Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Admin - Şurada: Genel
  • Başlık

    62
  • Yorum

    173
  • Görüntü

    214.755

Bu blog hakkında

Neden Patates? Neden Blog???

Bu blogdaki başlıklar

Kendi kendimi önüme koyduğumda karşıma çıkan o kendi görüntümdeki eksikleri çok iyi görme, hep farklı düşüncelere kaymama neden oluyor. Bunlar bazen farklı benleri ortaya çıkardıkları gibi bazan farklı benlerin isteklerinide önüme koyuyorlar. Öylesine bir gündü, önümdeki bankın arkasında bir kız bir erkek çocuğu orta yaşlı bir adamla oynuyorlardı. Çocuklardan birisi bana doğru koşarken diğer çocuk bağırıyordu 'Baba beni yakalayamaz, baba beni yakalayamaz' diye. Sonra baba, onlarca hayvan ta
Başlık güzeldi değil mi? Evet öyle bir insanla yaşamak ne kadar zor hiç düşündünüz mü? Size bir alıntı yapacağım, bu alıntı bir filmin tanıtımında geçmişti ama filmin ismini hatırlamıyorum: Türkçesi: Dünyayı başkalarının gözünden görene kadar bütün yaşamını kim olduğunu bilmeden yaşayabilirsin.. Özellikle kendime baktığımda gerçekten o kadar ihtiyacımız varki bu alıntıya sadece denemek bile size bir çok şey kazandıracak ve herzaman gördüğünüz şeyleri değiştirecek. Herzaman
Denklem veya formül böyle kurulmuş. Denklemi kuran bilinmiyor! Denklemi kuranı görende bilinmiyor! Yaşamın her basamağında karşınıza çıkan aşk yaşamınız üzerinde etkilimi-etkisizmi onuda kendi kendinize sormanız gerekirken ağlamaktan veya ağlamaya itilmekten bir türlü düşünemiyorsunuz. Gittikçe daralan tünelde kendi içinizde karşılık bekleyen sorular dururken kendi dışınıza angaje olup böylece devam ederek ölmeyi beklediğiniz söyleniyor ve bunu çok akıllı birisi söylemişti diye
Ne kadar geniş olabiliriz veya olmalıyız? Olayları basitemi indirgemeliyiz veya olduğundan daha kompleks halemi getirmeliyiz? Nasıl karşılamalıyız? Nasıl düşünmeliyiz? Neden? Niçin? sorularına ihtiyacımız var mı? veya ihtiyacımız varsa nasıl bir ayar vermeliyiz veya kendi içindeki dengeyi nasıl yakalamalıyız? Uzun mu olmalı? yoksa kısa mı? Sahip mi çıkmalıyız? yoksa öylesine görmemezlikten mi gelmeliyiz? dikkat ederseniz soru işaretleri çoğaldıkça çoğalıyor..! Öylesine söylenmiş, öylesine y
Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz. Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz. O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
  • Admin
Türkçe Blog 1.2 Yeni Özellikler Blog iletilerinizi açılım yapabilirsiniz Blog ve İletilerinizde BBC kodlarını kullanabilirsiniz Zenginleştirilmiş Yazı Editörünü kullanabilirsiniz. Blog ayarlarınız satır arası gibi yanıbaşınızda olacak şekilde tasarlanmışıtır. İçerik bölümlerinizin yerini üstüne basıp hareket ettirdikten sonra bırakabilirsiniz. Arkadaşlarınızı blog editörü olarak atayabilirsiniz. Bu editörler sizinle aynı yetkiye sahip olurlar. Özel Kulüp Dizinleri
  • Admin
Hani o uzun süre hayalini kurduğunuz veya her an size onu hatırlatan anların peşine takıldığınız 'O' vardır ya işte o gerçekleşmeye başladı. 9 Aya sığan bu öyküyü kendi bütçem ve içimdeki o kendime sakladığım yönüm ile 21 güne sığıdırmaya çalışacağımı söylediğim arkadaşlarım, benim hayalime ortak olmak için kabul ettikleri bu maceraya, hala nasıl olacağını bilmedikleri ve benim hayallerimde çizdiğim resimlerden gördükleri manzaralara kapılarak, benim peşimden gelmeyi kabul ettikleri bir şey
