Φ restpektif Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 El Fetih şemsiyesi altına saklanıp, intihar saldırıları düzenlemek kolaydır. Ancak iki haftadır İsrail'İn Gazze operasyonlarında gördüğümüz gibi. İsrail askerleri Gazzeye girince, ortalıkta bir tane bile HAMAS militanı yoktur. Tv kameralarına artistlik pozlar veren Hamas militanları bodrumlarda kuytu köşelerde saklanmaktadır. İsrail iki hafta boyunca Gazze'de hiçbir karşı ateşle ve direnişle karşılaşmadan operasyonlarını yapmış, elini kolunu sallıya sallıya geri dönmüştür. Son İsrail askeride Gazze'den çekildikten sonra, Hamas militanları ortaya çıkmış, ve "Alkol Yasağı" getirmişlerdir. İsrail'den Gazze'de operasyon İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin doğusunda düzenledikleri bir operasyonda altı Hamas üyesini öldürdü en az 10 kişi de yaralandı. Öldürülenlerden birinin Hamas'ın yerel liderlerinden biri olduğu belirtiliyor. Hamas militanlarından bazılarının hava saldırısında öldüğü, diğerlerinin ise çatışmalar sırasında vurulduğu bildirildi. İsrail Gazze'den 2005 yılında çekilmişti. Ancak İsrail kuvvetleri, Filistinlilerin roket saldırılarını önleme gerekçesiyle zaman zaman Gazze'ye hava operasyonları düzenliyor. Gazze'nin merkezinde Magezi mülteci kampının dışında tank desteğindeki İsrail birlikleriyle Filistinliler arasında çıkan çatışmada altı Filistinli sivilin yaralandığı bildiriliyor. İsrailli ordusu, birliklerin Gazze'den bir kilometre içerideki rutin devriyesi sırasında tespit edilen militanlara hava ve karadan saldırı düzenlendiğini duyurdu. Ordu son günlerde, İsrail topraklarına roket fırlatılan alanları tespit etmek için Gazze içinde bu tür keşif operasyonları yapıldığını söylüyor. Hamas ise savaşçılarının gizli bir operasyon yapan İsrail birliğine ateş açtığını kaydetti. Hamas Televizyonu, ölenlerden birinin Gazze merkez komutanı olduğunu belirtti. Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/20...705_hamas.shtml NOT: Bay Cordoba, Emperyalizmin sesini her nerde duyuyorsan muhtemel ki cok guveniyorsun. Iddialarinda o kadar cok takla attirmaca var ki hepsine teker teker deginecek durumda degilim. Amacim seni ikna etmek de degil. Cunku takim degistirmek zordur. Bu kadar bos laf tuketilen ortamda yazilari takip edenler acisindan haber ve yorum kirliliginin onune gecmek gerekiyor. Arkadaslar isterlerse, dunyanin her yanindan, her fikirden Ortadogu'yu takip etmis ve eden gazetecilerden alintilar yapabilirim. Benim icin kolay degil bu zaman acisindan ama yapmaya hazirim. Herkesin gozu onunde cereyan eden bir oyun oynandi, oynaniyor ve birileri hala nutuk atabiliyor. **** Selam ile.. Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 "Jewish Voice for Peace" adli bir Yahudi insan haklari orgutu tarafindan olusturulmus bir site. Barisi savunan ve objektif yaklasimlarla Filistin - Israil savasini anlatan, insan haklari ihlallerini dile getiren bir orgut. Hamas'in intihar eylemlerini kinayan ama ayni zamanda Israil cok daha fazla masum insani, cocuk ve kadinlari kimi zaman keyfi olarak bile oldurdugu halde, Filistin Halkina yapilan zulumler sozkonusu iken bunlarin dunya gundemine girmemesini ise haksiz buluyor. Cifte standarta karsi insan haklari adina itiraz ediyor. Web sitesindeki haber ve yorumlari okudugunuzda sunu goruyorsunuz; dunya bu cifte standardi kaldirmadikca, Israil saldirganligindan vazgecmedikce ne intihar eylemleri bitecektir ne de baris saglanacaktir. Hem savunmasiz insanlari oldureceksin hem halki surekli baski altinda tutacaksin, hem de bana karsi eylem yapmayin, silahsizlanin barisalim diyeceksin... Dunyanin ve Israil'in ikiyuzlu siyaseti karsisinda direnenleri yok sayacaksin! Demokrasiye inanmis, insan haklarini savunan, erdemli Yahudilerin tarafsiz yayinlarina asagidaki linkten ulasabilirsiniz: http://www.jewishvoiceforpeace.org/publish/article_409.shtml Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 [sen kendini oturduğun yerden herkesten daha fazla müslümanmı sanıyorsun ? Müslümanlığı dünyada bir tek HAMAS temsil ediyorda, onu eleştirenlerde kafir dimi.[/b] defalarca söyledim, hamas belki çok dogru olmayabilir ama el fetih rayından çıkmış ve filistine verecek bir şeyi kalmamışdır ya da avutacak gerekçeleri kalmamıştır. sen bunu anlamak istemiyorsun galiba. buraya nasıl gelindi ona iyi bak aşagıda bir alıntı olacak. ama ****** söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi yapmak ya da öyle anlamak. bırak bu eski ayakları. filistin bir devlet ha.. ve birleşmiş milletlerde temsil ediliyormuş. ****. en basit devlet olmanın kuralını söyle bana yeter. temsil ediliyormuş. sen sözlere fazla itibar ediyorsun anlaşılan. lafa degil eylemlere bak sen iyisimi. bana başkasının ahzıyla konuşma varsa bir fikrin buyur konuşalım. senin anlattıgın masalları yıllardır zaten duyuyoruz. şu alıntıyı iyi oku. belge melgede yok. neye inanırsan inan. beni baglamaz. ama rastgele konuşma. dentaş arafata; ''bizi tanımıyorlar ama sizi tanıyor demiş dünya'' arafat ise dentaş'a; '' tanısalar ne olurki sizin gibi egemen olmadıktan sonra'' diye karşılık vermiş. bilmem anlatabildim mi?. bana abd/israil tezleri ile karşılık verme. mesela rusya ya da çin olabilir ama adı geçenlerin tezlerini degil. ....... .... Filistin'de iç savaş çıkarılacağını 20 Mayıs 2003'ten beri yazıyorum. 6 Ocak 2004'te de Filistin topraklarının bölüneceğini yazdım ve bunları hep gündemde tuttum. "Abbas Modeli"nin ABD ve İsrail projesi olduğunun ve iç çatışmaları hedeflediğinin altını çizdim. Aynı şekilde Arafat'ın zehirlendiğine inandım hep. Hem Arafat'ın zehirlenmesinde hem de Şeyh Ahmed Yasin ve diğer Hamas liderlerine yönelik suikastlerde İsrail ve ABD ile birlikte bölgedeki bazı güçlerin işbirliği halinde olduğunu savundum. Bana göre Arafat'ın ölüm sebebini ABD, İsrail, Ürdün yönetimi ve Mahmud Abbas biliyordu. Gazze'de ele geçirilen istihbarat belgeleri bu işbirliğini doğruladı. Bana göre Şeyh Yasin'in şehid edilmesi de ABD, İsrail ve Ürdün yönetimi arasındaki bir işbirliğinin sonucuydu. Şimdi, hem Arafat'ın hem de Şeyh Yasin gibi liderlere yönelik suikastlerde Filistinli işbirlikçiler de deşifre oldu. Arafat, George Bush'un onayı ile Ariel Şaron tarafından Dahlan gibi Filistinli işbirlikçilerin yardımıyla zehirlendi. Şeyh Yasin ise, yine ABD'nin onayı ile Şaron ve Kral Abdullah arasındaki bir anlaşma sonucu sabah namazından çıkarken füzelerle paramparça edildi. Kral Abdullah, 19 Mart'ta Şaron'un çiftlik evine gitti, 22 Mart'ta da Şeyh Yasin suikasti gerçekleşti. Hariri suikasti, ardından Lübnan'da meydana gelen suikastlerde de aynı çevrelerin parmağı olduğundan kendimce eminim. Suikastler ABD ve İsrail'in bölgesel politikalarının önünü açacak şekilde devam ediyor. Filistin'deki iç çatışma, Lübnan'da çıkarılmaya çalışılan iç savaş ve Kuzey Irak merkezli kriz aslında bölgesel savaşın ön hazırlıkları. Siyasi ve askeri planlamaların yanısıra, bu hedef için suikastler de devam edecek. Herhalde Lübnan'da iç savaş çıkarmak için en iyi hedef Hasan Nasrallah olacaktır. Tabii bunu başarmak biraz zor. Bütün bölgede olanlar bir büyük hesabın ayrıntıları sadece. Lübnan krizi o kadar uzaktı ama Türk askeri bugün Lübnan'da. Hamas'ın Gazze'yi ele geçirdiği günlerde, Lübnan örneğinin Filistin'e uygulanacağını belirterek, "Türk askeri Filistin'e gidecek" diye yazı yazdım. Aradan sadece iki hafta geçti, Filistin yönetimi, Türkiye'nin içinde bulunduğu bir gücün Gazze'ye yerleştirilmesini istedi. Aslında bunu Filistin yönetimi değil, ABD ve İsrail istiyor ve olacak. Şartları oluşturmak için muhtemelen yeni suikastler de göreceğiz. "Tezkere tartışacağız yakında? İsrail/ABD için gideriz ama Osmanlı'nın şanlı dönüşü olarak sunulur bu!" demiştim. O noktaya doğru ilerliyoruz. ........ ********* Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2007 Hamas, CNN anketinden birinci çıktı CNN'in yaptığı ankette Hamas, Gazze’de meydana gelen olaylardan sonra Filistin halkının en çok desteğini alan hareket oldu. CNN'in internet sitesinin Arapça bölümünde yapılan ankette Hamas, Gazze"de meydana gelen olaylardan sonra Filistin halkının en çok desteğini alan hareket oldu. Buna karşılık ankette el-Fetih'in ve Özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas"ın desteğinde ise ciddi bir düşüş gözleniyor. Özellikle Hamas"ın Gazze"de denetimi ele geçirmesinden sonra istihbarat karargahında el-Fetih içerisindeki bazı unsurların İsrail"le işbirliği yaptığına ilişkin belgelerin açıklanmasının bu düşüşte ciddi bir etken olduğu belirtiliyor. Ankete katılan 4.807 kişinin %52"si “Filistin halkı Filistinli örgütler arasında hangisine güvenmeli?" sorusuna "Hamas" şeklinde cevap verirken katılımcıların sadece %17"sine tekabül eden 814 kişi ise el-Fetih"e güvendiğini belirtti. Anket moderatörleri Hamas"ın halk desteğinin yükselmesini normal karşılarken asıl şaşılması gerekenin el-Fetih ve diğer Filistinli örgütlerin halk desteğinde yaşanan ciddi düşüş olduğunu söylüyorlar. CNN"in internet sitesinde düzelenmiş olduğu anketten iki gün önce de el-Fetih yanlısı el-Kuds gazetesi internet sitesinde bir anket düzenlemişti. El-Kuds gazetesinin internet sitesindeki ankete katılanların yarısından fazlası Hamas"ı desteklediğini ifade etmişti. (Filistin Enformasyon Merkezi) El-Fetih ölüm döşeğinde Filistinli yetkili, Filistin'de şuanki durumun, Abbas ve Batılı devletlerin ortak çabasının ürünü olduğunu söyledi. Dünya Bülteni / Haber Merkezi Filistin"e Geri Dönüş Birliği Genel Sekreteri Tarık Hammud, İstanbul"da aralarında Dünya Bülteni"nin de bulunduğu bir grup gazeteciye Filistin"de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Hammud, Dünya Bülteni"ne yaptığı açıklamada Türkiye"nin Hamas"ın parlamento seçimlerini kazanması sonrası gösterdiği tavrın seçkin bir tavır olduğunu fakat Filistin"deki gelişmeler karşısında bir çok ülke gibi herhangi bir tavır belirtmeden sessiz kalmayı tercih ettiğini söyledi. Gazze"de yaşanan son olayların Filistin topraklarında yeni bir dönemin başlangıcı niteliğinde olduğunu ifade eden Hammud, bu gelişmleri iyi anlayabilmek için Hamas"ın seçimlere girme kararı almasından bugüne kadar geçen sürede yaşananları hatırlamak gerektiğini belirtti. Filistin Yönetimi"ndeki yolsuzluklara ve Filistin halkı adına İsrail"e sunulan karşılıksız tavizlere son vermesi için Filitin halkının Hamas"tan seçimlere girmesini istediğini hatırlatan Hammud, Filistin Yönetimi"nin seçim şartların El-Fetih"in lehine olması için seçimleri üç kez ertelediğini ve Amerika"nın baskı ve ambargoyla terbiye etme düşüncesiyle Hamas"ın seçimlere girmesine izin verdiğini söyledi. HAMAS'I ENGELLEME POLİTİKALARI Hamas"ı siyasi açıdan başarısız kılmak için bir çok plan ve projenin yapıldığını belirten Hammud, ilk plana göre El-Aksa Tugayları"nın seçim bürolarına saldırmasının planlandığını fakat seçim anında yapılan anketlerde El-Fetih"in önde olduğunu gösteren sonuçlar çıkması üzerine bu projeden vazgeçildiğini kaydetti. İkinci projenin seçimleri kazanan Hamas"ın altyapısını çökertmeyi ve hareketi liderlerinin neredeyse tamamının hapsedildiği 1996 şartlarına döndürmeyi hedeflediği belirten Hammud, Suudi Arabistan, Suriye ve Katar gibi bazı Arap devletlerinin Hamas"ı desteklemesi sonucu bu projenin de suya düştüğünü söyledi. Hamas"ın seçimlerde büyük bir başarı sağlayarak parlamentoya çoğunluk olarak girmesinin ardından parlamentoyu ve hükümeti devre dışı bırakmayı hedefleyen uluslararası saldırının başladığını bildiren Hammud, bazı El-Fetih üyelerinin de bu saldırıda rol oynadığını belirtti. Hükümet kuramayacağı düşünülen Hamas"ın İsmail Heniye başkanlığında hükümeti kurmayı başardığını hatırlatan Hammud, Hamaslı bakanların bakanlıkları tamamen boşaltılmış bir halde bulduklarını belirtti. Hammud ayrıca, Hamas"ın seçimleri kazanmasının ardından Filistin Televizyonu"nun, güvenlik birimlerinin, hacc, vakıflar ve pasaport dairelerinin bakanlıklardan alınarak doğrudan Mahmud Abbas"a bağlandığına dikkat çekti. “Hamas Hükümeti bakanlıklarda 37 bin hayali görev tespit ettiği ve yığınla yolsuzluk dosyasıyla karşılaştı” şeklinde konuşan Hammud, Hamas"ın o an için geçmiş dosyaları açmak istemediğini ve akıllıca bir siyaset yürüttüğünü ifade etti. ABBAS AMBARGONUN KALDIRILMASINI İSTEMEDİ Hamas"ın İsmail Heniye başkanlığında hükümeti kurmayı başarmasının ardından iç kriz çıkarma çalışmalarına hız verildiğini söyleyen Hammud, “Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Katar ve Yemen"e Filistin halkına uygulanan ambargonun kaldırılmasını istemediğini bildirdi” dedi. Daha sonra Mahmud Abbas tarafından hazırlanan ve Mervan El-Berğusi"yle birlikte İslami Cihad ve Hamas esirlerinden bazılarının da imzaladığı “Esirler Belgesi”nin ve bu belgenin halkoyuna sunulmasının gündeme getirildiğini anlatan Hammud, belgenin Filistin"in vazgeçilmez sabit çıkarlarından taviz veren maddeler içerdiği için Hamas tarafından kabul edilmediğini, duygusal bir hava içerisinde belgeyi imzalayan esirlerin blgenin ne amaçla kullanılacağını anladıktan sonra imzalarını çektiklerini, belgedeki sorunlu maddelerin diğer Filistinli grupların da katıldığı görüşmeler sonucu değiştirildiğini ve “Ulusal Uzlaşı Belgesi” adını aldığını fakat bu kez bizzat Mahmud Abbas tarafından uygulanmadığını söyledi. KORUYUCU GÜVENLİK BİNASINDA "YASİN FÜZELERİ" İMALATI Bu arada Gazze"de istikrarsızlık oluşturmayı hedefleyen planı yürütmek üzere Amerikalı General Dayton"ın Filistin"e geldiğini belirten Hammud, Gazze"deki İstihbarat binasında ele geçirilen belgeler arasında “Güvenlik yokluğu ve istikrarsızlık mevcut haliyle kalmalıdır” yazılı bir genelgenin bulunduğunu kaydetti. Dayton"un planlarına göre hareket eden El-Fetih içindeki darbeci grubun sadece Hamas tarafından kullanılan “Yasin füzeleri” üretmek üzere Koruyucu Güvenlik binasında bir atölye kurduğunu bildiren Hammud, bu şekilde işledikleri cinayetleri Hamas"ın üzerine yıkmayı amaçladıklarını ifade etti. İSLAM ÜNİVERSİTESİ'Nİ YAKTILAR, İMAMLARI ÖLDÜRDÜLER Konuşmasında El-Kassam Tugayları"nın Gazze"deki provokasyonlara son verme kararını almadan önce yaşanan olaylara da değinen Hammud, El-Kassam Tugayları"nın son ana kadar çatışmalara müdahil olmadığını ve çatışmaların “ölüm mangaları” ile İçişleri Bakanlığı"na bağlı Tenfiz Güçleri arasında yaşandığını belirtti. Ölüm mangalarının daha önce görülmemiş bir şekilde siyasi cinayetler işlediğini ve Filistin İstihbaratı subayı Baluşe"nin çocuklarını katlettiğini söyleyen Hammud, Gazze İslam Üniversitesi"nin yakıldığını ve duvarlarına “Buradan El-Fetih geçti” yazıldığını kaydetti. Hammud, Gazze İslam Üniversitesi"nin bu olaylar sonrası kaybının 15 milyon dolara ulaştığını da sözlerine ekledi. El-Kassam Tugayları"nın Koruyucu Güvenlik binasında ele geçirdiği belgeler arasında Hamas liderleri ve hareketleriyle ilgili, evlerinin krokisini ve hatta yatak odalarının yerini gösteren bir listenin bulunduğunu ve belgenin altında “İsrail İletişim Bürosu"na bir nüsha” yazılı olduğunu açıkladı. Ölüm mangalarının Hidayet Mescidi"ne saldırarak mescidin imamı ve hadis alimi Şeyh Ebu Enes Züheyr El-Mensi"yi gençlere ders verirken ve öğrencilerinin gözü önünde öldürdüğünü, daha sonra tuvaletlerde abdest almakta olan öğrencilerden üçünü katlettiğini söyledi. Gazze"deki provokasyonların ulaştığı korkunç boyuta dikkat çeken Hammud, ölüm mangalarının başörtülü Filistinli genç kızlara ve kadınlara yaklaşarak zorla başlarını açtığını ve ayaklarına ateş açtığını anlattı. EL KASSAM'IN OPERASYON KARARI Mekke Anlaşması"nın Koruyucu Güvenlik Güçleri"ni ve darbeci akımı daha fazla silahlandırmak için kullanıldığını belirten Hammud, ufukta korkunç bir katliam hazırlığının belirdiğini ve bunun işaretlerinin açıkça görüldüğünü, bunun üzerine Hamas"ın askeri kanadı El-Kassam Tugayları"nın operasyon kararı aldığını söyledi. Hammud, can ve mal kaybını en aza düşürmek üzere planlanan 72 saatlik bir operasyon için düğmeye basan Hamas"ın sadece darbecilerin kullandığı güvenlik binalarına girdiğini ve kesinlikle El-Fetih"in binalarına dokunmadığını belirtti. Gazze halkını inim inim inleten İsrail ajanı Semih El-Medhun"un Mısır"a kaçarken sınıra yakın bir bölgede yakalandığını söyleyen Hammud, El-Medhun"un şehit ailelerine teslim edildiğini ve şehit aileleri tarafından idam edildiğini kaydetti. PAKİSTAN NÜKLEER TESİSLERİYLE İLGİLİ BİLGİ VE BELGELER El-Kassam Tugayları"nın İstihbarat binasında Muhammed Dahlan"ın Arafat"ın zehirlenmesinde rol oynadığını ve zehirin getirilmesini sağladığını gösteren belgelere ulaştığını belirten Hammud, darbeci çeteyle işbirliği yapmayanlara şantaj yapmak üzere kaydedilmiş çok sayıda video görüntüsünün olduğunu söyledi. Hammud, “Kadınlar arası ve aile içi konuşmaları dahi dinlemişler” dedi. Belgeler arasında İsrail"e verilmek üzere hazırlanmış Pakistan"nın nükleer çalışmaları ve tesisleriyle ilgili resimli bilgi ve belgelerin bulunduğunu söyleyen Hammud, Hamas"ın şu anda ele geçirilen tüm belgeleri tasnif etmekte olduğunu bildirdi. ABBAS ÇIKMAZDA El-Fetih Hareketi içindeki bölünmelere ve Filistin Yönetimi"nin içinde bulunduğu duruma da değinen Hammud, Başkan Mahmud Abbas"ın aceleyle aldığı aptalca kararlar yüzünden büyük bir çıkmaza girdiğini söyledi. Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısında Mısır, Ürdün ve Arap Emirlikleri"nin Mahmud Abbas"ı desteklediğini fakat Suudi Arabistan, Suriye, Katar, Yemen ve Cezayir"in Hamas"ın arkasında durarak İsmail Heniye başkanlığındaki hükümeti meşru hükümet olarak gördüğünü ve bu nedenle Abbas"ın Arap ülkelerinden beklediği desteği alamadığını ifade etti. Arap ülkelerinin krizden çıkmanın tek çözümünün diyalog olduğunda birleştiğini kaydeden Hammud, bunun Hamas"ın görüşü olduğunu ve diyaloğu reddeden Abbas"ın daha çok yalnızlaştığını söyledi. El-Fetih Hareketi"nin ölüm döşeğinde olduğunu ifade eden Hammud, El-fetih liderlerinden Hani El-Hasen"in El-Cezire kanalında yaptığı açıklamaların El-Fetih"in tabutuna büyük bir çivi çaktığını belirtti. Hammud, El-Fetih"i büyük bir şirkete benzeterek, şirket içerisinde çıkar çatışmalarının olduğunu ve bunların bölünmeleri besleyeceğini öne sürdü. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 1980 öncesi, artık insanlar kendi ülkelerindeki kutuplaşmayıda geçmiş. Dünya ülkeleri kutuplaşması üzerinden tartışırmış. Buda o hesap olmuş biraz. Kusura bakmayın amacım ukalalık değil Arkadaşlarımız HAMAS'ın mı yoksa El Fetih'inmi haklı olduğunu tartışıyor. Orada haklı olan yok. Orada şimdi bir çıkar savaşı var. Sanki Filistin İsrail boyunduruğundan kurtulmuşta. Hangi Hareketin Filistine hakim olacağına gelmiş sıra. El Fetih bir yol ayrımında. bir tarafı, ilk intifada ruhuna geri dönülmesini savunuyor. Ancak o grubun lideri İsrail'de cezaevinde Mervan Barguti Öbür Grubu, şimdi buna Mahmut Abbas'a dahil etmek haksızlık olur. Dahlan ve ekibi için bu söylenebilir, Ancak Abbas'ın çıkar peşinde koşan bir adam olduğunu söylemek, büyük insafsızlık olur. Gençlikten itibaren yeraltında FKÖ için çalışan 49 yıl sürgün hayatı yaşayan bir adam 69 yaşında çıkar peşinde koşmaz. Abbas'ın mücadeleye başladığı günden beri çizgisi bellidir. Kendisi ve ekibi FKÖ'nün güvercinleri olarak bilinirdi. Mantıklıydı. Bölgede iki devlet olmasını savunuyordu. Bu noktada sanırım kimse aksini iddia edemez "İsrail'i haritadan silip, israil topraklarınıda içine alan bir Filistin devleti kurulacağını" sanan varsa, yani ne diyeyim ona en iyi ihtimalle fazla romantik ve hayalperest diyebiliriz. Dünyanın sayılı güçlü ordularından, ve en tehlikeli silahlarına sahip ordularından. Ve son derece zengin bir ülke olan İsrail'i Filistinlilerin yıkacağına inanan varsa o fazla uçmuş demektir. Abbas, İsrail'i haritadan silmek gibi, Filistini kat kat aşacak hedefleri değil, İki ayrı bağımsız devleti savunuyordu (Denktaş modeli). Filistin halkı Mahmud Abbas'ın bu görüşlerini biliyordu. 50 yıldır tanıdıkları ve görüşlerini bildikleri bir liderdi ve devlet başkanlığı seçimlerinde bunu bilerek oy verdiler. Şu andada Abbas bundan farklı bir çizgi izlemiyor. Ancak El Fetih içerisindeki Mervan Barguti ve Dahlan arasındaki mücadeledede tarafsız bir profil izliyor. Zaten Abbas Arafat'ın ölümünden sonra, bütünleştirici ve Filistindeki tüm grupların saygısını kazanan bir isim olduğu için öne sürülmüştür. Onun FKÖ nün dış ilişkiler sekreteri olmasıda, Arafat Sonrası Filistinin diplomatik ayağının zayıflamaması için bir çareydi. Ancak, Abbas'ın görece yumuşak liderliğiyle El Fetih içinde Dahlan grubu güç kazandı. Şu an bu iki grup arasında El Fetih içerisinde bir mücadele var gibi görünüyor. Ancak HAMAS'ın Gazzeyi silah kullanarak ele geçirmesi, Dahlan'ın elini güçlendirdi. El Fetih'in Filistindeki örgütlülüğü klasik bir örgütlenme değil. Yukarıda yazılanlar, koyu propagandist yazılar olmuş iki taraf açısından ama. Filistin gerçeği anlaşılamamış. Mesela Kırılma Noktası'nın Filistin bölümünde ilginç bir konuya dikkat çekmişti. Filistin de beş aile den dördü El Fetihli, yani sadece siyasi görüş olarak değil. Akrabaları El Fetih askeri, memuru, polis vs. Yani geçim kaynakları El Fetih bu koyu olarak batı şeria için geçerli. Filistinde insanlar ya ticaretle, ya kaçakçılıkla, ya İsrailde işçi olarak çalışarak, yada El Fetih için maaşlı çalışarak geçiniyorlar. Yada El Fetihten gazi, şehit yakını maaşı alıyorlar. Filistin'in merkez kaç, noktası olan Gazzede ise, Hamas ve İslami Cihad'ın kendilerine ait bir ekonomi yaratma çabaları vardı. Hamasa ait okullar, hastaneler vs. Ancak yine Para ağırlıklı olarak El Fetih üstünden geldiği için o bölgede bağımlı hale gelmiş oluyordu. son sürece gelirsek. Önce bir anektod vereyim. Ertuğrul Gazi öldükten sonra, Yeni bey seçilen Osman Bey. Feyz almak için Şeyh Edebali'ye gider. Edebali Osman Gazi'ye Anadoluya hükmeden Moğol İlhanı Argun'un ölüm döşeğinde olduğunu, ilhanlığın bir karar almaktan uzak olduğunu ve hemen harekete geçip. Konya sultanlığını ele geçirmesi ve konya tahtına oturmasını salık verir. Osman Gazi, genç ve tecrübesiz bir bey olmasına karşın öyle tespitler yaparki, Edebali şaşkınlığını gizleyemez ve böyle bir devlet adamıyla akraba olmak için kızını verir Osman Gazi'ye. Nedir Tespit : "Şeyhin Konya tahtı bizim için, ateşten gömlektir. Ateşten gömlektirki, Konya ve civarında dereler kurur olmuş. Kervan yolları silinmiş, imi timi belirsiz olmuş. Konya çarşısında esnaf malını sergiler olmaktan, ahiler palasını belinde taşımaktan korkar olmuş. Konya Tahtına oturmak hakim olmak değildir, Demektirki Konya tahtına oturmak, kapıkuluna maaş ödeyesiye, İlhana yalvaran okuntu göndermek. Tebayı beslemek için Moğol'a diz sürüp yalvarmak, çıfıt tüccardan borç alıp, faiz ödemek. Konya tahtına oturup hakim olmak için, bağdatı, tebrizi, acemi içine almak gerek, germiyan toprağından bitanya ucuna tekfur bırakmamak gerek. Konya tahtına oturanın beş yıl sonra yakacak odunu kalmayası. Bizim önümüz açıktır çok şükür, gününün batısına dönük yüzümüz" Yani ne anlatmaktadır Osman Gazi. Ben istersem yarın konya tahtına otururum. Ama hiçbir iradı olmayasn Konyayı nasıl yönetirim. Moğolun tam hakimiyetine girerimki para göndersinde ülkeyi yöneteyim. Beş yıl sonra hem konya biter hem ben biterim. Oslo sürecinden sonra El Fetih'in başına gelen budur. Geliri olmayan bir ülkeyi, İsrailde çalışan işçilerinin israil tarafından maaşlarından kesilen vergilerle. Batılı ülkelerin dotasyon ve subvansiyon yardımlarıyla yönetmek ve bir yandan İsraile karşı savaş vermek. Bu elbette bir oligarşi yaratır ülke içinde kaçınılmaz. Direnişçi bir örgütken, bir ülkeyi yönetir hale gelmişlerdir. Bu ikisinin arasındaki fark bazen yakıcı olur. yıpratıcıda. bir karavanın arkasında yaşayıp, 24 saate beş adres değiştirip savaşmanın gerektirdiği yetenek başkadır. Diplomasi masasının gerektirdiği yetenek ve verilmesi zorunlu olan ödünler başkadır. Şimdi İsrail'le masaya oturuyor diyerek yapılan suçlama El Feti'e yönelik art niyetli gerçek bilindiği halde amaçlı yapılan suçlamadır. Yani düşmanında olsa masaya oturmadan ülke yönetilmez. Yoksa haniye gibi elde çantayla para toplamaya çalışırsın. Öyle de olmaz, çantayla para toplanıp ülke beslenmez. HAMAS burada nerede durmaktadır. Hamas kendisini Filistinin çıkalarına mı adamıştır. Yoksa başka ölçekte verilen bir savaşta Filistinin bir ayak olmasınamı uğraşmaktadır. Zurnanın zırt dediği noktada budur. Hamas bugün, İran ile ABD ve müttefikleri arasındaki mücadelede Filistin topraklarının bir tarafın mücadelesinin bir mevzisi olmasını umuyorsa bu Filistin'e hayır getirmez. Zira İsrail'le açık bir çatışmaya