Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bozan'ın son açıklaması...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

aman aman ne kadar da espirili insanlar varmış.

 

halk sokaklara dökülüyor, ülke krize sürükleniyor erken seçim isteniyor, hükümet görmezden, duymazdan, anlamazdan geliyor, tabanlarıda napsın hükümeti temsilen "sizi gidi darbeciler" diye Cumhuriyetçilere sataşıyor.

 

büyük bir kitle hükümetten rahatsızdır, birileri çok beğeniyor diye halkın sesine kulak tıkayamazsınız. hükümet değişmek zorundadır ve değişecektir.

 

darbe istemeyen erken seçime gider, kendine güvenen seçime gider, dürüst olan seçime gider, bu şartlar altında seçime gitmeyen bir hükümen iyi niyetli değildir ve darbeden çıkarları vardır. Nasıl mı, evet darbe partilerine yaramayacak ama ülke bir kriz daha geçirecek, buda onların işine gelecek çünkü yaptıkları şey zaten vatanı zarara sokmak ha biraz eksik, ha biraz fazla farketmez onlar için. Nasılsa götürdüler götürecekleri parsayı.

 

Milletle meclis arasına girilen bir ülkede yaşamıyoruz, milletin meclisinin milletine kör ve sağır olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

 

Ancak...

 

Atatürk düşmanlarının ortak paydaları vardır. (irticacılar, terör örgütleri, bölücüler, siyasal islamcılar)

 

1) Cumhuriyet ve kurumları

2) Demokrasi

3) Laiklik

4) TSK

5) Millet olmak

6) Devletin güvenilirliği

7) Bağımsızlık

 

Bütün bunlar onlar için yıkılması gereken şeylerdir. O yüzden millet ile asker arasına girerler çünkü asker onların yapmak istedikleri şeylerin önünde engeldir. Hatta bu zihniyetin patronu Amerika TSK'ya alternatif bir ordu bile planlamıştır, BM askerleri ve Türk milletinin içinden özel yetiştirilmiş askerler sınır güvenliğinden sorumlu olacaktır. Tabi o askerler milletin askeri olmayacak. TSK saf dışı bırakılacak. Yıpratılacak, karalanacak ve güven kaybettirilecek ki işleri, gemileri yürüsün.

  • Cevaplar 55
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
büyük bir kitle hükümetten rahatsızdır, birileri çok beğeniyor diye halkın sesine kulak tıkayamazsınız. hükümet değişmek zorundadır ve değişecektir.

 

darbe istemeyen erken seçime gider, kendine güvenen seçime gider, dürüst olan seçime gider, bu şartlar altında seçime gitmeyen bir hükümen iyi niyetli değildir ve darbeden çıkarları vardır. Nasıl mı, evet darbe partilerine yaramayacak ama ülke bir kriz daha geçirecek, buda onların işine gelecek çünkü yaptıkları şey zaten vatanı zarara sokmak ha biraz eksik, ha biraz fazla farketmez onlar için. Nasılsa götürdüler götürecekleri parsayı.

 

İyi hoş söylüyorsunda güzel bacım,alternatif hangi partidir?şiddetle hükümetin değişmesini söylüyorsunuz peki yerine kimin geçmesi gerektiğini neden belirtmiyorsunuz?sahi elimizdeki mevcut partilerden hangisi bir diğerinden daha iyi?Birisi çıkıp açıklasında benimde şu kafamda ki "kime oy vereceğim"sorusu netleşsin artık,malum seçim yaklaştı....

Gönderi tarihi:

Hangi görüşteysen, görüşüne yakın partiye oy ver. Sana yada bir başkasına şu partiye oy ver diyecek değilim. Ama Akp'nin altarnatifi çok. bu ülke onlara mecbur ve muhtaç değil. Merkez sağ birleşiyor, merkez solda birleşiyor.

 

Halk nasıl bir meclis görmek istediğini meydanlarda söyledi, o meclisin içinde Akp, Dtp, Sp gibi ****** yer yok.

Gönderi tarihi:
Hangi görüşteysen, görüşüne yakın partiye oy ver. Sana yada bir başkasına şu partiye oy ver diyecek değilim. Ama Akp'nin altarnatifi çok. bu ülke onlara mecbur ve muhtaç değil. Merkez sağ birleşiyor, merkez solda birleşiyor.

 

Halk nasıl bir meclis görmek istediğini meydanlarda söyledi, o meclisin içinde Akp, Dtp, Sp gibi ******* yer yok.

:clover: :clover: :clover:

Gönderi tarihi:
aman aman ne kadar da espirili insanlar varmış.

 

halk sokaklara dökülüyor, ülke krize sürükleniyor erken seçim isteniyor, hükümet görmezden, duymazdan, anlamazdan geliyor, tabanlarıda napsın hükümeti temsilen "sizi gidi darbeciler" diye Cumhuriyetçilere sataşıyor.

 

büyük bir kitle hükümetten rahatsızdır, birileri çok beğeniyor diye halkın sesine kulak tıkayamazsınız. hükümet değişmek zorundadır ve değişecektir.

 

darbe istemeyen erken seçime gider, kendine güvenen seçime gider, dürüst olan seçime gider, bu şartlar altında seçime gitmeyen bir hükümen iyi niyetli değildir ve darbeden çıkarları vardır. Nasıl mı, evet darbe partilerine yaramayacak ama ülke bir kriz daha geçirecek, buda onların işine gelecek çünkü yaptıkları şey zaten vatanı zarara sokmak ha biraz eksik, ha biraz fazla farketmez onlar için. Nasılsa götürdüler götürecekleri parsayı.

 

Milletle meclis arasına girilen bir ülkede yaşamıyoruz, milletin meclisinin milletine kör ve sağır olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

 

Ancak...

 

Atatürk düşmanlarının ortak paydaları vardır. (irticacılar, terör örgütleri, bölücüler, siyasal islamcılar)

 

1) Cumhuriyet ve kurumları

2) Demokrasi

3) Laiklik

4) TSK

5) Millet olmak

6) Devletin güvenilirliği

7) Bağımsızlık

 

Bütün bunlar onlar için yıkılması gereken şeylerdir. O yüzden millet ile asker arasına girerler çünkü asker onların yapmak istedikleri şeylerin önünde engeldir. Hatta bu zihniyetin patronu Amerika TSK'ya alternatif bir ordu bile planlamıştır, BM askerleri ve Türk milletinin içinden özel yetiştirilmiş askerler sınır güvenliğinden sorumlu olacaktır. Tabi o askerler milletin askeri olmayacak. TSK saf dışı bırakılacak. Yıpratılacak, karalanacak ve güven kaybettirilecek ki işleri, gemileri yürüsün.

 

Zaten memleket sıcak ve üzerimdekiler fazla geliyor. ************* işten sayılmayacak bu gidişle.

Ben yukarda darbe, demokrasi arasında açılımlar yapıyorum, siz her zamanki üslubunuzla Atatürk düşmanlarına gidiyorsunuz. AKP'nin canı cehenneme. Beni ne ilgilendirir. Ben isimler üzerinde değil sistem üzerinde düşünüyorum. Ama siz hala darbenin meşru gerekçelerini uydurma derdine düşüyorsunuz.

 

Soruyorum Amerika TSK'ya niye alternatif ordu planlasın. Amerikalılar da yoksa aşırı islamcı. Ben size en büyük yanılgınızı söyleyeyim mi? Yeni konu olarak açacaktım ama bilemiyorum...

 

Birkaç aydır kafama bir soru takılıyor.

Bugünlerde biraz daha fazla takılmaya başladı. Irak’ın bir yerlerinde Amerikalı hö.dükler askerlerimizin başını çuvala soktular. Rütbeli generallerimiz (rütbesiz asker=ER) siyasi iradenin karar vermesini beklediler büyük Amerikan Gücüne uygulanacak yaptırım hakkında. Kuzey Irak’ta PKK denilen garip örgüt silahlı eğitimler, atılımlar,katılımlar yaparken ve yada Türkmenlerle ilgili bir takım gelişmeler olurken, Yine bahsini ettiğimiz generaller siyasi iradenin karar vermesini beklediler. Konu kendilerin aştı anlaşılan.

 

Ancak, bir iki gün önce (siz tam gün ve saatini biliyorsunuz) bu generaller Cumhurbaşkanlığı ile ilgili bir açıklama yaptılar. Hayda bire pehlivan. Ne yiğittir ne keramet iç işleri marifet. Konu irtica olduğunda siyasi iradenin tozunu atan, alan, toza boyayan, rütbelilerimiz PKK, Çuval gibi konularda siyasi iradeyi adres gösterdiler.

 

Perhizi bozuyorsanız illaki lahana turşusuna yönlenmeniz gerekmez. İrtica haricine de çıkılabilirdi. Her ne ise olmadı.

 

Bunun nedenini anlatabilecek olan var mı? Olası düşmanın ABD olması acaba bir korku alameti mi, yoksa iktidarı asker köşeye sıkıştırıp iktidarı ve dolayısıyla seçilmişleri emre amade bir hale mi getirmeye çalışıyor, yoksa bazı generallerimiz ABD ile iş mi çeviriyor, yoksa ne…

 

Vay anasını düşündükçe çok tehlikeli sorular üretmeye başladım.

 

Biraz sakin olalım, biraz mola…

Dimes vişne içeceğim isteyen var mı?Kontenjan sınırlı, bir litrelikten 4 bardak çıkıyor ve biri kesinlikle benim.

Eskiden Cappy vişne içerdim coca cola company yazısını fark ettiğimden beridir arayı açtım.

 

Devam edelim, size göre halk 1 milyon kişidir gerisi fasa fiso. Garip bir soru daha sorayım mı? Sorayım sorayım, zaten cevap vermiyorsunuz garip sorulara.

 

Mesela diyelim seçim yapıldı ve halk iki partiye oy verdi, biri 20 milyon oyun 15 milyonunu aldı, diğeri de 5 milyonunu...İkinci parti seçimlerden 1 hafta sonra bir miting düzenledi ve meydanlara 1 milyon insan topladı ve şunu dedi. Bakın sizden bu kadar insan rahatsız, meşru değilsiniz. Erken seçim istiyoruz. Siz 15 milyon kişinin seçtiği iktidar partisi başkanı, birçok şeyin arafesinde erken seçime gider misiniz? HAYIR...Kusura bakabilirsiniz yerinize cevap verdim. Haaaa, şu anki tablo tam buna uygun değil...Pekiyi bu tablo neye uygun...Bizim işyerinde kazan dairesinde güzel bir duvar var, sanırım oraya uygun...

 

Ve ülkeyi krize sokmakla AKP'nin kazanımı arasında kurulmaya çalışılan ilişkiye de bayıldım. Keşke benimle de Monica Bellucci arasında böyle zorlama bir ilişki kurulabilse...Size minnettar olurum...Selamlar ile..

Gönderi tarihi:
Hangi görüşteysen, görüşüne yakın partiye oy ver. Sana yada bir başkasına şu partiye oy ver diyecek değilim. Ama Akp'nin altarnatifi çok. bu ülke onlara mecbur ve muhtaç değil. Merkez sağ birleşiyor, merkez solda birleşiyor.

 

Halk nasıl bir meclis görmek istediğini meydanlarda söyledi, o meclisin içinde Akp, Dtp, Sp gibi ****** yer yok.

 

Ben milliyetci muhafazakarım sürekli söylüyorum,ama ne hikmetse kendi görüşümden bir parti henüz keşfedemedim..

Bir önceki seçimlerde tüm sağ partilere oy verdim,hani elinize bir sürü zarf tutuşturulan şu son seçim vardıya..

aaa bu arada mecliste olmaması gerekenler içerisinde chp yi saymayı unutmuşsun zira akp nin bugünü ve yarınından sorumlu olan onlardır bana göre,ne kadar hiziplik o kadar karşı tarafa oy eee baykal ve hizip kelimesi eş değerse gerisini siz düşünün artık..

