
Taner Bayram
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.352 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
15
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taner Bayram tarafından postalanan herşey
-
Ne kadar laf dizerseniz diyin sonucta Turk Milliyetciligini savunuyorsunuz burada. Yoksa burada Kurtler hakkinda sinirlari asan iletiler de oldu zaman zaman ve siz hic bir zaman kalkip her hangi bir elestiride bulunamadiniz. Ama maalesef yine kendi haklarimi savundugum, kendi gorusumu yansitmak istedigim icin bana yazdiniz! Keske biraz daha tarafsiz bir yaklasim sergileyebilseydiniz! Ama yine de siz sagolun...
-
Bu dediklerinizi hala ortada Kurtlere Kurt olduklari icin yapilmis ve yapilan bir takim yanlis uygulamalari INKAR ettiginiz icin size aynen iade ediyorum ve burada buram buram Turk Milliyetciligi ve Kurt karsitligi yapan ve Kurt Sorununu dogru olmadigini bile bile asiretlere baglayanlarla, Dersim Katliami gibi aci bir olayi bile savunabilen kafayapilariyla bir kac kez okumanizi istiyorum! Cunku ulke karanliga burundu ve siz de bu karanliktan zevk alircasina hala kalkip GERCEKLERI gormezlikten geliyorsunuz. Size gonulden o aydinlik gunleri diliyorum kardesim!
-
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Iste bunu defalarca okumanizi tavsiye ediyorum size sayin Kaplan! -
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Ozur dileri. Klavyem bozuk ondan son yorumum yarim kaldi... Demek istedigim su: Kurtler kendi haklarinin yendigine inandiklari icin (ki gercek te bu) PKK'ya teririst gozuyle bakmiyorlar. COgunlugu bakmiyor. Siz artik o kendinizin bile inanmadiginiz o fanteziden vazgecin bence. Ama ortada bir gercek var. Ortada ezilen bir halk varsa, hakkinin yenmis oldugunu dusunen bir halk varsa ve onlara temsil ve haklariyla yasama imkani verilmiyorsa, ustune ustluk attiklari her demokratik adim bugun oldugu gibi YOK ediliyorsa, o zaman Kurtlerin sisteme ve devlete guven duymalarini beklemek saflik olur, o zaman kurtlerin IYI yada KOTU PKK gibi siddet yanlisi bir ogutu tek care olarak gormesini ilginc karsilayamazsiniz. Bugun buyapilan PKK'nin varolus ve Kurtlerden aldigi buyuk destegin nedenlerinin belki de en buyugudur! -
Ahmet Turk: Kurtlerin en ilimli ve bariscil siyasetcisi
Taner Bayram şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
Türk ve Tuğluk'un siyasi geçmişleri Anayasa Mahkemesi’nin DTP’nin kapatılmasına karar vermesiyle birlikte siyasi yasak getirdiği Genel Başkan Ahmet Türk, Kürt siyaseti içinde en deneyimli ve ılımlı politikacı olarak tanınıyor. 5 dönem milletvekilliği yapan Türk, Kürt siyaseti içinde izlediği barışçıl politikalarıyla öne çıkan isimler arasında yer alıyordu. Ahmet Türk, 2 Temmuz 1942’de Mardin doğumlu. Güneydoğu’nun aşiretlerinden Kanco ailesinden. 1954 yılında babası Hacı Sinan’ı kaybeden Ahmet Türk’ün aktif politik hayatı, milletvekili ağabeyi Abdürrahim Türk’ün öldürülmesi ile başladı. İlk defa milletvekilliği’ne XV. TBMM Döneminde (1974) CHP’den Mardin milletvekilli olarak seçildi. Devam eden yıllarda çeşitli sol partilerde görev aldı. 1988 yılında sayısı 6 bini bulan insanın ölümüne ve daha fazlasının da sakat kalmasına neden olan Halepçe Katliamı nedeniyle 1989 yılında Paris’teki Kürt konferansına katıldığı gerekçesiyle milletvekili bulunduğu SHP’den ihraç edildi. 