Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kendimize ne kadar saygımız var?


naturals

Önerilen İletiler

Kendimize ne kadar saygımız var

 

Forumdaki üye sayısına baktığım zaman aklıma ilk gelen şuydu, bununla ülkeyi kurtarmak için bir ordu kurarsınız! Bu, rakamı forumda yansıttığımız kişiliğimizle kıyasladığımız zaman ortaya muhteşem bir toplum örneği çıkıyor.

 

Üyelerin büyük çoğunluğunda dikkat ettiğim, son derece alçak gönüllü, saygılı, seviyeli, hoşgörülü ve olaylar karşısında esnek, durabilen süper kişilik.

 

Dışarıdaki hayatta da, burada yansıttığımız kişiliğimizi taşıyabiliyor muyuz?

 

Evetse, neden dışarıdaki insanlara baktığımız zaman bu kişilikte olmadığından, ya da karşımıza çıkmadığından yakınıyoruz?

 

Yoksa dışarıda yansıtamadığımız bu harika kişiliği hiç olmazsa burada sanalda yansıtarak kendimizi iyi bir insan olduğumuza inandırarak mutlumu ediyoruz?

 

Eğer gerçekten iyi bir insan olduğumuza inanıyorsak

Neden toplum gittikçe yozlaşıyor?

Neden insanlar birbirine menfaat çıkar için yaranmaya çalışıyor? Neden adliye koridorları boşanmak isteyen insanlarla dolup taşıyor?

Neden en ufak bir olay karşısında patlıyor ve kavga çıkarıyoruz? Birbirimize bu kadar mı tahammül edemiyoruz…

 

Şimdi bir kendimizi sorgulayalım gerçekten de insan olmanın vasıflarını taşıyor muyuz? Yoksa kendimizi mi, kandırıyoruz…

 

Saygılarımla…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın manken,

 

sizin iletiden önce yolluyordum, bağlantıda sorun yaşadığım için yollayamadım

 

iletimde konuya olan ilgisizliğe şaşırmadığımı, ve kendimizi analiz etmemizin keyfimizi kaçırdığını

ve hep mükemmel olduğumuzu düşündüğümüzü vurgulamıştım.

 

Saygı bizden efenim

Çok güzel bir konuya değinmişsiniz.

Kişinin kendine olan saygısı ve başkalarının gözündeki itibarıdır.

Çünkü;Kendine saygısı ve değeri olan insan çevresine ve işine değer katabilir.

Kendi değersizliğini yaşayan kişiler çevrelerine değer katamazlar.

Reklamı yapılan herşey yüzdeyüz yanlış olupta, ne yazılı ne görsel medyada kötü olduğunu yansıtmaz.

Dışarda yansıtılan kişilikler sanalda hiç ölçü alınırmı.?

 

çok güzel katılıyorum sonuçta karakter bi şekilde kendini belli edecektir ediyorda...

bunu tartışmalarda görebiliyorum.

 

Bu konuya genel olarak baktığımda,Karar verme ve kararını uygulama yönteminde, yetkisi

olmadığından kendisini korumak için (yani yasak almamak) için bu yola başvurmalarıdır.

Ayrıca böyle bir sanal ortamda kendi kuruluşları olan ve yönetimdeki kişiler yayın kuruluşlarının çok kitleye hitap etmeleri,

teşvik etmeleri ve olanak tanımaları vasıflarının en önemli görevleridir.

Bunun için kendi dostları,yakınlarını hatta kendileri birçok değişik kimlik altında girip gözde olduklarını göstermektir.

Bununla iyiyi,güzeli ve doğruyu yapmak zorundadırlar,yoksa onlarda çok kolay kaybolup giderler.

 

bende öyle düşünüyorum gözde olmanın yanında ego tatmini...

 

Bazıları olmasada çoğuları kendini kandırıyor.Birilerinin boşyere dileklerine sahip olan çok kişi görüyorum.

Bunlarda sonradan farkına varıyor ama iş işten geçmiş oluyor.

Özellikle sanalda akla kara diye ayıramazsın insanları,iyilik ve kötülükler karma karışıktır.

 

Sevgiler.....

 

katılıyorum karmakarışıktır ruh hallerimiz... ama ısrarla saygının sevginin hoşgörünün altı çiziliyorsa,

bunu dışarıya taşımak zor olmamalı diye düşünüyorum. fikrinizi paylaştığınız için teşekkür ediyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tersine..

 

Bu forumun hep daha dünyadan olduğunu düşünmüşümdür..

 

Forum yüzlerinin tahammülsüzlüğüyle...

 

********..

 

Esprileriyle..

 

Güzelliğiyle...

 

********...

 

Veyaut güzel görünürlüğüyle...

 

Dış dünya da böyle değil mi...

 

Diyeceksin ki,kibarlık,karşılıklı gönderilen sevgiler vs...

Burada çok daha yoğun yaşanıyor..

 

Bazılarına da yapmacık geliyor...

 

Peki ya dışarısı...

