Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 şimdi söyleyeyim sana neden bilim adamı olunmayacağını.... Sevgili shadow sen farazi bir örnek vermişsin, ben gerçek bir örnek vereyim, neden müslüman bilim adamı olamaz iddiamıza (bu örnek forumda dikkatimize suheda tarafından getirildi, teşekkür ediyoruz yeniden) Her kitapçıda bulabilirsiniz: "Tolstoy, Muhammed" adlı kitabı. Sovyetler'in yıkılması ile 1990 yılında eser "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adıyla Rusça yeniden yayımlanıyor. Karakutu Yayınları tarafından Türkiye'de okuyucuya sunulan kitabın editörü Azeri Prof. Telman Hurşidoğlu Aliyev, kitabın orijinal adını İslami terminolojiye göre teknik olarak hatalı buldukları için sadece "Hz.Muhammed" koymayı tercih ettiklerini belirtiyor. Yoruma gerek yok bile. Adam, uyani namı Müslüman Bilim Adamı olan şahıs, İslami terminolojiye uymuyor diye Tolstoy'un kitabının adını değiştiriyor. Kitabın adının değiştirilmesi basit bir çeviri oyunu ve atraksiyon yaratma işi değil. Kitabın adı, Tolstoy'un Muhammed ve Kuran arasındaki ilişki hakkındaki düşüncesini yansıtıyor: "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" demek, Kuran'ı Muhammed yazdı, bazı hadisleri, Kuran'ı biraraya getirilirken Kuran'a konmadı demek. Müslüman Bilim Adamına örnekti bu arkadaşın davranışı. Müslüman bilim adamı, herşeyi İslama uygun hale getirmek için deforme eder. Saygılar. Alıntı
Φ xshadowx Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Araya girecem ama MBA o kadar güzel geliştirir ki olayı... Bir kere Yaratılış düşüncesi bilimsel yöntemle yanlışlanamaz ve evrim demişsiniz mesela evrim de aynen bir dini kabul gibidir ki teoridir;veriler onun üzerinde savunucuları tarafından yapılandırılır... Kaldı ki MBA bunu yüzyıllar önce başardı da bugünkü batıya ilham da verdi... bakın arkadaşım tez-hipotez-teori.... şeklinde ilerler, şimdi suyun deniz seviyesinde 100 derecede kaynaması bir kuraldır. anlatmaya çalıştığımı dikkatli okuyun, elinizde kesinliği kanıtlanmamış ama din dışı olan bir veriyi ne yapacaksınız? ben cevap vereyim açıklamayacaksınız. Daha öncede söyledim tekrar söyleyeyim HY okuyarak evrimi eleştirmeyin açın okuyun atların evrimi yunuslar vs. bazı ara fosiller kayıptır, ama bir dizilim vardır, zaten hepsi bulunmuş olsaydı su an evrim kuralı olurdu. Burda sadece evrimden bahsetmiyoruz... geçenlerde bir arkadaş bilim kısmına bir başlık açmış işte bilim dini kabul ediyor diye, başka bir arkadaşta kitaptan örnek veriyor, ayet tam aklımda değil ama "biz dağları yeryüzüne çivi diye çakmadıkmı" gibi bir şeydi, mealini de yazmış burda dağların yerkabuğu katmanlarını birbirine perçinlediği yazıyor diye... Buyrun işte yok böyle bir şey olsa Anadolu plakası yılda 2 cm hızla yunanistanı suya gömmezdi. mesele kurandaki ayetlerin bilimselliği değil -ki sıfır bundan emin olun iki ucu açık size 10000 cümle yazarım her bilimsel veriyi karşılar, mesele kendinizde belirtmişsiniz kesin olmayan şeyleri açıklayabilmektir, bu bilimin temel TAŞIDIR. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 bakın arkadaşım tez-hipotez-teori.... şeklinde ilerler, şimdi suyun deniz seviyesinde 100 derecede kaynaması bir kuraldır.anlatmaya çalıştığımı dikkatli okuyun, elinizde kesinliği kanıtlanmamış ama din dışı olan bir veriyi ne yapacaksınız? ben cevap vereyim açıklamayacaksınız. Daha öncede söyledim tekrar söyleyeyim HY okuyarak evrimi eleştirmeyin açın okuyun atların evrimi yunuslar vs. bazı ara fosiller kayıptır, ama bir dizilim vardır, zaten hepsi bulunmuş olsaydı su an evrim kuralı olurdu. Burda sadece evrimden bahsetmiyoruz... geçenlerde bir arkadaş bilim kısmına bir başlık açmış işte bilim dini kabul ediyor diye, başka bir arkadaşta kitaptan örnek veriyor, ayet tam aklımda değil ama "biz dağları yeryüzüne çivi diye çakmadıkmı" gibi bir şeydi, mealini de yazmış burda dağların yerkabuğu katmanlarını birbirine perçinlediği yazıyor diye... Buyrun işte yok böyle bir şey olsa Anadolu plakası yılda 2 cm hızla yunanistanı suya gömmezdi. mesele kurandaki ayetlerin bilimselliği değil -ki sıfır bundan emin olun iki ucu açık size 10000 cümle yazarım her bilimsel veriyi karşılar, mesele kendinizde belirtmişsiniz kesin olmayan şeyleri açıklayabilmektir, bu bilimin temel TAŞIDIR. 