1990’da HEP’nin kurucu üyesi oldu. O günlerde Halkın Emeği Partisi’ni kurarak başladığı etnik siyaset çizgisi, bugün DTP’yle yeni bir boyut kazandı. Hareketin partileşmesi ve sonucunda DTP’nin kurulmasından sonra, Aysel Tuğluk ile birlikte partinin genel başkanlığına seçildi. Böylece, Aysel Tuğluk ile birlikte, Türkiye’de eşbaşkanlık sistemini ilk uygulayan parti genel başkanı oldu. Haziran 2006’da yapılan DTP kongresinde eşbaşkanlık sisteminin kaldırılması üzerine, partinin tek genel başkanı olarak yeniden seçildi. Şubat 2007 tarihinde yapılan kongrede, başka hiçbir aday çıkmaması üzerine, yeniden partinin genel başkanlığına seçildi.22 Temmuz 2007 seçimlerinde bağımsız Mardin Milletvekili olarak Meclise girdi. HEP kuruculuğu ile DEP milletvekilliği ve genel başkanlığının ardından, HADEP ve DEHAP yönetiminde de aktif roller üstlenen Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’la da zaman zaman görüşmeler yaptı. Bu konudaki bir anısını şöyle anlatıyor: "Biz rahmetli Özal’ın mesajını götürmek üzere Öcalan’la görüştük. Özal, bize ‘Akan kanın durması için çaba içinde olmanız gerekir.’ deyince, kendisine ateşkesin sürmesi için Bekaa’ya gitmeyi düşündüğümüzü söyledik. ‘Elbette’ dedi." Türk, eski DEP’li arkadaşlarının ısrarları sonucu yeniden Ankara’ya döndü ve siyasette 3. kez şansını denemeye karar verdi. Oysa birkaç ay öncesine kadar Zana ve arkadaşlarının kuracağı partiden umutsuzdu. Milliyet’ten Hasan Cemal’e verdiği röportajda, etnik partilerden şöyle bahsemişti: "Bugüne kadar kurduğumuz bütün partilerde, inandırıcılık eksiği vardı. Parti içi hukuk, parti içi demokrasi açısından olumlu bir şey söylemek güçtü. Bu yüzden Türk aydınlarına da güven veremedik. Çünkü ipler perde arkasında başkalarının elinde diye düşünülürdü. Bu nedenle muhataplarımız tarafından pek ciddiye alınmazdık. Şimdi yeni bir anlayış geliştirmek zorundayız. Vesayetle, vekâletle siyaset üretemeyiz artık." Türk, 1.(XV), 2.(XVI), 3.(XVIII.), 4.(XIX.) ve 5.(XXIII.) Dönem Mardin Milletvekilliği ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı yaptı. Evli ve 8 çocuk babası. -AYSEL TUĞLUK’UN ÖZGEÇMİŞİ Anayasa Mahkemesi’nce siyasi yasak getirilen ve milletvekilliği düşen Aysel Tuğluk, DTP’nin eş başkanı. Parti içinde "şahin" politikasıyla tanınan Tuğluk, kamuoyunda yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerinde toplamıştı. Aysel Tuğluk 17 Temmuz 1965 tarihinde Elazığ’da dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. Toplumsal Hukuk Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulundu. İnsan Hakları Derneği Üyesi ve Yurtsever Kadınlar Derneği Kurucusu oldu. Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanlığı görevini yürüttü. 23.Dönem Diyarbakır milletvekilidir. Bekârdır. Abdullah Öcalan’ın eski avukatıdır. Abdullah Öcalan’ın arkadaşlarından Alaattin Tuğluk’un kız kardeşi. Abisinin PKK’daki aktif görevleri nedeniyle örgütle ilişkisi eskiye dayandığı iddia edilmektedir. DTP içindeki ılımlı kanattan olduğu iddia edilen ve Ahmet Türk’le beraber parti içinde "pasif ve uzlaşmacı" olmakla suçlanan Tuğluk, 9 Kasım 2007 tarihindeki DTP Olağanüstü Kongresi’nde eşbaşkanlık görevinden ayrıldı. (ANKA) -
DOMUZ Gribi’nden korunmak için basit fakat etkili önlemler.
Taner Bayram şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
Domuz Gribi bir uydurmaca mi? "Doktor Grip" unvanli ve DUnya'da grip konusunda en onde gelen isimlerden biri olarak kabul edilen bilim adami Dunya'da Domuz Gribi hakkinda bilgileri ve tavsiyeleri alinan uc buyuk bilim adaminin ilac sirketleriyle anlasmasi oldugunu ortaya atti. Yani Domuz Gribi'nin pek o kadar ciddi olmadigi halde sirf ilac sirketlerine para kazndirmak icin CIDDI olarak gosterildigini one surdu. Bu konuda fikirlerinizi bekliyorum... -
Anayasaya gore Meclis'te 28 milletvekilliginin bosalmasi Turkiye'yi direkmen erken secime goturuyor. Olacagi bu gibi gorunuyor. Simdiki Milliyetci firtinayla bu gelecek secimde ne sonuclar gelecek onu merak ediyorum. Bence halk daha da bir kutuplasacak ve sonuc ta bu ulkeyi bolmenin ya da cok kanli bir savasin yollari acilacak. Konuyla ilgili fikirlerinizi bekliyorum...
-
Kurt halkinin iradesi bir kez daha ayakl;ar altina alindi. Ve TEK MUHATTAP olarak PKK gosterildi. Yani bu anlamsiz kararla PKK'nin ekmegine ve siddet yanlisi tum partilerin (CHP/MHP) ekmegine yag suruldu! Allah sonumuzu hayir etsin!
