Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

pach of neo

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    550
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

pach of neo tarafından postalanan herşey

  1. bu kusurlu yaratılışı teknoloji ilerledikçe daha da anlam kazanmaktadır: benim asıl düşüncem tanrı gerçekten varsa,evreni kusurlu yaratmıştır:fakat dünyayı mükemmel yaratmıştır. bu çok açık ve nettir!!eğer evren mükemmke yaratılsaydı evrende birinsanoğlu nefes alırdı oksjen karbondioksit olurdu,,tanrı bunları es geçmiş sanırım: sadece bu gezegende yaşamammızı isyeten bir tanrıyı anlamam imkansız,,mükemmel bir tanrı, eğer insanoüluna bu kadar değer veriyorsa: ölümlü bir varlık yaratmazdı, bu bir ikincisi de haksızlıklara karşı sadece he he sadece beyin vermez akıl vermez aynı zamanda güçte verirdi, ve gücü iyi bir insan kontrollü bir şekide kullanırdı: sanırım tanrı iyileri nacı çekmesinden oldukça keyifli görünüyor, ha ne dersin sevgili dostum (demo)
  2. tanrısız bir yaşamın nasıl? olduğuna dair an ufak bir fikrim, yok , zaten olmasıda imkansız görünüyor,tanrı yoksa ne var soruları sormaktansa: tanrı vardır:ve tanrının kusurları,yaratılışta olduğu gibi, her zaman var olucaktır,eğer gerçekten bir yaratılış varsaki var diye düşünüyorum: eğer tanrı yok kelimesini kabullenmiş olsaydı indanoğlu, varolmadığına dair,sürekli gerçekçi ve reel ipuçları elde ederdi hiç şüphesiz: insanoğlu neden böyle bir arayış içerinde değil bu çok enteresam, yada 2. ühtimal bu benim düşüncem evreni yartan çok gelişmiş bir meden yetti fakat kusurlu bir varlıktı,bu nedenle yapılan herşeyde bir kusurlu anlam çıkarmak oldukça mantıklı!! evren insanoğulu için oldukça kusurludur buy çok açık ve nettir
  3. iyi insanların vicdani olarak ve yaşam olarak ger saniye acı çekmesi nasıl bir tanrı, olduğunu, ve tanrının insanlar için yaratılıştaki mantığını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır, dikka tederseniz,sürekli kötülük ve haksızlık her zaman galip gelmekte,ve şiddet sürekli zafer kazanıp adeta tanrıya meydan okumakta, böyle bir yaşamın hiç bir anlamı yoktur tabiki en başta tanrının hiç bir anlam ifade etmemektedir.i
  4. tanrı bana ahiret günü hesap sorduğu zaman karşısında ona hesap sorabilen onu eleştiren bir insan olucaktır ,arkadaşlar,ben tanrıdan korkmuyorum,nedenmi?çünkü tanrıda en az kötü insanlar kadar anlamsız ve boş,varlık.eğer tam tersi olsaydı, 100 defa kıyamet kopmuştu,,çünkü şundan eminim, tanrı,bütük kötülüklerin anasıdır işte ispatı şeytanı yaratanda tanrıdır, yani kötü bir zihniyete sahiptir, iyi olduğu kadar!!!
  5. aşk acısı:1 pach of neo :0 dakika 1 , gol 1, duygular ve hisler dakika 90 top ağlarda,kaleci pach of neo,, yerlerde kaleci,(kaderi:duygulardan ve hislerden ve kötü tanrıdan sürekli gol yemek.)her zaman, bir alt kümeye düşmek onun kaderi!!!
