Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
İslam dinine inanmayıpta, başka bir varlığa, düşünceye, olaya, gerçeğe inannların, akıbeti nedir ? bu akıbete göre düşünceye saygıdan nasıl bahsedebiliriz ?

 

 

Ben yaratanı inkar edeyim, ona düşman olayım asi olayım birde kalkayım saygı bekleyeyim olacak iş mi..?

Diğer topictede söylediğim gibi saygı kelimesinin tanımını bir kontrol etmeniz gerekiyor ve daha sonra bu tanımı islam inancı ve hükümlerine apileke edin ne göreceksiniz..?

 

 

Saygılar..

  • Cevaplar 73
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Bozan ve Ali01

 

İslam dinine inanmayıpta, başka bir varlığa, düşünceye, olaya, gerçeğe inannların, akıbeti nedir ? bu akıbete göre düşünceye saygıdan nasıl bahsedebiliriz ?

 

Mantık ilmi içinde;siz de ifadeler arası bağları ortaya koyarak cevap yazın lütfen...

 

Bu sorunuz hangi bağımdaki çelişkiden...

 

Uyarı vardır;çok derdinizdiyse uzak durun cehennemlik işlerden;ama kimse yeryüzünde sebepsizce başkasına zarar veremez;adaleti katledemez...

:zorro:

Gönderi tarihi:

düşünce saygı ne demektir ?

 

 

konumuz saygı kelimesinin anlamı değil, düşünceye saygı kavramı

 

düşüncelere saygı göstermeliyiz diyen bir müslüman, samimi değildir

 

çünkü inandıkları din düşünceye saygı göstermiyor

 

benin Allah'a değilde başka bir yaratıcıya inanmam kendi düşüncemdir, ve sizin veya inancınızın buna saygı göstermesi gerekiyor. Sen benim gibi düşünmediğin için cehennemde kebap olacaksın demek veya bunu diyen bir dini benimsemek, düşünce ögürlüğünü dolayısıyla düşünceye saygıyı baltalar.

Gönderi tarihi:

Saygı ile suç ve ceza ilişkilerini karıştırmamalısınız..

Allah kendi kanunlarını o şekilde belirlemiştir..

Kendine isyan edeni, kendini reddedeni cezanlandıracağını yazmıştır..

Saygımı gösterseydi sence..?

Sanırım bu sorun Allahla insnaı aynı kategoride değerlendirmenizden kaynaklanıyor..

Allah irade sahibi ve sonsuz güç kudret sahibidir..

İnsan baz alınarak değerlendirilmez..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Kendine isyan edeni, kendini reddedeni cezanlandıracağını yazmıştır..

Saygımı gösterseydi sence..?

 

Evet

 

Sanırım bu sorun Allahla insnaı aynı kategoride değerlendirmenizden kaynaklanıyor..

Allah irade sahibi ve sonsuz güç kudret sahibidir..

İnsan baz alınarak değerlendirilmez..

 

Biz kendimizi Allah olarak değerlendirmiyoruz, olayları ve mantığı değerlendiriyoruz.

 

Sizde Allah'tan örnek verirken insanı baz alıyorsunuz, bu doğaldır

Gönderi tarihi:
Yine analım o zaman Aristo abiyi bıraktıklarıyla...

 

Bakın ne vardır Kur'an'da???

 

dünya hayatından çok öte bir hayat ve geçişte yer alacak adalet günü;kim mükafatlandırılacak kim cezalandırılacak belli olacak...

 

Allah her şeyi yaratmıştır ve bilir...

 

Bu yine X olsun(İslam'a ters değil görüyorsunuz)...

 

Allah kimin cezalandırılacağını da kimin mükafatlandırılacağını da bilir;çünkü bunlar da zaten ondan gelmektedir...(X)

 

O zaman bu büyük bilgiye sahip olmak için dünya hayatının üzerinde olmamız gerekir ki biz kimin sonunun ne olacağını bilemeyecek kadar içindeyiz...

 

O zaman kimse sen "cehennemlik"sin diyerek "sebepsiz" yere haddi aşamaz...

 

Yani karşıya saygı Allah inancına ters bir durum değildir...

 

Aksine kimse kimin ne zaman nasıl iman edeceğini bilemeyeceği için haddini aşmak hoş olmaz...

 

Gördünüz mü Allah inancı ve İslam'ı salt kendi kalıbınızda alınca durumu nasıl da negatif algılıyosunuz...