1)Biz inanıyorsak gerçeğe inanıyoruz... 2)Din şu işin aslı şöyle;bak bilmem kaç yıl sonra şunu bulursun diye ayrıntılarıyla tez vermiyor... 3)Kutsal kitaptan bilimi tıkayacak hiçbir şey bulamazsın, ilmi, öğrenmeyi kısıtlayacak bir şey yok... 4)Demişsiniz ki:Efendim şöyle diyorlar şöyle...Bir dakika onlar öyle anlıyor, siz de onların anladığıyla kendinizce karşılaştırıyorsunuz;halbuki netçe belirtilen şu şöyle oldu mu canım denilen bir şey mi bu???Hayır... Siz bence meali tam olarak okuyun;hala Kur'an'ı dogmalar kitabı olarak görüyorsanız bu ya okumadığınızdan ya da dinde farklı görüşlere kapı aralayan hususların tarihsel gelişimini bilmemenizdendir... Bilime engel bir durum yoktur... Saygılar... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 sevgili fftaydınlanma ve din dışında düşünerek teknolojinin, sanatın nasıl geliştiği ile ilgili kısımlardı kastım öyle mi demişim... ben suçlamada bulunmadım, herkes aynı kefeyle tartılamaz zaten. demek istedğim şey hurafelerle din arasındaki yakınlıktı. şimdi söyleyeyim sana neden bilim adamı olunmayacağını....(MBA: müslüman bilim adamı) MBA eski bir fosil buldu evrim teorisi bu fosil ile birlikte çok büyük bir yol alacak ne yapmalı, MBA evrim teorisini iyi biliyor ama kabul etmiyor, eğer MBA bu fosili açıklarsa ortalık karışacak. MBA bu fosili açıklamaz hatta o fosili bulabileceği yerlere dahi gitmez. Örnekler devam edebilir kesin dinsel tabuları sarsabilecek bir araştırmaya girmezler. Şimdi darwin evrim teorisini ortaya atmasaydı bugün DNA'dan bile haberimizin olması zor bir ihtimaldi. Sorun şu Din ile bütünleşmeyen bir konuda çalışabilir mi MBA, ortaya çıkan sonuçları cesurca açıklayabilirmi, bu sonuçlara ulaşabilmek için dahi zihnindeki şartlanma zincirlerini kırabilir mi? (lütfen herşey kitapta yazıyor, ona karşı bir buluş gerçekleşmez demeyin, deneyerek bulunur herşey kitabın terside olsa açıklanmalıdır.) Enbiyâ Sûresinin 30 . Ayetinde İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? Hac(*) Sûresinin 5 . Ayetinde Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. bu arada Alaka kan pıhtısı ,mudga ise bir çiğnemlik et.... Nûr(*) Sûresinin 45 . Ayetinde Allah bütün canlıları sudan yarattı. İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Furkân Sûresinin 54 . Ayetinde O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir. Rabbin her şeye hakkıyla gücü yetendir. Secde Sûresinin 8 . Ayetinde Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. Yâsîn Sûresinin 77 . Ayetinde İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. Mü’min Sûresinin 67 . Ayetinde O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan4 yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar. İnsan(*) Sûresinin 2 . Ayetinde Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Mürselât Sûresinin 20 . Ayetinde Biz sizi bayağı bir sudan yaratmadık mı? Abese Sûresinin 19 . Ayetinde Az bir sudan . Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. ""Sudan karaya geçişte en önemli kayıp halka bulundu: Gogonasus 11 Kasım 2006 Nilgün Özbaşaran Avustralyalı bilim insanları, kara omurgalılarının özelliklerini taşıyan bir balık fosili buldular. 