Zıplanacak içerik

SaNTo

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

SaNTo tarafından postalanan herşey

  1. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Çin'de, işciler 30-40 usd aylıkla çalışıyorlar.. Neyse konuyu uzatmaya gerek yoktur, devletçi, kapalı zihniyetle, uluslararası üretim yapabilmek, ufuk ve hedeflerinin menzilini geniş tutmak mantığı zaten taban tabana zıttır.
  2. 31. Bir kadinin bacağını traş edin. 46. Bungee Jumping yapın. 82. Ava çıkın. 123. İstanbul'da taksi şoförlüğü yapın. Bunları asla yapmam.
  3. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Zaten öyledirde. Bugün Amerika'nın bütün "bilişim" yatrımları Hindistan'da yapılanmıştır. Çünkü iş gücü ve yatırım maliyetleri düşüktür. Microsoft en büyük yatırımlarını Hindistan'a yapmıştır. Bugün Çin ürünleri, ucuz iş gücü nedeniyle, bir çok sanayi ürününde, bütün dünyayı hallaç pamuğu gibi atmıştır. Bütün bunlar, Çin'e ve Hindistan'a bugün zenginleşme getirmiştir. Kim inkar edebilir ? Bugün Çin ekonomik gücüyle, eski Çin'midir ? Bugün Hindistan, ekonomik gücüyle eski Hindistan'mıdır ? Bende SSK'lıyım. SSk li olmak ile işsiz ve SSk'sız olmak arasında dağlar kadar farkı çok iyi biliyorum. Ekonomi, evrensel bir olaydır dünyayla içiçedir senin görmediğin bu ne yazıkki CYRANO. Lokale çok sıkışmışsın. Ekonomik birliktelikler, ekonmik yatırımlar artık, dünya borsaları ve bankalar kanalıyla lokalden çıkmış uluslararası boyut kazanmıştır. Bugün sen uygun ortamı vermeseydin, Renault, Fiat gibi dev markalar araba üretimi için Türkiye'ye gelir miydi ? Şimdi bizim orada çalışan işçilerimiz, hele kalifiye olanlar AB standartlarında ücret almaktadırlar. Bu fabrikalarda üretilen, kendi işçimizin, mühendisimizin emeğiyle yapılan araçlara hem sen, ben biniyoruz hemde Arjantin'e kadar satılıyor. Bu yatırımlar, mesela Mercedes, mesela Toshiba, mesela ITT, fabrikalarını, Doğu ve Güneydoğuda açsa ne olur ? Ne olur söylim. O bölgenin çehresi değişir. Ne töre cinayetleri kalır ne aşiretler. Her yönden, ekonomik, sosyal katkısı olur. O bölgelerde aydınlanma olur. İş bunu görebilmekte.. Selamlar, SaNTo... Bir nokta daha sanırım konun aydınlanmasına büyük faydası olacaktır. Sayın SO_RATES'in yazdıklarını bir oku.. Çok önemli bence..
  4. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Ben öğrenci harçları bölgesel olarak düşürülsün demedim ki. Üstelik Sağlık Hizmetleri diyorsun bak ne güzel bir konuya girdin işte, SSK şemsiyesi altında çalışan birinin sağlık hizmetleri zaten karşılanır. Ya işsiz insan ne yapacak ? Aksine ben sana tam tersi olacağını iddia ediyorum. Herkes, kendi topraklarında yaşamak ister. Göç nispeten kesilir işsizlik sorunu çözülürse. İşsizliğin sebebi elbetteki asgari ücret değildir. Doğu ve Güneydoğuda yatırımların azlığıdır. Sen mantığı anlamadın hala, amaç yatırımcıyı bu bölgelere çekmek. Neyse.. Sen adaletli dağıtımını nasıl yapacaksan en iyisi odur CYRANO.. SaNTo...
  5. Peki sevgili Azizilturco, Nasıl ki inorganik Kimyanın temelini "periyodik" cetvel oluşturursa, Biyolojinin temelini oluşturan, sınıflandırmayı, alemden-türe veya cinse kadar olan cetveli sence neye göre sınıflandırıyorlar ? Evrimi çıkar bakalım o sınıflandırmayı neye göre yapacaksın ? Canlıların boyutuna ağırlığına göre mi göz rengine göre mi.. Allahaşkına sen bari bunu deme hemde Biyoloji okuyormuşsun.. Sevgiler, SaNTo...
