sardunyam tarafından postalanan herşey
-
.............Desem ne dersin?
yanılmıyorsun, ama bende yanılmıyorum değil mi? neden bu kadar alıştık birbirimize desem?
- Günün Sözü
-
.............Desem ne dersin?
evet yoktum bir süredir derim... hayırdır senin kimyayı ne bozdu desem? aman olmasın kardeşim bende seni çok özledim ve senin burada olduğunu görmemiştim, canım hatta nostalji bölümünde de bahsettim canımın içi... keyifler nasıl desem?
-
.............Desem ne dersin?
pekiyidir derim hayırdır coğrafya nereden çıktı desem, kimyada bozukluk yok değil mi desem?
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
ama biz bugün çokça görüşemedik bidenem, şimdi bende gidicem, artık yarın kısmetse görüşürüz diloşum bende şiirlere vurdum kendimi, sen yoksun, leylam yok, frozenim yok, siyahxim yok, egzorsistim yok, yumotem yok... Ne olur…! malîhulyâm… uçuk düşlerime hapsedip geceden kaçan güneş misali o mah yüzünü dönme bana gel otur yine gönül sarayımın tahtına biliyorum seni sevmek boynumun borcu ama; boş hayaller kura kura tutunarak yaşamak çok zor sadece serçe parmaktan yakalanmış bir umuda hiç olmazsa rüyama gir bir gece sızıver kapı aralığından usulca el ayak çekilince taş duvarlara baka baka tepeden tırnağa kederler içinde kundaklanmış bir yürekle her akşam ağlamaklı bekletme başım ellerimin arasında iç çeke çeke hiç olmazsa çıkagel bir gece giriver kapı aralığından usulca el ayak çekilince
-
PAULA
Sensiz geceler zulüm yatak-yorgan çakıl taşı sağa dönsem hüzün sola dönsem hüzün hiç çıkmıyorsun akılımdan dört duvarda, göz kapaklarıma mıhlanmış yüzün zavallı dilimi susturmak ne mümkün...! adını sayıklar geceler boyu sessiz sessiz alışamadım yalnızlığa; yalnızlığın dudakları ne kadar da soğuk ve hissiz keşke bir gölge olsa yanımda gölgesi bile yok yalnızlığın ölüm gibi kimsesiz.
-
*** XPRENSESX***
Sen…! yanık yanık kokladığım güllerde gizlenen intizarı sadece beni tutmuş dertli bir türkü müsün? satır satır okudukça ruhumda filizlenen azizelerin kutsamadığı lanetli bir öykü müsün? yoksa an be an makûs kaderimi çizen alnıma yazılmış ilâhî bir çizgi misin? bilemiyorum…! her neysen… zaten, istesem de silemem, söküp atamam yüreğimde sevda güllerin hâlâ sırılsıklam.
-
NATALİA
Nasıl oldu bilemiyorum…! Azap meleklerinin yaptığı kara bir büyü değildir de, diyemiyorum… bir gün apansız… zümrüt yeşili ipek tülbentlerle örtülü en mahrem hülya bahçelerinden simsiyah kefenlere sarıp lâv dolu kör bir hicran kuyusuna attın beni. Ne diyeyim…! Nasıl sitemler edeyim…! Mabudem sana bir avuç beyhude heves uğruna tutsak düşüp şıpsevdi ruhuna muamma gönül pazarlarında sattın beni. Daha menzile ulaşıp kâm almadan kara kaftanlar giyip kurduğun bal mumu sehpalardan özleminle yaralı acılar denizine ittin beni. Sevdalı ıslak dudaklarından hüzünlü bir veda öpücüğü bile kondurmadan yaşanmamış en güzel düşleri alıp şaşkın umutlarıma dokunmadan ıssız köşelerde yapayalnız, sırılsıklam hatıralarla baş başa bırakıp gittin beni. Gittin de; kızıl karanfilleri dalından koparılmış eflatun leylâklar yerine hezarenler sarmış virane bir bahçe aşk çıkmazında konacak dal arayan ateşler içinde yaralı bir serçe kırdın kolum kanadım parça parça artık iflâh olmam perme-perişan ettin beni.
