Herhangi bir onermenin, varsayimin, hipotezin, teorinin v.s. hangi mantiksal ceside ve tabana dayanirsa dayansin, kendi bunyesindeki mantiksal aciklamasi "olabilirligin olasiligi" uzerinedir.
Bilindigi gibi, mantiksal olmaya, toplum dilinde "akil yurutme" denir.
Demekki her mantiksal durum kendi tabanina gore bir olabilirlik olasaligi tasimasi gerekir. Yalniz bu olabilirlik olasaligini tasimanin mantigi ister istemez, soyuta yani numenal yetiye ve adi ile akila dayanir.
Burada akil i
Bilindigi gibi insanoglu kendini bildi bileli felsefenin varlik ile ilgili dali olan metafizikte, ontolojik ve teolojik olarak varligin ne oldugunu tartismakta ve bu varlik tartismasinda akilci ve inancsal bir sonuca varamamaktadir.
Insanoglunun organi olan beyni ile bu organinin numenal yetisi olan dusunce; madde ve dusuncenin ilkligi, onceligi, tekligi, kesinligi, mutlakligi v.s. temelinde akilci ve inancsal ve ideolojik olarak, materyalizm ve nesnellik, idealizm ve oznellik ve daha sonrad
Yukaridaki basligi algilamak icin bazi ornekler verecegiz.
Insanoglunu yeryuzunde olmadigi bir tarihsel zamani mesela dinazorlar devrini dusunelim. Ya da gunumuzde insanoglunun mevcut olmadigi bir ortam dusunelim.
Simdi boyle bir ortama A diyelim. Bu A algi olarak hem bu ortamdaki farkli parcalar hem de onlarin toplamidir. Cunku bu ortamda ortaya bir fark, parca, butun v.s. ayrimini koyacak bir numenal yeti yoktur.
Simdi bu ortama insanoglunu dahil edelim. Burada insanoglu numenal ye
Ayni gercek gibi dogru ve ondan turetilen her turlu kavram anlam ve icerikte dogada yoktur ve insanoglu yapilandirilmisligidir.
Dogru genelde ya bir inanc ya bir varlik ya da bir gercek ile desteklenerek ortaya konur.
Metafizik dogrulama varlik ile inanc/ideoloji arasinda bir kopru iken; Epistemolojik dogrulama, inanc ile gercegin ne oldugu arasindaki bir koprudur.
Iste bu temelde dogru ve her turlu turevi, SADECE DOGRULAYANI BAGLAR, BASKASI TARAFINDAN YANLISLANAMAZ. BIR DOGRUYU ANCA
Gercek ve ondan turetilen her turlu kavram, insanoglu soyutlamasinin felsefi dil ve bilimsel temelde uzerinde asirlardir tartistigi yasam ve iliskide de duzen ve sistemde de her turlu kurum ve kurumlasma da her turlu yonlendirim ve yaptirimda da her turlu veri, deger tabunun temelini vermede de insanoglunun vazgecemedigi ve her seyi onun ile noktaliyarak kendini rahat ettirdigi bir kavramdir.
Cesitleri hem konusal hem de konunun kendi bunyesinde cesitlidir.
Metafizik gerceklik, varliksal
Herseyden once "insanlasamamak" tamamen insanoglu turu ve birine ait bir numenal yeti kullanim ve paylasim sorundur.
Bu sorunun temeli maddesel/nesnel degil; dusunsel/ozneldir. Yani insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, onun bir soyutlamasi ve bu soyutlamasinin evrensel ayniliktaki yapilanis ve isleyis sorunudur.
Bu soyutlama daki insanlasamama sorunu, insanoglunun tum kurgusal (felsefe, bilim ve din) verileri, degerleri ve tabularinin getirdigi; sabitlik, sahiplik, kesinlik icerikl
Hemen hemen her mesaj, konu kavram ve baslikta uzerinde buyuk bir titizlikle durulan zihin ve zihniyet kavram ve konu vurgusu, genelde bilinc ve farkindalik olarak algilanamamaktadir.
