Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Ayetteki, dağların sürüklenmesi ifadesini,kıtaların sürüklenmesi olarak öne sürmek tamamen kuran dışı uyduruk bir yorumdur.Bunu iddia eden insanlar kuranın kıta kavramını nasıl tarif ettğine bile bakmadan sırf bilime uyarlama maksadı ile yapmaktadırlar.

 

Kata,a arapça bir kavramdır. Türkçede kullanılan kıta kelimeside burdan gelmektedir.

 

Kata,a bölüm parça,türevlendirildiği zaman,kesmek,bölmek,parçalamak anlamlarında kullanılır

 

Rad 4. Ve fil erdı kıtaun mütecaviratüv ve cennatüm min a'nabiv ve zer'uv ve nehıylün sınvanüv ve ğayru sınvaniy yüska bi maiv vahıdiv ve nüfaddılü ba'daha ala ba'dın fil ükül inne fı zalike le ayatil li kavmiy ya'kılun

 

Rad 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar/parçalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır

 

İşte kuranın tarif ettiği kıta,parça anlayışı bu.Muhammed üzüm bağlarını ve hurma bahçeliklerini kıta olarak tarif ediyor.Yani ekilebilen en büyük toprak parçası.

 

Diğer bir dikkat edilmesi gereken nokta ise,a yette çoğul bir ifadenin kullanılması.Yeryüzüneki bütün kıtalar deniliyor.Antartika kıtasında üzüm bağları ve hurmalıklar olduğu iddia edebilecek biri varsa buyursun dinleyelim

 

Arada kaybolmuş,güncelleyelim

  • Cevaplar 78
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
HUD-SURESİ.

 

7)O'dur, gökleri ve yeri altı evrede yaratan; Ve [hayatı yarattığı sürece] O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi. [Allah size böylece O'na olan bağımlılığınızı hatırlatıyor] ki sizi sınayıp hanginizin eylem ve davranışca iyi olduğunu ortaya koysun. Şöyle ki: eğer (sen, ey Peygamber,) [insanlara:] "Unutmayın ki, ölümden sonra diriltileceksiniz!" desen, hakkı inkara şartlanmış olanlar hemen,"Açıkçası, bu büyüleyici bir vehimden başka bir şey değil!" diye karşılık verirler.

 

AÇIKLAMA.

Eyyâm (lafzen, "günler") sözcüğünü "evre/safha" ve ‘arş (taht) sözcüğünü de "kudret tahtı" olarak aktarmamız hakkında. "O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi" ifadesiyle yapılan atıf, Allah'ın iradesine bağlı olarak hayatın bütünüyle suda başlayıp evrimleştiğini işaret eder gibi gözüküyor ki, bu husus Kur'an tarafından açıkça ortaya konduğu gibi (bkz. 21:30 ve ilgili 39. not) yakın zamanlarda biyoloji alanında yapılan araştırmalarla da doğrulanmıştır. Yine de kesin gözüyle bakılamayacak olan bu yorumun, önceki ayette geçen "yaşayan hiçbir canlı" ifadesiyle de desteklendiği söylenebilir. "Hayatı yarattığı sürece" ifadesiyle yaptığımız parantez içi ilave Reşid Rıza'nın bu ayet hakkındaki uzun yorumunda ileri sürdüğü görüşle bağdaşım içindedir

 

Senin Kuran tefsircisi, evrimi kabul etsem mi etmesem mi diye epey ter dökmüş... Neyse O'nun sorunu...

 

Senin tefsirci "rasyonelleştirme işinde yine bana pas göndermiş, kaleyi de boş bırakmış.

 

"Onun kudret tahtı suyun üstündeydi" ifadesindeki "taht" ı kudret olarak yorumluyor ve kudreti suyun üstündeydi, suya hükmetti ve canlıları sudan evrimleştirdi diyor.

 

Biz de şu soruyu soruyoruz, "o yorumu baz alarak":

 

Peki suyun olmadığı yerler, Allah'ın kudret tahtının dışında mı? Cansız varlıklar kudret tahtının dışında mı?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Nasıl ne alakası var? Gözyanılsamasını git test et. Sonra muhammedin söylediği aynı şeyi sen de söylersin.

Sedat söyledi diye bişey kabul etmedim ben.

