bazen deliliğin dorukları,
bazen yerin dibi gibi soğuk ve karanlık
üzerine toprak atılmış
yalnızlık seninle konuşmaya çalışmak
sesin gelmediğinde
çaresizlik üzerine meteor çarpmış bir gezegen
ne bir kul kanat çırpar
ne mevsim değişir
uyanır uykusundan insan sensizse eğer
gider bir otobüs durağında tek başına bekler
üstelik yagmur, yetmez miş gibi
tüzgar
iliklerine kadar ıslanır sen susarsan eğer
sonra akşam olur
elektrik tellerinde kuşlar tünemiş
beklemişler neyi beklediklerini bilmeden
bazen deliliğin dorukları,
bazen yerin dibi gibi soğuk ve karanlık
üzerine toprak atılmış
yalnızlık seninle konuşmaya çalışmak
sesin gelmediğinde
çaresizlik üzerine meteor çarpmış bir gezegen
ne bir kul kanat çırpar
ne mevsim değişir
uyanır uykusundan insan sensizse eğer
gider bir otobüs durağında tek başına bekler
üstelik yagmur, yetmez miş gibi
bazen deliliğin dorukları,
bazen yerin dibi gibi soğuk ve karanlık
üzerine toprak atılmış
yalnızlık seninle konuşmaya çalışmak
sesin gelmediğinde
çaresizlik üzerine meteor çarpmış bir gezegen
ne bir kuş kanat çırpar
ne mevsim değişir
uyanır uykusundan insan sensizse eğer
gider bir otobüs durağında tek başına bekler
üstelik yagmur, yetmezmiş gibi
rüzgar
iliklerine kadar ıslanır sen susarsan eğer
sonra akşam olur
elektrik tellerinde kuşlar tünemiş
beklemişler neyi beklediklerini bilmeden
uçup gitmişler onlar da
geriye kalmış ıslak asfaltın ışıltısı
yalnızlık iliklerime işlemiş
nasıl titriyorum bir bilsen
sen sustuğunda