-
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Her orgut ve yapilanma icinde oldugu gibi PKK icindede baris istemeyen, ayrilikci gruplar olabilir. Bu PKK'ya maledilemez. Ama su Tokat olaylarina iyi bakmak lazim. Bir yandan baris olsun ama opersayonlara devam diyenler var... Diger yandan PKK'nin icinde barisa karsi gruplar var... (Parmaksiz Zeki olayini hatirlatmak istiyorum, Bingol olayini...) Bizler de kuzu kuzu gidiyoruz bunlarin pesinden! Bu kani durdurmayan, akmasina katkida bulunan devleti de, PKK'yi da, sahislari da kiniyorum! Umarim cezalarini cekerler! -
Tokat’ta jandarmaya saldırı..
Taner Bayram şurada cevap verdi: ilker01 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
PKKli bir grup Tokat eylemini ustlenmis. Kiniyorum... Savas cigirtkanlari: Muradiniza vardiniz eninde sonunda! Sehit olan askerlerin, oldurulen Pkklilarin ve sucsuz insanlarin uzerinden siyaset yapmaya, RANT SAGLAMAYA devam! -
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Hepinize tek yorumum var: Bu demeci veren Bingol olayinda magdur olmus erlerimizden birisidir! Kusuruma bakmayin ama ben sizlerin medya aktarmalarinizdansa ona inanmayi tercih ediyorum! Umarim darilmazsiniz! Diyarbakirli... -
Sizin Faili mechullerin en buyuk suclularindan YESILi burada ilahlastirmaniz benim sizinle muhattapligimi korkarim coktaaaaaan bozdu! Size yanit verme gereksinimi gormuyorum... Hosca kalin!
-
'Resmi raporlarda Dersim katliamı: 13 bin kişi öldürüldü'
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
ONERINIZ NE? TURKLERI ve KURTLERI bri araya getirecek ve anlastiracak oneriniz var mi? Buyrun soyleyin! Yoksa dediklerinizin hepsi bos ve propaganda! Su anki itibariyle ulke bolunmek uzere.- 228 cevap
-
- Resmi raporlarda Dersim
- Dersim katliamı
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Birakin milyonlarca oyu, bin oy alan bir partinin bile kapatilmasi yanlistir. ve Siz burada bunun avukatligini yapiyorsunuz! Soyleyecek sozum yok size!
-
katiliyorsunuz da oneriniz ne? Ne yapmali?
-
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Yok artik o kadar da degil. Olayin RESMI magdurlarindan bile iyi biliyorsunuz siz demek ki dogruyu! Acayip bir sey. Gazi cikip soz soyluyor "hayir onun beyni yikanmis" Aydinlariniz cikip soyluyor "Hayir onlar bolucu" kendi siyasetcileriniz cikip soyluor "Onlar ulkeyi boluyor" Sanki sizden baska vatansever yok! Sizin bu zihniyetiniz 60-70 bin kisinin canina mal oldu yahu! Yeter artik! -
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı
Taner Bayram şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
34'üncü er: Bu saldırı 33 er olayının aynısı Tokat'ın Reşadiye ilçesindeki hain pusu akıllara 1993 yılındaki 33 er olayını getirdi. Önceki gün yaşanan ve 7 askerin şehit düştüğü saldırının benzeri 16 sene önce Bingöl'de meydana gelmişti. Elazığ-Bingöl karayolunda asker taşıyan iki aracı durduran teröristler, acemi eğitiminin ardından birliklerine gitmekte olan 33 eri şehit etti. Kanlı saldırıdan sağ kurtulan er Erdal Özdemir, Zaman'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. 16 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm olar gazi er Özdemir, Reşadiye'de yaşanan kanlı saldırıyı 33 er olayına benzetiyor. Özdemir, "Tokat'taki saldırı, bizim yaşadığımızın aynı. Yani bunların çıkışından da birilerinin haberi olmuştur. Askerler operasyona çıkarken birilerinden ihbar alınmıştır. Öyle asker çıkıyorken onlar da çapraz ateşe tutmuşlar. 7 şehit verilmiş. Aynen yani. Muhakkak çürük elma vardır içeride. Bizim olayımızda da istihbarat zafiyeti vardı, bunda da vardır." diye konuşuyor. 1993'te 33 er olayının yaşandığı dönemde Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir barış havası vardı. PKK uzun süredir ilan ettiği ateşkesi sürdürüyordu. Aynı şekilde şimdi de demokratik açılım gündemde. Uzun bir süredir böyle büyük çaplı bir kanlı eylem yaşanmıyordu. Erdal Özdemir bu iki olay arasındaki benzerliği ise şöyle yorumluyor: "Bizim olayımız yaşandığında barış vardı. Ateşkes vardı. Olaydan sonra tam tersine döndü. Şimdi de açılım var diye olmuyordu. Fakat açılım da yetmedi onlara. Bu olayı yaptılar. Artık başlar bu. Bugün DTP'nin kapatma davası süreci de var. Başlar bu olaylar yine. 2-3 ay durulma nedeni açılımla ilgiliydi. Bu DTP'nin kapatma davası da olursa, tekrar eski haline döner. Olan o gariban askere oluyor işte." Zaman_ Melik Duvaklı_09 Aralık 2009, Çarşamba -
Acılı yürekten öfke değil ders: Bitirin bu anlamsız savaşı.