380 milyon yıllık bir geçmişi olan Gogonasus’un, balıkların karaya çıkma sürecindeki en önemli kayıp halka olduğu açıklandı. Yeni fosil ayrıca kara hayvanlarının sanılandan daha önce evrildiğini de kanıtlaması açısından önem taşımakta. İlk kara hayvanları suda gelişmiştir. Sudan karaya geçiş süreci kuşkusuz evrimsel gelişmelerin en önemli örneklerinden biridir. Bu geçiş sürecini, evrimin yarattığı olağanüstü geçiş biçimlerinde görürüz. Dünyayı değiştiren bu evrim sürecinde çok zorlu değişimler yaşanmıştır. "" bence meraklı bir MDA,incelemeye doğru yerden başlardı...yani sudan.. ""Evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, Charles Darwin tarafından 1859'da ortaya atılmış olan evrim kuramı üstüne kuruludur"" böylece 1859 a kadar geçen sürede neler olmazdı ki... herşey kitabın terside olsa açıklanmalı haklısınız.. kitaba ters olduğu noktalar açıklanmalı tartışılmalı er ya da geç kitaba uygunluğu ispatlanmalıdır... kitap her zaman doğru kaynaktır çünkü... pardon yine pinpon geldi aklıma bunu da araya katayım dedim Nisâ(*) Sûresinin 142 . Ayetinde Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar. 107 - MÂ'ÛN SÛRESİ Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir. Mâ’ûn, yardım ve zekat demektir Bismillahirrahmânirrahîm 1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! 2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. 4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, 5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar. 6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. 7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar. Müslüman bilim adamı, herşeyi İslama uygun hale getirmek için deforme eder.[/b] Saygılar. keşke islama yani kitaba uydurmak için olsaydı dediğiniz... sakın başka şeylere uydurmak için olmasın ... kitap yaratandandır ve her bir bilgisi doğrudur... bilim adamları ne kadar çok çalışırsa kitabı o kadar çok doğrulayacaklardır.. ""Sovyetler'in yıkılması ile 1990 yılında eser "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adıyla Rusça yeniden yayımlanıyor. Karakutu Yayınları tarafından Türkiye'de okuyucuya sunulan kitabın editörü Azeri Prof. Telman Hurşidoğlu Aliyev, kitabın orijinal adını İslami terminolojiye göre teknik olarak hatalı buldukları için sadece "Hz.Muhammed" koymayı tercih ettiklerini belirtiyor."" Bu yaklaşımı cidden anlayamadım...Azeri Prof. Telman Hurşidoğlu Aliyev,editör mü müslüman bilim adamı mı? tam kavrayamadım.. ayrıca madem müslüman neden adının aynı kalmasını sağlamadı ki anlayamadım olayı.. "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adlı bi başlık gerçek müslümanların kulağını tırmalayacağından zaten kitabı daha farklı bir bakış açısıyla alırlardı...bu kitaba tutup Hz.Muhammed ismini vermek hangi müslümanın işi olur ki.. hayır hadis demek peygamberin hayatını gören kişilerden anlatıların günümüze gelmesi demek değil mi?Peygamberimiz kendinden öncekilerle ilgili hadislerimi anlatıyor? cidden kitabın konusu ne.. bu arada bende alayım.. bakın arkadaşım tez-hipotez-teori.... şeklinde ilerler, şimdi suyun deniz seviyesinde 100 derecede kaynaması bir kuraldır.anlatmaya çalıştığımı dikkatli okuyun, elinizde kesinliği kanıtlanmamış ama din dışı olan bir veriyi ne yapacaksınız? ben cevap vereyim açıklamayacaksınız. Daha öncede söyledim tekrar söyleyeyim HY okuyarak evrimi eleştirmeyin açın okuyun atların evrimi yunuslar vs. bazı ara fosiller kayıptır, ama bir dizilim vardır, zaten hepsi bulunmuş olsaydı su an evrim kuralı olurdu. Burda sadece evrimden bahsetmiyoruz... geçenlerde bir arkadaş bilim kısmına bir başlık açmış işte bilim dini kabul ediyor diye, başka bir arkadaşta kitaptan örnek veriyor, ayet tam aklımda değil ama "biz dağları yeryüzüne çivi diye çakmadıkmı" gibi bir şeydi, mealini de yazmış burda dağların yerkabuğu katmanlarını birbirine perçinlediği yazıyor diye... Buyrun işte yok böyle bir şey olsa Anadolu plakası yılda 2 cm hızla yunanistanı suya gömmezdi. mesele kurandaki ayetlerin bilimselliği değil -ki sıfır bundan emin olun iki ucu açık size 10000 cümle yazarım her bilimsel veriyi karşılar, mesele kendinizde belirtmişsiniz kesin olmayan şeyleri açıklayabilmektir, bu bilimin temel TAŞIDIR. iyi ya arkadaşın dediği ,müslüman bir bilim adamını ele alırsak "bilime engel yoktur."..dediklerinizde... "size 10000 cümle yazarım her bilimsel veriyi karşılar," iyi ya dinimiz de karşılıyor.. Alıntı