 

Bütünlüğü bozmaya gerek yok;bilmiyosanız yeterince, vakit kaybetmeden öğrenin...

 

Saygılar...

 

:zorro:

 

Bu cezalandırma ve saygı bağlamını hatırlatmak gerekiyor galiba;hala aynı düzeyde bir yanıt alamadım...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
O zaman bu büyük bilgiye sahip olmak için dünya hayatının üzerinde olmamız gerekir ki biz kimin sonunun ne olacağını bilemeyecek kadar içindeyiz...

 

Ali01

 

İslam inancıi ve değerlenirilmesine göre, kimin cennetlik yada cehennemlik olacağı Kur'anda bir çok konuda bildirilmiştir, bu nedenle dünya hayatının üzerinde olmamız gerekmiyor, nasılki ahiret hayatına yada Allah'a inanmak için dünya hayatının üzerinde olmak gerekmiyorsa (Kur'an inanana yetiyorsa), cennetlik ve cehennemlik olayını bilmek içinde gerekmiyor. Çünkü Kur'anda bu kavramlar bilgi sahibi olacak kadar bildirilmiştir.

Gönderi tarihi:
Biz kendimizi Allah olarak değerlendirmiyoruz, olayları ve mantığı değerlendiriyoruz.

 

Sizde Allah'tan örnek verirken insanı baz alıyorsunuz, bu doğaldır

Olayları ve mantığı değerlendirirken yaratanla yaratılan aynı kefede incelenmez.

Yaratanla yaratılan her bakımdan ayrıdır..

Güç, kudret, irade, yapı, konum vs..

Bunlar göz ardı edildiğinde yanlış değerlendirmeler yapılabilir..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Bunuda aklımda bulundururarak değerlendiriyorum her zaman.

O halde Allah güç sahibi iken ve bir şeyi emretmişken o bir emreden konumunda olmasına rağmen emrettiği şeylerin yapılmamsına saygı göstermesini nasıl beklersin..

Emreden emrettiğinin yapılmamasına saygı gösterecekse neden emretsin..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Su emretmis kelimesi de hic hos degil. Hic kimse hic kimseye birsey emredemez, bu Kur'an-in Allah'i dahi olsa. Ama, zaten Yaratan'in emri degil, Muhammed'in emri butun bu emredilenler. Yaratan, ona inananlarin icinde zaten bir his olarak vardir, ve his olarak kalacaktir. Gerisi gereksiz teferruat.

Gönderi tarihi:
Su emretmis kelimesi de hic hos degil. Hic kimse hic kimseye birsey emredemez, bu Kur'an-in Allah'i dahi olsa. Ama, zaten Yaratan'in emri degil, Muhammed'in emri butun bu emredilenler. Yaratan, ona inananlarin icinde zaten bir his olarak vardir, ve his olarak kalacaktir. Gerisi gereksiz teferruat

 

Güç, kudret, irade ve konumdan bahsetik yukarda..

Yaratanla yaratılan aynı kefede incelenmez dedik yukarda..

Bu bağlamda..

"Hiç kimse emredemez bu hoş değil" sözün yaratılanlar arasındaki bir olaydır..

Yani konu yine yukarda tarafsızla benim yazışmamızla ilgili..

Tekrar edecek olursak..

Yaradan güç kudret ve irade sahibiyse emredebilir yapıp yapmayıda bize bırakmış, sonucu göze alınarak ya yapılır ya yapılmaz..

 

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Emreden emrettiğinin yapılmamasına saygı gösterecekse neden emretsin..

 

Emreden emrettiğinin yapılmayacağını biliyorsa neden emretsin ?

 

iki adet mantık çıkmazı

 

O halde Allah güç sahibi iken ve bir şeyi emretmişken o bir emreden konumunda olmasına rağmen emrettiği şeylerin yapılmamsına saygı göstermesini nasıl beklersin..

