Φ muki Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Milli Kutuphane, 15 Nisan 1946 tarihinde kuruldu. Acilis tarihinde icinde iki kitap bulunan bu kutuphanemizde bugun 620 bin kitap vardir. Kutuphanelerimizdeki kitap sayisi yaklasik 6 milyon kadardir. Bilgi caginda yasiyoruz ve kitaplar bilime giden yoldur. Cagimizin buluslarini kitap, dergi gazete gibi yayin organlarindan izleriz. Okudugumuz her kitap, dergi, gazete bilgimizi artirir. Bunlar bizleri dunyadaki gelismelerden, degismelerden haberdar eder. Kitaplarin ne kadar pahali oldugundan soz ederek kitap alip okumuyoruz. Kutuphaneye gidip, burada bulunan kitaplardan yararlanmak de aklimizdan gecmiyor. Alma gucumuz varsa, bu kitabi okuduktan sonra goturup bir kutuphaneye hediye edeyim fikrine de uzagiz. Internette aradigimiz bircok bilgiye ulasabiliyoruz elbette, lakin; bir kitap okumanin zevkini kitap okuyan bilebilir ancak. Eeee, n'olcak bizim bu halimiz! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Ne olacagi varmi sayin muki,Kitaplar raflarda kalip tozlanacak,kitapcilar yeterince satamiyacak,yazarlar para kazanamayacak,internete herkes giremiyecek,sarkici ve buz paten oyunlari seyredilecek,hergün yeni bir dizinin müjdesi verilecek,Esra Ceyhan'lar,Inci Ertugrullar,Seda Sayanlar reyting yapacak,M.Ali Birand haber verirken pandomim yapacak ve bizde burada birbirimizi yemeye calisacagiz.Olacagi budur.YOKSA?? SAYGILARLA Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Kütüphaneciliğin 5 Yasası (S.R.Ranganathan'ın İlkeleri) 1. Kitaplar okunmak içindir.. 2. Her okuyucunun bir kitabı vardır.. 3. Her kitabın bir okuyucusu vardır.. 4. Okuyucunun zamanını boşa harcamamak gerekir.. 5. Kütüphane gelişen bir organizmadır.. Kütüphanelerin Tarihçesi : Dünya'da İlk Kütüphaneler Nivie'de İ.Ö. 626 tarihinde kurulan Asur Bani Pal kitaplığı ilk kütüphane sayılır.Daha sonra Ozymandias Teb'te dinsel yazılar için ayrı bir kitaplık daha kurulmuştur:bu kitaplığın 20.000'den çok papirus tomarı bulunduğu sanılmaktadır. Eski Yunan'da ilk kitaplık İ.Ö. 540 yılında Pisistratus'un Atina'da kurduğu kitaplıktır.Daha sonraları tapınaklara bitişik pek çok kitaplık kuruldu en önemlileri İskenderiye'de Musaion Anadolu'da Efes ve Bergama kitaplıklarıdır. İlk büyük Hıristiyan kitaplıkları Kayseri, Urfa, ve İstanbul'da kuruldular.İ.S. 150 yıllarında parşömenin kullanılmaya başlamasından sonra da papirüs tomarları yerlerini Codex'lere bırakmaya başladılar ; yani bugün bildiğimiz kitabın temel görünümü ortaya çıktı. Ortaçağda kitaplar genellikle manastırlarda ve piskoposluklarda toplanayorlardı.İlk manastır kitaplığı İ.S. 540'da, Romalı komutan Cassiodorus'un Vivarium'daki çiftliğinde kurulmuştur.Benediktin tarikatının kurucusu Benediktus von Nursia, keşişlerin yaşama kuralları arasında kitap çoğaltma görevini de koymuştu.Monte Cassino, Cluny, St. Gallen manastır kitaplıklarının en tanınmışlarıdır. Ortaçağ boyunca batıda, kitaplıkların ellerinde bulunan kitapların sayısı çok seyerek olarak 1000'i aşmıştır.Onüçüncü yüzyılda Roma Papalık Kitaplığı'nın yalnızca 500 kadar kitabı vardı.Kitaplar büyük salonlarda rahleler üzerine konuyor ve rahleye zincirlerle bağlanıyorlardı.Bu zincirli kitaplıkların