Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

imzandakiler mantıken bir yaratıcıyı çağrıştırıyor haklısın ama sizin bahsettiğiniz yaratıcıyı doğrulamıyor. ben zaten kesinlikle bir yaratıcı yok demiyorum bilmediğim konularda kesin hükümlü olmam. belkide vardır. belkide bizim varoluşumuza sadece sebep olmuşturda haberi yoktur. belkide yaratıcı biziz belkide güneş (dünya ve üzeridekiler güneşin parçasıdır) buda gayet mantıklı. buna benzer birsürü yaratılış hikayesi uydurabilirim.

kısacası sizinkisi mantıklı inançlardan sadece biri. kesin doğrudur diye birşey yok. hatta kitabınız yanlış olduğunu çağrıştırıyor buyüzden belkide var olan allahtan soğutuyor insanları...

  • Cevaplar 209
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Belki de en başından başlamak, ona bakış açınızdan başlamak gerekiyor. Bakınız haksöz nam-ı diğer katakuta dediklerinize:

Kendini paygamber ilan etmeden önce hatice ile evli olan ve hatice ölünceye kadar başka bir eşi olmayan , onun ticari işlerini yürüten muhammed, kırk yaşından sonra hangi çıkarları için arapların zaten ver olan el ilah (ellah) inacını kullandı. Ve bu inancı kullanarak neden kuran adında bir kitap yaratttı ?

Neden sorusunun cevabını siz vermelisiniz burada sayın katakuta. Bize göre o kitap ilahi bir kitap bizim açımızdan neden belli. Sizin bakış açınızdan bu sorunun mantıklı bir cevabı yok. Neden çıkarına düşkün(!) biri orta yaşlılığından sonra böyle bir maceraya atılsın ki? İşi gücü yok muydu? Vardı.

 

Muhammed, ticaret kervanlarıyla yaptığı seyahatler sırasında bir çok kültürle karşılaşmış ve dinler konusunda uzman denecek kadar bilgi edinmiş bir insandır. İncil ve tevratta kıral peygamberlerden bahsedilir. Mesela süleymanın o muhteşem salnatatı elbette ki muhammed cezb edecektir.

Zaten kendi toplumunda önemli bir yere sahip olan biri mi? Saltanat mı? İslamiyet öncesi hayatına bakarsan böyle bir düşkünlüğü olmadığını görürsün.

 

Lütfen, kurandaki kıssallar ile tevratın bir karşlaştırmasını yapın ve göreceksiniz ki motamot aynısı

Diyar diyar gezip dolaşmaktansa, bu kadar zorluklarla para kazanmaktansa, kendini peygamber ilan edip kestirmeden saltanat sahibi olmak düşüncesi çokmu olanaksız ?

 

Saltanat ona ne verebilirdi ki? Para mı? Kadın mı? Saygınlık mı? Sonunda ölümcül savaşlar yaşamış, eziyetler görmüş çocuklar taşlamış Allah rızası dışında ne için yapılır bunlar? O zenginliğin içinde niye kendini riske atsın ki? Peygamberliği ilan etmeseydi de istediği kadınla evlenebilirdi. Bunda bir sınırlama yoktu. Zaten zenginliğe sahip, toplumdan istediği kadınlarla evlenebilecek bir konumda olan çıkarcı biri neden tüm bunları ve daha fazlasını hayatını (çıkarcı biri için hayatından daha değerli ne var ki?) tehlikeye atar, onca eziyetlere katlanır ki? İşte asıl cevap veremeyeceğiniz soru bu.

 

Kuradan enfal; savaş ganimetleri hakkında mustakil bir sure var. Peki buna ne diyeceksiniz.

Peki öyleyse muhammedin haticenin ölümünden sonra çok eşliliğine ne diyeceksiniz ? Ayetlerle sabit.

Her evliliğinde bir politika başka bir kesimi dine davet için bir strateji ya da örnek olma söz konusu. Dediğim gibi peygamberliğini ilan etmeseydi evlenemeyecek miydi? Böyle zengin biri. Rahatlıkla istediği kadınla evlenebilirdi.

 

Maddi ve cinsel çıkarları için, insanların tanrı inancını kullanıp, savaşlarla bunu dayatmanın neresi erdem söylermisiniz ?

