ERBAY tarafından postalanan herşey
-
NİGAR YILDIZ
Gülistan Gözlü Yâr, Aşk Ovasına Gel Nerde bir gül görsen hemen meyledersin, Vuslat senden uzak heyhât, feryâd etme. Gülşende açmış gül, dertle seyredersin, Mâtemli nâğmeyle, gönlü viran etme. Dilinden düşenler hep sitem, hep keder, Narınla bakmadın, mecnunun gözünden. Kanayan yüreğin hep yara, hep heder, Aşkı dinlemedin, canânın sözünden. Koymuşsun kendini, altından kafese, Ah-û zar edersin, çırpınman beyhûde. Canlar pazarında, bakılmaz hevese, Sırrı bilmez isen, figânın beyhûde. Gül yârin özünde, sultan-ı aşk yatar, Diken de nedir ki, battıkca meşk akar, Şehvetten ötedir, gülistan gözlü yâr, Aşk ovasına gel, gör ne cevherler var! Samanyolu (Nigar Yıldız)
- Çağrışım
-
yardım edin..
arkadaşlar benim bilader ogame diye bir oyuna dadandı bir türlü kaldıramıyorum onu bilgisayarın başından derslerine çalışmıyor oyun yüzünden size sorum şu olacak o siteye girmesini nasıl engellerim böyle bir program varmı acill lazım şimdiden teşekkürler.
-
CAN DÜNDAR
can dündar klasiği...tşk ler şevval
- Çağrışım
-
jhonywalker
Çıkmaz Sokak Bir daha dünyaya gelsem Yine seni severdim Beni üzesin diye Beni deli divane edesin diye Biliyorum Sen de bir daha dünyaya gelsen Yine beni sevmezdin Kahrımdan öleyim diye . Ümit Yaşar Oğuzcan
-
Asiklar atisiyor
Gara gara gazanlar Gara yazı yazanlar Cennet yüzü görmesin Aramızı bozanlar
-
AZ SONRA...........
çay icecem
- Çağrışım
- ATEİZME SORULAR
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Bir Aşk Yara “Beni yalnızlığımla vurdular o gece vakti Kalbimi suyla yudular o gece vakti Öldüğümü bile söylemediler…” -A. Erhan- Ben şu kısa boylu hayatta uzun boylu kederlerle acırım. Yorar beni şu telaş, şu karmaşa. Bir sığınak aranırken şu uğultuda, bir aşk gelir, bir yara. Bir yara… Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır. Kimse bilmez be canım, bir yara bir ömrü nasıl kanatır… Ben seni hep ayrılıkla anmışım Titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını… Hep adını yazmışım. Bir aşk gelmiş bir yara. Bir yara…Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır
-
Best Of karadeniz!
ovvv sürmene yağlısı demeyin bana şimdi kalkar giderim walla sürmeneye
- Çağrışım
-
NİGAR YILDIZ
Nigar Yildiz, 1968 yilinda dogdu. Çocuklugunu 11 yasina kadar Izmir´de geçirdi. Ilkokulu Izmir´de bitirdikten sonra 1979 senesinde Almanya´ya gitti. Ögrenimine Almanya´da devam etti. Siir yazmaya her zaman hevesli oldugu için siirlerini okul dergilerine gönderirdi. Almanca yazdigi siirleri daha o dönemlerde birçok okul dergilerinde yayinlandi. Saglik sektöründe yapmis oldugu ilk meslegini, bir süre sonra Turizm sektöründeki ikinci meslegi izledi. Edebiyat sevgisinin yanisira makale yazma tutkusu da vardi. Farkli ülkelere gidip, çesitli kültürlerle tanisti. Arastirmaci olarak hem cografya açisindan, hem kültür açisindan birçok ülkeyi makalelerine konu olarak aldi. Yerel bir gazetede arastirmaci köse yazari olarak makale yaziyor. Makalelerin haricinde yazdigi siirleri de gazetede yayinlaniyor. Kalbimden Sana Taç Mahal Yaptım Sana ne verebilirdim? Bülbülü versem, Sabırsızdır, sitemlidir. Gülü versem, Gül yerinde güzeldir. Yıldızlar mı? Senin yanında sönük kalır. Ay; yüreğindeki mehtabı kıskanır.. Bendeki sana bakarak, Başladım mabedimi yapmaya. Kalbinin temizliğini kullanarak, Bembeyaz mermerler oluşturdum. Gözlerinden aldığım parlaklıkla, Mermerlerin içine, pırlanta koydum. Sevmeye doyamadığım ruhunla, Kubbe var oldu, tüm vakarıyla. İnsanca yaşamaktaki azminle, Minareler göklere uzandı, haşmetle. Bana akan sıcaklığınla, Duvarların her yerine, 'Seni seviyorum' yazdım. Yüreğinden taşan sevginle, Öyle bir bahçe oluştu ki, Kaşmir´deki Shalimar´dan görkemli. Şah Cihan görseydi, Sana gıpta ederdi. Mümtaz´a olan sevgisi, Seninkinin yanında azmış derdi. Üzgünüm canım.. İçimdeki seni, Hiçbir kalıba sığdıramadım. Yere, göğe koyamadım. Kalbimden sana yakışır, Taç Mahal yaptım. Şahı sen, Sultanı benim. Saltanatın ise, Yüreğim...! Ölümsüz Aşk* Deli Poyraz yüreğimi savurdukca, Dağlardaki karda gizledim sevgimi. Topraktan gün yüzüne uzandım, Mağrur Kardelen gibi. Evrenimi aydınlatan ışığına, Melek kanatlarında süzülerek, Tüm beyazlığımla geldim. Havva´nın aşk yangınlarında, Bir damla kevser suyuna özlemle, Günahımla yandım yüzyıllarca.. Uygarlıklar gömülüp yittikce, Sevdamı hedef alan Ebabil kuşları, Taş topluyordu, içimin yamaçlarında. Gönül bahçemde seni görünce, Taşları bırakıp gül diktiler, pervasızca. Zümrüd-ü Anka´nın ocağında, Ezelden beri, seni doğurdum. Sevdam sonsuzlukla nurlandı, Sen varsın, ebediyetin kucağında. Aşkla yeşillenmiş zümrüt gözlerinde, Kalbinden kalbime asma bahçeler var. Müptelası olduğum, ruhu gönlünde, Ufkumu daraltıp, bedenimden taşan, Arzdan arşa uzanan, ölümsüz aşkım var.