tanınmış örneklerinden Cesena, Hereford, Goldberg ve Zuthpen bugün müze olarak kullanılmaktadır. Üniversitelerin kuruluşundan sonra üniversite kitaplıkları ortaya çıktılar.1243'de Salamanca, 1257'de Paris üniversite kitaplıkları kuruludu.Bunları Oxford, Prag, Viyana, Heidelberg üniversite kitaplıkları izlediler. Hümanizma ve Rönesans hareketi kitaplıklara canlılık getirmiş, 1441'de Floransa'da Cosimo Di Medici "Laurenziana", Venedikte Marciana, Roma'da Vaticana kitaplıkları humanizmanın yarattığı kitaplıklar olarak ortaya çıkmışlardır. Reformasyondan sonra manastır kitaplıkları kalkmış, yerlerini ilk şehir kitaplıkları almışlardır.Sonradan bu kitaplıklardan eyaletlerin "Devlet Kitaplıkları" ve "Ulusal Kitaplıklar" doğmuşlardır. Zincirli ve rahleli kitaplığın yerini 16. yüzyılda cağın barok beğenisine uygun, çok süslü "salon kitaplığı" denilen kitaplık biçimi almıştır. Yeni zamanların günlük çalışmalar ve araştırmalar için "kullanılan kitaplık" yaratma düşüncesi ilk ürününü 1735'de Göttingen Üniversite Kitaplığı ile verdi.Dünyanın ilk modern üniversitesi diye bilinen Göttingen Üniversitesi'nin kitaplığı değil, modern bir anlayışla kurulan ve bu çok başarılı kitaplığın Göttingen Üniversitesi'ni yarattığı savunulmaktadır.. Kütüphanelerin Tarihçesi : Osmanlı'da Kütüphaneler İstanbul'un fethi ile beraber önce medrese ve tekkelerde ve camilerde kitap dolapları sonra başlı başına kitaplıklar kurulmuştur.Fatih Sultan Mehmet'in Eyüp ve Fatih Camilerinin kitaplıklarına ikişer bin kadar kitap vakfettiği bilinmektedir.Fatih'in "Saray-ı Humayun" da kurduğu kitaplık, kendisinden sonraki padişahlar tarafından da zenginleştirilerek, Topkapı Sarayı Kütüphanesi adıyla tanıdığımız kitaplık halinde günümüze kadar kalmıştır. İstanbul'da ayrı bir kitaplık yapısına sahip kitaplıkların ilki Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın kurduğu kitaplıktır. III.Ahmet (1705-1730) ve II.Abdülhamit (1876-1909) dönemleri, kitaplık çalışmaları bakımından özellikle zengindirler.II.Abdülhamit döneminde İstanbul kitaplıklarının basılı katalogları hazırlanmış, Mizancı Murad Bey bu dönemde yayınlanan kitapları bildiren "Devr-i Hamidi Asarı" adlı bibliyografik eserini hazırlamıştır.. Benim tanıdığım tek kütüphaneci,sevgili Gloria..Arkadaşım;Kütüphanecilik haftanı kutlarım,umarım daha iyi yerlere gelirsin.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Benim tanıdığım tek kütüphaneci,sevgili Gloria..Arkadaşım;Kütüphanecilik haftanı kutlarım,umarım daha iyi yerlere gelirsin.. öncelikle teşekkür ederim arkadaşım paylaştıklarını çok beğendim, ellerine sağlık... Mukiciğim bu başlığı açtığın için ayrıca sana da teşekkür ediyorum Sevgili arkadaşlar, biz önümüzdeki pazartesi itibariyle kütüphaneciler, ilgili dernekler ve akademik kadrolarla yine bir çok sorunu ortaya döküp, ameliyat etmeye çalışacağız "Okumamak" Türkiye'nin en büyük sorunlarından birisidir bence ve inanın bunun parayla, pulla alakası yok, isteyen insan hiç düşünmeden kitaba verir parasını... Bu tamamen bunun "ihtiyaç" olduğunu hissetmekle ilgilidir. Birşeyin ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsak, acımadan harcarız paramızı... Ben derim ki her zaman, bir insanın salonundaki eşyalar onun neye önem verdiğinin göstergesidir. Lütfen yaşadığınız ortamlara şimdi bir göz atın, eğer iyi okuyucularsanız, farkedeceksiniz ki kitap raflarınız da salonunuzdadır... DEĞİL Mİ? ve eğer kitap raflarınız salonunuzdaysa, çocuklarınız da iyi birer kitap okuyucularıdır. Onlar küçük, ne görürlerse onu yaparlar, o evde kitap lüzumsuzsa , okunmuyorsa ya da lüks olarak görülüyorsa (pahalı diyenler için söylüyorum) çocukların da kitap okumasını beklemek anlamsızdır. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR, kimse 40 yaşından sonra birdenbire kitap okuyucusu olamaz, bu çok imkanı olan birşey değildir. Kitapların fiyatlarına gelince, ben açıkçası kitapların pahalı olduğunu düşünmüyorum, yayınlanan kitabın yayınlanma aşamasına kadar emeği geçen insanların hiçbirini saymıyorum ki onları düşününce bile kitaplar pahalı degildir, asıl kitabın yazarı olan kişinin vermiş olduğu emek benim kitapları pahalı bulmamanın en büyük sebebidir. Bir kitap, bir günde ya da bir haftada yazılmıyor biliyorsunuz ki sevgili arkadaşlar, o kadar basit olsaydı herkes yazardı, herkes yazar olurdu, aylarını, yıllarını kitabı yazmak için geçiren ve bunun geliriyle hayatını geçindiren insanlardır yazarlar.... Ki daha da önemlisi bir kitabın fiyatı 15 ytl ise kazandığı ancak ve ancak onun % 10'udur, gerisi yayınevine ve emeği geçenlere gider... Tabii bi taraftan şunu da düşünmek lazım biliyorum, insanların çoğunun geçim sıkıntısı var, bu sıkıntının içinde kitaba o parayı vermek onun için sorun olacaktır ama yine söylüyorum okumak isteyen ödünç alır, kütüphaneleri kullanır vs.vs.vs. ben bunu düşünürüm ve bunu söylerim... Arkadaşlar bu arada aklıma gelmişken, ben 9 yıldır bir ilköğretim kütüphanesinde çalışıyorum ve özellikle çocuk psikolojisi ve okuma üzerine sayısını benim bile bilmediğim bir çok eğitime katıldım, bu alanda yayınlanmış kaynakların çoğunu inceledim, iş tecrübemi de buna dahil edersem, artık bu yaşlardaki çocukların neleri sevdiğini, neleri okuması gerektiğini az buçuk biliyorum ve bütün bu bildiklerimi sizlerle paylaşmaktan mutlu olurum. İstediğiniz zaman size yardımcı olurum... Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Türkiye'nin en iyi kütüphaneleri Yapılan araştırmalar ve kazılardan anladığımız kadarıyla kütüphanelerin geçmişi M Ö 2400'e kadar uzanıyor. Kütüphaneler, başka yerde bir arada bulunması son derece zor olan on binlerce kitap, belge, yazma, harita, süreli yayın, koleksiyonlar vs. ile araştırmacıların, öğrencilerin, meraklıların mabetleri olmayı sürdürüyorlar. İnternete ve başka teknolojik gelişmelere rağmen, barındırdıkları zenginliklerle uzun süre vazgeçilmezler arasında yer alacaklar. Kütüphaneleri en iyi bilenlere sorduk, onların tercihleri Türkiye'nin en iyi kütüphanelerini ortaya çıkardı. Atatürk Kitaplığı - İSTANBUL İSAM - İSTANBUL Milli Kütüphane - ANKARA Beyazıd Devlet - İSTANBUL Sermet Çifter - İSTANBUL Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi - ANKARA Alman Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi - İSTANBUL Milli Kütüphane - İZMİR İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi - İSTANBUL Atatürk İl Kütüphanesi - İZMİR Süleymaniye Kütüphanesi - İSTANBUL Atatürk Kitaplığı Boğaz manzaralı kütüphane 1924'ten beri hizmet veriyor. 