Φ bahar35040 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Sorun şu ki bahsi geçen ayet buraya kopyala yapıştır yapıldığı gibi değildir. Burada kullanılan ayet ya yanlış/eksik tercüme edilmiştir ya da üzerinde oynama yapılmıştır. Ayetin anne ve baba ile ilgili kısmı şu şekilde açıklanmıştır: "(Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır." Görüldüğü gibi "bir" sıfatının çıkarılmasıyla anlam karmaşası yaratılarak matematiksel hesaplar peşine düşülmeye çalışılmıştır. Burada payların toplamı 1'i (100%) geçmez, fakat 1'in (100%) altında kalabilir. Aradaki fark mirasçının insiyatifine kalmıştır. Burada bahsi geçenler haklarla ilgilidir. Lütfen eksik ve yanlış bilgi vererek polemik yapmayalım. Alıntı
Φ xshadowx Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Sorun şu ki bahsi geçen ayet buraya kopyala yapıştır yapıldığı gibi değildir. Burada kullanılan ayet ya yanlış/eksik tercüme edilmiştir ya da üzerinde oynama yapılmıştır. Ayetin anne ve baba ile ilgili kısmı şu şekilde açıklanmıştır: "(Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır." Görüldüğü gibi "bir" sıfatının çıkarılmasıyla anlam karmaşası yaratılarak matematiksel hesaplar peşine düşülmeye çalışılmıştır. Burada payların toplamı 1'i (100%) geçmez, fakat 1'in (100%) altında kalabilir. Aradaki fark mirasçının insiyatifine kalmıştır. Burada bahsi geçenler haklarla ilgilidir. Lütfen eksik ve yanlış bilgi vererek polemik yapmayalım. ayetler diyanetten alınmıştır, bence sen kimseyi bu şekilde töhmet altında bırakma Enbiyâ Sûresinin 30 . Ayetinde İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? Hac(*) Sûresinin 5 . Ayetinde Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. bu arada Alaka kan pıhtısı ,mudga ise bir çiğnemlik et.... Nûr(*) Sûresinin 45 . Ayetinde Allah bütün canlıları sudan yarattı. İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Furkân Sûresinin 54 . Ayetinde O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir. Rabbin her şeye hakkıyla gücü yetendir. Secde Sûresinin 8 . Ayetinde Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. Yâsîn Sûresinin 77 . Ayetinde İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. Mü’min Sûresinin 67 . Ayetinde O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan4 yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar. İnsan(*) Sûresinin 2 . Ayetinde Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Mürselât Sûresinin 20 . Ayetinde Biz sizi bayağı bir sudan yaratmadık mı? Abese Sûresinin 19 . Ayetinde Az bir sudan . Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. ""Sudan karaya geçişte en önemli kayıp halka bulundu: Gogonasus 11 Kasım 2006 Nilgün Özbaşaran Avustralyalı bilim insanları, kara omurgalılarının özelliklerini taşıyan bir balık fosili buldular. 380 milyon yıllık bir geçmişi olan Gogonasus’un, balıkların karaya çıkma sürecindeki en önemli kayıp halka olduğu açıklandı. Yeni fosil ayrıca kara hayvanlarının sanılandan daha önce evrildiğini de kanıtlaması açısından önem taşımakta. İlk kara hayvanları suda gelişmiştir. Sudan karaya geçiş süreci kuşkusuz evrimsel gelişmelerin en önemli örneklerinden biridir. Bu geçiş sürecini, evrimin yarattığı olağanüstü geçiş biçimlerinde görürüz. Dünyayı değiştiren bu evrim sürecinde çok zorlu değişimler yaşanmıştır. "" bence meraklı bir MDA,incelemeye doğru yerden başlardı...yani sudan.. ""Evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, Charles Darwin tarafından 1859'da ortaya atılmış olan evrim kuramı üstüne kuruludur"" böylece 1859 a kadar geçen sürede neler olmazdı ki... herşey kitabın terside olsa açıklanmalı haklısınız.. kitaba ters olduğu noktalar açıklanmalı tartışılmalı er ya da geç kitaba uygunluğu ispatlanmalıdır... kitap her zaman doğru kaynaktır çünkü... pardon yine pinpon geldi aklıma bunu da araya katayım dedim Nisâ(*) Sûresinin 142 . Ayetinde Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar. 107 - MÂ'ÛN SÛRESİ Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir. Mâ’ûn, yardım ve zekat demektir Bismillahirrahmânirrahîm 1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! 