Taner Bayram şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
Acılı yürekten öfke değil ders... Yedi şehit ülkeyi gözyaşına boğarken, bir amca Ankara'ya seslendi: Bitirin bu anlamsız savaşı. Kurşun sıkan da bu ülkenin çocuğu... İSTANBUL - Tokat’ta pusuya düşürülen yedi askerden üçü dün toprağa verilirken, şehidin amcasının acılı yüreğinden, Türkiye’ye ders olacak sözler döküldü: “Bu savaş çok anlamsız. Bitirilmesi lazım. Silahla bu iş çözülmüyor. Kurşun sıkanlar da bu ülkenin çocukları. Hükümetin açılımına destek veriyorum. Ve herkes de destek vermeli...” Tokat’ın Reşadiye ilçesi Sazak köyü Jandarma Karakolu’na giderken pusu kuran teröristlerin, askeri araca açtığı ateşle şehit düşen yedi asker için Tokat İl Jandarma Komutanlığı’nda dün sabah askeri tören düzenlendi. Kentte toplanan yaklaşık 5 bin kişi PKK aleyhine sloganlar atarken cenazeler uçaklarla memleketlerine gönderildi. Cengiz bilgi işlemciydi Jandarma Er Cengiz Sarıbaş, Giresunlu olan ailesiyle birlikte İstanbul Bahçelievler Kocasinan’da oturuyordu. Özel bir şirkette bilgi işlemde çalışan Sarıbaş, beş çocuklu ailenin en küçüğüydü. 1980’de Giresun’dan gelip İstanbul’a yerleşen aile oğullarının şehit olduğu haberini tek gözlü gecekondu evlerine gelen jandarmadan öğrendi. Haber kısa sürede mahallede yayıldı. Komşuları toplanıp, ‘Kahrolsun PKK’ sloganları attı, sokaktaki evlere Türk bayrağı asıldı. Şehit erin amcası Salim Sarıbaş ise kendisine uzatılan mikrofonlara herkese ders veren şu açıklamaları yaptı: “Ne olursa olsun bu savaşın bitmesi lazım, daha nice Cengizler böyle gider... Giden geri gelmiyor, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ölen geri gelmiyor. Sadece başsağlığı dilemeyle, sadece ‘şöyle olmuş, şehitlerimiz böyle olmuş’ demekle olmuyor, yarın unutuluyor, unutulmasın. Savaşı yapanlar da bu ülkenin çocukları, ölenler de bu ülkenin çocukları, kurşun sıkanlar da bu ülkenin çocukları. Bu vatan için herkes şehit olabilir. Ama karşımıza bir devlet çıksın bir devlet olsun hepimiz savaşalım. Bu savaş niye yapılıyor. Boş anlamsız bir savaş. Artık bu anlamsız savaş sona ermeli. Bu insanların çoğu zaten kandırılarak dağa çıkarılıyor. Geri dönmek istediklerinde ise ölüm korkusu nedeniyle geri dönemiyorlar. İnsanları eğiterek ve doğru yolu göstererek sonuç elde edilebilir. Hükümetin demokratik açılımına tam destek veriyorum. Ve herkes de destek vermeli. 25 senedir bu savaş nasıl bitmez? Demek ki silahla halledilmiyor, silahla bu iş çözülmüyor. Mutlak suretiyle Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal’a çok görev düşüyor. Tarih bunları yazacak sonra, pişman olacaklar sonunda.” Akrabaları Cengiz Sarıbaş’ın askere gitmeden önce kestirdiği saçlarını gazetecilere gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden emekli işçi baba Muttalip Sarıbaş, kendilerini ziyarete gelen İl Jandarma Komutanlığı’ndan yetkililerin taziye ziyaretini kabulu sırasında, evin dışında gördüğü bir jandarma erine sarılarak gözyaşı döktü ve “Komutanımla konuşacağım. Oğlumun elbiselerini ve silahını bana versinler. Ben de o karakola gidip görev yapacağım” dedi. Bu arada Cengiz Sarıbaş’ın amcasının oğlu Murat Sarıbaş da haberi internetten önceki gün saat 17.00 sıralarında öğrendiklerini belirterek, “Yeni askerdi. Tokat’ta askerliğini yaptığı için rahattık. Böyle bir şey olacağı aklımıza gelmiyordu. Başımız sağolsun. Çok üzgünüz” diye konuştu Ferit bir saat önce ‘iyiydi’ Ailesi Muş’lu olan er Ferit Demir de