 

Sedat söyledi diye kabul etmedin sayın arkadaşım sedat'ın söylediğinin doğruluğunu kabul ettin. üstelik sedat doğruyu söylesede sırf sedat söyledi diye kabul etmeyecek misin?

 

ayrıca bende arabamla hergün yollardayım hergün gözlemliyorum o bahsettiğin gözyanılmasını. gözlemlemediğimi nereden çıkartıyorsun.

 

Bilim adamları öyle bir tez sürdü ileri. Bunu belirli yıllarda yapılan ölçümlerle kanıtladılar. Yerin içinin de mağma olduğunu düşünürsek bu, bilimsel bir gerçek.

 

Benim söylemek istediğim, Muhammed'in bahsettiği şey, bilimin bahsettiği şey değil.

 

bilim adamları birgün üstün zekayı yani Yaratıcı'yı kabul etmek zorunda kalırlarsa ve bunu kanıtlarlarsa o zamanda ben Muhammedin söylediği Allah'ı kasdetmiyordum mu diyeceksiniz? Hz. Muhammed söylemiyor onu Kuran söylüyor yani İlahi Sistem'in mesajıdır o Hz.Muhammed'in yazdığı kitap değil... Ama siz zaten vahyi kabul etmiyorsunuz vahye dayalı gerçekleri bile sadece vahiy olduğu için reddetmek gibi bişey bu...

 

"Rasronelleştirmeci" kategorisindeki müslümanlar, "önce yer yedi kat der, atmosfere bak der, bunu kuran 1400 yıl önce söylemiş der, sonra yıldızlar en yakın gök olan troposferde mi deyince çark ederler, evrenin sonunu gördün mü ki" derler.

 

Kuran "kalp ile anlayın dedi" diye, kalbi anlama organı olarak gösterebilmek için kelimelere 99 takla attırırarlar.

 

Allah insanı bir meniden yaratmış derler, yumurta nerdeymiş deyince cevap vermezler.

 

Cennet gölge varsa, güneş de olmalı, yani "sıcak", yani cennet ehlinin arzulamadığı şeyler de mi var sorusundan itina ile kaçarlar.

 

Tasarıma inanırlar, "tasarım mantığının gerekçesini kullanarak" tasarımcının tasarımcısı kim sorusunu sorarsanız cevap vermezler.

 

Allahın mekanı yok derler, o zaman "Allah'ın ruhu nasıl su yüzünde oluyor" gibi sorulardan itina ile kaçarlar.

 

Saygılar.

 

Rasyonelleştirmek değildir o bilakis Kuran kendisi kendisinin şahididir. Yani mesajın evrenselliğinin... insanlık geliştikçe mesaj daha derin anlaşılacak. Aksine Kuran'ı ve vahyi reddedenlerin her ne şartla olursa olsun inkarı seçmelerinden kaynaklı görmezden gelmektir.

 

Kalb sadece kan pompalar başkaca görevi yoktur diyorsanız üzüntü yaşayan ve heyecanlanan insanların kalp ritimlerinin neden bozulduğunu açıklarmısınız? Duygusal bir insanım ben uzun zaman görmediğim birini gördüğümde bile kalbim hızlanır mutlu olduğumda o mutluluğu beynimde değil yüreğimde hissederim.

 

Meni canlının ilki değil mi? Yumurtadan mı yaratıldık yoksa meniden mi? Toprakmıdır meyve veren tohum mu?

 

Cennette güneşin olup olmadığını bilemiyorum. Aslında cennetin insanların algılaması için kolaylaştırılmış bir tarifle anlatıldığını düşünüyorum. Aslında hiç görmediği bir yeri insan gözünde canlandıramaz. Mecazi anlatımlarda felsefe aranır yani anlamlaştırmak gerekir.

 

Tasarımcının tasarımcısını sorgulamak için önce bunun olasılığını düşünmek gerekir. Aslında maddecilerin iddia ettiği gibi herşeyin bir ilk öncesi var mantığında olduğu gibi düşünürsek Allah herşeyin ilkidir diyebiliriz. Yani öncesi olmayan, ezeli ve ebedi olandır.

 

Allah'ın ruhu su yüzünde mi? daha önce hiç duymadım böyle bir tabir. Ve hiç zannetmiyorum.

 

selamlar

Gönderi tarihi:
Tarafsız.

 

doğru onlarda sürükleniyor ama? Kıtalar ve dağlar gibi bir plana bağlı olarak değil. Malumunuz kul yapısı her an yıkıla bilir.