Orası da öyle değil mi..

 

El altındaki klavyeden onca şey kaçırılıyor ki burada..

Bazen farkında olmadan,bazen hesaplı ve sinsi...

Dışarısı gibi tıpkı..

 

Sınıfı ve reklam edilen kimlikleri de taşıyor içinde..

Bir taraf göremediklerinden bahsediyor,görmek istediklerinden..

Bir taraf statüsünden...

Kamerasından,bilgisayarından,fotoğraf makinasından çıkanların eklemesini yapıyor ...

Bir tarafta göremediklerini söyleyecek olmanın endişesiyle hiç görmediği gördüklerinden...Hesaplı bir ağızdan yani..Ya da fazla ezilmiş..

 

 

Koltuğunu bulan,başka başka kimliklerle kendisini tekrarlıyor sonra...

Ya da anlaşılacak endişesiyle kendisine biçtiği kılıfla yeni bir ağız ve duruş yaratmaya çalışıyor...

Bazen beceremiyor,sıçratıyor...

 

Bir başka tarafta dengesizliğini oynuyor başka başka adlarda hesapsızca...

 

Arkadaş oluyoruz sonra..İlerliyor..dost..

Erkek arkadaş,kadın arkadaş...

 

Bilemem...Olunuyorlar mı..Oldu mu sandırılıyorlar...

Oyunlarla,afişlemelerle daha da pekiştiriliyorlar mı...

Ya da ben mi çok önyargılıyım...

Her birisi var..

 

Dışarıda da öyle..

 

Ki böylesi şimdilik iyi olan...

 

Sahtekarlığın bile,gizlenemeyen bir dürüstlüğü var,farkedildiği noktada bu forumda...

 

 

Böylesi bir alçaklığı yok diyorsan,az daha dolaş forumu...

İnsan bencil...Kendi damarına bir bastılarmıydı,o zaman görüyor...

 

Ben hem memnunum,hem de değilim buradan...

 

 

Dışarısı gibi..

Mahallemin,şehrimin,yaşadığım ülkenin dışına çıktığımdaki memnuniyetliliğim/sizliğim...

 

(Ülke dışına çıkamadık gerçi,çaktırma... :D )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Farzet ki ben de forumun kendini bilmeziyim be badel...

 

Dördüncü kez fişleniriz,absürt kelimelerimizle...

 

 

 

Farklı kimliklerle forumu turluyor olmanın bendeki nedenlerini söyledim az biraz.. sinsi ve hesaplılar olduğu kadar,bunun çekiciliğine de kapılanlar vardır elbet..

Ben kapılırım misal..

Ayıp dememişiz ki buna..

Ayıp diyen de vardır..

Sinsice eyleme dökenler de sinsidir elbet,hesaplıdır..

Eğlencenin sınırlarını bir süreliğine burasından zorlayanlar da vardır..

 

Sen neye takıldın,pek anlayamadım..

 

 

"Hal böyle olunca sonuç nasıl olacak yazdıklarınızda başka kılıflara girip yazmaları olacaktır."

 

Şu cümleni biraz açarsan,daha iyi anlayacağım sanırım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

karakter bi şekilde kendini belli edecektir ediyorda...

bunu tartışmalarda görebiliyorum.

 

Sayın Naturals, açtığınız konu için teşekkür ederim...

 

Genel olarak forum tartışmalarının psikolojik bir kaç özelliği var.

 

Öncelikle, tartışma konularında birbirimizi tanımadığımız için söylemek istediğimiz düşüncelerimizi çok daha rahat dile getirebiliyoruz...

 

Ancak, "Herkesi kendimize inandırmak" niyetiyle de olduğumuzdan farklı davranıyoruz sanırım...

 

Tabi ki ben kendim için bu yargıyı veremem, forumdaşlarım verebilir...

 

Şimdi kaçınılmaz bir gerçektir ki fikir paylaşımı, bir şeyler bilme çabasında olan olan insanların öğrendiklerini dile getirmesinden başka bir şey değildir. Fikir paylaşımını etkin ve düzeyli kılan ise, diğer fikirlere saygı duyabilmektir...

 

Bence forumlara giren herkes, öncelikle "Ben Doğruyum" yaklaşımı ile giriyor.

İkinci olarak bazı değerleri illa ki sadece kendisine has ve ait görüyor.

 

Ancak bu değerlerden olan mahrumiyet elbette ki zamanla anlaşılıyor.

Kelime aralarına gerçek benliklerini köpürüveriyorlar...

 

Bu gibi bir yaklaşımın temelinde yatanları ise devamında anlatmaya çalışacağım...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Naturals, açtığınız konu için teşekkür ederim...

 

Genel olarak forum tartışmalarının psikolojik bir kaç özelliği var.

 

Öncelikle, tartışma konularında birbirimizi tanımadığımız için söylemek istediğimiz düşüncelerimizi çok daha rahat dile getirebiliyoruz...

 

Ancak, "Herkesi kendimize inandırmak" niyetiyle de olduğumuzdan farklı davranıyoruz sanırım...