 

Şöyle bir mantık olabilir bence ,

 

hayal aleminde emredilen şeyin yapılmaması, gerçeğe dönüştüğünde yanmayı gerektiriyorsa bizim için en büyük saygısızlıktır. Eğer Allah gerçekten varsa, bunu öldükten sonra anlayacaksak bile imitihan dünyasında kendisine inanmadığımız için yakılmayı hazmedemeyiz. Bunu en büyük saygısızlık olarak görürüz ve sonsuza kadar yanmayı göze alırız. Çünkü zaten kendisini gördüğümüzde bildiğimizde O'na inanmış olacağız, emirlerini büyük bir dikkatle yerine getireceğiz, ama O bunu kabul etmeyip yakacaksa yaksın, zaten mal sahibi o istediğini yapabilir. Ama kesinlikle saygı kavramından bahsedilemez böyle bir durumda. Eğer acı çektirerek emirleri yerine getirmemizi istiyorsa zaten söylenecek bir söz kalmaz fazla. Alsın bizi tepe tepe kullansın deriz.

Gönderi tarihi:
Emreden emrettiğinin yapılmayacağını biliyorsa neden emretsin ?

Kader konusu öyle mi..:)

Bu yine sil baştan olmayacak mı..

Allah'ın bilmesi ile bizim yaşamamız ayrıdır..

Onun zamansız olarak bildiğini biz zamanlı olarak yaşıyoruz sonuçta yaşayacağız..

Tabi cüz'i irade söz konusu olduğu için emre itaat etmemeyi seçen yine kuldur..

Senin cetevelin santi metreleri arasındaki seyahatinle cetvelin her santimini yukardan gören adamın farkı gibi bir şey..

Zamanlılık zamansızlık..

 

hayal aleminde emredilen şeyin yapılmaması, gerçeğe dönüştüğünde yanmayı gerektiriyorsa bizim için en büyük saygısızlıktır. Eğer Allah gerçekten varsa, bunu öldükten sonra anlayacaksak bile imitihan dünyasında kendisine inanmadığımız için yakılmayı hazmedemeyiz. Bunu en büyük saygısızlık olarak görürüz ve sonsuza kadar yanmayı göze alırız. Çünkü zaten kendisini gördüğümüzde bildiğimizde O'na inanmış olacağız, emirlerini büyük bir dikkatle yerine getireceğiz, ama O bunu kabul etmeyip yakacaksa yaksın, zaten mal sahibi o istediğini yapabilir. Ama kesinlikle saygı kavramından bahsedilemez böyle bir durumda. Eğer acı çektirerek emirleri yerine getirmemizi istiyorsa zaten söylenecek bir söz kalmaz fazla. Alsın bizi tepe tepe kullansın deriz.

 

Bakın bu noktada size farklı birşey söyleyeceğim..

Eğer Allah'a inamayanlar gerçekten düşünerek inanmıyorlarsa yani bir inat yoksa içlerinde, yada bir düşmanlık yoksa bir isyan yoksa olay bir daha boyut değiştiriyor..

Senin yukarda bahsettiğin "eğer Allah varsa yani öldüğümüze bu anlaşılırsa ona itaat etmemizin utancı karşısnda yanmayı yani cezayı hakaderim-isterim" sözünüz kuvvetli bir bağı samimiliği ve imanı işaret ediyor bu duygu ilginç ve güzel..

Ama altını çizerek tekrar ediyorum Allah'ın varlığına, Peygaberine ve Kur'an-ı Kerim'e gerçekten inanmıyor musunuz..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Onun zamansız olarak bildiğini biz zamanlı olarak yaşıyoruz sonuçta yaşayacağız..

 

Zamansız olarak bilim diye bişey yok, herşey belli bir zamana göre olur, olmak zamansız olmaz.

 

Cansız olarak gördüğün bir kaya bile zamanı yaşıyor, kayayı oluşturan atomlar birbirine tutunmuş kayayı oluşturmuşlar ve bir birine tutunmaya devam ettikçe o kaya varlığını sürdürecek

 

 

Allah'ın bilmesi ile bizim yaşamamız ayrıdır..

 

İnsanı tartışmıyoruz, Allah'ı tartışıyoruz, insanı tartışacak olsak hak verebilirim ama sen dedinki

 

"Emreden emrettiğinin yapılmamasına saygı gösterecekse neden emretsin.."

 

Yani direkt Allah'ı sorguluyor olduk, insanı değil

 

Ama altını çizerek tekrar ediyorum Allah'ın varlığına, Peygaberine ve Kur'an-ı Kerim'e gerçekten inanmıyor musunuz..

 

Mümkün değil, bunun için elimde beni ikna edecek deliller olması lazım, bana göre olmadığına göre benim herhangi bir sorumluluğum yoktur, ve eğer islama göre yanacaksam bu durumumdan dolayı bunu bana yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görürüm ve bırakın Allah'ın yakmasını gider kendim gönüllü olarak yanmak isterim.