 

sarıgöl, islam'a hizmet adına, biraz düşün de yaz, klavye kaçmıyor (kralx'i analım :))

 

Kulyapısı olanlar neye göre hareket ediyor? "Allah yapısı" dağlar da erezyonla, depremle "yıkılıyor". Ne demeli şimdi?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sedat söyledi diye kabul etmedin sayın arkadaşım sedat'ın söylediğinin doğruluğunu kabul ettin. üstelik sedat doğruyu söylesede sırf sedat söyledi diye kabul etmeyecek misin?

 

ayrıca bende arabamla hergün yollardayım hergün gözlemliyorum o bahsettiğin gözyanılmasını. gözlemlemediğimi nereden çıkartıyorsun.

 

Göz yanılsamasını test ediyorsun hergün, peki Muhammed neden bahsediyor aklına geliyor mu?

 

bilim adamları birgün üstün zekayı yani Yaratıcı'yı kabul etmek zorunda kalırlarsa ve bunu kanıtlarlarsa o zamanda ben Muhammedin söylediği Allah'ı kasdetmiyordum mu diyeceksiniz?

 

Maalesef öyle diyeceğiz. Muhammed'in tarif ettiği Allah ile Deistlerin inandığı Tanrı arasında herhangi bir bağ yok. Muhammed'in Allahı, Ortadoğu putlarınız görünmez olanı.

 

 

Hz. Muhammed söylemiyor onu Kuran söylüyor yani İlahi Sistem'in mesajıdır o Hz.Muhammed'in yazdığı kitap değil...

 

Elimeizde tek bir kanıt var: O kitapta yazılanları Muhammed sötylemiş. Muhammed de söyledikklerini "Allah'tan aldığını iddia ediyor". Tek şahit de kendisi. Hem fail, hem şahit. Bu nedenle Söylediği şeylerin İlahi Sistemden olup olmadığına, söylediği şeylere bakarak anlıyoruz. Hurafe ve çelişki çok fazla olduğu için, İlahi Sistem'den değil diyoruz.

 

Rasyonelleştirmek değildir o bilakis Kuran kendisi kendisinin şahididir. Yani mesajın evrenselliğinin... insanlık geliştikçe mesaj daha derin anlaşılacak. Aksine Kuran'ı ve vahyi reddedenlerin her ne şartla olursa olsun inkarı seçmelerinden kaynaklı görmezden gelmektir.

 

Doğru Kuran kendisinin şahididir: Varsa bir Tanrı, ondan olmadığının şahididir. Bu nedenle ben sürekli müslümanlardan şunu rica ediyorum: Kuran okuyun lütfen. Ama Müslüman kalmak, sininizi iyi ve ulvi sanmak istiyorsanız, Kuran'dan uzak durun.

 

Kalb sadece kan pompalar başkaca görevi yoktur diyorsanız üzüntü yaşayan ve heyecanlanan insanların kalp ritimlerinin neden bozulduğunu açıklarmısınız? Duygusal bir insanım ben uzun zaman görmediğim birini gördüğümde bile kalbim hızlanır mutlu olduğumda o mutluluğu beynimde değil yüreğimde hissederim.

 

Köpekten korkan bir insanıın beyni bacaklara kaç emri, kollara, savunmada kullanılabilecek bir vasıta arama emri, duyu organlarına daha dikkatli olma emri, kalbe de, bütün bu artan faaliyetlere yetecek şekilde, daha fazla kan pompalama emri verir.

 

Kalbi işlemeyen ve makineye bağlı olarak yaşayan bir insan da sevinir, ancak makine beyinden talimat alamadığından, bu tür hastalara sürekli heyacanlanmamaları, kan ihtiyacını arttıracak duyguları yoğunh yaşamamaları tavsiye edilir.

 

Meni canlının ilki değil mi? Yumurtadan mı yaratıldık yoksa meniden mi? Toprakmıdır meyve veren tohum mu?

 

Meni canlının ilklerinden "biri". Yumurta olmazsa, ne kadar sperm koyarsan koy rahime, birşey olmaz.

Meni "bitkilerdeki gibi bir tohum" değildir. Şayet öyle olsaydı, insan menisini, inek rahmine koyar ve büyütebilridik. Ama İnsan menisi tohum değil "tohum'un yarısı".