 

Zaten memleket sıcak ve üzerimdekiler fazla geliyor. ************* işten sayılmayacak bu gidişle.

.

.

.

Ve ülkeyi krize sokmakla AKP'nin kazanımı arasında kurulmaya çalışılan ilişkiye de bayıldım. Keşke benimle de Monica Bellucci arasında böyle zorlama bir ilişki kurulabilse...Size minnettar olurum...Selamlar ile..

 

Ben bu iletiye bayıldım,acaba en sevdiğim forumdaşımla adaş olmanızın bir etkisi varmı bilmiyorum ama dikkat ettimde aynı şeyleri söylüyoruz....

Gönderi tarihi:

karabekir

 

fazla hiddetlenmişsin hayırdır neye hiddetlendin. benim yazımın neresinde darbeye meşru gerekçe gösteriyorum.

 

TSK'nın korunması gerektiğini anlatıyorum siz ne anlıyorsunuz, mahsus mu yapıyorsunuz? :unsure::)

 

Amerika aşırı islamcıdır evet, ılımlı, siyasal yani ideolojik islam ya da ideolojik bölücü herhangi bir etken onlar için kullanılabilir silahtır. Amerika'nın gerçek İslam umurundadır onu yıkmak olamadı değiştirmek ve kullanmak yararınadır.

 

Amerika alternatif ordu planını Akp hükümetine iletmiştir ve olumlu yanıt almıştır. Valla sizin umurunuzda mı değilmi beni ilgilendirmiyor. Akp'yi savunursun, yok savunmazsın oda meselem değil.

 

Sistemi eleştirmekse yapmak istediğiniz tamam birlikte eleştirelim bu sistemden hepimiz muzdaribiz. Ama sistemin alternatifi rejim değişikliği değil, yasaların, bürokrasinin, kurumların, yöneticilerin, görev başındakilerin işlemesi yani Vatan çıkarına çalışmasıdır olması gereken.

 

Ama ne enteresan ki biz Akp'nin nelere mal olduğunu bu ülkeye telafisi zor neler kaybettirdiğini ve hatta SP, RP, MHP ve geçmiş dönemin ANAP, DYP... Yani Erbakan, Erdoğan, Çilleri, Yılmaz, Bahçeli gibi şahısların bu ülkeye ne gibi zararlar verdiği malum. Biz bunlardan rahatsızız, iktidarda olan son 50 yılın muhafazakar sağcı, düşüncelerin insanları birleştirmek yerine gittikçe ayrıştırmak ve bölmek için çaba harcadıklarından rahatsızız. Hepsinin yargılanması gerektiğine inanıyoruz temiz siyaset istiyoruz, Adalete güvenmiyoruz, Adaletin işlememesinden şikayetçiyiz. bunlar yanlışmı?

 

Demokratik haklarımızı kullanarak bunları dile getirmemizten rahatsız olanlar yine, yeniden duygu ve inanç sömürüsüne devam ediyorlar.

 

Bu ülke türbandan çok çekti, evet türban siyasal bir semboldür, iktidara gelenler onun sayesinde bugün o koltukları işgal ediyorlar. Yani hafife alınan o bez parçası siyasi hayatımızda çok sıkıntıya sebep oldu. Ve ne hikmetse haksızlığa uğradıkları söylenen bu kimseler şimdi her imkana sahipler bunu onlara kim kazandırdı...

 

Akp, Amerika ve Avrupa yararına çalışıyor, askerin muhtırasından Akp, Amerika, Avrupa rahatsız oluyor. Ne garip değilmi? Muhteşem üçlü, elele vererek bir bez barçasının ülkeyi getirmiş olduğu şu noktada TSK'ya karşı birlikte hareket ediyor.

 

Çuval konusunda sessiz kalan komutan Akp'lilerin hocası. Hepbirlikte sessiz kaldılar. Perhiz, lahana ve hatta kolesterol...

Gönderi tarihi:
karabekir

 

fazla hiddetlenmişsin hayırdır neye hiddetlendin. benim yazımın neresinde darbeye meşru gerekçe gösteriyorum.

 

TSK'nın korunması gerektiğini anlatıyorum siz ne anlıyorsunuz, mahsus mu yapıyorsunuz? :unsure::)

 

Çuval konusunda sessiz kalan komutan Akp'lilerin hocası. Hepbirlikte sessiz kaldılar. Perhiz, lahana ve hatta kolesterol...

 

İnşallah sıcaktandır. Güney illerinden birinde ikamet eden ben, sıcaktan da bunalmış olmalıyım...Tipiklik işte, çabuk celalleniyoruz anlaşılan...

 

Sayın Sardunya, Dini konular başlığı altında birçok yazınıza şahit oldum. Birçok kereler demokrat olduğunuzdan bahsettiğinizi okudum.

 

İki soru: Başı örtmek Allah'ın bir emri midir? (bunun yeri burası değildir diyenler olabilir haklıdırlar ama yanılmıyorsam üçtür konuyu türbana=başörtüsüne) getirdiniz). Tarihte bir parça bez parçası söylemi çok ağır sonuçlara gark oldu. Aman dikkat edin, Allah'ın yasaklarını yasak kapsamında görmezseniz, dinle aranıza George Michael girer ki, bu da öteki taraf için tehlikelidir. *

 

İkinci meselemiz de, biz korunması gerekenin halk olduğunu düşünüyoruz sanırım siz TSK olduğunu düşünüyorsunuz. Tarihimiz TSK'nın darbelerini görmüş ve her devasında halkın üzerinden geçildiğine sahne olmuştur. Biz iki açık 3 örtülü darbe gördük. TSK kendisini korur siz korkmayın. Endişelenmeyin.

 

Ama maalesef halk kendini koruyamıyor TSK'ya karşı. TSK, Halk ayrımı yapmıyorum. Halktan kastım, halkın seçtiği kimselerin darbelerce ezilmesidir. Açıklayayım.

 

 

*Michael Jackson erkek olmasına rağmen cinsel dürtülerini hemcisleriyle gideren bir adamdır. Konumuzu ilgilendiren özelliği budur. Daha fazla açıklama gerekirse çabalarım.

 

Suheda, Mod kontrolüyle ilgili sana mesaj yazmıştım sanırım daha önce. selamlar ile...

Gönderi tarihi:

Halkı kim korur? TSK kimi korur?

TSK nedir? Mencupları kimlerdendir?

 

Evet sıcaktan olmalı, bende de aynısı var, halk korunmalı ama TSK'ya karşı korunmalı sanırım anlatmak istediğiniz bu.

 

Bende diyorum ki halk korunmalı, TSK korunmalı, her halkın bir koruyucu kurumu vardır, TSK bu halkın büyük çoğunluğu için (% 99) güven kaynağıdır, huzur kaynağıdır, ha askerin içerisinde olumsuz şeylerde olmuşmudur, olmuştur onların temizlenmesi gerektir ki bu ayrı mesele.

 

Halkı korumak, iktidarları korumak değil ki, her iktidar göreve geldiğinde kendi çıkarlarını yürüttüğünden biz darbelere alıştık. Oysa halk kendisini korumak istiyorsa haklarını kullanmak zorundadır. Bir seçim döneminden diğer seçim dönemine kadar iktidar sahipleri büyük zararlar veriyor ve halk elindeki tek kozun oy olduğunu sanıyor. Sonra birini aşağı alıyor diğerini getiriyor, ondanda umduğunu bulamayınca yine al birini, getir diğerini ama aynı adamlar... Sonra halk bir türlü kendini koruyamıyor neden? Çünkü iktidarlar değişiyor ama zihniyetler değişmiyor, halk bihaber tenis maçı izler gibi başını bir o yana, bir bu yana çevirip duruyor... E çaresizmiyiz... Çare biziz... Halk iradesi, kararlılık, zihniyet değişikliği, eşitlik, adalet, hukuk, güvenlik, bağımsızlık, ekonomik rahatlık hepimizin hakkı, bize bunları sağlama vaadiyle gelenlerden bunların hakkını sorma hakkımız saklı...

 

Şimdi gelelim türban meselesine, ben Müslümanım, elhamdulillah... Annem başörtüsü takar, ailemde pek çok kadın takar ben kullanmıyorum. Bu benim için olmazsa olmaz değil.... Kurandan habersiz değilim, Kuran başörtüsünden söz eder, başınızın üstüne örttükleriniz omuzunuzdan dökülsün... diye ifade eder... Kuran pek çok şeyden söz eder, siz bütün bunları uyguluyormusunuz, hepsini harfiyen uyguluyormusunuz?

 

Başörtüsünü inkar etmiyorum türbanın siyasal bir simge olduğunu ve ülkemize çok zarar verdiğini söylüyorum. Birtek ben söylemiyorum başörtülü insanlarda söylüyor. Bez parçası demekte bir sakınca yok bu sözden rahatsız olanlar türbana başka anlamlar yükleyenlerdir, Kutsallaştıran, sembolleştiren, namus meselesi yapan... onları rahatsız ediyor... Başlarını örten samimiyetle inanmışları değil... Aradaki farkı anlatabildim umarım...

 

Michael Jackson benzetmenizde süper olmuş... Yalnız halkın seçtikleri, halkın onları ne için seçtiklerini bilseler, o koltuklara oturunca krallaşmasalar, ihanet etmeseler, halk için çalışsalar da darbeler olmasa daha güzel olmaz mı?

 

Selamlar

Gönderi tarihi:
Halkı kim korur? TSK kimi korur?

TSK nedir? Mencupları kimlerdendir?

 

Şimdi gelelim türban meselesine, ben Müslümanım, elhamdulillah... Annem başörtüsü takar, ailemde pek çok kadın takar ben kullanmıyorum. Bu benim için olmazsa olmaz değil.... Kurandan habersiz değilim, Kuran başörtüsünden söz eder, başınızın üstüne örttükleriniz omuzunuzdan dökülsün... diye ifade eder... Kuran pek çok şeyden söz eder, siz bütün bunları uyguluyormusunuz, hepsini harfiyen uyguluyormusunuz?

 

Başörtüsünü inkar etmiyorum türbanın siyasal bir simge olduğunu ve ülkemize çok zarar verdiğini söylüyorum. Birtek ben söylemiyorum başörtülü insanlarda söylüyor. Bez parçası demekte bir sakınca yok bu sözden rahatsız olanlar türbana başka anlamlar yükleyenlerdir, Kutsallaştıran, sembolleştiren, namus meselesi yapan... onları rahatsız ediyor... Başlarını örten samimiyetle inanmışları değil... Aradaki farkı anlatabildim umarım...

 

Michael Jackson benzetmenizde süper olmuş... Yalnız halkın seçtikleri, halkın onları ne için seçtiklerini bilseler, o koltuklara oturunca krallaşmasalar, ihanet etmeseler, halk için çalışsalar da darbeler olmasa daha güzel olmaz mı?

 

Selamlar

 

Buradan türban sorununa geçmeyeceğim. Bana kalırsa benim ailemde de başörtüsü var, annem başörtülüydü gibi tavırlar karşı tavırın ve yasak savunucularıın tavrıdır. Başörtüsü üzerinden siyaset yapanları, müslüman kadınların başlarındaki örtüyü abartılı şekilde savunanları da bir dönem ben, müslüman feminizmi yapmakla suçladım. Ama arada fark kalmadı. Başlarını samimiyetle örtenle samimiyetsizce örten arasında fark olmayınca herkes yasağa muhatap oldu. Kardeşim üniversitede her derse girerken başını açmak zorunda kaldı. Benim öğrencilik yıllarımda 5. senesinde Tıp Fakültesini bırakan kızlara şahit oldum. Aynı okuldaki kızlardan bahsediyorum. Tıpçı değilim bu arada. Bez parçası demekte büyük bir sorun görüyorum. 8 yıl evvel tatlı su entelinin biri türban bir metre bez parçasıdır demişti bir diğeri de bayrak da bir metre bez parçasıdır demişti. Ben ise her ikisi de birer metrelik bez parçasıdır ancak ikisinin de inanılmaz büyük manevi değeri vardır demiştim. Hele de müslümansanız değer artışı daha da fazla olmak zorunda...