Bahçelievler’de Kocasinan’da oturuyordu. Muş’un Malazgirt ilçesine bağlı Erence Köyü muhtarı olan Muhsin Demir’in kardeşi Ferit Demir, ailenin 10 çocuğundan biriydi. Beş yıldan beri annesi ve kız kardeşiyle birlikte İstanbul’da yaşıyordu. Askere gitmeden önce bir konfeksiyon atölyesinde işçi olarak çalışıyordu. Demir’in annesi Muhteber Demir’e oğlunun şehit olduğu haberi kalp hastası olmasından dolayı uzun süre söylenemedi. Annesi ile birlikte yaşayan Ferit Demir’in babasının daha önce öldüğü öğrenilirken, Demir’in, çatışmadan bir saat önce annesi ile telefonda görüştüğü ve iyi olduğunu söylediği belirtildi. Fatih asker aylığı yolluyordu Jandarma Er Fatih Yonca Hatay’ın İskenderun ilçesi Orhangazi köyündendi. Yüksek okul mezunuydu, 24 yaşındaydı. Aldığı asker maaşını yoksul ailesine yolluyordu. 10 gün önce izinli olarak evine gelmiş, önceki gece birliğine dönmek için yola çıkmıştı. Dün sabah otobüsten inince annesi 48 yaşındaki Gülsüm Sönmez’i telefonla arayarak “Anne ben birliğime döndüm, merak etme” demişti. Acı haber köydeki derme çatma eve bomba gibi düştü. Anne ve diğer üç çocuğu sinir krizi geçirirken yakınları ve köylüler eve akın etti. Oğlunun terhis olmasına üç ay kaldığını belirten anne Sönmez yakınları tarafından teselli edilmeye çalışıldı. Eşinden ayrıldığı için yardımlarla geçindiği belirtilen anne Sönmez, “Oğlum sonun böyle mi olacaktı” diye ağıt yaktı. Yonca’nın babasının ise eşinden boşandıktan sonra köyü terk ettiği belirtildi. Kemal gün sayıyordu Jandarma er 21 yaşındaki Kemal Bide de 84 gün kalan terhisine gün sayarken şehit düşmüştü. Cenazesi memleketi Ordu’nun Akkuş ilçesi Çayıralan beldesine yüzlerce aracın katıldığı bir konvoyla götürüldü. Merkez Camii’nde yapılan cenaze törenine yaklaşık 2 bin kişi katıldı. 41 yaşındaki anne Dilber Bide oğlunun Türk Bayrağına sarılı tabutuna sarılarak, “Ben seni bu yüzden mi gönderdim? Biz senin bayraklı tabutuna mı sarılacaktık?” diyerek ağıt yakıp gözyaşı döktü. Acılı anneyi kadın subay teselli etmeye çalıştı. 43 yaşındaki baba Cemal Bide ise soğukkanlılığını tören boyunca korudu. Şehidin kız kardeşi Özlem ise ağabeyinin tabutuna sarılarak, “Bizi bırakıp gitme” diye ağladı. Törenin ardından ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’, ‘Kahrolsun PKK’ diye bağıran kalabalık mezarlığa kadar yürüdü. Onur’un son bayramı Jandarma er 21 yaşındaki Onur Boztemir de bir süre önce Adıyaman’ın Tut ilçesi Yaylımlı köyündeki evine izinli gelmişti. Bayramdan önce geldiği evinde 20 gün geçirdikten sonra, üç gün önce birliğine teslim olmuştu. Daha birkaç gün önce oğluna özene bezene sofralar kuran 54 yaşındaki anne Ayşe Boztemir ile çiftçi baba 57 yaşındaki Ahmet Boztemir’in köy evinden dün ağıtlar yükseliyordu. Baba Ahmet Boztemir, “Oğlum, bayramı yanımızda geçirdi. İki gün önce gidip teslim oldu. Nereden bilecektim son bayramı olduğunu” diye gözyaşı döktü. Onur dün toprağa verildi. Yakup’un babası: Barış... Şehit er Yakup Mutlu da Muşluydu. Bulanık ilçesine bağlı Örenkent köyünden iki yıl önce Malazgirt ilçesine göçmüş, askere gitmeden kısa süre önce de amcasının kızıyla nişanlanmıştı. Yakup Mutlu da dün gözyaşları arasında uğurlandı. Cenazede Kürçe slogan attırmayan baba Kazım Mutlu, “Artık barış olsun. Benim çocuğum öldü. Başka anne ve babaların canı, ciğeri yanmasın” diye konuştu. (Radikal, dha) Harun çavuş İmralı’da görev yapmıştı Durdu-Harun Arslanbay çiftinin iki kızı vardı. 