 

Kimse öylesine bir şeye inanmaz, inandıracak bir şeyler lazımdır. Sen Allah'a inanıyorsan buna kendi kapasitenle inanıyorsun, ben inanmıyorsam buna kendi kapasitemle inanmıyorum, başkası putlara inanıyorsa buna kendi kapasitesiyle inanıyor, yani kimse inancından dolayı yakılmamalı. Yakılacaksa bu kesinlikle saygısızlıktır, çünkü ona o kapasiteyi veren biri olduğu iddiası vardır, sahibi kim olursa olsun !!!!

Gönderi tarihi:
Zamansız olarak bilim diye bişey yok, herşey belli bir zamana göre olur, olmak zamansız olmaz.

 

Alah'ın zamandan münezzeh olmasından bahsediyorum..

Zamanında gerisi ilerisi vardır ve cetvel örneğini o yüzdne verdim..

Cetvelin tamamını gören tamnına vakıftır biz ise santimleri arasında ilerliyoruz, beşimci santimdeyiz diyelim altıncı santimi göremyoruz ancak altıncı santime geldiğimizde orayı göreceğiz..

 

Mümkün değil, bunun için elimde beni ikna edecek deliller olması lazım, bana göre olmadığına göre benim herhangi bir sorumluluğum

 

Allah delilleri sunmuştur ve yaratcımıza göre bu deliller akıl için yeterlidir..

Bütün bu delillere rağmen yeterli değil diyorsan iman noktasında açık bir görüntü istiyorsun gibi bir mantık oluşur, bu durumda imtihanın hükmü kalmamış olur Allah'ı baş gözüyle görmek istemek gibi bir olay hasıl olmuş olurki Alla'ın dilediği ettiği imtihan ortadan kalkmış olur..

Bu sistemlerin tesadüfen olamayacağı maddenin aklının omadığı Kur'anın değişmezliği, Peygamberin yüksek ahlakı, mücadelesi, mucizesi..

Bu konuda daha fazla yorum yapmayacağım zaten bütün tartışmalarda bunları anlatıyorum..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Ali01

 

İslam inancıi ve değerlenirilmesine göre, kimin cennetlik yada cehennemlik olacağı Kur'anda bir çok konuda bildirilmiştir, bu nedenle dünya hayatının üzerinde olmamız gerekmiyor, nasılki ahiret hayatına yada Allah'a inanmak için dünya hayatının üzerinde olmak gerekmiyorsa (Kur'an inanana yetiyorsa), cennetlik ve cehennemlik olayını bilmek içinde gerekmiyor. Çünkü Kur'anda bu kavramlar bilgi sahibi olacak kadar bildirilmiştir.

 

Bu nasıl bir alakadır???

 

Pardon ama her şeyi en iyi bilen Allah'dır...

 

Ve kimin nereye gideceğini de en iyi o bilir...

 

Siz Özdeşlik ilkesini kırdınz böylece;biz kimin nasıl bir geleceği olacağını bilemiyoruz;bildiğimiz sadece bize gösterilen;bunun sonucunda gerçek manada iman edp edemeyeceğimiz bile belli değil daha...

 

Bakın;gördünüz mü;nasıl da çelişik durumlara giriyor ve alakayı "kelce" kuruyorsunuz...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Zamanında gerisi ilerisi vardır ve cetvel örneğini o yüzdne verdim..

 

xlark tades, zamansızlık diye bir kavram seninde gördüğün gibi yoktur, cetvel örneğin, zamanzılığı değil zamanın yapısını belirtiyor.

 

Bu sistemlerin tesadüfen olamayacağı maddenin aklının omadığı Kur'anın değişmezliği, Peygamberin yüksek ahlakı, mücadelesi, mucizesi..

 

Hepsi bir iddiadır, delil değil

 

 

Bakın;gördünüz mü;nasıl da çelişik durumlara giriyor ve alakayı "kelce" kuruyorsunuz...

 

Ali01, bide ne anlatmak istediğinizi tam olarak anlayabilsem tam olarak cevap vereceğim ama anlayamıyorum işte, bu sitede sizinle aynı frekansta bir arkadışımız çıkar umarım, ayrıca bana göre polemiğe meyilli bir haliniz var. Ama ben yinede sorularınızı polemiğe izin vermeden samimi bir şekilde yorumlamak isterim çünkü benim için kişiler değil fikirler önemli.

 

saygılar.

Gönderi tarihi:
Ali01, bide ne anlatmak istediğinizi tam olarak anlayabilsem tam olarak cevap vereceğim ama anlayamıyorum işte, bu sitede sizinle aynı frekansta bir arkadışımız çıkar umarım, ayrıca bana göre polemiğe meyilli bir haliniz var. Ama ben yinede sorularınızı polemiğe izin vermeden samimi bir şekilde yorumlamak isterim çünkü benim için kişiler değil fikirler önemli.

 

saygılar.

 

Öncelikle şunu söyleyeyim:Beni polemiğe sizler ittiniz;ben mantıki olarak bir bağ kurmaya çalıştım,siz inadına kendi bildiğinizi okuyup bu bağlara aynı türden cevap veremediniz...

 

Size diyorum ki:kurduğum bağlarda ne vardı çelişik???

 

Bu nasıl bir alakadır???

 

Pardon ama her şeyi en iyi bilen Allah'dır...

 

Ve kimin nereye gideceğini de en iyi o bilir...

 

Siz Özdeşlik ilkesini kırdınz böylece;biz kimin nasıl bir geleceği olacağını bilemiyoruz;bildiğimiz sadece bize gösterilen;bunun sonucunda gerçek manada iman edp edemeyeceğimiz bile belli değil daha...

 

Bakın;gördünüz mü;nasıl da çelişik durumlara giriyor ve alakayı "kelce" kuruyorsunuz...

 

Dememin sebebi de budur...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Pardon ama her şeyi en iyi bilen Allah'dır...

 

Ve kimin nereye gideceğini de en iyi o bilir...

 

Siz Özdeşlik ilkesini kırdınz böylece;biz kimin nasıl bir geleceği olacağını bilemiyoruz

 

ali01

 

İslamda neyin nasıl olacağı olacağı bildirilmiştir.

 

Örneğin

 

Allah'a inanmayan cehennemde işkence görecek !

 

bunu biliyoruz, çünkü Kur'an öyle yazıyor

 

Sonradan Allah vazgeçermi bunu bilemeyiz ama olacaklar belirtilmiştir.

Gönderi tarihi:
xlark tades, zamansızlık diye bir kavram seninde gördüğün gibi yoktur, cetvel örneğin, zamanzılığı değil zamanın yapısını belirtiyor.

Cetvel örneği, cetvele yukardan bakan kişi için zamansızlık..

Cetvelin santimleri arasında hareket eden için zamanlılığı ifade ediyor..

 

Hepsi bir iddiadır, delil değil

 

İradesiz olarak imkansız olacak bir şeyin tersi yani iradeliliği imkan dahilinde ve ıspat hükmündedir..

Bir bina kendi kendine bilinçsiz var olamaz bilgisi, biri tarafından bilinçli yapıldığı bilgisine atfen ıspat hükmündedir..

İllaki yapan kişiyi ve nasıl yaptığını görmek gerekmez, ortada bilinçli bir şey vardır ve bunun varlığı bilen birinin yaptığının ıspatıdır..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Birey gelişme sürecinin en önemli merhalelerinden ilk çocukluk döneminde geçer Frued'a göre. Çevresinin bilhassa annesinin ilgisini yeterli derecede alan çocuk etrafıyla kendiyle ve herşeyden önemlisi bütün bir dünya ile barışık ve sorunsuz bir yaşama kavuşur. Fakat yeterli ilgiyi göremeyen çocuk, örneğin sütten erken kesilen, ilerideki yıllarda bu sevgisizlik ve ilgisizliği, savaşkan, sorunlu insanlara karşı yaklaşımlarında güvensiz bir kişilik olarak ortaya koyar. Frued'a göre bu yüzden ilk çocukluk karakterin oluşumu için oldukça etkilidir.

 

Son yıllarda Fruedian yaklaşımı benimseyen bazı psikologlar, kavgacı, sorunlu, kendisiyle çevresiyle ve tabiatla kısaca tüm kainatla kavgalı olan sorunlu kişilerin aynı zamanda Tanrıyla da ciddi sorunları olduğunu keşfetmiştir. Denekler üzerinde yapılan araştırmalarda, insanlara karşı güvensiz olan, sürekli tehlikelerden şikayet eden, kendisi dışındaki herkesi küçümseyen, hayatı maddeden ibaret gören düşük düşüncelerin aynı zamanda Tanrı kavramıyla da kavgalı olduklarına rastlanmıştır.

