Başlık güzeldi değil mi? Evet öyle bir insanla yaşamak ne kadar zor hiç düşündünüz mü?
Size bir alıntı yapacağım, bu alıntı bir filmin tanıtımında geçmişti ama filmin ismini hatırlamıyorum:
Türkçesi: Dünyayı başkalarının gözünden görene kadar bütün yaşamını kim olduğunu bilmeden yaşayabilirsin..
Özellikle kendime baktığımda gerçekten o kadar ihtiyacımız varki bu alıntıya sadece denemek bile size bir çok şey kazandıracak ve herzaman gördüğünüz şeyleri değiştirecek.
Herzaman
Ağzı burnunda,
Burnu ağzında dolaşırdı hep,
Nereden Nasıl Neden,
ayrıldığını hiç hatırlamazdı,
Başını 360 derece çevirebilirdi,
Hiç görülmeyeni görebilirdi,
Hiç bilinmeyeni bilebilirdi,
Sonsuzluk denildiğinde başlangıç derdi,
Başlangıç denildiğinde hatırlamazdı,
kendi kendisine bir dünya kurmuştu,
ve kendi kendine yaşıyordu,
özgür, dayatmasız ve aydın,
karmaşık değil basit...
Bazı Maddeleri Tanımlamak İçin Eşya Kelimesini Kullanıyoruz.
Örnek: Dolap bir eşyadır. Sandalye bir eşyadır.
Peki Başka Hangi Kelimler Maddeyi Tanımlamak İçin Kullanılıyor
Öylece otorup kendi kendinize baktığınızda gördüğünüz ilk şey kendi ruhunuzun çıkmazı ise sizde başa dönmenin zorluğunu yaşayanlardansınız demektir. Başa, ama taaa en başa dönmekten bahsediyorum. Unutmayın en başa dönmek veya dönmeye karar vermek öyle kolay bir şey değil... Öncelikle bu iki kişilik bir karar ve bunu yapabilmek yürek ister. Karar vermek ve onu uygulamak iki ayrı şeydir...
Herşeyin sonlandığı, çıkış yolunuzun kalmadığı, artık bitti dediğiniz anda, en başa dönelim dediniz; ve
Başka kombinasyonu yokmudur acaba diye merak etmedim de değil...
Bazan yaşamaktan çok ona anlam yüklemeyi ve olayı tam bir PowerPoint Şiir şovuna dönüştürmeyi seviyoruz.
Öylesine alışmışız ki bu şovlara her zaman elimizin altında, e-posta kutumuzda bir tane duruyor.
Bir açıyorsunuz karşınızda aşkın en yalın, yaşanacak en güzel hali, belkide anlatılabilecek en güzeli diyebilirim...
Peki sonra ne oluyor. PowerPointle yapılmış bu aşk, kendi programının ekranından dışarı çıkamıyo
Doğduğum günü hatırlamıyordum..!
Sordum? Çok ağladın dedi..!
Yüzüm kızarmıştı..!
Acaba çok acı çektirdim mi diye düşünmüştüm..!
Beni öyle görünce...!
Ellerini ensemde dolaştırdı...!
Yaşım 35’ti ama hala o ellerin şefkatini hissediyordum..!
Öylece dolaştı ensemde o eller...!
Büyümüştüm ama hala her ağladığımda annem diye ağlardım..!
Karım yakalamıştı beni ağlarken..!
Neden annen diye sormuştu..!
Annem çünkü karşılıksız sevgiyi a
YouTube'da Aile dizisinden bir klibe denk geldim ve aşağıdakileri duydum:
"Beni denemiş haspam neymiş bak ne kadar da çok seviyormuşum onu
Öyle bir zehir ki bu çok sevmek bütün kötülüğü çok severek yapıyoruz birbirimize
Öyle miktar belirtmeden sadece dümdüz sevemiyoruz ha ya çok seveceğiz her şeyden çok seveceğiz ya da kanımızla canımızla nefret edeceğiz aileden böyle gördük çünkü
Sonra büyüdük yalnız sevilen yalnız çocuklar olduk"
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?