-
...::KeSkİnKaLeM::..
Aslı - Leyla - Şiirin ne gübresi bol gülde aşk kaldı ne çatıda bülbül menfaat aldı bakışan gözlerde parasız dürbünle denize bakılmıyor güneş batarken sakın geri gelmeyin * Kerem-Mecnun-Ferhat gözlerle seven bakışları sindirdiler kapı eşiklerine yaya kaldı sevgiler sadece parası olan dağları deliyor sakın geri gelmeyin * aynaların önünde kimse hazırlanmıyor sen olmasan ben yoktum provalarına parası olan konuşuyor aynasız sırıtarak aşk sapık rotasına saptı kendinden çok genç ve evli sevgililerle günlük aşklar aldı sohbet masalarını övünçler günlüklerin gayri safi milli hasılasında bari siz sakın geri gelmeyin ben neler yaşayıp görüp duyarken ............
-
///Egzorsist Anı Defteri///
Bir rüzgar mı getirmişti Beni bu boş sahile,bilemiyorum Üzerimdeki ince elbiseyle titriyordum. Rüzgar,uçuşan saçlarımla,bedenimi Bir hırsla sarsıyordu. Dalgaların sesi uğulduyordu kulaklarımda Çıplak ayaklarım kumların üzerinde üşüyordu. Biliyordum artık. Sonsuz duyguların savurduğu,ben Yine anlatamamıştım ona istediklerimi Anlayamazdı ki beni nasılsa... Bu rüzgarlar keşke sadece tenimi değil Yüreğimi de bu kavurucu acıdan kurtarabilseydi Delice bir arzu yine sarıyordu ruhumu. Kollarımı açmak bir kanatmışçasına Gökyüzüne uçmak istedim: Belki bir martı gibi çığlıklar atarak süzülmek. O bulutlarla oynaşan mavilikte. Son hızla uçarak,ona yakın olabilmek. Yine vurulacağımı bilsemde Ruhumu yolladım gökyüzüne Bir an bile sürse,avunsun Yine özgürmüşçesine sevgiyi tatsın diye Sizin de yürürken düşerse iki damla üzerinize Gökyüzüne bakın sizde Bu bir martının gözyaşıdır Yine ulaşamamıştır sevgilisine...
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
güvenmiyorsan yansın ruhunun en ince yerleri sende yum ***** gecelere gözlerini gelde utansınlar yık engelleri hüzün oldu herşey neşem yok erteledim günleri sevdin mi beni inan bilmiyorum dem oldum karardım sevemiyorum ne oldu sana yollarını şaşırdın gelmemekle suçlusun kendini kandırdın başkaları sırtımdan vurdu hep onları ahım alsın gelsen har olurum harmanda kanıma kansın dönüpde bakmam isterse dünya yansın ne çok sevmişim aşkın adı batsın bu şiirler sana bilmiyorum niye ne güzel yaşıyordum kendi kendime şiirleri taş yapıyordum tüm dertlerime kurutamam gülü gelse bile düşlerime geçmişin hesabını tutmakdan yoruldu ruhlar mavi gülüm orda yalnızlıklarımız var buluşmakla ilgili hiçbir şiirim yok manidar hasret kokuyor tüm şiirlerimle şarkılar sen akıyorsun damarlarımdan ismin düşmüyor dudaklarımdan affet sana yaptıklarımdan bülbül bile güle tutunuyor dallarından imrendim sevenlere sarılmaya var mısın engel yaratma kendince yollara dargın mısın söz verdik ölmeden buluşmaya hatırlar mısın beni ayağa kaldır desem gelmeye hazır mısın
-
sedelina
Matemler Yakıyorum Tufanlar kırıyor taze dallarımı Mavi kubbenin Kutsal ezanında Rüzgar kurutuyor duygularımı Ve sitemler dolduruyor sevgimin kuyularımı Bulutlar siliyor dinmez yaşlarımı Ama olmuyor yapamıyorum Ne vakit ayağa kalksam Yıkılıyorum küf kokan yere Kurşuni matemler yakıyorum göğe Ve yüreğimi bırakıyorum sensizliğe Gözlerciden yoksun gecede Sensizliğimde Nehirlerden Musa' yi Çöllerden Mecnun' u Ve kör kuyulardan Yusuf ' u çağırırdım hep Ve mutluluğun haritasında Saçlarına hep menekşeleri bağladık Dem tutmayan acılarına hep beraber ağladık Koşmak istiyorum yatağımdan sana Ama olmuyor , yapamıyorum Ne vakit gözlerini arasam Densizce çamura itiliyor yüreğim Ve kirece bulanıyor sen kokan ellerim Sana ıslanıyor seni arayan gözbebeğim.
