Φ katakuta Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2007 Azeriler Ezanin sesini kisti Cami sayısının İran'ın maddi desteğiyle son yıllarda hızla arttığı Azerbaycan'da hoparlörle ezan okunması 'gürültü kirliliği yarattığı' gerekçesiyle yasaklandı haberin devami: http://www.milliyet.com.tr/2007/05/27/dunya/adun.html Darısı türkiyenin başına.Laik yöneticilere örnek olur inşallah Alıntı
Φ denizz Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2007 hadise ezanın yasaklanması değil, camilerden hoperlörlerle anons edilmesinin yasaklanması.destekliyorum.aynı şekilde kiliselerdeki çan,la anonsta yasaklanmalı.özellikle birbirine yakın camilerin olduğu semtlerde sesi sonuna kadar açılmış anfilerle, aynı anda başlayan ezanlar adeta kente hava taarruzu olmuş,kırmızı alarm verilmiş gibi bir durum oluşturuyor.herkezin kolunda saat varken çok gerekli olduğunu sanmıyorum. Alıntı
Φ ertugruld Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Ezan dinin adeta simgesidir. Dinin özetidir. Müslüman bir toplum ezansız düşünülemez. Buna karşı çıkanlar ya ateistlerdir, ya da anlam ve öneminden haberdar olmayanlardır. Bunların da rahatsız olmaları gayet doğaldır. Herkes iman edecek diye bir zorunluluk da yoktur. Yüce Allah dilediğini doğru yola iletir. Azerbaycan'da olan ise, halkın tepkisi üzerine ezanın yeniden hoparlörden okunmaya başlanması, sadece hastane ve kamu kuruluşları civarında çıplak sesle okunması şeklindedir. Alıntı
Φ Sevket63 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 lAIK bir ulkenin yonetiminde bu tur olaylarin olamamasi zaten acaip karsilanir bizim Turkiye kendisi laiklikten cok memnun kaldi ya orayada bizimkiler laikligi uyguladilar gel gor 50000 yil da gecse bu laiklik sisitemiylen biz 1 arpa boyu yol gidemeyecegiz allah cumlemizin basintan su laikligi ve laiklleri dev ettsin Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Ezan dinin adeta simgesidir. Dinin özetidir. Müslüman bir toplum ezansız düşünülemez. Buna karşı çıkanlar ya ateistlerdir, ya da anlam ve öneminden haberdar olmayanlardır. Bunların da rahatsız olmaları gayet doğaldır. Herkes iman edecek diye bir zorunluluk da yoktur. Yüce Allah dilediğini doğru yola iletir.Azerbaycan'da olan ise, halkın tepkisi üzerine ezanın yeniden hoparlörden okunmaya başlanması, sadece hastane ve kamu kuruluşları civarında çıplak sesle okunması şeklindedir. Size göre anlam ve önemi çok büyük olabilir, bana göre ise kuru gürültüdür, arap kültürünü zorla inanmayanlara dinleterek insanları rahatsız etmektir.Hasta olan, yorgun olan var,bebekler var. v.s. Yatsı ve sabah ezanları ile insanların uykusunu bölmeye ne hakkınız var? Yeri gelir islamın bilimselliğinden dem vurusunuz ama ezana geline hala 1400 sene önceki usule göre bağırarak milleti rahatsız edersiniz. Takvim var,saat var ve daha nice teknolojik aletler,neden kullanmıyorsunuz? .Namaz kılmak isteyen bunlara göre namaz vaktini bilir ve camiye gider değilmi? Size ezan okumayın diyen yok madem illa okuyacaksınız caminin içinde sadece gelen cemaatın duyacağı kadar sesle okuyun,milletin kafasını patlatarak değil. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Hasta olan, yorgun olan var,bebekler var. v.s. Yatsı ve sabah ezanları ile insanların uykusunu bölmeye ne hakkınız var? Yeri gelir islamın bilimselliğinden dem vurusunuz ama ezana geline hala 1400 sene önceki usule göre bağırarak milleti rahatsız edersiniz. Takvim var,saat var ve daha nice teknolojik aletler,neden kullanmıyorsunuz? .Namaz kılmak isteyen bunlara göre namaz vaktini bilir ve camiye gider değilmi? katılıyorum Alıntı
Φ medeni Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Olaya bakın olaya. Olur ama bu kadarıda olmaz dedirtecek cinsten bir olay. Bakın arkadaş akıllara durgunluk veren cümleyi nasıl da kurmuş!! Buna karşı çıkanlar ya ateistlerdir, ya da anlam ve öneminden haberdar olmayanlardır. Bunların da rahatsız olmaları gayet doğaldır. Arkadaşın dediğine göre ateistlerin ve dinden bihaber olanların rahatsız olması doğalmış. Yani bunu bile bile birde ezanın avazı çıktığı kadar okunmasını destekliyor. Bu ne demek oluyor şimdi. "Biz çoğunluğuz bizim dediğimiz olur, rahatsız olan olsun. bizi ilgilendirmez." Beykardeş!! sizin dininizde başkalarını rahatsız etmek önemsenmiyor bunu biliyoruz ama başkalarını rahatsız etmek etik bir davranış değildir. Hele hele birde rahatsız ettiğini bile bile rahatsız etmek hiç etik değildir. Hele hele birde üstüne üstlük bunu içinde saklamayıp "rahatsız olan olsun" deyip meydan okumak hiçmi hiç etik değildir. Böyle düşünüyorsun, bari kimseye söyleme de seni ayıplamasınlar. Kimse Avrupadan filan örnek verip bu ezanın rahatsızlığını örtmeye kalkmasın. Kiliselerde çan sesi haftada bir kez çalar ve zaten o da 1 dakika bile sürmez. Ezan ise en az 10'ar dakikadan hergün en az 5 kere okunur. Yani kiliselerin verdiği rahatsızlığın 350 katı kadar fazladır. Avrupada burdaki cami kadar kilise olmadığını ve bazı kiliselerde hiç çan çalınmadığınıda göz önünde bulundurduğunuz takdirde, camilerin verdiği rahatsızlık kiliselerin en az 700 katı kadar fazladır. Yani ikisini kıyaslamak bile kargaları güldürecek kadar komiktir. Maksat insanları namaza çağırmaksa; namaz saatlerini bildiren yüzlerce çeşit kol saati var. Ama maksat o değilki!! Maksat baskın cemaat olduğunu haykırıp diğerlerini sindirmek. Eğer insanları bir yere çağırmak veya onlara bir vaktin geldiğini bildirmek minareden bağırmaktan başka yolla olmuyorsa. Öyleyse tüm okullara da birer minare yapılsın, okul müdürü her sabah çocukları bağıra bağıra okula çağırsın. Hatta bunu kamu kuruluşlarında da uygulayalım da bari ortalık neye uğradığını şaşırsın. Bu ülkede namaz kılan insan sayısı yüzde 2 yi bile bulmaz. Buna rağmen yüz kişiden 2 kişi namaz kılacak diye ortalığı pazar yerine çevirmeyi istemek gayet kaba ve gayet çirkin bir davranıştır. Ne hopörlörle nede hopörlörsüz ezan okunmamalıdır. Bunu yapıyor olmak karşındakine zulüm etmekten başka birşey değildir. Herkes iman edecek diye bir zorunluluk da yoktur. Yüce Allah dilediğini doğru yola iletir. Senin o yüce allah ilkönce seni doğru yola iletsinki başkalarını rahatsız etmemeyi öğren. sonra sıra bize gelsin. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Bu ülkede namaz kılan insan sayısı yüzde 2 yi bile bulmaz. Buna rağmen yüz kişiden 2 kişi namaz kılacak diye ortalığı pazar yerine çevirmeyi istemek gayet kaba ve gayet çirkin bir davranıştır. Ne hopörlörle nede hopörlörsüz ezan okunmamalıdır. Bunu yapıyor olmak karşındakine zulüm etmekten başka birşey değildir. katılıyorum Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Herşey bittide sıra ezanamı geldi!!!! Bu ezanlar - ki şahâdetleri dinin temeli Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. M.Akif Ersoy/İstiklal Marşı Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Uzun zamandır, bu tür yaklaşım sergileyenlerin aslında başka birşeyi gizlediklerini farkettim. Bu insanlar güya mantıki gerekçelerle islamın bazı yönlerine karşı duruyorlar, ancak şöyle hafiften dikkat edip, "zihin okumaya" meyledersek; Bu insanların islama karşı hasımane tutumları dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeye düşman olduklarını, dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeyin yasaklanmasını istediklerini görebiliriz... Ezan sanki yarım saat okunan bir metinmiş gibi rahatsızlık vermesinden bahsediyorlar. 2 dakika sürüyor ve toplumun çoğunluğu okunmasını istiyor. Azınlık bu kadarına tahammül edemiyor mu? Yoksa azınlığın çoğunluğa galebe çaldığı bir toplumda mı yaşanılıyor. Azınlık ve çoğunluğun isteği çatıştığında hangisini baz almak gerekiyor...Bu tahammülsüzlük gerçekten sese mi veya Azınlıktan bazıları yoksa islama mı tahammül edemiyor...Ha ne dersiniz!? Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Ezan sanki yarım saat okunan bir metinmiş gibi rahatsızlık vermesinden bahsediyorlar. 2 dakika sürüyor ve toplumun çoğunluğu okunmasını istiyor 2 dakikalık yüksek gürültü, hemde sabahın köründe, uyuyan bir insanı rahatsız etmeye yeter. Namaz saatlerinde uyarılmak isteyenler için yeterli teknoloji rahatlıkla bulunmakta. Burada çoğunluk azınlık söz konusuysa az sayıda kişi namaz kılacak diye binlerce kişi rahatsız edilemez. Biliyorsunuzki müslümanların büyük bir çoğunluğu namaz kılmaz, cuma günleride dahil buna. Gördüğümüz namaz kılan binlerce kişide (camilerde) azınlıktadır milyonlarca insan yanında. Ayrıca, ezana karşı çıkanlara pek rastlayamayız, çünkü karşı çıkanlar mümin toplum içinde saygısızlık ve günahla itham edilerek ahlaki boyutta didiklenir. Bundan endişe ve rahatsılık duyan insanda ezana karşı çıkamaz diye düşünüyorum, tecrübelerime dayanarak. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Uzun zamandır, bu tür yaklaşım sergileyenlerin aslında başka birşeyi gizlediklerini farkettim. Bu insanlar güya mantıki gerekçelerle islamın bazı yönlerine karşı duruyorlar, ancak şöyle hafiften dikkat edip, "zihin okumaya" meyledersek; Bu insanların islama karşı hasımane tutumları dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeye düşman olduklarını, dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeyin yasaklanmasını istediklerini görebiliriz... Ezan sanki yarım saat okunan bir metinmiş gibi rahatsızlık vermesinden bahsediyorlar. 2 dakika sürüyor ve toplumun çoğunluğu okunmasını istiyor. Azınlık bu kadarına tahammül edemiyor mu? Yoksa azınlığın çoğunluğa galebe çaldığı bir toplumda mı yaşanılıyor. Azınlık ve çoğunluğun isteği çatıştığında hangisini baz almak gerekiyor...Bu tahammülsüzlük gerçekten sese mi veya Azınlıktan bazıları yoksa islama mı tahammül edemiyor...Ha ne dersiniz!? Hafifte olsa dikkat kesilerek psikologluk yapıp zihnimizi okumaya gerek yok. Açık açık söylüyoruz defalarca, yüzlerce, binlerce. Bizim kimseye karşı hasmahane tutumumuz yok, kimselere düşmanlığımız yok. Aksine humanizm'e insan haklarını korumaya davet ediyoruz herkesi, her önümüze çıkanı ayırmadan. Bunda anlaşılmayacak dikkat kesilecek ne var ? Bu ve benzeri konulara şimdi bahsedeceğim açıdan bakmazsan hiç bir zaman da anlayamayacaksın, anlaşılamayacak. Söz konusu insan haklarını korumak olduğunda çoğunluk yada azınlık referans alınmıyor. Söz konusu tek bir insanda olsa, sıhhatine dokunan ses veya benzeri kirlilik olayını ortadan kaldırmak devlet görevlilerinin hizmeti olmalıdır. Kaldıki insan yaşamı için çok daha gerekli olmasına rağmen bazı şehirlerde klakson yasağı getirilmiştir. Dünya standartlarına göre yatak odası 40 dB, oturma odası ise 45-50 dB olmalıdır. Bu değerler evrensel yasaların kabul ettiği değerlerdir. Bu ölçülerin üzerindeki sesler insanı rahatsız eder, duyma ve anlama problemine yol açar, insan sağlığında ruhi bozulmalara yol açar kabul edilmiştir. Havalı hoparlörlerden evlerin içerisine giren sesin şiddeti 80-85 dB civarındadır. Havalı hoparlörlerin ev yakınında olması halinde; 100 dB civarında ses almaktadır insanlar. Kaldıki desibel artışı logaritmiktir her 3 dB artış bir kat artışa tekabül eder. Şimdi sormak gerek düşmanlık yapılıyor diyenlere. İnsan sağlığını korumak için, nereden gelirse gelsin karşı çıkılmasının ne denli düşmanlığı olabilir. Bizler ezan sesleri sussun klakson sesleri devam etsinmi diyoruz ? Artık şunu inançlılar kafalarına sokması gerekir. (mümkün gözükmüyor) İnsanlığa dayatma olmayan, mutlu bir sosyal yaşam rahatlığına etkisi olmayan hiç bir inanca düşmanca bakmıyoruz, bakmayız. Ama şunu bilmenizi istiyoruzki; insan mutluluğunu kim ne şekilde istismar ederse etsin karşısında bizleri bulacaktır. Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Bizler ezan sesleri sussun klakson sesleri devam etsinmi diyoruz ? Artık şunu inançlılar kafalarına sokması gerekir. (mümkün gözükmüyor) İnsanlığa dayatma olmayan, mutlu bir sosyal yaşam rahatlığına etkisi olmayan hiç bir inanca düşmanca bakmıyoruz, bakmayız. Ama şunu bilmenizi istiyoruzki; insan mutluluğunu kim ne şekilde istismar ederse etsin karşısında bizleri bulacaktır. Dışarıvurum bağlamında böyle. Bir dönem biz başörtüsüne değil türbana karşıyız söylemi gibi. Ne yapalım ancak böyle kandırabiliyoruz hikayesi... Sosyal yaşam rahatlığına etkisi olmayan denilmiş. Soru a)Ben sosyal yaşam rahatlığını 5 vakit ezan sesini duyarak yaşıyorum siz ise rahatsız oluyorsunuz...)Ne olacak? soru b)bahsi geçen desibel beni ürkütmüyor sizi niye ürkütüyor soru c)kulağı kapatarak sesi engellemek mümkün 2 dakika kulağınızı toplumun çoğunluğu için kapatamaz mısınız yoksa toplumun çoğunluğu sizin iki dakikalık kulak veya mide sorununuz için ezanı mı kaldırmalıdır? Soru d)İnsan niye ezan sesinden mutsuz olur ki, desibel yüksekliğinden mi.. Soru e) karşımda sizi bulduğumda sizden korkmam mı gerekiyor? soru f) belinizde kara kuşakla beraber baretta mı taşıyorsunuz... Tüm bu soruların cevabı umarım "çevre düzenleme" değildir... *********** **************** *************** ************* Bu arada siz kafanıza mı sokarsınız bilmiyorum ama inançlılar artık bunları yutmuyor sizinde bunu bilmeniz gerekiyor. NŞA'da bu üslupla dini konularda yazı yazmamaya özen gösteriyorum ama bu kadarı da pes ettiriyor artık... Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Arkadaşlar ezan nedir insanlara ibadet zamanının geldiğini bildirmek değil midir?O halde bu vakti saatle öğrenebilecek durumun mevcutken acaba diyorum bunun neresine kızıyor inançlı arkadaşlar.Üstelik bir arkadaşımızın dediği gibi avaz avaz hoparlörü sonuna kadar açıp elli yerden birden ezan okumanın mantığı nedir.Ben çok yakından şahidim ki bu tarz bir çok inanaçlıyı bile çileden çıkarıyor. Bu arada ya bizde de ****** beraber ********* varsa ne olacak... Sanrım Sivas ,tan matbaası ve son genelev olaylarındaki lerin bir benzeri olacak.Bilginin tükendiği yerde sanırım bu söylemler ve eylemler bazı inanaçlılar için klasikleşmiş bir tarz olmaya başladı.UNUTTUNUZ GALİBA DİNDE ZORLAMA YOK DİYEN SİZLERSİNİZ.BİZ HEP AKSİNİ İDDA ETTİK NE KADAR HAKLI OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA İSPATLAMIŞ OLDUNUZ. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Dışarıvurum bağlamında böyle. Bir dönem biz başörtüsüne değil türbana karşıyız söylemi gibi. Ne yapalım ancak böyle kandırabiliyoruz hikayesi... Sosyal yaşam rahatlığına etkisi olmayan denilmiş. Soru a)Ben sosyal yaşam rahatlığını 5 vakit ezan sesini duyarak yaşıyorum siz ise rahatsız oluyorsunuz...)Ne olacak? soru b)bahsi geçen desibel beni ürkütmüyor sizi niye ürkütüyor soru c)kulağı kapatarak sesi engellemek mümkün 2 dakika kulağınızı toplumun çoğunluğu için kapatamaz mısınız yoksa toplumun çoğunluğu sizin iki dakikalık kulak veya mide sorununuz için ezanı mı kaldırmalıdır? Soru d)İnsan niye ezan sesinden mutsuz olur ki, desibel yüksekliğinden mi.. Soru e) karşımda sizi bulduğumda sizden korkmam mı gerekiyor? soru f) belinizde kara kuşakla beraber baretta mı taşıyorsunuz... Tüm bu soruların cevabı umarım "çevre düzenleme" değildir... ********** *********** *********** ************* Bu arada siz kafanıza mı sokarsınız bilmiyorum ama inançlılar artık bunları yutmuyor sizinde bunu bilmeniz gerekiyor. NŞA'da bu üslupla dini konularda yazı yazmamaya özen gösteriyorum ama bu kadarı da pes ettiriyor artık... Polemik olmasın diye mümkün olduğunca işi teknik açıdan anlattım anlaşılsın diye ama anlaşılmadı. Polemiği bırak tehdite başvurulmuş. Ama heyhat kişilik işte ne yapabilirim. İnsan olmak kolay olmuyor. 1-İnsan mutluluğu için hazırlanan yasalar sayılara göre yapılmaz dedim bunu anlamamışsın. 2-Senin rahatsız olmadığın şeyden başkasının rahatsız olmamasını beklemen dar, bencil düşüncedir. 3-"Ürkme" terimine ben yabancıyım sen çok alışıksın sanırım. 4-İnsanlara günde 5 kez İki dakikalık kulak kapattırma dayatması ticani bir zihniyettir. 5-Kafasını kumdan çıkaramayan insanlar insan mutluluğu söylemlerini korkma, korkutma diye anlarlar. Çünkü çevreyi tanımazlar bilmezler. İnsan değerine yabancıdırlar. 6-Bizler mücadelemizi demokratik biçimde yaparız. Eşkıyalıkta gözümüz olamaz. ********** ve ********** okuyanların değerlendirmelerine bırakıyorum. Alıntı
