Evrende, hangi sistemi veya hangi canlıyı inceleseniz, kusursuz bir tasarım ve muhteşem bir sanat ve planla karşılaşırsınız. Hücrenin çekirdeğinde yer alan DNA'dan, Güneş Sistemi'nde yer alan gezegenlerin dizilimine kadar herşeyde muazzam bir organizasyon ve hesap vardır. Her varlığın ve her sistemin çok üstün bir Akıl ve çok büyük bir bilgi ile var edildiği son derece açıktır. Bu ise, herşeyin rastlantılar sonucunda oluştuğunu ve sadece maddeden ibaret olduğunu iddia eden evrim teorisini ve materyalizmi açıkça çökerten bir gerçektir. Evrim teorisi ve materyalizm bu kusursuz düzen ve tasarımı rastlantılarla açıklayamazken, açıklayamadığı önemli bir konu da evrende var olan bilgidir. Canlılığın yapıtaşı olan hücreyi ele alalım. Hücre gibi büyük çapta organize hareket gösteren, yüksek ve karmaşık yapılı bir sistemi tarif edilmek için çok fazla bilgiye ihtiyacı vardır. Bu açıklamayı şöyle bir örnekle daha anlaşılır hale getirebiliriz. Bilindiği gibi, her canlı hücresinde, o canlı ile ilgili tüm bilgilerin bulunduğu DNA olarak adlandırılan bir bilgi bankası bulunmaktadır. Yüksek organizmaların sahip oldukları bilgi, yaklaşık bir milyar bit'tir ve bu da bin ciltlik küçük bir kütüphanedeki harflerin dizilişine denktir. Benzer şekilde, insan beynindeki bilgi içeriği bitlerle ifade edildiğinde 1014 bit'tirki, bu da 20 milyon ciltlik ansiklopediyi doldurur.Peki bu milyonlarca ciltlik ansiklopediyi dolduracak kadar büyük miktardaki bilginin kaynağı nedir? Evrim teorisi hayatın basit bir formdan evrimleştiğini iddia eder, ancak öncelikle cevaplaması gereken hayatın bilgisinin nasıl meydana geldiğidir? Ama evrim teorisi bu soruya kesinlikle tutarlı bir cevap verememektedir.