 

Tabi ki ben kendim için bu yargıyı veremem, forumdaşlarım verebilir...

 

Şimdi kaçınılmaz bir gerçektir ki fikir paylaşımı, bir şeyler bilme çabasında olan olan insanların öğrendiklerini dile getirmesinden başka bir şey değildir. Fikir paylaşımını etkin ve düzeyli kılan ise, diğer fikirlere saygı duyabilmektir...

 

Bence forumlara giren herkes, öncelikle "Ben Doğruyum" yaklaşımı ile giriyor.

İkinci olarak bazı değerleri illa ki sadece kendisine has ve ait görüyor.

 

Ancak bu değerlerden olan mahrumiyet elbette ki zamanla anlaşılıyor.

Kelime aralarına gerçek benliklerini köpürüveriyorlar...

 

Bu gibi bir yaklaşımın temelinde yatanları ise devamında anlatmaya çalışacağım...

 

Saygılarımla...

 

Sevgili boşig,

 

Benim baştan beri söylemek istediğim burada üye sayısı oldukça fazla ve hergün daha da artıyor bu rakam

söylemeye çalıştığım, toplumun önemli bir kesimini oluşturuyor ve, yansıtıldığı gibi gerçekte de böyle sağlam kişilik taşıyan birey ler sek bunu reele yansıtmakta zorlanmamalıyız, yansıtamadığımızı düşündüğüm için bu başlığı açma gereği duydum.

birbirimize gerçekten dürüst olabiliyormuyuz...

 

Beni burada oluşan kitle ilgilendirmiyor, beni burada oluşan kitlenin toplumu oluşturması ilgilendiriyor. :) sevgiler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili boşig,

 

Benim baştan beri söylemek istediğim burada üye sayısı oldukça fazla ve hergün daha da artıyor bu rakam

söylemeye çalıştığım, toplumun önemli bir kesimini oluşturuyor ve, yansıtıldığı gibi gerçekte de böyle sağlam kişilik taşıyan birey ler sek bunu reele yansıtmakta zorlanmamalıyız, yansıtamadığımızı düşündüğüm için bu başlığı açma gereği duydum.

birbirimize gerçekten dürüst olabiliyormuyuz...

 

Beni burada oluşan kitle ilgilendirmiyor, beni burada oluşan kitlenin toplumu oluşturması ilgilendiriyor. :) sevgiler

Sayın Naturals,

Belki de bunu bir "Tesadüf" olarak adlandırmak gereklidir :)

Ki ben tesadüflere inanmam...

 

Yani düşünün bir kere,

Burada birbirine (doğal ya da yapay) saygı gösteren insanlar, gerçek hayatta birbirleriyle aynı ortamda bulunmayan,

Yani ortak paydaları sadece bu forum olan kimseler.

Dolayısıyla gerçek hayatta toplansak bir araya tavırlarımız nasıl olurdu bilemeyiz pek.

Lakin dediğiniz gibi, iletilerimiz bizim hakkımızda ipucu veriyor.

Kimin doğal kimi yapay olduğu ortaya çıkabiliyor.

Lakin bunun tespiti zor.

Birbirimiz hakkında yorum yapıyoruz gerçek hayatımızda, bu şüphesiz...

Lakin forumda birbirimizi niteleyemiyoruz kişiliğe saldırı olur diye...

 

Oysa ki bundan ziyade forumdaşlarımızın "Öz Eleştiri" yapabiliyor olmaları gerekir.

"Acaba gerçek hayatta bu insanlar karşımda olsalar, forumda davrandığım gibi mi davranırdım?"

Bu soruyu sormalılar bence.

 

Sonra:

"Eğer davranırdıysam böyle devam etmeliyim" diyebilmeli...

 

Ya da:

"Hayır, bu şekilde davranmazdım aslında. Demek ki ben yalancılık yapıyorum" diyerek,

"Öyleyse olduğum gibi davranmalıyım" diyebilmeli...

 

Ya da davranışlarının eksikliklerini tespit ederek, daha iyisine öykünebilmeli.

 

Forumda dikkat ettiğim şey, hemen çoğumuzun kendisini mükemmele yakın görmesi.

Her ne kadar bunun aksini söylesekte, iletilerimiz bizi ele veriyor.

Bu nereden belli;

Hiç kimsenin kendi özüne dair bir öz eleştiride bulunduğunu pek görmedim, istisnalar hariç...

Yani kaç kişi var sizce:

"Evet ben aslında şöyle biriyim!" diyebilen?

Kaç kişi diyebilmiştir ya da eksikliğini açık açık söyleyebilmiştir.

Ya da kendisinden daha iyi bir nitelikte olan bir kimseyi dile getirebilmiştir, farklı düşünse bile?

Hatta tamamen zır görüşlerde olsalar bile kaç kişi dürüst davranabilmiştir karşısındakinin hüvviyeti açısından...

