Zıplanacak içerik

crazy mom

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

crazy mom tarafından postalanan herşey

  1. crazy mom şurada cevap verdi: crazy mom başlık Edebiyat Forumu
    Commentaire Pour «La Mort Des Amants» Question:Comment les thémes de l'amour et de la mort s'entrelacents-ils? Plan:Une représentation de l'amour idéal La mort comme sublimation Konu icin incelenicek yol oncelikle siirin orijinine girmekten geciyor...Siirde iki temaya agir bir sekilde yer verilmistir bunlardan biri Ask digeri ise olundur...Ve sair ikisini birbirine harmanlayip,ortaya fusyonel bir iliski getirmistir...-dizelerinde "biz"e yer vermesi bunun ornegidir... Ayrica sair sansuel bir askida tanimlamaktadir...Icerde olan bir yeri tanimliyor..."kapi,mezar",Asiklari simgeleyen erotik unsurlar ise "Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri" Burada metafor kullanmistir...Cok muhtesem ama...Ask birlesmesini kastetmistir...Iki asigin kuralsizca birbirlerinin olmasini... devamini bir ara yine yazarim:)
  2. Sen gec dalgani
  3. crazy mom şurada cevap verdi: crazy mom başlık Edebiyat Forumu
    Bu siir hakkinda yorum yapsaniz neler derdiniz? Aşıkların Ölümü Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu, Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin; Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin O garip çiçekleri süsleyecek konsolu. Son sıcaklıklarını sarfederek hovarda, Birer ulu meşale olacak kalplerimiz; Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda. Pembe, lahuti mavi bir akşam saatinde, Veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri; Nihayet kapıları biraz aralayarak, Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak Buğulu aynaları ve ölmüş alevleri Charles Baudelaire La Mort des Amants Nous aurons des lits pleins d'odeurs légères, Des divans profonds comme des tombeaux, Et d'étranges fleurs sur des étagères, Ecloses pour nous sous des cieux plus beaux. Usant à l'envi leurs chaleurs dernières, Nos deux coeurs seront deux vastes flambeaux, Qui réfléchiront leurs doubles lumières Dans nos deux esprits, ces miroirs jumeaux. Un soir fait de rose et de bleu mystique, Nous échangerons un éclair unique, Comme un long sanglot, tout chargé d'adieux; Et plus tard un Ange, entr'ouvrant les portes, Viendra ranimer, fidèle et joyeux, Les miroirs ternis et les flammes mortes.
  4. Sevgili Dipnot,bak sen beni ve dusunce tarzimi asagi yukari iyi bilirsin,pariste az beraber konusmadik,tartismadik... Ama oncelikle genel konuya bakalim...Konu egitim...Kisi ister ortulu ister carsafli olsun,okumaya hakki olamaz mi?Bak benim okula nekadar duskun ve 40ma bile gelsem okuyacagimi iyi bilirsin,sirf kapali diye bu kizlara bu hakki veremezsek,daha kotu bir toplum yetisir...Okuldan atarsaniz nereye giderler... Bu arada ben la bohéme Yersoy bence hatalisin,tarafsizlik tamda budur...Dayatma olup olmayacagini bilemeyiz,ama size gore laiklik nedir bilmiyorum...Restpektifin bu konuda cok guzel bir yazisi var...Laiklik devletin vatandaslarina karsi ayni degerleri tasimasidir...Kisi inanmiyorsa,ateis olur.Ama soz konusu devlet olunca laik olur...Devlet inanan ve inanmayan ayrimi yapmadan butun vatandaslarinin hakkini savunmalidir... Korkularinizi anliyorum...Ama varsayimlarla yurumek zamani oldugunuda sanmiyorum...
