Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

vatan satlıyor mu?


60tayfun60

Önerilen İletiler

Orhan DEDE

 

Tarih, 24 Mayıs 2003 yer Balgat’ta bulunan Dışişleri Bakanlığı. AKP’nin müstakbel köşk adayı Abdullah Gül, Vatan Gazetesi’nden Sedat Sertoğlu’na röportaj veriyor.

Abdullah Gül bu röportajda bir ay önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’la yaptığı görüşmeyi Sertoğlu’na anlatıyor ve şunları söylüyor;

“Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki. Powell Suriye´ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var.”

Buradan Türk milletine açıklamakta sakınca görülen bir anlaşma üzerinde Sayın Gül’le ABD dışişleri Bakanı Powell’ın mutabakat sağladıklarını öğreniyoruz.

Bu gizli anlaşmanın içeriğine dair ilk ipuçlarını da yine Sayın Abdullah Gül’den öğreniyoruz.

Abdullah Gül, 17 Temmuz 2003 günü Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat´la görüşürken Powell’la yaptığı gizli mutabakatın ayrıntılarını şu sözlerle aktardı;

“Tezkerenin reddinden sonra Powell’ın Türkiye´ye yaptığı ziyarette, bölgede yapılması gerekenleri beraber kararlaştırdık.”

Ahmet Erimhan’ın kaleme aldığı “Çuvaldaki Müttefik” adlı kitabın 376. sayfasından başlayıp 386 sayfaya kadar olan bölümünde Gül’le Powell’ın imzaladıkları gizli anlaşmanın maddelerinin neler olduğunu görüyoruz. Bu maddeleri okuyunca aradan geçen süre içerisinde birçoğunun yerine getirilmiş olduğunu anlaşılıyor.

Neydi bu gizli anlaşmanın hükümleri?

 

1– Türk ordusu bundan böyle hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtta bulunmayacak.

Anlaşmanın sağlandığı 2003 yılından bu yana çok defa gerekli olduğu halde Türkiye sınır ötesi harekât yapmadı.

 

2– PKK’ya karşı Türkiye’nin egemenlik alanı içinde yapılacak askeri harekâtlar için, ABD askeri makamlarına bilgi verilecek.

ABD’nin “Türkiye sınırları içerisinde PKK’ya yönelik her türlü operasyon yapabilir” şeklinde bir açıklaması olmuştu hatırlarsanız. Bu açıklamanın da söz konusu gizli mutabakattan sonra yapılmış olması basit bir tesadüften çok daha fazla şeyler ifade ediyor.

 

3– Türkiye, ABD’nin İran’a ve diğer Ortadoğu ülkelerine karşı uygulayacağı sınırlı askeri harekâtlara, üs ve taşıma kolaylıkları sağlayacak, askeri birlik verecek.

Sayın Gül bir süre önce ne demişti hatırlayalım. “ABD ile omuz omuza Irak’ta savaşıyoruz.” Bu ifadeler bu maddenin öngördüğü adımlarım çoktan atılmış olduğunu göstermiyor mu?

 

4– Türk ordusunun asker sayısı ve silah kuvveti, ABD’nin uygun gördüğü sayı ve kabiliyete indirilecek. Özellikle tank ve ağır silahların miktarı düşürülecek, savaş uçağı sayısı sınırlandırılacak.

Merkezi Yönetim Bütçesi’nden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları için Milli Savunma Bakanlığı’na ayrılan pay 11 yıl önce yüzde 10,5’ti. 2006 yılı sonu itibariyle bu oran yüzde 6.4’e düşürüldü. Bu da daha az asker, daha az yatırım demek.

 

5– Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürt oluşumu Türkiye tarafından resmen tanınacak.

Bunun işaretleri kısa zaman önce siyasetin en tepesindeki isimler tarafından çok net bir biçimde ifade edildi.

 

6– Af Yasası, PKK yöneticilerini de kapsayacak şekilde genişletilecek.