 

Kısaca sanalda olsa gerçekte olsa

"Fikir Alış Verişi"nde en genel kaçınılmaz mekanizma

"Savunma Mekanizmaları"dır.

Genelde "Ben" diyerek hareket ediyoruz.

Bir eleştiri geldiği zaman bunu saldırı olarak kabul ediyoruz ve anlamaya çalışmadan

"En iyi savunma saldırıdır" mantığı ile saldırıyoruz.

 

Ben bu açıdan bir özeleştiri yapmak istiyorum aslında:

Tanıyan forumdaşlarım bilir beni az da olsa...

Biraz alınganımdır ben :sweatingbullets:

Bir şey dendiği zaman üstüme alınıyorum bazen, bunun farkındayım.

Ama olabildiği kadar "Saldırmadan"

Yani "En iyi savunma saldırıdır" mantığını kullanmadan iletişim kurmaya çalışıyorum.

Yani alınganlığımı mazur görüyorlar arkadaşlarım, sağolsunlar :)

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her karsima cikandan belli bir ozellikleri beklemisimdir....

Hep "KESKE" SOLE olsa...

biraz ordan biraz burdan....

Forumda insanlari tanidikca,once umitsizlige kapildim,Cunku konusmaktan zevk aldiklarim

benden yasca buyuk insanlardi...

Yaslar buyuk olunca "Heyyy Genclikk" NEREDESINIZ???

Dedim!!!

Sonra gordukki genclikten geri kalmisim,

Gercekten forumda zevk aldigim ole konular olduki,Ben onlardan birini gercek anlamda sivilde yasamadim..

Enteresan degilmi?

Parisde ya varlar ya yoklar

Ya da ben onlari bulamiyorum...

Yada butun ozellikler ayri ayri oldugu icin bize zor geliyor...

Insanlar sanirim eskisi gibi degil

Yada hic bir sey yerinde kalmiyor,

Belkide yenilenen hayat bizden bir seyleride aliyor....

Insanlar olmazsa bosaniriz mantigiyla evleniyor...

Daha evlenmeden mallarini paylasiyorlar...

Para icin,maddiyat icin insanlar oluyor...

Bilmiyorum

Ne kadar dogru

AMa umutsuzluga kapilmamak lazim,

Benim hala umudum var:)

Hayat devam ediyor...

Herkez uzerine duseni yapsin,gerisi kendiligincen gelir..

 

Ya aslına bakarsan eğer belli bir arayış içerisinde olduğu zaman insan, aradığını bulamıyor.

Bunun nedeni, hiç kimseyi, kafamızda oluşturduğumuz o kalıba, o beklentiye

Ya o kafamızdaki her neyse işte ona yakıştıramamamızdır.

Ve bu yüzden, kafamızdakini ararken diğer insanlar hayatımızdan akkıp giderler.

 

O yüzden bazen salıvereceksin hayata kendini.

Kalıplarını kıracaksın...

Hayat mutlaka bir yere götürüyor bizi.

Su mutlaka yolunu buluyor yani...

 

Ve insanları kafamızdaki kalıplara uydurmak yerine,

Ya da kalıplarımızı insanlara uydurmak yerine,

Herkesi ve herşeyi olduğu gibi kabullensek hiç bir şey kaybetmeyiz.

Öyle ki kazanırız...

Normalde farkına varamadığımız insanları kazanırız...

Ben kazandım...

 

Forumda ya da gerçek hayatta...

Hiç bir insanı kafamızda yarattığımız kalıplara göre değerlendirmemeliyiz...

Aksi takdirde kaybeden hep biz oluyoruz...

Öncelikle insanları kaybediyoruz...

Kendimizi kaybediyoruz...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendimize ne kadar saygımız var

 

Forumdaki üye sayısına baktığım zaman aklıma ilk gelen şuydu, bununla ülkeyi kurtarmak için bir ordu kurarsınız! Bu, rakamı forumda yansıttığımız kişiliğimizle kıyasladığımız zaman ortaya muhteşem bir toplum örneği çıkıyor.

 

Üyelerin büyük çoğunluğunda dikkat ettiğim, son derece alçak gönüllü, saygılı, seviyeli, hoşgörülü ve olaylar karşısında esnek, durabilen süper kişilik.

 

Dışarıdaki hayatta da, burada yansıttığımız kişiliğimizi taşıyabiliyor muyuz?

 

Evetse, neden dışarıdaki insanlara baktığımız zaman bu kişilikte olmadığından, ya da karşımıza çıkmadığından yakınıyoruz?

 

Yoksa dışarıda yansıtamadığımız bu harika kişiliği hiç olmazsa burada sanalda yansıtarak kendimizi iyi bir insan olduğumuza inandırarak mutlumu ediyoruz?

 

Eğer gerçekten iyi bir insan olduğumuza inanıyorsak

Neden toplum gittikçe yozlaşıyor?

Neden insanlar birbirine menfaat çıkar için yaranmaya çalışıyor? Neden adliye koridorları boşanmak isteyen insanlarla dolup taşıyor?