  6. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Sevgili Arkadaşlar, Birincisi ben ücret tesbit komisyonunda falan çalışmıyorum. Yazdığım miktarlar hatalı da olabilir ki AB'de ortalama asgari ücret 1.200 euro gönül isterki bizde de böyle olsun. Yalnız bizim gerek nüfus yoğunluğumuz, gerek ekonomik altyapımız şu an buna uygun değildir. Bu da bir gerçektir ! Ne yazıkki.. Yalnız, Benim dediğim temel nokta şudur ; Her bölge Belediyesi, mevcut şartlarına göre asgari ücreti belirleyebilmeliler. Mesela ben, daha fakir bir bölgenin Belediye Başkanı olsam asgari ücreti, daha zengin şehirlerden düşük belirlerdim ki, yatırımcıyı çekip, yeni iş alanları açabilim. Kimi de halk yalakalığı için yüksek belirleyebilir. Ben halen, insanların işsiz kalmak yerine, düşük ücretlide olsa, bir işte çalışmalarının, daha faydalı olduğu kanısındayım. Saygılarımla, SaNTo...
  7. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Sayın asterix, Yazdıklarınıza katılıyorum. Lokalde olan başarısızlıklar, marksist ideolojilerin zamanla, militer ve istihbarata dayalı polis devletlerine dönüşmesi, rejimi korumak adına, içindeki demokrasi eksiklikleri, sistemin oturma sancıları yaşamış olması ve insanlık tarihinde çok yeni bir ideoloji olması, buna rağmen çok kısa sürede dünyayı etkileme süreci bir miktar aleyhine işlemiştir. Genede gelecek için, daha adil, daha özgür ve daha eşit bir dünya ve insanlık için gerekliliktir. Umarım, sosyalizm en ideal şekliyle dünya halklarını en kısa sürede daha sarsılmaz bir şekilde kucaklar. Bu kuzey, güney uçurumu, insanın insana zulmü, insanın doğaya zulmü, insanın diğer canılıara zulmü son bulur.. Selamlar, SaNTo...
  8. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Sevgili asterix, Artı değeri yok etmek demek, sosyal devrim yapmak demektir. Bu "marksist" ideolojinin temel ekonomi kuramıdır. Yalnız bunun halka refah getireceğini gibi bir sonuç doğru değildir. Bugün, en basit Kuzey Kore örneğinde, artı değer olmadığı halde, milyonlarca insanın açlık tehlikesiyle yüzyüze kaldığını görüyoruz. Aynı doğal kaynak ve iklime sahip, liberal Güney Kore'de ise belli bir refah sağlanmış, milli geliri Kuzey'in en az 10 katı değerlerde seyretmektedir. Yani artı değeri kaldırıp, halkın zenginleşmesi denenmiş, başarılı da olamamıştır. Sevgili Cyrano, Öncelikle bana 250 YTL'lik iş teklifine teşekkür ederim. Ya şimdi öncelikle, şehirlerarası fiyat ve geçim standartı denilen bir şey vardır. Fiyatlar, kiradan tutda, mutfağa kadar farklılık gösterir. Birde neden illa tek kişi çalışacak olarak bakıyorsun onu anlamış değilim. Doğu ve Güneydoğu'daki aileler kalabalıktır. 5-6 kişilik bir ailede bir kişi çalışacaksa elbette ki bu para nerde olsa yetmez. Yalnız iş sahalarının açılması, en azından insanların boş boş kahvede oturması yerine, çalışması önemlidir. Birde ülkemizin en önemli problemi kalifiye elemandır. Kalifiye bir eleman ücretini belirleyebilir. Zaten bugün bir kalifiye işçinin geliri, memur olarak çalışan bir üniversite mezunundan daha fazladır. Benim dediğim, vasıfsız elemandır. Selamlar, SaNTo...
  9. Sevgili BilgiEr, Hay azına sağlık.. Bilimle - Dini ayrı değerlendirmeyi öğrenmeden ne desek boş gerçi.. Zaten bunu yapmadığımız için bilimde başkalarına muhtaç hale gelmişiz.. Bir gün; umarım bir gün, bizde de "fikri hür, vicdanı hür.." nesiller baskın gelir. Selamlar, SaNTo...