150 yıllık gazete ve dergi koleksiyonu var. 350 bine yakın kitap bulunan kütüphanenin cilt ve onarım atölyesi bulunuyor. Ayrıca çeşitli yazma, atlas-harita, takvim, kartpostal gibi özel koleksiyonları mevcut. 10 bine yakın harita ve karpostal koleksiyonu internetten de incelenebiliyor. Osmanlıca, Arapça, Fransızca, Rumca ve İngilizce birçok dilde esere ulaşmak mümkün. Görme engelliler için özel kabinlerde gönüllüler istedikleri kitapları okuyup CD'ye kaydediyor. Nadir eserler CD olarak sunuluyor. Tel: (0212) 249 09 45. İSAM (TDV İslám Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi) Osmanlı sicilleri burada 1984'te kuruldu. İslám kültürü'nün yanısıra Türk kültürü, tarihi, edebiyatı ve sosyal bilimlerin birçok alanında kaynakları var. Ziyad Ebüzziya, Orhan Şaik Gökyay, Hilmi Oflaz, Albert Hourani, Jacques Waardenburg, Kemal Beydilli, Kasım Küfrevi, Nuhoğlu Ailesi, Kathleen R. F. Burril ve İ1lber Ortaylı'ya ait özel koleksiyonları bünyesine kattı. 182 bin cilt kitap, 2 bin 720 çeşit dergi, 17 bin doküman, 19 bin 144 mikrofilm, 411 mikrofiş ve mikrofilm, 640 CD mevcut. Osmanlı Kadı Sicilleri, Şer'iyye Sicilleri Arşivleri burada. Tel: (0216) 474 08 50 Milli Kütüphane Ceylan derisine yazılı İncil 1946'da kuruldu. 2 milyon 608 bin 359 eser kayıtlı: 1 milyon 115 bin 840'ı kitap, 55 bin 836'sı eski harfli Türkçe kitap, 26 bin 282'si el yazması kitap, 1 milyon 211 bin 357'si gazete ve dergi. Ünlü ressamların orijinal tabloları, taş plaklar, fotoğraf, pul, para, afiş ve mikrofilm gibi görsel-işitsel materyaller de var. İstanbul'un fethinde ele geçirilen ceylan derisi üzerine yazılı İnciller ve tezhipli Kur'an-ı Kerim'ler en değerli eserleri. Dört okuma salonu ve görme özürlülere yönelik "Konuşan Kitaplık" mevcut. Konferans salonları, sergi salonları, geniş bir otopark ve kafeteryaya da sahip. İnternette e-kütüphane hizmeti veriliyor. Uluslararası Kütüphane Dernekleri ve Kuruluşları Federasyonu üyesi. Tel: (0312) 212 62 00 Beyazıd Devlet 3 bin sesli kitap Türkiye'nin ilk devlet kütüphanesi. 1884'te kuruldu. Türkiye' de yayınlanan tüm kitaplar, özel el yazmaları, Cumhuriyet öncesine ait eski matbular, Osmanlı Dönemi'nden günümüze kadar yayınlanmış bazı dergiler, bütün gazeteler, harita, afiş, pul ve kartpostal arşivlerine sahip. Yaklaşık 500 bin kitabından 50 bini Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce gibi yabancı dillerde. 7 ayrı okuma salonundan oluşuyor. 1992'den beri görme engelliler için özel bir çalışma yapılan kütüphanede, 3 bin sesli okunmuş kitap ve kabartma yapılarak yazılmış kitap bulunuyor. Araştırmalar için genelde öğretim üyeleri tercih ediyor. Özellikle yakın tarihle ilgili tüm kaynakların bulunduğu kütüphanede isteyen herkese eserlerin fotokopi ve CD kopyaları veriliyor. Tel: (0212) 522 24 88 Sermet Çifter Üyelik sistemi var Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık bünyesinde 1978'de açıldı. 1992'de yeniden düzenlendi. Edebiyat, sanat ve tarih alanlarında önemli bir koleksiyona sahip. Türk tarihi, kültürü, Türk ve dünya edebiyatıyla İstanbul konularında uzman. 