  5. crazy mom şurada bir başlık gönderdi: Edebiyat Forumu
    Bu sefer biraz edebiyattan bahsedeyim dedim... Acilisi Baudelair'le yapmak, Louis ARAGON'unda dedigi gibi Modern sairle baslamis olurum.... Hayati,yasadiklari ozellikle siirleriyle gercekten ogrenilmesi ve bilinmesi gereken biridir...Once bilgilerimden yola cikip biraz hayatindan bahsedecegim gercekten ilginc... Baudelaire romantizm hareketinin baslangic sairlerindendir...Yazilarinin egzotikligi hatta bazilarinin tabiriyle pogrografiktir...Daha cok melankoli,varosculuk ve gercekustuculuk akimlarinin baslangici olarak kabul edilen bir Fransiz sairdir... Babasi rahipti ancak daha sonra isini birakti ve normal memuriyete dondu annesiyle babasinin arasinda 30 yil yas farki olmasi onun icinde hep eziklige yol acmistir,babasindan cok etkilendigi soylenir cunku oda bir sanat adamiydi....Babasinin olumunden sonra annesi bir yuzbasiyla evlenir..Dendigine gore bu evlilik Baudelairin icinde hep duygusal bosluga yol acmis ve melankolik tavri buralara dayanirmis... Uvey babasinin rutbesinin degismesinden dolayi sehir degistirdiler ancak Baudelaire hic bir zaman okulla barisik olmadi..Uvey babasindan nefret ediyordu ama bu onlarin sectikleri okullara kayit yapmasina engel olamadi...Anneside iyicene kati ve sert olmaya basladi... Hukuk fakultesine kayit yaptirdigi donemde ilk edebiyat sohbetlerine basladi ve Nerval,Sainte-Beuve, Thèodor de Banville, ve Balzac'la tanisti.Bu arada ailesiyle tartismasi devam ediyordu uyusturucu ve bohem hayatina girdi... Baudelaire yakisikli,cekici ve kulturlu bir genc olmasina ragmen fahiselerle girdigi iliskilerden frengi hastaligina yakalandi,ailesi onun bu tutumundan utandigi icin onu 20 yasinda hindistana yolladi ancak yari yolda geri donmek istedi madagaskar yakinlarinda gordugu bir kadin icin siir yazdi daha sonra geri donus yolunda kaptanin kotu davranislarindan cok etkilendi ve bu etkilenme ''Albatros'' siirini dogurdu... Yetiskinlik yasinda babasindan kalan mirasi alip,ailesinden ayrildi kendine kucuk bir ev tuttu....Ancak bu donemdede yaninda hep faiseler vardi...Ama yanina aldigi zenci kadini hayatinin sonuna kadar yaninda tuttu...Dendigine gore cogu siirini yazarken ondan etkilendigi soylenilir... Harcamalarindan dolayi mahkeme karari ile uvey annesi mirasi eline aldi ve ona her ay 600 franc verildi...Edgar POE'yi kesfedip siirlerini cevirmeye basladi bu donemde hep cevirmenlerleydi.... Ve ''Le Fleur du Mal'' (KOtuluk cicekleri) siir kitabini yayimladi...Ancak kitabin toplumsal degerleri asagilamasindan dolayi,cinselligi cok acik belli etmesi gibi nedenlerden mahkemelik oldu ve kitaptaki 6 siir kaldirildi... Daha sonra ''Yapay cenneti yayinladi''Buradada onun ne kadar degisik,gerceklikle alakasi olmadigini goruyoruz... Bu baskaldirisi ve sabit egemen zihniyete karsi tutumu zamanla yeni bir akimin baslangici olacakti... Baudelair'in hic aile hayati olmadi..O gundelik seyleri gereksiz buluyordu yani calismak,evlenmek,cocuk sahibi olmak....Onun icin hayat askti,kadindi ,sarapti,guzellikti...O doganin icinde kayboldu...O aski yasadi,onun icin kadin en guzel varlikti....Ve hayati boyunca nasil olursa olsun hic bir kadini kucuk gormemistir,o kadinlarini cok sevdi... En sevdigim siiri: Sizi birazda siiri anlamada zorlayacagim cunku bu siir oyle bir siirki basit olarak algilanmamali icindeki ipuclarini gormek anlamak hiicc kolayda degil....Kadini,askini,onu tanimlamasi kiyaslamasi okadar