Asıl siz bu dünyadaki birtakım çıkarları için İslam ve onun peygamberine **** ***** görüşlerine alet olup bunu ?bilimsel düşünce? diyerek insanlara dayatıyorsunuz. Bunun neresi erdemdir söyler misiniz Sayın (!) haksöz? **********************************

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın Beyin Tokatlayıcı, Fahruddin Er-Razi'nin tefsirine bakalım:

"Gebelik Müddeti

..

İkinci Mesele

 

Bu ayet, hamileliğin en az müddetinin altı ay olduğuna delâlet eder. Çünkü hamilelik müddetiyle, süt emme müddetinin toplamı otuz ay olup, Cenab-ı Hak, süt emme müddeti hakkında, "analar çocuklarını tam iki yıl emzirsinler" buyurup, bu müddet otuz aydan çıkarılınca, geriye hamilelik müddetinin asgarisi olarak, altı ay kalır.

 

...

Ama insanlara gelince, kadın bazan yedi ayda, bazan sekiz ayda doğurur. Sekiz ayda doğan çocuklar, Mısır gibi belli beldeler hariç, genelde yaşarlar. Ama genel olan, doğumun dokuz ayda olmasıdır." Allah en iyi bilendir."

 

Kuran'ın bu ayetleri çelişmektedir, Muhammed hata yapmıştır demek yerine, en olmadık, akla mugayir yazıları yazabilen arkadaşları alkışlıyorum.

 

İnsan bir saçmalığın Allah'tan olduğuna inanınca, ne kadar akla mugayir olursa olsun, onu rasyonel göstermek için binbir kılıf arıyor.

 

İnsanoğlu'nun hamilelik süresi son menstruasyondan (aybaşı halinden) itibaren 40 ay, döllenmeden itibaren 38 haftadır. (son mentruasyondan 2 hafta sonra yumurtlama olur). Bu süreden önce doğan bebeklere prematüre bebek denir.

 

7 aydan önce doğan prematür bebeklerde fizikler ve zihinsel engellilik oranı yüksektir. 7 aydan sonra doğanlarda bu risk azalmakla birlikte en ideal doğum döllenmeden itibaren 38. haftadır.

 

Kuran'da Muhammed'in yaptığı yanlışı rasyonel göstermek için Tanrı'nın doğum anormalliğini kitaba kaydettiğini düşünmekten bile çekinmiyor, inançlı arkadaşlar. Halbuki, sütten kesme/ayırma olayı daha keyfi ve kuralı olmayan bir husutur. Bekek sütten 1 yılda da kesilebilir 3 yılda da, bunun bir sakıncası olmaz.

 

Ancak prematür doğumun bebek açısından çok büyük sakıncaları vardır (birazını alıntıladım aşağıya, orjinali için tıklayınız, özür dilerim metin ingilizce, zamanım yok çevirmek için)

 

Premature infants show physical signs of their prematurity and may develop other problems as well. These include, but are not limited to, the following:

 

Neurologic

 

Apnea of prematurity

Hypoxic-ischemic encephalopathy (HIE)

Intracranial hemorrhage

Retinopathy of prematurity (ROP)

Developmental disability

Cardiovascular

 

Patent ductus arteriosus (PDA)

Respiratory

 

Respiratory distress syndrome (RDS or IRDS)

Chronic lung disease (previously called bronchopulmonary dysplasia or BPD)

Gastrointestinal / metabolic

 

Hypoglycemia

Feeding difficulties

Rickets of prematurity

Hypocalcemia

Inguinal hernia

Necrotizing enterocolitis (NEC)

Hematologic

 

Anemia of prematurity

Thrombocytopenia

Hyperbilirubinemia (jaundice)

Infectious

 

Sepsis

Urinary tract infection

 

Muhammed'in hatalarına kılıf bulmak için bir müslüman kardeşimiz, insanın ilk 3 ay annesi tarafından taşınmış kabul edilemeyecğini iddia edip tıp dünyasında bomba etkisi yapacak bir tez ortaya atarken, öbür arkadaşımız 6 aylık prematürü doğumla Kuran'daki çarpıklığı açıklamaya çalışıyor.

 

Kendileri tartışsın bizi ilgilendirmez. Ama Kuran'da yeni bir çarpıklığı, daha doğrusu Muhammed'in megalomania sendromunun başka bir izini daha keşfetmemi sağladılar, sağolsunlar.