 

Gelelim Jackson meselesine. Aslında ben yanlış yazmışım, sizi düşürmek derdinde değildim. Ancak öyle görünüyor ki, yazdıklarıma fazla dikkat etmiyorsunuz. * yandaki işareti koyduğum yerde George Michael yazıyor, alttaki açıklama hem yanlış açıklanmış hem de Michael Jackson yazıyor.

Seccadede dikiş tutturamamak mümkündür bu imanınıza değil amelinize sorun verir. Ancak bir haramı küçültmek, yok saymak imana zarar verir. Siz başörtüsünü kabul ediyorsunuz ama ...bundan sonra ortaya anlaşılmaz bir durum çıkıyor. Yaniki George Michael'in durumu. Ben erkeğim diyor ama...

 

İhanet nereden baktığınıza bağlı bir kavramdır. İnsanlar bazen yaptıklarını sadece halk için yaptıklarını sanırlar. Bazen kendimizin doğru gördüğü yanlıştır, bazen onların gördüğü yanlıştır. İnsanları ihanetle suçlamadan evvel biraz daha dikkat etmek gerekir. Bazen aradan 100 geçtiğinde insanlar bazı şeylerin farkına varıyor, biz yanlış görmüşüz, yanlış yönlenmişiz diyorlar. İnşallah yanılmıyorsunuzdur Sardunyam, ki bu yanılgının vebali büyüktür.

 

Gelelim halk iktidar ayrımına. Askerin bilmesi gereken mesele, halkın isteğinin temsil suretiyle iktidara gelmiş olduğudur. İktidarı korumak askerin görevi değildir ama demokratik rejimin devamına katkıda bulunmak doğrudan halkın isteklerine katkıda bulunmak anlamına gelir. Demokrasilerde iktidarlara sınırı asker çizmez askerin sınırını iktidar çizer. Yine demokrasilerde iktidarın sınırını halk iktidara hatırlatmak zorundadır. Türkiyede darbeler iktidardakiler kendi çıkarlarını gözettikleri için yapılmamıştır. Bunları açıklamaya çaba harcamayacağım...Uzun hikayedir aslında hikaye değildir fazla bir akıcılığı yoktur ve forumlarda böylesi yazılar okunmazlar...

 

Eşitlik, hukuk, adalet neyle mümkün olur bilinmez. demokrasi bunları sağlar mı o da bilinmez...Ama darbelerin ve askeri yönetimlerin bunları sağlamadığı, hatta hukuku, adaleti, eşitliği askıya aldığı kesinlikle bellidir. O halde hiçbir ahval içerisinde askerin iktidara el atmasını, koymasını aslında gasp etmesini istemeyeceğiz. Gerisi de laf kalabalığıdır, sıcakta da hiçbir kalabalık çekici olmayabilir. selamlar...

Gönderi tarihi:

Türk halkı..tarihince iyi birer savaşçı olabilmiş..ama iyi yönetilememiştir(istisnalar hariç)..ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik konum..etnik yapısı..tarihi ve dini yapısından kaynaklı..dış menşeyli(ve yerli işbirlikçiler) ağzı salyalıların, hepten *** nefeslerini ensesinde farkında yada farkındasız hissetmiştir..

 

***ümmet..turan..şeriat..laik..demokrat..cumhuriyetçi..herne ise..bir arada yaşamayı öğrenememiştir..yapılan kavgaların geneli ise..ulusal değil..kişisel dir..hep birileri kişisel çıkarı(yada karşısındaki yanlış bir insanı idol görerekten) uğruna birilerinin peşinden gitmiş ve sonrasında içinde bulunduğu hezeyan sonrası ne olduğunu kendide anlayamamış..amaan deyip saf değiştirmiştir..acınasıdır..

 

***TÜRKİYE CUMHURİYETİ ; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE KURULMUŞ OLAN LAİK, DEMOKRATİK , ÇAĞDAŞLIK VE MUASIRLIĞIDA KENDİNE İLKE EDİNMİŞ OLAN BİR ÜLKEDİR...Şeriat..yada din empozeli bir yönetim bizde mümkün olamaz..bünyemiz kabul etmez..Türkiye Cumhuriyeti bir ortaçağ avrupasındaki gibi..din adamlarının ortalıkta cirit attığı yer olamaz..bizdeki şeyhülislamları bilirsiniz..matbaa ikiyüz küsür yıl sonra bizlere gelmiştir..bu din adamları yüzünden..ve bu durumda bizleri çok gerilere götürmüştür..hala o geç kalmışlığın ezikliğini yaşamaktayız..

 

---bu domates yensin mi...yenmesin mi...hooopp şeyhülislama sorulurmuş..yensin derse yensin..yenmesin derse..tukaka..

 

uzatmayayım..demem odurki; din ve dincilik doktrinli hangi yönetim(ülke) vardırki insanı insan gibi yaşayabilmekte...

Gönderi tarihi:

*Michael Jackson erkek olmasına rağmen cinsel dürtülerini hemcisleriyle gideren bir adamdır. Konumuzu ilgilendiren özelliği budur. Daha fazla açıklama gerekirse çabalarım.

 

bu sizin yazınız... yazınıza fazla dikkat etmiyorum derken ne demek istediniz? yalnış yazan sizsiniz...

 

George Michael, ya da Michael Jackson kendine erkek diyor ve erkek yaratılmışlar. Eğer ki dürtülerini hem cinsleri ile gideriyorlarsa, bu cinsiyetlerini değiştirmiyor, tercihlerini değiştiriyor. Bunu konuşmaksa ayrıca abes...

 

Türban mevzusunda söyleyeceğimi söyledim... Okullarda sorun yaşayanların o sorunları neden yaşadıklarını başkalarına sormaları gerekiyor...

 

Kalblerde ki imanı ölçmek gibi bir cürret gösterecek olanlar bence faşistlerdir. Ki bu Allah'lık taslamaktır. İmanı sağlamlaştırmak insanın tercihine kalmış bişey... Bunun hesabını soracak (ALLAH'tan başka bir varlık) tanımıyorum...

 

şu konuda günah işledin, türbana laf söyledin imanın zedelenmiş olabilir gibi ifadelerde ayrıca abes. bireysel günahlar bireyleri alakadar eder...

 

Not: Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür, türban neyin sembolüdür?

Gönderi tarihi:
Zorla falan istemiyorlar. Darbe niye zorla yapılsın ki, isteyerek darbe yapılsın demek istediniz herhalde. Hani mağduru oynayacaklar yaâ¦Mağduru oynamak köşeyi döndürtecek yaâ¦Bugün geldiklerinden daha büyük bir güç elde edecekler ya, Erbakan elde etti yaâ¦

.

.

.

Gelelim askerle millet arasına girme meselesine. Milletle meclis arasına girilen bir ülkede yaşıyoruz ama milletle asker arasına girmekle suçlanıyoruz. Asker Laik Demokratik Cumhuriyetin koruyucusu olarak görülüyor, seçilmiş iktidar yıkıcısı olarak. Halkımız niye iktidarı seçiyor da askeri seçemiyor. Ve ben, kendi askerimizi kendi insanımızı nasıl demokrasi söylemiyle köşeye sıkıştırıyorum.

Asker,Demokrasinin,Laikligin,Cumhuriyetin,Halkin ve Vatanin koruyucusudur.Bu görev ona Anayasa tarafindan verilmistir.Asker ülkeyi peskes cekenlerin,sehitleri kelle diye ananlarin,Ananida al git diyenlerin,Türklügü hazmedemeyenlerin,Taliban ve ve PKK yalakalarinin emir kulu degildir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
*Michael Jackson erkek olmasına rağmen cinsel dürtülerini hemcisleriyle gideren bir adamdır. Konumuzu ilgilendiren özelliği budur. Daha fazla açıklama gerekirse çabalarım.

 

bu sizin yazınız... yazınıza fazla dikkat etmiyorum derken ne demek istediniz? yalnış yazan sizsiniz...

 

George Michael, ya da Michael Jackson kendine erkek diyor ve erkek yaratılmışlar. Eğer ki dürtülerini hem cinsleri ile gideriyorlarsa, bu cinsiyetlerini değiştirmiyor, tercihlerini değiştiriyor. Bunu konuşmaksa ayrıca abes...

 

Türban mevzusunda söyleyeceğimi söyledim... Okullarda sorun yaşayanların o sorunları neden yaşadıklarını başkalarına sormaları gerekiyor...

 

Kalblerde ki imanı ölçmek gibi bir cürret gösterecek olanlar bence faşistlerdir. Ki bu Allah'lık taslamaktır. İmanı sağlamlaştırmak insanın tercihine kalmış bişey... Bunun hesabını soracak (ALLAH'tan başka bir varlık) tanımıyorum...

 

şu konuda günah işledin, türbana laf söyledin imanın zedelenmiş olabilir gibi ifadelerde ayrıca abes. bireysel günahlar bireyleri alakadar eder...

 

Not: Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür, türban neyin sembolüdür?

 

Ben de onu diyorum, yanlış yazmışım ama siz apacık yanlışı görmemişsiniz. Ondan sonra da Michael Jaksonla ilgili esprimi güzel bulmuşsunuz, halbuki espri George Michael ile ilgiliydi. Bunu konuşmamızdaki espri aslında hem müslümanım deyip hem de domuz eti yemenin helal olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtmek içindi. İkisinden birini seçeceksiniz....Neyse,,,bunu atlayalım. Yoksa cinsel tercihi konuşmak gerçekten abes..

 

Okullarda sorun yaşayanlar sordular. 1967'de yaşayanlarda sordu. 1967'de MSP mi iktidardı, RP mi iktidardı, FP mi, SP mi AKP mi...kocaman bir HAYIR...

türban yasağının siz sanırım 28 şubat süreciyle ortaya çıktığını sanıyorsunuz. Sanırım size göre başörtüsü yasağı 95'lerden sonra teşekkül etti ha...Ne dersiniz böyle mi?...Bilginizi gözden geçirseniz iyi olur...

 

Kalplerdeki imanı ölçmek faşistlere de düşmez. Yaniki Allah'lık taslamak kimsenin haddi değildir. Siz öyle söylüyorsunuz...Kalplerde olanı ancak Allah bilir. Dilde olanı tüm insanlar bilir. Bana irtidat edenlerin nasıl tespit edildiğini söyleyebilir misiniz? Dinimizce irtidat'ın mevcut bir cezası vardır ve çeşitli dönemler uygulanmıştır. İman kalplerdedir ve tekrarla kalplerde olanı ancak Allah bilir....Ancak, daha önce kaç defa tekrarladığımı hatırlamıyorum, bir ayeti yok saymak, kabul etmemek, bu zamanda bu da olur mu demek, küçültmek din ile araya George Michaellik durumu sokar. Yumuşatarak söylüyorum, korkutmak isteseydim aynen şöyle derdim. Mazallah dinden çıkarsınız.

 

Sizin günahınız sizi benim günahımda beni ilgilendirir. Herkes kendi yaptıklarından sorguya çekilecek. Bunda anlaşamadığımız bir nokta yok galiba. Ben biraz daha dikkat edin diyorum, tehlikeli sularda yüzüyorsunuz, şirkin tanımı bir tane olabilir ancak şirke düşmenin çok çeşitli yolları vardır.

 

Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür demişsiniz. Tutmamış. Bayrağımız göklerimizde dalgalandığı halde bağımsız olmadığımızı söyleyen sizlersiniz. Bağımsızlık bir bayrağın bulunması değildir ancak bayrak bir devletin uluslararası arenada var olmasının simgesidir. Evet sorunuza sizin yanıt vermenizi bekliyorum. Başörtüsü neyin sembolüdür....Siz cevap verin. Bana göre artık başörtüsü=türban islamın sembolüdür....