2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. 4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, 5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar. 6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. 7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar. okyanus suları içinde fosil arayalım evet doğrusu bu zaten 2)Din şu işin aslı şöyle;bak bilmem kaç yıl sonra şunu bulursun diye ayrıntılarıyla tez vermiyor... bilim veriyor uymadığını kabul etmiş oldunuz yani Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 okyanus suları içinde fosil arayalım evet doğrusu bu zaten neden olmasın acayip de güzel olur... engel var mı yok??????? gerçi bizim evrimciler buldu yeni bi fosil balık türü ya yine mba na nasip olmadı.. başka bahara inşallah.. Alıntı
Φ bahar35040 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Diyanetin sayfasında birden fazla durumlarında çocuklar olarak belirtir... "lar" çoğul eki var. bahsi geçen yerde ise "çocuğu" olarak geçer. Burada belirtilen çocuğu -bir adet çocuktur- töhmet altında bırakan yok, kalmak için uğraşıyorsunuz. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 bilim veriyor uymadığını kabul etmiş oldunuz yani Bu uymama belirtisi değildir; başka bir başlıkta olaya deyindim kendimce... Alıntı
Φ xshadowx Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Diyanetin sayfasında birden fazla durumlarında çocuklar olarak belirtir... "lar" çoğul eki var. bahsi geçen yerde ise "çocuğu" olarak geçer. Burada belirtilen çocuğu -bir adet çocuktur- töhmet altında bırakan yok, kalmak için uğraşıyorsunuz. aç oku diyanette nisa suresini... tıpkısının aynısı oyle olması gerekir zaten ordan alındı...ah dur yada uğraşma aşağıdaki bağlantıya tıklayıver. ayetlere diyanetten ulaşmak neden olmasın acayip de güzel olur... engel var mı yok??????? gerçi bizim evrimciler buldu yeni bi fosil balık türü ya yine mba na nasip olmadı.. başka bahara inşallah.. siz bence biraz bilim dergisi karıştırıp sonra evrimi eleştirin, yada para vermeyin evrimle ilgili birkaç makaleye bakın... mesela atların EVRİMİ ile ilgili olanları. sözünüze basitçe cevap vereyim...okyanus kabuğunda fosil aramaya gerek yok. okyanus kıta kabukları ile kara kıta kabukları yer değiştirdiğinden - dağlar nasıl oluyorsa civi gibi tutamıyor- karada aramak daha mantıklı suda arayanlara diyecek lafımız yok devam etsinler, bilim tartışmaya açıktır. Ama bence evrim kanıtlansa bile işte şurada yazıyor kuranda derdiniz. hani kan pıhtısından yaratılmıştık, şimdi de sudan yaratıldık, sonumuzu hayır etsin tanrınız Alıntı
Φ bahar35040 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Haklısın tıpkısının aynısı, fakat senin kopyala yapıştır yaptığın paragraflarda da çoğul durumlardan "çocuklar", tekil durumlardan "çocuk" diye bahsediyor. Bunun yanı sıra ek bir bilgi: Yorumlamada problem yaşanmaması için belirtiyorum; burada bahsi geçen çocuk 1 adettir. Ancak bu durumda anne ve baba devreye giriyor... Dolayısıyla yaptığın matematik model yanlış... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Nisa Suresi(4)11. Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nisa Suresi(4)12. Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa ona altıda bir düşer. Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar) Allah’ın emridir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.) Varsayalim ki, bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve eşini birakti.. Yukaridaki ayetlere göre miras paylaşimi şöyle olacaktir: Üç kiz evlata mirasin 2/3'ü, ana ve babanin her birine 1/6, karisina 1/8 kalacaktir. (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 ana'ya mirasin 1/3'ü, karisina mirasin 1/4 'ü, iki kızkardeşe de toplam 2/3'ü kalacaktir: (1/3)+(1/4)+(2/3)= 15/12= 1,25 Böylesine önemli bir konu nasıl da örtbas ediliyor, çarptırılıyor ve içi boşaltılıyor... Forumu okuyunca kanım dondu... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2008 Böylesine önemli bir konu nasıl da örtbas ediliyor, çarptırılıyor ve içi boşaltılıyor... Forumu okuyunca kanım dondu... Örtbas edilmiyor.Sonucun 1 in altında kaldığı defalarca ıspat ediliyor,ama inanmak işlere gelmeyince ısrarla tekrar tekrar birileri gündeme getiriyor.Aynı anda farklı koşulları harmanlamaya kalkıp düşünmek sizlerin işi,biz ise koşulların bire bir verilenle uygun olup olmadığına bakıyoruz.Size de tavsiyem sunulan ile ayetteki koşulların uyup uymadığını yeniden değerlendirmeniz.Birşey beyazken aynı anda siyah olamaz,siyah olduysa artık beyaz değildir zaten. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 Örtbas edilmiyor. İki ayrı başlığı da uzun uzun okuyunca sonuç ortaya çıkıyor: örtbas ediliyor, değiştiriliyor, vs.vs.vs..... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 İki ayrı başlığı da uzun uzun okuyunca sonuç ortaya çıkıyor: örtbas ediliyor, değiştiriliyor, vs.vs.vs..... Sayın yersoy,nedir örtbas edilen,buyrun yeniden sorun hesaplayalım.. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 İki ayrı başlığı da uzun uzun okuyunca sonuç ortaya çıkıyor: örtbas ediliyor, değiştiriliyor, vs.vs.vs..... Tamamen alıntı sayın Yersoy,aktarıyorum çünkü benim bakış açımla anlatışım yetersiz kalıyor sanırım.Ama bulduğum sonuç,bu arkadaşımızın dediği gibi 1 tamdan fazla değil eksik... Açıklama: selamunaleykum bır konuda musgulde kaldım cevap bulamadım Senden fetva isterler. De ki: "Allah, babasi ve çocugu olmayan kimsenin mirasi hakkindaki hükmü şöyle açikliyor: Eger çocugu olmayan bir kimse ölür de onun bir kizkardeşi bulunursa, biraktiginin yarisi bunundur. Kizkardeş ölüp çocugu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kizkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger erkekli kadinli daha fazla kardeş mevcut ise erkegin hakki, iki kadin payi kadardir. şaşirmamaniz için Allah size açiklama yapiyor. Allah her şeyi bilmektedir. Varsayalim ki, bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve eşini birakti.. Yukaridaki ayetlere göre miras paylaşimi şöyle olacaktir: Üç kiz evlata mirasin 2/3`ü, ana ve babanin her birine 1/6, karisina 1/8 kalacaktir. Bu durumda, matematik yapalim: (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8)= 27/24 = 1,125 bulunur! (1,0 olmasi gerekirdi!..) Yani, miras paylaşildigi zaman herbir mirasçinin aldiginin toplami, mirastan fazla çikmaktadir!.. bunlar ılhan erseverden dıger tum bulgularını kurandan curuttum ama bunu yapamadım yardım edermısınız sımdıden ALLAH RAZI OLSUN Açıklama: DEVAMI --------------------Yapacaklari vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eger çocuklari yoksa, biraktiklarinin yarisi sizindir. Çocuklari varsa biraktiklarinin dörtte biri sizindir. Çocugunuz yoksa, sizin de, yapacaginiz vasiyetten ve borçtan sonra, biraktiginizin dörtte biri onlarindir (zevcelerinizindir). Çocugunuz varsa, biraktiginizin sekizde biri onlarindir. Eger bir erkek veya kadinin, anababasi ve çocuklari bulunmadigi halde (kelâle şeklinde) mali mirasçilara kalirsa ve bir erkek yahut bir kizkardeşi varsa, her birine altida bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktirlar. (Bu taksim) yapilacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara ugramaksizin (yapilacak)tir. Bunlar Allah`tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkiyle bilendir, halîmdir-------------Bir adam ölür ve geride anası, karısı, ve iki kızkardeş kalır. Kuran`in yukarida verilen ilgili miras ayetlerine göre; ana`ya mirasin 1/3`ü, karisina mirasin 1/4 `ü, iki kızkardeşe de toplam 2/3`ü kalacaktir: Hesap yapalim: (1/3)+(1/4)+(2/3)= 15/12= 1,25 !.. Burada da, miras paylaşiliyor, paylar toplaninca, mirastan daha büyük, %25 daha büyük çikiyor!.. CEVAP Selamünaleyküm! Yazdığınız meallerden yola çıkılırsa işaret buyurduğunuz tutarsızlık ve çelişkiyle