girmekten çekinen İran. Filistine hiçbir zaman askeri olarak destek veremiyecektir. Hamas'ı şeriat uygularsa maddi manevi destekleyeceğini açıklayan El Kaide'Nin vereceği destek türüde, Filistin'e hayır getirmez. Çünkü El Kaide'nin etkin olduğu ülkelerin hali ortadadır. Nasıl bir tezattırki, El kaidenin güçlü olduğu ülkeler, zayıflamış ve ABD nin tam kontrolune girmiştir. Yemen gibi. Ben kesinlikle HAMAS'ın bir el kaide olduğuna inanmıyorum. Ama bana kimse, El Kaide yöneticinin "HAMAS Gazzede şeriatı uygularsa destek veririz" açıklamasından sonra, Gazzede Şeriat Yasalarını yürürlüğe sokmanın mantığını açıklayamaz. Şimdi Yukarıda kimi yazılanları okuyorum gerçekten şaşırıyorum. İş bu raddeye vardımı. Birbirini karalamak için bu kadar gemiyi azıya alınacak kadar : Gülen Cemaatine ait bir internet sitesinde çıkan haberde işte "el fetihliler başı kapalı genç kızların zorla başını açtı, cami bastı , imam öldürdü vs" gibi koyu taraftarlık ve yangına körükle giden propaganlar vs. %98 i müslüman olan bir ülkede, El Fetih Gerçektne din düşmanı olsa bile böyle şeyler yaparmı. Ben alıntılayan arkadaşımızında inanacağını sanmıyorum ama bu karşı propagadandada ne kadar abartılacağını işin gösterir hale gelmiş. Yani bu tür yayınlardaki propagandayla, El Fetih, Yeniden Doğmak dizisindeki zalim Bulgarlara çevrilmiş. Tabi yine %98 i müslüman olan Batı Şeriada hakim olması ve desteklenmesi anlamsız o zaman. Öbür tarafta HAMAS'ı batının ajanı ve uşağı ilan etmiş. O zaman niye savaşıyor bunu açıklamakta imkansız. Yani klasik olarak kılıçlar çekilmiş, birbirine doğrultulmuş, propagandalarda. naçizane Fikrimce: El Fetih içindeki oligarşik unsurlardan kurtulmalı. Dış ilişkilerle sağlanan gelirleri haricinde hiçbir geliri olmayan bir ülkeyi yönetmenin zorluğuyla, dış ilişkilerde bulunduğun aktörlerin dayatmalarına karşı durma arasındaki dengeyi iyi kurmalı. Dahlan gibi adamlara müsamaha etmek yerine ( ki bunda HAMAS'ın payı büyüktür. Yani radikallik radikalleri güçlendirir) tüm vucudu saracak kangren olmadan organını feda etmesini bilmelidir. HAMAS, Hem ben İsrail'i tanımıyorum, resmi temasta bulunmam diyip. Hemde ben Filistin'i yöneticem demeyip ( ki böyle bir şey anlattığım gibi imkansız) Kendini Filistin yasalarından, devlet başkanından bağımsız görüp, şeriat yasaları uygulamaya kalkmak gibi onarılması çok zor hasarlar vermekten vazgeçip, Filistin mücadelesini, dünyada verilen başka savaşların bir ayağı haline getirecek girişimlerden vazgeçip aklını başına toplamalıdır. Dünyanın en kritik coğrafyasında, kişisel çıkarlar, maceralar peşinde koşmak. Düşmana buyur otur demekten farksızdır. Filistin'de kendi aralarında kanlı iktidar mücadelesi verenle İsrail'i unutmamalıdır. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Arafat'ın Brütüs'ü Almanya'ya kaçtı KUDÜS Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ın ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen Muhammed Dahlan'ın Almanya'ya sığındığı bildiriliyor. Bu arada, El Fetih'in atadığı Başbakan Selam Feyyaz, Dahlan'ın bankadaki 7 milyon dolarına el koydu. El Fetih'e yakın kaynaklar, İsrail'in Yediot Ahranot gazetesine yaptıkları açıklamada, Dahlan'ı para kaynaklarını doğru yönetmemek, Hamas'a karşı savaşta başarısız olmak ve bu amaçla verilen fonları kendi hesabına geçirmekle suçladılar. Dahlan'ın yardımcıları ise bu tür suçlamaların doğru olmadığını ve kendisine duyulan kişisel öfkeden kaynaklandığını savundular Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.