-
..vahh....vahh..!
Mavi Değildin Artık Bulduğum gibi misin? Mavi Yoksa bıraktığım gibi çiçek mi? Hangi şehrin, hangi yerindesin? Ya da şehirler arası yollarda Hangi istasyonda Seni bulmak istediğim yerlerde yoksun Muhtemelen olmak istediğin yerlerdesin Yani benim olmadığım yerde Gerçi ben olmasam da olmasam da ne fark ederki Sen bensiz gitmişsin Ben senle gelmişim Bulduğumda seni daha yeni doğmuştun gönlüme Fırsatını bulup da sarılamamıştım sıkıca Sevememiştim... Dağınıktım, barındıramıyordum kimseyi düşüncemde Ama sen farklıydın Çünkü bulduğumda seni Hiç kimse koparmamıştı toprağından Yalnızdın, yalnızdım bulduğumda seni Sonra bıraktın.., bıraktım.. Bıraktığımda yağmur götürmüştü toprağını Yerinde yoktun bulutlar gibi Bir sahipsizlik, bir serserilik çökmüştü üzerime Sadece senin yokluğun değildi dokunan, Bulduğumda sen maviydin Sonra koruyamadım bıraktığımda ise: Her hangi bir şehrin her hangi bir yolun çiçeği olmuştun MAVİ DEĞİLDİN ARTIK...
-
diloş...
Masal ( seni anladığım kadar sevmiştim, anlatamadığım kadar da özlüyorum. ) Tırnaklarınla kurduğun yıkamazlar dediğin asma bahçeli masal şehri unutmadım bir gecede ağır ağır közlerle yakışını kurşun ağırlığında sözlerle yıkışını şimdi o şehirdeki. Fesleğenler şebboylar menekşeler yitirdiler renklerini. Uğultular geçiyor agoralarından halaylar çekilmiyor geleceklere kargalar tafrasını atıyor sütunlu yollarda bitkin gökyüzü uykusunda kaldı sazların titrek seslerinden başka ses yok mozaikli bahçelerine gri sabahlar değiyor tarihin üzerine kumlar birikiyor ürkek gölgeler dolaşmıyor gecelerine sen gittikten sonra harabeler yıkıntılar kaldı maviler bana küstü seninle masal şehri kadardı ömrümüz. Zaten gerisini de kim anlar ki falan filan fasa fiso gelir.
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
Martı Önce kanadını kırdılar Artık uçamazdı Aldırmadı Martı Sonra Ayağına vurdular Ağırca prangayı Artık koşamazdı Aldırmadı Martı Derken diline kilit vurdular eğiverdi başını bir daha kaldırmadı Bunu kaldıramadı
-
iks mine iks
Madem ki sen yoksun yanımda Madem ki senden başkasına varmıyor ellerim Madem ki sensiz çarpmıyor kalbim Yaşamak haram bana Şu öksüz yüreğimin sahibi sen Şu yaralı kalbimin ilacı sen Şu sevgimin sahibi sen Sen yoksan yaşamak haram bana Sensiz bir günüm geçiyor Kelimelere sensiz başlayıp Sensiz bitiriyorsam Sensiz nefes alıyorsam Dudaklarımda senin ismin yoksa İşte o zaman o hayat haramdır bana
-
figgaro...
Mevsimler beşe çıktı Renklerse sekize... Herşeye tamam der geçerim Fakat bir soru ki,zihnimi deliyor... Madde bu kadar göz alıcı iken, Mana ne kadar yürek yakıcıdır?