muhtesemki...Bir siir sever bunu ancak benim gozlerimle gorur... Hymne à la beauté siirinde,Baudelaire kadini iki gruba koyup tanimliyor ''Du bien et du mal''(Iyi ve kotu)...''Derin gokten mi geldin ucurumdan mi ciktin'' yani derin gok tanrisalligi simgelerken ucurum yer altini yani seytanligi anlatiyor...Ehhh!Baudelaire'de zaten zamaninin hatta bu zamanin en iyi simgecilerinden,sembolculerinden degilmiydi....Dahasi,"Can alici ve kutsal"Yine tanrisallik...Baudelarin siirlerinde belli temalar vardir ve bunlar hep vardir...Parfum,koku,olum,isik,tanrisallik...Ve bu temalarin hepsi bu siirde mevcuttur...Kadini kotuyle kiyasliyor ama ondanda vazgecemiyor..."Opucuklerin filtre ve azgin bir amfor"Yani sanki hayati almak yada almamak onun elinde.."Kahramanlari alcak cocuklari cesaretli kiliyorsun"Hayati alt ust ediyor...."Dans ediyor sevdali ve kibirli gobegin ustunde"Burada gobek dansini oriena olan ilgisinden dolayi oldugu soylenilir...Cunku doneminde asya kadinlarina oz dans,baharat kokusu batida yeni bir akim baslatmis ve Baudelairde gobek derken sanirim bunu kastediyor..Ve son misra...Bunada siz yorum yapin.... Buraya kadar geldiyseniz:)Simdi siiri daha guzel okuyabilirsiniz..... HYMNE A LA BEAUTE / GÜZELLİK MARŞI Derin gökten mi geldin uçurumdan mı çıktın, Ey güzellik? bakışın, can alıcı ve kutsal, Mahcup mahcup döküyor iyiliği ve cinayeti Bunun için seni şarapla kıyaslayabiliriz. Şafağı ve gün batımını gözlerine doldurmuşun; Tufanlı bir gece gibi parfümünü saçıyorsun; Öpücüklerin filtre ve azgın bir amfor Kahramanları alçak çocukları cesaretli kılıyorsun. Kara uçurumdan mı çıktın yoksa yıldızdan mı indin? Büyülenmiş kader bir it gibi eteklerinin peşinden geziyor; Neşeyi ve felaketi tesadüfü serpiyorsun, Bir şey değil derken her şeyi yönetiyorsun. Güzellik, alay ettiğin ölüler üstünde yürüyorsun; Mücevherlerin *********likten daha güzel değil Ve cinayet, incik boncuğunla beraber, Dans ediyor sevdalı kibirli göbeğin üstünde Kamaşmış fani sana doğru uçuyor, şandel Kıtırdayıp, tutuşmuş diyor ki: Meşaleyi kutsayalım! Çırpınan sevdalı eğilip güzelliğinin üstüne Bir marazlı gibi mezarını okşuyor, Ne önemi ver gökten ya da cehennemden gelsen de, Ey güzellik! kocaman canavar, ürküten saflık! Gözün, gülüşün, ayağın bana açıyorsa eğer Tanımadığım ama sevdiğim bir sonsuzluğun kapısını! Şeytandan ya da Tanrıdan, ne önemi var, deniz kızı ya da melek, Ne önemi var, kılıyorsan şayet, - kadife gözlü peri Ritmi, parfümü, ışığı Ey yegane kraliçem! Anı daha az ağır ve evreni daha az hırçın! Charles Baudelaire Çeviri : Yaşar Doğan / Lolan
  6. Sevgili gunlugum, Senin bu sahibin gercekten sinir biri...Onundeki hafta ve bu hafta sadece sinavlari olmasina ragmen hala internetten cikamayacak kadar zayif biri....
  7. crazy mom şurada cevap verdi: MINEU başlık Havadan Sudan Konular
    Cok gec gordum: ) hayirli olsun...Gercekten cok sevindim...Bebekler cok guzel seyler...Benim nezaman olur acaba:)
  8. crazy mom şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Beslenme ve Diyet
    Onun icin yola gerek yok:)))
  9. crazy mom şurada yorum gönderdi Admin'nın blog başlığı içinde Admin Blog (Günlüğü)
    Aslinda basa donmek cogu zaman guzeldir... Cat Stevens'ninda dedigi gibi oluruz ama kucuk bir degisimle hatirlanmaya gerek kalmaz cunku o gunlerdeki kadar masum oluruz... Biz donduk desek bile,oyleleri vardir ki,bizleri yakistiramazlar...Boylelerini ciddiye almadan, yinede taaa en basa donun derim...!