 

Yukarıda tartıştığımız ayette bile adam tutmuş kendini anlatmış. Benim de dikkatimi yeni çekti.

 

Kum Tepesi (Ahkaf) Suresi:

15. Biz insana, anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!"

 

Vay vay vay. 40 yaşına yettiğinde. Bu kırk yaş size birşeyler hatırlatmıyor mu?

Muhammed kaç yaşında "Beni Allah seçti" diye ortalıkta gezinmeye başladı? 40 yaşında değil mi?

 

Burada inananlara soruyorum.

 

40 yaşına varınca mı buna benzer bir dua yaptınız: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!

 

40 yaşından önce Muhammed'in Allah'ına yöneleniniz yok mu?

 

Ama yine teşekkür ediyorum arkadaşlara. Buradan başka bir ipucu daha elde ettik.

 

Bu ayette Muhammed hazretleri resmen kendini anlatmış. Emin olduğu birşey var. Annesi onu 2 yıl emzirmiş (bunu başka bir ayette de teyid ediyor). Ayetteki 40 yaşla ilgili husus kendisini anlattığına göre, ayetin önceki kısımlarında da kendinden bahsetmiş olduğunu ileri sürebilriz. Taşıma ve sütten kesme 30 aydır sözüne bakacak olursak, prematür doğumla dünyaya gelmiş olmalı.

 

Kuran'da bir sürü ayette onun için cinlenmiş dendiğini hatırlarsınız. Buradan Muhammed'in akıl sağlığının yerinde olmadığını anlayabiliriz.

 

Öte yandan sara nöbetleri geçirdiği, titireme nöbetine girdiği, ağzından köpükler saçtığı da İslam tarihçilerince kaydedilen bir husus. Bu da fizik sağlığının sorunlu olduğuna işaret ediyor.

 

Yukarıda prematür doğumun getirdiği sakıncaları alıntıladım. Yorum sizin.

 

Yeni bir tez ortaya atabiliriz: Muhammed'in prematür doğumundan kaynaklanan zihinsel ve fiziksel engeli, bunların üstüne annesiz ve babasız büyümesi, 25 yaşına kadar onu beğenen biri olmadığı için evlenememesi, sadece dağlarda davar otlattırılan ve insan içine çıkartılmayan biri oluşu, halüsinasyonlara dalması için çok fazla malzeme vermiş Muhammed'e.

 

Kuran'daki ikili üslup, bu ezilmişliğin, itilmişliğin verdiği arzu ile, mümkün olabilecek en yüksek düzeyde sevilme isteğinden ve onu sevmeyenleri ve dalga geçenleri mümkün olabilecek en kötü işkencelerle cezalandırma ve intikam alma isteğinden mi kaynaklanıyor?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Kuran'ın bu ayetleri çelişmektedir, Muhammed hata yapmıştır demek yerine, en olmadık, akla mugayir yazıları yazabilen arkadaşları alkışlıyorum.

Saygılar.

 

Tefsir bana ait değil, kaynağını verdim sayın beyin tokatlayıcı. Prematüre bebekleri araştırırken Fahruddin Razi'nin kim olduğuna da baksaydın iyi olurdu.

Yaşadığı yılları vereyim: 1148-1208

Ki o değil Hz. Ali bu şekilde tefsir etmiş ayeti. Senin bu güne kadar gelmiş ve cevaplanmamış dediğin çelişki dediğin sorunun cevabı daha Hz. Ali zamanında verilmiş. Sen illa çelişki var deyince çelişki olmuyor işte ne yapalım? Akla mugayirlikle suçluyorsun. Tefsir nasıl yapılacak peki ateistlerin sitelerine bakılarak mı? Yani Hz. Ali'nin tefsirini bırakıp sen çelişki var dedin diye sana mı inanacağım?

Ben de daha fazla araştırmaya yönelmek yerine illaki haklı çıkacağım anlayışıyla devam edişinizi hayretle karşılıyor sizi alkışlamıyorum. Onca tefsir var efendim internette biri sizi doyurmazsa diğerini okuyun bırakın ateist tefsirlerini.

Gönderi tarihi:

Yukarıda tartıştığımız ayette bile adam tutmuş kendini anlatmış. Benim de dikkatimi yeni çekti.

Saygılar.

 

Peygamberimiz'e (sav) karşı uslubunuzu değiştirmeyecekseniz bir daha tartışmayacağım sizinle.

