Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Yarından itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kullanılmakta olan benzinin litre fiyatına zam gelicekmiş..

Gelen zamdan sonra süper benzinin litresi yaklasık olarak 1,5ytl civarında olucakmıs..uzun yıllardan beri ilk defa kıbrısta bu kadar yuksek oranda bir zam yapılmaktadır...

bizim ulkemizde benzini litre fiyatı yaklasık 3,3 ytl civarlarında seyretmektedir ve onumuzdeki gunlerde kucuk artıslar devam edicekmiş.

dunya üzerinde petrol kaynaklarına en yakın ulkelerden biri olarak dunya uzerindeki en pahalı benzini kullanıyor olmamızın mantıklı acıklamalarını arıyorum bir suredir..

kucuk arastırmaların ardından benzinin rafineriden cıkıs fiyatının butun aradaki işletmelerin karları eklendikten sonra yaklasık olarak 890 yeni kurus civarında oldugunu ogrendim.Devletimiz bu tutarın uzerine yaklasık olarak 1,5 ytl özel tuketim vergisi ve hepsin uzerinede %18 oranında katma deger vergisi koyduktan sonra bize bu tutar 3,3 ytl seklinde yansımaktadır..

Şİmdi söyle bir durum sozkonusudur. fahiş vergi tutarlarını bosverin devlet sizden aldıgı verginin vergisini alıyor..

yani benzinin uzerine ötv ekliyor sonra bu ekledigi verginin de kdvsini alıyor..

bu suna benziyor devlete gidip 1,5 ytl vergi borcunuzu oduyorsunuz sonra devlet sizediyroki kardesim 1,5ytl vergi borcun var bununda yuzde yirmisini katma vergi olarak ödiyeceksin..

 

üniversitelerdeki vergi derslerinde verginin ortaya cıkabilmesi icin bir hizmet veya mal uretiminin yada ticaretinin yapılıyor olması ve bunlardan tarafların yararlanıyor olması gerekmektedir. bu sekilde devlet malı yada hizmeti satandan kar ettigi icin vergi alır bu malı yada hizmeti tuketenden de ihtiyaclarını giderdigi icin vergi almaktadır. buraya kadar bir sorun yok. devlet tabiki vergi toplamak zorundadır boylece halkının ihtiyacı olan altyapı, saglık, asayiş guvenlik vb ihtiyacları karsılayacaktır.

peki ortada bir mal ve hizmet olmadıgı halde devlet nasıl vergisinin vergisini alır?

 

devlet iki sekilde vergi toplamaktadır.

birincisi dogrudan(maaslardan kesintiler,edilen kar uzerinden gelir vergisini vergi daireleri tarafından vb gibi) digeri dolaylı(satın alınan bir urun veya hizmetin tutarına ekleme yaparak).. dunya uzerindeki ulkelerin vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin oranı genellikle butun toplanan verginin %25i civarındadır. Bizim sınır komsumuz Yunanistanda bu dolaylı vergi oranı %39 civarındadır. Dunya uzerinde en yuksek ikinci dolaylı vergi oranı meksikadadır bu oran %45tir.

Ve dunya uzerinde en yuksek dolaylı vergi toplama oranı ulkemizdedir. %79...

Yani turkiye cumhuriyeti sınırları icinde yasıyorsanıs arabanız varsa yada otobus minubus dolmus vs.. kullanıyorsanıs bu ulkenin vergi yukunu siz cekiyorsunuz demektir..

 

Hiç dusundunuzmu..neden dunya uzerindeki en pahalı benzini kullanıyorsunuz?

 

27.07.2006

 

 

Ben düşündüm ve bugun sanırım nedenini anlamaya daha dogrusu gelişmeler sonucunda inanmaya başladım. Devlet bu ülkenin zenginliklerini kullanmak,ithalatı düşürüp ihracatı arttırmak, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını kullanmak yerine, büyük nufus gucunu yani direk vatandasını sömürmeyi tercih etmektedir. Hazır calısıp ureten insanın cebindeki son kurusa kadar almak varken neden devlet ulkenin kaynaklarını kullansın? Ulkenin en degerli kaynaklarını kitlerini arazilerini arsalarını peşkeş cekip yok pahasına satmak varken neden bunları halkının yararına kullansın?

 

Neden devlet halkına hizmet etsinki? halk bu devlete hizmet etmeli cunku bu halk devlet icin var... Atatürk bize boylemi ogretti?

Yoksa bugun bizi yonetenler bu yuzdenmi Atatürk'ü pek sevmiyorlar..?

  • Cevaplar 120
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Dün regaip kandiliydi..BUtun dostların ve islam aleminin kandili mubarek olsun..

Dun gece Türkiye Cumhuriyetinin resmi devlet kanalı olan TRT1 kanalında bir camimizden mevlit yayını vardı naklen olarak.

Genellikle her kandilde kanallarımızın bir cogunda bu sekilde yayınlar yapılmaktadır.Ama dun gece mevlutu dinlerken farklı olarak birsey dikkatimi cekti yanılıyorsam lutfen duzeltin.Her mevlutun sonunda dua edilir. Bu duada tum islam alemi ve tum dunya insanları icin barıs huzur ve iyi dileklerde bulunulur. bunun yanı sıra tüm şehitlerimiz ve Atatürk ruhu icinde dua edilirdi.Ama dün gece ben tüm Şehitlerimizden yada Atatürk`ten bahsedildigini duyamadım..Acaba kacırdım mı? Duyan varmı icinizde?

Bİr rivayete gore mevlutu okuyan hocaya sormuslar hocam neden Şehitlerimizden ve Ataturkten bahsetmediniz diye hocanın cevabı oldukca enteresan geldi bana..:

-Böyle önemli bir gecede öyle heyecanlandım ki unutmusum. Kusura bakmayın...!!!

 

Lütfen birileri cıkıp bana bunların dogru olmadıgını söylesin..bunların yalan oldugunu abartma oldugunu izah etsin..Cunku butun bunlar tuhaf geliyor bana.

Bu ulke uzerinde ozgurce yasayabilmemiz icin canlarını veren mehmetciklerin ve Atatürk`ün böyle bir gecede anılmaması ve hocanın yaptıgı acıklamanın bana mantıklı bir izahını yapabilecek kimse varmı?

 

İktidardaki partinin Devlet televizyonunu kendi siyasi propagandasını yapmak icin kendi kadrolarıyla doldurdugu ve tamamen partinin istekleri dogrultusunda yayınlar yaptıgı, buna karsı cıkan personelin atamalarla yerlerinin değiştirildigi yada sindirildigi bu kadar bariz yapılan baska bir hukumet dönemi daha varmıydı? Darbe zamanları haricinde..

Neden hala Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun basında bir genel mudur degilde vekaleten atanan biri bulunuyor.. Devlet televizyon ve radyosunun başına atanmak istenen kişi veya kişilerin Sayın Cumhurbaskanımız tarafında haklı gerekcelerle veto edilecegini bilen Hukumet bu yuzdenmi Cumhurbaskanlıgı onayı istemeyen vekaleten atama yöntemiyle TRT nin yonetimini surdurmektedir..

Bu ulke vatandası olarak benim devletimin televizyonun da neler oluyor bilmek istiyorum..

Bu televizyon ve radyolar bana baglı değilmi benim verdigim vergilerle calıstırılmıyormu?

Satın aldıgınız her tv yada radyoya dikkat edin uzerinde trt bandrolu goruceksiniz..bunun anlamı o bandrol karsılıgında ödediginiz bir miktar paranın trt ye kaynak olarak aktarıldıgıdır.

Şimdi biz Türkiye cumhuriyeti vatandasları olarak kendi devlet televizyon ve radyomuzda bu olan bitenlere karsı sessizmi kalacagız her konuda oldugu gibi...

iktidar kendi propaganda silahı olarak bizim televizyonumuzu kullanmaya devam mı edecek?

Ve lutfen biri bana acıklayabilirmi?

Bir kandil gecesinde neden bu topraklar icin canını veren insanlar, mehmetciklerimiz ve bu ulkeyi kuran Atatürk unutulur?

 

28.07.2006

 

 

Yaklasık bir yıl once boyle bir yazı yazmıstım. Bugun yani 16 Mart 2007... 18 Mart Çanakkale zaferimizin arefesindeyiz. Türkiye Cumhuriyetinin temelinin atıldığı, Türkiye Cumhuriyetini varolma savasında kazanılan ilk zaferin arefesindeyiz. Ve bugunlerde haber bultenlerine dikkat edin. Canakkale şehitlerimiz icin okunacak Mevlutlere Atatürk adından bahsetmiyeceklerin soyluyorlar... Atatürk... Mustafa Kemal Çanakkale zaferini kazanan Baskumandan... Mustafa Kemal Atatürk bu ulkenin kurucusu. Simdi bize burda bu yazıları yazabilme sansını veren insan. Simdi Türkiye Cumhuriyeti sınırları uzerinde özgurce yasayıp düşünebilmemizi inanclarımızı yerine getirmemizi saglayan insan. Boyle bir gunde ondan bahsetmemeyi övünc sayanlar tarafından yonetilen bir ülke olduk.

Adamlar cıkıp diyorki ondan bahsetmeye gerek yok... Ona dua etmeye gerek yok... Bu nasıl bir durumdur... bu nedir? benim aklım mantıgım almıyor... alan biri varsa nolur acıklasın bana. Bu adamlar neden Atatürk adından bu kadar korkar... Bu kadar cekinir? Biri soylesin bana... Atatürk bu adamlara ne kötülük yaptı? Peki Atatürk sayesinde benim ve senin ve bizim elimizde olanlara bir bakın...

 

Bizi yonetenleri gordukce midem bulanıyor... Bunları hakediyormuyuz biz... Daha ne kadar susacagız?

 

18.03.2007

Gönderi tarihi:

Ttnet`in adsl aldatmacası...

yapılan son duzenlemeyle ve reklamlarda duydugunuz üzre ttnet internet erisim ucretlerini ucuzlattıgını ve hızlandırdıgını acıkladı, acıklamaya da devam ediyor..

Hızlandıgı soylenen tarife su sekildedir..:

 

Aylık 3-6-9 gb kotalı erisimlerin hızların iki katına cıkarılmıstır. örnegin siz aylık 3 gb kotalı 512kb hızında internet kulanıyorsanız bunun hızı 1024kb ye cıkarılmıstır..

bunu yanında kotasıs 256kb olan tarifeye dokunulmamıstır..

ttnet bunun reklamını yapıyor hızlandırdık diye..

simdi basit bir sekilde dusunucek olursak kotalı tarfienin anlamı sudur

bir ay boyunca siz internetten en fazla 3 gb bilgi indirebilrsinis. bunu astıgınız taktirde aştıgınız her byte bilgi icin artı ucret ödemek zorundasınız...

ttnet yaptıgı arastırma sonucunda sunu gormustur. 512kb hıza sahip kullanıcı ne kadar isterse istesin bir ayda 3gb limiti dolduramıyor. dolduramadıgı icinde kotayı asamıyor.

ttnet yonetiminin aklına dahiyane bir fikir gelir ve reklamlar baslar..

512kb hızı 1024 yapıyorus ucreti arttırmıyoruz..

1024kb hıza kavusan kullanıcı dogal olarak normalde indirdigi bilginin iki katını indirecek ve 3gb ktasını asıcaktır..boylece ttnet her aşımdan ucret alıcaktır..

hem hızlandırdık diye rekam yapıp itibar kazanıcaklar hemde aşılan kotalardan para kazanıcaklar...halkımda hizmet alıyorus diye sevincek..

simdi bir sorum var

-mademki hizmet etmek istiyorsunz neden kotasısı tarifelerin hızını arttırmıyorsunz?

asıl amac interneti ucuzlatmakmı yoksa ucuzlatıyorus diyerek halkı kandırıp daha cok para kazanmakmı?

acık acık halkı kandırmaya utanmıyormusunuz?

 

adsl aldatmacasında bir diger durumda sudur. adsl'i yuzde on ucuzlattık diyorlar.

kotasıs yani aylık limitsiz kullanımda 512kb hızının ucretini 99 ytl den 89 ytlye indirdiklerini soyluyorlar.

evet guzel birsey bu ucuzlama.

aylık kotasıs 512kb kullanıcıları artık on ytl daha az odeyecekler.

ama bunun yanında soyle bir acıklamada var aylık kotasıs tarifelerde en dusuk hız 512kb olacak.

yani soylenen su. benim gibi aylık kotasıs 256kb kullanıcıları artık 512kb kullancaklar.

ve artık biz 49 ytl yerine 89 ytl odemek durumundayız. oysaki aylık 256kb hız bana yeterliydi.cunku işim geregi 24 saat internetteyim ve surekli bilgi indiryorum.. simdi ben 49 ytl yerine 89 ytl odemek durmundayım yani ttnet indiriyorum derken bana yaklasık yuzde seksen zam yaptı..

evet sayın halkım..

dunyanın en pahalı internetini ve telefon gorusmesini yapıyoruz..

lutfen uyumaya devam edin...

 

26.07.2006

 

ttnet ve turk telekom yeni kampanyalarına hızla devam ediyor. Sehirler arası gorusme ucretlerini yarı yarıya ucuzlattı. Boylece sehir ici yada sehirler arası aynı uceret gorusecek halkımız. Bu arada sehir ici telefon gorusmelerine yuzde yirmi zam yaptılar. Sakın caktırmayın salagız ya yedik bizde bunu. Son gelen faturalarınıza bir bakın. 1 mart oncesinin ve 1 mart sonrasının sehir ici gorusme fraklarını goruceksiniz. Turk telekom yasal zorunluluk geregi yaptıgı bu zammı kucuk puntolu harflerle faturaların yanında gonderdi. yuzde yirminin uzerinde sehir ici gorusmelere zam yaptılar. Reklamlarda bunu duydunuzmu?

 

Bu ulkede yapılan telefon gorusmeleirni yuzde doksanı sehirici gorusmelerdir. Yuzde on sehirler arası ve milletlerarasıdır. Siz yuzde onluk kesime yarı yarıya indirim yapın. Yuzde doksan icin yuzde yirmilik zam yapın. sonra cıkıp utanmadan biz halka hizmet ediyoruz deyin. Evet mevcut iktidar devlete baglı olan en karlı ,işletmelerinden birini telekomu sattı. Satın alan sirket telekomun bir yıllık karıyla satıs tutarını cıkardı ve ikinci yıldan itibaren sıfır zararla kar etmeye basladısektorde tekel durumunda oldugu icin istedigi gibi halkı yolmaya basladı. BU satıstan devletin icinde kimlerin ne kadar menfaatleri oldu?

Bu satıstan sonra halk telefon ve internet icin ne kadar zarara girdi?

Göz göre göre peşkeş cekildi telekom kimsenin gıkı cıkmadı. Pasta buyuk yediler yiyorlar yiyecekler kimse hesabını sormayacak nasıl olsa...

Ve ben simdi bu yazıyı yazıp internet ortamına aktaran kadar son yirmi dakika dort defa internetim kesildi.