 

Cennette güneşin olup olmadığını bilemiyorum.

 

Gölge var diyor ya. Yanı gölgenin olmasını gerektyiren bir ışık kaynağı var olmalı.

 

 

Tasarımcının tasarımcısını sorgulamak için önce bunun olasılığını düşünmek gerekir. Aslında maddecilerin iddia ettiği gibi herşeyin bir ilk öncesi var mantığında olduğu gibi düşünürsek Allah herşeyin ilkidir diyebiliriz . Yani öncesi olmayan, ezeli ve ebedi olandır.

 

Neden herşeyin öncesi var da, Allah'ın yok? Neden ezeli o?

Herşey o kadar mükemmel ki, kendi kendine olması imkansız, öyleyse bir Tasarıomcı var, yani Tanrı.

Tanrı o kadar mükemmel ki, kendi kendine olması imkansız, öyleyse onun da bir Tasarımcısı var.

....(sonsuza kadar sürer bu zincir)...

 

Allah'ın ruhu su yüzünde mi? daha önce hiç duymadım böyle bir tabir. Ve hiç zannetmiyorum.

 

Pardon, Allah'ın Ruhu su üstündeydi diyen Tevrat idei, Kuran'da Allah'ın tahtı su üstünde diyor. Ama öyle de olsa, böyle de olsa, sorumuz değişmiyor. Mekan sorunu.

 

Hud Suresi-7: O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi...

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
ALINTI(katakuta @ Jan 12 2007, 10:15 PM) Geri Git Bul

Ayetteki, dağların sürüklenmesi ifadesini,kıtaların sürüklenmesi olarak öne sürmek tamamen kuran dışı uyduruk bir yorumdur.Bunu iddia eden insanlar kuranın kıta kavramını nasıl tarif ettğine bile bakmadan sırf bilime uyarlama maksadı ile yapmaktadırlar.

 

Kata,a arapça bir kavramdır. Türkçede kullanılan kıta kelimeside burdan gelmektedir.

 

Kata,a bölüm parça,türevlendirildiği zaman,kesmek,bölmek,parçalamak anlamlarında kullanılır

 

Rad 4. Ve fil erdı kıtaun mütecaviratüv ve cennatüm min a'nabiv ve zer'uv ve nehıylün sınvanüv ve ğayru sınvaniy yüska bi maiv vahıdiv ve nüfaddılü ba'daha ala ba'dın fil ükül inne fı zalike le ayatil li kavmiy ya'kılun

 

Rad 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar/parçalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır

 

İşte kuranın tarif ettiği kıta,parça anlayışı bu.Muhammed üzüm bağlarını ve hurma bahçeliklerini kıta olarak tarif ediyor.Yani ekilebilen en büyük toprak parçası.

 

Diğer bir dikkat edilmesi gereken nokta ise,a yette çoğul bir ifadenin kullanılması.Yeryüzüneki bütün kıtalar deniliyor.Antartika kıtasında üzüm bağları ve hurmalıklar olduğu iddia edebilecek biri varsa buyursun dinleyelim

 

ARADA KAYNAMAMASI İÇİN CEVAP.

 

RAD SURESİ.

 

2. Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.

 

3. Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır. Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır.

 

4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır.

 

katakuta rad 3. Ayet i atlamışsın birde "Yer yüzünde bir birine komşu kıtalar vardır) diyor ve sonunda nokta var görmedinmi yoksa türk çe dersi veren her kimse kopya yaparken atladımı noktayı dersini çalış senin bu sitede yazılarını taradım baktım hani dünyaya yıldızları düşürüyordun ya başka bir yerde onları meteor yapmışsın ama ilerleme var meteorla yıldız olmuş.

 

İkide bir dersine iyi çalış gibi komut verme sevdasından vazgeçmenizi tavsiye ederim.Konuları sabote etmek için sürekli demogoji yaptığınızı anlamadımı sanıyorsnuz?

 

Ne olmuş nokta varsa?Yoksa o üzüm bağları ve hurma bahçeleri toprak parçalarımda değilde,bulutların üstündemi yaetişiyor ?

Gönderi tarihi:

KATAKUTA.

 

Sana latin harfleri ile Arapça bir yazı yazacağım cevabını yazarsan teşekkür edeceğim.

 

 

SUBHAN ALLAH U VELHAMDULİLLAHİ VE LA İ LAHE İLLELLAHU VALLAHU EKBER VELA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAHİL AZİYM.