Herzamanki gibi işimi yaparken karşımda çalışan televizyonda da film seyretmeye çalışıyordum (Özgürlüğe Doğru - Into The Wild - Yönetmen Sean Penn). Birden kendimi iyice işime verdiğim bir anda, kulaklarıma şu cümleler ilişti; "I know how important it is in life not necessarily to be strong, but to feel strong, to measure yourself at least once, to find yourself at least once in the most ancient of human conditions, facing the blind, deaf stone alone with nothing to help you but your hands
Anna Caterina Antonacci "Habanera" from Carmen Atomic Fireballs - Caviar & Chitlins Bob Schneider - 40 Dogs (like Romeo and Juliet) Volver (Estrella Morente) Rigoletto La Dona e mobile   Jean-Pierre Ponnelle'nin klasik fimlerden Verdi'nin trajedisinin gösterimi...   Kothbiro - Ayub Ogada - The Constant Gardener   Africa Calling - Ayub Ogada - Kenya  
Öylece otorup kendi kendinize baktığınızda gördüğünüz ilk şey kendi ruhunuzun çıkmazı ise sizde başa dönmenin zorluğunu yaşayanlardansınız demektir. Başa, ama taaa en başa dönmekten bahsediyorum. Unutmayın en başa dönmek veya dönmeye karar vermek öyle kolay bir şey değil... Öncelikle bu iki kişilik bir karar ve bunu yapabilmek yürek ister. Karar vermek ve onu uygulamak iki ayrı şeydir... Herşeyin sonlandığı, çıkış yolunuzun kalmadığı, artık bitti dediğiniz anda, en başa dönelim dediniz; ve
Aşığıdaki soruların yanıtlarını arıyorum ve düşüncelerinizi eklemenizi istiyorum   (Biz bu topraklarda yaşayan bütün bireyler anlamına geliyor): Biz ne kadar çalışkanız? Biz ne kadar akıllıyız? Biz ne kadar bilgiliyiz? Biz güvenilirmiyiz? Biz adilmiyiz? Biz terbiyelimiyiz? Biz ne kadar yalancıyız? Biz saygılımıyız? Biz ne kadar hoşgörülüyüz? Biz toplum hayatını biliyormuyuz? Biz farklı ırklara nasıl bakıyoruz
Bazen kendi ötesinden, berisinden, bir yerlerden kalkıp gelen o garip düşüncelerin içinde, rafting örneğinde olduğu gibi kayalara ve kendinden oluşan o azgın dalgaların arasında kaybolup giden suyun yolunu ararken bulduğu patika yolları ararken, geri dönüşlerimi kendime hatırlatıp, o kırılgan insana, hep bekle daha iyi olacak, diye hatırlatıp duruyordum. Neden böyle yaptın, açıklarmısın! dediklerinde aklıma gelen ilk şey şu oluyor: Kendimi herzaman kendime bile açıklayamazken, kendimi
Bu konuda kendimi hep eleştirmişimdir. Yazılı medya yerine hep bilgisayarı tercih ediyorum.. Siz ne düşünüyorsunuz. Bilgisayar başında harcanan zamanın 20 dakikası size yeterli diyorlar gerisini sadece oturmak için veya gereksiz şeyler için harcanıyormuş...  
Neden böyle oluyor diye düşünüyorsunuz? Acaba önceden farkına varsaydın ne değişir di sorusu geliyor aklına..! Onu da bir çırpıda kendine uyduruveriyor ve uzun atlayarak bir çırpıda kendi haklılığında kayboluveriyorsun. Nedendir bilinmez bu toplumumuzda yaygın bir olay gibi geliyor bana. Ölmeden, gitmeden veya terk etmeden güzelliklerin, saygınlıkların veya başarıların farkına varmak istemiyoruz..! Şımarık bir yapımız mı var! Yoksa kendimizi küçük düşürmekten mi korkuyoruz! y