Gönderi tarihi:
İnşallah sıcaktandır. Güney illerinden birinde ikamet eden ben, sıcaktan da bunalmış olmalıyım...Tipiklik işte, çabuk celalleniyoruz anlaşılan...

 

Sayın Sardunya, Dini konular başlığı altında birçok yazınıza şahit oldum. Birçok kereler demokrat olduğunuzdan bahsettiğinizi okudum.

 

İki soru: Başı örtmek Allah'ın bir emri midir? (bunun yeri burası değildir diyenler olabilir haklıdırlar ama yanılmıyorsam üçtür konuyu türbana=başörtüsüne) getirdiniz). Tarihte bir parça bez parçası söylemi çok ağır sonuçlara gark oldu. Aman dikkat edin, Allah'ın yasaklarını yasak kapsamında görmezseniz, dinle aranıza George Michael girer ki, bu da öteki taraf için tehlikelidir. *

 

İkinci meselemiz de, biz korunması gerekenin halk olduğunu düşünüyoruz sanırım siz TSK olduğunu düşünüyorsunuz. Tarihimiz TSK'nın darbelerini görmüş ve her devasında halkın üzerinden geçildiğine sahne olmuştur. Biz iki açık 3 örtülü darbe gördük. TSK kendisini korur siz korkmayın. Endişelenmeyin.

 

Ama maalesef halk kendini koruyamıyor TSK'ya karşı. TSK, Halk ayrımı yapmıyorum. Halktan kastım, halkın seçtiği kimselerin darbelerce ezilmesidir. Açıklayayım.

*Michael Jackson erkek olmasına rağmen cinsel dürtülerini hemcisleriyle gideren bir adamdır. Konumuzu ilgilendiren özelliği budur. Daha fazla açıklama gerekirse çabalarım.

 

Suheda, Mod kontrolüyle ilgili sana mesaj yazmıştım sanırım daha önce. selamlar ile...

Burasi dini forum degil ama size cevap vermek durumundayim,Allahin hicbir ayetinde özellikle basinizi örtün diye bir emir yoktur.Ayetleri dikkatle okuyun ve ona göre Allaha vekillik yaparak yazin.

saygilarla

Gönderi tarihi:
Ben de onu diyorum, yanlış yazmışım ama siz apacık yanlışı görmemişsiniz. Ondan sonra da Michael Jaksonla ilgili esprimi güzel bulmuşsunuz, halbuki espri George Michael ile ilgiliydi. Bunu konuşmamızdaki espri aslında hem müslümanım deyip hem de domuz eti yemenin helal olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtmek içindi. İkisinden birini seçeceksiniz....Neyse,,,bunu atlayalım. Yoksa cinsel tercihi konuşmak gerçekten abes..

 

Madem yanlış yazdınız benmi yanlış anlamakla suçlanacağım. Ben ne bileyim Michael Jackson'un cinsel tercihi ne, George Michaeli kast ettiğinizi nereden bilebilirim? :unsure:

 

Okullarda sorun yaşayanlar sordular. 1967'de yaşayanlarda sordu. 1967'de MSP mi iktidardı, RP mi iktidardı, FP mi, SP mi AKP mi...kocaman bir HAYIR...

türban yasağının siz sanırım 28 şubat süreciyle ortaya çıktığını sanıyorsunuz. Sanırım size göre başörtüsü yasağı 95'lerden sonra teşekkül etti ha...Ne dersiniz böyle mi?...Bilginizi gözden geçirseniz iyi olur...

 

Hayır 28 Şubatla çıktığını sanmıyorum, Milli Görüşçülerle ortaya çıktığını biliyorum. Ayrıca okullarda yaşanan sorunları gidermenin yolu inancı siyasete alet etmemekten geçer. Milli Görüşün kökenide Adalet Partisine dayanır. Farkındaysanız Adnan Menderes'e en çok onlar sahip çıkarlar. Tavsiyeniz üzre bilgilerimi yeniden gözden geçireceğim. Bilgileri tazelemek her zaman iyidir...

 

Kalplerdeki imanı ölçmek faşistlere de düşmez. Yaniki Allah'lık taslamak kimsenin haddi değildir. Siz öyle söylüyorsunuz...Kalplerde olanı ancak Allah bilir. Dilde olanı tüm insanlar bilir. Bana irtidat edenlerin nasıl tespit edildiğini söyleyebilir misiniz? Dinimizce irtidat'ın mevcut bir cezası vardır ve çeşitli dönemler uygulanmıştır. İman kalplerdedir ve tekrarla kalplerde olanı ancak Allah bilir....Ancak, daha önce kaç defa tekrarladığımı hatırlamıyorum, bir ayeti yok saymak, kabul etmemek, bu zamanda bu da olur mu demek, küçültmek din ile araya George Michaellik durumu sokar. Yumuşatarak söylüyorum, korkutmak isteseydim aynen şöyle derdim. Mazallah dinden çıkarsınız.

 

Herhangi bir ayeti yok saydığımı söyleyemezsiniz, buna açık iftira denir. Siyasal simge haline dönüşen bir şeyi dine bağlayan sizsiniz... O kadar başka şeylerden söz ediyoruz ki, hale bakın dinden çıkmaktan söz edebiliyorsunuz... Mazallah bir mümine iftiranın vebalinden de haberiniz vardır umarım...

 

Sizin günahınız sizi benim günahımda beni ilgilendirir. Herkes kendi yaptıklarından sorguya çekilecek. Bunda anlaşamadığımız bir nokta yok galiba. Ben biraz daha dikkat edin diyorum, tehlikeli sularda yüzüyorsunuz, şirkin tanımı bir tane olabilir ancak şirke düşmenin çok çeşitli yolları vardır.

 

Evet şirk çok tehlikelidir, tehlkikeli olan şeylerden biride yanlışa doğru demektir... Çok tehlikeli şeyler var onları yazmaya kalksak sanırım günler alır...

 

Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür demişsiniz. Tutmamış. Bayrağımız göklerimizde dalgalandığı halde bağımsız olmadığımızı söyleyen sizlersiniz. Bağımsızlık bir bayrağın bulunması değildir ancak bayrak bir devletin uluslararası arenada var olmasının simgesidir. Evet sorunuza sizin yanıt vermenizi bekliyorum. Başörtüsü neyin sembolüdür....Siz cevap verin. Bana göre artık başörtüsü=türban islamın sembolüdür....

 

Bağımsızlığın sembolüdür diyorum bakın dikkat ediyormusunuz, sembolik bağımsızlık... Ekonomik ve siyasal bağımsızlık ise bambaşka bir şey... Uluslararası arenada var olan her milletin bir bayrağı vardır ki sembolikte olsa bağımsızlıktır...

 

Başörtüsü, inancın sembolüdür. Türban siyasal islamın sembolüdür.... Kökü Lübnan'a dayanır. Ayrıca karaçarşaf neyin sembolüdür. Eğer başörtüsü islamın sembolü ise diğerleri nedir? Rahibelerde başörterler onların İslam olmadığı malum...

 

Bir kaç sorum olacak...

 

Başörtüsü İslamın sembolü ise başını örtmeyen kadınlar dinsiz mi sayılır?

Madem öyle neden İslamın ve imanın şartları arasında yoktur?

Yahudi geleneğinde ve Hristiyan geleneğindede kadın erkek başını örter onlar neden örter?

İslami terör örgütleri adında kan döken militanlar sözde tebliğe uygun kıyafetler giyiyorlar, onlar doğrusunu şekilde mi bulmuşlar?

Kuran ilim öğrenmekten, okumaktanda söz eder ve ehemmiyetle üzerinde durur, bu durumda okumak isteyen ve başörtüsü yasağından dolayı okuyamayanlar için hangisi daha önemlidir?

 

 

Not: ayrıca türban meselesini kurumlar bile çözemiyorken bir forumda bunu çözebilmenin alemi yok...

Gönderi tarihi:
Gericilik, irtica çok mu mağdur kardeşim...

"Herkes kendi işini yapacak" diyorsun...

 

Diyorsun da ...bu bir vicdan meselesidir ülkeyi, rejimi değiştirme meselesi değildir,

 

İnancını devletin kurum ve kuruluşlarına karşı kullanmak müslümanlık değildir neden diyemiyorsun...

*

**

***

Ama hepsi gibi sende çok güzel takiye yapıyorsun...

 

Demokrasiyi kullanarak bugünlere gelen bu zihniyet, bu ortaçağ özlemcilerinin ipini pazara çıkarmıştır artık halk ...

 

Senin tepkin buna ...

Ama bunun önemi yok ...

 

Atasına yürekten bağlı bu halk mutlaka ama mutlaka öğretecek, öğreneceksiniz...

 

:clover::clover::clover: ...

Gönderi tarihi:

Perihan Mağden'den darbecilere Tokat gibi yanıt...

 

Mağden muhtıraya meydan okudu

Perihan Mağden/Radikal

 

e-muhtıra, f-darbe, g-askeri yönetim

 

Cuma gecesi, bi arkadaşım mesaj atmış, "Olanı biteni duydun mu?" diye. Ben çok erken uyuyan biriyim. Gece köpeğimizin havlamalarıyla uyanıp da bu mesajı alınca, Hürriyet'in sitesine girip aldım kara haberi: Askeriyemiz internet sitesinden bir muhtıra (demokratik düzene tehdit mesajı) yollamış. Cümlemize.

 

Bazılarımız için bu e-postallanmanın kırmızı tişörtler, kafada rüküş kepler, muhtelif meczup dışavurumlarla Meydandolduran olabilmek

için büyük bir muştu, omuza patpat, saçlara okşama "Aferin akıllı kızım benim! Çık bağır sloganlarını! Söyle 10. Yıl Marşı'nı" anlamına geldiğinin pek tabii ki farkındayım.

 

Cuma gecesi 2'den beri ruhumu bıçak açmıyor. Tarif edemeyeceğim kadar üzgünüm. Bu memleketten umudu kestim. Bu memlekette dirlik ve düzen olamaz; zira bu memlekette birlik yok. Ezilenin, hakkını alamayanın, adaletsizliğe uğrayanın birliği yok.

 

Buna karşılık: Meydandolduranların hangi haklarının gasp edildiği konusunda bir bilgim yok; 'olası' gasplara karşı meydan dolduruyorlarsa, ben de onların olası gasplarına karşı meydan doldurulursa teselli bulabilirim ancak. Zira onların yalnızca Askeriye Delisi değil, aynı zamanda Darbe Yandaşı olduklarına dair kanaatimden kurtulmam mümkün değil.

 

Pankartlar 'Ne şeriat, ne darbe' diyor. Ama kürsüde Nur Serter hanım seçeneklerden ikincisinin nasıl yüreklerine sur serpeceğini ilan etmiyorsa; ne söylemekte peki? Nur Serter hanımın yardımcısı olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği'nin başkanı Darbeci Günlükleri'nden ismi Darbe Yapma Arzusu 2 Kez Direkten Dönen Komutan olarak (habire) geçen Eruygur Paşa. Tuncay Özkan mevcutlu konuşmacı, pardon bağırmacı.

 

Bu 'iddiaları' ortaya atan NOKTA, Askeri Savcı'nın talebiyle basıldı. NOKTA'nın sahibi "Kalbimde stent takılı; dayanamayacağım" deyip dergiyi kapattı. Alper Görmüş 6 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Ama Darbeci Günlükleri'nin 'otantik' mi olduğuna, yoksa o iki bin sayfanın çok işgüzar birileri tarafından ilmek ilmek mi hazırlandığına dair bir soruşturma söz konusu değil. Açılmadı.