Bu konu ve kavramda evrensel-insan zihniyetinin taban ve temeli de zihniyete dayandigindan bu baslikta genel olarak hem "philosophy of mind, yani zihin felsefesi" hem de "menthal philosophy, yani zihni/zihinsel felsefe" ile ilgili genel kisa ve oz bir aciklama sunulacak.
Bilindigi gibi bu konu ilk defa nume
Evrensel-insan Zihniyeti insanoglunun numenal insanligi adina farkedilmesi ve kavramlanarak algilanmasi gereken ve bilissel bilimsel temelde bir matematiksel/mantiksal bilgi olarak sunacagi bu fark; dogal zihniyet ile evrensel-insan zihniyeti arasinda ki farkin farkina varilan bilissel bir bilgi olacaktir.
Herseyden once dogal zihniyet ile fenomenal zihniyet farkini ortaya koymak gerekir.
Dogal zihniyet adindan da algilanacagi gibi anima/animus temelli hayvansal bir zihniyettir. Yalniz b
Devrim denilince akla politik, inancsal, ideolojik v.s. temelde bir izm onderliginde bulunan duzen ve sistemi guc ile yikarak; o izmin ongordugu temeller bunyesinde topluma ve cografyasina "yeni" bir duzen sistem getirmek ve devrimin izminin gerektirdigi her turlu kurumlasmayi ve kurumsallasmayi yapilandirmak ve yasama, yurutme, yargilama v.s. olarak toplum ve cografyaya sunmak akla gelir.
Buradaki devrim; insanoglunun fiziksel/niceliksel olarak guc ortaya koydugu ve olan sistemi bu guc ile
Sorgulamanin evrimci(bilinc altinin, bilinci zorlamasi) ve devrimci (bilincin, bilinc altini zorlamasi) iliski, bag ve farklarini ortaya koyacagim.
Herseyden once bir dogumun, dunyanin hangi cografya ve toplumunda olursa olsun, o toplumun verdigi tabu ve degerler ile kisinin yetistigini ve buyudugunu hatirlamak gerekir.
Bir kisi, eger kendisine verilen bu deger ve tabularla buyurken, sadece verilenleri uyguluyorsa; mutlu, huzurlu ve rahattir.
Eger bir huzursuzluk, rahatsizlik duymaya
Serbest dusunurluk, insanoglunun bilinir tarihinin her doneminde, ortaya cikmistir. Tabi ki, her donemin, serbest dusunurluk degerlendirilmesi; o donemin sinirlarinin disini asabilme ile mumkun olmustur.
M.O. serbest dusunur olarak kabul edilen bir dusunurun, bugunun sartlariyla serbest dusundugunu soylemek bile abestir. Peki, bir kisinin serbest dusunur olup olmadigini algilamak, nasil mumkun olacaktir?
Bu herseyden once, konunun icerigine ve o konudaki dusunce belirtimine baglidir. Bur
Insanoglu fenomeninin numenal yetisi ile, disaridan bakis acisi ve notr algisi;
Bilindigi gibi, felsefenin hangi dali olursa olsun, bir ideolojik inancsal tartisma alanidir.
Felsefenin tartisma alani olmasinin tek sebebi, konu ne olursa olsun; onu ortaya atanin kendine bilincli, ya da bilincsiz olarak aldigi bir tartisma tabanindan konuya yanasmasidir.