  10. vazgeçilmez sempatiğisin..
  11. SaNTo şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Sevgili Lena, Bence haklısın. Zaten Bilim yasalar olmasa, Tanrıya inanmanın bir ayrıcalığı kalmazdı. Sevgili Azizilturco, Fizik, Evrenin oluşumunu da açıklıyor bazı teorilerle. O halde onları da baştan reddetmemiz lazım gelir. (çünkü yaratıcı Tanrıdır !) Kimya, organik kimya bugün beynimizin çalışma fonksiyonlarının kimyasal olduğunu iddia ediyor, inanç, sevgi ve aşk gibi. Yani bi takım kimyasal maddelerle bunları azaltıp çoğaltmak mümkünmüş o zaman bunuda kabul etmemek gerekiyor.. Bu örnekleri öylesine çoğaltmak mümkün ki.. Mesela çift karekterliler var hatta daha da fazla olanlar.. Şimdi bu kişi iyi karetterine göre mi, kötü karekterine göre mi sorumlu olacak yaptıklarından ? denge nedir ? zor işler mirim.. Bilimden bir çıktın mı boşlukta dönen uçanbalonlara döneriz. Selamlar, SaNTo...
  12. SaNTo şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Demek istediğimi belki açık ifade edemedim. Tanrı'ya bende inanıyorum. Ana başlangıcı O'nun yaratığınada ama buna dayanarak bilimsel bir veriyi reddetmek olmaz diyorum. Çünkü insan kendi öz yaşamında bile bir evrim geçiriyor. O şekilde ikisini karşılıklı getirirseniz, Tanrı'ya inanmamak gerekir. Evrim doğru değildir demek çok zor. Kuantum Fiziği doğru değildir demekle eşdeştir. Böyle bir seçimle karşı karşıya kalan, herkes bilimsel verileri tercih eder. Selamlar, SaNTo...
  13. Sen bu forumun en karizma tipisin
  14. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    CYRANO eleştirmek ne kolaydır. Ben bir çözüm önerdim. Bir ailede; ki Diyarbakır ve genelde doğu-güneydoğunun aileleri kalabalıktır. Ailede 4 kişi çalışsa 1000 ytl eder kötü para mı. Adam kahvede oturuyor. İş yok çünkü. Üstelik 250 YTL'yi de küçümseme lütfen. Bugün iste bakalım kim sana 250 ytl borç verir. Olmayan para yerine azda olsa geliri olmak iyidir. İşsizlik yerine, az kazançlı iş iyidir. Muhalefet yapan, çözümde sunacak. Yoksa, azgelişmiş bir ülkede bende kolayca herşeyi eleştiririm. Sabaha kadar yazarım bu kötü şu kötü diye. SaNTo...
  15. İhtilal sonrası gençliği olmak ilginçtir. Üç ihtilal görmüş ülkemiz. Benim, politik algılama yıllarım Özal'a, Çiller'lere falan rastlar. İlk defa bayan bir başbakanımız olmuş – çok umutla baktığım dönemlerdi ülke gelişimi açısından. Bundandır, artık yerel politikadan anlamadığımı söyleyebilirim. Zaten sevmiyorum da politikayı.. Sonrası malumdur –nurlu ufuklar- beklerken ekonomik bir çöküş ve “tam bir talan” dönemi yaşamıştık.Gerçi sonra değişmedi bu süreç..Yılmaz hükümeti, Hoca derken Ecevit.. Sosyal ve ekonomik çöküşte Ecevit’in eline su döken çıkmamıştır Türk tarihinde.. 