 

Sayın bakan cıkıp avrupanın en ucuz elektrigi en ucuz telefon gorusmesi bizde diyor. Bizi karsılastırdıgı ulkelerin yıllık gelir duzeyleri bizimkinin 4 katından baslıyor. Ama karsılastırdıgı ucretleri bizimkinden yuzde bes fazla...

 

Sayın halkım hala uyumaya devammı edeceksiniz? bununla gurur duydugunu söyluyor..!!!

Gönderi tarihi:

Elektrik uretim ve dagıtım sektorunde neler oluyor?

 

Onumuzdeki gunlerde basta istanbul olmak uzere turkiyenin heryerinde elektrik kesintileri baslıyacak.Bunun nedeni elektrik uretim yapan santrallerin kapanmak uzere olması yada faaliyetlerini durdurma kararlarını alınması.halen devletle elektrik ureticileri gorusmelerine devam ediyorlar.

peki durup dururken neden boyle bir sorun ortaya cıktı?

buyuk devletimiz boyle bir sorunu hesaplayamadımı..neden 2000 li yıllarda gelişmiş ulkeler uzay calısmalarına hız verirken biz evlerimizde gazyagı lambalarıyla oturup onlardan gelicek haberleri ertesi gun cıkacak gazetelerde takip edelim.. aslında istanbulda yasayanlar icin elektrik su ve dogalgaz kesintileri artık kanıksanmıs bir hal aldıgı icin pek fazla tepki ortaya cıkacagın sanmıyorum.. eskiden cocuklugumda bir gazyagı lambamız vardı ve evin bir duvarında ösel bir yeri vardı.onun bulundugu yerin tavanında hep siyah bir is lekesi bulunurdu hicbir boya da kapatmasdı..cocuklugumda haftada bi gun mutlaka elektrik kesilirdi..

 

simdi buyudum hala istanbuldayım ve her iki gunde bir duzenli olarak elektrik kesiliyor bazen saatlerce gelmiyor bazende bir kac saat icinde defalarca kesilip geliyor boylece buzdolabı camasır makinesi televizyon ve bilgisayar gibi elektronik cihazlarımıs bir yıl dolmadan cöpe atmak zorunda kalıyoruz..

ve sanırım su anki gunlerimis iyi gunlerimiz..bunun yanında su ve dogalgazdaki kesintileri baska bir zaman anlatıcam..

 

Gelelim elektrik piyasasına..

bilindigi üzre Türk elektrik kurumu yani TEK bölge bölge ihalelere cıkartılarak satıldı.Yani elektrik uretimi yapan santraller özel firmalara konsorsiyumlara satılarak özellestirildi. O gunlerde merak ediyordum devlet neden kar ettigi bir işletmeyi satma geregi duysun..Devlet hem elektrikten kar edip hazineye gelir saglıyordu hemde elektrik kullanım ucretlerini mumkun oldugunca dusuk tutup halkının yararına calısıyordu.ama devlete yük oldugu soylenerek tek tek butun barajlar ve dogalgazla calısan santraller satıldı.

 

Ulkemiz elektrik uretiminin yuzde altmısını Dogalgaz santralleriyle karsılamaktadır bu yuzde son iki yılda yuzde seksene kadar cıkmıstır. Son aylarda ortaya cıkan nukleer santral tartısmalarıyla elektrik kesintilerini denk gelmesi tuhaf bir tesaduf değilmidir?

Bİraz arastırma yapıcak olursanıs yada gundemi takip ediyorsanız yaklasık bir ay kadar once ege ve akdeniz bolgesi gecenin bir yarısı karanlıga gömuldu...

BUtun Kadeniz sahil seridi ege bolgesindeki butun iller ve marmara bölgesini bir bölumu yaklasık 9 saat boyunca elektriksiz kaldı..

yapılan acıklamalar sonucunda ogrendikki dunya kupası final macı olması nedeniyle butun halkımız televizyon izlemis ve hava sıcak oldugu icin klimalar acılmıs bu yuzden o bolgeye elektrik veren sebekede sorun cıkmıs...!!!!

Bu komik acıklama medyamızı tatmin etmiş olmalı sonra olayın ustunde durulmadı..Ama kimsede kalkıp sormadı kardesim demekki o bolgedeki herkes elektrik kullanırsa bu altyapı yetersis..simdiye kadar altyapının sorun cıkarmaması kimseni aynı anda yuklenmemesiylemi ilgiliymiş?

madem altyapı yetersis neden enerji ve tabi kaynaklardan sorumlu bakan bu konuda calısma yapmaz?

sayın bakanlarımız bakmayı bırakıp iş yapsalar artık diye neden kimse sormadı..?

 

Ve bir kac gun sonra kesintinin asıl nedeni belli oldu..

Bölgeye elektrik veren özel sektore baglı santraller uretimlerini azaltıp bir coguda kapatmıslar..Ve butun elektrik yuku devlete baglı bulunan balıkkesirdeki tek bir santrale yuklenmiş..BOyle olunca santral zarar gormesin diye elektrik kesilmiş..Yetkililer özel sektore baglı firmalarla hemen gorusmeye ve uretime devam etmeleri konusunda ikna etme calısmalarına baslamıslar. gel gör ki o sırada bölgede ve bir dügünde bulunan milletvekilimiz elektrik kesintisine maruz kalınca hemen emirler yagdırır ve zarar gormesin diye kapatılan santral devreye sokulur..santral devreye girdigi anda butun ege ve akdeniz bölgesinin elektrigini karsılayamayınca arızalanır..ve sozu edilen buyuk arıza ortaya cıkar..

elektirigin kesik olmasıyla turizme vurulan darbenin buyuklugunu kimse hesaplayamıyor..elektrik kesintisiyle karsılasan turistlere konu nasıl acıklandı bilmiyorum..

 

peki bu özel sektor durup dururken neden kapatır santralleri?

 

29.07.2006

Gönderi tarihi:

Özel sektor durup dururken kapatmaz tabiki..Sizin kar ettigniz bir işyeriniz varsa neden kapatasınız?

Özel sektore ait faaliyetlerini durduran santrallerin tamamı dogalgazla calısan santraller...yani dogalgazdan elektrik ureten santraller..

Son bir yıl icinde dogalgaz ucretlerine %70 oranında zam yapıldı..BUnun yanında halkına hoş gorunmek isteyen devlet elektrik ucretine hic zam yapmadı..Su anda faaliyet gosteren dogalgaslı elektrik santrallerinde uretilen elektrigi satan özel sektor zararına satıs yapmaktadır..ve bugunlerde devletle sıkı bir pazarlık yapıyorlar elektrige zam yapılması icin.ONumuzdeki gunlerde elektrige yuklu bir zam gelmedigi taktirde ihtiyac karslanamayacgı icin kesintiler olacaktır..

Devlet su anda konum itibariyle oldukca iyi bir durumda..Eger zam yaparsa elektrik kesintileri olmayacak ama secim yaklastıgı icin bir miktar oy kaybedebilir..ama iyi bir siyaset yontemiyle zammın tek sorumlusu olarak özel sektoru gosterebilir..buda artı puan verir..

 

yada devlet zam yapmaz.özel sektor uretimi keser.elektrikte kesintiler meydana gelir..halkında canın tak ettiginde devlet cıkar sorunu cozmek icin nukleer santrallerin yapılmasını sart kosar..ve halk kabullenmek zorunda kalır..ve devlet nukleer cozumle hem oy toplar hem sorunu cozer buda artı puan demektir..

 

BUyuk devletimizin halkına karsı yuruttugu politikalar gercekten oldukca etkileyici.. Kimbilir belkide yapılması gundeme gelen ama tepkilerle geri cekilen bu nukleer santral projeleri olası elektrik kesintilerinden sonra halkın tam destegiyle yapılabilir..

belki de yapılacak nukleer santraller icin ön anlasmalar imzalanmıs bazı ulkeler ve bazı firmalarla kosullar belirlenmiş tek puruz olarak halkın tepkisi kalmıs ta olabilir..

muhtemelen durum bu haldeyken bu nukleer santraller yapıldıktan sonra birileri ciddi anlamda koseyi donup ulkemizin gelecegini uzun bir sure icin ipotek altına alıyor / almıs ta olabilir..

Kısa bir zaman once eski hukumetin enerjiden sorumlu devlet bakanları ve burokratları hakkında dogalgaz alımında ulkeyi zarara ugratmaktan onlarca dava acıldı..ama hala kesinlesmiş bir mahkumiyet yohk..

ulkenin ihtiyacından fazla dogalgazı tek bir firmadan ve dunyanın en yuksek ucretinden almayı imzayla taahhut altına almıs bu insanlar şöyle bir madde daha koymuslar anlasmaya..onumuzdkei on yıl boyunca turkiye dogalgazı alsada almasada alacagını soyledigi dogalgazın parasını ödemek zorunda.. işte boylesine buyuk bir kazık atarak ulkeyi milyarlarca dolar zarara ugratan insanlar hala aramızda..simdi bu yuzden dunyanın en pahalı dogalgazın dogalgaz yataklarına en yakında olan ulke olarak biz kullanıyoruz..bu yuzden elektrik santralleri zarar ediyor..bu yuzden bizi nukleer enerjiye mahkum edicekler..

 

ulkemizi yonetmek icin iktidara gelen her hukumet bir sekilde insanımıza buyuk kazıklar atıp gittiler..her donemde bir konu bulundu..onceki hukumet dogalgazda kazıgını attı..simdiki hukumet ise bunun icin nukleer enerjiyimi kullanıcak?

nukleer enerji icin ne tur anlasmalar yapılacak merak ediyorum?

 

Bunun yanı sıra eski enerji bakanı ve bahsettigim dogalgaz kazıklarına imza atan burokratların son durumu hakkında bilgisi olan varsa ve paylasırsa sevnirim..benim bildigim kadarıyla davalar zama asımına ugradı ve dustu...

 

Tuhaf bir adalet sistemimiz var bizim..zaman asımı diye bir kavram var..

bu adamlar milyarlarca doları yıllar once goturduler..biz onumuzdeki on yıl boyunca bunları ödemek durumundayız..onları cezası zamanda asınıyor ama neden bizim ödeyecegimiz paralar zamanda aşınmayı bırakın faizle katlanıyor?

sizce de bizim adaletimiz sadece vatandasına karsımı dort dortluk işliyor?

 

gerci adaletimizin de bir sucu yohk adalet sistemizi bunlardan bazılarını yakalıyor..milletin parasını iktidardayken arkadaslarıyla beraber goturup sonra pişkin pişkin HAC ziyaretlerinde bulunan sevap kazanan yine milletin parasıyla yakınlarını ihya eden Sayın erbakan hocamız Devletin kasasından 14 trillyon turk lirasını goturdu...dava acıldı ve suclu bulundu..

bunu ben soylemiyorum kimseye camur atmıyorum

Turkiye CUmhuriyeti Mahkemleri erbakan hocayı 14 trilyonu zimmetine gecirmekten partisi icin harcamaktan yada naptıysa artık suclu buldu ve ceza verdi..

Ama bu ulkenin devleti naptı?

kişiye özel bir yasa cıkardı Ve hocasına karsı son gorevini yaptı..ceza saglık ve yaş haddinden dolayı evinde cekilecektir..

Allah uzun omurler versin sıhhat versin hocamıza..hapse girmesini istemem..zaten girmesinin bana bir faydası yohk..

 

neden bu devlet erbakan hocanın ve arkadaslarının goturdugu 14 trilyonu geri istemez?

neden bunu geri almak icin mal varlıklarına el konulmaz?

 

uzan ailesini kendi bankasının icini bosalttıgını ogrenince bu devlet jet hızıyla yatına katına arabasına hatta barajlarına kadar herseyine el koydu..neden hocasına karsı boyle davranmaz?

 

neden bu hukumet benim iflas edip battıgımı herseyimi kaybettigim işyerimden dolayı ortaya cıkan 250 ytllik vergi borcunu tahsil etsin diye icra memurlarını kapıma gonderirken, erbakan hocanın goturdugu 14 trilyon icin bir de ustune ev istirahati verir?

 

iyi uykular turkiye...devlet sizi dusunuyor..rahat uyuyun diye elektriklerinzi kesiyor..

iyi karanlıklar guzel ulkem...

farkındamısınız hic bu kadar cohk ampul parlamamıstı bu ulke uzerinde...

 

29.07.2006

 

Bugunun tarihi 30 mart 2007... bugunu mansetlerinde bazı sermaye sahiplerinin 49 yıllık işletme karsılıgında nukleer enerji santrali kurmak icin devlete basvurdugu acıklandı...

 

bir yıl once kimler bu nukleer enerjiden payını alıcak diye sormustum yazımda bugun ortaya cıkıyorlar. bu ulkenin gelecegini sattılar bu yetmiyormus gibi simdide saglıgını ve dogasını satacaklar... kimse ses cıkarmayacak bu duruma cunku elektrirksis kalırlarsa herkes zarar edecek..

 

son 10 ayda dogalgaza ne kadar zam yapıldı? peki elektrigi kesmekle tehdit eden sirketler bu kadar dogal gaz zammıyla daha cok zarara girerken sesleri neden kesildi?

 

hukumet perde arkasında kimlere neyi peşkeş cekti.. ve bu halk daha ne kadar gormecek olan bitenleri?

 

yapay gundemlerle beyinler uyusturuluyor birileri köseleri dönmeyi bırakın, dunyada cenenti yasıyor ve uzgunum Allah bile, hak ediyorsa bu millet karısmıyor olmalı olan bitene...

 

bu ulke bu halk bunları hak ediyormu?

Gönderi tarihi:

Halkimz bunlari tabiiki hak etmiyor,ama halk kararini veriyor ve TayipErdogan gibi saibeli kisiler isbasina geliyor.

Devletin kar ettigi sirketler kuruluslar neden yabancilara veya yerli özellere satiliyor,bunun zahiri nedeni olarak yönetimler,özellikle AKP yönetimi,bu satislari devletin sirtindaki kamburlari azaltmak olarak gösteriyor.Kar getiren kurulus devletin sirtinda neden kambur olsun ki?Gelismis ülkelerin standartlarini yakalamis bircok önemli kurulus maalesef peskes cekildi hemde yok pahasina.Bunun gercek olan nedeni ne olabilir.?Bugün Güney Amerikada ki iflasin esigine gelmis olan ülkeler kendilerini kurtarmis ve IMF ile baglantilarini kesmis veya en aza indirgemislerdir.Arjantin en taze örnektir buna.Türkiyenin kar getiren kuruluslarinin yok fiatina satilmalarinin nedeni Türkiyenin IMF ye bagimli olusudur.Kuruluslar satildikca Türkiye devletinin kazanc hanesine eksi yazilmakta IMF ye borc hanesi ise kabarmaktadir.Ben ekonomist degilim ama mantikim beni böyle bir sonuca götürüyor.Sen elindeki cesmeyi sat sonrada disardan su satin al,Türkiye bu durumdadir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Türkiye Cumhuriyeti vatandası olarak Lübnan`a asker gonderilmesine karsıyım..