 

Çağlayan Mitingi'ndeki pankartlar, "Solcuların oyu CHP'ye, sağcıların oyu MHP'ye" diyor. Demek 'sağcı' ve 'solcu' laikçiler bu denli eminler duruşlarından. Onlar için MHP ya da CHP fark etmiyor: Benim için de öyle. Arşivlere girip bakıyorum Şemdinli İddianamesi'nde Yaşar Büyükanıt ve bazı komutanların adını geçirme densizliğini ve cüretini gösteren eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın adı en son gazetelerde "Vanda 2 korumayla geziyor" diye geçiyor. 15 Kasım 2006'da. O günden beri Ferhat Sarıkaya'yla ilgili hiçbir haber yok. Avukatlık yapması DAHİ yasaklanmış bulunan Ferhat Sarıkaya acaba nerde, ne yapıyor? Haber almak istiyorum.

 

Şemdinli bir milat olabilirdi. İki astsubay ve bir itirafçı 39 yıl 10 ay 27 gün ceza aldılar. Umut Kitabevi'ne bomba atmışlar; bir kişinin ölümüne, beş kişinin yaralanmasına neden olmuşlardı. Şemdinliler tarafından 'iş başında' yakalanmasalardı, bir provokasyonu gerçekleştirmiş/görevlerini yerine getirmiş astsubaylar olarak karargâhlarına döneceklerdi. Değil mi?

 

Bir savaş bitmiyor, bitirilmiyor ve bunun maliyetinin hesabı sorulamıyor. Kaç can gitti? Bir şehit ailesi çıkıp, "Oğlumun şehit düştüğü o eyleminiz/baskınınız/harekâtınızla ilgili askeri teknik inceleme yapılmasını talep ediyorum. Komutanların görevini ihmal ya da yanlış yapması söz konusu olabilir mi? Bunun tetkik edilip bana bildirilmesini istiyorum. Oğlumun ölümü yerli bir ölüm müdür, yersiz midir/haklı mıdır/haksız mıdır? Beni evlatsız komaya haklı (askeri) gerekçeleriniz vardır elbette. Bunları öğrenmek istiyorum," diyebiliyor mu? Savaş sürüyor. Mevsim geldi. Şehit cenazeleri köylerine yollanmaya başlandı.

 

12 Nisan'da Yaşar Büyükanıt 'tarihi bir konuşma' yapıyor. Bir deterjan sloganını (sözde değil özde temizlik) alıp mesajını olabildiğince sert veriyor. Tam da Erman Toroğlu/Hıncal Uluç benzeri 'futbolcu' 'demokrat değil Cumhuriyetçi' (kendi tanımları) 'sandıkçı değil darbeci' (benim tanımım) fanatik laikçilik kisvesi altında orduculuk hastalarının arzu ettiği kadar, 'kodu mu oturtan' bir konuşma. (Diyelim: Tuncay Özkan'ı kesmiyor.) Avrupa Birliği müktesebatının Türkiye'yi bölmek istediğini DAHİ söylüyor. Daha ne söylesin? "Gördüğü düşü hayıra yoranın da Allah'ını!" demek isterim pozitifçilere. Siyasetçisine, medyalamacısına, inatçısına. Kimse okuyamıyor değil de; okumaz gibi yapıyor. Bunu da en iyi 'Başbakanın uçağından da inmem, paşalarımın kucağından da' çizgisinin yılmaz, en son, en gelişmiş (Ankara) temsilcisi Aslı Aydıntaçbaş pazar günkü köşesinde ifadelendiriyor. (30 Nisan, Sabah gazetesi)

 

"Gerçekten de Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın 12 Nisan konuşmasında neyi kast ettiği, kime veto koyduğu, üst düzey bir komutanın anayasal bir çerçeve içinde kalsa bile 5 temel güvenlik sıkıntısını sayarak hükümeti suçlamasının anlamını hepimiz biliyorduk. Biraz hükümetin hışmından çekinerek, biraz da militarist gözükmemek için bunu GÖRMEZDEN GELDİK. Daha önce ben kaç defa edindiğim izlenim ya da görüşleri, aynı sebepten aktaramadım."

 

Bence hiçbir Ankara temsilcisi, patronunun enerji ihaleleri filan hükümetle iyi geçinir görünmezlerse sekteye uğrar korkuları içinde soluk alıp verdiğini ya da ne denli Asker Yalakası olduklarının (tuhaf bir biçimde 'militarist' kelimesini kullanıyor) fazla göze batıp batmıyor olmasından çekinip ketlenmemeli. 'Nesnel' temsilci taklitlerini, yemeyen yemiyor.

 

Meydandolduranlar da öyle. AK Parti'nin işşş başında olduğu süre zarfında Mecidiyeköy'deki 80 bin dolarlık daireleri 280 bin dolar eder oldu. Bundan alabildiğine memnunlardı. 301'in bırakın kaldırılmamasından, kılına halel gelmemesinden; savaşın sürdürülmesinden, düşünce ve ifade özgürlüğünün habire bıçaklanmasından/ kurşunlanmasından, ultra nasyonalist tırmanıştan filan hiçbir kaygı ya da beis duymadılar. Şimdi Büyükanıt gibi bir komutan gece on biri yirmi geçe internet sitesinden her türlü demokratik hak ve hukuku (Anayasa'yı) bombalıyor. Kat'i surette 'gizli' bir sevinç içindelermiş gibi yapmasınlar. Tek dertleri: türbanlı Hayrünnisa Gül'ün ve muhtelif rivayetlenen 'eski konuşmaları' tedavüle sokulan dindar Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkması!

 

Mı yani? O meydanlarda internet sitesine konulan demokrasi tehdidine teveccühler haykırılıyor.

 

Başka şeyler söylüyorlarsa da ben anlamıyorum. Ama ben Büyükanıt'ın 12 Nisan konuşmasını doğru okumuştum. O günden beri de kanım donmuş bir vaziyette yaşamaya çalışıyorum. Şimdi gördüklerimden ruhum kararıyorsa, yine doğru okuma yaptığımdandır. Zannederim.

 

Alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

Sardunya kardeşime özel mesaj yoluyla aşağıdaki cevabı vermiştim, forma girişte sorun yaşıyordum. Aynı konuya iki farklı adla dahil olmuştum. Hiç istemediğim birşeydi ama malum hava sıcak...Özel mesajı burada ayrıca yayınlamamın nedenine gelirsek, cevaplar sanırım birçok kişiyi ilgilendiriyor o sebeple buraya da yazma gereği duydum.

 

Başörtüsü, inancın sembolüdür. Türban siyasal islamın sembolüdür.... Kökü Lübnan'a dayanır. Ayrıca karaçarşaf neyin sembolüdür. Eğer başörtüsü islamın sembolü ise diğerleri nedir? Rahibelerde başörterler onların İslam olmadığı malum...

 

Bir kaç sorum olacak...

 

Başörtüsü İslamın sembolü ise başını örtmeyen kadınlar dinsiz mi sayılır?

Madem öyle neden İslamın ve imanın şartları arasında yoktur?

Yahudi geleneğinde ve Hristiyan geleneğindede kadın erkek başını örter onlar neden örter?

İslami terör örgütleri adında kan döken militanlar sözde tebliğe uygun kıyafetler giyiyorlar, onlar doğrusunu şekilde mi bulmuşlar?

Kuran ilim öğrenmekten, okumaktanda söz eder ve ehemmiyetle üzerinde durur, bu durumda okumak isteyen ve başörtüsü yasağından dolayı okuyamayanlar için hangisi daha önemlidir?

 

 

Not: ayrıca türban meselesini kurumlar bile çözemiyorken bir forumda bunu çözebilmenin alemi yok...

 

Sevgili sardunya,

 

Dün bir hata yaptım. "Dini Konular" aldınta daha yumuşak bir bekir tarafından "Güncel Konular" altında da daha sert, daha radikal bir karabekir adıyla birkaç gün önce yazılar yazmaya karar vermiştim. Dün yanlışlıkla aynı konuya iki farklı rumuzla dahil olmuşum, düzeltme seçeneğim de yoktu, zira bekir adıyla mod kontrolüyle yazıyordum ve yazım da çıkmamıştı bu yüzden kaldıramadım...bekir ile karabekir adlarının aynı konuda olmasını hiç istemezdim...

 

Türban'ın siyasal islamın sembolü olmasına. İlk defa başı örtülü bir kız 1967 yılında Üniversitedeki derslerden çıkartılmış ve ardından büyük gösteriler yapılmıştır. Türban Lübnan'da icat olmamıştır. Bir Türk Türbanı icat etmiş, bizzat kendisi çizmiştir. Şule Yüksel Şenler tarafından çizilmiştir ve tarihi hayli eskidir. Lübnanla da pek alakası yoktur...Şenler aslında çağdaş bir başörtüsü çizmenin derdindeydi. Eğitimli kızlarımızın giymesi gerektiğini düşünüyordu. Kara çarşafdan ayrı bir örtü tasavvuruydu bu...

 

Gelelim benim başörtüsü "ARTIK" islamın sembolüdür sözüme. Oradakı artık kelimesi küçük yazıldığı için dikkat etmediniz. Batı'lının gözüyle türban giymiş, tesettüre bürünmüş kadınlar neyin alameti. Canlı bomba mı,,,evet o da mümkün, hem canlı bomba hem bomba gibi müslüman...Başörtülü bir müslümanla başıörtüsüz müslüman arasında bir ayrım yapmanın gerekliği şuradandır. Başörtüsüyle ilgili ayetlere peygamber dönemindeki sahabe kadınların yaklaşımı. O kadınlar nasıl riayet ettiler emre...Allah'ın bir yasağına riayet eden biri var öteki taraftan Allah'ın bir haramını çiğnediği bariz şekilde görülen biri var. İnsanların iç dünyası hakkında bir müslüman Hüsn-ü zan la bakmak zorundadır. Dış görünüşü ile ise böyle bir zan beslemek zorunda değildir. Bir kişi sarhoşsa veya zina yaptığı aleni şekilde görülüyorsa ne diyeceğiz. Bu adamın dinle arası iyi değil, kötü diyeceğiz. Şimdi başörtüsüne bu zaviyeden bakalım.

 

Ortada bir emir mevcut ancak bu emri bir kişi yerine getiriyor bir kişi getirmiyor. Bu kişi hakkında dış görünüşe bakarak ne diyebiliriz. Başını örtmeyen Allah'ın emrine aykırı davranmaktadır ve günahkardır ve günahı hafif görenin diğer günahlar hakkında yolu açıktır. Takva ne idi: Günahlar arasında büyük küçük ayrımı yapmadan hepsinden uzak olmaya ve helalleri işlemeye çalışmaktaki azmimizdi...Başını örtmeyen kadın dinsiz mi sorusuna hayır diyoruz. Günahkar olmak ayrı dinsiz olmak ayrıdır. İman dil ile ikrarla başlar,

ama dikkat edin sadece başlar...Bitmez...

 

Helaller ve haramlar bildirilir. Müslümanın domuz eti yemesinin haram olduğu bir nass mevcuttur. Ancak ne imanın ne de islamın şartı değildir. Zina haramdır ancak zina yapmamanız islamın veya imanın şartı olduğunu duydunuz mu? Hayır...Helaller ve haramlar şart olarak görülmez. İmanın şartları inanmakla alakalıdır. Yani imanın şartları olarak sayılan şeyler tam bir teslimiyetle şunlara şunlara inanmamız gerektiğidir. İslamın şartları olarak görülen şeyler de amel boyutunda belirtilen şeylerin yapılmasının müslüman açısından olmazsa olmaz şeyler olduğudur.