Onun hakkında bir olay bile tüm yakıştırmalarınızın ne denli boş olduğunu hatırlatır.

 

"Peygamberimiz Aleyhisselam gece namazını bırakmamış, yaşlanıp ayakta duramadığı zaman da oturarak kılmaya devam etmiştir.

 

Peygamberimiz Aleyhisselamın kıyamda ayakları şişinceye kadar durmaya devam ettiği sıralarda,

 

Hz.Âişe:

"Yâ Rasûlallah! Bu zahmete niye katlanıyorsun? Allah senin geçmişteki, gelecekteki günahlarını bağışladı ya!?" dedikçe,

 

Resûlullah Aleyhisselam:

"Ben şükredici bir kul da mı olmayayım?" buyururdu.

 

(Ebu Dâvud, c. 2, s. 41. Abdurrezzak, Musannef, c. 3, s. 50, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 384, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 251 , Buhârî, Sahih, c. 7, s. 183, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 269, Şemail, s. 44, Nesâf, c. 3, s. 219.)

 

Sizin kafanızda tasarladığınız, peygamberdir dediğiniz çıkarcı kişi neden geceleri kalkıp ayakları şişinceye kadar namaz kılsın. Hiç ihtiyacı yokken. Hiç pragmatik bir tutum değilken niye böyle birşey yapsın? Sizden cevap istemiyorum artık sadece görmenizi istiyorum. Onu kendinize düşman edinmekten vazgeçin artık. (Bu arada yaşım 32)

Gönderi tarihi:
Peygamberimiz'e (sav) karşı uslubunuzu değiştirmeyecekseniz bir daha tartışmayacağım sizinle.

Onun hakkında bir olay bile tüm yakıştırmalarınızın ne denli boş olduğunu hatırlatır.[/size]

 

İddialarınız boş diyeceğinize, neden insan 40 yaşına gelince şöyle şöyle yaptı diye birşey sokuşturmuş din diye pazarladığı çelişkiler külliyatına, onu açıklayınız.

 

Sizin kafanızda tasarladığınız, peygamberdir dediğiniz çıkarcı kişi neden geceleri kalkıp ayakları şişinceye kadar namaz kılsın. Hiç ihtiyacı yokken. Hiç pragmatik bir tutum değilken niye böyle birşey yapsın? Sizden cevap istemiyorum artık sadece görmenizi istiyorum. Onu kendinize düşman edinmekten vazgeçin artık. (Bu arada yaşım 32)

 

Yaşınızı söyleyerek bana destel verdiğiniz için teşekkür ederim. Yani sen 40 yaşına gelmeden "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! " demişsin. Demek ki 40 yaşında demek gerekmiyor bu sözü. Bu durumda, O ayette anlattığı sen veya diğer insanlar değil. Sadece kendisi. Kendi travmatik gelişimini evrensel diye, Allahtan diye yutturmaya kalkmanın gereği ne?

 

Eğer bir adam, herhangi birşeyi kendine zarar verinceye kadar yapıyorsa, onun akıl sağlığından şüphe edilir.

 

Bir adam sürekli yemek düşünüyorsa ve midesini patlatıncaya kadar yemek yerse, o adamda sorun vardır, o adam normal değildir.

Bir adam sürekli içki düşünüyorsa ve zom oluncaya kadar sürekli içiyorsa, alkolik olur, o adamda sorun vardır, o adam normal değildir.

Bir adam sürekli sex düşünüyorsa ve başka şeylere konsantre olamıyorsa, cinsel sapık olmaya doğru hızla iletler, o adamda sorun vardır, o adam normal değildir.

Bir adam ayakları şişinceye kadar ibadet ediyorsa o adam normal değildir.

 

Hepsinin tedaviye ihtiyacı vardır.

 

Muhammed hakkında buraya eklediğin herşey benim tezlerimi destekliyor. Muhammed'in akıl ve fizik sağlığının yerinde olmadığına kanıt teşkil ediyor. Teşekkür ediyorum katkıların için.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Tefsir bana ait değil, kaynağını verdim sayın beyin tokatlayıcı. Prematüre bebekleri araştırırken Fahruddin Razi'nin kim olduğuna da baksaydın iyi olurdu.

Yaşadığı yılları vereyim: 1148-1208

 

Beni neyle suçluyorsun onu anlamadım?