Neden en ufak bir olay karşısında patlıyor ve kavga çıkarıyoruz? Birbirimize bu kadar mı tahammül edemiyoruz…

 

Şimdi bir kendimizi sorgulayalım gerçekten de insan olmanın vasıflarını taşıyor muyuz? Yoksa kendimizi mi, kandırıyoruz…

 

Saygılarımla…

Aç mide duayı kısa kestirirmiş...

Saygılarımla... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aç mide duayı kısa kestirirmiş...

Saygılarımla... :clover:

 

???

 

Lütfen yanlış anlaşılmasın sevgili naturals...

Aynı düşüncelere yürekten katıldığımı ve bu bilince bu forumda aç kaldığımızı ifade etmeye çalıştım..

Saygılarımla.. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan Olmadan İnsan Kalabilme Savaşı

 

 

 

 

Doğumum elimde değildi. Ailemi, memleketimi, adımı ve gideceğim okulları ben seçmedim. Hoş seçseydim; sadece gittiğim okulları değiştirmek isterdim.

 

 

 

İlk okulda öğretmenim, adam gibi insanlarla, insan gibi adamlardan bahsettiğinde, adam gibi bir insan olmaya karar verdim aklımın yettiğince, ama halâ insan sınıfına dahil edemedim kendimi.

 

 

O günlerde babam, "Hayatı ve insanları kötü yanlarıyla sev." demişti.

 

 

Ne hayatı, ne insanları, ne sevecek, ne nefret edecek kadar anlayamadım. Hayatı adil bulmadım; erken aldı sevdiklerimi, insanlarıysa samimi, benimleyken maskelerini bırakmadılar bir yana.

 

 

Çocukluk arkadaşlarım oldu, şimdilerde dostum diyebildiğim insanlar kaldı bana, riyanın ve fesadın ruhumuza girmediği çağlardan.

 

 

Paylaşabildim onlarla, şimdi, küçük kardeşimin adını bile bilmediği oyunlar...

 

 

İlk kez altı yaşında fark ettim, beni mutsuz eden bir şeyin, başkası için değerli olabileceğini; babamın, doğum günüm için aldığı bebeği verirken komşunun kızına, yüzünde gördüm bir basketbol topuna göstereceğim sevinci.

 

 

Annemin onca emek verip diktiği elbiseleri utandım giymekten, çevremdeki yoksulluk, bayramlarımı hüzünlendirdi. Halâ giyemiyorum dolabımda bir hafta geçirmeyen yeni bir giysiyi.

 

 

O günlerde ölümle de karşılaştım, ama hatırlamadım hiçbir şeyi, ömürboyu sürecek bir men kararı hayatımı değiştirdi; başıma darbe almam yasaklanmıştı.

 

 

Bir gün sokağa çıkamaz olduk, akşamları karşı mahallede meşalelerle dolaşan ve sloganlar atan adamlar gördüm. Bahçemizde bomba patladı, kurşunlar girdi evimizden içeri. Her şey sona erdiğinde farkında olmadım, geride bir yığın genç ceset kaldığını ve bilmiyordum yaşananlardan ders alınmadığını...

 

 

Sonra can dostumu kaybettim sonsuza dek; yarım, eksik büyümek zorunda kaldım.

 

 

Ortaokulda sevdalandım; edebiyata, sinemaya, tiyatroya, spora ve türkülere. Arkadaşlarımsa "Converse" ve "Nike" marka ayakkabılara düşkündü. Ayıplandım, markasız spor ayakkabılarım dostsuz bıraktı beni, ben marka düşkünlerini bıraktım.

 

 

Kimsenin bilemediği bir soruya cevap verene kadar, giremedim "Sosyal Bilgiler" hocamın gecekondu sakinlerini adam yerine koymayan gözüne.

 

 

Aynı gün içinde, din dersinde gayri Müslim, Fen dersinde bağnaz bir Müslüman olunca, ne din, ne fen güven vermedi, karışık bir kafayla dolaştım yıllarca.

 

 

Lisede iyice nefret ettim okuldan. Hocalarım; beyaz çoraplara, kısa saçlara, etek boyu uzun üniformalara ve nota düşkündüler, benimse alerjim vardı kurallara.

 

 

O günlerde edindim üniforma düşmanlığımı...

 

 

Hastalıkla tanıştım sonra. Kuşkusuz öğrendim sağlığın önemini, ama aynı anda hayatım yitirdi anlamını.

 

 

Sonra film koptu bir süre, gözlerimi açtığımda üniversitedeydim. İlk dersim, çok acımasızdı; saçından sürüklenen ve coplanan gençleri gördüğümde daha bir haftalık öğrenciydim.

 

 

Geleceğine saldıranları izlediğimde anladım, kavga etmeden tartışamadığımızı ve sessiz kalmayanların sindirildiğini.

 

 

Sordum nedenlerini, "Haklısın." ile başlayıp, "ama..." ile biten cümleler düştü payıma. Farkında değillerdi; geleceğin umudu dedikleri bizler, onlardan miras alamamıştık umudu...