 

Oysa yapılan araştırmalarda Tanrı kavramıyla sorunsuz olan, içlerini sevgi barış ve kardeşlikle doldurmuş kişilerin aynı zamanda olumlu bir ilk çocukluk dönemi geçirdikleri saptanmıştır...

 

Kimbilir bilim ilerledikçe daha neler göreceğiz...

Konuyu takip ettikten sonra tek bir tespiti yazmaya karar verdim.

Çünkü konuyu açan yazı hem eksik ve hem de ardı sıra gelen yorumlar hatalı ve bazı şeylerden noksan...

 

En önemli noksanlığı ortaya koymak isterim...

 

Freud'ın "Psikanalitik Kuramı"na ve bu kuramdan yola çıkan Erikson'un "Psikososyal Kuramı"na göre, 0-1 yaşlarını huzursuz geçiren bebeklerin "Tanrı" inancına "Soğuk" oldukları ve "Ateist Eğilimli" oldukları tespiti doğrudur...

 

Lakin şu vardır ki;

Her ateist bu yüzden Ateist olmamaktadır.

 

Bu tespitin muhatabı olan ateistler, daha çocukluktan beridir "Tanrı" anlayışını "Benimseyememekte"dirler.

Kısaca bunlar zaten hep Ateisttirler denilebilir...

 

Ancak diğer bir kısım ateistler bu şekilde bir yaşantı ile ateist olmamaktadırlar.

Hatta bir "Tanrı'nın Varlığını" son derece sorunsuz ve huzurlu bir şekilde kabul edipte "Genç Yetişkinlik" döneminde "Ateizm"i seçen insanlarda vardır.

 

Ve öyle ki Freud'a göre insanın kişilik gelişimi tam olarak "Genç Yetişkinlik" döneminin başlangıcı olabilecek olan Ergenlik Döneminin sonunda "Sona Erer". Bu yüzden "Kişilik Gelişimi"nde Freud bu dönemi hiç ele almaz bile. Çünkü ona göre bireyler 0-6 yaşlarında "Kişilik Gelişiminin Ana Özelliğini" kazanırlar... 0-1 yaşlarını huzursuz geçiren çocuklarda ilköğretim dönemlerinde bu eğilimi çeşitli şekillerde ortaya koyarlar zaten...

 

Freud'un yazıya konu olan tespitinde şu var;

0-1 yaşlarını huzursuz geçiren bebekler "Ateist" olmaktadırlar.

 

Birde şu tespit vardır ki;

"Her Ateist, Ateist Eğilimi çocukluğundan getirmemekte, yine Freud'un "kişiliğin gelişiminin tamamen son bulduğu" ve artık "kişiliğin oturduğu"nu tespit ettiği "Genç Yetişkinlik" döneminde "Ateist" olan insanlar vardır.

 

Yani Ateistliğini "Bebekliğindeki Huzursuzluğuna Boçlu Olmayan" Ateistlerde mevcuttur.

 

Böylelikle şöyle bir önerme karşımıza çıkıyor:

"0-1 yaşlarını huzursuz geçiren bebekler, ileride Ateist eğilimli olmaktadırlar"

"Ancak her Ateist, 0-1 yaş dönemini huzursuz geçirdiği için Ateist olmamaktadır."

 

Bunlara göre herkes kendisini pekala tartabilir...

 

Şimdi geçmişinize bakın mesela...

Kim bebekliğindeki Huzursuz bir yaşanmışlıktan dolayı Ateist?

Kim bebekliğindeki Huzurlu bir yaşanmışlıktan dolatı İnançlı?

Kim Genç Yetişkinlik Döneminden edindiği kazanımlarından dolayı bir tercihen Ateist oldu?

Kim Genç Yetişkinlik Döneminden edindiği kazanımlarından dolayı bir tercihen İnançlı oldu?

 

Bu sorular, muhatabı olan kimselerce tam anlamıyla "Nesnel" olarak cevaplanabilecek sorular değildir.

Çünkü herkes o bebeklik dönemini hem tam olarak bilememektedir,

Ve hemde mutlaka herkes kendisi ile ilgili bir Savunma Mekanizması oluşturacaktır yanıtlarken.

O yüzden Nesnel olamayacaktır kimse...