32 yaşındaki uzman çavuş Harun Arslanbay üç yıllık evliydi. Durdu Arslanbay ile evliliğinden, iki yaşında Zehra ile altı aylık Zeynep adlı iki kızı vardı. Son bir yıldır Tokat’ta görevliydi. Ondan önce, Öcalan’ın tutulduğu İmralı’daki cezaevinde görevliydi... Ailesi acı haberi önce televizyonda duydu. Adana’nın Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü köyünde yaşayan 65 yaşındaki baba Hamdi Arslanbay saldırı haberini duyunca bilgi almak için Yumurtalık İlçe Jandarma Karakolu’na koştu. Askeri yetkililerin aileye acı haberi vermek üzere hazırlık yaptığı sırada karakola ulaşan baba, burada oğlunun şehit olduğu haberini aldı. 60 yaşındaki anne Döndü Arslanbay “Yıllarca İmralı’da bölücübaşının gardiyanlığını yaptı. Ben onu ne emeklerle büyüttüm. Ben artık bu acıyla yaşayamam” diye ağladı. Şehidin ağabeyi 36 yaşındaki Rüstem Arslanbay da, kardeşinin işiyle ilgili pek konuşmadığını belirterek, “Bize bir şey anlatmazdı. ‘Rahatım yerinde. Burada sıkıntım yok. İyiyiz ’ deyip, hal hatır sorardı. İmralı’da görev yaptığı yıllarda da Abdullah Öcalan ile ilgili hiç sohbetimiz olmadı” dedi. ALINTI: # RADİKAL.COM.TR -
Tenqeriin kardes, Bakin sizin ve bizlerin karsilikli atismasiyla bir yere varamiyoruz. Turkiye'de MHP, CHP, AKP, DTP ya da PKK'nin karsilikli atismalariyla bir yere varamiyor. Birilerinin cikip her iki tarafida akl-i selime cagirip "SAKIN OLUN" diyebilmesi lazim bugun! Ulke elden gidiyor. Lutfen acalim gozlerimizi artik. Cideen elden gidiyor ulke. AYRILMAK Kurtlerin amaci degil. Sizlere yapilan propagandalar yuzunden bizleri yanlis anliyorsunuz. CIdden bu gidishat iyi degil be kardes. Siz de goruyorsunuz artik. Her iki taraf ta resmen catismaya yonlendiriliyor MHP, CHP ve PKK tarafindan. Iyi seyler olmayacak! Lutfen artik kendimize gelelim!
-
'Kimse ölmesin' demek çok mu zor?
Taner Bayram şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
'Kimse ölmesin' demek çok mu zor? İşte böyle bir anda kan kokusu sarar etrafı. Hayatı bu filmi izlemekle geçmiş olan bizler, ‘Bari çocuklarımız bu filmi görmesinler’ diye telaşlanırız ama hep birileri vardır arkada bize bu kanlı filmi yeniden ve yeniden yutturmak isteyen. Dün yazıişleri masasında Tokat’ta yedi erin şehit düştüğü yerin fotoğraflarına bakıyorum. Şirin mi şirin bir bir dağ, onun eteklerinde ilçe merkezi. Dağa kıvrıla kıvrıla tırmanan bir yol. Nasıl bilebilirsiniz bu şirin yerin bir ölüm tuzağı olacağını? Nasıl bilebilirsiniz o tepelerde, o yollarda ölümün kol gezeceğini? Bir fotoğrafta, yol üzerindeki kan izleri ve boş kovanlar da gözüküyordu. O kovanlar ve kan izleri bize bir gün önce oracıkta yedi gencecik insanın kanlı katillerin kurbanı olduğunu hatırlatıyordu. Yoksa şirin bir ormanlık tepeye tırmanan şirin bir yol. Tepede de karakol. *** Yedi cenaze dizilmiş ilçedeki jandarma kışlasının bahçesine. Yedi cenaze, yedi giden can. Orada öylece duruyorlar. 24 saat önce hepsi hayat doluydu. Gelecek planları vardı, sevgilileri vardı, onların askere gitmezden önce kestirdikleri uzun saçlarını bir torbada saklayan aileleri vardı. *** Sonra siyasileri dinliyorum. Herkes ama herkes yedi şehitten söz ediyor. Büyük büyük laflar. Normal şartlarda ezilirsin o lafların altında. Ama bu sefer bana mısın demiyor. O kocaman lafları edenlerin hiçbiri ama hiçbiri, ‘Artık kimse ölmesin’ demiyor, diyemiyor. Tam tersine, daha çok kan akmasını neredeyse teşvik ediyorlar, neredeyse tahrik ediyorlar. Çok mu zor sahiden, ‘Kimse ölmesin’ demek. Çok mu zor? Belli ki çok zor. Söylemiyorlar. *** İnsan hayatı değerli mi sahiden bizim için? Elbette herkesin hayatı kendine ve ailesine değerli. Ama ya ‘öteki’nin yaşaması veya ölmesi bize bir şey ifade ediyor mu? Şu, ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ lafından hiç hoşlanmıyorum. Neden hepimizi yakmıyor bir yere düşen ateş? Neden konuşan o siyasileri yakmıyor? Yeter artık. Sahiden yeter. Deyiverin bir sefer: Kimse ölmesin. Haykırın: Kimse ölmesin. Çok mu zor? İSMET BERKAN_RADİKAL_09.12.2009 -