 

 

Yine de okuldan iyidir diye düşünürken, adaletten, eşitlikten, hürriyetten bahsedenlerin, halâ başımıza, sakalımıza bakmaları rahatsız etti beni, neyse ki çoraplarda kural yoktu; yanmıştım yoksa, beyaz çorap giymiyordum liseden beri.

 

 

Bir meslek edindim elbet, yeni dostlar girdi hayatıma, hatta sevdiğim hocalarımdan öğrendim de bir şeyler, ama ağır buldum bedelini.

 

 

 

Sonra, canlar verdim toprağa birer birer, bir ömür sürecek hasretler filizlendi. Sancı dolu geceler, gün eksiltti ömrümden. Büyümeye başladım istemeden.

 

 

Türkülerle, şiirlerle avuttum yüreğimi, insan olmaya çalışırken bir kez daha, değişmeye başladı çevrem.

 

 

Yüreğini cüzdanına sığdıranların, aynaya bakmak için onura gereksinimi olmayanların borusu öter oldu memleketimde.

 

 

Yürek gerektiren sevdalar, çıkar kollayan akıllı sevgilere bıraktı yerini...

 

 

Daha insan olamadan, insan kalabilmenin savaşı başladı.

 

 

BERFİN HAZAL

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendisine saygısı olmayan bir insanın bir başkasından saygı beklemesi anlamsızdır... Önce biz kendimize saygı duymalıyız..

Peki bu nasıl olacak??

Bence en önemlisi toplumun dayatmalarından ve birşeyleri kaybedersem eğer korkularından kurtulup hareketlerimizi ve düşüncelerimizi sorgulayacağız...Bunu kendi içimizde, kendi kendimize yapacağız....Sonra kendi fikir ve inançlarımızı özgürce ve etki altında kalmadan oluşturacağız ve sonra buna uygun bir şekilde yaşayacağız..Herhangi bir dış etkiyle veya sırf çıkar sağlamak adına bunları satmayacak, " duruma göre" yaşamayacağız...Biz özgür bireyleriz..Her insan kendi inançları ve amaçları uğruna yaşamalıdır..

 

Bunlar benim düşüncelerimdir...

 

sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

fikirlerine harfiyyen katılıyorum.. lakin bu topluma menfaaat ilişkileri hakim. ne denli az olduğumuzu aslında bu forum gösteriyor.. bu forum gibi nice forumlar var. incelersen diğer forumları (istisnalar mevcut tabi) genelinde tüm üyeler bir birine nazik ve hoş görülü yaklaşıyorlar. ama gerçek dünyada kapı komşularınla bile merhabalaşmıyorlar..

şöyle düşün; ben seni yolda görsem sonuçta birbirimiz tanımayan kişileriz. sana bir şeyler sorsam ya da bir şekilde yanına sohbet için gelsem tavrın ne olu? muhtemelen sert davranırsın; bir çıkarım olduğunu düşünürsün.. bu genelde herkesin yapacağı bir davranuış. çünkü topumda menfaat ön planda.. ama forumda cinsiiyet farketmeksisiz herkes rahatça sohbet etmekte.. belki forum dünyasında bile menfaatlerini düşünerek hareket edenler ooabilir..

saygılarımla :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Toplumda menfaat için kurulan ilişkiler nasıl varsa bir forumda da bu olasılık var..Kısacası insan ilişkilerinin olduğu her mekanda bu böyle..Her zaman menfaat var, iyi niyet ver, güzel var, çirkin var, iyi var, kötü var......... Kısacası her şey ikil...

Yani herşey zıttını da içinde barındırıyor...

Benim söyleyebileceğim tek şey şu : herkes kendi hareketleri ve düşüncelerinden, yani kendinden sorumludur..

Bir önceki iletimde de yazdığım gibi, sizin kendinize saygınız yoksa kimseden de bunu bekleyemezsiniz..Bu biraz da birey olarak bizle alakalı...

 

sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Toplumda menfaat için kurulan ilişkiler nasıl varsa bir forumda da bu olasılık var..Kısacası insan ilişkilerinin olduğu her mekanda bu böyle..Her zaman menfaat var, iyi niyet ver, güzel var, çirkin var, iyi var, kötü var......... Kısacası her şey ikil...

Yani herşey zıttını da içinde barındırıyor...

Benim söyleyebileceğim tek şey şu : herkes kendi hareketleri ve düşüncelerinden, yani kendinden sorumludur..

Bir önceki iletimde de yazdığım gibi, sizin kendinize saygınız yoksa kimseden de bunu bekleyemezsiniz..Bu biraz da birey olarak bizle alakalı...

 

sevgiler..

 

Herşeyden önce "Öz Saygı" ve "Empati" önemli.

Kendimizi başkalarının yerine koyabilmeliyiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendimizi başkalarının yerine koyabilmek.... Bize yapılmasını istemediğimiz birşeyi başkalarına yapmamak...