Her 10 Kasımda küçüklüğümü hatırlarım... Okula gitmek için can atardım neden olduğunu bilmediğim ve anlayamadığım bir gündü... Daha sonraları okumaya başladım ve anlama yolunda yol almaya başladım. Okudukça aydınlandım, anladıkça daha da anlama isteği ile Mustama Kemal Atatürkü öğrenmeye başladım. Bu bana yeni kapılar açtı... Ben MKA kendinden öğrenmek istedim... Bana öğretilenlerle değil... Ona onun gözünden bakmak, ona onun sesinden seslenmek, ona onun ayakaları ile ulaşmak, ona onun aklı
Herhangi bir şeye başlarken önkoşul öne sürmeden başlamanın ne kadar zor bir şey olduğunu hiç düşündünüzmü? Önkoşulsuz ama gerçekten önkoşulsuz başlamak. Koşulları kimin koyduğu veya ne kadar zor olduğundan bahsetmiyorum, önkoşulsuz başlamaktan bahsediyorum. Sevginin tam olarak koşullarının kendine özgü olduğunu anlamak uzun sürmedi. Anladığımda sevginin ne kadar saf ve temiz bir duygudan oluştuğunu anladım ve şimdiye kadar gördüğüm ve izlediğim sevgilerin birçoğunun karekter tatm
Takılıp kalmayın aynı şeye Takılıp kalmayın aynı duvarlara Takılıp kalmayın aynı perdeye Takılıp kalmayın aynı konuya Takılıp kalmayın aynı söze Takılıp kalmayın aynı cümleye Takılıp kalmayın aynı surata Takılıp kalmayın aynı insana Takılıp kalmayın aynı gruba Takılıp kalmayın aynı partiye Takılıp kalmayın aynı ruh durumuna Takılıp kalmayın aynı stadartlara Takılıp kalmayın aynı soruya Takılıp kalmayın aynı çelişkiye Takılıp k
Acaba, dünyaya tepeden bakacak bir yerde yaşasak, ne görürdük diye hiç merak etmediniz mi..! Ben ettim! Acaba etmesemiydim diye de düşünmedim değil!   Yüksekliğin kendi içindeki dinamizmi bana hep alçak ve yüksek kavramlarından sınırsız zevk alma hissi vermiştir.   Tırmanacaksın, termosunu çıkarıp kahveni o onlarca yıldır atmadığın teneke bardağında yudumlayacaksın. Tırmanacaksın, bir süre gözlerini kapatıp sadece rüzgarın o yükseklikte neler fısıldadığını dinleyece
Kendi kendime konuşuyordum, uzaktan duyduğum seslerin arkasından kendime sorular soruyordum ama bir türlü tatmin olamıyordum, bu sanal yorumlardan. Duyduğum seslerden bir tanesi: 'Kadın meta olmaktan nasıl kurtulur' sorusuydu. Diğeri 'Kadınmı yoksa insanmı' hadi bakalım çık işin içinden çıkabilirsen..! Annemi hatırladım, acaba metamıydı, yoksa ben annemi insan olarakmı algılamıştım..! Gene kafam karıştı içindeki ile dışındaki farklı algılanıyordu. Annen, ablan, yengen ve kız arkadaşın ve mo
Kişisel çıkarlarınızı, beklentilerinizi bir kenara bırakarak ilişkilerinize devam edebilir misiniz? Bu konuda düşüncelerinizi merak ediyorum
Bu aralar sinemanın klasiklerini izlemek istiyorum... Nereden başlasam diye bir baktım... Bir de ne göreyim... Binlerce film var..! Bir yerinden başlamak du... Ve büyük yardımcım devreye girdi, seçti benim için ilk seyredeceklerimi... (not: hepsini seyretmiştim ama olsun hatırlamak istiyorum ) Bakalım başlıyoruz ilk on film: 1 CITIZEN KANE 2 THE GODFATHER 3 CASABLANCA 4 RAGING BULL 5 SINGIN' IN THE RAIN 6 GONE WITH THE WIND 7 LAWRENCE OF AR

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.