Amacı her ne olursa olsun bizim askerimizin orda işi yok. İnsani yardımda olsa yapılandırmada olsa zaten bu işleri baska ulkelerin askerleride yapabilir..bizim askerimzin doga ustu guclerimi var?

Hic dusundunuzmu Yllardır savasan israil ve araplar tek bir ortak noktada bulustular..iki tarafta türk askerini istiyor..bu kimseye tuhaf gelmiyormu?

Oraya asker gonderdigmiz zaman olası bir catısma halinde taraf olmamız gerekmiyecekmi?

Yoksa ucuncu bir taraf olarak savasamı giricez?

Oraya askerimin gitmesini istemiyorum.Elli yıldır israil ve araplar arasında sıcak catısmalara devam ediyor simdi biz asker gonderince biticekmi bunlar? Bİr ay once israil fuzesiyle birlesmiş millletler burosu vuruldu ve 3 birlesmiş milletler gorevlisi öldu..Bizim bir askerimzi öldururse israil vatan sagolsunmu dicez?

Yada hizbullah musluman turk askarinden yardım bekleyip alamayınca bir askerimizi rehin alıp öldurunce lubnana savasmı ilan edicez?

bunlar olasılıklar dahilindeyken neden asker gonderiyoruz?

1 mart teskeresinde amerikaya asker vermicez diyen hukumet neden simdi bu kadar istekli?

Daha israil işgalin basladıgı ilk gunden beri asker gondermeyi tartısan hukumetin asıl amacı nedir?

kapalı kapılar ardında birilerine sözmu verldi?

 

Sayın cumhurbaskanı asker gondermeye karsıyım diye acıklama yaptı.AKP milletvekili cumhurbaskanı karsıysa ben gonderirim askeri dedi..gonderdigi kendi oglu deil bunun icinmi bu kadar rahat asker gonderiyor?

 

Akp iktidarı ordudan rahatsıs oıldugu icinmi olabildigince uzaga gondermeye calısıyor?

 

mademki sınır ötesine mudahale edicez neden kuzey ıraka asker gondermeye calısmıyoruz?

 

Pkk terorunden Akp hukumetinin cıkarımı var hicbir pkk eylemi icin acıklama yapmıyor sesini cıkarmıyor..

 

Kendi guvenligmiz saglıyamıyorken baska bir ulkenin sorumlulugunu almak ne kadar mantıklı?

 

Kİme yardıma gidiyoruz? Lübnana mı?

Bekaa vadisini ne cabuk unuttunuz?

Lübnandaki Müslüman din kardeslerim bekaa vadisinde pkknın kamp kurmasına izin vermedimi? Onlara her turlu lojistik destegi saglamadımı?

sınırlarını acarak ulkemize terorist sokulmasına zin vermedimi?

bu teroristler benim insanımın canını almadımı?

simdi biz lubnana yardım gondericez...yeni bekaa vadileri kursun diyemi?

 

Akp iktidarının pkkdan cıkarımı var pkk ya yardım eden ulkelere asker gondermeye calısıyor?

 

Osmanlı imparatorlugunu arkasından vuran arap halkı deilmiydi?

 

Suudi arabistanın yada kuveytin yada birleşik arap emrliklerinin bir gunluk petrol kazancı butun lubnanın zarrını karsıalmaya yeter..neden araplar araplara yardım etmiyor da biz onlara bakıyoruz?

 

Avrupa birligi konusunda her fırsatta atılımlar yapan Akp yonetimi Eylul ayındaki en önemli gorusmelere hazırlanmak yerine Lubnana asker gondermeye calısıyor.. Meclis toplantıya cagrılıyor lubnana asker gondermek icin..Ama Eylul ayında avrupa birligine uyelik icin ön gozden gecirme toplantıları var tek bir gozlemci atanmadı...atamıyacak..cunku umurlarında değil avrupa birligi..

 

Hukumet o kadar hevesliki lubnana asker gondermek icin..merak ediyorum gonderilen askerlerin icinde kac tane milletvekili tanıdıgı yada akrabası yada komsusu olucak?

Bu yuzdenmi bu kadar rahatlar...tek bir damla kanı akarsa giden askerin vebalini nasıl verirler?

yada verirlermi?

 

Akp iktidara gediginden beri arap ulkelerine verdigi önemin onda birini pkk terorune gostermedi neden?

Akp iktidara gelene kadar kökü nerdeyse kazınan teror orgutu nasıl olduda eskisinden daha guclu bir sekilde geri geldi?

 

Amerika koordinator atıycam dedi.Kordinator demek uzlastırıcı orta yol bulucu arabulucu demek deilmi?

kimle kimin orta yolunu bulucak?

pkk ust duzey teroristlerinden kara yılan konusmus amerikanın temasları bizi sevindirdi demiş..Pkk muhattap alınıyor teroristlerle masaya oturuluyor ve dıs isleri bakanlıgı cıkıp durumdan memnunuz diyor..

yarın ulkenin bir kısmını satıncada umarım cok mutlu olurlar..

kalkıp amerikaya soramıyorlarmı el kaideyle sizin aranıza bir koordinator de biz koyalım diye

amerika bunu kabul edermiydi?

ama biz kime ne borcumus var simdi herseye eyvallah diyoruz?

 

butun bunlar olmuyormus gibi her gun bir yerlerde bomba patlamıyormus gibi akp hukumeti askeri lubnana gonderip olası bir savasın icine itiyor..neden?

Genel Kurmay baskanı acıklama yaptı irticai faaliyetlerin onune gecicez die...hukumet bundanmı rahatsıs oldu?

orduyu mumkun oldugunca uzaga gondermeye calısıyor..

 

Ben Türkiye cumhuriyeti vatandası olarak Askerimin Lubnana gitmesine karsı cıkıyorum. Hukumet buna ragmen askerimi gonderirse bunun iki acıklması varıdr. ya ulkeyi amerikaya satmıstır amerika ne isterse onu yapıyordur yada akp kendi cıkarları dogrultusunda orduyu ayak altından gekmek istiyordur..

 

Sınır dısına asker gondericeksek Kuzey ıraka gonderelim pkk yı kazısınlar..

lubnan beni ilgilendirmiyor..

akp o kadar meraklıysa kendi cocuklarını kendi askerlerini gondersin..

Bir Türk olarak benim askerimin daha onemli işleri var. Benim guvenligimi saglamak gibi...

 

31.08.2006

 

 

Akp butun karsı seslere ragmen Türk askerini bögeye gönderdi. Allah'a sükürler olsunki askerimiz catısmalara en uzak bolgede gorev aldı ve simdiye kadar tek bir tanesini bile burnu kanamadı. Ellerinden geldigince yardımcı olmaya calıstılar ve hala ordalar.

 

Gectigimiz gunlerde Lübnan yönetimi Kıbrıs Rum Kesimiyle bir anlasma imzalayarak Akdenizde Petrol arama calısmalarına basladı..!!!

 

Sanırım akpnin de amacı boyle birseydi... rumlar daha zengin olsun istiyorlar... Bizim dıs isleri bakanlıgımız acaba Lübnan la herhangi bri temasta bulundumu bu konuda? YOksa Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatlariyler rumların menfaatlari artık aynımı?

 

LÜbnan zamanında pkkya en buyuk destegi veriyordu bizde kızıyorduk surekli, megerse sayın basbakanda apoya saygı duyuyormus o zamanlarda... Simdi daha iyi anlıyorum pkk ya destek veren lübnana borcumuzu ödemek icin asker gondermişiz. lubnan pkkdan sonra simdi de rumlarla işbirligi yapıyor. akpninde istegi buydu sanırım...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Hayatım boyunca sıradan bir vatandas oldum.

Siyasi konualra hicbirzaman aklım ermedi. Siyasi oyunlara, siyasi entriklara, kurulan tezgahlara.

Surekli basit dusundum. Basit sorularım vardı. Basit cevaplar aradım.

mesela 2 x 2 = 4 gibi

 

Pkk nedir?

Son yirmi yıldır bu ülkenin bütünlüğünü tehdit edeni bölmeye calısan, bu ülkenin silahlı kuvvetlerine saldırılarda bulunan hatta sivil vatandasları kadın çocuk ihtiyar ayırt etmeden öldüren bir terör örgütü.

yanlıs mı?

 

abdullah öcalan yani apo kimdir?

pkknın elebasısı...

 

yani terörist örgutun lideri.

 

bu adama saygı duymak yada bu adamın yapotıklarını saygıyla karsılamak ne demektir?

bu adamın dusuncelerini destekliyor olmaktır.

mesela leyla zana gibi yada digerleri gibi...

son konusmalarında cıkıp liderlerimiz apo, barzani ve talabani dediler...

basit dusunelim.

liderleri apo, barzani ve talabani...

gectigimiz aylarda sayın basbakan ve dıs işleri bakanı talabaniyle oturup gorustuler... barzaniyle gorusmek istediler bu ne demek?

sayın basbakan 5 yıl once apoyada sayın diyerek konusmus bu ne demek?

leyla zanayla sayın basbakan arasında ne fark var?

söylenen sözün uzerinde 5 değil on yıl gecmiş olması o süzn baglayıcılıgını ortadan kaldırırmı?

 

kaldı ki pkk yuzunden ölen askerlerimiz icin 'yan gelip yatmıcaklardı ya' denmesi bir tesadufmudur?

yada 'kelle' denmesi?

yoksa bir dusuncenin tasdikimidir?

 

simdi geldigmiz yerde basit sorularım var:

pkk terör örgutumudur?

apo pkk liderimidir?

apoya saygı duyan onun yaptıklarını dogru goren ondan farklımıdır?

aponunu saldırdıgı bir ulkenin lideri ona sempati duyuyorsa, pkknın yaptıklarının, aldıgı canların ne kadar önemi kalıyor?

 

İnsanımızın kanı bu kadar ucuz mu?

neden bunu kimse görmyor kimse anlamak istemiyor...

uzerinden 100 deil bin yıl gecse, bu ulke icin ölen tek bir şehidimiz unutulur mu?

şehitlerimizi asagılayan adamı unutuyoruz...

Gönderi tarihi:

Maliye kanser hastasını üzecek

Maliye Bakanlığı, bir grup obezite ilacını geri ödeme listesine alırken, kemo terapi sırasında kanserli hastaya vücut savunmasını korumak için verilen “Nupogen” isimli ilacı listeden çıkardı. Böylece ödeme listesinden çıkarılan ilaç sayısı 141’e yükseldi.

Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Maliye Bakanlığı 2006 Yılı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nde yaptığı değişikliği ilgili kurumlara bir genelgeyle duyurdu. Buna göre, 35 kalem ilaç daha geri ödeme listesinden çıkarıldı.

 

Son bir kac gündür yazmaya hevesliyim ama yazamıyorum.Her gun sayın yöneticilerimizden basbakanımızdan hukumet yetkililerinden o kadar cok ve sürekli abuk subuk demecler gelmeye basladıki..tek yapabildiğim sakin bir sekilde olan biteni dinlemek. Cokta fazla mantık aramıyorum yada anlam yuklemeye calısmıyorum.Cunku bu soylenenleri yapılanları ciddiye alıcak olursam midem bulanmaya baslıyor...

 

Sağlık bakanı Recep Akdağ bir kac ay once verdigi bir basın acıklamasında halkımza üreyebildiğiniz kadar üreyin demişti...O gunlerde kafama takıldı bu acıklama.Butun dunya butnu avrupa ve gelişmekte olan ulkeler ne kadar zengin olursa olsun bir cok avrupa ulkesi ısrarla doğum kontrolunu teşvik ederken ve biz ülkemizde bunca yoksulluğumuzla ve yaklaşık 70 milyon insanımızla tuhaf bir karmasa icinde yasarken; sayın saglık bakanının acıklaması ilgincti.

 

Dinimizin yayılmaya basladıgı ilk yıllarda Peygamber efendimizin dinin yayılması icin Muslumanlara bu sekilde cagrıda bulundugu bir gercek.Cunku suregelen savaslar neticesinde ciddi bir nufus sorunu yasanıyordu.Bunun onune gecmek icinde nufusun artması gerekiyordu. Ama simdi cok şukurki boyle bir derdimiz olmadıgına gore neden ürememiz gerektigni anlayamadım. Derken bu acıklamanın bir iki hafta sonrası maliye bakanımız cıkıp bir genelge yayınladı.EKim ayından itibaren 2000 kalem ilaç sosyal sigortalar guvencesinden cıkartılacagını acıkladı.

 

Düşünün siz hastalandıgınız zaman yada ihtiyarlayıp calısamayacagınız duruma geldigniz zaman devletiniz size baksın diye her ay bir miktar, hatrı sayılır bir miktar parayı devlete öduyorsunuz.Karsılıgında devlet bu parayla bir sosyal güvenlik kurumu olusturuyor ve bununlada sizin ihtiyaclarınızı karsılıyor.Dünya uzerindeki hemen hemen her ulkede durum budur.Demokrasiyle yonetilmese bile bu sekilde calısan kurumlar mevcuttur. Ancak gelin görünki siz hayatınız boyunca para ödedeginiz devletiniz bir gun bir yasa cıkartıp bazı ilacların artık ödenmeyecegini acıklar. Mesela kanser gibi mesela kolestrol yada tansiyon gibi hastalıkların ilacları guvence kapsamından cıkartılır...Yada verilmesi oldukca zorlastırılır.

Ama siz parayı öderken bu ödemeden hicbir zaman kesinti yapamazsınız.

 

Devletlerin birinci gorevleri halklarının saglık ihtiyaclarını karsılamak değilmdir?

Ama bizim sayın hukumet yetkilileri saglık harcamalarını devlete zarar verecegini görüp hatta saglık harcamalarının kısıp bir cok ilaci ucretli hale getirip bunlardan vergi alırsak kar bile ederiz anlayısıyla hareket edip dahice fikirler üretmektedirler.

 

Ortalama yasam süresi 65 civarında olan bir ulkede emeklilik yasını 68 e cıkartarak, hayati önem tasıyan ilacların ödemesini durdurarak asıl amaclanan nedir?

 

Basit düşünelim:

68 Yasına kadar prim ödeyen bir insan emekli olursa eger en fazla iki yıl daha yasayacaktır ortalama...Yani devlet emekli maası ve saglık giderlerinden kurtulacaktır.

Ölümcül hastalıklara tutulan hastaların yada yasaması bazı ilaclara baglı bulunan hastaların ilaclarının kesilmesi ödenmemesi durumuda bu hastalıklı insanlar ölecektir.Zaten hasta oldugu icin prim ödeyemeyen ve her gun devletin sırtına yük olan bu insanların ölmesi sayesinde bir istihdam olusacak, bu insanların yerine saglıklı prim ödeyebilecek genc insanlar gelicektir.(Saglık bakanının acıklaması işte burda yerine oturuyor)

Toplum icinde iyileşmiyecek durumda olan hastalarla ihtiyarları temizlerseniz genc calısan,primini ve vergisini ödeyen yeni nesil ureyecektir.Boylece sayın hukumet yetkililerimiz daha fazla vergi daha az masraf denklemini kurarak ekonomide iyileşme meydana geldigini soyleyecektir.