  10. Gostermesi nedemek,adamin kulagini isirip cekerken yakin cekim yapiyorlar...Korkunctu ben o filme nasil gittim hala anlamadim...Filmin konusuda gelenekseldi...Bir grup genc fransada banka soyup belcikaya kacarken yolda otelde dinleniyorlar,tabi oteldekiler insan degilde baska bir yaratik cikiyor cunku gelen herkeze bin bir turlu isgenceler yapmislar... Ama gitmeni tavsiye etmem:))
  11. Etre et Avoir-Var Olmak Ve Sahip Olmak Belgesel Bu yil nedense belgesellere fazla merak sardim....Kirdili vurdulu filmlere az gidiyorum...Simdi tanitacagim film fransanin iyi realisatorlerinden diyebilecegimiz Nicolas Philibert'in belgeseli...Asagi yukari cekimler tam bir yil almis ve toplam 20,30 bin euro maliyeti olmus,ama bu maliyette daha cok maaslardan dolayi...Belgesel ciktiktan sonra Fransa'nin heryerinde cok buyuk sayida seyirci toplamisda.... Yönetmen: Nicholas Philibert Katılanlar: Georges Lopez ve öğrencileri: Alizé, Axel, Guillaume, Jessie, Jojo, Johann, Jonathan, Julien, Laura, Létitia, Marie-Elisabeth, Nathalie, Olivier 2002 / 35 mm. / Renkli / 104’ / Fransızca; İngilizce ve Türkçe altyazılı 2002 Felix En İyi Belgesel / 2002 Fransa Louis Delluc Ödülü / 2002 Valladolid En İyi Belgesel / 2003 César En İyi Kurgu Bu Jojo cok tatli Konu Fransanin bir koyunde yasayan bir ogretmen ve ogrencileri arasindaki iliskiyi anlatiyor... Ancak,Fransa'nin hala bazi bolgelerinde devamliligini surduren «Classes uniques»;ayni ogretmen ancak farkli duzeylerde cocuklarin bir arada bulunduklari siniflardir...Burada ise 3 sinif bir arada...Baslarda tuhaf geliyor nasil uc sinif bir arada okur, saglikli egitim olmaz diye dusunuyoruz ama sonradan onlarin bir birlerini benimsedigini ve biraz netten arastirma yaparakta bunun geleneksel bir sey oldugunu ogreniyoruz... Nicolas Philibert belgeseli hakkinda; "La vie de tous les jours, pour le meilleur et pour le pire." (Hayat en iyisi yada en kotusu icindir...) Sanirim bu kisa ve oz cumle koskocaman belgeseli ifade ediyor... Ve belgeselin diger harika yonu ise filmdeki ogretmen-ki gercek ogretmen- cocuklara karsi okadar sevkatli ve sabirli yaklasiyorki onu taktir etmemek elde degil... Ve cocuklari sanki kendi cocuklariymis gibi goruyor... Cocuklara gelince «mon dieu» denilecek tarzda cok sirinler...Onlarin yuzune baksaniz,konusmalari okadar dogalki...Bir yanda ufaklar,ogremenin,arastirmanin verdigi zevkle,ogrendikce daha da gelisiyorlar,bir tarafta ise koleje basliyacak olan duzeydekilerin korkusu,karasizliklari,yani bir yerin onlarin uzerine biraktigi korku, heyecan ve istek... Vaktiniz olursa izlemenizi tavsiye ederim,ancak ozellikle belgesel seviyorsaniz cunku action yok:)
  12. crazy mom şurada cevap verdi: KiRaZ başlık Fan Club
    Tokio Hotel sevilir mi:)Hele o BIll yok mu,kiz olsa cok hos olurdu... Alttaki resim bunlara olan sevgimi nede guzel anlatiyor
  13. ehh biraz gec oldu ama sanada hosgeldin:)
  14. frontiére diye bir fransiz filmiydi ama cok kotu bir filmdi....Kanli sahneler coktu,hatta igrenc denilebilecek tarzda...
  15. Sayin dipnot benim anlamadigim nokta neden baskasinin inancina siz ondan fazla karisiyorsunuz... Yani kadinlar icin utanmaniza gerek yok cunku onlar bundan utanmiyor hatta bunun icin direniyor...Bir insanin dusunme gucu korelmeyegorsun, bir daha ozgur dusunemez!.. Hayatta yikilmasi en zor sey "kesin" gozuyle sarilip kafaya kazinan paradigmalardir...zaten bir seye kesin deyip yapistinizmi mi bitmissinizdir ama korelmenin dini dusuncesi olmaz, kisilik sorunudur. Herseyi bir tarafa birakin, bir ogrencinin dini bir sembolle okula gidip gidemeyecegini tartismak bile etik disidir, ahlaki degildir...
  16. Bu is cagdas insan olmak yada olmamak meselesi degil...Bu insan haklari meselesidir... Olaya insan haklari boyutundan bakmayip,siyasi boyutuna kilitlenmek saglikli bir bakis acisi degildir...Herkezin okuma hakki vardir... Bu tarz tartismalar insanin beynini koreltir...
  17. Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ve şu kadar zaman aldı 2 -! Kazandığım puan 95 Puan!
  18. Evet yaa cok haklisin Ama benim aday hazir sanirsam herlalde galiba Ama Freyja cok guzel hazirlamis,evlenecegim zaman listeyi izleyecegim...
  19. Tabiyki veririm 1-Tabiyki hala dinliyorum ve seviyorum hatta gun gectikce muzikte daha da yol katediyorum... 2.Kardeslerim artik pek cizmiyorlar...Once Tokio hotel diye sacma bir gruba takildilar,bir ara gotiklere kafayi taktilar ve simde kore filmleri izliyorlar sabah aksam... Genclik iste...
  20. anladim... Zamanla daha iyi hale geleceginden hic suphem yok...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.