Fahruddin Razi'nin, günümüzde tespit edilen, prematür doğumdan kaynaklanan zihinsel ve fiziksel özürlerden haberdar olması imkansızdı diyerek, onu korumaya çalışıyorsun, ama bu arada benim tezimin haklılığını mı kabul ediyorsun?

 

Ki o değil Hz. Ali bu şekilde tefsir etmiş ayeti. Senin bu güne kadar gelmiş ve cevaplanmamış dediğin çelişki dediğin sorunun cevabı daha Hz. Ali zamanında verilmiş. Sen illa çelişki var deyince çelişki olmuyor işte ne yapalım? Akla mugayirlikle suçluyorsun. Tefsir nasıl yapılacak peki ateistlerin sitelerine bakılarak mı? Yani Hz. Ali'nin tefsirini bırakıp sen çelişki var dedin diye sana mı inanacağım?

Ben de daha fazla araştırmaya yönelmek yerine illaki haklı çıkacağım anlayışıyla devam edişinizi hayretle karşılıyor sizi alkışlamıyorum. Onca tefsir var efendim internette biri sizi doyurmazsa diğerini okuyun bırakın ateist tefsirlerini.

 

Sayın magician,

 

Tefsircilerdeki, ateistlerdeki akıl sende de var. Bilgi de bedava günümüzde. Kimsenin tekelinde değil. beni dinleme.

Aklın var mantığın var. Onu dinle. Onu kullan.

 

Kurandaki çelişkiyi rasyonel göstermek insanı komik durumlara düşürür.

 

Sen sözkonusu ayetlerin çelişkisiz olduğunu ispatlamak için 6 aylıkken doğan ve yaşamayı başaran prematür bebekleri kullanırsın, kralx, hamileliğin ilk üç ayında insan yavrusunun annesi tarafından taşınmadığını iddia eder o şekilde rasyonelleştirmeye çalışır.

 

Ben çelişki var dedim diye çelişki oluşmuyor Kuran'da. Çelişki bize bakıp sırıttığı için, çelişki var.

 

Bütün bu rasyonelleştime girişimlerinin anlamsızlığını görmeni sağlayabilecek tek bir şey var: Kuran Tanrı sözü değildir. Bunu görebildiğin zaman, herşeyin bir açıklaması olduğunu, rasyonelleştirme çabasına, "vardır bir hikmeti" sözüne gerek kalmadığını göreceksin.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Beni neyle suçluyorsun onu anlamadım?

Fahruddin Razi'nin, günümüzde tespit edilen, prematür doğumdan kaynaklanan zihinsel ve fiziksel özürlerden haberdar olması imkansızdı diyerek, onu korumaya çalışıyorsun, ama bu arada benim tezimin haklılığını mı kabul ediyorsun?

Sanki verdiğim cevabı senin suçlamanı duyduktan sonra ben uydurdum. Cevap 800 yüzyıl önce yazılmış bir kitapta zaten var. Bilmiyorsun. Bilmediğin ortaya çıkınca da sinirlenip saldırıyorsun.

 

Sayın magician,

 

Tefsircilerdeki, ateistlerdeki akıl sende de var. Bilgi de bedava günümüzde. Kimsenin tekelinde değil. beni dinleme.

Aklın var mantığın var. Onu dinle. Onu kullan.

Hz. Aişe'nin yaşını ispatlama konusunda pek bir merkalıydınız İslami kaynaklara. İşinize gelmeyen kaynaklara ise saldırıyorsunuz. 204. ve 207. linki tekrar tekrar oku bir cevap bulabilirsen "akıl ve mantığınla".

 

Kurandaki çelişkiyi rasyonel göstermek insanı komik durumlara düşürür.

Sen sözkonusu ayetlerin çelişkisiz olduğunu ispatlamak için 6 aylıkken doğan ve yaşamayı başaran prematür bebekleri kullanırsın, kralx, hamileliğin ilk üç ayında insan yavrusunun annesi tarafından taşınmadığını iddia eder o şekilde rasyonelleştirmeye çalışır.