-
selamün aleyküm
ERBAY şurada cevap verdi: sonask başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımve aleykümselam kardeşim hoşgeldin
-
Herkese Merhaba
ERBAY şurada cevap verdi: iLLa'Ki başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımway benim efendim hoşgeldun
-
Merhaba Yoldaşlar
ERBAY şurada cevap verdi: DefectoR başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşgeldin
- Çağrışım
-
Korku Filmi..
bu filmi izlemiştim
-
En beğendiğiniz spor dalı hangisi?
Futbol
-
Günün Türküsü
musa eroğlu_halil ibrahim
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Niran ÜNSAL__ Haktan mükemmel şarkı yaaa
-
Köylü kadın
Kadın evinin yanında ki tren istasyonundan dolayı çok rahatsızdır. Çünkü ne zaman tren geçse yatak odasındakı dolap sallanmaya va takırdamaya başlamakta, bu da rahatsız edici bir ses çıkarmaktadır. Sonunda canına tak eder ve tamirci çağırır. Anlatır derdini tamirciye. Tamirci dışardan görunen tüm vidataları sıkar. Ancak geçen trenle beraber dolap yine takırdamaya başlar. Tamirci kadına : - Birde içteki vidaları kontrol edeyim, problem galiba onlarda" der ve dolabın içine girer. Daha sonra trenin bir dahaki geçişinde nerelerde problem çıkartacağını kontrol için dolabın içinde beklemeye başlar. Tam bu sırada kadının kocası hışımla dalar eve. Arkadaşları telefon etmiş ve bir erkeğin evine girdiğini söylemiştir adama. Sinirli bir şekilde evi aramaya başlar. Önce yatağın altına bakar; daha sonra dolabın kapağını açar. Evet adam oradadır, koca tüm siniriyle gözleri yerinden fırlamış olarak solumaktadır ve beklenen soruyu sorar : - Ne arıyorsun sen burda? Bizim Bahtsız ince bir sesle : - Şimdi sana Tren bekliyom deseeem, inanmazsın...
-
dersten atılma sahneleri...
Küçük Ali okula başladığından beri her gün ögretmeni Aysel hanıma gidip, - "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü: - "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve baslamış sorgulamaya, - Iki kere iki? - Ali hemen "Dört" demiş, - "Sekiz kere dokuz?" Ali hemen -"Yetmis iki" demis, -"Kaç mevsim var?" Ali hemen -"Dört" demis. Bu sirada Aysel hocada - "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus: - "Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?" Ali hemen -"Ayak" demis, Aysel hoca sormuş -"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?" Ali hemen yanitlamis -"Cep". Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre, -"Üçe koyalım hocam" diyecekken Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş, -"Hocam, bu çocugu üçe degil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"
-
Bilgisayar Programcısı
Temel askerdedir ve bolugunun tek karadenizlisidir. Kulagina calinanlara gore de bolugun cavusu sert mi sert bir cavustur ve karadenizlilerden nefret etmektedir. Ilk gun ictima olayi, cavus butun askerleri siraya gecirir ve bagira bagira baslar: "Bana bakin, ben bugune kadar bolugumde bir tane karadenizli barindirmadim, bundan sonra da barindirmayacagim. Eger icinizde karadenizli varsa simdi bir adim one ciksin" Temel korkudan kipirdayacak halde bile degildir. Cavus yeniden gurler: "Karadenizli varsa bir adim one ciksin dedim, ben bulursam cok fena yaparim!" Temel'den yine ses yok. Komutan: "Pekala simdi goruruz. Sag bastan basla oglum herkes 3er kere FINDIK diyecek" Erler baslar siradan "FINDIK, FINDIK , FINDIK"... Sira Temel'e gelir: "finduk" "finduk" "sikilduk"