Orneklersek, eger konu varlik tartismasi ise, yani ontoloji; tartisma felsefesinin temel ve tabani tartisan kisinin kendi subjektif t
"Türkçe kaynaklara baktığımızda constructivism kavramıyla ilgili bir uzlaşmanın
henüz gerçekleşmemiş olduğunu görmekteyiz. Kimi araştırmacılar constructivism kavramına karşılık oluşturmacılık (Kara ve Özgün-Koca, 2004; Baki ve Bell, 1997; Gürol ve Tezci, 2001; Asan ve Güneş, 2000; Kılıç, 2001; Yıldırım ve Akar, 2004; Kabapınar, 2004; Gürol ve Atıcı, 2001; Semerci, 2003; Yanpar-Şahin, 2003) terimini kullanırken kimileri de yapılandırmacılık (Köseoğlu, Budak ve Kavak, 2002; Yurdakul ve Demirel, 2
Erkeksel Disilik
Basliktan da; anlasilacagi gibi; insanoglunun dogal dusuncesinin, hic te dusunce
siniri icine sokulamayacagi bir baslikla, sizlere; bu basligin ne anlam ifade
ettigini ve bu basligin dogal dusuncenin evrensel temeldeki; ctetolojik koken ve
yapisinin tam sinirlarini ve sorunsal cikmazini ortaya koymak
istiyorum.
Once elimizde olan dogal dusunce kavramlarini siralayalim. Iste basligimizin icerdigi kavramlar bunlardir.
Bu ne anlama gelir. Dogal dusuncenin koken ve y
Insanoglu; herhangibir seye ulasmak icin; bir yanasim-yaklasim gosterir. Bu yanasimin temeli; vucudu vasitasiyle, dusuncesinde kavram uretmek ve bu kavram ile, ulasacagi seye yanasmaktir. Buradaki yanasim; dogal dusunce de, sahiplik ve elde etme olarak algilanir. Halbuki yanasimin amaci; iletisim kurmak, kullanmak ve paylasmaktir.
Insanoglunun iki turlu yanasimi vardir. Birinci yanasimi kendi ile ilgile ve kendisini ifade edisi ile ilgilidir.
Ikinci yanasim ise; ulasmak istedigi olgu ile
Yukarida sizlere; evrensel kullanimbilim sembolleri olan X ve Y den bahsedilmisti.
Bu yazida da; insanoglunun kendi turunu, kendi icin kullanmadaki yontembilimi aciklanacak.
Bunu aciklamadan once bir seyi hatirlayalim.
Eger, bir kuram, teori, ideoloji yanlislanabilirse bilimseldir. En gecerli teori de, epistemolojik olarak;yanlislanabilen, curutulebilen, kuram, teori ve ideolojidir.
Iste yontembilim, insanoglunun biribirini kullanmasi temelinde, tamamen bilimsel olmayan bir yonte
"Kullanimbilim" in ne oldugunu algilayabilmek icin, bir ornek vermek istiyorum. Tanri'yi ele alalim. Tanri kavraminin; evrensel
kullanimbilim olarak belirlenmisligi ve islerligi nedir? Bir kisi; tanri kavramini yasam ve iliskisinde kullanmak ve bu kullanim sayesinde, yasam ve iliskisinde tanriya yer vermek isterse; kullanimbilim sunu der.
"Birincisi, tanri kavramini; inanc veya varlik temelinde ifade edeceksin. Tanri kavramini ifade edebilmek icin ise; hem inancin hemde varligin, kullanimbi
Bir dusuncenin, aykiri, yani alisilagelmis, dogal, dogru, normal v.s. olabilmemesi icin; Kullanimbilimin-Pragmatizm- evrensel kullanimbilim isaretlerini, yani X ve Y yi, ortaya koyabilmesi gerekir. Dusuncenin aykiriliginin temel ve kokeninin altinda; ctetolojik kokenin, tamamen ortaya konabilmesi yatmaktadir. Aykiri dusuncenin, kullanim biliminin otesi dusunce tarzini bir kac cumleyle soyle izah edebiliriz.