Φ medeni Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 bu tür yaklaşım sergileyenlerin aslında başka birşeyi gizlediklerini farkettim. Hiç yoktan iyidir. Güzel bir gelişme bu. Keşke biraz daha düşünseydiniz de buna benzer başka şeyleride farketseydiniz. Şu düşman sözcüğünüzü şiddetli rahatsızlık olarak değiştirirseniz söylediklerinizde doğruluk payı bir hayli yüksek. Bunu yeni farketmenize de şaşmak lazım. Düşmanlık göreceli bir kavramdır. Bize göre islama karşı durmak islama düşman olmak değildir sadece ondan korunmaktır. Ama siz kendi taraftarlarınızı kışkırtmak uğruna düşman sözcüğünü kullanmayı yeğliyorsanız bu sizin kendi sorununuzdur ve buna göre; bizim davranışlarımızı İstediğiniz gibi nitelendirebilirsiniz bu bizi bağlamaz. bu tür yaklaşım sergileyenlerin aslında başka birşeyi gizlediklerini farkettim. Yukarıda da dediğim gibi; insanların birşeyi gizlediklerini anladıktan sonra düşünmeye devam etseydiniz işte o zaman sonuca ulaşabilirdiniz. Ama bu sizin yaptığınız tipik bir teist mantığı olduğu için "neden gizliyorlar acaba" demeden dilediğiniz noktada düşünmeyi durdurursunuz. "Herşeyin bir yaratıcısı vardır" dersiniz ama "herşeyin bir yaratıcısı varsa allahı kim yaratmış" dendiği zaman düşünmeyi o noktada durdurup "o ezelidir" diyerek düşünme mevsimini kapatırsınız. Birçok konuda bilimden örnekler verirsiniz ve sonunda da konuyu istediğiniz noktaya getirdikten sonra bilimi de düşünmeyi de bir kenara bırakıp "Allahın mucizesi" diyerek işin içinden çıkarsınız. Çünkü maksat düşünüp sonuca ulaşmak değil konuyu allaha ve dine taşıyıp orada sonlandırmak. Burda da aynı tavırı sergilemişsiniz. İnsanlar birşeyler gizliyor diye düşündükten sonra "neden acaba" demeden, insanları birşeyleri gizlemekle suçlayıp konuyu bitirmişsiniz. Çünkü düşünmeye devam etseydiniz; insanları nasıl korkutup sindirdiğinizi, onlara nasıl bir baskı ve zulüm yaptığınızı bulacaktınız. Birde hiç çekinmeden; zülmedip korkutanı değilde, mağdur olup korkanı suçlamışsınız, pes doğrusu. Bu insanlar güya mantıki gerekçelerle islamın bazı yönlerine karşı duruyorlar, ancak şöyle hafiften dikkat edip, "zihin okumaya" meyledersek; Zihin okumaya gerek yok beyefendi. Biz zaten söylüyoruz. Evet şiddetli rahatsızlık duyuyoruz. Tepkimizi düşmanlık olarak nitelendiriyorsanız, yukarıda da dediğim gibi, bu sizin probleminiz, bizi bağlamaz. Bu bir düşmanlıktır diyerek, taraftarlarınızı kışkırtıp üzerimize gönderme yoluyla kimseyi sindiremezsiniz. Diğer arkadaşların islam dininden ne derece rahatsızlık duyduğunu ben bilemem ama ben kendi payıma konuşacak olursam deliriyorum.çıldırıyorum, nevrim dönüyor diyebilirim. Nedenine gelince; önce size bir misal vereyim. Bir kişi düşünün. Bu kişi size bir ev vereceğini söylemiş ve karşılığında sizden bir takım isteklerde bulunmuş. Sizden yıllarca paranızı emeğinizi almış. Onun istekleri sonucunda yaşam tarzınızı bile yıllarca değiştirmek zorunda kalmışsınız. Üstelik bu kişi bütün bunları sizi tehdit ederek yapmış. Ve en sonunda o kişinin bir sahtekar olduğunu anlamışsınız. Adamın sahtekar olduğunu anladıktan sonra bile bir türlü yakanızı kurtaramıyorsanız, adam hala size zorbalık yoluyla zarar veriyorsa ve ayrıca bu sömürü birkaç gün bile değil yıllarca sürmüşse o kişiye karşı hangi duyguları beslerdiniz acaba? İsterseniz her zaman yaptığınız gibi adını siz koyun gitsin. Artık buna düşmanlık mı dersiniz, nefret mi dersiniz ne derseniz deyin, bu sizin probleminiz. Bu insanların islama karşı hasımane tutumları dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeye düşman olduklarını, dolayısıyla islamı çağrıştıran herşeyin yasaklanmasını istediklerini görebiliriz... Biz "şiddetli rahatsızlık" diyoruz siz işinize yaradığı için kışkırtma amacıyla "düşmanlık" kelimesini kullanıyorsunuz. Çünkü dine karşı düşmanlık sözkonusu olduğunda milletin galeyana gelip, egoist duygularla cinayetler ve katliamlar bile işleyebildiğini olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Maksadınız çözüm aramak değil çoğunluk olmanın verdiği güçle bastırmak. Öyle olmasaydı bu kelimeyi kullanmazdınız. Ben kendi payıma sizin deyiminizle "islamı çağırıştıran" herşeyden şiddetli rahatsızlık duyuyor ve nefret ediyorum. Mesela ezan bana tıpkı yukarıda bahsettiğim sahtekar adam misalindeki gibi; yıllarca oruç tutturdu, namazlar kıldırdı, beni cehennem korkuları içinde süründürüp psikolojimi bozdu, paralarımı gaspetti, cinsel hayatıma kadar müdehale etti, kısaca "ömrümü çürüttü". Hayatımın yarısını elimden aldı yani bir anlamda beni öldürdü. İşte ezan bana her seferinde bunları hatırlatan birşey olduğu için, benim açımdan sadece büyük bir gürültü olmasından öte; çok özel bir rahatsızlık kaynağıdır. Sadece ezan değil islamı çağırıştıran herşeyden nefret ediyorum. Hele o sıkmabaşları görünce ifrit oluyorum. Çünkü ben onları gördüğümde mağdur kişileri değil, benim paralarımla kendine cami yapan, çocuğuma okulda zorla din dersleri veren, bilim yuvalarımızı hurafe bozgununa uğratan, plajlarımızda genç kızlarımızın memelerine saldıran, yargıtaylarımızı ve aydınlarımızı katleden bir dinin taraftarlarını görüyorum. Ezan sanki yarım saat okunan bir metinmiş gibi rahatsızlık vermesinden bahsediyorlar. 