80 bin cilde ulaşan kitap koleksiyonu var. Araştırmacıların kullanımına açık, bin 117 ciltte toplanmış bin 578 adet yazma eser mevcut. Yazma eser ve nadir kitaplardan yararlanmak isteyenlere dijital hizmet sunuluyor. Çeşitli koleksiyonlardan derlenmiş binin üzerinde nadir kitap var. Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi bir uzmanlık kütüphanesi. Bu nedenle, üyelik koşulu aranıyor. Üye olmayanlar 1-2 gün gibi kısa sürelerle kütüphaneden yararlanabiliyor. Tel: (0212) 252 47 00 Alman Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi Her yıl bin kitap daha 1929'da kurulan Alman Arkeoloji Enstitüsü, 1989'dan beri eski Alman Konsolosluğu binasında faaliyet gösteriyor. Enstitüsü kütüphanesinde yaklaşık 53 bin cilt kitap, 270 periyodik yayın var. Yılda 800-1000 arasında kitabı koleksiyonuna katıyor. Neolitikten Bizans ve Osmanlı dönemlerine kadar arkeoloji alanında zengin kaynakları var. Küçük Asya ve Trakya'da kurulmuş ülkeler konusunda kaynaklara ulaşılabilir. Ayrıca mimarlık tarihi, sanat tarihi, seyahatnameler, Osmanlıca kitaplar, İstanbul ile ilgili yayınlar, dergilere de sahip. Herkese açık kütüphanenin harita ve zengin fotoğraf arşivinden yararlanmak mümkün. Kütüphanede ayrıca kış boyunca ayda en az 2 konferans düzenleniyor, sergiler açılıyor. Açmak isteyenlere sergi salonu veriliyor. Tel:(0212) 252 34 90 Milli Kütüphane Katip Çelebi'nin Cihannüma'sı burada İttihat ve Terraki döneminde (1912) Osmanlı mimari tarzında yapılan binası, 29 Ekim 1933'te Cumhuriyet'in 10. yılında açıldı. Milli Kütüphane Vakfı ve Milli Kütüphane Derneği'ne ait. Dünyada periyodik olarak yayınlanan gazete ve dergiler kurulduğu günden itibaren kütüphaneye geliyor. Araştırma yapmak isteyenler ve meraklılar için önemli bir arşiv. Aralarında çok nadide el yazması Kur'an-ı Kerimler'in bulunduğu 600 bin kitaba sahip. Kütüphanede beş bin el yazması eser var. İçinde 14 harita olan Katip Çelebi'nin dünya coğrafyası ve astronomisi hakkında yazılmış Cihannüma'sı da bunlar arasında. Bu eser ilk matbaacımız İbrahim Mütefferika baskısı. Antik Yunan filozofu Aristotales' in 1531 yılı Gutenberg basımlı ilk matbaa ürünü kitabı da bu kütüphanede. Ayrıca, 74 el yazması Kur'an-ı Kerim de koleksiyon arasında.Tel: (0232) 484 82 54 Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi Yıllık bütçesi 3 milyon dolar 1986'da kuruldu. Üniversite dışından gelenlere de açık. 400 binden fazla kitap, 2 bin 700 basılı dergi, 30 bin elektronik dergi ve 100'den fazla veri tabanına sahip. Yıllık bütçesi 3 milyon dolar. CD ve kasetlerden oluşan müzik koleksiyonunun yanı sıra 17 kabin var. Bu kabinlerde müzik dinleyerek ders çalışmak, kitap okumak mümkün. Körler için kabartma piyano notaları mevcut. Türk plastik sanatlar arşivine sahip, sanat galerisinde yerli ve yabancı ressam ve heykeltıraşları n eserleri sergileniyor. Kaynaklar ABD Kongre Kütüphanesi (LC) Sınıflama Sistemi'ne göre düzenlenmiş. Koleksiyon, BLISS (Bilkent Library Information Services System) adı verilen katalog ile bilgisayar ortamına aktarılmış. Tel: (0312) 290 12 82 İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi En yeni kütüphane Suna ve İnan Kıraç Vakfı bünyesinde kurulu. Halka ve bilimsel araştırmacılara açık. Bizans döneminden itibaren İstanbul, Osmanlı