 

Komik duruma düşen "var mı bunların cevabı" diye ortalarda dolaşıp cevap gelince de ne yapacağını şaşırandır. Her hamilelik 9 ay sürer diye bir kural var mı? Hiç düşünmeden 30-9=21 hesabını yapan ben miydim sayın beyin tokatlayıcı? Evlendikten 6 ay sonra çocuğu olan kadına zina yaftası vurulmasın diye gelmiş ayeti kerime. Olayın gizli, sırlı bir tarafı da yok çünkü daha Hz. Osman zamanında böyle bir olay oluyor ve Hz. Ali'de Allah'ın izniyle tefsir ediyor ayeti. Olayı bilmemen çok doğal. Şimdi çelişki yoktur diye kabul edeceğine hala dediğim dedik çaldığım düdük diyorsun.

 

Peygamberimiz'e (sav) karşı uslubunuzu değiştirmeyecekseniz bir daha tartışmayacağım sizinle.

 

*********

 

Üslup konusunda uyarılarımı dikkate almamakta kararlı olduğunuza göre...

 

Mevlana?nın dediği sözü tekrarlayayım: ?Bir şey öğrenemeyeceğin ya da bir şey öğretemeyeceğin biriyle tartışma.?

 

*********************

 

Hayatta başarılar. Allah hidayet eylesin.

Gönderi tarihi:
Sanki verdiğim cevabı senin suçlamanı duyduktan sonra ben uydurdum. Cevap 800 yüzyıl önce yazılmış bir kitapta zaten var. Bilmiyorsun. Bilmediğin ortaya çıkınca da sinirlenip saldırıyorsun.

Hz. Aişe'nin yaşını ispatlama konusunda pek bir merkalıydınız İslami kaynaklara. İşinize gelmeyen kaynaklara ise saldırıyorsunuz. 204. ve 207. linki tekrar tekrar oku bir cevap bulabilirsen "akıl ve mantığınla".

Komik duruma düşen "var mı bunların cevabı" diye ortalarda dolaşıp cevap gelince de ne yapacağını şaşırandır. Her hamilelik 9 ay sürer diye bir kural var mı? Hiç düşünmeden 30-9=21 hesabını yapan ben miydim sayın beyin tokatlayıcı? Evlendikten 6 ay sonra çocuğu olan kadına zina yaftası vurulmasın diye gelmiş ayeti kerime. Olayın gizli, sırlı bir tarafı da yok çünkü daha Hz. Osman zamanında böyle bir olay oluyor ve Hz. Ali'de Allah'ın izniyle tefsir ediyor ayeti. Olayı bilmemen çok doğal. Şimdi çelişki yoktur diye kabul edeceğine hala dediğim dedik çaldığım düdük diyorsun.

 

Bu yazında yaptığın şey tamamen konuyu kişiselleştirmek, konuyu mecrasından çıkarmak ve sonunda kaçmaktır.

 

*

Bilmediğim ve ortaya çıkınca sinirlendiğim şey nedir?

 

Ben herhangi bir cevabı sen uydurdun demedim. Sürekli alıntı yaptın. Alıntı yapıyorsan ve sonuna "gördüğün gibi burda da çelişki yok" diyorsan, sen de o cevabı teyid ediyorsun demektir. Aynı zamanda senin de cevabın odur. 800 yıl önce yazılan cevap, 800 yıl önce yapılan bir rasyonelleştirme çabasından ibaret. İnsanların binlerce yıllık tecrübeleriyle bildikleri ve modern bilimin teyid ettiği şey, prematür bebeklerde zihinsel ve fiziksel anormalliklerin görüldüğüdür.

 

İnsanların tecrübe ettikleri diğer birşey de, sütten kesme yaşının standart olmadığıdır.

 

Yani Senin Muhammed kendi travmatik gelişim tecrübesini anlatmış o ayette, sanki herkesin tecrübnesi aynı olmak zorundaymış gibi.

 

*

 

İslami kaynaklar, o dönemle ilgili elimizdeki tek kaynaklardır. Zira İslam diğer kaynakları yoketmiştir. O dönemle ilgili gerçekleri, islami kaynaklar arasındaki çelişkilerden yola çıkarak tespit edebiliriz.

 

*

Hasmilelik 9 ay sürer diye bir kural var. Kime sorarsan sor.

 

Bundan önce yapılan doğuma "erken" doğum denir. Prematür doğum.

Neden "erken", neye göre "erken2"? Bunu anlamak çok mu güç?

 

*

 

Muhammed'in cinlenmiş olduğu Kuran'da itiraf edilirken, sara ve titereme nöbetleri geçirdiği, ağzından köpükler saçtığı İslam kaynaklarınca teyit edilirken onlar hakaret olmuyor, ama ben yazınca hakaret mi oluyor?

