sardunyam

yusufun nişanlısı söylemiş bu türküyü, arda trakyada bir ırmak adı... yusuf ardada boğulmuş, çırpına çırpına... nişanlısı kurtaramamış... "civanda yusufumu ardalar alıyor, yoktur a çaresi" söyleyiş tarzı neşeli gibi ama aslında hikayeye göre bir melodi değilmiş... aman bre deryalar, kanlıda deryalar biz nişanlıyız, ikimizde bir boydayız biz delikanlıyız.... daha çok genç olduklarını anlatıyor..... yazık ya çok üzüldüm... ya leylacım hikayesi böyleymiş

sedoşumu özledim ayrı kaldık bu aralar nerdesin gııı? görüşelim yawww

dübel

kırcali ile arda arası saat sekiz sırası yusufum civanda yusufumu ardalar alıyor yoktur a çaresi bu türkünün hikayesini öğrendim çok acıklıymış...

söylenen her şeyin doğru olmadığını öğrendim, yalan söylemek kolaymış onu öğrendim... susmak zormuş, ağlamak kolaymış, bulup kaybetmek daha da kolaymış onuda öğrendim...

en iyi tanıma yöntemi insanları konuşturmaktır/yazdırmaktır... susan insanı ne kadar tanırız değil mi leylacım... seninde yazıların çok derin, ne güzel işte birbirimizin gözüyle de bakabiliyoruz dünyaya...

kıyamam sana ben kardeşim benim kimya iyidir ya, şimdi ben kimyager olsam durmadan deney yapardım (arada havaya uçardım belki) ders çalışmak hayatın en kolay şeyiymiş bunu okul bitince hayat kavgası daha iyi öğretiyor insana... cancağızım biraz daha gayret bu günler de geçecek...

Yaşar Nuri Öztürk'ü çok seven biri olarak siyasete atılmasını hiç hoş karşılamamıştım, o yüzden kendisini çok acımasızca eleştirmiştim... Chp'den aday olmasını kendisine teklif ettiklerinde hoca baştan bunu istememiş ama sonra ülkede cereyan eden dini ve siyasi istismara karşı her vatandaş gibi sorumluluk hissettiği için aday olmuş. Ancak Chp hocanın adını kullanmak ve inanan kesimin oylarına talip olmak dışında hocayı pek ciddiye almadı... Karadeniz fıkraları anlattırıp bunlarla eğlenen bir Chp ülke sorunlarına da bu kafa ile yaklaşırsa işimiz vahim demektir. Yaşar Nuri'yi seven sevmeyen kabul eder ki, kendisi hem bir hukuk adamı, hemde ilahiyatçıdır. Dolayısıyla İslam'ın kurallarınıda, hukukun kurallarınıda çok iyi bilmektedir. Son 10 yılda kendisinden çok şey öğrendik ve ben onun gibi değerli bir şahsiyeti kimseye kolay harcatmamalıyız diye düşünüyorum... Parti kurması ne kadar doğru oldu bu tartışılır, ne kadar oy alır, barajı aşar mı aşamazmı bilinmez... (belki siyaset dışında kalsa daha yararlı olurdu bilemiyorum) ama madem ki kendisi bu göreve talip ve onda böyle bir potansiyel var öyleyse hocayı daha iyi dinlemeli ve verdiği mesajları değerlendirmeliyiz. Seçimde oyumuzu verip vermemek mesele değil ama hoca çok önemli şeyler anlatıyor... Bunları değerlendirmek gerekmektedir. Yaşar Nuri'nin kendisinde gördüğüm en önemli değerler, birincisi o da bir devrimci, Atatürkçü, milliyetçi, ulusal değerleri bilen, dini öğretiye hakim, eğitimli, yazar, araştırmacı.... v.s. bütün bunlar oldukça kapsamlı referanslar ve kendi adıma şunu söylemeliyim ki ben bu özellikleri çok önemsiyorum ve şu ana kadar da kendisi ile paralel düşünmekteyim... Siyasi bir yozlaşma yaşamakta olan ülkemizde samimi insanlara ihtiyaç var... ben kendisine başarılar diliyorum ve ilgi ile takip ediyorum... Bu hafta bir kaç tv programına konuk olacak yine takip edeceğim... Ya sev, ya sevr teşekkür ederim...

