Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. ne diyoooooooosuuuuuuuuuuuunnnnnnnnnnnnn o zaman bende bi tango çalayım canem
  2. bende ensesini tuttum kıpraşamaz bir yere, de nerede bu frozen cadısı seni düşünürüm gecemi aydınlatan gözlerini birde sat beni zindan gecelere daha çok aydınlanayım yarım kalmış çığlıklar, aşkın beni yağmalar saklamadım, sevgimi biter mi? yaşadığım acılar diner mi? beklediğim geceler gelir mi? senle olmadan? funda arar
  3. şimdi de bu çalıyor, canem... hayda hoppaaa... avaz avaz şarkın olsam beni haykırsan sırtındaki kazak olsam seni ısıtsam en sevdiğim yemek olsan sana doymasam sofrandaki tuzun olsam eksik olmasam hem yazın olsam, hem kışın olsam her mevsim her daim benimle olsan ah yokun olsam, of çokun olsam sesin olsam, sözün olsam bana dokunsan pışpışla beni, poh pohla beni hadi korkma ben şımarmam, yine sev beni...
  4. sardalyalar biz olooruz demi canem, istif istif sardalyalar... evimizin ruhu olcek, Ghost diyecez bir ona kısaca, Patrick soyadını şimdi söyleyemeyeceğim siz hatırlamışsınızdır Demi Moore ile birlikte rol almışlardı, hayatım boyunca en çok sevdiğim film o olmuştur ve belki 20 den fazla izlemiştim... hala aklımdadır bazı sahneleri... öyle bir ruhumuz olsa diyorum... karismatik bir ruh yaneee
  5. Nilgül çalıyor şimdi, çok seviyorum bu kızın sesini ya, çok etkiliyor beni... çok derin... ağladım günlerce sordum gecelerce sandım bir bilmece bittim sen gidince ne arabesk günler geceler yaşadım resmine bakıp bakıp ağladım sen hainsin sen sen kalpsizsin sen bütün dünyamı yıktın revamı yanacaksın sen.... bütün dünyamı yıktın revamı ah ettim bilsen... ahh sen....
  6. kısım birbirimizi kaybetmeyelim evin içinde... nedir o öyle metrekarelerce büyük ama soğuk lüks binalar... bizim evimizin ruhu olacak, sardalya olsak bile...
  7. amanın yakalayın muhabbet elimize düşmüş
  8. Aman Allah'ım yukarıda ki bir şaka mı?
  9. Sevgili Taurusmutis Allah'tan babacığına Rahmet diliyorum... Hayat bir ağaç yetiştirmektir demiştim... Ne mutlu babana ki o ağaç yetiştirmiş ve paylaşabilmiş... Keşke herkese nasip olabilse... Bir ağaç yetiştirmek... Paşamızı o güzel yanacıklarından öpüyoruz hepimiz... Maşallah... Leylam, Diloşum... Siz hiç ağaç yetiştirdiniz mi canlarım, ben ne yapıcam biliyormusunuz, Leylam, Diloşum, Frozenim, Yumotem için ağaç dikeceğim... İsimlerinizide o ağaçlara vereceğim... Emin olun hemde bu yaz yazlıktaki bahçede yeşereceksiniz... Hangi ağaç olmak isterseniz onu söyleyin... Sizi özlediğimde o ağaçlarla konuşacağım, tamam mı?
  10. muhabbet bizden kaçar olmuş Diloşum, yakalayana aşk olsun... yağmurun sesine bak aşka davet ediyor cama vuran her damla beni harab ediyor bu yağmur seni benden alıp götüren yağmur aşkımızı sel gibi silip süpüren yağmur
  11. cadım işleri bitiremedin mi? Secret Garden'im benim... bunuda sana ve bana armağan ediyorum... Aşk aşk diye yollara düştüm gitme seninle gelemem artık acısı tarifsiz hallere düştüm her yolun sonunu bilemem artık aşkın beni parça parça ayırsın feryadımı yıldızlara duyursun ecel gelmiş kapım açık buyursun fakat sen yokken ölemem artık...
  12. ben biliyorum, sende biliyorsun değil mi? iyiki varsınız siz... sizinle her kelime bin manaya geliyor, sizinle hayat katlanılır oluyor... Erkin baba söylüyor bu sana ve bana gelsin... bir sevda çölünde bıraktın beni kanadı kırılmış bir kuş gibiyim dönüpte bakmadın bir gün halime sokağa atılmış bir taş gibiyim...
  13. Sensiz gitmeyi düşünmüyorum Diloşum, sen hazır olunca haber ver ben evimizi tutayım şöyle denize nazır kibrit kutusu gibi bir ev, minik bir bahçe ve içinde portakal ağacı, sen ben ve bizim çocuklar amanın ne güzel olurdu yaww
  14. Sevgili Bilimselci... Evrensel dünya görüşünde hümanizm değişmez bir kuraldır değil mi? Benim rehber edindiğim Türk düşünürleri ve önderlerinin en büyük özellikleri hümanist oluşlarıdır... Ve dünyaya "önce insan" olduğunu bilerek insana insan gözü ile bakanların geliştirdiği düşünceler de evrenseldir... Herhangi bir görüşte sabitlenmek o noktada yerinde saymaktır... Benden alıntıladığın yazıya yaptığın eklentiye katılıyorum... Çelişkiler çözümlendikçe yenisinin eklenmesi de çok olağan çünkü yaşam denen bu sınav, deneyim çeşitli anlamlar içeriyor... birini çözdükçe bir yenisi geliyor... o yüzden çelişmekten korkmamak lazım, gelişimin şartlarından biride budur, sabit fikir gelişime engeldir... Ancak din hükümlerinde değişimden kastınız bunların zamana uyum sağlayamaması ise buna katılmıyorum... Dünyaya bu pencereden bakarsanız elbette başka bir şey göremezsiniz... Dinin emirleri insanın yararınadır, uyarılarıda öyle... bunların değişmesi için sebep yok, mesela Kuran Yahudiler ve Hristiyanlar için uyarıyor bir bakıyorsunuz haklı... Çünkü yapılan dayatmalar bunu gösteriyor... Din düşmanları hakkında çektiği dikkatte haklı, onada bakıyorsunuz dinden kendilerini soyutlayanlar herhangi bir dine mensup olanı alay konusu yapabiliyorlar... Aynı zamanda Kuran içlerinden pek azı hariç der... yani böyle yapmayanlarda var ama bir çoğu bunu yapıyor... Yani herkes kendisini bir tarafa çektiğinde diğerleri karşı taraf oluyor, her iki kesimin "karşı tarafa" sürekli müdahale yapmasıda bundan... Biri gelip bana özel yaşamıma müdahale ederse bende kendimi savunmak zorunda kalırım... Dolayısıyla ben bir taraf olurum... Selamlar
  15. benimde sizsiniz, Diloş ve Frozen beni dinlediğiniz ve anladığınız için çok mutluyum... kendimi sayenizde motive ediyorum...
  16. unutma bizi tamammı çalıkuşum aklımdasın
  17. anladım ben onu, eee peki şimdi geçtimi kolunun ağrıları canem
  18. inşallah bugün karşılaşırız da kırarız şu muhabbetin belini canem
  19. işte geldim burdayım, Antalya çok güzeldi yaw, gerçi bütün gün yağmur yağdı ama hava ılıktı, sırılsıklam oldum ama uzun zamandır yağmurda yürümeyi özlemiştim eyi oldu... bu arada ben Antalyaya yerleşmeye karar verdim... pek bi güzelmiş canem, okullar kapansın taşınayım diyorum...
  20. bak bu yönümüzde benziyor cadım, bende soğukkanlıyımdır, paniğe hayatımda yer yok... panik ederim panik olmam...
  21. uyurken büyürüz belki...