2 dakika sürüyor Siz nerede yaşıyorsunuz ben bilemem ama bizim buralarda ezan 2 dakika değil en az 10-15 dakika sürüyor beyefendi. Çünkü benim yaşadığım yere en az 10-12 tane caminin sesi geliyor. Aynı anda başlamadıkları için 10 dakikadan az sürmüyor. Ayrıca 2 dakika değil, 2 saniye bile olsa tahammülümüz yok. Gidin evlerinizin içinde okutun ezanlarınızı. Sokaklar hakimiyet ilan etmek amacıyla naralar atma yeri değildir. ve toplumun çoğunluğu okunmasını istiyor. Toplumun çoğunluğu istiyor diyerek namaz kılmayan müslümanları da kastediyorsanız, onların hepsi islam tarafından işgal ve tehdit altında olan insanlardır. Aslında hiçbirisi istemiyor ve sahte cennet ve cehhennem masallarıyla tehdit altında ifade vermekten başka birşey yapmıyorlar. Gerçekte onlar biz dinsizlerden, ateistlerden veya gayrımüslümlerden bile daha fazla rahatsız oluyorlar. Çünkü ezan onlar için sadece bir gürültü kirliliği değil aynı zamanda her okunuşunda onlara namaz kılmadıklarını ve bu yüzden cehenneme gidebileceklerini hatırlatan bir tehdittir. Yani aslında gerçek zülum ve baskı bizden çok onlaradır ama tehdit altında ifade vererek istemeden "okunsun" diyorlar. Ezan zaten namaza çağırma bahanesiyle sürekli islamı, allahı ve cehennemi hatırlatıp insanları sürekli tehdit altında tutma amaçlıdır. Zaten ezan yerine ezan alarmlı saatlerin kullanılmak istenmemesinin sebebi de budur. Çünkü iş ezan alarmlı saate kalırsa kimsenin ezan dinlemeyeceğini çok iyi biliyorlar. Böyleliklede kimse tehdit edilmemiş olacağı için amaç yerine gelmemiş olurdu. Maksat insanların evlerine, işyerlerine ve tüm hayatlarına zorla girip sürekli cehennemi hatırlatma metoduyla tehdit ederek dini ayakta tutmak. Bir insanın başka birinin evine zorla girip kendi istekleri uğruna onu ölümle tehdit etmesiyle, ezan yoluyla zorla girilip tehdit etmenin hiçbir farkı yoktur. Namaza çağırmak filan hepsi bahane. Azınlık ve çoğunluğun isteği çatıştığında hangisini baz almak gerekiyor... İslam mantığına göre islamı baz almak gerekiyor. Ama evrensel insan haklarına göre kim haklıysa azınlık veya çoğunluk olarak bakılmaksızın haklıyı baz almak gerekiyor. Başkasının özgürlüğünün ve haklarının başladığı yerde sizin özgürlüğünüz ve haklarınız biter. Demokrasilerde temel olan ama sizin işinize gelmeyen prensip budur. Bu tahammülsüzlük gerçekten sese mi veya Azınlıktan bazıları yoksa islama mı tahammül edemiyor...Ha ne dersiniz!? Ben her ikisine de tahammül edemiyorum. Ne diyeceksiniz? her zamanki gibi "burası müslüman ülke, katlanmıyorsan git başka ülkede yaşa" mı diyeceksiniz? O halde ben de "gitmiyorum, burası benim ülkem" diyorum şimdi ne yapacaksınız? "Gitmiyorsan katlan öyleyse, biz çoğunluğuz ezeriz" mi diyeceksiniz? Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Herşey bittide sıra ezanamı geldi!!!! Bu ezanlar - ki şahâdetleri dinin temeli Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. M.Akif Ersoy/İstiklal Marşı Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 BİLİMSELCİAma şunu bilmenizi istiyoruzki; insan mutluluğunu kim ne şekilde istismar ederse etsin karşısında bizleri bulacaktır. Gitti o misilli kızılcık sopalı esprimiz, bir de tehdit etmek olarak anlaşıldı...Tamam, size bir daha espri yapmıyorum...Yukardaki metin sanırım site ait...Yanlış mı okudum, karşımda sizi bulacakmışım, veya karşıma çıkacakmışsınız. Kara kuşağınız mı var diye bu yüzden sormuştum, hani karşımda bulacağım ya sizi...Siz düşüncelerinizle karşımda olmayı kast etmişsiniz de ben olayı biraz komikleştirip hani canlı canlı çıkarmısınız diye nitelemiştim... Kızılcık sopalı espri de mine sota'ya aitti. Kocası telefonda karısına bir sürü laf ediyor ve beni oraya getirtme diyor, kadın artık dayanamıyor ve gel ama gelirken benimde yıllardır sakladığım kızılcık sopam olduğunu unutmadan gel kocacığım diyor... Benim hatam, espriyi (bu espriyi) bilmeyebileceğiniz aklıma gelmedi... Teknik açıyı anlamadığımı nasıl çıkardınız. Teknik açı pratikle tam örtüşmediği için gerek duymadıysak ya... gelelim insan mutluluğu için hazırlanan yasalar sayılara göre yapılmaz teorisine. Neye göre yapılır. İnsanlar neyin mutluluk olduğunu bazen sayılarla tespit ederler. Zaten oylamayı bunun için yaparsınız. İki tercihten birini yapacaksınız. O halde oylayalım. Tabiki kötü ve iyi arasında bir tercihi oylamak akla ziyan bir tutumdur. Ama diyoruz ki, ezan sesi sanıldığı kadar kötü birşey değildir. Ezan sesinden sağır olmuş, dengesi bozulmuş birinin bulunduğunu BİLMİYORUZ. Ne var ki, rahatsız olanlar olabilir. Diyoruz ki, madem ortada bu kadar ağır bir durum yok o halde bu saç.malığın adı nedir... Buradaki bir insanların mutluluğu meselesi değildir öyleyse tercih yapılabilir. OYLAYALIM.. Şimdi verilen cevapları inceliyoruz. 1. Anlamamam mümkün değil. Ancak, buradaki bilginiz eksik, dar kalmış. İnsanın mutluluğu için hazırlanan yasalar birçok durumda sayılarla yapılır. 367, 276 sayıdır. Bu sayıyı bulduğunuzda yasa yapılmıştır. Ha derseniz ki ben yasanın yapılış mantığına bakıyorum.Yasanın yapılış mantığı ne olursa olsun resmiyeti sayılarla sağlanır. Buradaki ikinci husus çoğunluğun istemiş olduğu bir yasa ortak yararı amaç edinmiş bir yasa anlamına da gelir. Tabiki demokrasinin ikinci bir yönü azınlığın haklarını da korumaktır. Ancak, azınlığın haklarını korumak uğruna çoğunluğun talepleri de yadsınamaz... 2. bu şıktaki haklılık payı yüksek. Ancak, ben kendi benimden ziyade toplumun genelini esas alırım. Günümüzün moda tabirini hatırlatmam gerekir mi? Gerekir sizinle zaten anlaşamıyoruz tabiri nerden hatırlayacaksınız. EMPATİ. Sadece kendim adına konuşsaydım daha ağır cümleler kurardım. Burada karşı duruş sergileyen siz ve sizden bazıları kendi rahatınız için başkalarının haklarını (ezan dinlemek veya dinlememek bir haktır) ortadan kaldırmanın meşru olduğunu savunuyorsunuz o halde bu da bencilliktir. 3. şıkkın cevabı. http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10...lime=%c3%bcrkme 4. Şıktaki cevap yanlış ticani değil Bekiri olmalı. 5. şık bir hakaret şıkkıdır bana söylenilmişse iade olunur. 6. ilk başta cevaplanmıştır. Yedinci mesele ben a,b,c,d,e,f olarak sormuştum siz 1.2... olarak cevap vermişsiniz. Bu bile sınıfta kalmanız için yeter... çevre düzenleme meselesini de sonra açıklayayım size... Bu sonda ezanın okunmasını hiç beklememiş insanlar bana saatle ilgili cümle kurmasınlar... Bu çok ayrı birşeydir, ezanın okunmasını beklemek inanılmaz ayrı birşeydir.. Alıntı