 

BUtun bunların baska izahı varmı?

yoksa ben biraz fazlamı kuruyorum olan bitenleri...

 

 

13.09.2006

Gönderi tarihi:

Devletin elindeki sağlık sektörü cıkarılan yasalar ve sozde sosyal guvenlikteki düzeltmelerle özel sektöre devredildi.

 

Bir devletin var olma nedenlerinden biri milletinin sağlığında sorumlu olmasıdır. Devlet her vatandasının sağlığını korumakla görevlidir. Bu yuzden topladığı vergileri halkı icin harcar gereken yatırımalrı yapar. Hastaneler acar kalifiye elemanlar yetiştirir. Ülkenin her bir yerleşim birine bir sağlık binası ve bir doktor gönderir. Varolan hastaneleriin kapasitelerini arttırıp durumlarını iyileştirir.

 

Peki son 5 yılda tek basına anayasayı değiştirme gucunu elinde tutan bir hukumet ulkesindeki sağlık kosullarını duzeltmek icin ne yaptı?

 

Halkından vergi toplamanın yanı sıra sağlık hizmeti verebilmek icin ssk-bağkur-emekli sandığı catısı altında duzenli olarak primler aldı. Ve her gecen gun maliye bakanlığının cıkardıgı duzenlemelerle bazı hastalıkları güvence kapsamı dışına çıkardı.

 

Siz devletiniz size hasta oldugunuzda baksın diye vergi veriyorsunuz, ustune her ay düzenli olarak prim öduyorsunuz, bir gun bir hastalıga yakalanıp ölümle burun buruna gelince devletiniz size diyorki bu benim guvencem kapsamında değil yardım etmem...

 

Bir sigortacı arkadasımlar bu konuyu konustum. Devlete her ay ödenen minumum tutarın yarısını özel bir sigorta kurulusuna duzenli olarak ödediğiniz takdirde size 5 yılın sonunda en büyük ve lüks hastanelerde bakılma guvencesi veriyorlar.

 

Cıkartılan yasalara göre calısan her bir birey sosyal guvenlik kuruluslarına bu primleri ödemek zorunda. Peki geri hizmet alabiliyormusunuz artık?

 

Sağlık bakanlıgı değil maliye bakanlıgının aldıgı kararlarla sizin saglık hizmeti almanız kısıtlanıyor.

 

Devletin elindeki hastaneler hergun daha kotu duruma geliyor. Calısanların hakları kısıtlanıyor. Mevcut doktor ve hasta bakıcıların calısma koşulları olabildigince kötü hale getirilip insanların, hem saglık calısanlarının hemde oraya giden hasta vatandaslarımızın isyan etmesi saglanıyor. Devletimiz buyuk bir hizmet yapıp özel hastanelerle anlasıp devlet hastanelerinin yetersiz kaldıgı durumlarda özel hastanelerin düşük tutarlarla hastalara bakması, aradaki farkın devlet tarafından sübvansive edilmesi saglanıyor.

 

Yani hastasınız devlet hastanesine gidiyorsunuz ama hastanenin kapasitesi yetmedigi icin sizi özel bir hastaneye gonderiyor. Sizde özel hastaneye gidip biraz daha para ödeyip iyileşiyorsunuz. Ne güzel öyle değilmi?

 

Peki devlet neden elindeki hastaneleri saglık kuruluslarını duzeltmek yerine gidip parayı özel hastanelere özel saglık kuruluslarına verir?

 

SOn bes yıldır acılan özel hastanelerin sahipleri kimlerdir?

Devletimiz bu yasa cıktıgından beri hangi özel saglık kuruluslarına ne kadar ödemeler yaptı?

 

Aslan payını alan saglık kurulusları kimlere ait?

Neden kimse bunu acıklamaz?

 

Benim kendi yakın cevremde nerdeyse her sokaga bir özel hastane acıldı. Ve sahiplerinin hemen hemen hepsi yeşil sermayeyle dogrudan baglantılı, gecmişinde fazilet ve refah partisi bugun akpyle ilgisi oldugunu herkez biliyor.

 

Halka hizmetmi ediyorlar kendi yandaslarına halkın saglıgını hice saymak pahasına peşkeşmi cekiyrolar?

neden kimse bunları konusmuyor?

 

Kalkıp arabistandan doktor ithal edeceklerini soyluyorlar. Cunku bizim doktorlarımız devletin soyledigi yerde soyledigi sartlarda calısmıyrolarmıs. Binlerce tıp fakultesi mezunu işsiz gencimize diyorlarki ya bu sartlarda calısın yada biz arabistandan doktorları getirtip calısıtırırız. nasıl bir mantıktır bu?

 

Kendi işsiz gencine en iyi sartlarda iş imkanı saglamak varken, onları kendi istedigin kosullarda calısmaya mahkum et karsı cıkanıda tehdit et...

 

Devlet millet icin vardır..!!!

 

Mustafa Kemal Atatürk bunu ögretti bize... Bu yuzden mi bugun Mustafa Kemal Atatürk'ün düsüncelerinden bu kadar rahatsız oluyorlar?

Milletin kendileri icin var oldugunu düsündükleri için mi?

 

Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var..!!!

Gönderi tarihi:

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Çarşamba'daki İsmailağa Camii'nde işlenen cinayetle ilgili ilk kez değerlendirme yaptı. Cinayeti "provakatif olay" diye nitelendiren Erdoğan, "Burada 2 fakülte mezunu bir hoca öldürülüyor, onunla ilgili ailesine en ufak bir başsağlığı yok. Ama öbür taraftan öldüren hakkında linç girişiminde bulunduğu bulunmadığı henüz belli değil, her türlü iftira, gayri meşru yayın yapılıyor" tepkisini gösterdi.

 

Bu konuların hassas olduğunu ve herkesin bu hassasiyetleri koruması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ülkenin emniyetinin, yargısının işbaşında olduğunu söyledi.

"Temennimiz odur ki, bunlar objektif şekilde değerlendirilsin, netice ortaya çıksın" diyen Erdoğan, medyaya da yüklendi.

 

Erdoğan, şunları söyledi: "Tam sayfa, adeta gazete ilanları verir gibi haberler vererek halkımızın kutlu değerlerine, kutsal bakışına farklı yaklaşımlar getirmenin anlamı yok. Bunları bu noktada tahrik etmenin anlamı yok. Bunlar ülkemizin huzurunu kaçırmaya yönelik girişimlerdir. Ülkede emniyetimiz vardır, yargı makamlarımız vardır, onlar zaten üzerlerine düşeni yapacaklardır. Ama bu noktada kimsenin bu tür gerginliklere fırsat vermemesi gerekir."

 

Kaynak:Ankara İHA

 

Sayın başkan tuhaf bir sekilde gaflar yapmaktadır.İsmailağa Camiinde işlenen cinayet ve hemen ardından yaşanan katilin öldürülmesi olayı için kendince serzenişte bulunuyor.

 

Haberleri takip edenler biliyordur.Yasanan olayın hemen ardından Sayın Eminyet muduru Cerrah hemen bir acıklamada bulundu olay linç değildir.Katil başını minbere vurarak ölmüştür diye. Oysaki daha bir otopsi bile yapılmadan alel acele yapılan bu acıklama kafaları karıştırdı. Cunku aynı eminyet mudurumuz hemen bir iki gun oncesinde Zafer bayramı kutlamaları sırasında yasanan halkımızın linc girişimi icin de oıldukca iyi olmustur diye acıklama yapmıstır.

 

İlerleyen gunlerde Adalet bakanlıgına bağlı Adli Tıp Kurumu yapılan otopsi sonucunda Katilin ölüm nedeninin darp`a bağlı ic kanama oldugunu acıklamıstır.Kaldıki İsmailağa tarikatının uyerleirne ait oldugu soylenen sitede de katilin linç eildigine dair acıklamalar yayınlanmıs hatta cinayet ve linc anında kayıt edilmiş sesler bile yayınlanmıstır.

 

Sanırım sayın baskan haber bultenlerini yada internet sitelerin pek takip etmiyor.Zaten etmeside beklenemez bunun icin gorevli yaklasık 40 kadar danısmanı vardır.Basbakana gerekli bilgileri bu danısmanların vermesi gerekiyor.Ama uzun zamandır sayın baskanın danısmanlarının danısmanlık hizmetlerini sadece kendi işleri icin kullandıklarını Cuneyt Zapsu ve Ordu daki fındık olaylarından sonra ogrenmiş olduk.

 

Sayın Basbakanın konusmasındaki bu durum kendisine bildirildimi merak ediyorum.Yada Adli tıp kurumu otopsi raporlarını Adalet bakanlıgına dolayısıyla Devlete bildirmemiş olabilrmi?

 

Ama sayın başkan her zaman oldugu gibi kendisine ve partisine bir saldırı oldugunu medyanın ve muhalefetin basarılarını cekemedikleri icin asılsıs iddialarla yolarına cıkacaklarını `faul` yapacaklarını partisine hitaben yaptıgı konusmada belirtmiştir.peki sayın baskan devlete baglı kurumlardan bilgi alamıyor olması yanlıs bilgilendirilip yanlıs konusuyor olması hangi medya kurulusunun fauludur merak ediyorum.

 

Sayın baskan öldürülen iki fakulte mezunu hoca icin kimsenin bassaglıgı dilemedigini ama katilin ölmesi olayının abartıldıgını soyluyor.Merak ediyorum sayın basken şehit ailelerini arayıp bassaglıgı dilememesini nedeni ölen genclerimizin fakulte bitirmemiş olmasımıdır?

 

Sayın baskanın yaptıgı konusmalardan birinde artık Recep Tayip Erdoğan değil Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğunu soyledi...

Sayın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu ülke icin ölen şehitlerin yakınlarını dinlemek ve acılarını paylasmak icin aradığı kriter nedir?

 

15-09-2006

 

 

Bugun bu yazdıgım olayın üzerinden bir yıl gecti. Akp iktidara geldiginden beri 5 yıl oldu. Bir düşünün son bes yılda yargıyla ilgili, emniyet gucleriyle ilgili basbakan ne cok gaf yaptı? Hangi konularda hassastı hangi konuları gormezden geldi? Ne zaman savcıları goreve cagırdı ne zaman savcıları cagırmadı... Savcılar her dedigi zaman göreve geldi... Bir hukuk devletinde olan bitenlerin hepsi ne kadar demokratik ve yasalara uygun gorunuyor değil mi? Diyorlarki basbakn değiştigini son bes yılda kanıtladı. Eskisi gibi değildir.

 

Özünün ne kadar değiştiği soyledigi sözlerden belli değil mi? Basbaknanın soylediklerinin tamamı gafmıdır yoksa aslında butun sözlerini bilinclimi söyluyor? Ne söyledigni bilmeyen birinin bu kadar önemli bir lider olamayacagına göre, sayın basbakanın söyledigi butun sözleri anımsayın ve hepsinde ciddi oldugunu hata yapmadıgını düşünün...

Gönderi tarihi:

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Körfez sermayesi için geliştirdikleri stratejide Suudi Arabistan'ın en büyük ve en güçlü aktör olduğunu belirterek, "Yıl içinde Türkiye ziyaretine gelecek Kral'a jest yapalım; kendisine ait Sevda Tepesi'ne ev yapmasına izin verelim. Kendisi tatile giderken 17 uçakla gidiyor ve çok yüklü harcama yapıyor" dedi.

 

İSTANBUL Ticaret Odası (İTO)'nun Körfez Açılım Stratejisi'nde son nokta Suudi Arabistan'da kondu. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın Türkiye'yi ziyaret edeceğini belirterek, iki ülke arasındaki ilişkilerin zirveye çıkacağını söyledi. Yalçıntaş, "Kral Abdullah, ziyaret ettiği ülkelere maiyetiyle birlikte 17 uçakla gider ve her açıdan gittiği bölgeye canlılık getirir. Kanlıca Sevda Tepesi'nde büyük bir arsası var ancak oraya ev yapamıyor. Eğer bu ziyaret öncesi burada ev yapabilmesi için bir jest yapılabilirse Türkiye açısından önemli bir fırsat yakalanabilir" dedi. İstanbul'un Kral Abdullah'ın destinasyonlarından biri haline getirilmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Yalçıntaş, bütün körfez ülkeleri arasında sanayi, ticaret, turizm alanlarında en güçlü işbirliği imkanlarının Suudi Arabistan'da bulunduğunu kaydetti. Yalçıntaş "Kralın İstanbul'da tatile gelmesini sağlayabilirsek iki ülkenin ticari ve ekonomik ilişkileri açısından çok büyük dönüşüm olur. Birçok Suudi işadamının da Türkiye'ye bakışı değişecek. Buradaki temaslarımızda turizm çok öne çıktı" diye konuştu.

 

Kaynak :Hürriyet Gazetesi

 

"Suudi krala Sevda Tepesi'nde ev" tartışması

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Suudi Arabistan Kralı'nın Sevda Tepesi'nde yaptıracağı evle ilgili tartışmalar konusunda, imar açısından bir problem çıkmayacak şekilde konunun çözülmesi gerektiğini belirterek, "Rahmetli Turgut Özal'ın davet ettiği ve satışını yaptığı böyle bir yer için 'artık yapamazsanız' denildiği zaman bu çok yanlış olur" dedi.

 

"Yapılanma boyutu Boğaziçi imar kanunu ve sit alanında olduğu için Tabiat ve Varlıklarını Koruma Kurulu karaları doğrultusunda düzenlenebilir. O ayrı bir boyut. Böyle bir hakkın iadesi lazımdır. 'Hayır bu kesinlikle yapılamaz' diye bir şey çıkarsa o zaman bizim yine devletimizin ve milletimizin onuru adına bu yerin bedeleni ödeyepi geri almamız gerekir. Bir diğer açı da budur. Ben de konuyla ilgili dosyayı hazırlatıp arkadaşlara talimat verdim. Hukuki yönden bir açılıma imkan var mı, böyle bir yerde yapı izni verilebilir mi bunu öğrenmek istiyorum Bu, ordaki arazide çok büyük bir siteler yapılacak anlamına gelemez. Mütevazı ölçekte o bölgeyi rahatsız etmeyecek, boğazın kendi kanunua uygun bir şey yapılabilir mi, ona bakılacak. Bu konuyla ilgili kraldan bir talep gelmedi".

 

 

Sayın belediye baskanı Krala karsı gorevlerini yerine getiryor olmalı..Herhangi bir talep gelmedigi halde İstanbul un butun sorunlarını cözdukten sonra sıra krala geldi.. İstanbul`un en güzel yerlerinden biri krala peşkeş cekildi ama yasalar imar yapılmasına izin vermedi.Şimdi belediye baskanı emir verdi danısmanlarınız bir boşluk bulmaları icin kanunlarda.Danısmanlarına bir emir daha verip istanbulun altyapı ve trafik gibi sorunlarına da cözüm uretseler ya..