  6. Uzakta olduğunuzda, ben boş hissediyorum Aklımı kaybetmek Hafife ama etrafında olduğunuzda, ben almak Çoğu zaman Tatlım ben soğuk olduğumu Ve bazen kontrolü kaybettim Bebeğim, ben biliyorum, sonunda, her zaman benimsin Sana zarar zaman istemem Ama sana ihtiyacım var, ben size gösterebilirim Ben deli olduğumda sadece bana olsun Sonunda yine benim tek sensin. Sonunda [x3] Gittiğin doğru, ben gerçekten özledim Kalbimi var. Geri döndüğünde, ben sadece seni öpmek istiyorum Ayrı Ve gözyaşları sen. Bal kalmamı yapabilirim, Beni daha iyi bu şekilde olduğuna inanıyorum. Bebeğim gerçek ve ben gerçek değilim. Sana hissediyorum tüm veriyorum. [Chorus x2] Tatlım, ben, benim en iyi çalışıyorum Eğer en ve daha az vermek. Sevgilim, ben gerçek ve ben gerçek değilim Sana hissediyorum tüm veriyorum.
  7. sanırım tekrar başa döndük,devirdaim teorisi,evren yok olurrr başka bir evren başlar, ve böyle sürüp gider,taki birşeylerin sonu gelinceye kadar tartışmalar asla bitmez, sanırım tanrıyı,anlamak imkansız!!!!
  8. TANRI GERÇEKTEN KÖTÜ BİR TANRIDIR, İŞTE GERÇEK İSPATLAR: insanların açlıktan ölmesine, birbirlerine işkence etmelerine, aralarındaki savaşlara kısacası yeryüzünün pisliğine bakarak o'nun kötü olduğunu düşünmek doğru mudur? insanoğlunu kötü olma ihtimaliyle yarattığı için o da kötü müdür? atomun parçalanabildiğini bulduğu için albert einstein kötü müdür? yoksa o atomu bomba yapmak için parçalayan insanlar mı kötülüğü seçmiştir? birisini bıçaklayıp öldüren katil, ekmek kesmeye de yarayan bıçağı icat eden adama suç atabilir mi? bir yerlerde türdeşleri tarafından cayır cayır yakılan insanlar, ateşi bulan mağara adamını mı suçlamalıdır? halbuki o ateş ısınmak için de kullanılamaz mı? dünya nüfusunun % 20'si mineral kaynaklarının %80'ine hakimken ve fakir insanların yarısı zengin ülkelerde yaşıyorken açlıktan ölen insanlar için tanrı'yı suçlamak doğru mudur? EVET TANRIYI SUÇLAMAK BURADa YAPILACAK EN MANTIKLI ŞEY OLUCAKTIr HİÇ ŞÜPHESİZ,hammadeyi yaratırken sadece insanöğlunun hizmetine yararlı şekilde yaratmaması tanrının en büyük kusurlu haraketidir!!!!!!!!!!!!
  9. HANGİ EVRENİ ALGILAMAKTAYIZ? TANRI YOKSA,YAŞAMDA OLMAZ,ASIL KAYNAK,YARATICIYA ÇIKAR,İYİ KÖTÜ VE KUSURLU BİR YARATICI, Yeryüzünde yaşayan canlılar içinde kedilerin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Ama konu Shördinger’in kedisi olunca, evrensel bakış açımızda bu canlının varlığı, daha da ayrıcalıklı olmaktadır. Kuantum fiziğinde Kedi paradoksu olarak da bilinen bu teori şöyledir: Bir kedi, bir saatte çekirdeklerden birinin bozulma sayısının %50 olduğu (tek bir kuantum olayının, yani bir atomun radyoaktif deşarjına bağlı olarak) yeterli radyoaktif madde ihtiva eden, Gayger sayaçlı kapalı bir odada tutulur. Sayaç boşalır boşalmaz özel bir biçimde bağlanmış bir çekiç, zehirli bir gaz şişesini kıracaktır. Hiç kimse ne olduğunu araştırmadığı takdirde, “kedi ölü müdür yoksa diri mi?” dir. Elbette yine mikroskobik fiziğe göre bunun cevabı, ona bakan gözlemci tarafından belirlenecek olmasıdır. Bu da bize algılananın, algılayıcı tarafından oluşturulduğunu göstermektedir. Çünkü kuantum boyutlarında, klasik fizikteki gibi, bir taneciğin tek bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde durumu söz konusu olmayıp o taneciğinbulunabileceği tüm ihtimalli durumu olasılık dalgası halinde birini diğerinden ayıramayacak bir şekilde birbiri içine geçmiş vaziyette mevcuttur. Yani, süper pozisyon olarak da isimlendirilen bu sistem, bir taneciğin alabileceği olasılıklı durumun aynı anda bir arada olma halidir. Dolayısıyla bir elektronun süper pozisyonu bu elektronun olasılık dalgasının her yerinde bulunması iken, Shördinger kedisinin süper pozisyonu da aynı biçimde ölü ya da diri olarak muğlak bir karışım şeklinde var olmasıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki, ölü ya da diri olma ihtimalinin dışında,kedinin yarı ölü, yarı diri bir vaziyette maddeleşmesi, yine kuantum fiziğine göre mümkün değildir. Benzer bir örnekle; uçak ya düşmüştür ya da düşmemiştir. Yarısı düşmüş yarısı da havadadır diye bir olasılık durumu söz konusu olamaz . Bu nedenle, kedinin süper pozisyonu veya benzer deyişle kedinin ölü ya da diri olma durumunun üst üste bindirilmiş olasılık dalgası, onu algılayan tarafından çökertilerek bu durumlardan birini fiziksel gerçeklik olarak ortaya çıkartır. Böylece gözlemci kediyi ya öldürecek ya da canlı kalmasını sağlayacaktır
  10. yoo haklısın, mükemmel bir cevap, dur bir nefes alıyım, müsade et,çaktırma sanırım, bunu insanlar değil ,tanrı es geçmiş.
  11. bravo dostum işte asıl duymak istediğim tanrının mantığı ile ilgili gerçek ve reel youmlar seni tebrik ediyorum, işte asıl tanrı bu hem iyi hemde kötü paranormal aktivity, insan runun ruhunun,,hissetmesi,asla boşuna değil,işte gerçek tanrı uyanmak isteyenlere!!!
  12. tanrıyı bilimsel olarak yokluğunu yada varlığını ispatlamak ister bilimsel olsun ister dinsel bir araştırma olsun bu imkansızdır aynı akla ve mantığa sığmaz,özür dilerim ama oldukça mantıksız ve anlamsız bir cevap vermişsin, dostum, tanrıyı bilimsel olarak ispatlayabilseydik, cerndeki büyük deney asla olmazdı zaten,amaçta bu zaten cerndeki büyük deneyin asıl amacı tanrının varlığını yada yokluğunu bilimsel olarak ispatlamaktır, sevgili arkadaşım, farkındamısın?eminim, farkında değilsin bu yazdıklarına göre asıl gerçeklerden kaçmış görünüyorsun yada farkında değilsin enimin şununda farkında deyilsin sevgili dostum ha ha tanrının ispatı zamanın ve evrenin dışındadır.bu örnek bile onu ispatlamanın insan için imkansız olduğuna dair en büyük kanıttır, bilim ise evrenin içinde hapsolmuştur sonsuza dek!!!şimdi çaktınmı köfteyi!!!
  13. PİRAMİTİN SIRLARI Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir.Ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce km. Uzaktadır. ** Bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir. ** Piramit kimin adına yapıldıysa,onun bulunduğu odaya, yılda iki defa güneş girmektedir.(doğduğu ve tahta çıktığı günler.) ** Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür. ** Piramitlerin içerisinde ultra sount,radar,sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır. ** Kirletilmiş suyu, birkaçgün ‘’paramit’’in içine bırakırsanız ,suyu arıtılmış olarak bulursunuz. ** Piramitlerin içinde sut birkaç gün süreyle taze kalır ve daha sonar hiç bozulmadan yoğurt haline gelir. ** Bitkiler piramitin içinde daha çabuk büyür. ** ’’Piramit’’in içine bırakılmış su beş hafta süreyle bekletildikten sonar yüz losyonu olarak kullanılır. ** Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan piramitler içinde mumyalaşır ** Kesik,yanık,sıysık gibi yaralar bir piramidin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir. ** Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğuna hakkında bir bilgi yoktur.Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu yada aynı yerde birkaç tur attılar fakat içlerini göremediler. ** Piramitlerin içi yazın soğuk,kışın sıcak olur. EVET ARKADAŞLAR :bu saydıklarımız ispatlanmış teorilerdir,bu bilgilerin kitaplarda olmaması ne ilginç bir tessadüf,değilmi? inci hanım ne dersiniz? ben tanrı olsam böylesine çok önemli ayetlerin ilk sırasına yerleştirirdim.çünkü gerçekten çok değerli bilgiler, sevgili arkadaşlar,hatta bir mucize diyebilirim,kitaplardan ve dinlerden trilyonlarca daha değerli bir mucize işte tanrıyı burad arama kgerekiyor..
  14. sana hayatının en ilginç sorusunu, sorucam inci hanım,tanrı kitap vermeseydi.ve deseydi,ben sizi yarattım ama kusurlu bir tanrıyım, deseydi, ve bunun işareti olarak ateistleri yarattım deseydi ateist olurmuydunuz?çiftsel düşünce!!!!!!!tanrı evreni yarattı,insanöğluda kendi tanrısını yarattı, ve öyle bir hale geldiki, insan mantığı tanrıyı olgunlaştırdı..onu evrimleştirdi,onu sadece insanları seven bir tanrı haline getirdi. onu yeri geldiğinde ,o kadar,aşırı övdüki özgür bireyleri,,kotrol etmeye başladı bu tanrı inancı,, herşey bir bilinmeyen yazılım inci hanım, siz bir yazılımsınız,köt übir yazılım olduğunuzu düşünüyorum, çok bilgi sahibi olmak ve ço kyazmak önemli değildir, asıl önemli olan asıl gerçekleri yani (ispatlanmış gerçekleri) yazarak burada sunmaktır asıl marifet çok merak ediyorum bu kuran şimdi olmasaydı kendi aklınızdan hangi mantığı kullanarak burada güze lbir sunum yapıcaktınız.yadaaaaa şunumu yapardınız?bir ateist olmak,nedenmi?çiftsel düşünce sorusu:::: soru: 1 alternatif inanç sizin için her zaman vardır bu sizin gibilerin ana mantığıdır: bunun gibi bende binlerce soru var: soru :2: tanrıyı övdüğümüzde ve inandığımızda cennete gitmek garantimi?lütfen artık bırakında buna tanrı karar versin..bir insan değil:
  15. Fatiha/ 5-7. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. Görüldüğü gibi ayette Allah’a sesleniş, Allah’a yakarış vardır. Dolayısıyla ayette seslenen Allah değil, insandır. Ama “Deyin ki” sözcüğü olmadığından Allah kendisine dua etmiş gibidir. Hadi diyelim ki Fatiha Kur’an’ın açılış suresidir, bir önsöz gibidir, o nedenle “deyin ki” denmesine gerek duyulmamıştır. Peki ya diğer ayetlerdeki eksikler? Allah kendisine dua etmiş gibidir!!!!!!!!!!!
  16. “O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz” ayetini ele alalım: Burada “O” Allah ise, “Biz” kimdir?
  17. benim duygularımı ve hislerimi al bir kaba yerleştir, mantığı ne kadar anlamsızsa senin kader anlayışıda o kadar, mantıksız ve anlamsız, inci hanım,lütfen bırakın bu ezberci mantığını,şimdi uyanma zamanı günaydın,kaderi sen kontrol ediyorsun bunu sakın unutma bunu ispatlamak benim için kolay ya senin için ne kadarda zormuş üzgünüm,tanrı kitap yazıyor,tanrının neden? kitap yazdığını yada neden yazmadığına dair en küçük bir ispat bile yokken,aniden bir kitap ortaya çıkıyor, ve insanları köleleştiriyor, insnları zorla bir sisteme ve kalıba sokmaya çalışıyor,, insanları,üst rütbe alt rütbeye ayırıyor bu ********* birşey insanları ve hayvanları, tamammen kısıtlıyor yaşam alanlarını yok ediyor tanrının mantığında asla sistem olmamıştır bu yüzden özgürsün yada kölesin, evet problem seçim,, ben, seçimimi yaptım inci hanım,, kötü bir tanrıya inanmaktansa cehennemim kralı omaya razıyım!!! kim bilir belkide cehennme o kadar kötü bir yer deyildir kötü huriler hımmm.
  18. Kur’an Allah Kelamı mı? Bildiğiniz gibi İslam’a göre Kur’an, İncil, Tevrat ve Zebur Allah tarafından gönderilmiştir. Bunlardan Kur’an dışındaki kitapların yazımı, geçmiş zaman anlatımı şeklindedir. Kur’an ise Allah’ın hitabı biçiminde yazılmıştır. Allah’ın sözlerinin, emir ve öğütlerinin Cebrail adlı melek vasıtasıyla ve vahiy yoluyla peygambere iletildiğine inanılır. O yüzden “Kur’an Allah kelamıdır” denir. Allah’a ait olmayan sözler ise “kul” veya “kâle” yani “de ki” veya “dedi ki” sözcükleriyle belirtilmiştir. Bundan dolayı birçok ayet “de ki” anlamına gelen “kul” kelimesiyle başlar. Örneğin: “De ki; ‘Ben içinizden hiçbir erkeğin babası değilim” cümlesinden anlarız ki “de ki” diyen Allah, “Ben içinizden hiçbir erkeğin babası değilim” dedirtilen peygamberdir. Ne var ki bunun gibi bazı ayetlerin Allah’a ait olmadığı açıkça belli iken “de ki” sözcüğünün kullanılmadığını görürüz. Bu tür ayetlerin bazı meallerinde “de ki”sözcüğü parantez içinde verilmiştir. Bazı mealciler ise sanki Arapçasında gerçekten yazılıymış gibi paranteze dahi gerek duymadan “de ki” sözcüğünü eklemişlerdir. Bu müdahaleler, ayetlerdeki eksikliği kamufle etme amaçlıdır. Şimdi bu hataları görelim: Fatiha suresi Allah’a yapılan bir duadır. Dolayısıyla “deyin ki” kelimesiyle başlamalıydı. Kur’an’ın son iki suresi olan Nas ve Felak sureleri de duadır ve “de ki” ile başlar. Fatiha suresinin başında olmasa bile 5. ayetinde “kûlû” yani “Deyin ki” sözcüğü muhakkak kullanılmalıydı. Fatiha/ 5-7. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. Görüldüğü gibi ayette Allah’a sesleniş, Allah’a yakarış vardır. Dolayısıyla ayette seslenen Allah değil, insandır. Ama “Deyin ki” sözcüğü olmadığından Allah kendisine dua etmiş gibidir. Hadi diyelim ki Fatiha Kur’an’ın açılış suresidir, bir önsöz gibidir, o nedenle “deyin ki” denmesine gerek duyulmamıştır. Peki ya diğer ayetlerdeki eksikler? Şimdi de aşağıdaki ayetlerde hitap edenin kim olduğunu görelim: Hud-2. Allah’dan başkasına kulluk etmeyin. Ben size O’nun tarafından müjde vermek ve uyarmak için gönderilmiş gerçek bir peygamberim. Zariyat-51. Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O’nun tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. Bu ayetlerde anlaşılacağa üzere konuşan Muhammed hazretleridir. İnsanlara kendisinin peygamber olduğunu iddia etmektedir. Şura-10. Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. (De ki) İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum. En’am-104. Rabbinizden size muhakkak ki deliller gelmiştir. Artık kim gözünü açar görürse kendi lehine, kim de hakkı görmeyip batılı seçerse kendi aleyhinedir. (De ki) “Ben sizin üzerinizde bekçi değilim.” Bu iki ayette de konuşan Muhammed hazretleridir. Görüldüğü gibi “de ki” sözcükleri kullanılmadığından mealciler parantez içerisinde göstermek zorunda kalmışlardır. Tevbe-30. Yahudiler, “Uzeyir Allah’ın oğlu” dediler, Hıristiyanlar da “Mesih Allah’ın oğlu”, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkara sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar! Bu ayette geçen “kâtelehumullâh” ın asıl anlamı “Allah onları öldürsün, katletsin” dir. Bunu Allah’tan isteyenin Allah olamayacağı açıktır. Bu örneklerden şu sonuçlar çıkarılabilir: 1- Kur’an, Tanrı sözü değildir. Hz. Muhammed kurgulayıp yazmış, fakat birkaç ayette gaf yapmış ‘de ki’ ekini kullanmayı unutmuştur. 2- Kur’an, derlenip toplanırken hata yapılmış, bazı ayetler eksik yazılmıştır. 3- Kur’an’a Hz. Muhammed’den sonra Halife Osman ve Emeviler döneminde müdahale edilmiş, ayetler tahrif edilmiştir. Tabi bunlara “Allah, anlaşılacağını düşünerek ‘de ki’ demeye gerek duymamış olabilir” veya “Allah bu tür eksiklerle insanları sınamış olabilir” türünden yanıtlar da verilebilir. Bu tür yanıtlar, eksikliği, hatayı tanrıya havale etmek olur ki buna katılmak mümkün değildir. 2 ve 3 şıkları ise Hicr-9 ayetinde belirtilen “Hiç şüphe yok ki, Kur’ân’ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” ayetine ters düşer. Bu durumda 1 şıkkının doğru olduğu, Kur’an’ın Allah sözü değil, Hz. Muhammed’in kurgusu olduğu ortaya çıkar. Şimdi de Kur’an’ın Allah hitabı olmadığına dair farklı bir örnek verelim: Bu örnekle göreceğiz ki Muhammed hazretleri, kimi zaman Allah’ı, kimi zaman melekler adına Cebrail’i, kimi zaman da peygamberleri konuşturan bir kurguyla Kur’an’ı yazmıştır. Onları konuştururken Kur’an’da 300’e yakın “de ki” öneki kullanmıştır ki kendisinin yazdığı anlaşılmasın, Allah sözü olduğuna inanılsın. Ama bazı ayetlerin kurgusunda hata yapmış, “de ki” kullanmayı unutmuş ya da hatalı kullanmıştır veya kullanmayı becerememiştir. En’am-114. Allah’tan başka bir hakem mi arayayım ki size, her muhtaç olduğunuz şeyi bildirip açıklayan kitabı, o indirmiştir? Kendilerine kitap verilenler de bilirler ki o, senin Rabbin tarafından gerçek olarak indirilmiş bir kitaptır; artık şüphe edenlerden olma. Meryem-64. Biz, ancak Rabbının emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bu ikisi arasındaki her şey, O’nundur. Ve Rabbın unutkan değildir. Enam-114 ve Meryem-64. ayetten önceki ve sonraki ayetlere bakıldığında bu cümlelerin kime ait olduğuna dair bir belirteç yoktur. Enam-114’te ”Size Allah’tan başka bir hakem mi arayayım” sözünden sonra “Senin Rabbin tarafından indirilmiş” sözü ile konuşturulanın melek Cebrail olduğu ve Muhammed hazretlerine hitap ettiği açıkça bellidir. Meryem-64’te ise “Biz ancak rabbinin emriyle ineriz” sözü melekler ya da melekler adına konuşan Cebrail’e söyletiliyormuş gibi yazılmıştır. Ama Allah’ın kelamı dediği kitapta Muhammed hazretleri bunu belirtmeyi becerememiş ya da hata dikkatinden kaçmıştır. Zümer-10. De ki: ‘Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah’ın arz’ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir.’ (de ki fazla) Bakara-97. De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.” (de ki fazla) Zümer-10 ve Bakara-97 ayetlerinde dikkat edilirse “de ki” sözcüğüne gerek yoktur ama kullanılmıştır. Zümer-10’da “de ki” sözcüğü olduğunda Muhammed hazretlerinin Müslümanlara “kullarım” diye seslendiği anlaşılmaktadır. Halbuki “de ki” olmasaydı hitap eden Allah olacak ve bir anormallik görünmeyecekti. Bu gaflara karşı, verilen yanıtlardan biri “Kur’an’da kimi ayetlerin Cebrail’in sözü olduğu” hatta “Kur’an’ın Allah’ın, Cebrail’in ve peygamberin ortak ürünü” olduğudur. Bakara-97 ayeti bu iddiaları çürütür. Ayetten Cebrail’in, Kur’an’ı peygamberin kalbine indirdiğini, dolayısıyla 23 sene boyunca zırt pırt 50.000 yıllık yolu katetmediğini, olaylara-durumlara göre sırası geldiğinde peygamberin ayetleri kalbinden (beyninden) ortaya döktüğünü anlıyoruz. Bakara-97 ayetinde “de ki” öneki kullanıldığında ayet şöyle olmalıydı: De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak benim kalbime indirmiştir. Ama Kur’an’da “senin kalbine indirmiştir” yazılarak hata yapılmıştır. Muhammed hazretleri, Tevrat ve İncil’in 3. şahıs ağzıyla yazılmasına nispeten çok daha inandırıcı bir kurgu ile Kur’an’ı yazmış ama yaptığı bu gaflarla açık vermiştir. Örneğin Zuhruf-11‘te; “O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz” ayetini ele alalım: Burada “O” Allah ise, “Biz” kimdir? ”Biz”, melekler adına konuşan Cebrail’den başkası olamaz. Ama görüldüğü gibi meleğin konuştuğuna dair bir belirteç yoktur. Muhammed hazretleri, Kur’an’ı “Allah kelamıdır” diye yazmıştır. Allah’ı konuşturma sanatı ile düzenlemeye çalışmıştır. Fakat özellikle “Biz” diyen ayetlerde ya “Allah ve ekibi” olarak konuşulmaktadır ya da melekler olarak. Süleyman Ateş’in bu konuda görüşü “Kur’an Allah vahyi, melek sözüdür” şeklindedir. Ama görüyoruz ki Allah da konuşuyor, Cebrail de, Muhammed de.. Kur’an’da sıkça kullanılan “kale” sözcüğü “dedi ki” anlamındadır. Şimdi “dedi ki” sözcüğünün kullanıldığı bir ayetteki hatayı görelim. Enbiya-112. Kâle rabbıhkum bil hakk ve rabbuner rahmânul musteânu alâ mâ tasıfûn. Dedi ki; “Rabbim hak ile hükmet. Sizin nitelendirmelerinize karşı sığınılacak olan rabbimiz rahmandır. Cümle kurumunun yanlış olduğu açıkça görülmektedir. Edip Yüksel, bu ayetin yanlış yazıldığını, “kale” değil, “kul” olması gerektiğini söyler ve o şekilde çevirir. Muhammed Esed ise hem “kale” değil “kul” muş gibi çevirir, hem de 2. cümlede tekrar parantez içinde “de k
  19. tanrı gerçekten kötü bir tanrıysa ha olmuş ha olmamış çok ta umrumda,bu duydunuzmu? yine ses yok!!! fok balıkları yer yıl yüzbinlerce katlediliyor,şu gezegen o kadar değerl iki sizler farkındamısınız? her saniye okadar değerliki,, tanrıya hergün sorduğun bir soru var ama cevap yok,,neden? bu kadar, özgür bir sistem kurdunki çokmu? aradın, bu sistemi? ey tanrı şimdi san bir daha sesleniyorum,: ben bir insan olarak sende ngaha merhametliysem,senden daha sağlıklı düşünebiliyorsam,ve gelecekten korkuyorsam!!! insanları senden daha çok değer veriyorsam,, şimdi söyle bana hangimiz tanrı olmayı hakediyor!!!!bak duygunuzmu?bu sefer garanti ses yok!!! Livin' on a Prayer - Jordan James mp3.
  20. bunların hepsine inanmak meseleyi olusturmaz burda aslında önce allahın ve ya alternatif adı,, tanrının,,gerçekten ispat edilmesi gerekir işte asıl mesele bu aslında kötüler dogarken bebektiler yanı iyi insan profili oldular kötü insan yoktur kötü sistem vardır yani hicbirşey kesin deyildir tanrı bile tanrıyı ispat edin ben sizden biri olmaya hazırım 1400 sene önce kamera sistemimi vardı yada ona benzer bisey mi vardı daha 100 yıl önce yasanan olayları cozemezken nasıl oluyorda 1400 yıl önce yasananları adım adım biliyoruz yada ondan onceki peygamberler dönemini 50 yıl sonra bunların hayal oldugunu ispat eden biri cıkarsa ne olucak peki tanrıyla basbasa kalmıyacakmıyız? tanrı gerçek bile olsa bu kitapların önce gerçek olup olmadıgı ispatlanmalı kavimler helakmı oldu yoksa cahıllıgın kurbanımı oldular bunlaar bilinmeli önce yaratıcı bizi kontrol ediyorsa bunu açmak istemiyorum cok uzun bir konu akıllı olan anlar beni bence bizler yaratıcının birer oyuncagıyız bunu kötü algılamayın sakın asıl mesele ne biliyomusunuz bir tanrı yoksa bütün bunların anlamı nedir bunu bulmak mesele bence insanlar bir sistem kurarlar ve hayat devam eder iyi veya kotu önemli deyildir tanrı için..
  21. yaratıcı herseyi zaten öceden biliyosa buda zaten imtihanın ne kadar anlamsız oldugunu açık bir delilidir zaten yada o zaman şöyle bir tez çıkıyor ortaya bir kainatın olması bu gördüklerimiz bir tanrıyı ortaya cıkarsa bile bizim onun hakkında yeterince yada kesinleşmiş bir bilgiye sahip olmadıgımızı ortaya çıkarır üzgünüm ama esas gerçek bu o yüzden bir tanrı olup olmadıgı ispatlanana kadar bilimle din her zaman ters düsecektir alın size en büyük gerçek henüz neyle karsılasacagımız bilinmez insan oglu hazırlıklı olmalıdır ve her zaman bilimin yanında olmalıdır. bilim ve din yaratıcının varlıgını ispatlamaya çalışacagına onun yoklugunuda aynı anda ispatlamaya çalışsa daha kesin bir sonuca varmazmı? neden herseyin önce varlıgını biz insan oglu ispatlamaya çalışıyoruz varlıgını ispatlamak ne kadar dogruysa yoklugunu ispatlama o kadar mantıklı bence sizler ne düsünüyosunuz bu konuda bu konu herkese açıktır inanan imanmayan tesekkür ederim.. şeytan bana göre ortaçağda insanları korkutmak için uydurulan bir masaldan ibaret olan şeydir saygılar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.