karşılaşılır. Üstelik bize yolladığınız mealde de Nisa 12 ile 176 ayetteki “kelale” sözcükleri bir birinden farklı anlamlarda gösterilmiş. Birinde (babasi ve çocugu olmayan kimsenin) birinde de (anababasi ve çocuklari bulunmadigi halde (kelâle şeklinde). Görüldüğü üzere bir surenin iki ayetindeki aynı sözcük iki ayette birbirinden farklı olarak çevirilmiştir. Bize ilettiğiniz bu konu dindeki dilin önemini göstermektedir. Dil bozulursa Din bozulur. Şimdi gelelim işin aslına: Kelale “Kelâle” sözcüğü, “yürümekten yorgun düşme, aciz olma, yorgunluktan kuvvetin gitmesi” anlamlarındaki “kll” fiilinin mastarıdır. Kesici yerleri işe yaramaz hale gelmiş bıçak ve kılıca, kimsesiz, desteksiz kalmış yetime ve hamile olduğu dönemde saldırganlığını yitirmiş yırtıcı hayvana da “Kell” denir. (Lisan ül Arab c. 7, s; 713-717, Tac ül Arus; c. 15, s.659-663, Zemahşeri c. 1, s; 510) Bu Türkçemizdeki “kelerme, kelleşme” sözcüğünün tıpatıp anlamıdır. “Kel” sözcüğü dilimize farsça’dan (aslında Farsça’ya Arapça’dan geçmiştir.) “saçı dökülmüş” anlamıyla girmiş olsa da dilimizde “kel” sözcüğü mecazen “zayıf düşmüş, cılız” anlamında da kullanılır. Her ne kadar TDK’da “kelerme” sözcüğü henüz gözükmese de Anadolu’da “yıpranmış, zayıf düşmüş” şeylere “kelermiş” denir. “Kll” kökünden türeme sözcükler Kur’an’da üç yerde yer alır: Nisa; 12, 176’da “kelale” olarak; bir de Nahl; 76’da “kell (zayıf, güçsüz olduğundan yük haline gelmiş)” anlamında yer alır. Bu sözcük “dıştan kuşatma (yakın kimsesi olmadığından uzak olanların mirasçı olması)” anlamıyla da açıklanabilirse de buna aslında lüzum yoktur. Sözcüğün vazı’ anlamı yukarıdaki naklettiğimizdir. Miras Hukukunda “Kelale” Bu sözcük miras hukukunda yüzeysel ve mesnetsiz rivayetlerdeki nakillere göre ele alınmış bunun sonucunda da işin içinden çıkılmaz, çelişkiye uzanan bir durum ortaya çıkmıştır. Genellikle “kelale” sözcüğünü “mirasta validi ve veledi olmayan” olarak ele almışlardır. “Valid” sözcüğü yapı olarak “baba”yı, “veled” sözcüğü “erkek çocuğu” ifade eder. O nedenle uzun zamandan beri yapılan çevirilerde “babasız ve çocuksuz” anlamı ile ifade edilmiştir. Aslında örfte “valid” sözcüğü hem anayı babayı “veled” sözcüğü de hem kız hem oğlan çocuğunu ifade eder. Kur’an’da ana-baba ifadesinin “valideyn”; oğlan çocuk-kız çocuk ifadelerinin “veled, evlad” sözcükleriyle kullanıldığını onlarca ayette görmek mümkündür. Aslında örfte “valid” sözcüğü hem anayı babayı “veled” sözcüğü de hem kız hem oğlan çocuğunu ifade eder. Kur’an’da ana-baba ifadesinin “valideyn”; oğlan çocuk-kız çocuk ifadelerinin “veled, evlad” sözcükleriyle kullanıldığını onlarca ayette görmek mümkündür. Kutrub: “el Kelaletü ismün limaada ebeveyni ve l ah (kelale, ana-baba ve kardeşin dışındaki şeylerin adıdır)” der. Yani “anasızlık-babasızlık ve kardeşsizlik” der. (el Müfredat s; 437) Görüldüğü üzere Kutrub, anayı sözcük anlamına katarken bu kez çocukları dışlamıştır. Rivayet destekli yorumlardan yola çıkılırsa mutlak surette hatalı bir sonuca varılmaktadır. Onun için sözcüklerin öz anlamları dikkate alınmalıdır. Böyle olunca da “kelale”nin anlamı: “Zayıf düşmüş, kimsesiz, desteksiz kalmış” demek olur. İnsan bu duruma ancak eşi, usul ve furuu (eşi, anası-babası ve çocukları; oğlan-kız) olmadığı zaman düşer. Kişiler eş ve usul ve füruuna bakmakla, onu zayıf ve desteksiz bırakmamakla yükümlüdürler. Hatırlanacağı üzere eşe ve usul ve furua işte bu nedenle zekat ve sadaka verilmez, verilemez. Nisa suresinin 12 ve 176. ayetlerine konu edilen “kelale” hali işte bu haldir. Yani “eşsizlik, anasızlık-babasızlık ve oğlan-kız çocuksuzluk” halidir. Ayet bu anlamda değerlendirildiğinde bırakın hesapta tutarsızlığı ve Kur’an’da çelişkiyi “kelale” halinde vefat eden kimselerin terekesinden beytülmale (hazineye) de pay kaldığı görülecektir. Not: bu ciddi konuyu diğer kardeşlerimiz ile paylaşmayı da uygun görerek İsim ve adresinizi saklamak suretiyle sitenin sorular cevaplar bölümünde de yayınlamayı uygun gördüm. Hayırlı çalışmalarınızda başarılar dilerim. e sitenin sorular cevaplar bölümünde de yayınlamayı uygun gördüm. Hayırlı çalışmalarınızda başarılar dilerim. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Tamamen alıntı sayın Yersoy,aktarıyorum çünkü benim bakış açımla anlatışım yetersiz kalıyor sanırım.Ama bulduğum sonuç,bu arkadaşımızın dediği gibi 1 tamdan fazla değil eksik... Şimdi ben bunun doğru olduğunu kabul ettiğimden değil... Ama doğru olduğunu kabul ederek diorum ki: Matematiğe göre, sonucun fazla değil de eksik olması yine yanlış değil mi? Bu durumu kurtarır mı? Bu bir kaçış yolumudur? Değildir. Yanlış yanlıştır. Zoraki çıkarılan revizyonlar gerçekten sıktı artık... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 Şimdi ben bunun doğru olduğunu kabul ettiğimden değil... Ama doğru olduğunu kabul ederek diorum ki: Matematiğe göre, sonucun fazla değil de eksik olması yine yanlış değil mi? Bu durumu kurtarır mı? Bu bir kaçış yolumudur? Değildir. Yanlış yanlıştır. Zoraki çıkarılan revizyonlar gerçekten sıktı artık... Sorun yok yersoy,artan parayı dağıtacak yer çok dinimizde,öyle ki bizim dinimizde öyle harıl harıl mal yapmakta yok ki mirası kalsın.Bizler ihtiyaçtan fazlasını dağıtmakla mükellefiz.Dağıtmak zorundayız.Rızkı veren Allah diyen herkes dağıtmak zorunda.Siz mümin özelliklerini iyi okuyun Kuranda,sonra yeniden okuyun,hani şu kıtlığın en şiddetli zamanlarında bile ekmeğini bölüp komşusuyla paylaşanı okuyun...Bana 100 bin lira para gelse,bunun 10 u ihtiyacımı karşılasa,kalan 90 ı nını dağıtmak zorundayım,akrabana,fakire,yolcuya vs....Mesela şu anda anne babamı kaybetsem ve ev kardeşler arasında bölüşülecek olsa,ben diğer kız kardeşlerimden farklı olarak abime yasanın bana sunduğu eşit haktan pay ayırır 2 kız=1 erkek hesabıyla ona veririm hakkını.Kendi alır almaz onun sorunu,nasıl değerlendirmek isterse..Kısacası buyrun hesaplarla siz fazladan ilgilenin,çok şükür bizim en sıkışık sandığımız durumda bile işlerimizi düzenleyen bir Yardımcımız,mevlamız var.. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 Sorun yok yersoy,artan parayı dağıtacak yer çok dinimizde,öyle ki bizim dinimizde öyle harıl harıl mal yapmakta yok ki mirası kalsın.Bizler ihtiyaçtan fazlasını dağıtmakla mükellefiz. İhtiyaçtan fazlası nereden çıktı fft? Hadi fazla çıktı dedik (doğruluğunu kabul ettik), ama konu bu fazlalığın ne yapılacağı değil... Böyle olsaydı o kadar ayet arasında bunu da söylerdi heralde... Kaldı ki ben ayetleri okuduğum zaman bir çarpıtma görmüyorum! Matematik hatası var... Eksiği ne yağacaksınız o durumda? Yaşayan müslümanlardan mı tedarik edeceksiniz? Burada konu payların toplamının 1 oılmamamsıdır. Çarpıtmayalım revize etmeylelim... Dağıtmak zorundayız.Rızkı veren Allah diyen herkes dağıtmak zorunda.Siz mümin özelliklerini iyi okuyun Önce bi ayetleri iyi okuyalım isterseniz.... Kuranda,sonra yeniden okuyun,hani şu kıtlığın en şiddetli zamanlarında bile ekmeğini bölüp komşusuyla paylaşanı okuyun...Bana 100 bin lira para gelse,bunun 10 u ihtiyacımı karşılasa,kalan 90 ı nını dağıtmak zorundayım,akrabana,fakire,yolcuya vs....Mesela şu anda anne babamı kaybetsem ve ev kardeşler arasında bölüşülecek olsa,ben diğer kız kardeşlerimden farklı olarak abime yasanın bana sunduğu eşit haktan pay ayırır 2 kız=1 erkek hesabıyla ona veririm hakkını.Kendi alır almaz onun sorunu,nasıl değerlendirmek isterse..Kısacası buyrun hesaplarla siz fazladan ilgilenin,çok şükür bizim en sıkışık sandığımız durumda bile işlerimizi düzenleyen bir Yardımcımız,mevlamız var.. fft, konuyu saptırmayın her zamanki gibi yahu... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Allah'tan, üzerinde tartışma götürmeyecek, mükemmel, dört dörtlük bir matematik beklenir. Ama öyle bir formül yok ortada, öyle bir matematik olacak ki insanlar şaşkınlıktan bayılacak. Çünkü formül Allah'ın ilmiyle olacak. saygılar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.