Frozen ablacım biliyorum, yani bildiğimi sanıyorum... benimde seni ne kadar çok sevdiğimi seninde bildiğini umuyorum... sohpetimiz yeni başladı ama uzun zamandır yazdığı yazıları takip ettiğim ve uzaktan da olsa gönül bağı kurduğum biriydin... şimdi arkadaşımsın, Allah'tan diliyorum ki bu çok uzun sürsün... bana dilediğin bütün temennilerin seni de bulmasını dilerim. Güzel kızınla ve değerli eşinle bir ömür boyu mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sür... yaşlandığında torunlarına patik ör, masal anlat, hatta bizi anlat... canımsın... seni artosu sevdiğim kadar seviyorum... (artosu tanımalısın, çok değer verdiğim kankim o benim) sende çok özelsin...

kaçtım buralara dinleniyorum... canım frozenim... tartışmalar kısır döngü oldu ve figgaro haklı çıktı...

leylacım çok güzel bir yazı teşekkür ederiz, frozenim bende seni özledim buralardayım... senin yazın ve şiirinde harika emeklerinize sağlık...... şahanesiniz....

edep ve haya timsallerinden günümüzün hastalığı yozlaşmaya çareler... ilaçlar... eyy insanoğlu tefekkür et, sen bir hayvan değilsin.... nasıl ve neden bu hale geldin... susmaktasın bütün olan bitene, kayıptasın ama görmezsin... bilmezsinde akıbetini... sen sükut etmekten, koyun gibi güdülmeyi mi anlarsın? nedir çaresi bu duyarsızlığın, edepsizliğin, utanmazlığın, hırsızlığın, uğursuzluğun, riyanın, seni sen yapan bütün değerlerini yitirdikten sonra mı varacaksın farkına... çok geç olmasın........... *********************************************************************************** Bir aşk yüzünden elbisesi yırtılan; hırstan ayıptan adamakıllı temizlendi. Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir. Sevgilimin nuru önde, artta olmadıkça ben nasıl önü, sonu idrak edebilirim?" Ehl-i Keremin vaatleri akıp duran, eseri daima görünen hazinedir. Ehil olmayanların, kerem sahibi bulunmayanların vaatleri ise gönül azabıdır. Diri aşk, ruhta ve gözdedir. Her anda goncadan daha taze olur, durur. O dirinin aşkını seç ki; bakidir ve canına can katan içkiden sana sakilik eder. Kalp altınla halis altın ayarda belli olur. Kalple halisi, mihenge vurmadıkça tahmini olarak bilemezsin. Allah kimin ruhuna mihenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırt edebilir. Akıl gizlidir, ortada bir âlem görünüp durur. Bizim şeklimiz; o denizin dalgasından yahut ıslaklığından ibarettir. Sûret, o denize ulaşmak için neyi vesile ittihaz ederse etsin, deniz; sûreti o vesile yüzenden daha uzağa atar. Gönül, kendisine sır vereni; ok kendisini uzağa atanı görmedikçe. Güle aşık, halbuki esasen gül, kendisine aşık, kendi aşkını aramakta. (mevlanadan)

teşekkür ederim grejuva, yanlış anlayan da olacaktır. Sadece şunu söylemek isterim ki, kelimeleri bir araya getirip bu kadar anlamlı bir metin ortaya koymak zor olmalı... isteyen nutku okuyup taktik edebilir. 19 kez geçen kelimeleri incelemek elimizde... Atatürk'e zamanın ilerisinde ki adam yakıştırmasını yapanlarda ona hayran olan yabancılardır... selamlar

Beyin cerrahı Dr. Muammer Yüksel ve biyofizik uzmanı Dr. Erhan Kızıltan Atatürk'ün 1927 de okuduğu Büyük Nutuk'unu incelemiş ve içerisinde 19'ar kez geçen kelimeleri belirlemişler. Bu kelimeleri bir araya getirdiklerinde aşağıda ki metin ortaya çıkmış... Bu kelimeleri kullanım sıralarına göre düzenlemişler... Çok ilginç ve düşündürücü buldum sizinle paylaşmak istedim... "Tüm seçkin temsilciler millete hizmet etmek yerine görevlerini yerine getirmemektedirler. Bunların kanunlara bilfiil uymaları gerektiğini belirtiniz. Şunu söyleyiniz: Yakın zamana kadar mevcut faaliyetleri başka gözle görmeye çabalayanlar artık durumun farıkına varmışlardır. Kumandanların (askerler ve yöneticiler) hizmet etmelerine siz engel oluyorsunuz. Olayları tam olarak düşünen her kişi bunun nedeninin hükümet olduğunu görür. Tüm başkanlık sistemi bizce suistimal edilmektedir. Toplanacak taraflar sayıca az olsa bile azami sayıdaki düşmanın karşısında durmalıdır. Bu çağrıyı (toplanma çağrısı) yapması gereken yüzbaşılardır (askerler ya da grup liderleri olabilir) Büyük şerefli cephe düşünülmelidir..............." "Maksadın anlaşılıyordu. Tarihi vilayetin ahalisini bölüp Diyarbakır Kürt devletinin kurulmasına yol açmak. Memleketin içinde bulunduğu durum kesinlikle birisinin duruma müdahale etmesini gerektirecektir. İçinde bulunulan somut koşullar gereğince bağımsız gruplar harekete geçecektir. Yirmi vakit sonrasında bu değerlendirmeyi kim yapacak ve eyleme geçecektir......."