Bu konuda da hem iktidar hem de muhalefette olan bazı partiler, söylem birliği içerisinde milleti çıkarılması muhtemel genel affa hazırlamaktalar.

 

7– Türkiye dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter yapısını devrederek federasyona geçecek. Bu anlamda “kamu reformu yasası” çıkarılacak.

Bu konuda evdeki hesap çarşıya uymamış olabilir. Ama Sayın Gül köşke çıktıktan sonra bu konuda daha hızlı mesafe alacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

 

8– Yunanistan’la sorunlar çözülecek. Kıbrıs’ta Annan Planı kabul edilecek. Ege’de Yunan taleplerine esnek bir tutum takınılacak.

Bu konuda Kıbrıs’ta gelinen durum ortadayken herhalde fazla bir şey söylemeye gerek yoktur.

 

9– Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirilecek ve iyileştirilecek. Sınır ticaretinde Ermeniler lehine düzenlemeler yapılacak”.

Akdamar kilisesinin açılması, bu maddenin yerine getirilmesi için öngörülen adımlardan biridir.

Görüldüğü üzere hükümet ABD’ye verdiği sözlere yüzde yüz sadık kalmaktadır.

İşte köşke bu sözleri Powell’a vermiş ve büyük kısmını yerine getirmiş bir isim Cumhurbaşkanlığına aday olarak gösterilmiştir.

Zaten bilinen bu gerçekleri bir kez daha hatırlamakta fayda var diye düşündüm efendim…

 

kaynak:http://www.yenimesaj.com.tr/yazarlar.php?haberno=7006827&tarih=2007-04-27

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'yi yöneten AKP oligarsisinin Türk devleti ile sorunlari oldugu,Türkiye'nin üniter yapisi ile aynen Batili ülkelerin görüsüne uygun görüste olduklari bilinen bir gercektir.Ne mutlu Türk'üm sözünü elestiren bir anlayis herhalde Türk devletinin dostu olmayacaktir.

AKP yönetimi Laik Türkiye Cumhuriyetini tarihe gömmek icin mümkün olan her yolu deneyecektir.Bu yollardan biri ve hatta en önemlisi Demokrasidir.AKP demokrasiyi arac olarak kullandigini zaten itiraf etmistir.Demokrasiyi Atatürkcülügü ve laikligi yikana kadar kullanacaklardir.Ikinci yol ise AB ve ABD ile olan cok yogun isbirligidir.Türkiyedeki Atatürkcü anlayis Batiyi cok rahatsiz etmektedir.Atatürkcülük yikilmadan Türkiyeyi yutamiyacaklarini cok iyi bildiklerinden bütün gücleri ile söüm ona Demokrasiyi savunur görünerek AKP yi desteklemektedirler.Bütün Islam ülkeleri -Iran haric-Amerikanin kontrolü altindadir.Türkiye Laik bir Cumhuriyet olmasina ragmen büyük cogunluk müslümandir.AB ve ABD bu gercekten yola cikarak Türkiyeyide Islam ülkeleri statüsüne almislardir.Türkiye Milli Nizam Partisi ile baslatilan bir sürec icersinde Laikligin ve Atatürkcülügün safdisi birakilmasi icin kullanilarak bugünkü AKP iktidarina kadar gelinmistir.Anti demokratik bir secim sistemi ile mecliste cogunlugu gaspeden AKP bu gücünü Türkiyedeki temel taslari demontaj etmek icin kullanmaya baslamistir.Arkasina ABD ve AB ni alan AKP nin karsisindaki en büyük engel TSK dir.TSK zayiflatilmadan veya avucicine alinmadan Türkiyenin tasviyesi mümkün olmadigi icin AKP zorlanmakta ve sirtini daha cok Batiya dayamaktadir.

Kisa ve öz olarak söylemek gerekirse,Türkiye oligarsiyi yikarak dis politikada bir degisiklik yapmak zorundadir eger bunu yapamazsa Türkiyenin parcalanma süreci baslayacaktir.Bu nedenle basta AKP olmak üzere ona bagli bütün kadrolarin elenmesi gereklidir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.