 

Şimdi bu yazdığım hangi surenin hangi ayet i dir. bir de mealini verirsen daha iyi olur bir daha teşekkür ederim.

Gönderi tarihi:

 

Sayın BrainSlapper

 

Söyledikleriniz tamamen bir kurgudan ibaret üstelik Kuran'a inananlara bir dayanağınız yok diyorken siz tamamen kendi kişisel düşüncenizi gerçekmiş gibi yazmışsınız...

 

Ben size dağlar hakkında hüküm veren ayeti söylüyorum siz hala Muhammed'in gözlemi diyorsunuz...

orada gözlem yok bilgi var... sizin kanıtınız nedir Kuran'ın Allah kelamı olmadığına dair, nasıl bu kadar eminsiniz...

 

Tasarımcının tasarımcısı önergenize gayet açık bir bilgi verdim. Madde ilktir diyorsunuz maddenin ilk olması için onun bilinç taşıması gerekir siz bilinçten uzak maddenin kendiliğinden bir ilk oluşturacağına inanıyorsunuz ama Yaratıcıya inanamıyorsunuz. Aklınız maddenin ezeli olduğunu kavrıyor ama akıllı tasarımcıyı yani Allah'ın varlığını kavrayamıyor. Herşeyin bir başlangıcı yok mu? fizik kuralı bile bunu söyler bir ilk nokta vardır birde son nokta... Allah ilktir ve son'dur... O'ndan başka herşey yaratıktır (yaratılmıştır)... Yaratma'ya muktedir olmayan Yaratıcı olamaz ve Yaratıcı yaratılmamıştır.

 

Hud Suresi-7 O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi...

 

arş:İslam inanışına göre göğün en yüksek katı.

 

Arş'ın kelime anlamı O'nun ruhuna işaret etmiyor...

 

selamlar

Gönderi tarihi:

Hud Suresi-7 O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi...

 

arş:İslam inanışına göre göğün en yüksek katı.

 

Arş'ın kelime anlamı O'nun ruhuna işaret etmiyor...

 

farkındaysam, orayı düzelttim:

 

Pardon, Allah'ın Ruhu su üstündeydi diyen Tevrat idi, Kuran'da Allah'ın tahtı su üstünde diyor. Ama öyle de olsa, böyle de olsa, sorumuz değişmiyor. Mekan sorunu.

 

ASorun duruyor. Şimdi yukarıdaki ayeti senin yorumunla sorayım:

 

Arş İslam inanışına göre, göğün en yüksek katı ise,

Allah o en yüksek katta mı? Ayette öyle diyor çünkü... "O'nun arşı da su üzerinde idi". Yani mekanı var mı?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
sarıgöl, islam'a hizmet adına, biraz düşün de yaz, klavye kaçmıyor (kralx'i analım :))

 

Kulyapısı olanlar neye göre hareket ediyor? "Allah yapısı" dağlar da erezyonla, depremle "yıkılıyor". Ne demeli şimdi?

 

Saygılar.

Dağlar depremle yıkılmaz depremle oluşur (himalaya larda olduğu gibi) Hindistan Asya kıtasına hareket ettikçe oluşan deprem Himalaya ları yükseltir.

Erozyon kısaca toprak aşınımı dır dağlar ile bir alakası yoktur kul yapılarıda malum.

Gönderi tarihi:
farkındaysam, orayı düzelttim:

 

Pardon, Allah'ın Ruhu su üstündeydi diyen Tevrat idi, Kuran'da Allah'ın tahtı su üstünde diyor. Ama öyle de olsa, böyle de olsa, sorumuz değişmiyor. Mekan sorunu.

 

ASorun duruyor. Şimdi yukarıdaki ayeti senin yorumunla sorayım:

 

Arş İslam inanışına göre, göğün en yüksek katı ise,

Allah o en yüksek katta mı? Ayette öyle diyor çünkü... "O'nun arşı da su üzerinde idi". Yani mekanı var mı?

 

Saygılar.

 

Ayetin başında neden bahsediyor... O dur ki gökleri ve yeri 6 günde yaratmıştır. (yarattığı dünyadan bahsediliyor)

O'nun arşıda (dünyanın en yüksek katı) su üzerine idi.(su ile kaplıydı)

 

bu ayette Allah'ın mekanından bahsedilmiyor yarattığı dünyadan bahsediliyor. Ama bir ayette "kürs" ten bahsedilir... (makam) ancak o makamın şekli açıklanmaz. Allah zamandan ve mekandan münezzehtir...