ZITLIKLAR DISI-IKILEM OLMAYAN
IKILEM DISI-UCLEM
NOKTALAMA DISI-CIZIMSEL
USTLEME DI
Yukaridaki baslik, evrensel-insan Zihniyeti'nin bilimsel, bilissel, epistemolojik ve metafizigin hem varlik hem de fizik otesi temelli dogal zihniyetine cognitive, yani farkinda olarak noncognitive, yani bilissiz, anlamsiz, gereksiz, kisir dongulu, akilci, oldugunu ortaya koyan bir tezidir.
Evrensel-insan Zihniyeti tezine gore dogal zihniyet, dogal zihniyet olarak (qua felsefesi), insanoglunun kendi kendine bir tur ve bir bir olarak vermis oldugu her turlu akilci ve soyut degerin insanoglunu
Birin, turumuz adina ifadesi, bireydir. Bir bireyin yasam ve iliskisinde bir uclem vardir. Bu uclem, birin kendisi, birin turu ve bir ve turunun ortaya koyduklaridir.
Birin kendi adina dusunce ve davranisi: BIREYSEL
Birin turu adina dusunce ve davranisi: TURSEL
Birin kendisinin ve turunun ortaya attiklari adina dusunce ve davranisi:KAVRAMSAL
Demekki, bir ne hakkinda dusunup, davranirsa; bu bir uclemdir.
Birin, "ben" olarak dusunup davranmasi, "benim dusunce ve davranisim" d
Mustakil var olan varligin, yani bireyin, 7'li bir ifade ozu vardir. Bunlar; Beyin, dusunce, kavram, algi, yansi, sezgi ve duyudur. Bir bireyin hem evrensel butununu, hemde insansal butununu, ortaya koyabilmesi ise; bu 7'li den, sadece birine , yani yansisina baglidir.
Bireyin, iste tek farkinda olmadigi yetisi bu yansisidir. Cunku birey, hicbir zaman kendi yansisinin algisina vakif olamamistir. Hep bireye, kendi disi yansimistir. Birey, ne zaman kendi yansisina vakif olur ve onu nedenler so
Beni ve yazdigim yazilarimi; daha iyi algilayabilmeniz icin, bu aciklamayi
yapmayi gerekli buldum.
Genelde, ben-evrensel-insan, gorus belirtirken, yazilarimda; bireysel kisi olarak, bir tutum, yer,konum almiyor, gorus belirtmiyorum.
Bunun, anlami; evrensel-insanin, belirttigi gorusun icinde, bireysel kisiliginin yeri, konumu tutumu yok. Yani, evrensel-insan, konunun ve sorunun tum hatlariyla, ve her yonden bir resim olarak, ortaya koyusunu; bireysel kisiliginin disindan, ve bireysel kis
Dunya ve Turkiye tarihinde ilk defa evrensel-insan zihniyeti, serbest dusunurluk, yapilandirmaci epistemoloji, qua felsefesi ve bilimsel/bilissel/kavramsal olarak her turlu gelmigecmis ve gunumuzdeki her konu ve kavramdaki metafizigin varliksal ontolojik ve teolojik temelindeki ve etigin her konu ve kavramindaki (milli, dini, toresel, politik, geleneksel, ahlaki v.s.) yonlendirim ve yaptirimlarin; kisaca insanoglu eliyle, adina, ait, icin ongorulen her turlu "bu budur/bu boyledir/bu boyle olur"
Herzaman ve her konuda, hem ozel, hem de genel bir sorun olarak ortaya koydugum dogal dusuncenin, yazilanlarin algilanmasinaparalel olarak, bir ust asamasi, yani dogal dusunce cesitlerini hem dusunce, hem de davranis olarak veren, DOGAL ZIHNIYETi ortaya koyacagim.
Dogal zihniyet, insanoglunun hayvandan gozlemliyerek ve esinleyerek onu kendi dusuncesi ile algiladigi sekliyle dile getirmesi, uygulamasi ve sistemlestirmesidir.
Burada onemli bir fark, insanoglunun hayvandan farkli olarak, so