hiç birşey anlamadım dersin...
-
''Atatürk şimdi ölüyor''
TÜRK KADINI VE ATATÜRK... Osmanlı'nın şeyhülislam ile dini devlet işlerine sokması ile kadın eski çağlardan gelen Türk kadınına tanınan pek çok haktan mahrum bırakıldı... Örneğin şeriatte (ki bu kavram aslında Kuran demek değildir, yorumdur şeriat, çoğu kuralı Kuran'dan değildir) kadının her yeri hamahremdir ve gizli tutulmalıdır, dayatması kabul ettirildi... Ve kadınlar çarşaflara sokuldu... Osmanlı'da hilafetten önce erkekler tek eşli iken dinin kendilerine tanıdığı haklar ile 4'e kadar eş ile evlenmeye başladılar... Osmanlı'da kadının tek başına şahitliği geçerli sayılmamaya başlandı... Şeriat kurallarınca mirastan hak alabilirdi. Ancak zengin ve aristokrat kesimin kızları eğitim alabiliyorlardı çoğuda Avrupa'da okuyordu... Boşanma isteme hakkı kadına tanınmamıştı ama erkek söz ile kadını boşayabiliyordu, kadının mağduriyetini gidermek erkeğin insafına kalmıştı... Tıpkı evlenme isteği sorulmadığı gibi... Ve bütün bu etkenlerin ardınan Osmanlı sosyal hayatan kadını çıkarttı ardından devlette çökme başladı... Atatürk Türk kadınına geçmiş atalarımızın yaklaşımıyla baktı, Türk kültüründe kadın çok değerli bir varlıktı, doğurganlığı dahi kutsanırdı, regl görmeye başlayan genç kızlar için kutlama törenleri yapılırmış eski Türklerde... Ana olmanın ilk adımı olduğu için... Oysa dine göre yaklaşanlar regl gören kadının Kuran'a el süremeyeceğini, ibadet edemeyeceğini salık vermişlerdi... Yani bu bir ayıpmış gibi kadını bir anlamda geri plana atmıştı... eksik etek, yarım akıl, saçı uzun aklı kısa... kadına nasıl bakıldığına dair ara sözleri... Atatürk'ün devrimleri ile Türk kadını yeniden sosyal hayatta yer buldu... Eğitim hakkı, seçme ve seçilme hakkı, hukuksal haklar elde etti... Boşanma ve evlenmelerde fikri sorulmak zorundalığı kazandı... Mirastan eşit pay alma hakkı kazandı... Bir günah unsuru olmadığını bir insan olduğunu, modern giysileri giyme hakkı kazanarak ifade etti... Şahitliği Türk mahkemelerinde birey olarak geçerlilik kazandı... Boşanmak isterse mahkemeye başvurma hakkı kazandı... Bütün bunları elde edememiş din baskısı altında ezilen kadınları görünce kendi ellerindeki imkanlardan nasıl bu kadar kolay vazgeçebildiklerini anlamak imkansız... Belkide çoğu ne kaybedeceğini bilmiyor, ya da inanmıyor, belkide kandırılıyor... Ama bir gerçek var ki, hiç bir din kadına bu kadar özgürlük tanımamıştır, bu kadar hak kazandırmamıştır... Laik ve demokratik hukuk devleti en çok kadınlar için önemli, çünkü biliniyor ki dinle yönetmek isteyenler kadınlara bu hakları vermeyecek... Dinde her zaman daha fazlası ve derini var... Kimin yorumuna göre inanacağını ve yaşayacağını sen belirleyemiyorsun o zaman şeriati belirleyenler seçiyor...
-
İMAM HATİP LİSELERİ KAPATILMALIDIR... (Bilimsel olarak kuruluş amacını gerçekleştirmesi olanaksız hale gelmiş ve bu amacı dışına çıkarılan bu okullar)
Türkiye 3'e bölündü Laikler, antilaikler ve kararsızlar... Laikler, 83 yıllık Cumhuriyete ne pahasına olursa olsun bağlılar... (özgürlük, gelişim, çağdaşlaşma, doğru iletişim, demokrasiden yanalar) Antilaikler, 83 yıllık Cumhuriyette sürekli zulüm edebiyatı yaptılar, mazlum rolleri ile oy topladılar, dini istismar ile büyüdüler, güçlendiler, takiye konusunda o kadar uzmanlaşmışlar ki, insanların kafasını çok kolay karıştırıyorlar... Yalan yere yemin bile eder bunlar çünkü yer yol mübah, zafer onların olacak böyle inanıyorlar... (şeriatle yönetmek ve yönetilmek istiyorlar, böylece maddi ve menevi güce sahip olacaklar ve karşılarında hesap soracak merci olmayacak) Kararsızlar, bunlar hem dindar, hem laik, olanlar... Kafaları karışık, bunlarında bir kısmı duyarsız, bir kısmı habersiz, bir kısmı emin değil... Dini gereği dindardan yana olmak istiyor, ülkesi gereği milletinden yana... En çok bunlar tehlike altında çünkü din en etkili silahtır kendi safına çekmede... Ve ne yazık ki insanların büyük bölümü inancına yenik düşer gerçekleri görme konusunda... Dini inancının sadece kendisine ait olduğunu ve hesap vereceği tek mercinin bu konuda Allah olduğunu idrak etseler asla kanmayacaklar ama dinle aldatanlar o kadar çok ki... (bu insanlar etliye sütlüye dokunmak istemiyor bir kısmı izliyor bir kısmı görmüyor bile, asıl kırılma noktasını bunlar belirleyecek elbette çoğu ülkesini seviyor ve Atasına bağlı)
-
MHP Karanlık Parti
İnanç hortumcusu 'İnanç hortumcusu. Çankaya'ya çıkarak kendisine kurtuluş yolu arıyor. Çankaya'dan TBMM kararıyla indirip Yüce Divan'a yollamak, MHP'nin milli görevidir' "Dini hassasiyetleri istismar, milli hassasiyetleri tahrip ederek milli ve manevi bünyemizde ağır hasara neden olan 'inanç hortumcusu' Sayın Başbakan ve AKP zihniyeti, 83 yıllık maziye sahip milli, demokratik, laik, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni anayasal sınırlarını zorlayarak yeniden yorumlama çabası içine girmiştir." Devlet Bahçeli Peki ne oldu meclise kapağı attılar ve işbirliği yaptılar, MHP meclise girdiğinden beri muhalefeti rafa kaldırdı, oda pastadan pay alma sevdasında... laga lugaya gerek yok işte ortada Akp'den soracakları hesapları ne yaptılar açıklasınlar... demekki söz uçar gidermiş, yazı kalırmış...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
sayın gaia, bunları duyuyoruz ve doğru olduğunuda gayet iyi biliyoruz hatta bazı belediyelerin yoksul insanlar içinde başı zaten türbanlı olan ama buna karşılık eğer karaçarşaf giyip, söylediğiniz gibi önemli caddelerde boy gösterenlere 500 ytl maaş ve yol parası verdiğinide duyduk... zaten bu karaçarşaf olayının bu kadar hızla artması ve sokakların bir anda İran'a dönmesi pek normalde değildi... istikbal pek parlak değil, islam devriminin ayak sesleri duyuluyor, birilerinin anlamasını bekliyoruz, biz beklerken onlar kadınlar üzerinden yollarına devam ediyorlar... ama unutmuşum bize bişey olmaz ya, burası İran olmaz, zaten İran'a da şeriat uzaydan geldi...
-
Almanya'da ki yangında ölenlerin 9'u da Türk
Evet ne kadar enteresan herşey oluyoruz ama TÜRK olamıyoruz nedense? Riya her yerde riyadır, cinayet her yerde cinayettir, acı her yerde acıdır, bunun için ezelden bu yana bir arada yaşamış olmak gerekmiyor sanırım, ben Almanların hepimiz Türk'üz demesini beklemekten ziyade somut davranışlar ve samimi yaklaşımlar görmek isterim ama istemiş olmak yetmiyor... İşte manzara gözümüzün önünde biz duygusal milletiz, biz çoğu kez duygularımıza ve inancımıza göre hareket ederiz, bizde mantık, gerçekçilik ve tedbir almak çok sonra gelir, geldiğinde ne faydası olur onuda bilemiyoruz... Evet niyette iyi bir şey yazmışsınız belki doğru olanda sizin yaptığınız ama hiç sordunuz mu kendinize en çok nerede hata yaptıkta bu hale geldik?
-
KADINLAR TESLİM OLMAYIN..(Sizi eve kapatmak isteyn erkek egemenliği evvel eski, ama itiraf edelim, şimdi siyasal hedeflere kilitlenmiş büyük rüyasıdr)
iyi güzel diyorsun da, bu gücü kullananların dini kendilerine alet etmelerine ne diyorsun? yani din bu konuda onlara yardımcı olmuyor mu? mesela bir erkeğe icap ederse 4 kadınla evlene bilme hakkı tanıyan din kadının hayatını ise daha fazla kısıtlıyor, ve yorumcularda bununla yetinmeyip kadını istedikleri gibi şekle sokabiliyorlar... yani kadına bir kişilik vermeden, onur vermeden, sadece kendi yaptırım güçlerini onu ezmek için kullanan adamlar bahaneyi dinde bulmuyor mu? mesela ayette geçen eğer sözünü dinlemezse bir tokat vurabilirsin demek kadını küçük görmek demek olmuyor mu? yani ne demek oluyor? kadın hata yapar erkek yapmaz mı? hata yapan erkek olursa ve söz dinlemeden yanlış yaparsa kadına erkeğe bir tokat atma hakkı tanınıyor mu? Yahudiler daha ileri gitmişler mesela kadınları mabetlere yaklaştırmamışlar mabetler kirlenir diye... bir kadın olarak dinlerin yaklaşımı beni üzüyor, incitiyor, dolayısıyla dinci erkeklerin egemenliğinde bir dünyada yaşamak ancak huzursuzluk veriyor, herkesin bahanesi hazır... tek suçlu var oda kadın... (!)