 

Gelelim diğer sorularınıza. Bir müslümanı ilgilendiren ortada bir nass bulunduğunda ona riayet etmektir. Ebu Cehil sarık sarıyordu, Peygamber Efendimiz de sarık sarıyordu. Eğer Peygamber Efendimiz sarık sarmanın mecburi olduğunu söyleyeseydi Ebu Cehil sarık sarıyordu diye sarık sarmaktan vaz mı geçeceğiz. Hristiyanlar veya Yahudiler başlarına geçirdikleri şeyi bir ibadet şekli olarak yapıyor olabilirler. Siz de biliyorsunuz ki, ilk inen dinle son inen din İslamdır. Aradaki bütün dinler de islamdır. Yani Allah'a teslim olmaktır islamdan kastım bu. Yani ki dinler bozulsa dahi ufak tefek doğrular da kalmaktadır. Ancak, bu iki dinin çıkmış olduğu coğrafyaya bakmakta da fayda var. Bu iki din aşırı sıcak bir coğrafyada doğmuştur. İslamın doğduğu coğrafya gibi. İnsanlar başlarını güneşten korumak için kapatmış olabilirler. Diğerleri de bunu bir mecburiyet bellemiş olabilir. İki durum açısından da konumuzla ilgili tam manasıyla bir sorun yok.

 

Gelelim Kur'an ın ilim öğrenmekle ilgili meselesine. Evet öyle bir zamanda yaşıyoruz ki,ortada Kur'an ın bir emri yani Allah'ın bir emri var. Buna karşılık bu emri yerine getirmek istediğinizde size diyorlar ki ya Allah'ın emrine aykırı davranacaksınız ve bizim isteğimize uyacaksınız veya gidip evinizde oturacaksınız.

 

Yani ki, laikliğin Türkiye de uygulanması meselesi budur. Allah'ın emrini yerine getirmek istiyorsanız evinize dönün okuma hakkınız yok...Asıl meselemiz de budur...Hem okumak hem de Allah'ın emrini yerine getirmek istemek. Bu da başörtüsü meselesinin en önemli ayağıdır.

 

Ben kardeşimden bu yüzden bahsettim. 5. yılında Tıp Fakültesini bırakan kızdan bu yüzden bahsettim. Kız kardeşimin siyasetle hiçbir işi yok ki, onu niye engelliyorlar...

 

Hangisi daha önemlidir demişsiniz. İkra ile başlayan ayet Yaradan Rabbiyin adıyla oku'dur. Yani ki, ilim konusunda (diğer ayet ve hadisler de dikkate alındığında) islami ilimler öne çıkar. Ancak Fen ilimleri öğrenmek yasaklanmamıştır ve hatta teşvik edilmiştir. Biz de bu ikilemi ortadan kaldırmanın yollarını arıyoruz. Hem başörtülü hem de eğitimli kızlar nasıl olabilir laik Cumhuriyette...Meselemiz bu...Çok fazla mağdur olunca olay da ister istemez siyasileşiyor...Yoksa türban siyasi simgedir bu yasaktır denirdi ve kardeşim kafasına bir başörtüsü takardı (bu anti-demokratik bir yaklaşımdır o ayrı hikaye) ve okuluna girerdi. Bu mümkün mü? Hayır, mümkün değil. Bakın daha önce forumda tartıştım. 71 yaşında bir kadın başında örtü olan bir kadın yeşil kartlı bir kadın ne kadar siyasi olabilirdi ki yeşilkartındaki resim başı örtülü diye hastane kapısından içeri alınmayarak dışarda ölüme terkedildi. Yasağı koyanlar başörtüsü, türban ayrımı yapmıyorlar bunun bilinmesi gerikiyor. Yasağı koyanlar siyasi simge diyorlar halbu ki islami simgelere yasak konuyor. Sakal da yasaktı bir ara üniversitede...(bu da ayrı hikaye) Bugün başörtüsü islami bir simge olmuştur zira tüm simgelerin birşeyi hatıra getirmesi gibi başörtüsü=türban islamı hatıra getirmektedir.

 

 

 

-http://www.yenisafak.com.tr/diziler/basortusu/index.html-

 

Türban meselesi hakkında yenişafak gazetesinin eski bir sayısı...3 dizi...dizinin diğer kısmı yazının sonunda...

 

 

Bu arada Politika, aşağıya bir link ekliyorum, orayı tekrar tartışmaya açacağım anlaşılan. Siz Allah'ın emri midir değil midir oradan bakarsınız...

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=27410

 

Hayırdır Erdoğan kardeş, anlayıp ne yapacaksın. Bu forumda bu adamın düşüncesi şudur deyip, yazdıklarına bakmadan ezbere bir ton cevap veriliyor zaten. Yukardan aşağıya yazılarıma bak istersen neyi savunduğum ortadadır ama ben kendimi veya seni veyahut da sizleri kategorize etmenin derdinde değilim. Zira kategorizasyon yazılanları okunmamayı getiriyor ve hazır cevaplar veriliyor...Savlarım yanlışsa yanlışlığını kanıtlarsınız olur biter...

 

Sistem tam işlemiyor denildiğinde hangi sistem, ne sistemi...Bu soruları sormak gerekir. Laik sistem mi, demokratik sistem mi, hukuk sistemi mi, islamın sistemi mi, inanç sistemi mi,, mi mi mi...Biz adaleti esas alarak söylersek sistemde tıkanıklık, bozukluk olduğu görülüyor. Laikliği esas alırsak sistem de tıkanıklık, bozukluk olduğu görülüyor. Biz Demokrasiyi esas alırsak sistem de bozukluk, tıkanıklık olduğu görülüyor. Biz islamı esas alırsak uygulamada bozukluk, tıkanıklık olduğu görülüyor. Herşeyde hata mevcut. Ne yapacağız. Doğruyu bulmak için önce yanlış ortaya konulmalıdır. Ben şimdi yanlışları tespit ediyorum, doğruyu inşaAllah tartışarak bulacağız.

 

Kişinin ülkesine (bu kelimesiyi sevmiyorum Vatan diyeceğim) Vatanına nasıl hizmet edeceği ise sadece bir kişinin malumu olan birşey değildir. Ortada bir kavram kargaşası yoktur. İnsanlar farkına varmadan kavramlarla susturulmaktadır bunun bilincinde olmamak vardır. Başörtüsü meselesinde bir kodlama yapıldı ve dendiki biz başörtüsüne değil türbana karşıyız. Ama Üniversiteye başörtülüler de giremiyor. Kendi ülkesini savunan insanlar terörist ilan edildi. Bir kişi terörist ilan edildiğinde onun vatanseverleğinin bir hükmü kalmıyor. Eşitliği baz alan bir sistem devlet yıkıcı olarak kodlandığında (siz buna anarşizm mi dersiniz komüniz mi dersiniz, solculuk mu dersiniz) ne oluyor, herkes bunlara yapılan şey elzemdir diyor ve uyuyuruz. Kavramlara çok dikkat etmek gerikiyor dikkat edildiğinde de kargaşa zaten ortadan kalkıyor. Hala kalkmıyorsa da o insanlar kalkmasını istemiyor demektir. Benim böyle bir amacım yok.

Gönderi tarihi:

Sayın Bekir bana öm atarak yukarıda ki yazıyı yolladı, bende ona şu öm yi yolladım...

 

Size bir kaç soru sordum ama yanıtlarını buradan vermeyi uygun görmüşsünüz.

 

Bir kaç sorumda buradan olsun o zaman, eğer artık islamın sembolü ise, diyelim ki bir rahibe uygun kıyafet bulamadı ve türban bağladı, ne olacak o islam mı olmuş olacak? şeklen evet ama manen hayır değilmi? islamın sembolü değildir arkadaşım, islamın sembole ihtiyacı yoktur, islam şekilden ibaret değildir, islam olmak ile islam görünmek arasında çok büyük fark var.

 

ne yazık ki bu düşünceye sahip olanların gittikçe çoğaldıklarını görüyorum, islam olduklarını sanıp başını örten bir sürü kadın tanıyorum, ama bu sadece şekilde kalıyor. ve sizlerden farklı düşünen ve Allaha iman etmiş laik müslümanlar bu yüzden hakaretlere uğruyor. ama farkındayız ki biz bu inanca bir başkasının şakşağı ve sırt sıvazlaması için değil gerçekten akıl yürüterek inandığımızı biliyoruz.

 

işte (kusura bakmayın) siz siyasal islamcılar mağduru oynayarak başörtüsü üzerinden bu dinin özüne çok büyük zararlar verdiniz, bunu kullananlar sayenizde prim yaptılar, o kadar mağdurdular ki şimdi türban ile siyasal propaganda yapanlar iktidar.

 

Ben size daha önce de sordum evet Kuran'da başörtüsü var ama başka şeylerde var neden en önemli meseleniz türban? Neden ezilen başka insanların sizin gibi olmayanların sıkıntılarını da önemsemiyorsunuz, islamı siyasallaştırdınız şimdi sıkıntısınız sizler yaşıyorsunuz, bakın İran yeni bir karar ile kadınlara tek renk giysi giyme zorunluluğu getiriyor, yani başörtme meselesi bile göreceli, neye göre, saçının tek teli dahi görünmeyecek diyenlerde var, hatta kadının yüzü dahi namahremdir diyenlerde var, onlarda Kurana göre konuştuklarını söylüyorlar...

 

bu ülkenin okumuş beyinlere ama özgür beyinlere ihtiyacı var, okumuş muritlere değil. eğer eğitime çok önem veriyorsa bir kadın ne pahasına olursa olsun okur, çünkü Kuran başını örtmeyen kadına seni cehennemde yakarım demiyor ama pek çok başka konularda özellikle Allah'ın dinini para karşılığı satanlara neler söylüyor bilirsiniz...

 

bilirsiniz de, bu dini kendilerine bir kalkan yapmış olanların Allah diyerek insanların güvenini kazananların yanlışlarını dile getiremezsiniz, varsa yoksa türban... adam ihaleye fesat karıştırmış, vatan toprağını üç kuruşa satmış kimene, ee tabi millet olmak kimin umurunda, yeterki ümmet olun, (ama kime ümmet) bu dine en büyük zararı o kendilerine ben çok müslümanım hayatımı dine göre yaşarım diyenler verdi. ateistler dine onlar kadar zarar veremez, inanmıyor ve açıkça söylüyor, ama ya diğerleri? binlerce insan akp ve sp ye sadece dini ön plana çıkarttıkları için oy veriyor, bu ne kadar korkunç bir şey farkında değilmisiniz?

 

yukarıda verdiğim rahibe örneği gibi siz şekle takılıp kalırsanız adamın içinde ne var ve ne yapmakta göremezsiniz.

 

söyleyeceklerim bu kadar. (ve bu arada her cuma protesto gösterileri yapan o türban sevdalıları neredeler, türban yasağı kalktıda bizimmi haberimiz yok)

Gönderi tarihi:

Bir kaç sorumda buradan olsun o zaman, eğer artık islamın sembolü ise, diyelim ki bir rahibe uygun kıyafet bulamadı ve türban bağladı, ne olacak o islam mı olmuş olacak? şeklen evet ama manen hayır değilmi? islamın sembolü değildir arkadaşım, islamın sembole ihtiyacı yoktur, islam şekilden ibaret değildir, islam olmak ile islam görünmek arasında çok büyük fark var.

 

ne yazık ki bu düşünceye sahip olanların gittikçe çoğaldıklarını görüyorum, islam olduklarını sanıp başını örten bir sürü kadın tanıyorum, ama bu sadece şekilde kalıyor. ve sizlerden farklı düşünen ve Allaha iman etmiş laik müslümanlar bu yüzden hakaretlere uğruyor. ama farkındayız ki biz bu inanca bir başkasının şakşağı ve sırt sıvazlaması için değil gerçekten akıl yürüterek inandığımızı biliyoruz.

 

işte (kusura bakmayın) siz siyasal islamcılar mağduru oynayarak başörtüsü üzerinden bu dinin özüne çok büyük zararlar verdiniz, bunu kullananlar sayenizde prim yaptılar, o kadar mağdurdular ki şimdi türban ile siyasal propaganda yapanlar iktidar.