Kimbilir beklide kralın istanbula gelip yerlesmesinden sonra en azından o bölge trafigi ve altyapısı duzelir..Buna da şükür mü demeliyiz yohksa…

 

15-09-2006

 

 

Son bes yılda ulkemize giren arap sermayesi ne kadar hic dusundunuzmu? yada bu sermaye sahiplerine tanınan ayrıcalıklar? Devletin elindeki en karlı işletmeleri alanlar araplar değilmidir? Neden?

 

Durmadan istikrardan yabancı sermayenin ulkemise gelmesinden bahsedilip bununla gurur duyuluyor. Gelen yabancı sermaye değil arap sermayesidir. BU kadar karlı bir pazar varken neden gelmesinler. Diyorlarki tarihimizde bu kadar refah hic bir zaman olmadı. Elinizdeki butun degerleri satıp gecici duzelmeleri gosterip hizmet ettik diyorlar. peki satacak birsey kalmayınca ne yapcaklar?

Neyi satacaklar?

Guney doguyu mu?

Ulkemizin akarsularını mı?

Yeraltı kaynaklarımızı mı?

İnanclarımızı mı?

 

Türk halkını saf ve ..... yerine koyuyorlar... haklılar mı?

Gönderi tarihi:

İKtidardaki akpartimizin icraatları icinden secmeler...:

 

Dort yıl boyunca tek basına iktidar olma gucunu elinde bulunduran ve asıl kimligine hic yakısmayan yasaların cıkarılması icin bile, abartılı bir sekilde cıkmasına taraf olan ak partinin samimiyetini merak ediyorum.

 

Tuhaf birsekilde, bitirilmiş olan pkk teröru nasıl olduysa bu dort yıl icinde yeniden buyudu.Tesaduf ki kafamıza cuval gecirilen dönem yine aynı seneler arasında ortaya cıktı...

 

Mesela 99 depreminin anma torenleri yapılırken sayın baskan antalya da bilmem kacyıldızlı bir otelinde tatilini yaparken otel sahibinin bir devlet ihalesi alması tesaduftu...

 

İktidara gelene kadar her fırsatta Ataturk`un her sozune her dusuncesine karsı insanların, iktidara geldikten sonra her fırsatta Söze Atatürk diyerek baslamasını samimiyetine inanmıyorum..

 

Son on yıldır her fırsatta türban icin yuruyup ve gosteri yapanların, din elden gidiyor hakkımız alınıyor inancımız engelleniyor diyenlerin mevcut hukumet iktidara gelince susması; bir anda protestoların bitirilmesi tuhafıma gidiyor.Bas örtusunu siyesete alet etmediklerini soyluyorlardı.simdi ne değişti?

hangi yasa değişti?

üniversitelerde türbanlı ogrenciler okuyormu?

devlet dairelerinde türbanlı memurlar varmı?

yasalar değişmedi..peki neden bu protestolar durdu?

cunku siyasi amaclarına ulastılar..

dini siyasete acıkca alet ettiler..

dini özgurlukler icin savunma samimiyetine inanmıyorum...

 

her fırsatta soygunları ve hortumları kestiklerini soylediler..oysaki adana il orgutundeki yolsuzlukları ortaya cıkartıcak diye kendi milletvekillerini partilerinden ihrac ettiler.. dokunulmazlıklar kalkıcak dediler, bu dokunulmazlıklar sayesinde maliye bakanlarını temyize cıkardılar...

 

Bir ulkenin gelecegi halkının egitimine baglıdır.Ataturk`un bunu gorup her köye Köy enstituleri kurmasını tehlikeli bulup butun bu enstituleri kapattıran kimdi?

Halkın egitilmesi, yetişmesi neden işlerine gelmedi?

 

Mevcut iktidarın takiyye yaptıgı; (yani oldugu gib gorunmeyip yada gorundugu gibi olmayıp oyle davranması..) iktidara geldikleri ilk gunlerde avrupa birligi ipine sarıldırlar sımsıkı..taki türban hakkında acılan bir mahkeme onların aleyhinde sonuclanan kadar..

avrupa insan hakları mahkemesi türban konusunda Turkiye Cumhuriyeti devletini haklı buldu...o gunden itibaren ak parti hukumeti avrupa birligine girmeyi ikinci plana aldı..hatta ucüncu plana..cunku once lubnan geliyordu.. bu ulkenin tum sorunlarınınn onunde...

 

son dort yıldır sayın basbakan medyadan yada halktan kendisine yoneltilen her elestiriyi vatana ihanet diyerek tanımlamadı mı?

osmanlı dönemindeki padisahları bile daha kolay eleştirebilirdiniz...

 

ve ne tuhaftırki aslında bu bir kısım medya bizzat sayın basbakanın işine gelicek haberleri yapmak konusunda yarısmıyorlarmıydı..sozde istihbarat raporlarını manset yaparlarken..

 

dort yıldır milli egitim bakanlıgındaki kadrolasmalar devlet burslarını ak partini sectigi cocuklara verilmesi, igrenc hatta rezilce kitapların uzerinde milli egitim bakanlıgı onaylıdır ibarelerinin oldugunu gormedikmi?

 

bazı ak partili belediyelerin tuhaf gerekcelerle ickili mekanları kapattıgı hatta icki icmeyi yasakladıklarını gormedikmi?

 

cumhuriyet tarihimizde ilk kez, laikligi savunan danıstay mensubu uyeler suikaste ugramadımı? devlet bunu ortbas etmek icin elimizde onemli bilgiler var diyerek gundemi değiştirmeye calısmadımı? olayı cete olayı gibi gostermeye calısıp asıl cinayetlerin işlenis amaclarını gizlemeye calısmadımı?

 

şehit edilen hakimin cenazesine katılmak yerine bu ulkenin basbakanı kavşak acılısı torenine katılmadımı? sanırım cinayeti işleyen katilin işleme nedeni hakkında olumsus bir fikri yoktu sayın basbakanın yoksa neden katılmasın...?

 

aynı gece cohk mesgul olan sayın basbakan genclik sölenine katılmadımı? o şölende aslında neyi kutladı?

 

bu cinayetlerin sorusturması sırasında sözde Ataturk'cu yada milliyetci oldugu soylenen bir cok örgut mensubu yakalanıp serbest bırakılmadımı?

sonunda kacıcak yer kalmayınca cinayeti işleyenin ruh saglıgına yuklenmedimi butun sorumluluk?

 

Bazı ak partili belediyelerin dagıttıgı kitaplarda Çanakkale de zafer kazanan Mehmetcigimizin aslında zafer kazanmadıgı bir bulutun gelip dusman askerlerini aldıgı gibi hurafelerin yayınlandıgı, canakkalede ölen onbinlerce şehitimizin kemiklerini sızlatıldıgı yalanmı?

 

apo yakalanmıs, pkk sorunu cozulmus, öldurucu darbeler vurulmus, kürtce yayın serbest bırakılmısken sayın basbakan cıkıp konusmasında kürt sorunu vardır demedimi..bunu takiben her gecen gun artarak pkk terörü canımızı yakmadımı?

 

bazı bassavcılar genel kurmay baskanı olucak askerler icin asılsız iddialarla sorusturmalar acıp aslında sucsus oldugu halde bazı universite dekanlarını hapse attırmadımı?

hapse atılan yetkililerden biri intihar edip hayatını kaybetti. ve mahkeme sonucunda sucsus bulunmadılarmı?

bu dekan ve yardımcısının bu sekilde yıpratılmasını nedeni universitedeki irticai faaliyetlere izin vermemiş olması deilmiydi?

 

her universitede irticai faaliyetlere karsı cıkan dekan yada professörler icin sorusturmalar acılmadımı?

 

surekli olarak Ataturkculugu, laik devlet anlayısını dinsizlikle bagdastırmaya calısmıyorlarmı?

 

23 nisan milli egemenlik ve cocuk bayramında 21 yasındaki adamı cocuk diye meclis kursusune cıkartıp kendi istediklerini soyletmedilermi?

 

sözde basbakan danısmanı orda burda basbakan icin ``deliğe supurmeyin kullanın`` demedimi..aynı danısman kimseni haberi olmadan dıs politika konusunda yabancı ulkelerin buyukelcileriyle konusmadımı?

 

samimiyet mi..hizmet mi...?

 

hayırlısı olsun..bu millet secimlerde karar vericek tum bunları hak edip etmedigine.. kaz toplulugumuyuz yohksa Türk milletimiyiz?

 

görucez..

bu maddelere her gun yenileri ekleniyor..

ben yazmaya yetişemiyorum..adamlar eklemekten yorulmuyor...

 

 

20-09-2006

Gönderi tarihi:

“Kısaca baş örtüsü takmak daha iyidir. Ama İslâm baş örtüsünden ibaret değildir. Bugün namazını kılan, dinin emirlerine göre yaşayan dürüst her inançlı kadın, Allah katında makbul bir Müslümandır”

 

“Müslümanlık eşarptan ibaret değildir. Eşarbın amacı, kadını erkeklerin sataşmasından korumaktır. O zamanlar eşarp toplumda hür kadınların simgesiydi. Ortadoğu kültürünün de bir parçasıydı (...) Ama gerçeği söylemek gerekirse bugünkü Batı toplumlarında baş örtüsünün pek niteliği kalmamıştır. Artık kadına eşarp takmadığı için kimse sataşamaz. Başı örtmek Kur’an’ın emridir ama Kur’an bunun gerekçesini belirtmiştir: Sataşmayı önlemek.”

 

Kaynak:Eski Diyanet İşleri Başkanı Profesör Doktor Süleyman Ateş

 

Sayın Ateş Bir gazetedeki köşesinde bir okurunun sorusuna karsılık bu cevabı veriyor.Eşarbın aslında arap toplumunda erkek satasmasını önlemek amacıyla takıldıgın ama artık gunumuzde zaten yasalar ve kanunlarla kadınların korundugunu acıklıyor.

 

Merak ediyorum neden bilgi sahibi din alimleri bunu cıkıp acıkca herkese anlatmıyor? Sadece gazetelerdeki köselerinde satır aralarında kucuk harflerle yada kendi kitaplarında yazıyorlar.Neden BU halka acıkca anlatılmıyor?

Bunun yerine butun bir toplum Türban adı altında dini sömürüye alet ediliyor?

 

Bu insanlar hala dini siyasete alet etmekten yorulmadılarmı? Halkı daha ne kadar kandıracaklar.Neden bildiklerini bu şeklide cıkıp televizyon kanallarında halkı acık yerlerde yuksek sesle soylemezlerde dini siyasete alet edenlere karsılık vermesler.?

Neden dine bu kadar zarar verilir kendi amacları icin kullanırlar?

 

Diyanet işleri baskanımız cıkıp acıklama yaptı 18.000 kişilik imam açığı var. BU yuzden her camide imam gorevlendiremiyoruz. Peki bu kontrol dısındaki camileri kim kontrol ediyor?

tarikatlar ve şeyhler...

İslam dininin neresinde, Kuran-ı Kerim`in hangi ayetinde tarikatlardan şeyhlerden, el etek öpmekten, ibadete tuhaf şekiller vermekten ve Allah`la kul arasında aracılık edilmesinden bahsediliyor?

Peki bu şeyhler ve tarikatlar nasıl karar verebilyorlar Allah`a nasıl inanacagımıza nasıl ibadet edecegimize hatta daha ileri gidip tarikata yapılan bagıslar ve el vermeler karsılıgında gunahların afolunacagına..?

 

Neden Din alimleri bunları cıkıp acıklamıyor konusmuyor?

Neden korkuyorlar?

Kadı Mahkemelerinde yargılanıp Katli vaciptir diyerek haklarında ferman verilmesindenmi? tarikat merkezlerinin bordum katlarında kadı mahkemesine cıkmaktan korktukları icinmi cıkıp hakka gercekleri anlatmazlar?

 

Neden cami hocaları kamu kuruluslarında mudurluklere getirilirler yada belediyelerin yonetim organlarında gorevlendirilip camilerin kontrolleri bu tarikatlara bırakılır?

Türk Hava yollarına bir Ucak teknisyeni alınırken oncelikler İmam Hatip lisesi mezunlarına verilir...Meslek Lisesi mezunlarına degil..

 

neden Yetişmiş Kalifiye işgucunun en temel kaynagı olan meslek liseleri, İmam hatip liselilere Üniversite yolu acmak icin harcanır?

 

Bu kadar cok imam ihtiyacı varken neden imamlarımız devlet icinde kadrolara alınır?

ve neden kimse cıkıp bunu sormaz?

 

Halkımızı dininiz elden gidiyor öyle yapın boyle yapmayın kalkın direnin diyerek surekli kıskırtanlar sözde din adına işlenen cinayetlere karsı mumkun oldugunca sessis kalıp bu cinayete destek veren bu cinayetin katliamın dogru oldugunu soyleyenlere dokunmazlar?

Cocuklarımızı yetiştirsin diye emanet ettigimis ögretmenlerimizi denetlemekle gorevli bir milli egitim bakanlıgı mufettişi cıkıp bu ülkenin hakimlerini katleden oglunun yaptıklarının gerekli oldugunu soylerken neden miili egitim bakanlıgı sadece bir kınama cezası verir?

Milli egitim bakanlıgıdamı bu mufettisin sozlerine katılıyor?

Oysaki herkes biliyor herhangi bir ögretmen yada devlet memuru cıkıp bir kamera karsısında iki kelime soylerse önce surgun hatta gorevden alınır..bu adam cumhuriyetimizin temellerine saldırıda bulunuyor soyledikleriyle neden kimse cıkıp sesini cıkartmaz?

 

Ben bu insanların samimyetine inanmıyorum..bu insanların İslam dini icin tek bir iyi hareket yaptıgına inanmıyorum.

Ben inanmak ve ibadet etmek icin bir tarikat liderine yada bir şeyhe ihtiyacım olduguna inanmıyorum.. Allah`ında biz kullarının ibadetlerini kabul ederken dualarımızı kabul ederken bu tarikat liderlerine danısacagına bunlara ihtiyac duyacagına inanmıyorum...

Allah`a yol alırken Allah yolunda hayatımı yasarken bir adamın kalkıp bana ne yapıcagımı ne yapmayacagımı söylemesi gerektigine inanmıyorum.

 

ONumuzdeki secimler bence bu ulkenin son şansı..Cunku bu hukumetin amaclarına ulasmasının onundeki en buyuk engel Cumhurbaskanlıgıydı..yakında onuda ele gecirecekler ve secimlerde gorecegiz neler olucak..

Oy kullanacagınız zaman bunları unutmayın...

 

23.09.2006

 

gectigmiz gunlerde Diyanet işlerine ayrılan butce acıklandı. İçişleri ve savunma bakanlıgına ayrılan butcenin 2 katı, milli egitim bakanlıgına ayrılan butcenin 10 katı kadar bir butcesi vardı.