 

münezzeh:1. Temiz, arı. 2. Uzak. yani zaman ve mekan üstüdür. Bir madde olmadığı için zamanla ve mekanla izah edilemez. Zaman ve mekan madde için var. Fizik kurallarıda bunun için var.

 

selamlar

Gönderi tarihi:
Ayetin başında neden bahsediyor... O dur ki gökleri ve yeri 6 günde yaratmıştır. (yarattığı dünyadan bahsediliyor)

O'nun arşıda (dünyanın en yüksek katı) su üzerine idi.(su ile kaplıydı)

 

bu ayette Allah'ın mekanından bahsedilmiyor yarattığı dünyadan bahsediliyor. Ama bir ayette "kürs" ten bahsedilir... (makam) ancak o makamın şekli açıklanmaz. Allah zamandan ve mekandan münezzehtir...

münezzeh:1. Temiz, arı. 2. Uzak. yani zaman ve mekan üstüdür. Bir madde olmadığı için zamanla ve mekanla izah edilemez. Zaman ve mekan madde için var. Fizik kurallarıda bunun için var.

 

selamlar

 

Sayın sardunyam,ne kuranda nede hadislerde böyle bir cümle ver.Bu müslümanların uydurmasından ibaret bir tanımlama.Kurana göre allah zamandan ve mekandan münezzeh değil.Eğer kurana inanıyorsanız kuranın tarif ettiği gibi inanmanız geremez mi ? Yok kendi uydurduğunuz tanımlamalar ile bir tanrıya inanıyorsanız,kurana neden inanıyorsunuz ?

 

Bu büyük bir çelşki.

Gönderi tarihi:
Ayetin başında neden bahsediyor... O dur ki gökleri ve yeri 6 günde yaratmıştır. (yarattığı dünyadan bahsediliyor)

O'nun arşıda (dünyanın en yüksek katı) su üzerine idi.(su ile kaplıydı)

 

bu ayette Allah'ın mekanından bahsedilmiyor yarattığı dünyadan bahsediliyor.

 

Verdiğimiz ayette yeralan "O" kelimesi, bütün meallerde "Allah" için kullanılanılmıştır, dünya için değil.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Yanlışın var Brainslapper

 

diyanet meali...Hud/7 - O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan için, henüz Arş'ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır. Böyle iken “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz” desen, inkarcılar “Mutlaka bu apaçık bir büyüdür” derler.

 

süleyman ateş...Hud/7 Gökleri ve yeri altı günde yaradan O'dur. O zaman Arş'ı su üzerinde idi. (Bu kainatı yarattı) Ki, hanginizin daha güzel iş yaptığınızı denesin. Böyle iken yine sen: "Öldükten sonra diriltileceksiniz" desen, inkar edenler, mutlaka: "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir." derler.

 

yaşar nuri öztürk..Hud/7..O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir...

 

elmalılı hamdi Hud/7 O, öyle bir Allah'dır ki, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı. Arşı da su üstündeydi. Onlara "öldükten sonra tekrar dirileceksiniz" dersen, o kâfirler de kesinlikle sana: " Bu apaçık bir sihirden başka birşey değildir." diyecekler.

 

 

hangi mealde O'nun arşında Allah'ın mekanı kasdediliyor?

arş: göğün en yüksek katı... ayet yaratılan dünyadan ve onun göğünden bahsediyor Allah'ın mekanından değil... dünyanın en yüksek göğü (atmosfer)

 

selamlar

Gönderi tarihi:
Yanlışın var Brainslapper

....

arş: göğün en yüksek katı... ayet yaratılan dünyadan ve onun göğünden bahsediyor Allah'ın mekanından değil... dünyanın en yüksek göğü (atmosfer)

 

Yaptığınız bu meaaleri Diyanet'e Yaşar Nuri'ye, Edip Yüksel'e Ali Bulaç'a kime gönderirseniz gönderin. Oradaki "O" ifadesinden kasıt Allah'tır, dünya değil.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

ENBİYA-30.

PEKİ, hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, göklerin ve yerin [başlangıçta] bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hâlâ inanmayacaklar mı?

 

AÇIKLAMA.