 

Ben size daha önce de sordum evet Kuran'da başörtüsü var ama başka şeylerde var neden en önemli meseleniz türban? Neden ezilen başka insanların sizin gibi olmayanların sıkıntılarını da önemsemiyorsunuz, islamı siyasallaştırdınız şimdi sıkıntısınız sizler yaşıyorsunuz, bakın İran yeni bir karar ile kadınlara tek renk giysi giyme zorunluluğu getiriyor, yani başörtme meselesi bile göreceli, neye göre, saçının tek teli dahi görünmeyecek diyenlerde var, hatta kadının yüzü dahi namahremdir diyenlerde var, onlarda Kurana göre konuştuklarını söylüyorlar...

 

bu ülkenin okumuş beyinlere ama özgür beyinlere ihtiyacı var, okumuş muritlere değil. eğer eğitime çok önem veriyorsa bir kadın ne pahasına olursa olsun okur, çünkü Kuran başını örtmeyen kadına seni cehennemde yakarım demiyor ama pek çok başka konularda özellikle Allah'ın dinini para karşılığı satanlara neler söylüyor bilirsiniz...

 

bilirsiniz de, bu dini kendilerine bir kalkan yapmış olanların Allah diyerek insanların güvenini kazananların yanlışlarını dile getiremezsiniz, varsa yoksa türban... adam ihaleye fesat karıştırmış, vatan toprağını üç kuruşa satmış kimene, ee tabi millet olmak kimin umurunda, yeterki ümmet olun, (ama kime ümmet) bu dine en büyük zararı o kendilerine ben çok müslümanım hayatımı dine göre yaşarım diyenler verdi. ateistler dine onlar kadar zarar veremez, inanmıyor ve açıkça söylüyor, ama ya diğerleri? binlerce insan akp ve sp ye sadece dini ön plana çıkarttıkları için oy veriyor, bu ne kadar korkunç bir şey farkında değilmisiniz?

 

yukarıda verdiğim rahibe örneği gibi siz şekle takılıp kalırsanız adamın içinde ne var ve ne yapmakta göremezsiniz.

 

söyleyeceklerim bu kadar. (ve bu arada her cuma protesto gösterileri yapan o türban sevdalıları neredeler, türban yasağı kalktıda bizimmi haberimiz yok)

 

Rahibenin uygun kıyafet bulamama gerekçesine değinmeyeceğim. Türban bir insanı müslüman yapmaz. Müslüman Allah (islam dininin)'a teslim olmalıdır. Yukarda o kadar anlattık tersinden anlıyorsunuz galiba. Başörtülü ile başörtüsüz arasındaki fark bir gösterge olması cihetiyledir. Başı örtülü dış görünüş itibariyle Allah'ın emrine uyduğunu göstermektedir, başı açık Allah'ın emrine aykırı davrandığını göstermektedir. İman kalplerdedir dememizin esbab-ı mucibesi de budur. Kimsenin kalbini yarıp içine bakmadık ve iman kimdedir bilemeyiz ama kimin günahkar olduğunu bilebiliriz. İslam olmak ile islam görünmek birdir ayrı değildir. Göründüğün gibi olmak veya olduğun gibi görünmek müslümanın temel prensiplerinden biridir. Sizden olmayanlara benzemeyin diye birşey duymuşsunuzdur sanırım. Allah'ın dininin herhangi bir şeyi muhtaç olduğu ben söylemedim sanırım. Ben "ARTIK" başörtüsü diğer insanların gözünde islama numune-i imtisaldir diyorum. Size verdiğim örnekte de bir batılıyı göstermiştim. Batının gözünde türban, başörtüsü müslüman kimliğinin delilildir. Kodlanılışıdır. Daha fazla şeyler de söyledik. Türkiye de olan şeyle ilgili...

 

En önemli meselemiz türban değildir. Ama en fazla can yakan meselemiz budur. Türkiye de yaşıyoruz. Başınız açık olduğu için dertlerden haberdar olmamanız pekala doğaldır. Ancak bir üniversiteye başı kapalı girmeye çalışın bakalım ne olacak. Açacaksınız değil mi? Bu size çok koymayacak buna eminim çünkü başınız zaten açık. Ancak, başı kapalı bir kıza ne kadar dokunacak biliyor musunuz? Nerden bileceksiniz...Pekiyi o kızlardan birinin 60 yaşındaki babasının gözlerinin önünde kızının başının açtırılması o babaya ne kadar dokunacak bilir misiniz, pekiyi bu tabloyu karşıdan izleyen ve bembeyaz sakallarından aşağıya yaşlar süzülen ihtiyarı görüp, ardından iki dakika sonra kendi kardeşinin başı açtırılan bir adam olan benim halimden anlayabilir misiniz? HAYIR...

 

Evet din adına çok fazla problem ve yanlış vardır. Ama hiçbirin başörtüsü kadar Türkiye de mağdur doğurmamıştır. Siz sayılar hakkında malumat sahibi değilsiniz. Artık biz de değiliz çünkü o kadar kızımız yurt dışına türlü zorluklara katlanarak gitmek zorunda kaldı...Sıkıntıları önemsememek. Çok yanılıyorsunuz genç bayan çok yanılıyorsunuz...Evet bahsini ettiğiniz durum eskilerde olmuştur. Devlet solu ezerken müslümanların sesi çıkmamıştır, devlet müslümanları ezerken solcunun sesi çıkmamıştır ancak bugün bilinen birşey devlet gücünün kime olursa olsun hukuka aykırı şekilde kullanıldığında durdurulması gerektiğinin farkına varılmasıdır. Bu sebeple hukuka aykırı bir şekilde kimin hakkı çiğneniyorsa ona karşı duruyoruz. Marz Tezkeresi hadisesinde Ankara'da binlerce kızıl bayrağın ortasında Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi sloganı atan bendim. Kenarda onlarca türbanlı da bizlere destek olmuştu. Hani şu amerikalıların çok istediği ama geçmeyen tezkere...

 

İslamla siyaseti ayırma ancak seküler düşüncelere mensubiyet taşıyanların yapabileceği bir ayrımdır. İslam tüm hayatı düzenleyen bir dindir. Peygamber en büyük siyasetçi idi belki...Haaa derseniz ki, günümüzde islamla devlet ayrışmıştır. Siyasetten bahsettiğimizi hatırlatırım. Toplumsal isteğin temsilinden bahsediyoruz. Niye siyasetle islam ayrılsın...Kişiler islami isteklerini siyasi arenada talep edemeyecekler mi? Anlaşılan etmemeleri gerekiyor. Pekiyi hangi türbanlı bu yasağın doğmasına neden oldu. 1967'den bahsediyorum. Hangi türbanlı, hangi türbanlı....1967'de hangi islami partiyi destekleyen hangi türbanlı yasağa maruz kaldı.

 

Kadının eğitime önem vermesi durumunda ne pahasına olursa olsun okuması gerektiğinden bahsetmişiniz. NE PAHASINA...Dikkat edin, eğitimle hiç alakası olmadığı halde namus da sorgulamaya girecek gibi görülüyor...Uzak duruyorum ve bu sözünüzü hiç beğenmediğimi, sevmediğimi, bayağı gördüğümü belirtiyorum...

 

Konuyu mümkünse benim üzerimden örneklendirin. Gitmiş, yapamazsınız, söyleyemezsiniz diyorsunuz...Yazılarımın tamamın okumuş olmanız gerekiyor böyle bir şeyin ayırdına varmak için...Okudunuz mu, hiç sanmıyorum...AKP'nin canı cehenneme diye daha bir iki gün önce yazı yazdım...

 

Hayatı dine göre yaşarım diyenlerin islama zarar verdiğini söylemişsiniz. Evet onlar dine zarar verebilir ama en azından müslümandırlar. Ben hayatımı dine göre yaşamam diyenler ise ateisttirler. Bu ne demek hem inanıyorum diyeceksiniz ve hem de hayatımı dine göre yaşamam diyeceksiniz...Yanlış okuyorumdur inşallah...

 

Oy verme hadisesine gelirsek, dini ön plana çıkartanlara oy verilmesinin yanlışlığına değinmişsiniz. Dini kaale almayanlara mı oy verilecekti. Ya da yasak koymaktan yana olanlara mı? Oy verirken birden çok şeye bakılır. Bunlar arasında, adalet, yolsuzluk, ekonomi alanlarında iyileşmeler sağlayacak kişilere oy verme sayılabilir. Bunlara artı olarak eklenecek şey nedir müslümanlar lehine. Dini sorunları çözecek bir parti...Siz bir müslüman olarak cevap verin, içinizden çıktığını sandığınız bu insanlardan müteşekkil bir partiye mi oy verirsiniz yoksa sadece ve sürekli olarak eşitlik, adalet, yolsuzluğun önlenmesi ama dini sorunların daha da kangrenleşmesini sağlayacak partiye mi oy verirsiniz...Denklem bu ve bunun haricinde Türkiye de bir denklem yok...

 

Yasaklar kalkmış olsayda otomatikman halkın SP veya AKP gibi bir partiye din söylemi bazında oy verme ihtimali ortadan kalkardı. Yani ki, sürekli irtica, başörtüsünün hala yasak olması, imam-hatip sorunu devam ettiği müddetçe bu partiler oy alacaklar. Bu sorunlar bitirildiğinde bu partilerin islami söylemleri çökecek...Ama siz halkı suçlamaya devam ediyorsunuz yasak koyan merciileri değil de...Ordada yasaklardan muzdarip insanlar oldukça siyasi olarak söylem devam edecektir...

 

İran'a falan değinmişsiniz...Devam edebilirsiniz...Suudi Arabistan hatta daha sert örnek Afganistan vardı...Korkuyorum şimdi, yanlışlıkla bizim bilmediğimiz bir ada keşfedilecek ve her ne hikmetse oraya islam ulaşmış olacak ve onlarda daha sert bir uygulama ortaya çıkacak. Ondan sonra da bakın din böyle işte diye örnek getirecekler. İnşallah böyle bir ada ortaya çıkmaz....

 

Herkes kendi ülkesinin dertlerine baksın...Birinci derdimiz bu...Meselemiz bu...

 

Şekil-iç meselesini bir daha okuyun....Çünkü kaç defadır yanlış amlanlandırıyorsunuz. Ben bir daha açıklayım. Başı açık bir insanda tabiki müslüman olabilir. Başı açık olmak islamın ve imanın şartı değildir. Ancak başı açık olmak müslüman açısından günahkar olmak anlamına gelir. Bir günahı ortada sebep yokken işleyen bir insan, diğer günahlara daha çabuk meyledebilir...

Başı kapalı herkes müslüman değildir. Rahibeler örnek oldu...Ancak, hem müslüman olduğunu ikrar eden ve hemde kapalı olan lehine bir durum vardır ki o da, Allah'ın emrine en azından şekil bakımından riayet ediyordur. Biz gizli halleri bilemeyiz ama bu başı açık ve kapalı arasında ortada görünen, bariz bir durum vardır...?

 

Ve dert kimin derdi olursa olsun, ağzımızı açmak zorundayız...Demokratlık da aslında budur...Susma sustukça sıra sana gelecek sloganının doğru olduğunun çok önce ayırdına varan bu adama da lise son öğrencilerine verilecek cevaplar verilmesi ağır gelmektedir...

 

Selamlar ile...

Gönderi tarihi:
Sayın Bekir bana öm atarak yukarıda ki yazıyı yolladı, bende ona şu öm yi yolladım...

 

Size bir kaç soru sordum ama yanıtlarını buradan vermeyi uygun görmüşsünüz.

 

Bir kaç sorumda buradan olsun o zaman, eğer artık islamın sembolü ise, diyelim ki bir rahibe uygun kıyafet bulamadı ve türban bağladı, ne olacak o islam mı olmuş olacak? şeklen evet ama manen hayır değilmi? islamın sembolü değildir arkadaşım, islamın sembole ihtiyacı yoktur, islam şekilden ibaret değildir, islam olmak ile islam görünmek arasında çok büyük fark var.