ve Atatürk ile ilgili geniş bir koleksiyona sahip. El yazmaları, belgeler ve 30 farklı dilde yaklaşık 40 bin kitap var. İstanbul araştırmaları için bilim adamları ve uzmanların ilgileneceği özel bir koleksiyonu mevcut. İki katlı kütüphanenin ilk katı sergi salonu. Harita ve arşiv bölümü var. Yazma eserler ve birçok kitap dijital ortamda. İnternet sitesinden bu kaynaklara ulaşmak ve yararlanmak mümkün. El yazmaları dışındaki kaynakların fotokopileri verilebiliyor. Tel: (0212) 245 89 45 Atatürk İl Halk Kütüphanesi Yeni kitapları bulmak mümkün 1775'te Ahmet adlı bir kitapsever tarafından vakıf olarak tahsis edildi. Vakıf kütüphaneleri Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilince Hisar-ı Şerif Kütüphanesi, Pazar Yeri, Hatun İye, Şadırvan, Baş Durak, Tuzcuzade, İt Pazarı kitaplıklarıyla birleştirilerek Hisar Umumi Kütüphanesi oldu. Salepçioğlu Vakıf Kütüphanesi de 1948'de bakanlığa devredilince iki kütüphane birleştirilerek Hisar Salepçioğlu Kütüphanesi adını aldı. 1952'de şimdiki yerine taşındı, Atatürk Kütüphanesi oldu. 38 bin kitap var ve sık sık güncelleniyor. Körler için sesli kitap ve Braille alfabesiyle yazılı kitaplar açısından zengin. İzmir'le ilgili "yerel bellek"i var. Tel: (0232) 483 38 46 Süleymaniye Kütüphanesi Duyma engellilere sinevizyon 1918'de Süleymaniye Külliyesi'nde kuruldu. Yazma ve eski harfli basma eser koleksiyonları nın yer aldığı araştırma ve uzmanlık kütüphanesi. Padişahların, bilim ve din adamlarının koleksiyonları , Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelen koleksiyonla 80 bin cildi el yazması kitap olan kaynağa sahip. Eserlerin yarıdan fazlasının dijital arşivi tamamlandı. Tümünün künye bilgileri veri tabanında. Duyma engelliler için sinevizyon gösterileri yapılıyor. Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait eserlerle birlikte tıp, botanik, kimya eserlerine sahip. Osmanlıca, Farsça ve Arapça kaynakların yanında Boşnakça, Çağatayca ve Rumca olanlar da var. Tel: (0212) 520 64 60 6162 __._,_.___ Gloria canım, bu yazı alıntı ama sen ne düşünüyorsun bu liste hakkında işin içinde birisi olarak??? sevgiler Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Ne olacagi varmi sayin muki,Kitaplar raflarda kalip tozlanacak,kitapcilar yeterince satamiyacak,yazarlar para kazanamayacak,internete herkes giremiyecek,sarkici ve buz paten oyunlari seyredilecek,hergün yeni bir dizinin müjdesi verilecek,Esra Ceyhan'lar,Inci Ertugrullar,Seda Sayanlar reyting yapacak,M.Ali Birand haber verirken pandomim yapacak ve bizde burada birbirimizi yemeye calisacagiz.Olacagi budur.YOKSA??SAYGILARLA sevgili politika, yazdıklarına katılmamak mümkün mü?Allahtan yukarda saydığın dertlerden muzdarip değilim Lütfen yaşadığınız ortamlara şimdi bir göz atın, eğer iyi okuyucularsanız, farkedeceksiniz ki kitap raflarınız da salonunuzdadır... DEĞİL Mİ? ve eğer kitap raflarınız salonunuzdaysa, çocuklarınız da iyi birer kitap okuyucularıdır. Onlar küçük, ne görürlerse onu yaparlar, o evde kitap lüzumsuzsa , okunmuyorsa ya da lüks olarak görülüyorsa (pahalı diyenler için söylüyorum) çocukların da kitap okumasını beklemek anlamsızdır. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR, kimse 40 yaşından sonra birdenbire kitap okuyucusu olamaz, bu çok imkanı olan birşey değildir. gloriam, biliyorsun 3 çocuğum var...kitap kurdu iki kızım ve istediğim gibi kitap okumayan bir oğlum var... kızlar alışveriş merkezlerinde oyuncakçı vs yerine doğru kitapçıya dalarlardı ve aldıklarımızın yanı sıra alamadıklarımıza da orada da oturarak göz atarlardı.. şimdi bu üç çocuğu da ben yetiştirdim birisi neden farklı acaba cidden çok merak ediyorum.. sadece eğitim tek başına yeterli değil sanki biraz da içten mi gelmeli? yoksa çocukların kendilerine seçtikleri model mi bu farka neden oluyor?ben çok okuyan birisiyim, herkes üst baş alır ben kitap kızlar hık demiş misali aynı ben.....öte yandan bakıyorum eşim sadece gazete okuyan birisi ve oğlum sanırım babayı örnek aldı kendisine ,hık demiş sözcüğü burada da geçerli sevgiler Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Kitap Fiyatlarının gerçekten "çok pahalı" sınıflamasına girdiği ülkemizde. Kütüphanalerin önemi oldukça fazladır. Okuma zevki ve kültürü küçük yaşlarda kazanıldığında ömür boyu terkedilmeyecek bir şeydir. Sevgili İlyada gibi ebeveynlere sahip olan çocuklar bu konuda şanslıdırlar gerçekten. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Kitap Fiyatlarının gerçekten "çok pahalı" sınıflamasına girdiği ülkemizde. Kütüphanalerin önemi oldukça fazladır. Okuma zevki ve kültürü küçük yaşlarda kazanıldığında ömür boyu terkedilmeyecek bir şeydir. Sevgili İlyada gibi ebeveynlere sahip olan çocuklar bu konuda şanslıdırlar gerçekten. Sevgili CYRANO, Güzel sözlerin için teşekkürler ama cidden şimdi ki çocuklar çok şanslı neden derseniz, anlatayım... Bizim çocukluğumuzda doğru dürüst bizim diyebileceğimiz çok kitabımız olmadı , ya kütüphaneden alırdık ya da elimiz de olan bir iki kitabı değiş tokuş yapardık... Dayım ve yengem öğretmendi ve ben yaz tatillerimi hep yanlarında geçirirdim.. Evlerinde buzlu camdan kapakları olan iki kanatlı bir dolap vardı, o dolabı açtığım an bir başka dünyada bulurdum kendimi...Ve inanır mısınız dört parmak kalınlığında bir kitabı alıp, kanepeye yüz üstü uzanıp sabah erken, akşam vakti gözlerimin içi kan çanağı gibi kalkardım başından... Mümkün olsa da hepsini bitirsem memlekete dönmeden diye, içim içimi yerdi... Şimdi ise okusunlar diye neler yapıyoruz, ve hep yeter ki okuyunla bitiyor tüm feryatlarımız.. Sevgiler Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Ancak sizin kuşak bir yönden daha şanslıydı. Televizyon, internet ile kuşatılmadıkları için okumaya çok daha meyilliydiler. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Ancak sizin kuşak bir yönden daha şanslıydı. Televizyon, internet ile kuşatılmadıkları için okumaya çok daha meyilliydiler. Parmak basıyorum bu cümlenin altına... Ama televizyonla aynı oda da baba haberleri dinlerken, dizlerinde okul çantasının üzerinde ders yapmaya çalışan bir kuşaktık da aynı zaman da... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Elbette, okumak biraz da insanin icinde olacak. Annecigim 74 yasinda vefat etti ve vefat etmeden az zaman oncesine kadar kitap okumayi surdurdu. Annemin ikinci el bir kitapcisi vardi ve dukkanin sahibi bu yasta bir insanin okumasina hayran kaldigi icin annecigime sectigi kitaplarin bazilarini parasiz verirdi sag olsun. Anneannecigimin zamaninda okullarda arapca yazi ogretildiginden turkce yazamazdi fakat okurdu, bu yuzden o da eline gecen kitap, dergi ne varsa yavas da olsa okurdu. Onlarin okumasi bana buyuk bir zevk verirdi ve gurur duyardim. Simdilerde oglumla gurur duyuyorum. Ve bir arkadasimin cocuguna hediye goturelecegi zaman oyuncak yerine yasina gore bir kitap aliyorum. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Benim de genellikle hediye olarak en çok seçtiğim metaryal kitaptır.. Öylesi bir güzellik geldi ki başıma, kızıma en son aldığım kitapta... Bir alışveriş merkezinde kitaplara bakarken William Shakespeare'in sonelerini gördüm, o ana kadar çok kitap bakmıştım ama içimden bir ses bu kitabı al diyor sürekli... Eve geldim kızım okuldan geldi ve kitabı verdim...Paket açılınca bir çığlık koptu, boynuma atladı kızım nasıl öpüyor... Meğer o gün edebiyat dersinde bu kitaptan soneler okumuşlar ve kızım keşke benim de olsa bu kitaptan demiş tüm ders boyunca Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 'Tiyatromuzun başına örülen çorabın farkında mısınız?' AKM'nin yıkılmaması için tüm sanatçılar ve sanatseverler yarın saat 11.30'da Taksim'de buluşuyor. Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılmasını protesto etmek üzere yarın saat 11.30'da Taksim AKM önünde birçok sivil toplum örgütü, sanatçı ve sanatseverin katılacağı bir eylem yapılacak. TOBAV, Kültür Sanat-Sen, Nâzım Hikmet Kültür Vakfı, TOMEB, DETİS, OYÇED, İŞTİSAN, ÇOGED, TEB, Gençlik Tiyatroları Oluşumu, Opera Kulüp Derneği, UPSD, Adana Tiyatro Derneği ve Piramid Sanat Merkezi de eyleme destek veren meslek kuruluşları arasında yer alıyor. TOMEB İstanbul temsilcisi Orhan Kurtuldu 'nun konuşmasıyla başlayacak olan eylem, opera sanatçılarının söylediği aryalar, opera ve bale sanatçılarının sunacağı dans ve müzik gösterisi, Kültür Sanat Sendikası, TOBAV, DETİS, TOMEB meslek örgütlerinin bildirileri ve Ferhan Şensoy 'un yazıp Orhan Aydın 'ın okuyacağı Dünya Tiyatro Günü karşı bildirisi ile devam edecek. 'Tiyatromuzun başına örülen çorabın farkında mısınız?' sloganının kullanıldığı bildiride, sanat kurumlarının çökertilmesi için birçok kumpaslar yapıldığına dikkat çekilerek şöyle deniliyor: "Amaç açıktır, ya siyasi iktidarın yani emperyalizmin dümen suyunda tiyatro yapılacak ya da gereği yapılacak. Yağma yok! Tiyatro başı dik ve onurlu yoluna devam edecektir. Tiyatroda neyin nasıl yapılacağına tiyatrocular karar verir. Bugün 27 Mart 2007 Dünya Tiyatro günü. Dünya ve ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunların farkındayız. Bizler, perdelerimizi her zamankinden daha çok bağımsızlık için, eşitlik için, özgürlük için açacağız. Seslerimiz uçuşup gitse de, sözcüklerimiz bilenip kalacak yeryüzünde. Sahnelerimiz barışın ve kardeşliğin bahçesi olacak. Ülkemizde, tiyatroya savaş açmış bir anlayış iktidardadır. Savaş karşılıklıdır. Türkiye tiyatrocuları direnecektir. Yalnız olmadığımızı biliyoruz. İzleyiciler, halkaları birleştirip tesbih etme telaşını fark ettiğinde direnişe katılacaktır." Kaynak: Cumhuriyet - 25/03/07 S.15 Kultür servisi... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.