'Kürt intifadası'nın eşiğinde
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Gercekci olmanin zamani geldi diyor yazarimiz. Turkiye Kurtleri ve onlarin buyuk cogunluklariyla detekledikleri bir PKK ve DTP'siz Turkiye'de Kurt Sorunu'nun asilamayacagini soyluyor ve uyariyor. Cok gec olmadan ve Kurt Sorunu bir Intifadaya donmeden aklimizi basimiza alalim diyor. Ve cok ta hakli. Bakin sayin Tenqeriin, su an bir suru sehirlerimizde neler olup bildigine siz de sahit oluyorsunuz. Cidden onemsenmesi gereken ve urkutucu bir patlama oldu olacak gibi geliyor bana. Iki tarafta yillardir yapilan propaganda sonucu birbirini hic taniyamamis ve kutuplasmis durumda. Devletin kalkip artik bir takim aci gercekleri gozler onune sermesinin zamani geldi. Ancak o sekilde bu yol ayirimindan donebiliriz. Acikcasi, Turk Kurt catismasi cikti cikacak diye ben de korkuyorum. ulke bu gidisle cidden bolunmenin esigine gelmis durumda. Yazik oluyor... Ben sahsen bir Kurt olarak Turkiye'den ya da Turklerde ayri yasamak istemiyorum...- 3 cevap
-
- 1
-
-
'Kürt intifadası'nın eşiğinde DTP’nin kapatılması tabii ki çözüm değil. Parti kapatma, yasaklama hiçbir zaman çözüm değildi. Bu anlayışın hâkim olduğu siyasetin sonu nihayet geldi. Ama kötü geldi. Doğrusu, parti kapatmanın, sindirmenin çıkar yol olmadığını kavramış, bu anlayış ve yöntemlerin vicdanlarda mahkûm olduğu bir toplum ve siyaset ortamın hâkim olması idi. Türkiye’deki tablo bu değil. Artık, parti kapatılamıyorsa, birçok nedenden dolayı, bu imkânsız hale geldiği için kapatılamıyor. Belli ki, DTP siyaseti de, bu zeminde belirleniyor. Siyaseti, parti kapatmanın devre dışı kalacağı bir demokrasi zeminine taşımak gibi bir hedef yok. ‘Sıkıysa kapatın!’ tavrı var. DTP’nin siyasetini gözü kara bir meydan okumaya endekslemesi, eğer fazla düşünülmemiş bir tavır olarak ön alıyorsa, bu gidiş birlikte bir gelecek ufkunu imkânsız hale getirecek. Çıkış noktası bu değil, daha hesaplanmış bir siyasi tercih ise durum daha da kötü. Zira, bu gidişin sonu Kürt meselesinin, doğrudan ‘uluslararasılaşması’dır. Doğrusu, önce iktidar, Kürt meselesinin uluslararası pazarlıkla kolayca halledebileceği sanıp, Kürtler adına siyaset yapanları fazla ‘muhatap’ almadan yol alabileceğini düşündü, bu süreç, büyük ölçüde bu mantık ile başladı. Şimdi, karşı taraf iktidarı, bu yolla köşeye sıkıştırmayı hedefliyor olabilir. Ancak, ‘Kürt intifadası’na giden yolun sonu, İsrail-Filistin meselesine benzer bir çekişme kısırdöngüsü olur. Bu gidişle, Türkiye’nin, Türklerin, Kürtlerin hepimizin geleceği, büyük ve karanlık bir ipotek altına girer. Bunları telaffuz etmemek için çok direndim, ama korkunun ecele faydası yok. Dahası, Kürt meselesinin bu çıkmaza girmemesinin bir nedeni devlet mantığının görmezden gelme, gözünü, kulağını kapatma anlayışı idiyse, diğer nedeni de, demokratikleşme umudu adına hepimizin ısrar ettiği bir ‘görmezden gelme’ anlayışı idi. Devlet mantığı görmezden gelmeyi sindirme siyasetleri ile tahkim etti. Biz