1.si daha vahimmiş ama 2. si de hatırı sayılırdı hani.. Hala o dönemin kredi kartı borcunu bitiremedim ben.. Gerçi IMF eski Türkiye Masası Şefi, Carlo Coterelli’nin bile aldatıldığı, o ciddi, beyaz gömlekli bürokratların verdiği tüm verilerin yanlış olduğu, bunun sonucunda, IMF’de ki koltuğundan ettiğimizi de düşünürseniz tabi benim aldanmamın bir önemi olmadığını anlarsınız.. Ne bilsin ki Carlo Coterelli bizde “düzen” böyle. Ben haydi haydi inanırım, bizi yönetenlerin söylediklerine..En uyanık olması gereken Coterelli yemiş ! Sonra da şutlandı. Adamcazı da ekmeğinden etmiştik. Çok da sempatiyle bakılıyordu demek “safdilliğinden” miş.. IMF en suçlanan kurumdur. Oysa ki, sanki zorla borç veriyor !. Sen gidip kapısında bekliyorsun, bin bir çeşit güvence ve evrak sunuyorsun eh işte gözü tutarsa veriyor bir şeyler.. Yüksek faizmiş falan filan – istemezsen alma kardeşim.. Arjantin’e o dönem bize açtığı krediyi açmadı da gördük halini, zavallı halk marketleri yağmaladı açlıktan. Çöpten yemek yiyenler 100 kat artmıştı Arjantin’de bir anda..Bizde artan boşanmalar oldu. Bir ara bu IMF ye savaş açan Uzan vardı aklıma o geldi. “Uzan geliyorum” diye mi ne bi parti kurmuştu. İlk bir kaç başarıdan sonra adamcağızın başına gelmedik kalmadı. Halbuki “beleş” halk konserleri sırasında amma da tutulmuştu. Ne savaş ama IMF ye karşı ! Hem borç almışsın hem de savaş açıyorsun. Kendi içinde bile komiktir yani. Öde borcunu bitsin.. Yok ama “savaş açma” söylemi daha çok oy getirir hep ülkemizde. Ondan “barış” sesleri hep cılız kalmıştır. Halbuki “şanlı tarihimizzz”, “elde kılıç” “Allah alllaaaahh” nereye abi ? Yaw IMF ye saldırıyoruz ! Her zaman para en büyük güçtür. Bir ülke ekonomisini güçlü tutamadı mı hiçbir şey yapamaz. Bu arada size bir istatistik tesbiti söylim. Sorbon Ünv. saptamış ki Milli gelir 1600 usd'nin altına düşen ülkelerde ihtilaller yaşanırmış! Yani o bile ekonomi temelli.. Bizde ne zaman ekonomi dibe vursa, milliyetçi ve dinci söylemler artar.. Belki de insanların sığınma noktalarıdır. 2+2 = 4 olan bir bilim dalıdır ki ekonominin kendisi aslında, tutturamadın mı, ekonomiyi dibe vurdurdunuz mu gelsin “şanlı tarihimiz” gitsin “minareler,ezanlar”.. Kalkıp gelip, Fatih Sultan Mehmet ekonomimizi düzeltecek veya üfürüğü kuvvetli bir hoca ters yöne bir üfleyecek ekonomik veriler eksi’den artıya dönüverecek.. Herkesin cebi dolacak..Keşke böyle basit olsaydı.... Tarımda, sanayide, şehirleşmede istatistik verilerden, uluslararası borsalardan, reel ekonomiden bahsetmez kimse.. Gerçi bahseden de zaten bunu “oy”a dönüştüremez. Anlattığın, “anlaşılmadığıyla” kalır. İhtilallerde çekilen acılar neleri değiştirdi ? Gerçekten neler değişti ? Bugün hala, “kılıç kalkan edebiyatından” veya “minare ezan” edebiyatından medet uman bir yapıdayız. Toplum olarak halen gelişmeye açık değiliz. Halen toplumsal tabu ve yasaklarımız sürmekte.. Töre cinayetleri sürüyor.. Çok kadınla evlilikte.. Bilim bir türlü kurumsallaşamıyor çünkü “açık fikirli” olamıyoruz. Halen “eğitim” adına birileri, birilerini dövüyor. Tüm bunlara rağmen, Aydınlanma süreci ilerliyor.. İvmesi çok düşük belki ama ilerliyor.. Bu da bir gerçektir. Belki de yaşam kısa biz çabuk istiyoruz değişimi.. Umarım, bir gün dibe vurduğumuzda gerçek bir “mali analiz” yayınlanabilir. Sorumlular istifa ederler ve çıkıp halktan “bu rezillikleri için” özür dilerler. Hatta “harakiri” yapanlar olur. Bankalarımızı dolandıranlar ve inatla, “banka yasası” çıkarmamış olanlarda.. Depremde yıkılan evlerin bedeli mütahitlerde olduğundan daha fazla en basit bir “emlak yasası” çıkarmamış politikacılarda.. Oysa ki maaşları söz konusu olduğunda 5 dakkada geçen yasaları yaparlarken.. Aydınlanma, çağdaşlaşma nedir ? İnsanın, insan olmasının gereğidir. Aydınlanmanın temel altyapısı “ekonomik güç”tür. Aydınlanma önce kafalarda başlar.. İnsanlar, tarikat liderleri kadar- bilim adamlarına değer verirler. Daha temiz hava solumaktır aydınlanma. Kimsenin sopa yemeden eğitilmesidir aydınlanma.. Boşanmaların daha medeni olmasıdır. Kadının korunmasıdır. Çocuğun korunmasıdır. Bilimsel kurumların dergilerinin “tiraj” yapmasıdır. Ekonomik kalkınmadır.Temiz gıda üretilmesidir. Yolların ve toplu ulaşımın düzenidir. Ferdi özgürlüklerdir. Çevre yasalarıdır. Trafik yasalarıdır. Ve bu “yasaların” hayata geçmiş olmasıdır aydınlanma.. Kısacası herkesin mutlulukla toprağında yaşamasıdır. Göç vermemektir. Aydın ve gelişmiş toplumlar göç vermez, alırlar..Bizde ise bugün sınırlar açılsa, yarı halkımız göçebilme potansiyeli taşımaktadır. Acıdır bu.. Belki, inşallah bir gün, daha aydın ve gelişmiş bir toplum olacağız. Nasıl ki büyük imparatorluklar kurduk, (savaşın geçer akçe olduğu dönemde iyi savaştık) teknolojinin geçer akçe olduğu bu dönemlerde de, bilimsel bakış ve çalışmamızla, aynı gücü yakalarız. Bugün de hatadır belki ama bu hükümeti başarılı buluyorum. Ekonomik verileri son derece başarılı, bir kriz devraldıkları halde.. Söylemleri, (görünüşle yargılamadan baktığımda) son derece gerçekçi ve bilimsel geliyor bana.. Her hatalı saat bile günde 2 defa doğruyu gösterirmiş.. Belki bu sefer yanılmıyorumdur.. Umutlanmayı seviyorum, karşılıksız aşklarımı sevdiğim gibi.. Hava güzeldi ve uzun yazdım.. Selamlar, Santo…
  16. SaNTo şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Ya şimdi şöyle bir durum var Türkiye'de benim gözlemlediğim. Bir grup çıkmış, Amerika'nın evrim teorisine karşı olan kilise yayınlarını çevirmişler. Adnancı gruplarla başlamış, sonra devam etmiş ama şu an oturmuş durumda. Türkiye'nin geneli, evrimi akıl almaz bir uydurma görüyor. Sanki herkes genetik uzmanı ya bu konuda. İki kromozom sarmalı yazamayan adam bile, evrimi dinsizlik görüyor. Bu da, çok ilginç gerçekten. Zaten, bilimsel kamuoyu falan oluşmamış durumda. Şimdi dinlerin ve taasubun kuvvetli olduğu yerlerde bu böyledir. Adam küçümser bir eda ile soruyor ; O zaman, maydonozda ilerde çam ağacı olur mu diye Olur mu olur abicim. Napacaksın ? Herkes herşeyi bilemez elbet. Biyoloji bir ihtisas alanıdır. Şimdi bakıyosun adam en basit lisede öğretilen, hücreyi bilmiyor, kaç çeşit hücre var diyorsun. Bilmiyor. Hayvan ve bitki hücresi farkını bilmiyor. Ama karşı olacak kadar herkese evrim teorisi öğretilmiştir. Dehşete düşürücü bir kampanya. Sivas'ta konferans veriyorlar evrim teorisine karşı. Sanki savunan var. Sanki kabul etseler, Sivas'ta klonlamayı bulacaklardı.. Dostlar diyeceğim, tabulara sarılmak ve tutucu olmak işin kolaydır ama sadece ve sadece durmaya yarar. İlerlemek, aydınlanmaktır zor olan. Fizikçi Bruno boşuna yakılmadı Kopernik kuramını savunduğu için. Ne diyelim dönem o dönem ; Maydanozdan çam ağacı olmaz elbet. Olursada biz görmeyiz zaten. SaNTo...