Ulkemizin butun sorunarı bitti sanırım tek derdimi dinimizdi yuce devletimizi butun milletimizi cennete sokmaya kararlı olmalı

Allah yollarını acık etsin...

sanırım Allah onlara sorucak kimi cennetine alıp almayacagını...

Gönderi tarihi:

Durmadan demokrasinin geregini yapıyoruz diyorlar bu gece gorduk.

Acıklanan cumhurbaskanı adayını protesto etmek icin Çankaya köşkünün onune giden elinde Türk bayrakları Ve Atatürk posterleriyle vatandaslarımız polis tarafından göz altına alındı.

 

Elinde Türk bayraklarıyla kendilerine dayatılan bir cumhurbaskanını kabul etmek istemeyen bir grup vatandas cıkıp dusuncesini soyledi.Herhangi bir kamu aracına binasına zarar vermediler, herhangi bir devlet buyugune hakaret etmediler, herhangi bir terör örgutu lehine slogan atmadılar, ama göz altına alındılar...

 

Bundan bir kac gun once bir teröristin cenazesine devlet araba tahsis etti. cenazeye katılan yaklasık 3 bin kişi pkk lehine sloganlar atıp apo posterleri actı. bölücü terör örgütü lehine sloganlar atıp gösteri yaptılar. Kac kişi gözaltına alındı?

 

Bu aksam demokratik bir şekilde elinde Türk bayraklarıyla Atatürk posterleriyle tepkilerini dile getiren Türkiye Cumhuriyeti vatandasları gözaltına alındı...

 

Akp ve zihniyetinin en acık göstergesi budur. baska söze ne gerek var?

Gönderi tarihi:

Yorumsuz...

 

Emin ÇÖLAŞAN [email protected]

 

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş

 

DÜN Mardin’de bir şehit daha verdik. Teğmen Cengiz Evranos, PKK pususunda şehit düştü. Hiç kuşkunuz olmasın, biz daha nice şehitler vereceğiz, nice şehit cenazeleri kaldıracağız.

 

Askerlik yan gelip yatma yeri değil ki!

 

Dünkü Tercüman Gazetesi’nde Faruk Mangırcı’nın manşetten verilen haberi vardı. Okuyunca irkildim, şaşırdım, Türkiye’nin kimlere emanet edildiğini, kimlerin eline bırakıldığını ve bizi "milletin vekili" olarak kimlerin temsil ettiğini bir kez daha utanarak gördüm.

 

Adı İhsan Arslan. AKP Diyarbakır milletvekili. Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınlarından biri. Oğlu Mücahit Arslan, yine Başbakan’ın en yakın danışmanı. Hatta sağ kolu. Bunlar müteahhit. Kamu kuruluşlarına ve AKP’li belediyelere iş yapıyorlar.

 

Şimdi Kürt Soruşturması isimli kitaba bakalım. AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan görüşlerini açıklıyor! Milletin vekili olan bu şahıs bakınız ne gibi inciler saçıyor:

 

"Doğduğum yer olarak Kürdistan vatanımdır. Halen yaşamakta olduğum yer itibarıyla da Türkiye vatanım durumundadır."

 

"Müslümanların vatanı neresi ise orayı korumak, orayı kurtarmak ve vatan diye orasını isimlendirmek gerekir. Bu manada Türkiye coğrafyasının Misak-ı Milli ile çizilen sınırları hiçbir anlam ifade etmemektedir."

 

"Son İslam devletini (Osmanlı’yı) ve onun müesseselerini (padişahlık ve halifeliği) ortadan kaldıran ve yegáne politikası İslam’a düşmanlık ve onu yok etme esası üzerine kurulan bir zihniyet ve otoriteye (Cumhuriyet rejimine) karşı tüm isyan ve başkaldırıları (Cumhuriyet dönemindeki Kürt isyanları ve PKK olayı) alkışlamak gerekir."

 

Evet, aynen bunları söylüyor!

 

* * *

 

AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, vecize yumurtlamayı sürdürüyor:

 

"Zulme karşı verdiği mücadele sonunda halkın mazlumiyeti yanında onun yegáne koruyucusu ve destekçisi konumuna giren gerilla hareketi (yani PKK!) bölge halkının gözünde muteber (seçkin-saygın) bir kişiliğe sahip olmuştur. Mücadelenin ilk günlerinde bir köye gece gizlice gidebilen gerilla timleri (PKK’lılar) artık gündüzleri gitme imkánını bulmuştur. Halk, ulusal kurtuluş mücadelesi verdiği kabul edilen PKK hareketi yanında yer almaya başladı."

 

"Bölgedeki (Güneydoğu’daki) tüm ilave askeri birlikler geri çekilmeli, özel tim ve koruculuk sistemi kaldırılmalıdır."

 

"Kemalist, laik ve demokratik ilkeler Türkiye’de herkese zorla dayatılmaktadır... (PKK’yı kastederek) Bu inkárcı ve kanlı politikalar karşısında siz olsaydınız ne yapardınız?"

 

"Kısa vadede yegáne çözümün ve önlemin, Türkiye’nin tamamına uygulanacak yeni bir ’EYALET SİSTEMİ’ olduğunu hatırlatmak isterim."

 

Adam PKK’yı gerilla, PKK terörünü ulusal kurtuluş savaşı, Güneydoğu’yu Kürdistan olarak tanımlıyor, bununla da yetinmeyip Cumhuriyet rejimine dil uzatmaya yelteniyor.

 

Bu adam AKP Diyarbakır Milletvekili. Oğluyla birlikte Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı ve akıl hocası.

 

* * *

 

Sevgili okuyucularım, Türkiye’nin bunların elinde nerelere sürüklenmek istendiğini artık hepiniz çok iyi biliyorsunuz. O yüzden, bunları yadırgamayın. İhsan Arslan bu görüşlerinde yalnız değil. Şimdi kendisinin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan bile geçmişte benzer sözleri söylerdi:

 

"Bize göre demokrasi ancak bir ARAÇTIR. Hangi sisteme (Kürtçülük, İslamcılık) gitmek istiyorsanız, bu düzenin seçiminde bir araçtır."

 

"Türkiye’nin 70 yıllık tarihi boşa harcanmış bir zamandır."

 

"Şu anda Türkiye’de 27 etnik grup yaşamakta. Bunların varlığının tanınması gerekir. TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR gibi tezler yanlıştır."

 

"Örneğin KÜRTLER biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilir. Bu durumda belki OSMANLI EYALETLER SİSTEMİ benzeri bir şey yapılabilir."

 

Başbakan ile milletvekilinin EYALET önerisi nasıl da örtüşüyor!

 

Başbakan sözlerini daha sonra şöyle sürdürüyor:

 

"(Devlet yapısını) Ben İslam’ın devlet planı içinde düşünüyorum. Bizim için en üst belirleyici İSLAM’IN İLKELERİDİR. Her şey ona göre belirlenir. Türkiye’nin yarınında artık KEMALİZME yer yoktur."

 

"Biz Türkiye’yi önemsiyoruz ve TÜRKİYELİLER olarak buna mecburuz... Günümüz Türkiyelileri... Biz Türkiyelilere diyoruz ki..."

 

Dikkat ediniz, söylemlerinde "Türk" yok, "Türkiyeli" var!

 

AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’la başbakanının söylemleri birbiriyle ne güzel uyuşup örtüşüyor! Ülkemizi şimdi onlar yönetiyor.

 

Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.

 

Dün yine bir teğmenimiz şehit edildi, kimin umurunda! Biz onların sözlerine bakalım, teselli bulalım! Elbet vardır bir bildikleri!

Gönderi tarihi:

Genel KurmaY başkanlığı sitesinden yapılan yazılı acıklama, benim ve benim gibi düşünen arkadaşlarında son yıllarda tesbit edip yazmış olduğu, her fırsatta ifade ettiği carpıklıkların, bu ülke milli birlik ve beraberliğinin nasıl tehdit edilip, insanların dini duygularının istismarının bu yünde kullanıldığının en son ve kesin bir özeti şeklindedir.

 

Her gecen gün elinde bulunan siyasi gücün, tek başına yasa cıkartıp yuruluge koyma gücünün tamamen kendi siyasi emellerine alet eden bir partinin, tüm devlet ici kadrolasmalarının yanı sıra, ilk ögretim okullarındaki müdür atamalarına kadar yayılma cabaları, yasaların carpıklıları nedeniyle elde ettikleri daha dogrusu ele gecirdikleri fırsatı sonuna kadar degerlendirme kaygısıyla, bütün seslere ve uyarılara kulak tıkayarak, kendi bildiklerini yapıp ülkeyi bir kaos ortamına dogru suruklemekten cekinmeyenlere yapılan en önemli uyarılardan biridir.

 

Bir milyon insanımızın meydanlara cıkıp demokratik bir sekilde kendini ifade etmesiyle bilşe dalga gecebilecek kadar dalalet icine dusmus bir partinin, belkide görmezden gelmek işine geldigi icin yok sayması, güneşin balcıkla sıvanmasına yeterli gelmemektedir.

 

Yıllardır özlemini kurdukları şeriata dayalı devlet duzenini getirme yolundaki en buyuk adımları atarken, sayın basbakanın dediği gibi

-' Demokrasi tramway gibidir, istedigin yerde binersin istedigin yerde inersin..!!! '

 

Bu sözü söylemesinin uzerinden on yıl gecmiş olmasına ragmen fikirlerinde en kucuk değişme olmaksızın aynen devam etmesi kimsenin gözünden kacmamaktadır.

 

Ellerindeki fırsatın kacacagını hissettikleri anda nasıl tavizler verdiklerini, nasıl pazarlıklara oturduklarını artık apacık bir şekilde sergilemekten bile cekinmemektedirler. Tek amacları özlemini kurdukları devlet duzenin getirmek olan bu insanların, bu ulke uzerinde bu kadar dusuncesizce, bu kadar rahat hareket etmelerini demokrasiyle bagdastıranların, bunlardan ne farkı kalıyor?

 

Neden kimse cıkıpta acıkca özlemini kurdugunu söylemiyor da surekli takiyye yapıyorlar, olmadıkları hissetmedikleri gibi konusuyorlar...

 

Bu ulkenin temellerinden biri Laik Devlet sistemidir. Buna karsı bir tavır icinde olanlar, yada bu temelin değişmesini isteyenler, bu temelin olmadıgı devletleri örnek alıpta mı konusuyorlar?

 

Özlem hilafetmidir?

Beklentiler bu yondemidir?

Halkın istedigi budur diyen hukumet partisi bu kadr guvendigi halka neden sırtını döner de, bir referanduma gitmez?

bir secime gitmez?

halkı önemsemez?

bu mudur onların ardındaki halk destegi?

 

 

Ben yanılıyorum diyelim, benim gibi dusunenlerde yanılıyorlar diyelim...

Sayın cumhurbaskanı ve muhalefet partileride yanılıyrolar diyelim..

Orduda yanılıyor diyelim.. Peki bunu neden ispatlamak geregi duymazlar?

neden halka sözü verip bakın halk bunu istiyor demezler?

Halktan korkan devlet olur mu?

halktan korkunca hangi yasanın arkasında saklanabilir bir devlet?

 

Silah zoruyla esir edilememiş bir halkı, hangi yasayla köleleştirebilirler?

Gönderi tarihi:
Durmadan demokrasinin geregini yapıyoruz diyorlar bu gece gorduk.

Acıklanan cumhurbaskanı adayını protesto etmek icin Çankaya köşkünün onune giden elinde Türk bayrakları Ve Atatürk posterleriyle vatandaslarımız polis tarafından göz altına alındı.

 

Elinde Türk bayraklarıyla kendilerine dayatılan bir cumhurbaskanını kabul etmek istemeyen bir grup vatandas cıkıp dusuncesini soyledi.Herhangi bir kamu aracına binasına zarar vermediler, herhangi bir devlet buyugune hakaret etmediler, herhangi bir terör örgutu lehine slogan atmadılar, ama göz altına alındılar...

 

Bundan bir kac gun once bir teröristin cenazesine devlet araba tahsis etti. cenazeye katılan yaklasık 3 bin kişi pkk lehine sloganlar atıp apo posterleri actı. bölücü terör örgütü lehine sloganlar atıp gösteri yaptılar. Kac kişi gözaltına alındı?

 

Bu aksam demokratik bir şekilde elinde Türk bayraklarıyla Atatürk posterleriyle tepkilerini dile getiren Türkiye Cumhuriyeti vatandasları gözaltına alındı...

 

Akp ve zihniyetinin en acık göstergesi budur. baska söze ne gerek var?

AKP ye karsi yapilan her girisim engellenecektir.Cünkü AKP nin sefi böyle istiyor. Bu aynen DP dönemindede yasanmistir.Ögrencilerin üzerine panzerler sürülmüstür,sürdüren ise Adnan Menderesti.Tayyip veya Adnan ayni kalip ayni zihniyet.Amerikancilik,Atatürk düsmanligi,Bunlarin damarlarinda Türkiyenin laik düzenine karsi bir nefret vardir.Bu degismez A GIDER B gelir ama düsman düsmandir.

SAYGILARLA

Gönderi tarihi:

İftar çadırlarında siyasi rekabet

 

İktidar ve muhalefet arasındaki rekabet, iftar çadırlarına sıçradı. Avcılar'da yan yana kurulan AK Parti ile CHP'ye ait iftar çadırları yüzünden iki partinin yöneticileri karşı karşıya geldi.

 

Avcılar'da, CHP'li belediye, Avcılar Belediye Binası'nın karşısındaki otopark alanını İSKİ'den kiralayarak Ramazan çadırı kurdu. Fakat çok geçmeden bu çadırın yanına bir çadır daha kuruldu.

 

Yeni kurulan bu çadırın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olduğu açıklandı. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın açıklaması Büyükşehir'in hiçbir yere iftar çadırı kurmayacağı doğrultusunda idi.

 

Avcılar Belediyesi Zabıta Müdürü Mehmet Güven, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına çadır açıldı, fakat daha sonraki gelişmeleri gördük ki, bu çadırlar Büyükşehir adına değil, bir siyasi parti adına açılmış" dedi.

 

Bir gece sonra asılan amblemler çadırın AK Parti'ye ait olduğunu gösterdi. AK Parti Avcılar Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi Fevzi Çakmak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin konuyla alakasının olmadığını söyledi.

 

Avcılar Belediyesi'nde Ramazan etkinliğini düzenleyen firmanın sahibi Münir Aydınkaptan ise aksini iddia ederek şöyle konuştu:

 

"İkinci çadır gece Büyükşehir' ait araçlarla geldi. Çadırın Büyükşehir' ait olduğunu, kurulması gerektiğini söylediler. Yemekler Büyükşehir'n araçları ile geliyor."

 

İftarlarını açmak için çadırların önünde kuyruk oluşturan vatandaşlar ise siyasetten uzak karınlarını doyuruyorlar.

 

Kaynak:Kanaltürk

 

 

Güzel ülkemde din üzerinden yapılan siyaset simsarlıgı son hızıyla devam ediyor.Partinin adı sanı dusuncesi savundugu fikirleri ne olursa olsun, yakaladıkları her fırsatta insanların dini duygularını istismar edip bunu ranta dönüştürmek icin her fırsatı kullanıyorlar.