demokratlar, görmezden gelmeye umut bağlayarak, Kürt siyasetlerinin çıkmazlarını sorgulamak yerine tahkim etmiş olduk. Demokrat arkadaşlarımızın bir kısmı halen umutlarını bu seçilmiş körlüğe bağlamaya devam ediyor. Bence bu çıkar yol değil. Kürt açılımı gündeme geldiğinde, ‘bölünmeyi konuşmak’ gerektiğini yazdığım için, ‘süreci sabote etmek’le suçlandım. Oysa, amacım, çok net ve açıktı. İktidarın açılımdan beklediği ile, Kürtlerin veya onlar adına siyaset yapanların beklentileri arasındaki muazzam farkı görmezden gelerek yol almanın imkânsız olduğunu düşünüyordum. Geldiğimiz noktada, bu husus fazlasıyla ortaya çıktı. Kürtler adına siyaset yapanlarla, hedefledikleri kolektif hakları hatta bölünmeyi, bunların hepimiz için getiri ve maliyetlerini konuşmayı reddettiğimiz sürece yol alamayacağız. ‘Silahlı siyasal mücadele’ konusunda ciddi bir tartışma yapmadığımız sürece de aynı şey olacak. Aslında doğrusu, tüm bu tartışmaları çok daha önce yapmamız idi. Şimdi, birilerinin ‘terörist başı’, ‘terör örgütü’ diğerlerinin ‘irademiz’ dediği yerde, asgari konuşma, uzlaşma zemini bulmak hiç mümkün olmayacak. Önce, Kürt siyasetlerinin beklentileri, siyasal mücadelede silahların rölü gibi konularda, tam anlaşamasak bile bir noktaya varmamız lazım. Hiçbir demokrasinin silahların gölgesinde kurulması veya yol alması mümkün değil. Silahlı örgütün tedrici silahsızlanması süreci, farklı bir mecrada yürümek zorunda, o da ayrı mesele. Kürt meselesinin çözümü, tabii ki artık sadece demokratikleşmeyle mümkün değil. Ama onun ötesinde yapılacak olan, yönetilmesi son derece zor bir süreç. Bu zorluk ciddiye alınmadığı için, bu süreç ta başından Habur’da takıldı kaldı. Nihayet, Türkiye’nin Kürt meselesi ötesinde birbiri ile bu kadar kavgalı olması, demokratiklşmenin de, demokrasi ötesi süreçlerin başarılabilmesini de belirliyor, daha da belirleyecek. İkinci AKP iktidarının başında, ‘büyük bir dönüşüm arifesinde olan bir ülkede, Kürt meselesi gibi çetrefilli meseleler kapıda beklerken, asgari siyasal mutabakat zemini gerekir’ diyenler ‘vesayetçi’ ilan edildi. Tüm bu sorunlar şimdi teker teker karşımıza dikiliyor, ama belli ki, hiç kimsenin siyaseti bir bütün olarak kavrama ve tavrını sorgulamaya niyeti yok. Bu nedenle, dönüşü olmayan noktalara gidiş hız kesmiyor. ALINTI: 'Kanal A' Haber_Nuray Mert_08.12.2009
-
"GÜLER ZERE ÖLÜRSE TÜRKİYE EKSİK KALIR"
Taner Bayram şurada cevap verdi: Ahmet AY başlık Politika Bilimi
Kendi devletiniz diyor artik bunlari ve siz yine INKAR da bulunuyorsunuz. Iste bu sizinle benim iletisimimizin yok oldugu noktadir. Cunku kendi savundugun duzen bile bun artik yargiliyorken (yani yYesilleri, Jitemleri, Faili mechul cinayetleri) ve siz bunu bile bile hala inkar ediyorsaniz o zaman benden size karsi herhangi bir saygi beklemeyin bir Kurt olarak. Resmen KURTLERE KAST sozkonusudur o zaman sizin dusunme tarzinizda. Cidden cok guceniyorum sizlerin boyle yapmaniza.- 266 cevap
-
- GÜLER ZERE
- TÜRKİYE
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sorunuzu anlayamadim!
-
'Resmi raporlarda Dersim katliamı: 13 bin kişi öldürüldü'
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Siz hangi galakside ya da harikalar ulkesinde yasiyorsunuz? Herhald Kurtce yasagi da sizin ve devletin iyi niyetiyle kalkmadi. Az bedel mi odedi Kurtler bu cag-disi yasagi kaldirtmak icin?- 228 cevap
-
- 2
-
-
- Resmi raporlarda Dersim
- Dersim katliamı
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler: