aysum tarafından postalanan herşey
-
Bu çocuk doğuştan aktör(osuran çocuk). Bakışa dikkat
- Kendi aranızda dua etmeyin len!
- Kendi aranızda dua etmeyin len!
- Kendi aranızda dua etmeyin len!
- Osmanlı'da fayton arkası yazılar:)
medreselim O şimdi yeniçeri Hatalıysam: tiz kellesi vurula Tek rakibim hezarfen ahmet Çelebi Huzur islamda Padişahım cok yaşa Yezidim ama akce bende Babadan ogula degil alınteri Mekteplim Rahmetli de şahlanırdı Padişahım çok yaşa (yalaka yeniçeri) Paşa babam sağolsun Akıncısın dediler kız vermediler O şimdi sadrazam Tek rakibim padişah! Padişahın faytonunda : Veliaht on board Miras değil zeamet Fetihlerin ustasıyım, gözlerinin hastasıyım! Faytonunda yer yoksa bana güzelim, ben at üstünde de giderim! Alırım faytonunu Hakkını ver faytonun hakkını ! Havan kime sultanım ........- İşte çocukluğumuzun şarkıları!
Çocuk şarkılarının hepsi bir yaştan sonra insani psikopat yapar, çünkü hafızadan atılmaları mümkün değildir.. Ne zaman, hangi şartlarda ezberlenmişlerdir de bu kadar kalıcıdırlar bilinmez.. "Orada bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür.." Bu şarkı çocuğu psikopat yapmazsa hangi şarkı yapar diye sorarım kendime.. Çocukluktan beri toprak sahibi olmayı, hırsı aşılamış bir şarkıdır.. Ayrıca "Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür.." dizesi çocuğa sahip olunan mallara özen göstermemeyi, ilgilenmemeyi öğütleyen bir dizedir.. Esefle kınıyorum bu şarkıyı.. ------------------------------------------------------------------------------------------------- "Pazara gidelim, bir kuzu alalım.. Pazara gidip, bir kuzu alıp n'apalım? Happırı huppur happırı huppur yiyelim.. Pazara gidelim, bir köpek alalım.. Pazara gidip, bir köpek alıp n'apalım? Happırı huppur happırı huppur yemiyelim.." Şeklinde hangi hayvanı yememize veya yemememize karar veren bir tane vardı ki bestesi de en az sözleri kadar korkutur idi.. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- "Biz tam yedi cüceyiz.. Ondört kollu bir deviz.." Bu ne ya ? Kabus bununla sınırlı kalmıyor ama.. "Var mı bize yan bakan, hey yan bakan, hey yan bakan ?" Yan bakan olsa napıcaan ? Öpücek misin ? Nasıl bir ruh haliyle yazılmış bu ? Zamanında binlerce çocuk bu şarkıyla kendinden geçiyodu.. Bi de "Baltalar elimizde uzun ip belimizde biz gideriz ormana hey ormana.." şeklinde sözleri olan şarkı vardı, ona burda değinmek istemiyorum.. "Çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyecek tarzda" bir şarkıdır, ama hala söylenir, duyarım ara sıra mahallenin veletlerinden.. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Avcılar tarafından hunharca öldürülen bir ceylan yavrusunun ardından annesinin durumunu anlatan şarkı.. Hıçkıra hıçkıra ağlardim her dinlediğimde.. "Yemyeşil kırlarda bir yavru ceylan varmış.. Annesinin yanında hoplaya zıplaya oynarmış.. Mini minicik mini minicik mini mini mini mini mini minicik.. Gün gelince bir gün hep avcılar gelsin mi ? Çifteleri doğrultup sevgili yavruyu vursun mu? Mini minicik mini minicik mini mini mini mini mini minicik -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- "Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi.. Fareden korktu kedi, kedi pirrr uçuverdi.." Çocukcaaz kavram kargaşaşı yaşayıp kafayı dağa taşa vurmasın da ne yapsin ? -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- "Kurbağa baktı öküze.. Dedi sonra kendince.. Ben de ona benzerim.. Nefes alır şişerim.. Şişti durmadan.. Oldu kocaman.. *Buuum!!!* Sakın ona benzeme.. Dev olmaya özenme.. Hatırla bu masalı.. Akılsızlık yapanı.." Şişmiş ve en sonunda patlamış bir kurbağa nedir yahu ? Sorarım size.. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Şöyle bir şarkı vardı bir de amann amann; "Bir gün bir gün bir çocuk.. Eeve de gelmiş kimse yok.. Açmış bakmış dolabı.. Şeker de sanmış ilacı.. Yemiş yemiş bitirmiş.. Akşama doğru bir sancı.. Kıvran kıvran kıvranmış.. Hastaneyi boylamış.. " -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- "Telefonun delikleri içinde.. Ufak tefek parmakları yüzünden.. Bir bilseniz başımıza ne geldi.. Küçük kardeşimin yüzünden.. Babam evde yokken telefon eder.. Bütün şehri arar rahatsız eder.." Ve kabus başlar.. İtfaiye gelir su sıkar, evi çok ıslatırlar.. Yetmez, polisler gelir, kızarlar babasına, alır giderler merkeze ! Bitmedi, tamirci gelir, kırar yıkar.. Bir kabustur bu şarkı, minicik dimağlar için.. Ağla ağla ölünür.. Akabinde psikopat olmamak ne mümkündür ? -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Alıntıdır- Houston
- Houston.. - Efendim abi... - Aya inmek uzereyiz... - Hadi hayirlisi... - Kraterli olandi di mi ay? --------------------------------- - Houston... - Evet apollo, ay yuruyusunuz bitti mi? - Bitti bitmesine de bu Ayi Cemal tutturdu gelmisken Amerikan bayragini sokelim, bizimkini koyalim diye, onu ararken kaybolduk, az daha oksijenimiz bitiyordu. - Buldunuz mu bari? - Bulduk ama sokemedik, nasil dikmislerse gavurlar... Cemal yarin ay araciyla uzerinden gecmeyi deniyecek... - Helal olsun aslanlar... Size guveniyoruz... ---------------------- - Houston... - Apollo? - Ya bu Cemal Fener bayragi getirmis yaninda, aya onu da dikmek istiyor, yere de topladigimiz taslardan "Efsane geri dondu" yazdi... ben hayatta terk etmem burayi o bayrak buradayken... bir cim bom bayragi yollayin hemen... - Merak etme apollo, biliyordum ben o hosafin boyle bisiy yapacagini.. acil oksijen depolarinin oldugu yere bakarsan goreceksin ki oksijen tupleri orada yok... niye? Cunku kardesin oraya anli sanli dev bir GS bayragi koydu.. - Hehe.. buyuksun houston... seni seviyorum...yenilsen de yensen de... --------------------------- - Apollo - Buyur houstoncigim - Venusten tas orneklerini aldiniz mi? - Aldik aldik, bi suru tasimiz oldu, simdi donmek uzre yola ciktik, 24 saatte yorungeye gireriz.. - Cok iyi bilim adina onemli seyler yaptiniz.. - Ya bisey sorcam houston... - Sor.. - Neden sadece tas toplattiniz bize, o kadar bocek, cicek vardi, bi de o tek gozlu yaratiklardan da getirseydik? - Hstir, neden soylemediniz? - Neyi abi? ------------------------------ - Houston - Nedir? - Abi ben cok sIkIldIm burda, su donus tarihini one alalim diycektim - Olur mu, daha saturn e gidip ornek alcaksiniz - Abi ben hep ornek almisimdir saturn u zaten, bi an once donelim diyorum - Ya apollo, bak sinirimi bozma, kitlerim kumanda aletlerinizi burdan, bi daha donmek nasip olmaz - Ama abi ya - Sus ---------------------------- - Houston bisey sorcam, biz niye topladik bu tasdi kumdu falan, ne yapcaz ki bunlari - Bilimsel arastirmalar icin, evrenin sirlarini gizlerini ogrenmek icin falan, biliyorsun bunlar bi cok konuda bizleri aydinlatabilir.. - Yani cok onemli seyler bunlar yani? - Evet apollo, hadi yorungeye girmek uzeresiniz, hazirlanin artik bu arada sen niye soruyon bunlari??? - Valla houston, ben bu ornekleri topladiktan sonra semih abiye vermistim, gemiye koy diye, o da zannetmiski kapiya kadar goturecek,ben ordan alip bagaja koycam, yani senin anlayacagin biz onlari ayda unuttuk galiba... - Neeee? - Abi yorungeye giriyoz, sonra konusalim..- Gloria Yakalandı...
jön çevrimdışı fakat: windows live messenger ana penceresi açık kendi itiraf ediyor birilerinden sakladığını ama neysssseee çok sıcak olmuştur onsan açmıştır jön pencereyi dimi jön- Ciddi bir soru..
bence hala ruhtur- Ciddi bir soru..
Ruhları ruhlar gidince o hayatla bağlantısı kesilir!- 30 sn bak!
- ...::: KaRaKoL:::...
ağacım ama yani ilk kez yapıyorsun o kadar da olsun artık- Ayakkabı.
Ayakkabı Sanki gelecek ay gökten para yağacak. Hem ev sahibim de zengin biri sayılmaz ki. Kimseden borç istemeye de yüzüm kalmadı. 20 milyon da kiraya verince elde 10 kalacak, bakkal artık beklemez, 5 de ona. Kalan 5 de bir hafta yeter ya sonra?. Adam evine geldiğini farketti. İçeri girdi, sıkıntılarını olabildiğince ailesine yansıtmayan biriydi. Yüzündeki sıkıntılı ifadeyi zorla da olsa değiştirdi, güler yüzle içeri seslendi; --Alo !. . . kimse yok mu? Bu yorgun ve yaşlı adamı karşılayacak kimse yok mu? Hanımı koşarak geldi, ceketini aldı; -Kusura bakma bey, geldiğini duymadım. -Eh elimiz boş olunca yüzümüze bakılmıyor, ne yapalım. -Öyle deme bey. -Şaka yaptım canım şaka yaptım, hemen darılmaaa. . . elim dolu olsa da yüzüme bakılmıyor, diyecektim !. . Onun şakalarına alışmış olan karısı bu kez ses çıkarmadı, sadece gülümsedi. -Yorgun görünüyorsun. -Biraz yorgunun hanım. -Acıkmışsındır, hemen yemeğini getireyim. -Hanım acıktım acıkmasına da, zahmet olmazsa başka bir şey rica edecem. -Estağfurullah bey, buyur !. . . -Ya sen de yorgunsundur ama ayaklarım çok ağrımış, bir leğene az bir su koysan, sana zahmet. -Tabi hemen getiriyorum. Adam eşofmanını giyip oturmuştu ki, hanımı bir legen suyla girdi. Adam yorgun ayaklarını suya daldırmadan merakla sordu; - Benim tatlı kızım nerde bakayım, saklandı mı yaramaz? Anne başını önüne eğdi, -Ne oldu, bir şey mi var? ?Söylesene canım. -İçerde?ağlıyor. -Ağlıyor mu !. . . Niye? -Ayakkabı istiyor. -Daha önce konuşmuştuk, alamayacağımı söylemiştim. Hem ayakkabısı eski değil ki? -Eskidiği için değil, arkadaşlarında gördüğü, yeni çıkan bir ayakkabıdan istiyor. -Hanım biliyorsun para durumunu? -Ben biliyorum da? -Bir daha konuşayım bakalım, benim kızım anlayışlıdır. Çağır gelsin. Kadın kızını çağırdı, kalkmak istemeyen kızını, zor da olsa ikna ikna etti, babasının yanına getirdi. Babası yanına oturttu. Olabildiğince kırmamaya çalışarak konuştu; -Kızım, seninle daha geçen akşam konuşmuştum. Ayakkabı alacak kadar paramız yok, hem ayağındakiler de eski değil. -Başkası nasıl alıyor? -Yavrum onların durumu daha iyiyse alabilirler. Bizim şimdi iyi değil. Bekle belki bir kaç ay sonra alabiliriz. -Banane arkadaşlarım aldı, ben de alacam. Yine ağlamaya başlamıştı. -Ne kadarmış o ayakkabı fiyatını biliyor musun? -4 milyon. -Kızım sana o ayakkabıyı alırsak elimizde para kalmıyor. Getir bakayım sen şimdi giydiğin ayakkabılarını. Kız hışımla getirdi, yere attı. Adam çocuğun saygısızlığını görmemezlikten geldi. Küçük çocuklar için böyle heveslerin ne derece önemli olduğunu biliyordu. Hele arkadaşlarından biri onu kıskandırdıysa, o küçük dünyasında tüm hayali o ayakkabı olmuştur, başka birşey düşünemez bile, diye aklından geçirdi. Fakat adamın da yapacak birşeyi yoktu. Çok uzun bir sessizlik oldu, adam kızını kırmadan nasıl çözüm bulacağını düşünüyordu. Hanımı ise kocasının, ayakkabıların yere atılışına sinirlendiğini düşünüp endişe ile bekliyordu. Adam umutsuzca kızına bir daha sordu; -Kızım, bu ayakkabılar hiç de eski görünmüyor, bir kaç ay daha giysen. -Eski işte eski, giymem. Bunlar eski !. . Adam?