  17. SaNTo şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Güncel Konular
    Ekonomide düzelme vardır. Bunu inkar etmek yanlış olur. Şimdi gelir dağılımı adaletsizdir, işsizlik büyük sorundur bunlar ayrı durumlar yalnız ekonomi, genel durumu ile geçen yıllara oranla ilerlemiştir. Şu an, ekonomimizde dönen toplam "halkın cebindeki para miktarı" 270 milyar dolardır. Bu eski iktidar döneminde 90 milyar doların altına düşmüştü. Para bulunamıyor, gecelik faizler tavan yapmış, genel halk batmış, çok küçük bir kesim, kısa sürede faiz trilyoneri olmuştu. Nakit para artış miktarı 180 - 190 milyar dolar olmuş, piyasada nakit dönen para vardır. Merkez bankası rezerveleri ilk defa, iç borcu karşılayacak, dış borç ödemelerini aksatmayacak seviyeye gelmiştir. Yani, dış borç, cari açık bütçesinde ki 30 milyar dolar artışa karşın, 150 milyar dolarlık kaynak girdisi ile, ekonomi daha rahat döner hale gelmiştir. Esnafın kepenk kapama dönemi sona ermiştir. Merkez Bankası, döviz fazlası, özellikle yazın Turizm gelirleride eklendiğinden öyle artmıştı ki, bi ara sürekli dolar düşüşe geçtiğinden, ihracaatçılar isyan etmişti. Merkez Bankası, bizim gerçek kasamızdır. Şu an kasamızda para var. İşsizlik ve gelir dağalımındaki adaletsizlikle mücadeleye hız verilmeli kanısındayım. Özellikle, ülkemizde belediyelere daha etkin yetki verilip, emniyet müdürleri ve valilerde seçimle gelmelidir. Asgari ücret belirlenirken, her şehir kendi geçim şartlarını ve standartlarını dikkate almalıdır. 350 YTL asgari ücret Istanbul'da bir şey ifade etmezken bu para Diyarbakır'da önemlidir. Mesela Diyarbakır asgari ücretini kendi belirlese bunu 250 YTL yapsa, bölgeye yatırımcıyı çekecek, ulaşım maliyetlerine karşın, ucuz iş gücü nedeniyle bir çok fabrika daha yoksul bölgelere taşınacak, böylece işsizlik büyük ölçüde engellenmiş olacaktır. İstanbul'da, gerekli asgari ücrette, yaşam koşullarından dolayı, daha yukarı çekilecektir. Tabi, eski merkezi yönetimci zihniyetle, statükoculukla, halka güvensizlikten belediyelere yetki vermemekle, bu işler olmaz. Basit bir köprü yapmak için Ankara'dan izin almak DPT'ye onaylatmak, Maliye Bakanlığından para çıkartmak için yüzlerce bürokrasi arasında, yıllar yılı uğraşıp durulur. Bu laflar benim değil rahmetli eski vali "Recep Yazıcıoğlu" na aittir. Bu arada artık, kaç çocuk okula gidip gelirken nehre düşer allah bilir. Not ; İstanbul ve Diyarbakır örnek olarak verilmiştir. İstanbul, İzmir,Ankara,Bursa vb. - Diyabakır, Kars, Hakkari vb.. SaNTo...
  18. SaNTo şurada cevap verdi: SaNTo başlık Sağlık (Genel)
    En kötüsüde sigara içmek çok zevkli.. Hastalıklara neden olduğunu bilmek hele kanser, manser çok ürkütücü. Gerçi nasılsa ölecez ama kaliteli yaşamak (kısa da olsa) hastalık çekmemek veya riskleri azaltmak da önemli bişey..