Kural olarak, Kur'ânî ifadeleri, bugün doğru gibi göründüğü halde yarın yeni bir buluş ya da teoriyle pekala yanlışlığı ortaya konabilecek durumda olan "bilimsel buluş ya da teorilerle" açıklamaya, yorumlamaya çalışmak boş ve yararsızdır. Bununla birlikte, Kur'an'da deyimsel olarak "gökler ve yer" diye ifade edilen evrenin başlangıçta bir bütün, tek bir kütle olduğunu dile getiren yukarıdaki yanılmaz atıf, evrenin başlangıçta tek bir elementten, yani hidrojenden meydana gelen bir bütün, tek bir kütle olduğunu ve bu bütünsel kütlenin sonradan merkezî çekim yüzünden büzüşüp muhtelif noktalarda yoğunlaştığını ve böylece zaman içinde münferit nebula, galaksi ve güneş sistemlerine ve bunlardan da giderek yıldızlara, gezegenlere ve onların uydularına dönüştüğü yolundaki bugün hemen hemen bütün astrofizikçilerin paylaştığı görüşü şaşırtıcı bir biçimde doğrulamaktadır.Allah "yaşayan her canlıyı sudan yarattı" ifadesi, bugünün bilim dünyasının evrensel olarak kabul ettiği bir gerçeği son derece özlü bir biçimde dile getirmektedir. Bu Kur'ânî ifade üç boyutlu bir anlam ortaya koymaktadır: (1) Su -ve özellikle, deniz- tüm canlı türlerinin ilk örneğinin (prototype) ortaya çıktığı ortamdır; (2) Var olan ya da tasarlanabilen tüm sıvılar içinde yalnızca su, hayatın ortaya çıkıp tekamül etmesi için uygun ve gerekli özelliklere sahiptir; (3) Hayvansal ya da bitkisel, canlı her hücrenin fiziksel temelini oluşturan ve içinde hayat olgusunun belirebileceği yegane madde ortamı olan protoplazma büyük ölçüde sudan ibarettir ve bütünüyle suya dayanmaktadır. Evrenin başlangıçtaki fiziksel birliğine işaret eden önceki ifadeyle canlı âlemin elementer birliğini işaret eden bu ifadenin birlikte ele alınması, tüm yaratılış olgusunun dayandığı tek bir planın, tek ve tutarlı bir yaratma eyleminin ve buna bağlı olarak da tek bir yaratıcının varlığına götürmektedir. Allah'ın birliğine ve yarattığı âlemin bu anlamdaki insicamına ilişkin vurgu aşağıda 92. ayette yeniden dile getirilmektedir.

 

ZARİYAT-47.

 

EVRENİ [yaratıcı] güc[ümüz] ile inşa eden Biziz: ve, şüphesiz, Biziz onu istikrarlı bir şekilde genişleten.

 

AÇIKLAMA.

 

Lafzen, "göğü" yahut "uzayı", ki Kur'an'da çoğu zaman "evren" veya çoğul kullanımda "kozmik sistemler" anlamına gelmektedir modern düşüncedeki "evrenin genişlemesi" anlayışının ön habercisidir: bu düşünce, evrenin sonlu bir büyüklüğe sahip olmasına rağmen alan olarak sürekli genişlediği gerçeğini ifade eder.

 

HUD-7.

 

O'dur, gökleri ve yeri altı evrede yaratan; Ve [hayatı yarattığı sürece] O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi. [Allah size böylece O'na olan bağımlılığınızı hatırlatıyor] ki sizi sınayıp hanginizin eylem ve davranışca iyi olduğunu ortaya koysun. Şöyle ki: eğer (sen, ey Peygamber,) [insanlara:] "Unutmayın ki, ölümden sonra diriltileceksiniz!" desen, hakkı inkara şartlanmış olanlar hemen,"Açıkçası, bu büyüleyici bir vehimden başka bir şey değil!" diye karşılık verirler.

 

AÇIKLAMA.

 

Eyyâm (lafzen, "günler") sözcüğünü "evre/safha" ve arş (taht) sözcüğünü de "kudret tahtı" olarak aktarmamız hakkında. "O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi" ifadesiyle yapılan atıf, Allah'ın iradesine bağlı olarak hayatın bütünüyle suda başlayıp evrimleştiğini işaret eder gibi gözüküyor ki, bu husus Kur'an tarafından açıkça ortaya konduğu gibi yakın zamanlarda biyoloji alanında yapılan araştırmalarla da doğrulanmıştır.