ın içi içini yiyordu. Bir medet arar gibi hanımına baktı. Yıllardır sıkıntı içinde yaşayan ama eve her gelişinde güler yüzünü eksiltmeyen vefakar karısı, yapacak birşeyi olmadığını göstermek için, ellerini iki yana açtı. Adam birden ayağa kalktı, giyinmeye başladı. -Kızım madem benim, ?Ayakkabın eski değil? sözüme bakmıyorsun, giy ayakkabılarını dışarda az öne gördüğüm bir çocuğa soracağız, sen soracaksın. Eğer sorduğun çocuk, bu ayakkabılar için, eski derse veya beğenmezse söz istediğin o ayakkabıları alacağım. Ayakkabı alınmasından tamamen ümitsiz olan kız bunu duyunca heyacanlandı. Hemen hazırlandı. Baba kız el-ele sokağa çıktılar. Hiç konuşmadan bir kaç sokak geçmişlerdi ki, babası az ilerdeki köşeyi gösterdi; -Bak şu köşede oturan bir çocuk var, hemen hemen senin yaşlarında. Sor bakalım ayakkabıların güzel mi değil mi !. . . Kız hevesle çocuğun yanına koştu ama durdu kaldı. Çocuğun şaşkın bakışları arasında birkaç saniye orda kaldıktan sonra ağlayarak babasına doğru koştu. Soramamıştı. Babası ağlayan kızını bırakıp, köşedeki çocuğun yanına gitti. Cebindeki bozuk paraları, çocuğun önündeki mendile bırakıp döndü. Çocuk hâlâ, ağlayarak uzaklaşan kıza bakıyordu, duvara yasladığı koltuk değneklerinin arasından. Yazan : Ahmet Ünal ÇAM- Selam Arkadaşlar.....
aysum şurada cevap verdi: Melkor başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşgeldin melkor- ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
aysum şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımKalbin bir çiçektir munzur dağında Halden bilmeyene yoldurma nazlı Varsın hazan olsun sevda bağında Güllerin tomurcuk soldurma nazlı Çiçekler koklayıp renkler almışsın Gül kalbini sevdalara salmışsın Böyle aşık bak çaresiz kalmışsın Bu günlerde geçer aldırma nazlı Savurma yellere körpe tenini Sahte gülücükler üşütür seni Dost olur sanma her yüze güleni Dalına baykuşlar kondurma nazlı Sularla akarsın günle gülersin Sevdalar üstüne türkü söylersin Vefasız bir yari söyle neylersin Yükünü gam ile doldurma nazlı- ...::: KaRaKoL:::...
ağam çok güzel olmuş biraz acemi işi olmuş ama güzel- Anne karninda olan bir bebege...
İlk gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Çok etkileyici bir görüntü- Aysummcumm'un doğum günü..
zeinep pardon- Oruç Tutmayanlar Şöyle Bir Kenara Geçsin!
Şimdi kara liste oluşturuluyor... Daha sonra burada adı yazılı olanlar teşhir edilecek daha da sonra toplum baskısıyla oruç tutmak zorunda kalacaklar.... Hadi bakalım toplumdaki eşitsizlikler gideriliyor derken, yakın zamanlarda oluşmaya başlayacak bir takım toplumsal baskılar düzeni etkilemesin ya da eşitsizliği daha da derinleştirmesin!- Türkiyenin en önemli sorunu nedir?
Çok doğru düşünceler... Aslında sadece Akp'nin değil de ,başka bir partinin de oy için para çeki dağıtması.... Ya nedir bu oy için rüşvet mi dağıtılıyor! Sen Türkiye'yi geliştirmek, refaha ulaştırmak için neler yapabileceğini anlatırsın halk ona göre seçer. Ama seçim çalışmalarında gündem Erdoğan'ın saati vs. oldu hep. Neyse.... O kömür dağıtılan insanlara başka yardımları dokunacak mı merak ediyorum! Şimdi o muhtaç insanlar demez mi: Hiç haber göndermedin o günden beri Yoksa bana küstün mü unuttun mu beni Dün yine seni andım gözlerim doldu O tatlı günlerimiz bir anı oldu Ayrılık geldi başa katlanmak gerek Seni çok çok özledim .....- AVRUPA YAKASI
Yeni bölümünü izlediniz mi - Yok ben böyle iyiyim efil efil esiyor alttan- Aysummcumm'un doğum günü..
Burada fazladan 1 mum var ya ondan üflemekte zorlanıyorum sanırsam teşekkür ederim zeynep- ABACI DİYOR Kİ
güzelmiş teşekkürler abacı- Aysummcumm'un doğum günü..
teşekkür ederim erdal abi karşılıklı- SEN BU FORUMUN......
şairisin sen bu forumun - Kendi aranızda dua etmeyin len!
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Configure browser push notifications
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.