Üslubum kötü mü oluyor?

 

*

 

Ben de sana masallarınla güzel uykular diliyorum.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Hasmilelik 9 ay sürer diye bir kural var. Kime sorarsan sor.

 

Bundan önce yapılan doğuma "erken" doğum denir. Prematür doğum.

Neden "erken", neye göre "erken2"? Bunu anlamak çok mu güç?[/b]

Saygılar.

 

Hamilelik 9 ay sürer diye bir kural var doğru. Buna göre 8,7,6 erken (prematür) bu da doğru. Ama bu kurala göre şöyle birşey söyleyebiliyor musun? Bütün doğumlar 9 ayda gerçekleşir diye? Cevap: Hayır diyemiyorsun.

Bakalım doktorlar ne diyor? Yaşama şansı hakkında prematürelerin:

VKV Amerikan Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Şefi Dr. Gülnihal Şarman Prematüre Bebekler hakkında şu bilgileri verdi

 

Düşük kiloyla, yani 2500 gramın altında doğan bebek, bir de zamanından önce dünyaya gelmiş ise “prematüre” olarak adlandırılmaktadır.

 

40 haftalık bir süreç olan hamilelikte;

• 37-40 haftalar arasında gerçekleşen doğumlar, “zamanında doğum”

• 37. haftada gerçekleşen doğumlar, “prematüre”

• 1000 gramın veya 28. haftanın altında gerçekleşen doğumlar, “ileri derece prematüre”

• 23-25 haftalar arasında gerçekleşen doğumlar ise “yaşamanın sınırı” olarak kabul edilmektedir.

 

1960’larda 1000 gramın altında doğan 10.240 bebekten sadece 67’si yani %0.6’sı yaşatılabilirken, bu oran 1980’lerde 70 kat artırılmıştır. ABD’de 1000 gramın altında doğan bebeklerin ise %45’i yaşatılmıştır. Günümüzde durum daha da sevindiricidir. 1000 gramın altında dünyaya gelen bebeklerin yaşam şansı, %85-90’lara ulaşmış durumdadır. 1000-1500 gram arasındaki bebeklerdeki yaşam oranı % 92-95 civarında seyretmektedir. Ancak, bugünkü teknolojik ve medikal olanaklarla bebeklerin, 23. haftanın altında gerçekleşen doğumlarda en gelişmiş ülkelerin ileri teknolojik donanımı ve deneyimi kapsamında bile yaşam şansları %5–10 oranındadır.

 

500 gram olarak doğan bir bebek; 22 haftalık veya büyümesi ileri derecede geri kalmış 32 haftalık bir bebek olabilir. Böyle bebeklere dikkatle bakıldığında; bebeğin cildinin buruşuk, yüzünün sivri ve yaşlı bir görüntüsü olduğu gözlenmektedir. Bu bebekler, doğum haftalarına uygun bir şekilde tartı alamamış ve az bir yoğun bakım desteği ile yaşayabilecek durumdadır. Ancak bu bebeklerin yaşamasında; başarıyı, doğum haftası belirlemektedir.

 

Yaşamın sınırında bir doğum olasılığı gündeme geldiğinde; gebelik haftasının bilinmesi çok önemli olup; takipsiz bir gebelikte, doğum haftasını kesin olarak tayin etmek imkânsızdır. Kritik dönemlerde bebeğin 1 hafta bile daha fazla olgunlaşması, yaşam şansını katlayarak artırmaktadır.

 

Prematüre bebeklerin yaklaşık olarak yaşama şansı;

• 22. haftada %5–10

• 23. haftada % 20–40

• 24. haftada %50-60

• 25. haftadan sonra %70

 

22-23 hafta gibi erken doğan bebekler için yaşam umudu vermek yanlış olup; bu haftalarda doğan bir bebeğin yaşama şansı, tamamen bebeğin biyolojik değişkenliğine bağlıdır. Bu haftada olgunlaşmayan organ sistemleri nedeniyle bebeklerin %90’ı ölmekte; ancak çok iyi merkezlerde, çok iyi teknolojik donanım ve özenli hemşire bakımı altında sadece %10’u yaşatılabilmektedir.

 

Peki dünyada gerçekleşen tüm doğumlar arasında prematürlerin oranı ne?

10 bebekten biri prematür yani oran yüzde 10.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.