Φ medeni Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Dışarıvurum bağlamında böyle. Bir dönem biz başörtüsüne değil türbana karşıyız söylemi gibi. Ne yapalım ancak böyle kandırabiliyoruz hikayesi... Kandırma filan yok. "başörtüsüne değil türbana karşıyız" diyenler biz dinsizler ve ateistler değil gayrımüslümler de değil sadece sizin kendi tatlısu müslümanlarınızdır. Ayrıca bir taraftan tatlı su müslümanlarını da kendinizden sayarak "çoğunluk ezan istiyor" dedikten sonra aynı kişileri "başörtüsüne değil türbana karşıyız" dedikleri için yok saymaya çalışmak kolay bir mariret olmasa gerek. Çoğunluk olup başkalarını bastırmak gerektiğinde önüne geleni müslüman sayarsınız.Bastırma işlemi sona erdikten sonrada sayısını kullandığınız kişileri ıskartaya ayırırsınız. Biz dinsizler ve ateistler kamusal alanlarda hem türbana hemde başörtüsüne karşıyız. Sadece türban veya başörtüsüne değil kamusal alanlarda dinin D'sine bile karşıyız. Dışarda bunları takmanıza ise ucu ucuna katlanırız. Çünkü sizin yüzünüzden tüm dünyada arap damgası yiyoruz. Soru a)Ben sosyal yaşam rahatlığını 5 vakit ezan sesini duyarak yaşıyorum siz ise rahatsız oluyorsunuz...)Ne olacak? "Ne olacak" yerine "ne olmalı" diye sorulmalı. "Ne olacak" dediğiniz zaman zaten ne olduğu gözler önünde ve belli. Kimseyi takmayarak insanları çoğunluk olmanın verdiği cesaretle eziyor ve zülmediyorsunuz. "Ne olmalı" diye soracak olursanız "Ezan kaldırılmalı" derim. b)bahsi geçen desibel beni ürkütmüyor sizi niye ürkütüyor Tam tersine bizi değil esas sizi ürkütüyor. Çünkü kendini cehennem tehdidi altında hisseden biz değil sizsiniz. Zaten "rahatsız olmak" kelimesi yerine ürkme kelimesini kullanma sebebiniz de "kendiniz ürktüğünüz için" ezanın ürkülecek birşey olduğunu düşünmenizdir. Ürkme kelimesinin kaldırıp "rahatsız olma" kelimesine çevirecek olursak; sizi rahatsız etmeyebilir çünkü siz bu dinden menfaat sağlama peşindesiniz. Menfaat sağladığınız birşeyin sizi rahatsız etmemesi ise gayet normaldir. Ne menfaaati derseniz; cehennemden kurtulup cennete kavuşma menfaati diyebiliriz. Bunun dışında ise dünya hayatı dediğiniz gerçek hayatınızda ne menfaatler sağlayıp sağlamadığınızı bilemeyiz. Belki cennet ve cehennem dışında başka menfaatleriniz yoktur. Ama belkide bir imamsınızdır maaşınız vardır. Belkide dinci belediyelerden kiralanmış bir çaybahçeniz yada otoparkınız vardır. Belkide dinci medyadan gelir sağlıyorsunuzdur. Yada belki seccadeler ve hacı yağları gibi din ürünleri satıyorsunuzdur. Kimbilir? sizi tanımadan birşey diyemeyiz. Bu yüzden desibel ne kadar yüksek olursa siz o kadar çok memnun olursunuz. Desibel ne kadar düşük olursa olsun bizde yinede çok rahatsız oluruz. c)kulağı kapatarak sesi engellemek mümkün 2 dakika kulağınızı toplumun çoğunluğu için kapatamaz mısınız yoksa toplumun çoğunluğu sizin iki dakikalık kulak veya mide sorununuz için ezanı mı kaldırmalıdır? Kulak tıkamak hee?? İmamın pamuk tıkamasından esinlendiniz herhalde. Önceki yazımda da dedim ya zaten. Konuyu "din ürüsün, din yürüsün" noktasına getirdikten sonra düşünmeyi tam o noktada bırakırsınız. Öyle yapmasaydınız "kulağı kapatarak sesi engellemek mümkün" şeklinde bir sonuca ulaştıktan sonra düşünmeye devam ederek bunun ne kadar komik bir öneri olduğunu anlayabilirdiniz. Mesela konuyu din lehine getirip düşünmeyi o noktada bırakmasaydınız, devam eden düşüncelerinizde aklınıza bunlara benzer komik durumlar gelirdi. 1- Kulaklar tıkandığı zaman gereksiz seslerle birlikte, gerekli seslerde duyulamaz hale gelir ve bir trafik kazasına kurban gidebilirsiniz. 2- Sabahın köründe ezan sesiyle uyanmamak için kulaklarınızı kapatırsanız, işe gitmek için kurduğunuz saati de duyamazsınız. Bunun yanında uyandığınızda evinizde yatak odanızdan başka bir yerde eşya kalmayabileceğinizi de göz önünde bulundurmanız gerekir. 3- İnsanların rahatsızlık duyabileceği şeylerden korunmak için vücudundaki rahatsız edilebilecekleri konularla ilgili delikleri tıkaması ortaya çok çeşitli komik espiriler çıkarırki; sizin kızılcık sopası espiriniz bile bunların yanında çok sönük kalır. d)İnsan niye ezan sesinden mutsuz olur ki, desibel yüksekliğinden mi.. İster yüksek desibel ister alçak olsun. Biz ezanın her türlüsünden rahatsız oluyoruz. Çünkü ezan sadece gürültü değil aynı zamanda yıllarca bizi sömürmüş ve bize türlü türlü kötülükler yapmış bir dinin sesidir. O sesi kısık sesle duymak bile bizi rahatsız eder. Bize kulaklarınızı tıkayın gibi komik önerilerde bulunacağına; siz gidip bir ezan saatli walkman alın ve kulaklığı taktıktan sonra sesinide sonuna kadar açıp gümbür gümbür dinleyin. Hatta mademki dediğiniz kadar çok hoşunuza gidiyor hiç kapatmadan devamlı baştan dinleyin. e) karşımda sizi bulduğumda sizden korkmam mı gerekiyor? Ürkmek, korkmak, korkutmak. İşte islam kültürünün sonuçları. Öldür, saldır, kork, korkut, ürküt. Kızılcık sopaları, baretta silahlar. Aba altından kızılcık sopası göster sonrada baktınki yutmadılar, işi espiriye vur. Haşa efendim!! Dininiz kutsal olduğuna göre sizde kutsalsınız demektir. Sizin gibi kutsal insanlara kormak yakışırmı hiç? Korkmak bize mahsus birşey. Sizin din kardeşleriniz tarafından katledilen biziz. Biz dururken siz neden korkacakmışsınız? Siz çoğunluk değilmisiniz? Kafasını kaldıranın kafasını ezecek güçtesiniz nasıl olsa. f) belinizde kara kuşakla beraber baretta mı taşıyorsunuz.... Hayır barettaları aydınlarımızı katleden din kardeşleriniz taşıyor. Sizinde konuyla alakasız bir şekilde aklınıza baretta geldiğine göre sizde meraklısı olmalısınız. Biz dinsizlerin kavgayla, kara kuşakla, barettayla ve kızılcık sopalarıyla işi olmaz. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Böyle bir uygulamaya Türkiye'de kalkışılırsa halkın çoğunluğunun onaylayacağını hiç sanmıyorum;hatta onaylanmayacağından eminim, ondan böyle şeylere hiç gerek yok diye düşünüyorum... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Kandırma filan yok. "başörtüsüne değil türbana karşıyız" diyenler biz dinsizler ve ateistler değil gayrımüslümler de değil sadece sizin kendi tatlısu müslümanlarınızdır.Ayrıca bir taraftan tatlı su müslümanlarını da kendinizden sayarak "çoğunluk ezan istiyor" dedikten sonra aynı kişileri "başörtüsüne değil türbana karşıyız" dedikleri için yok saymaya çalışmak kolay bir mariret olmasa gerek. Çoğunluk olup başkalarını bastırmak gerektiğinde önüne geleni müslüman sayarsınız.Bastırma işlemi sona erdikten sonrada sayısını kullandığınız kişileri ıskartaya ayırırsınız. Biz dinsizler ve ateistler kamusal alanlarda hem türbana hemde başörtüsüne karşıyız. Sadece türban veya başörtüsüne değil kamusal alanlarda dinin D'sine bile karşıyız. Dışarda bunları takmanıza ise ucu ucuna katlanırız. Çünkü sizin yüzünüzden tüm dünyada arap damgası yiyoruz. "Ne olacak" yerine "ne olmalı" diye sorulmalı. "Ne olacak" dediğiniz zaman zaten ne olduğu gözler önünde ve belli. Kimseyi takmayarak insanları çoğunluk olmanın verdiği cesaretle eziyor ve zülmediyorsunuz. "Ne olmalı" diye soracak olursanız "Ezan kaldırılmalı" derim. Tam tersine bizi değil esas sizi ürkütüyor. Çünkü kendini cehennem tehdidi altında hisseden biz değil sizsiniz. Zaten "rahatsız olmak" kelimesi yerine ürkme kelimesini kullanma sebebiniz de "kendiniz ürktüğünüz için" ezanın ürkülecek birşey olduğunu düşünmenizdir. Ürkme kelimesinin kaldırıp "rahatsız olma" kelimesine çevirecek olursak; sizi rahatsız etmeyebilir çünkü siz bu dinden menfaat sağlama peşindesiniz. Menfaat sağladığınız birşeyin sizi rahatsız etmemesi ise gayet normaldir. Ne menfaaati derseniz; cehennemden kurtulup cennete kavuşma menfaati diyebiliriz. Bunun dışında ise dünya hayatı dediğiniz gerçek hayatınızda ne menfaatler sağlayıp sağlamadığınızı bilemeyiz. Belki cennet ve cehennem dışında başka menfaatleriniz yoktur. Ama belkide bir imamsınızdır maaşınız vardır. Belkide dinci belediyelerden kiralanmış bir çaybahçeniz yada otoparkınız vardır. Belkide dinci medyadan gelir sağlıyorsunuzdur. Yada belki seccadeler ve hacı yağları gibi din ürünleri satıyorsunuzdur. Kimbilir? sizi tanımadan birşey diyemeyiz. Bu yüzden desibel ne kadar yüksek olursa siz o kadar çok memnun olursunuz. Desibel ne kadar düşük olursa olsun bizde yinede çok rahatsız oluruz. Kulak tıkamak hee?? İmamın pamuk tıkamasından esinlendiniz herhalde. Önceki yazımda da dedim ya zaten. Konuyu "din ürüsün, din yürüsün" noktasına getirdikten sonra düşünmeyi tam o noktada bırakırsınız. Öyle yapmasaydınız "kulağı kapatarak sesi engellemek mümkün" şeklinde bir sonuca ulaştıktan sonra düşünmeye devam ederek bunun ne kadar komik bir öneri olduğunu anlayabilirdiniz. Mesela konuyu din lehine getirip düşünmeyi o noktada bırakmasaydınız, devam eden düşüncelerinizde aklınıza bunlara benzer komik durumlar gelirdi. 1- Kulaklar tıkandığı zaman gereksiz seslerle birlikte, gerekli seslerde duyulamaz hale gelir ve bir trafik kazasına kurban gidebilirsiniz. 2- Sabahın köründe ezan sesiyle uyanmamak için kulaklarınızı kapatırsanız, işe gitmek için kurduğunuz saati de duyamazsınız. Bunun yanında uyandığınızda evinizde yatak odanızdan başka bir yerde eşya kalmayabileceğinizi de göz önünde bulundurmanız gerekir. 3- İnsanların rahatsızlık duyabileceği şeylerden korunmak için vücudundaki rahatsız edilebilecekleri konularla ilgili delikleri tıkaması ortaya çok çeşitli komik espiriler çıkarırki; sizin kızılcık sopası espiriniz bile bunların yanında çok sönük kalır. İster yüksek desibel ister alçak olsun. Biz ezanın her türlüsünden rahatsız oluyoruz. Çünkü ezan sadece gürültü değil aynı zamanda yıllarca bizi sömürmüş ve bize türlü türlü kötülükler yapmış bir dinin sesidir. O sesi kısık sesle duymak bile bizi rahatsız eder. Bize kulaklarınızı tıkayın gibi komik önerilerde bulunacağına; siz gidip bir ezan saatli walkman alın ve kulaklığı taktıktan sonra sesinide sonuna kadar açıp gümbür gümbür dinleyin. Hatta mademki dediğiniz kadar çok hoşunuza gidiyor hiç kapatmadan devamlı baştan dinleyin. Ürkmek, korkmak, korkutmak. İşte islam kültürünün sonuçları. Öldür, saldır, kork, korkut, ürküt. Kızılcık sopaları, baretta silahlar. Aba altından kızılcık sopası göster sonrada baktınki yutmadılar, işi espiriye vur. Haşa efendim!! Dininiz kutsal olduğuna göre sizde kutsalsınız demektir. Sizin gibi kutsal insanlara kormak yakışırmı hiç? Korkmak bize mahsus birşey. Sizin din kardeşleriniz tarafından katledilen biziz. Biz dururken siz neden korkacakmışsınız? Siz çoğunluk değilmisiniz? Kafasını kaldıranın kafasını ezecek güçtesiniz nasıl olsa. Hayır barettaları aydınlarımızı katleden din kardeşleriniz taşıyor. Sizinde konuyla alakasız bir şekilde aklınıza baretta geldiğine göre sizde meraklısı olmalısınız. Biz dinsizlerin kavgayla, kara kuşakla, barettayla ve kızılcık sopalarıyla işi olmaz. Sevgili medeni,nikiniz gibi,yazdıklarınız ilede tam bir medeniyet örneği sergilemişsiniz.Sizin gibi aydın insanların olduğunu görmek ne kadar mutluluk verici.Sizi canıgönülden tebrik ediyorum. Alıntı