-
Siyahx aramızdan ayrıldı......
siyahxim ne oldu sana, seni kimler aldı, kimler götürüyor seni attaya? döferim ben onları, de gedin yaww, bırakın kardeşimi
-
Frozen......
Ne varsa nakış nakış, tabiatta, maddede, Gözlerimdeki nurun aksi, beyaz perdede... nerede bu cadı, gelmedi mi bugün hiç, özledim ben seni bidenem, neredesin?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
ahh canım benim, daha beni hiç görmeden rüyana mı girdim... umarım hayır olur, inşallah hayır getirir o rüya sana... senin için dua ederken öyle içten ettim ki, öyle çok hissettim ki seni, bilemezsin... canımsın, sende benim yüreğimin en güzel yerindesin, canımsın... birlikte unutacağız avunacağız belki yeri gelecek birlikte ağlayacağız diloşum... o yüzden bu kadar yakınımdasın, aklımdasın... seni çok seviyorum...
-
diloş...
diloşum ellerine sağlık harika olmuş, dimek kral arthurdan keman dersleri alıyorum ha, vay vay vay süper olmuş ya, hakikaten büyük yeteneksin canımın içi... prens william kaşlarını mı alıyor muş, metroseksüel erkek... sir ağda da yapıyormuymuş...
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
orial den mi diyorsun diloşum? yok canım değil... emin ol değil... benim ki kendinden beyaz... erken olgunlaşmak mı dersin, yoksa yaş kemale erdi mi dersin, artık ne dersin...? dünkü çocuk ben mi oluyorum, yok yaww, allaalla dün değilsede evvelsi gün çocuktum doğru dersin... gerçekten mi saçların kahve/sarı şuan... ne zamandır böyle? benim son 3 aydır böyle... ondan önceki 3 yıl kızıldı.... ama ne kızıl, şarap kızılıydı... masal anlatırım canım, benim masallarım hiç kötü bitmez, sonu kötü biten filmleri de sevmem ben, mutlu sonla biten Türk filmlerinin hastasıyım...
-
hayatı en iyi ne anlatır?
bir resmin vardı hatırlarmısın, hani güler yüzünle baktığın... nasıl özledim o yüzü ben, tahmin bile edemezsin... hani sesini duyunca heyecanlanırdım hani sen sana gelmemi bekler uyumazdın... hatırlıyor musun? nasıl başladı anlamamıştık, nasıl bittiğini de hiç anlamadık... anladığımız tek şey biz acıyla bu hayatı noktalayacağız... öyle mi dersin? aramızda artık hiç bir engel yok senden başka... benden başka... bizden başka... anlıyor musun? hayatımın anlamı sendin biliyorum senin hayatının anlamıda benim... işte buna rağmen biz bu hayata hala yarım yamalak devam etmeye çabalıyoruz... görüyor musun? unuttum deme sakın, ne sen ne ben unutmadık... unutmayacağız da... biliyorsun... görüyorsun... anlıyorsun... duyuyorsun... hatırlıyorsun... değil mi?
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
avuçlarımda hala sıcaklığın, sıcaklığın, sıcaklığın var... inan... unuttum dese dilim, yalan, yalan, yalan.... billahi yalan... vallahi yalan... hasretindir içimde, hep alev, hep alev, hep alev... yanan unuttum dese dilim, yalan, yalan, yalan.... billahi yalan... vallahi yalan... zeki müren
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
baharın gülleri açtı yine mahsun durdu gönlüm etrafa neşeler saçtı, beyhude geçti bu ömrüm ahhhhhh gülemem, gülemem hiç gülemem öyle sırdır ki ah bu derdim, kimselere söyleyemem kimselere söyleyemem... ahhhhhh ahhh bu gönül... kime canım dedim, terk edip kaçtı üstelik başıma, başıma binbir dert açtı ahhhhhh gülemem, gülemem hiç gülemem öyle sırdır ki ah bu derdim, kimselere söyleyemem kimselere söyleyemem... ahhhhhh ahhh bu gönül... zeki müren