 

Yine de kendinize bu soruları sorun mutlaka...

Geçmişinizi bir karıştırın...

 

Lakin şunu söylemek istiyorum;

Bu konu bir kaç satırlık cümlelerle tartışılacak kadar basit bir konu değildir bence.

Sonuçta "Psikoloji" bilimine girer ve ne yazık ki ben bir çok tespitin çok yüzeysel ve menfii olduğunu gördüm.

 

İletimde Ateizm'i savundum ya da yerdim,

Ne de İnançlılığı savundum ya da yerdim...

Elimden geldiğince, bu eksik bilgiyi tamamlamada nesnel olmaya çalıştığımı düşünüyorum...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Cetvel örneği, cetvele yukardan bakan kişi için zamansızlık..

 

xlark tades

 

cetvel varsa zamanda var, nerden bakarsan bak, bakmak bile zaman alır. Zamansızlık diye bir kavram yoktur, bilimsel olarak hiçbir ispat ve delilide yoktur. Sadece zamanın göreceliği vardır bu da zamanın olmadığını değil zamanın materyallere göre durağan göründüğünü açıklar.

 

 

İradesiz olarak imkansız olacak bir şeyin tersi yani iradeliliği imkan dahilinde ve ıspat hükmündedir..

 

size göre öyle olabilir ama bilimsel olarak değildir.

 

Bir bina kendi kendine bilinçsiz var olamaz bilgisi, biri tarafından bilinçli yapıldığı bilgisine atfen ıspat hükmündedir..

 

Görünen birşey ve buna atfen yapılan belirtme ispat hükmündedir evet doğru

 

İllaki yapan kişiyi ve nasıl yaptığını görmek gerekmez, ortada bilinçli bir şey vardır ve bunun varlığı bilen birinin yaptığının ıspatıdır..

 

Evet maddesel olarak doğru ve deneylenebilir. Dolayısıyla ispatı kolaydır

 

 

Ama hiçbiri Allah için geçerli değil çünkü hiçbir şekilde bu yazdıklarınıza göre belirtisi yoktur, deneyleyemeyiz göremeyiz bilemeyiz. Siz sadece kendi düşündüğünüze inanırsınız.

 

 

Bir resmin sahibinini görmeden bu resmi birisi (insan) çizmiştir bir ispattır, ama bu resmi bir hayvan çüzmiştir derseniz bu ispat değil iddiadır, çünkü daha önce görmediğimiz bir olayı ispat diye yutturamayız

 

 

saygılar

Gönderi tarihi:
ali01

 

İslamda neyin nasıl olacağı olacağı bildirilmiştir.

 

Örneğin

 

Allah'a inanmayan cehennemde işkence görecek !

 

bunu biliyoruz, çünkü Kur'an öyle yazıyor

 

Sonradan Allah vazgeçermi bunu bilemeyiz ama olacaklar belirtilmiştir.

 

Neyi seviyorsanız onun adına dinleyin beni artık!!!

 

Her şeyi bile Allah'dır;ceza da mükafat da =ndan gelecektir ve ilk söylediğimiz cümleyi de tekrarlarsak bunlardan hangisine layık olacağımızı da en iyi O bilir...

 

Bizim gibi insanların şunu yaptım tamam cennetliğim;eyvah şu andan itibaren cehennemliğim diyebilmesi olanaklı değildir;ayırca kime imanın nasıl ve ne zaman geleceği belli değildir;bizim bildiğimiz bildirilen;var mı elimizde cennetten tapu ya;yapmayın lütfen...

 

Ve rica ediyorum benim gibi kendi içinde çelişki taşımayan bağlar kurmaya çalışın, ya da ben çelişki doğruduysam bu bağlarda, onu belirtin kurallıca;yoksa böyle çok kısır bir döngü oluyor aramızda ...

 

Saygılar...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Neyi seviyorsanız onun adına dinleyin beni artık!!!

 

Her şeyi bile Allah'dır;ceza da mükafat da =ndan gelecektir ve ilk söylediğimiz cümleyi de tekrarlarsak bunlardan hangisine layık olacağımızı da en iyi O bilir...

 

Bizim gibi insanların şunu yaptım tamam cennetliğim;eyvah şu andan itibaren cehennemliğim diyebilmesi olanaklı değildir .................

 

Ali01

 

O zaman ben cennette gideceğim çünkü dinsizim, dinsizler cennete gidecek (!)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.