  19. SaNTo şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Evet çünkü bütün dinler "Darwin" den önce çıktı.
  20. Saygıdeğer Hakim Bey.. Saygılarımla size açiklama özgürlügümü kullanarak bazi seyleri bildirmek istiyorum Umarım bu durumu en kısa zamanda açıklığa kavuşturursunuz.. Su günlerde askerliğe çağırılacağım. Yasım 24 ve 44 yasında bir dul bayanla evlendim, kendisinin de bir kızı var 25 yasında. Babam ise bu bahs etmis oldugum kizi ile evlendi. Böylelikle Babam, karimin kizi ile evlendigi icin damadim olmus oldu. Bunun üzerine kizim da üvey annem olmus oldu babamla evlendigi icin.. Hanimimin ve benim gecen sene bir oglumuz oldu. Oglum hanimimin kizinin erkek kardesi oldu, ayni zamanda Babamin da enistesi. Birde üveyannemin erkek kardesi oldugu icin dayi oldu. Anliyacaginiz benim oglum benim dayim oldu.. Babamin esi sene sonunda dünyaya bir erkek cocugu getirdi. O babamin oglu oldugu icin benimde erkek kardesim, vede kizimin oglu oldugu icin de torunum. Yani beni torunumun erkek kardesiyim. Ayrica bir Annenin evladinin babasi esi olduguna göre bende Esimin Kizinin babasiyim vede kizimin erkek cocugunun erkek kardesiyim. Kisacasi kendimin büyükbabasiyim.. Sayin Savci bey sizden ricam beni Askerlik görevimden azl etmenizdir, sizde biliyorsunuz ki kanunlarimizda Baba, Ogul ve Torun ayni zamanda askerlik yapamazlar.. Saygilarimla.. Not: Pskolojik rahatsizliklardan ve (!)Ailedeki dengesizliklerden dolayi bu genc adam askerlikten men edilmistir.. (Dosyasina bu sekilde islenmis..)
  21. Çok teşekkür ederim.. SaNTo...
  22. Arkadaşlar, konuyu yumuşatalım mı bu tatil matil sayfası üstelikte.. Benim aşkım güneydoğulu bir kız. Saçları sapsarı. Mihriban türküsü hep bana onu hatırlatır. Uzak değiliz yanlış anlamayın. Zaten birlikteyiz ve Istanbul'da yaşıyoruz ikimizde. Ailesi orda. İlk beni biraz yadırgadılar. Şimdi aramız MÜTHİŞŞ. Yabancı damat gibi olmasa da yakın bi hikayemiz oldu. Ya ben Anadolu'yu, ezgilerini, halkımızı seviyorum. Aslında çoğu iyi. Gerikalmışlık ve fakirlik yok mu elbette var. Var ama gene de "yurdum insanı" çok güzel. Bi de yerlere çöp möp atmayıp, trafiğe uyup,kadınlara, çocuklara daha saygılı olabilsek. O zaman sanırım burası bir "cennet" olurdu. Ne bilim gece gece böyle şeyler yazıyo insan. SaNTo...
  23. İnan konuyu öyle dağıttın ki AB'lere geldik gene. Aslında temelde bizim ilk geri kalmışlığın nedenlerinden başlamamız lazım konuşmaya.. Sömürgeciliğin başlaması. Ekonominin şekillenmesi ve tarihsel materyalizme bakışlarımızı konuşmamız gerekiyor. Sanırım.. Çünkü ülkeden ülkeye,konudan konuya, bölgeden bölgeye atladıkça, bende demansa geçiyorum. Bu ara yoğun bir iş tempomda var laf aramızda. Şimdi abuk bir şey yazmayıp yarın yazim. Zaten baya geçde oldu daha soft şeyler takılalım birazda.. Selamlar, SaNTo...
  24. SaNTo şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Arkadaşlar din dogmadır. Bilim reel. Apayrı konular. Birlikte irdelemek ikisinide zedeler. Şimdi dinlerin tümünde ortak noktalar var mesela melek, şeytan, ruh gibi kavramlar. Bilimsellik aramak olmaz ki inançlı kişi inanır, inançsız reddeder. Bilimse herkesin ortak paydalarını içerir çünkü reel ve gerçektir. 2x2 = 4 heryerde, her coğrafyada, her kültürde aynıdır. Dinler ise, bırakınız farklı olmalarını, tümü kendi içinlerinde bile, mehseplere bölünmüş, kollara ayrılmıştır. Hiç bir din yoktur ki herkes aynı şekilde inansın. Çünkü inanç şekillendirilemez. Hislere dayanır. Size yakın olanı seçersiniz sadece. üstelikte dinler çoğunluklada yargılamadan doğumla, ailenizle, yaşadığınız toplumun yapısıyla kabul görür. Sorgulanmaz. Değişmez. Bilimse her an sorgular, yenilenir ve değişir. selamlar, SaNTo...
  25. yok ya bu ara işler yoğun çöktük walla biraz kilo almış gördüm seni.. Bart uslandı heralde.. peşinden az koşuyon

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.