patlıcan musakka ve makarna yedim kedim... kimi özledin desem?

ben yazdım bile derim... dün ne yemek yedin desem?

güzin ablasımıyım kısss sen bu forumun yaramazısın. yaramaz kedi...

ben mecnunu gördüm az önce, forumda akıp gidiyordu... sen bu forumun sevimlisisin

sevindim derim... seni mutlu edecek şeyler seni bulsun desem...

bugün iyi geçti derim... şükür bugünümüze... neden keyfin yok desem?

topicin bu sayfasındakiler siz bu forumun en sıcaklarısınız...

haklısın derim keyfin nasıl desem?

Bu nasil ortak? Okullarda sınıflar sardalya kasası gibi... 60'sar 70'ser kisi sigisiyor cocuklarimiz. Ogretmenlerimiz, ameleden az kazaniyor. Bu sartlarda AB'ye girmemiz mumkun mu? Degil. Peki siz hic, bugune kadar Avrupa Birligi'nin bir defa olsun, "bu sorunu coz, cozmezsen olmaz" dedigini duydunuz mu? ben duymadim. Ama egitimle ilgili ne duyuyoruz hep? "Ruhban Okulu'nu ac." Sabahin 4'unde giriyoruz hastane kuyruguna... Kalp ameliyatina bile 6 ay sonraya gun veriliyor... Temel insan hakkimiz yok yani! "Al su fonlari, hastane ac" diyor mu? Demiyor... Ne diyor? "Limanlari ac." Bayramda 104 kisi daha oldu. Her yil kucuk bir Avrupa kenti kadar insanimiz yollarda heba oluyor. "Yollarini duzelt" demesi gerekmez mi? Gerekir... Ama o ne diyor? "Ermenistan'a yol ac." Resmi olarak 2.5 milyon, gayriresmi olarak 10 milyon issiz var Turkiye'de. Fas'in Tunus'un Cezayir'in issizini aliyor. Bize duvar. Bi tek kimi aliyor bizden? PKK'liyi. Isci suclu. Terorist magdur. Bolucu posteri tasiyana "dokunma" diyor. Ataturk posteri asana "indir onu" diyor. AB uyesi Ingiltere, kendi genelkurmay baskanina gore bile, "elalemin ulkesinde isgalci." Cit cikmiyor. Bizim asker, "kendi topraklari uzerinde" ucak ucuruyor... Siddetli itiraz... Kinama. El ele verip, Canakkale'den Antep'e, Izmir'den Urfa'ya, katlettikleri Türk'ün haddi hesabi yok. "Soykirimcisin" diyor. "Degilim" demek yasak ustelik. Kendi ulkesinin sartlarina gore kanun cikarmakla yukumlu olan Meclis, "tercume burosu"na dondu... Trafik sucu bile islenmeyen ulkelerin kanunlari bire bir Turkce'ye cevriliyor. Sonra ne oluyor? It, ugursuz kol geziyor. Namuslu vatandas korku icinde. Farz edelim, Akmerkez'e gittiniz. Ustunuz araniyor mu? Araniyor... Cocuklarin bile araniyor. Ama polis, suphelendigi bir kisinin ustunu arayabiliyor mu? Arayamiyor. Neden? Cunku artik, hakim karari gerekiyor. Akmerkez'deki guvenlik gorevlisinin hakim kararina ihtiyaci yok... Devletin polisinin hakim kararina ihtiyaci var. Buna "AB'ye uyum" deniyor. Tatile gideceksiniz... Mesela, Belcika'ya. Vize vermek icin, tapu istiyor, banka cuzdani istiyor, gidis-donus ucak bileti istiyor, kalacagin otelin rezervasyonunu istiyor, simdi yeni moda cikti, kulaklarini gosteren fotograf istiyor. Ama Fehriye orada. Hâlâ bir terslik yok mu burada?

bu haber sevindirici ve umarım bu suçlara verilen cezalarda en ağırı olur... teşekkürler sayın taurusmutis...

çok doğru derler, diyorlar daha neler diyecekler... o bağlardan kurtulmadıkça onlar söyler biz dinleriz ve uygularız... +1