 

ne yazık ki bu düşünceye sahip olanların gittikçe çoğaldıklarını görüyorum, islam olduklarını sanıp başını örten bir sürü kadın tanıyorum, ama bu sadece şekilde kalıyor. ve sizlerden farklı düşünen ve Allaha iman etmiş laik müslümanlar bu yüzden hakaretlere uğruyor. ama farkındayız ki biz bu inanca bir başkasının şakşağı ve sırt sıvazlaması için değil gerçekten akıl yürüterek inandığımızı biliyoruz.

 

işte (kusura bakmayın) siz siyasal islamcılar mağduru oynayarak başörtüsü üzerinden bu dinin özüne çok büyük zararlar verdiniz, bunu kullananlar sayenizde prim yaptılar, o kadar mağdurdular ki şimdi türban ile siyasal propaganda yapanlar iktidar.

 

Ben size daha önce de sordum evet Kuran'da başörtüsü var ama başka şeylerde var neden en önemli meseleniz türban? Neden ezilen başka insanların sizin gibi olmayanların sıkıntılarını da önemsemiyorsunuz, islamı siyasallaştırdınız şimdi sıkıntısınız sizler yaşıyorsunuz, bakın İran yeni bir karar ile kadınlara tek renk giysi giyme zorunluluğu getiriyor, yani başörtme meselesi bile göreceli, neye göre, saçının tek teli dahi görünmeyecek diyenlerde var, hatta kadının yüzü dahi namahremdir diyenlerde var, onlarda Kurana göre konuştuklarını söylüyorlar...

 

bu ülkenin okumuş beyinlere ama özgür beyinlere ihtiyacı var, okumuş muritlere değil. eğer eğitime çok önem veriyorsa bir kadın ne pahasına olursa olsun okur, çünkü Kuran başını örtmeyen kadına seni cehennemde yakarım demiyor ama pek çok başka konularda özellikle Allah'ın dinini para karşılığı satanlara neler söylüyor bilirsiniz...

 

bilirsiniz de, bu dini kendilerine bir kalkan yapmış olanların Allah diyerek insanların güvenini kazananların yanlışlarını dile getiremezsiniz, varsa yoksa türban... adam ihaleye fesat karıştırmış, vatan toprağını üç kuruşa satmış kimene, ee tabi millet olmak kimin umurunda, yeterki ümmet olun, (ama kime ümmet) bu dine en büyük zararı o kendilerine ben çok müslümanım hayatımı dine göre yaşarım diyenler verdi. ateistler dine onlar kadar zarar veremez, inanmıyor ve açıkça söylüyor, ama ya diğerleri? binlerce insan akp ve sp ye sadece dini ön plana çıkarttıkları için oy veriyor, bu ne kadar korkunç bir şey farkında değilmisiniz?

 

yukarıda verdiğim rahibe örneği gibi siz şekle takılıp kalırsanız adamın içinde ne var ve ne yapmakta göremezsiniz.

 

söyleyeceklerim bu kadar. (ve bu arada her cuma protesto gösterileri yapan o türban sevdalıları neredeler, türban yasağı kalktıda bizimmi haberimiz yok)

:clover: :clover: :clover:

Gönderi tarihi:

Anlıyorum çok dertlisiniz.

 

Ama hala diyorsunuz ki, evet İslamın sembolüdür, başını çrten Allah'ın emrine riayet eder, örtmeyen günahkardır ve siz bunu görürsünüz. Aynı zamanda o Allah'ın emrine karşı çıkmıştır...

 

Olduğun gibi görünmenin giysi ile alakalı bir durum olacağına inanmıyorum kaldı ki, aksine giysi bazen göz boyana olabiliyor... Olduğun gibi görünmek felsefede çok derin manaları olan bir deyimdir... Müslüman gibi görünmek ile Müslüman olmak arasında milyon fark vardır... Sizin bunu kabul etmenizi ise zaten beklemiyorum...

 

Siz yeryüzünde Kuran'ın emirlerine birebir uyan hiç hata yapmayan, hiç günah işlemeyen birini tanıyormusunuz? (peygamberlerden söz etmiyorum) Ya da siz öyle misiniz? Yoksa sizde zaman zaman Allah^'ın emirlerinden bazılarına itaatsizlik ettiniz mi? Etmiş olmalısınız, aksi halde siz insan üstüsünüz...

 

Ülkenin en önemli sorunu türbandır diyen bir insandan başka konulara samimi olarak dikkat edeceğini beklemiyorum... Fen öğrenmemek günah değildir, öğrenmekte günah değildir, Kuran'da bahsi geçmez diyebilirsiniz, bu durumda Kuran'ın indiği yılları ve ortamı, sorunlarını, sosyal hayatı bilmek ve ona göre düşünmek gerek... Örneğin içki haram çünkü o çağlarda var, uyuşturucu, sigara ise geçmiyor çünkü o çağlarda yok ama akıl içki gibi diğerlerininde insan sağlığına zararlı olduğunu bildiğinden onlarında haram olması gerektiğini düşünüyor... Bu misali genişletebiliriz...

 

Kusura bakmayın yazınız ajitasyondan ibaret... Baba ve kardeş için kızkardeşin başını açmasını bir namus meselesi olarak adlandırırsanız olay trajediye döner elbette... Eğitimini tamamlamak için devletin kurallarına uymak neden abes? Ben bunu anlamıyorum, evet başım açık size göre imanım zayıf, size göre günahkarım, size göre kaile dahi alınmamalıyım... Başım açık ya, ben ne anlarım... :)

 

Bu ülkede din ve etnik ayrım üzerinden çok kan döküldü... Siz kızkardeşinizin başının açılmasını gurur meselesi olarak görüyorsunuz ve bu size dokunuyor... Peki sadece görüşleri yüzünden İslamcılar tarafından katledilen insanlar daha az mı önemli? Bir kısım tarikat/mafya/ticaret ve devlet yöneticilerinin işbirliğini dile getiren aydınlarımızı katledenler cihat mı yaptılar? Bir canı almak daha az bir günah mı? Başörtüsü yüzünden okula gidemeyen bir genç kızın durumundan daha vahimdir bu tablo... İnançlarını ve yaşam tarzlarını ve sözlerini beğenmedikleri için öldürülen canlar var...

 

Doğuda şehit düşen gencecik delikanlılarımız var, onları öldürenlerinde meselesi dillerini konuşamamalarıydı... Onlarda bunu onlara verilmiş bir hak olarak gördüler ve 30.000 insanın canını aldılar... Onlara sorarsanız kendileri haklılar... Çünkü eziliyorlardı, haksızlık yapılıyordu, kim yapıyordu, devlet... o zaman bu devlet yıkılmalıydı...

 

Bekir arkadaşım... ortada somut gerçekler var, bir laik bir dincinin gırtlağını kesmedi... ama bir dinci bir çok laik insanı katletti...

Gönderi tarihi:

Müslüman müslüman gibi görünmelidir, evet görüntü önemlidir... Mesela Müslüman kılıklı İngiliz ajanları müslüman gibi görünerek neler yaptılar? Hatta bazıları imam bile oldular... Evet müslüman GİBİ görünmek önemlidir...

 

Siz kendiniz söylediniz Allah, Resulüne müslüman kadınlar, kafir arablardan ayrılsın onlar giyimleri ile belli olsun buyurmuş... Nerede Mekke'de... Peki bugün bu ayrımı kıyafet ile nasıl yapacaksınız? bu durumda bende şunu mu anlamalıyım, giyimi ile müslüman gibi görünmeyen, müslüman sayılmaz...?

 

Meseleyi çok güzel çarpıtıyorsunuz, işlenen cinayetler ortada, bunları inkar mı edeceksiniz, şapka devriminde kan aktı öylemi? Kimbilir neler vardır sizde daha... Mustafa Kemal ve devrimleri hakkında ne bilgiler vardır elinizde değilmi?

 

İslam ortadan kalkmalı mı, kalkıp bunu soru diye sorabiliyorsun değil mi? Bişey mi kanıtlayacağını sanıyorsun? İslam yani Allah'ın gönderdiği din sizin kadar katı değil, Allah sizin kadar merhametsiz değil... Günah işlemek önemli değildir mi demek istiyorum ha? Bakarmısınız, günah işleriz arkadaşım istesekte, istemesekte... Bundan kurtuluş yok, bu onu hafife almak demek değil bal gibi biliyorsun da...

 

günah nedir bilen zaten elinden geldiğince ondan uzak durur... günah varsa tövbede var...

 

Bürokrasiden kastınız YÖK... Evet yanlış uygulamalar mevcut... Ama bunları çözmek için herkesin samimi olması gerek...

 

Benim imkanım olsaydı başörtüsü ile okula gitmeye izin verirdim... Ama şu şartlar altında değil... Önce birileri kirli ellerini dinin üzerinden çeksinler... Rejim düşmanları ortamı kolluyor nerede bir açık var oradan hemen sızıyorlar...

 

Biz diyoruz ki, din devlet işlerine karıştırılmasın ve siyasiler propagandalarına dini alet ederek sömürü ile paye almasın...

Gönderi tarihi:
İslamla siyaseti ayırma ancak seküler düşüncelere mensubiyet taşıyanların yapabileceği bir ayrımdır. İslam tüm hayatı düzenleyen bir dindir. Peygamber en büyük siyasetçi idi belki...Haaa derseniz ki, günümüzde islamla devlet ayrışmıştır. Siyasetten bahsettiğimizi hatırlatırım. Toplumsal isteğin temsilinden bahsediyoruz. Niye siyasetle islam ayrılsın...Kişiler islami isteklerini siyasi arenada talep edemeyecekler mi? Anlaşılan etmemeleri gerekiyor. Pekiyi hangi türbanlı bu yasağın doğmasına neden oldu. 1967'den bahsediyorum. Hangi türbanlı, hangi türbanlı....1967'de hangi islami partiyi destekleyen hangi türbanlı yasağa maruz kaldı.

 

Sayın Bekir'in anlatmak istediklerinin özeti, yukardaki alıntıladığım satırlarda toplanmış.

Doğru söylüyor islamla siyaseti ayıran, seküler (nesnel) görüşçülerdir. Yani bir başka şekilde de laisizm.

"İslam tüm hayatı düzenleyen bir dindir" derken kökten dinciliği, şeriatçiliği öneriyor açıkça.

Bunu söylemekle de islam dışındaki, her türlü sosyal yaşamı ve kurallarını yok sayıyor.

Yaşam şeklinin ve kurallarının en doğrusunun islam olduğunu savunuyor.

İslam dışındaki her türlü sosyal yaşamın ve kurallarının da yanlış olduğunu vurguluyor dolayısı ile.

 

Tarihten olumsuzluklardan ayıklanarak, günümüze kadar gelen uygar sosyal yapıyı ve kurallarını hiçe sayarak, tekrardan 1400 yıl önceki ortaçağ arap yerel kültürünü benimsetmeye çalışan bir mantık...

 

Şunu sayın Bekir'e ve onun gibi düşünenlere anlatamadım/anlatamadık.

Dünyada yüz civarında inanç var. Her kes senin gibi düşünmekte.

Her inançlı, senin gibi inançlarının yaptırımlarını sosyal yaşam için dayatma yoluna giderse, ne olur bu dünyanın hali düşünebiliyormusun ?

 

İşte, insana, insanın demokratik yaşamına değer veren düşünürler, sosyologlar, siyasiler bu çıkmaza bilimsel çözümü bulmuşlar. Laisizm.

Laikliğin kısaca anlamı; inançlar, kişinin veya toplumun sosyal yaşamına karışamamalı, insanların sosyal yaşamını ancak bilimsel, evrensel, sosyal hükümler belirlemelidir.

 

Sayın Bekir'in bunu kavraması gerekir..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.