 

Bakın, benim demek istediğim şudur:

Ben bir forumda yazarken benim amacım fikir tartışmalarında bulunmak ve sanalda olsa insanlarla güzel şeyler paylaşmak..Kısacası, ben burada zaman geçsin ya da laf olsun diye bulunmuyorum..

 

Şimdi bir başkasını ele alalım..Bir şahıs düşünelim, bu forumda hiçbir amacı olmadan bulunuyor, herhangi ciddi bir katkısı yok, zaten böyle bir amacı da yok...Kısacası benim burada bulunmamla amacı tamamen zıt bir kişi bu..

 

bu şahıs bana bir şekilde saygısızlık etti diyelim, benim ölçülerime göre...

Şimdi ben bu şahısla nasıl empati kurmalıyım?? Kendimi onun yerine koyup " olsun, yapsın..Onun burada bulunma amacı farklı da olsa ve bana terste gelse kendimi onun yerine koymalıyım, bu yüzden benim inanç ve doğrularıma saldırmasına izin vermeliyim.." mi demeliyim???

Ben bu insana saygısızlık etmem yine de..Ama kimse benden bu tip insanlarla empati kurmamı beklemesin..

 

Bu tamamen benim düşüncem tabi ki..Tam tersi düşünenlere de saygım var, ne de olsa tartışacak bir fikri var ve bunu ifade ediyor..İşte bu forumda saygıyı hakeden onlardır benim gözümde...

 

SAYGILAR :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NOT : Bu arada yanlış anlamalara fırsat vermemek adına şunu belirtmek istiyorum..Bir foruma isteyen istediği amaçla girebilir, buna kimse karışamaz tabiki..Ama şu da var ki nasıl bir forum ortamında herkesin uyması gereken kurallar varsa ve bunların dışına çıkanlar nasıl atılıyor veya ceza alıyorlarsa, benimde kendime göre ölçülerim var ve bunları aşanlara karşı kendimi savunmak en doğal hakkım sanırım..

sevgiler :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendimizi başkalarının yerine koyabilmek.... Bize yapılmasını istemediğimiz birşeyi başkalarına yapmamak...

 

Bakın, benim demek istediğim şudur:

Ben bir forumda yazarken benim amacım fikir tartışmalarında bulunmak ve sanalda olsa insanlarla güzel şeyler paylaşmak..Kısacası, ben burada zaman geçsin ya da laf olsun diye bulunmuyorum..

 

Şimdi bir başkasını ele alalım..Bir şahıs düşünelim, bu forumda hiçbir amacı olmadan bulunuyor, herhangi ciddi bir katkısı yok, zaten böyle bir amacı da yok...Kısacası benim burada bulunmamla amacı tamamen zıt bir kişi bu..

 

bu şahıs bana bir şekilde saygısızlık etti diyelim, benim ölçülerime göre...

Şimdi ben bu şahısla nasıl empati kurmalıyım?? Kendimi onun yerine koyup " olsun, yapsın..Onun burada bulunma amacı farklı da olsa ve bana terste gelse kendimi onun yerine koymalıyım, bu yüzden benim inanç ve doğrularıma saldırmasına izin vermeliyim.." mi demeliyim???

Ben bu insana saygısızlık etmem yine de..Ama kimse benden bu tip insanlarla empati kurmamı beklemesin..

 

Bu tamamen benim düşüncem tabi ki..Tam tersi düşünenlere de saygım var, ne de olsa tartışacak bir fikri var ve bunu ifade ediyor..İşte bu forumda saygıyı hakeden onlardır benim gözümde...

 

SAYGILAR :clover:

 

Sayın Didem,

Elbette ki böyle bir durum değildi ima ettiğim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabi ki değildi..Ki aslında ilk iletimde yanlış anlama olmasın diye ikinci iletimi, notu yazdım..Ben hiçbir zaman " ben böyleyim, işinize gelirse veya en doğrusunu ben bilirim" diyecek bir insan değilim... Ve tabi ki insan başkalarına karşı anlayışlı olmak durumunda..Ama dediğim gibi bu forumda bu sadece tartışma ve fikir paylaşımı bazında olabilir benim için..Bana ters gelen bir fikri savunan insanı anlamaya ve onunla empati kurmaya çalışırım ama amaçsızca saygısızlık edenlere yapmam bunu..Benim demek istediğim bu...

 

saygılar :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar güzel bi konuya değinilmiş bu topic de uzun zamandır uğramıyordum foruma ama gördümki çok şeyler kaçırmışım..konu hakkındaki düşüncelerime gelince ; bize atalarımız insanları sevmeyi onlara güvenmeyi, paylaşmayı, onur ve haysiyeti, şerefin erdemlerini öğretti ve bizler anladık ki bunlara sahip olduğumuz zaman adımız insan oluyo..peki bizler neler öğretiyoruz gelecek kuşaklara bu konuda kendimize samimi olmak gerekirse hayatta kalmanın metotlarını öğretiyoz ama yavrum malına sahip çık ( onu kimseyle paylaşma..) , tanımadığın insanlarla sakın konuşma ( içine kapanık ol arkadaş edinme..) vs....hayatın çok zor olduğunu söyleyip bi an önce pişirmeye çalışıyoz.. büyümüşte küçülmüş maşallah..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Kendimize ne kadar saygımız var

 

Forumdaki üye sayısına baktığım zaman aklıma ilk gelen şuydu, bununla ülkeyi kurtarmak için bir ordu kurarsınız! Bu, rakamı forumda yansıttığımız kişiliğimizle kıyasladığımız zaman ortaya muhteşem bir toplum örneği çıkıyor.