 

Belki de bu ulkede en cok gelir getiren (maddi ve manevi anlamda) meslek din ticaretidir. Çünkü bir cok insanımız icin Din kelimesi icinde geciyorsa konunun olabilgidince hassas davranıcaktır. Siyasilerimizi bu konuda tebrik etmek gerekiyor basta hükümet partisi olmak üzere muhalefet partileri bunu öyle iyi değerlendiriyorlar ki...

 

Asıl merak ettiğim husus neden hicbir gazeteci yada köşe yazarı yada sesini yukseltebilecek biri çıkıp bu insanlara şöyle demiyor:

 

Millete hizmet etmek demek Ramazan aylarında iftar cadırları kurup bedava yemek dağıtmak demek değildir.Asıl hizmet bu insanları Bir öğün bedava yemeğe muhtac bırakmamaktır...

 

Güzel ulkemin halkını aclıkla terbiye edip sonra yılda bir ay, günde bir övün bedava yemekle kandırmaya calısıyorlar...

 

Halkım bu cadırlarda yemeğini yerken bu adamlara teşekkür etmemeli..aksine o cadırlarda yemek yemeğe mecbur bırakıldıkları icin bunun hesabını secim zamanında sormalıdır...

 

28.09.2006

Gönderi tarihi:
Millete hizmet etmek demek Ramazan aylarında iftar cadırları kurup bedava yemek dağıtmak demek değildir.Asıl hizmet bu insanları Bir öğün bedava yemeğe muhtac bırakmamaktır...

 

28.09.2006

 

:clover:

 

saygilar

Gönderi tarihi:

Gereken cevaplar bugun Çağlayan meydanında verilmiştir.

Anlama sorunu olanlar icin yapacak birşey kalmamıstır...

 

Not: Bugunku mitingi devletin televizyonunda, yada atv-kanal d- samanyolu tv- kanal 7- show tv- ntv ve Cnnturk gibi televizyon kanallarında göremezsiniz. Dunyanın en buyuk haber kanalları canlı yayınladırlar... Türkiyenin onlarce sehrinde aynı anda aynı saatlerde geniş kapsamlı elektrik kesintileri yasandı....

 

bugun İETT miting bolgesine olan otobuslerini calıstırmadı. Acıklamalarda ise pazar gunu oldugu icin sefer sayılarının az oldugu, mevcut otobuslerinde trafige takıldıgı söylendi. Yuzlerce binlerce insan otobus duraklarında bekledi durdu. Sonra aksam acıklama yapmıslar mitingten dönenler icin ucretsiz otobus seferleri koymuslar aksam yedide...

 

İett mitinge gelen milyonlarca kişi icin otobus koymadı, olan otobusleri kaldırdı... Engelleyebildiler mi?

 

BUgun Çağlayan'daki milyonlarca insanımız demokratik bir şekilde bizzat ordumuzunda uzerinde durdugu hassasiyetlerden bahsetti. Butun dunya bugunku miting karsısında sapka cıkardı...

 

Akp nerde? hangi ulkenin hukumeti olduklarını ne zaman farkedecekler?

 

Kaç milyon insan gerekiyor demokratik hakkı, halka geri vermek icin?

 

Bugunku insanları camurlamak icin ne kullanacaklar?

 

Bin Dirilmiş kıtaları bugunde görduk...

 

Türkiye'nin heryerinden, her yaştan, her dusunceden, milyonlarca insan bugun hukumeti sagduyuya cagırdı.

 

Bir hukumet, halkına karsı kulaklarını kaparsa halk baska ne yapabilir?

Gönderi tarihi:
Türkiye Cumhuriyeti vatandası olarak Lübnan`a asker gonderilmesine karsıyım..

Amacı her ne olursa olsun bizim askerimizin orda işi yok. İnsani yardımda olsa yapılandırmada olsa zaten bu işleri baska ulkelerin askerleride yapabilir..bizim askerimzin doga ustu guclerimi var?

Hic dusundunuzmu Yllardır savasan israil ve araplar tek bir ortak noktada bulustular..iki tarafta türk askerini istiyor..bu kimseye tuhaf gelmiyormu?

Arkadasim

 

Dünyada Birlesmis Milletler diye ömrünü tamamlayan bir örgüt var,.,.,

Ozaman Diyorumki.,.,DÜNYA NiYE YENi BIR STRATEJiK UYGULAMIYOR ,...,KOMSUDA O YANGININ iCiNDE OLMASIN DiYE

Herhalde bunlar bakar kör degiller,,.

Onlar bunu uygulamak istemiyor ,,veyahutta haberleri yoksa Sen uygulayacaksin,.,Dünyanin karsisina cikip

konusacaksin,.,bu yanginin icinde ben olamam,.,olmasi gerekenler,.,.,Sizlersiniz,.,diye,.,.

Düsünceni ortaya koyacaksin,,.

vede Askerini oraya yollamiyacaksin,.,.,Bu kadar basit,,.,

Basit olmayan,.,kapali kapilar ardinda Halkindan gizli.,.Tavizlerdir,.Bu tavizlerin Muhakak bir karsiligi vardir

iste sana birakilan Bagimsiz Türkiyenin ufak ufak ...,bagimsizligini satisa konan taslari.,.,

Bunlarin en büyük ip ucu ,,Meclise gönderdigin Vekillerin ,,,Ailece kisa zamanda ,,Coluk Cocuk Milyader olmalari

Evet bunlar cikacak Diyecekki bu yanginin icinde ben olamam,.,Nasil desinler.,.,!!!

Arkadasim tabiiki tuhaf ,,tuhaf olmayan ne varki,,Bugün zamaninda Arafatin bile söyledikleri kulaklarimizda,

Kipris hakkinda,.,Onun icin.,!!!

Sadece sunu söyleyebilirim .,,Ortadogu karanliktir..,Elini Oraya uzatmayacaksin.,.Elini uzattinmi,,

Ellerini keserler,.,.!!! Tabiki bunu Mecazi anlamda söylüyorum,.,

Ellerin Havada kalir ,keske kalmasa cünkü oradaki güzelliklerde muhakak bizede yansiyacaktir

Fakat iki iki daha dört vardir,.,.,Halklarin kendi Tayin hakki.,.,

Halklar kendi tayin hakkini kendi belirler,,.Birilerinden Medet uman halklarda

SONU IRAK GIBI OLUR,,.,Malesef,,.

Bizim elimizde degil.,

 

Saygilar

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:

Dünya, Çağlayan mitingini konuşuyor

 

LONDRA/MADRID/WASHINGTON (ANKA)- İstanbul Çağlayan meydanında yapılan miting dünya basınının gözünü tekrar Türkiye'ye çevirdi.

 

Uluslararası basın kuruluşları, hafta sonu Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamanın hemen sonrasında gelen yürüyüşe geniş yer ayırdı.

 

TIMES: Yüz binlerce laik Türk sokaklardaydı

 

İngiliz Times gazetesi, yüz binlerce laik Türk'ün, Abdullah Gül'ün "İslami geçmişe sahip ilk Türk Cumhurbaşkanı olmasını engellemek için askerin yaptığı dramatik müdahalenin" ardından sokaklara çıktığını yazdı. Haberde, İstanbul'daki yürüyüşe katılan göstericilerin ellerinde kan kırmızı Türk bayrakları ve Atatürk posterleri taşıdığı vurgulandı.

 

Gül'ün bir zamanlar radikal İslamcı olan Recep Tayyip Erdoğan'a göre daha uzlaşmacı olduğu ve çalışkanlığının içeride ve dışarıda kendisine dostlar kazandırdığı belirtilen haberde ancak Erdoğan ve pek çok AKP üyesi gibi onun eşinin de türbanlı, kendisinin de bir zamanlar yasaklanan İslamcı bir partinin üyesi olduğu ifade edildi.

 

BBC: Yürüyüş dev bir güç gösterisiydi

 

BBC'nin haberinde de Çağlayan'da yapılan mitingin dev bir güç gösterisi olarak değerlendirildiği belirtilen haberde, yüz binlerce kişinin Türkiye'de laikliğe verdikleri desteği göstermek için yürüyüşe geçtiği vurgulandı. Haberde eylemcilerin, Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün İslami kökenlerine bağlı olmasından endişe ettiği kaydedildi. BBC ayrıca eylemcilerin milliyetçi şarkılar söyleyerek hükümeti istifaya çağırdığını belirtti.

 

FT: İki haftada ikinci büyük yürüyüş

 

Financial Times gazetesi İstanbul'da yapılan mitingin, iki hafta içinde gerçekleşen ikinci büyük gösteri olduğunu vurguladı. Haberde yorumculara göre bunun, çoğunluğu Müslüman ama resmi olarak laik bir ülkede pek çok kişinin sosyal hayatın İslami ideoloji tarafından ele geçirildiğini düşüncesini gösterdiği ifade edildi.

 

TELEGRAPH: En az yarım milyon kişi vardı

 

Daily Telegraph gazetesi, İstanbul'daki mitinge en az yardım milyon insanın katıldığını ve ellerinde Türk bayraklarıyla hükümet karşıtı sloganlar attığını yazdı. Haberde mitingin İslamcı başbakan ve sert laik ordu arasında tansiyonun yükseldiği bir dönemde gerçekleştiği vurgulandı. Gazete ayrıca eylemde Türkiye laiktir laik kalacak ve ABD'ye, AB'ye hayır, Hükümet istifa sloganları atıldığını kaydetti.

 

GUARDIAN: Türkler islami bir cumhurbaşkanı karşısında yürüdü

 

Guardian gazetesi de 300 bin laik Türk'ün İslamcı bir Cumhurbaşkanı'nı durdurmak için yürüdüğünü yazdı. Haberde, Türk ordusunun Gül'ün adaylığından kaygı duyduğu ve sivil yönetimi "devirmekle tehdit ettiği ifade edildi. Gazete ayrıca AKP'nin iktidara geldiği günden bu yana Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda tartışmaların bulunduğunu belirtti.

 

FİGARO: Laikler islamcılara sokakta meydan okuyor

 

Fransa'nın büyük gazetelerinden Le Figaro da, Türk laikleri, İslamcılara sokakta meydan okuyor başlıklı haberinde bir milyondan fazla Türk laiklik için gösteri yaptığını, gösterinin ana amacının İslamcı sapmayı protesto etmek olduğunu belirtti.

 

LE SOİR: Türkiye'de laiklik için insan denizi

 

Belçika'da yayınlanan Le Soir gazetesi ise, Türkiye'de laiklik için insan denizi başlıklı haberinde ordunun uyarısından iki gün sonra yüz binlerce insanın laiklik ilkelerini savunmak için İstanbul'da toplandığına dikkat çekti.

 

EL PAİS: Ordunun müdahalesine karşı da sesler duyuldu

 

İspanyol El Pais gazetesi ise, yüz binlerce kişinin laik devleti ve Gül'ün adaylığına karşı gösteri yaptığını belirterek Bu kitlesel gösteride, ordunun herhangi bir müdahalesine karşı çıkan sesler de duyuldu diye yazdı.

 

LİBERATİON: Kemalistler islamcı cumhurbaşkanına karşı yürüdü

 

Fransız Liberation gazetesi ise, Askerin baskıları ve Kemalistlerin, bir İslamcı'nın cumhurbaşkanlığına seçilmesine karşı yürüyüşü spotunu kullandı ve sokağın baskısına dikkat çekti.

 

DW: Türkiye'nin islamcı devlete dönüştürülmesinden korkuyorlar

 

Alman yayın kurumu Deutsche Welle de yüz binlerce insanın, ülkenin laik sistemine destek amacıyla İstanbul'da sokaklara döküldüğünü belirterek göstericilerin ülkenin İslamcı bir devlete dönüştürülmesinden korktuklarını yazdı.

 

ABC: Ne ordu koruması ne teokratik baskı isteyenler çoğunluk

 

Diğer İspanyol gazetesi ABD ise, Bir milyon Türk, bir İslamcının cumhurbaşkanlığa getirilmemesini bağırarak talep ediyor başlığını kullandı. Gazete, gösteride hem ordunun korumasına, hem de teokratik baskılara karşı çıkanların azınlıkta olduğunu öne sürdü.

 

LE TEMPS: Hükümet ile ordu arasında açık çatışma ortamı

 

Bir milyon Türk laiklik için yürüdü başlığını atan İsviçreli Le Temps gazetesi'nin haberinde ise, İstanbul'daki gösterinin Ankara mitinginden farklı olarak hükümet ile ordu arasında açık bir çatışma ortamında gerçekleştiğine vurgu yapıldı.

 

 

NYT: Eylem sadece hükümet politikalarına karşı değildi

 

New York Times gazetesi, İstanbul'daki yüz binlerin sadece hükümetin politikalarına karşı değil daha dinci vatandaşların yaşam biçiminden kaynaklanan bir korku için yürüdüğünü yazdı. Bazı eylemcilerin dinci Türkler eğitimsiz ve fakirler düşüncesinde ve züppe olduğunu ancak eylemcilerin içinde laik yaşam biçimimize ne kadar hoşgörü gösterilecek şeklinde daha kişisel ve daha az elitist kaygılar taşıyanlar da bulunduğu vurgulandı.

 

IHT: Yüz binler yürüdü

 

International Herald Tribune gazetesi, İstanbul'da yüz binlerce kişinin yürüdüğü belirtilen haberinde, laiklerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye İslami yasa getirecek gizli bir gündemi bulunmasından endişe ettiklerini yazdı.

 

WT: Bir milyon kişi bayrak denizi altında yürüdü

 

Washington Times gazetesi İstanbul'da 1 milyona yakın kişinin kırmızı bayrakların oluşturduğu bir denizin altında yürüdüğünü yazdı. Haberde, eylemcilerin talebinin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi olduğu ifade edildi. Gazete miting sırasında Türkiye laiktir laik kalacak, Hükümet istifa ve Köşk imamlara kapalı sloganları atıldığını vurguladı

 

 

 

 

Milyonlara ragmen kulaklarını kapayıp, bizzat elindeki guclerle bu milyonları kucumseyen hukumet, bir ulkenin medyasının yuzde doksanını eline gecirip, istedigi yazara istedigi makaleyi yazdırıp, istedigi gazeteye istedigi mansetleri attırıp, istedigi kanala istedigi sözculerini cıkartıp güneşi balcıkla sıvamaya calısmaktadır.

 

14 nisanda Tandoğan'da 29 nisanda Çağlayandaki o kalabalıkların üstünü ortmek icin, kendi yandası medyayı, kendisine yalakalık yapan özel medyayı ve bizzat bu vatandasın parasıyla yonettigi devlet televizyonunu bile kullanmaktan cekinmemektedir. Dikta rejimlerinde bile eşine az rastlanır bir durumdur bu.. Elindeki medyayla yetinmeyip bizzat mitingin oldugu saatlerde onlarca buyuk şehir merkezlerinde elektrikler kesilmiştir.