Φ Sevket63 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Anlasilan arkadaslar muslumanlarin o guzel ezani muhammedi hakikinda pek bilgi sahibi bir arkadas in yazisini okuyamadim bir cok arkadas ses ve gurultu olayini tartisyor burda kiminin kafasi catlamis mecburumu dinlemeye sesiz okunsun caminin icinde okunsun olur niye olmasin.!ulkemizde ozgurluk var herkes ne istiyorsa nerde istiyorsa sesizce yapsinkimseyi rahatsiz etneye hakki yok.dogru olur mu bu acaba %95 musluman olan bir ulkede ezan sesini arpacatan cevirip turkce okutunuz simdide sesiz ezan yemezler o devirler geride kaldi(Ezan bir nizami komutur musluman olan her kisi ezani duydumu mars mars camiye kosar adim nasil askerde dikkat komutu cekilince sira tek ,duz cizgi gibi oluyor ve sonradan komutan ikinci komutu arkadan veriyor dikkat(allahu ekber) asker talim baslamistir taim niye yapilir savas durumunda hazirda idmanli zinde asker bulunsun ezan musluman ulkelerde 5 vakit okunur musluman olmayan ulkelerde sadece cuma gunleri ogle namzinda okunuyor sesli ve haperlorden, her eylemin ve her isin bir cagri komutu ve birde basalma komutu vardir ezan da allah huzuruna devetin komutudurnsesli veya sesiz olur onemili olan o muslumnin namaz saatinde camide bulunmasidir zaten bir ulkede cami minaresinden ezan sesleri gelmiyorssa o ulkeye musluman ulke demeye kimsenin hakki yok o halkada umetti muhhamed denilmez her mahalede bir cami olsa gerci musliman ulklede olmasi sarttir hoperlore gerek kalmaz herhes ciplak sesi duyabilir evinden o yuzden ben ses cikartan aletler karsiyim ama tek uygulama her mahalede 20 ev basina bir cami dusecek(dinde zorlama var midir )vardir peki o ayet ilen ne demek isteniyor dinde zorlama vardir ama dini zorlama yoktur kisaca boyle her 14 yasini doldurmus musluman namaz kilmaklan mukeleftir Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Bütün bu okuduklarım bana bir seyi hatırlattı: Oglum cevresini yeni yeni algılamaya basladıgı zamanlarda ezan sesini duyar duymaz koşarak kucagıma gelir ve öcü diyerekten kucagımda uyumak isterdi. Yani; ezan sesi onda, anladıgım kadarıyla, büyük bir korku yaratırdı. Cocugu sakinlestirmek icin elimden geleni yapmama ragmen, oglum gene de öcü şokundan kurtulamayarak uyumak isterdi. Büyüdükce bu korkudan kurtuldu çok şükür. Her semtte bir veya birkac camii var ve bu camilerde bangır bangır okunan ezanlara da gerek yok diye düsünüyorum. Her camiden okunan ezan seslerinin, havada birbirine karışıp ezan salatası olup, insanı tedirgin ve rahatsız etmesine karşıyım. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Ama şunu bilmenizi istiyoruzki; insan mutluluğunu kim ne şekilde istismar ederse etsin karşısında bizleri bulacaktır. [/color][/size][/font][/b] Vaaayyyy neye izin vermiyorsun?cami imamını etkisiz halemi getireceksin,nasıl mesela minareden aşağımı atacaksın!!! Hayatın boyunca kaç sokak çocuğuna sahip çıktın? Hayatın boyunca kaç yaşlı insanın elinden tuttun? Hayatın boyunca kaç fakir öğrenciye destek oldun? Hayatın boyunca kaç sokak hayvanını alıp besledin? Hayatın boyunca kaç cinayeti engelledin? Hayatın boyunca kaç hırsızlık olayını engelledin? Hayatın boyunca kaç komşuna bir ihtiyacı olup olmadığını sordun? Hayatın boyunca kaç ağaç diktin? Hayatın boyunca kaç sosyal yardımlaşma derneğinin kapısını çaldın? Hayatın boyunca kaç aç insanın karnını doyurdun? Cevabın ne hepsine?Evet mi?Hayırmı? Evetse doğru yoldasın devam et insanlar bu şekilde mutlu olur,hayırsa bunları yapmayı dene..... İnsanları mutlu edecek tüm sorunları çözdünde ezanamı sıra geldi,ayrıca belki farkında değilsin ama ezanlar artık öyle her camiiden okunmuyor pilot sistem denilen bir olay uygulanıyor uzun bir süredir tek camii ezan okuyor ama hepsinden aynı anda okunuyormuş gibi.... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Vaaayyyy neye izin vermiyorsun?cami imamını etkisiz halemi getireceksin,nasıl mesela minareden aşağımı atacaksın!!!Hayatın boyunca kaç sokak çocuğuna sahip çıktın? Hayatın boyunca kaç yaşlı insanın elinden tuttun? Hayatın boyunca kaç fakir öğrenciye destek oldun? Hayatın boyunca kaç sokak hayvanını alıp besledin? Hayatın boyunca kaç cinayeti engelledin? Hayatın boyunca kaç hırsızlık olayını engelledin? Hayatın boyunca kaç komşuna bir ihtiyacı olup olmadığını sordun? Hayatın boyunca kaç ağaç diktin? Hayatın boyunca kaç sosyal yardımlaşma derneğinin kapısını çaldın? Hayatın boyunca kaç aç insanın karnını doyurdun? Cevabın ne hepsine?Evet mi?Hayırmı? Evetse doğru yoldasın devam et insanlar bu şekilde mutlu olur,hayırsa bunları yapmayı dene..... İnsanları mutlu edecek tüm sorunları çözdünde ezanamı sıra geldi,ayrıca belki farkında değilsin ama ezanlar artık öyle her camiiden okunmuyor pilot sistem denilen bir olay uygulanıyor uzun bir süredir tek camii ezan okuyor ama hepsinden aynı anda okunuyormuş gibi.... Suheda, bu saydıklarını bir insanın açıklaması hangi etiğe sığar söyler misin? Gerçi sizler bunları da saymaktan çekinmezsiniz, sayıp dökersiniz neler yaptığınızı, kimlere yardımda bulunduğunuzu. O pilot sistemin de nerede uygulandığını merak ediyorum dogrusu. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.