  22. noeli benimsiyorken Nevruzu terk ettik değil mi sevgili politika... Bu arada elime hoş bir mail geçti konu ile dolaylı bir alakası var... Biz Türkler kimiz gerçekten? paylaşmak istedim... Kim"yager... Alt kimlik üst kimlik, hepimiz Ermeni'yiz, atalarımız Truvalı'ydı, galiba İyonyalı'yız falan derken, olacağı buydu... Bir gazete anket yapıyor: "Biz kimiz?" Toplum mühendislerini biliyorduk... Bunlar kim'yager... Onun için soruyorlar millete: "Biz kimiz?" Ben söyleyeyim... Sizi leylekler getirdi yavrum. İnsan durup dururken, kendine DNA testi yaptırır mı kardeşim... "Acaba ben kimim?" Şüphen mi var? Düşünsenize, koskoca gazetenin kelli felli yazarları, almışlar ellerine saç örneklerini, Adli Tıp'ın kapısını çalıyor. Tak tak tak... - Kim o? - Bilmiyoruz... Onun için geldik. Aslında bu belirsizlik, gazetelerin tiraj arttırması için promosyon vesilesi bile olur. Şöyle bir reklam mesela... "Tarot falıyla kim olduğunu öğren!" Gönderiyorsun, doğum tarihim şu, annemin kızlık soyadı bu, rumuz cami avlusu... Kart açıp, açıklıyorlar: "Müjde... Japonsunuz." Veya... "Yükselen burcu kova olan oğlaklar, bu ay kendini Pakistanlı hissedebilir... Ama sevdiğinizden alacağınız bir haber, karmaşık duygular içine girmenize sebep olacak... İtalyan olmak için güçlü arzular hissedeceksiniz." Ya da tıbbi tavsiyeler... "Türküm diye üzülmeyin... Eğer normal bir Türkseniz, yani patolojik değil, ailevi nedenlerle Türkseniz, kahvaltıdan sonra green card alın, geçer." Uzun lafın kısası... Eveleyip gevelemeyin. Dün gece etnik kökenini umursamadan ekmek yediği ülke için canını dişine takan Aurelio'dan utanmıyorsanız... Açık açık yazın şunu, siz de kurtulun, biz de kurtulalım: "Kimliğimi kaybettim... Hükümsüzdür." bir vatandaş...
  23. yukarıda belirttiğim gibi benim hayatımın merkezinde din yok, din benim için yoldur... Amaç edindiğim ise önce insan olmaktır... eğer önce dinci olmak gerekiyorsa bu insanın yapısına aykırıdır... çünkü insan yaşadığı dünyayı kendisi ile aynı inançtan olmayan milyonlarca insanla paylaşmaktadır... hatta aynı inancı paylaşsa bile farklı bakış açıları ile düşüncede ayrı düşmektedir... zaten gönderilen dinlerin sonuncusu olan İslam'ın 1400 yıl önce gelme sebeplerinden biride budur... yani ilahi bilgi verilmiştir, geri kalanı insanın kendisi geliştirmelidir... yoksa Allah insana düşünebilme yeteneği vermezdi... nasılsa herşeyi ezberden yaşıyor olurduk... çağımızda bilimin ve sosyolojinin geldiği nokta inançlı insanlar için bu düşünceyi destekliyor... bir zamanlar dinin ahlakın sınırlarını belirlemesi insan geliştikçe ve zamanın şartları değiştikçe üzerine yeni bilgiler eklenmesini engellemez... Yaratılmışların en üstünü olarak tanımlanan insan bu özelliğini düşünce ve kelime üretebilmesine borçludur... Allah bizden bulunduğumuz noktada sabit durmamızı istemiyor... ihtiyaçlarımıza göre değişim geçirmemiz şart... İlahi dinlerin kendi geldikleri zamanın şartlarına göre emir getirdiği malum... bir sonraki gelen dinde geçmiş dinlerin bilgilerinin üzerine yenisi eklenmiştir... bundan sonra yenisi gelmeyeceğine göre insan kendi zihinsel ve ahlaksal gelişimini kendisi zenginleştirmelidir... Evrensel ahlak gelişirken dinlerin getirdiği ahlaki değerlerden faydalanmamış mıdır? Yani İhali dinler insanın ahlaken ve zihnen gelişimine dikkat çekerken paralelinde gelişen evrensel olarak tanımladığınız oluşum insanlığın bütün evrelerinden yararlanmamış mıdır? Elbette yararlanmıştır... Bakın dini öğretiyi geçelim herhangi bir bilimsel