 

Ama içinde bulundugumuz teknoloji cagında, kimse gormesin duymasın diye bu kadar ugras verirken maalesefki dunyanın sayılı basın kurulusklarını satın almayı unutmustur..

 

Bu ülke tarihinde hicbir dönemde medya bu kadar iktidar yalakası, bu kadar satılmış olmamıstır... Askeri cunta dönemlerinde bile özgur gazeteciler hayatları pahasına gercekleri dile getirmiştir.

 

Basta Trt olmak uzere bu halk hareketlerini gormezden gelip, üstünü örtmeye calısan bu medyaya sahip bir ulke vatandası olmaktan dolayı utanıyorum.

 

Türk olmaktan değil, nasıl oluyorda kimliklerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandası yazanların, kendi kalemlerini, fikirlerini bu kadar ucuz satabildigi icin utanıyorum...

 

Göz göre göre, butun dunya gördüğü ve anladıgı halde, sırf hukumete yalakalık yapmak, hukumetin yaptıklarına ortak olmak, hukumete destek vermek icin, gercekleri carpıtan, Türk Halkını küçük gören, sözde gazeteciyim aydınım demokratım diye gecinen bu tuhaf mahlukatlardan utanıyorum....

Gönderi tarihi:

Bu ülkede ibadetimizi yapamıyoruz,dinimizi yaşayamıyoruz, ibadet yaptığımız zaman buna irticai faaliyet deniyor, bize baskı uyguluyorlar, bizi tehlikeli gösteriyorlar diyen arkadaslara sormak istiyorum...:

 

 

Hangi ulkeden bahsediyoruz?

Türkiye cumhuriyetinde son yirmi yıldır kac kişi oruc tuttugu icin ölduruldu?

Türkiye cumhuriyetinde son yirmi yıldır kac kadın basını orttugu icin carsaf giydigi icin sokak ortasında tacize ugradı? uzerindekiler yırtıldı?

Türkiye Cumhuriyetinde son yirmi yıldır kac kişi camiye giderken önu kesildi? Cuma gunleri sokaklara tasarcasına namaz kılan kalabalıklar dagıtıldı namaza izin verilmedi?

Türkiye cumhuriyetinde son yirmi yılda kac kişi Hacca gitmek isteyipte onune engel konuldu gitmemesi icin yasaklar cıkarıldı?

Türkiye cumhuriyetinde son yirmi yıldır kac tane cami yıkıldı?

Bu ulkede İslam dinini yasamamıza izin verilmiyor deniyor?

BU ulke dediğiniz hangisi?

 

Evet bu ulkede yani Türkiye cumhuriyetinde Bas ortusu siyasete alet edildi insanlar kandırıldı dini duyguları sömuruldu..BU ulkenin mevcut iktidardaki partisi ne yaptı? Her fırsatta bu durumu körukledi Avrupada davalar acılmasına yardımcı oldu...avrupadan bekledigi destegi alamayınca Avrupa birligi dusuncesine ikinci plana bıraktı..

 

İrticai faaliyet olarak kendi ibadetlerinin gosterildigini soyleyen arkadaslar bizden daha iyi biliyorlardırki irticai kelimesinin karsılıgı Belli bir dini yasam tarzının topluma zorla dayatılması, devlet yonetim biciminin dinin gereklerine kurallarına gore duzenlenmesi yolunda gosterilen faaliyetlerin butunudur..

Kimse kimsenin ibadetine engel olmuyor kimse kimseye karısmıyor..irticai faaliyetlerde bulunanlar dısında..

 

İLkokul cagındaki cocuklar okusun diye dunyaca unlu klasikleri romanları hikayeleri dini motiflerle değiştirip ucretsis olarak dagıtmaktır irticai faaliyet..

 

Sahip olunan yönetim erkinin propaganda aracı gibi kullanılarak tuhaf dini hurafelerle dolu kitapcıklar bastırıp dagıtmaktır irticai faaliyet..

 

Cami hocalarını Diyanet işleri bakanlıgının kadrolu imamlarını gorev yaptıkları camilerden alıp bilgisi olsun olamasın devletin butun kadrolarına doldurup, imamsıs kalan 15000 camiyi tarikatların kontrolune bırakmaktır irticai faaliyet..

 

Devletin sahip oldugu hava yolu sirketine ucak teknisyeni alırken onceligi imam hatip lisesi mezunların vermektir irticai faaliyet..

 

Devletin televizyonun da gunun 18 saati dini icerikli yayınlar yapıp iktidarın işine gelen haberleri yayınlayıp işine gelmeyenleri gormesden gelmesidir ,irticai faaliyet..

 

Gecenin yarısı sokakta icki iciyor diye iki genci dövüp kacmak ve emniyet guclerinn bu kacanları bulamamasıdır irticai faaliyet..

 

Bİr apartmanın bodrum katında sözde mahkemeler kurup insanları yargılayıp Sözde şeriata gore hukumler vermektir irticai faaliyet..

 

Sözde din adına bu ulkenin hakimlerini katletmek, bu katliamı yapan yaratıgı haklı bulmak, bu asagılık hareketi haklı bulan zihniyeti devletin kadroları icinde koruma altında tutmak zoraki baskıları gorunce emekliligini istemektir irticai faaliyet..

 

Ulkenin her yanını tarikatlarla, seyhlerle, din tacirleriyle doldurup, bunların elini eteğini öpmektir irticai faaliyet..

 

Hangi ulkeden bahsediyorsunuz siz?

Herkesin ibadetini inandıgı tanrısı kabul etsin..Kimsenin diniyle dusuncesiyle yasam tarzıyla işimi olmaz..Bir baskasının özgurlugunun basladıgı yerde benim özgurlugum biter.. BU ulkenin yönetim şekli budur.

Siz ibadetinize bakın.. Benim yasam tarzımı da bana bırakın...

Eminim siz benden daha iyi biliyorsunuzdur irticai faaliyet denildigi zaman ne denmek istendigini...

 

29.09.2006

 

 

Bugun geldigimiz yerde, hukumet milletvekili sayısal cogunlugunu ele gecirmiş, TBMM baskanlıgını ele gecirmiş, Adalet bakanlıgının aylardır ugrasıp yasama uzerindeki etkilerini arttıracak politikaları mevcut Cumhurbaskanı ve Yargımızın yöneticileri tarafından engellenmiş, karsısında duran Cumhurbaskanlıgı gucunude eline gecirmek icin her turlu siyasi manevrayı zorlayan, olası basarısızlıgınıda magduriyet siyaseti yaparak pazarlamayı dusunen bir iktidarla karsı karsıyayız...

 

Dini duygularını sömurdükleri insanların icinde beyinleri yıkanan, cahil ne yaptıgını bilmeyenler sırf dini farklı diye baska insanları bogazlamaya baslamıstır. Katiller anında yakalanmıstır ya katillerin ardında duran gucler? Trabzondaki rahip cinayetinin, İstanbuldaki Hrant Dink cinayetininde failleri oyle hızlı yakalanmıstırki.. ya bunların ardındaki gucler? BUnların ardında guc yoksa eger, bu insanların bu kadar gözunu karartıp baka insanların canını almasını teşvik eden unsurlar nelerdir? nasıl bir insan kalkıp gozunu bile kırpmadan baska bir insanın boğazını kesip öldürebilir.?

 

Demokrasinin ayrılmaz parcalarından biride özgür basın kuruluslarıdır. geldigimiz yerde Hukumet devlet televizyonunu kendi propaganda aracı olarak kullanmaktan cekinmeyip, TMSF yoluyla el koydugu özel kurulusları ve elindeki maliye bakanlıgıyla diger bazı medya kuruluslarını kendi kontrolu altına almıstır.

 

Boylelikle hukumetteki parti kendi istedigi her turlu uygulamayı rahat bir sekilde hayata gecirmekte ve medya yardımıylada bunların uzerine ortmektedir.

 

Bunun bizzat farkında olan mevcut Cumhurbaskanı ve orduyu susturmak icinde Avrupa ülkeleriyle Amerikanın dısardan destegini almaktadır. Son gunlerde bunu bizzat goruyoruz.

 

Hukumetin ne kadar samimi oldugunu anlamak icin en son örnek, Cumhurbaskanını halka sectirecegiz, iki sandıgı yanyana koyacagız derken, icten pazarlıklarda bir pazar gunu kendi istedikleri cumhurbaskanını, pardon sayın basbakanın atadıgı cumhurbaskanını secmeyi deneyeceklerdir..

 

Onumuzdeki secimlerde, gecen secimlerde oldugu gibi iktidar olmayı bırakın, barajı bile aşamayacaklarını bildikleri icin, secimlere katılımı azaltmak icin yazın ortasında bir tarih belirlemişlerdir. Bunları unutmayın..!!!

 

22 Temmuz gunu iki eliniz kanda olsa bile gidin oyunuzu kullanın.. Oyunuz sizin namusunuzdur, bu vatana hizmet borcunuzdur. Namusunuzu satmayın, işbirlikcilere teslim olmayın... Baska sansınız olmayabilir..!!!

Gönderi tarihi:

CHP, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında gensoru önergesini verdi.

 

Gensoru önergesi, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve grup başkanvekillerinin imzası ile TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

 

Önergede, Çelik'in, 11 Haziran 2006 tarihinde yapılan Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sonucunda birinci ve ikinci yerleştirmelerden sonra Anadolu, Fen ve Anadolu Öğretmen liselerinde 5 bin 115, Anadolu Mesleki ve Teknik Öğretim kurumlarında 30 bin 178 olmak üzere toplam 35 bin 293 boş kontenjanı "üçüncü yerleştirmeye açmayıp, öğrencilerin nitelikli eğitim alma hakkını engellenmek suretiyle kamu kaynaklarının israf edilmesine neden olduğu" öne sürüldü.

 

OKS sınavının yerleştirme boyutuyla "tam bir skandala" neden olduğu, Anadolu ve Fen liseleri ile diğer Anadolu liselerinin yüzde 17,6'lık boş kapasiteyle eğitim-öğretime başladığı ifade edilen önergede, velilerin çocukların nitelikli bir eğitim almaları için yıllardır binbir fedakarlıkla yaptıkları eğitim harcamaları ve emekleri dikkate alındığında büyük bir kaynak israfına yol açıldığı savunuldu.

 

ARGO, KÜFÜR, HAKARET

Önergede, Hüseyin Çelik'in, Talim ve Terbiye Kurulunda görev yapan 167 uzmanı kuruldan uzaklaştırdığı, bu uzmanların ise hemen hemen tümünün yargı kararıyla göreve iade edildiği ifade edildi. Çelik'in, yapılan yönetmelik değişikleriyle kurulu işlevsizleştirdiği, ders kitapları ve ''100 Temel Eser'' gibi yardımcı kitapların içeriğini hurafe, argo, küfür, hakaret ve dinsel motiflerle donatarak okullara soktuğu savunulan önergede, şu görüşlere yer verildi:

 

''1999'da Talim ve Terbiye Kurulunun aldığı kararla, yazarı ve eserleri belirlenerek okullara sokulamayacak olan kitaplar, tekrar okullara girmeye başlamıştır. Tarikat liderlerinin takma adlar ile yazdığı ve daha önce yasaklanan kitapları, okula geri döndürmenin yolu için yapılan yasal düzenlemeler laik Türkiye Cumhuriyeti'nde kabul edilemez. Bakan Çelik'in bu uygulamaları ile Cumhuriyet okullarına küfür, argo, hakaret girmiştir. Antilaik söylem ve eylem içerikli yayınlar girmiştir.''

 

''OKULLARDA ŞİDDET VE KADROLAŞMA''

 

Milli Eğitim Bakanlığında olağanüstü kadro ve personel kıyımı yaşandığı ileri sürülen önergede, 4 bin 573 okul müdür yardımcısı, 4 bin 13 okul müdürü, 416 ilçe-il milli eğitim müdürü, 552 ilçe-il milli eğitim şube müdürü, 186 ilçe-il milli eğitim müdür yardımcısı ve 94 kadın yönetici olmak üzere 9 bin 834 yönetici atandığı ifade edildi.

 

Önergede, ''Bu uygulamayla okullarımızda tam bir kaos, kargaşa, huzursuzluk ortamı yaratılmıştır. Okullarda şiddetin yoğun bir şekilde yaşanması bu kadrolaşma süreciyle paralel gelişmiştir'' denildi.

 

İlköğretim müfettişleri yönetmeliğinde yapılan değişikle müfettişlerin sadece yaz döneminde açılan kuran kurslarını denetlemekle görevlendirilmesinin, diğer kuran kurslarının denetim dışı bırakılmasının eğitim sisteminin temel amaçlarının yerine getirilmesi bakımından bir görev ihmal ve kusuru olduğu öne sürülen önergede, Çelik'in bakanlığı döneminde okullaşma oranında da düşüş olduğu iddia edildi.

 

Gerekli hazırlık yapılmadan liselerin 4 yıla çıkarılmasının ortaöğretimi tıkadığını ifade edilen önergede, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in uygulamalarıyla ''görevini kötüye kullandığı'' iddia edildi

 

Kaynak:Ankara Anadolu Ajansı

 

02.10.2006

 

Soru onergesi verildikten sonra akpnin vekilleri tarafından bu onerge red edildi. Akpye ait yuzlerce vekil hakkında binlerce onerge verildi. Yolsuzluklardan görevi kötüye kullanmaya kadar.. hepsi red edildi.. Arastırılma geregi bile duyulmadı. Dışişleri bakanı Gül'le aynı davadan yargılananlar hukum giydi, sayın Gül dokunulmazlıgı sayesinde kurtuldu. Sayın unakıtanın kesinlesmiş cezaları var ama dokunulmazlıgı var... Sayın basbakanın soyledikleri ve yaptıkları icin onlarca dosya bekletiliyor, cunku akp izin vermiyor.... Akpnin adamları suc işlese bile, akp onları yargılamıyor görmezden geliyor... Akp değilmiydi, secim vaatleri arasında en önde dokunulmazlıkları kaldıracagını söyleyen..!!!

 

22 Temmuz günü bu vatana olan borcunuzu ödemek icin sandık basına gidin... 5 yıldır yapılanları aklınızın bir köşesine alın ve sandık basına gidin.. Oy'unuz sizin namusunuzdur...

 

Baslarında örtuler, bir ellerinde Kuran diger ellerinde bir torba erzakla kapınıza gelicek yakında... Sizden oy isteyecekler, oy vermesseniz dininiz elden gidiyor diyecekler..

 

Unutmayın... bir ellerinde Kuran olacak, basları örtülü, size gelip diyeceklerki bize oy vermezseniz gunahkar olursunuz....5 Yıl önce yaptıkları gibi yine yapıcaklar.. Sizin paranızı size rusvet olarak verip karsılıgında oy isteyecekler..

 

Sizi aclıkla terbiye edip, zayıflıgınızdan faydalanıp bir öğün yemek karsılıgında oyunuzu isteyecekler... Oy'unuz namusunuzdur... Namusunuzu satmayın..!!!!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.