 

Üyelerin büyük çoğunluğunda dikkat ettiğim, son derece alçak gönüllü, saygılı, seviyeli, hoşgörülü ve olaylar karşısında esnek, durabilen süper kişilik.

 

Dışarıdaki hayatta da, burada yansıttığımız kişiliğimizi taşıyabiliyor muyuz?

 

Evetse, neden dışarıdaki insanlara baktığımız zaman bu kişilikte olmadığından, ya da karşımıza çıkmadığından yakınıyoruz?

 

Yoksa dışarıda yansıtamadığımız bu harika kişiliği hiç olmazsa burada sanalda yansıtarak kendimizi iyi bir insan olduğumuza inandırarak mutlumu ediyoruz?

 

Eğer gerçekten iyi bir insan olduğumuza inanıyorsak

Neden toplum gittikçe yozlaşıyor?

Neden insanlar birbirine menfaat çıkar için yaranmaya çalışıyor? Neden adliye koridorları boşanmak isteyen insanlarla dolup taşıyor?

Neden en ufak bir olay karşısında patlıyor ve kavga çıkarıyoruz? Birbirimize bu kadar mı tahammül edemiyoruz…

 

Şimdi bir kendimizi sorgulayalım gerçekten de insan olmanın vasıflarını taşıyor muyuz? Yoksa kendimizi mi, kandırıyoruz…

 

Saygılarımla…

 

Gayet güzel bir konu seçmişsin..çünkü insanın kendısı insan olmadan insanlığı kurtarmaya çalışması çağrıştı birden bana..

mış gibi hayatlardayız..

aldatmıyomuş gibi

yalan söylemıyormuş gibi

sevıyormuş gibi

dürüstmüş gibi

dindarmış gibi

ama kişi mış gibi olduğunun farkında olduğu sürece kendısıne zarar verıyor..işte sorun burada..bır insan çevreye söylediği yalanı kendısıne söyleyemıyor..ve bunlar bir şekılde hastalık olarak ortaya çıkıyor..ve boyle insanlar kendısınden çok çevresındekı insanların da guvenlerını yıtırmelerıne hayatla bağlarının kopmasına neden oluyorlar..işte kişinin kendısıne saygısının kalmadığı nokta burada başlıyor..

çunku çevreye lanse ettiği fikirlerıyle davranışları örtuşmuyor,yada davranışları ayrı fıkırlerı ayrı oluyor.işte bu insan kendısıne saygısını yitiriyor..insanlr artık sadece simulasyon :online2long:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Kendimize ne kadar saygımız var

 

Forumdaki üye sayısına baktığım zaman aklıma ilk gelen şuydu, bununla ülkeyi kurtarmak için bir ordu kurarsınız! Bu, rakamı forumda yansıttığımız kişiliğimizle kıyasladığımız zaman ortaya muhteşem bir toplum örneği çıkıyor.

 

Üyelerin büyük çoğunluğunda dikkat ettiğim, son derece alçak gönüllü, saygılı, seviyeli, hoşgörülü ve olaylar karşısında esnek, durabilen süper kişilik.

 

Dışarıdaki hayatta da, burada yansıttığımız kişiliğimizi taşıyabiliyor muyuz?

 

Evetse, neden dışarıdaki insanlara baktığımız zaman bu kişilikte olmadığından, ya da karşımıza çıkmadığından yakınıyoruz?

 

Yoksa dışarıda yansıtamadığımız bu harika kişiliği hiç olmazsa burada sanalda yansıtarak kendimizi iyi bir insan olduğumuza inandırarak mutlumu ediyoruz?

 

Eğer gerçekten iyi bir insan olduğumuza inanıyorsak

Neden toplum gittikçe yozlaşıyor?

Neden insanlar birbirine menfaat çıkar için yaranmaya çalışıyor? Neden adliye koridorları boşanmak isteyen insanlarla dolup taşıyor?

Neden en ufak bir olay karşısında patlıyor ve kavga çıkarıyoruz? Birbirimize bu kadar mı tahammül edemiyoruz…

 

Şimdi bir kendimizi sorgulayalım gerçekten de insan olmanın vasıflarını taşıyor muyuz? Yoksa kendimizi mi, kandırıyoruz…

 

Saygılarımla…

özde olunamayan sözdelik...bi çokları için sanal kendinden kaçıştır da..gerçek gerçeklerle yüzyüze kalındığında ortaya çıkar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.