öğretiyi ele alalım ve bu öğretiyi verdiğimiz insanlar arasında kavrama ve gelişme açısından nasıl farklılıklar olduğunu inceleyelim... göreceğiz ki her zihin farklı işliyor ve gelişiyor... Ayetleri kavramak ile makaleleri kavramak özünde değişmiyor... herkes farklı manalar yakalayabiliyor... insan bulunduğu coğrafyanın tüm koşullarından etkilenir, mahallesinden, şehrinden, ülkesinden ve çevresindeki insanların düşüncelerinden... birde özü vardır bütün bunlardan farklı bir sesle içeriden seslenen... işte içsel yalnızlığın kaynağı odur... hiç kimse düşüncelerine, inançlarına ve ahlak anlayışına % 100 uygun bir başka görüş bulamaz... bunu hayatımızın her alanında sokakta, trafikte, evimizde, ailemizde, dostlarımızda bile görür ve yaşarız... toplumlar geliştikçe ve değiştikçe kurallar değişebilir ama yine de insan düşüncelerinde yalnızdır... işte o yüzden insanlar iki türlü hayat yaşıyorlar toplumların benimsediği kurallar, kişinin kendi kuralları ve inancından kaynaklanan kurallar... bunları yaşamak için bir inanca sahip olmanız ise gerekmiyor... tüm dünyada insanlar bulundukları ülkenin ahlaki kurallarına ve değerlerine uyum sağlamak zorundadırlar... dini değerlerin değişmesi söz konusu olmasa bile bu insanın değişmesine engel değilki... işte yanılgıya uğramanın nedenleri budur, din tabulaştırılırsa ve yol olmaktan ziyade bir amaç olursa, insan ezbercilikten, dayatmacılıktan, tabulardan, hurafelerden kurtulamaz... aklını işletmeyen insan dindar değil ancak dinci olur... dincilikte faşizm gibi tek taraflı algılamak ve bakmaktır...
  24. Sardunyam'ın çelişkileri sanırım başlı başına bir tartışma konusu... ki bu sizin görüşünüz tabi beni bağlamaz... yani ben çelişkinin her insanın yapısında var olduğuna inanıyorum ve hatta çelişkisiz bir gelişimin mümkün olmayacağını iddia ediyorum... Yani çelişkisi yani arayışı, bildiklerine yenisini eklemesi mümkün olmayan insanlar sabit fikirlidirler... Kendilerinde doğruyu bulmuş, anlamış ve arayışlarına son vermiştirler... Bu din olsun, evrensel düşünce olsun ne olursa olsun... Eğer çelişkilerine son verdiyse arayışı bitmiş demektir... Dolayısıyla artık fikir anlamında gelişim gösteremez... seküler olmak ile dindar olmak arasında ise çelişki olmaz, eğer öyle ise en büyük çelişkiyi büyük Türk düşünürleri yaşamıştır... Çünkü hepsi dünya insanıdır herşeyden önce... Dinci ile dindar arasında çok büyük fark vardır... Dinci hayatının merkezine dini koyar ve onu bir amaç olarak algılayıp yaşar, dindar ise tercih etmiş olduğu inancını merkeze koymaz sadece Allah'a ulaşmak adına yaşar... Laiklikte dinciye aykırıdır, dindara değildir...
  25. Ancak son sözüne bir ek getirmek istiyorum izninle sevgili Sarıgöl. Allah'ın kadiriyeti ve kudreti Allah'a iman edenler için tartışılmazdır. Ancak yine O'nu ve yaratmış olduğu sistemi anlamaya çalışan fark eder ki Allah kendi koyduğu kuralları yıkmamıştır. Yani Allah'ın dilemesi başka bir şey, yaratması başka bir şey değildir. Kuralları ve sistemi dileyerek yaratan O'dur. Öyle ise Sünnetullah değişmez... Değişmemesi de O'nun dilemesindendir... İnananlar arasında farklı düşünceler olmasının sebebi Allah'ı anlama farklılıklarından kaynaklanıyor... Gerçi benim için bunun önemi yok... Ancak bilmek ile bilmemek çok farklı ve Allah'ın buyruğunda olduğu gibi hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Yani Allah'ı ve O'nun sistemini anlamak için bilmek gerekiyor ya da en azından bilmeye çalışmak...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.