Gönderi tarihi:
ENBİYA-30.

PEKİ, hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, göklerin ve yerin [başlangıçta] bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hâlâ inanmayacaklar mı?

 

AÇIKLAMA.

Kural olarak, Kur'ânî ifadeleri, bugün doğru gibi göründüğü halde yarın yeni bir buluş ya da teoriyle pekala yanlışlığı ortaya konabilecek durumda olan "bilimsel buluş ya da teorilerle" açıklamaya, yorumlamaya çalışmak boş ve yararsızdır. Bununla birlikte, Kur'an'da deyimsel olarak "gökler ve yer" diye ifade edilen evrenin başlangıçta bir bütün, tek bir kütle olduğunu dile getiren yukarıdaki yanılmaz atıf, evrenin başlangıçta tek bir elementten, yani hidrojenden meydana gelen bir bütün, tek bir kütle olduğunu ve bu bütünsel kütlenin sonradan merkezî çekim yüzünden büzüşüp muhtelif noktalarda yoğunlaştığını ve böylece zaman içinde münferit nebula, galaksi ve güneş sistemlerine ve bunlardan da giderek yıldızlara, gezegenlere ve onların uydularına dönüştüğü yolundaki bugün hemen hemen bütün astrofizikçilerin paylaştığı görüşü şaşırtıcı bir biçimde doğrulamaktadır.Allah "yaşayan her canlıyı sudan yarattı" ifadesi, bugünün bilim dünyasının evrensel olarak kabul ettiği bir gerçeği son derece özlü bir biçimde dile getirmektedir. Bu Kur'ânî ifade üç boyutlu bir anlam ortaya koymaktadır: (1) Su -ve özellikle, deniz- tüm canlı türlerinin ilk örneğinin (prototype) ortaya çıktığı ortamdır; (2) Var olan ya da tasarlanabilen tüm sıvılar içinde yalnızca su, hayatın ortaya çıkıp tekamül etmesi için uygun ve gerekli özelliklere sahiptir; (3) Hayvansal ya da bitkisel, canlı her hücrenin fiziksel temelini oluşturan ve içinde hayat olgusunun belirebileceği yegane madde ortamı olan protoplazma büyük ölçüde sudan ibarettir ve bütünüyle suya dayanmaktadır. Evrenin başlangıçtaki fiziksel birliğine işaret eden önceki ifadeyle canlı âlemin elementer birliğini işaret eden bu ifadenin birlikte ele alınması, tüm yaratılış olgusunun dayandığı tek bir planın, tek ve tutarlı bir yaratma eyleminin ve buna bağlı olarak da tek bir yaratıcının varlığına götürmektedir. Allah'ın birliğine ve yarattığı âlemin bu anlamdaki insicamına ilişkin vurgu aşağıda 92. ayette yeniden dile getirilmektedir.

 

...

 

HUD-7.

 

O'dur, gökleri ve yeri altı evrede yaratan; Ve [hayatı yarattığı sürece] O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi. [Allah size böylece O'na olan bağımlılığınızı hatırlatıyor] ki sizi sınayıp hanginizin eylem ve davranışca iyi olduğunu ortaya koysun. Şöyle ki: eğer (sen, ey Peygamber,) [insanlara:] "Unutmayın ki, ölümden sonra diriltileceksiniz!" desen, hakkı inkara şartlanmış olanlar hemen,"Açıkçası, bu büyüleyici bir vehimden başka bir şey değil!" diye karşılık verirler.

 

AÇIKLAMA.

 

Eyyâm (lafzen, "günler") sözcüğünü "evre/safha" ve ‘arş (taht) sözcüğünü de "kudret tahtı" olarak aktarmamız hakkında. "O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi" ifadesiyle yapılan atıf, Allah'ın iradesine bağlı olarak hayatın bütünüyle suda başlayıp evrimleştiğini işaret eder gibi gözüküyor ki, bu husus Kur'an tarafından açıkça ortaya konduğu gibi yakın zamanlarda biyoloji alanında yapılan araştırmalarla da doğrulanmıştır.

 

Sayın sarıgöl, senin Tefsirci, kim ise, "evrim var" diyor ama, bir türlü cesaret edemiyor bunu açıkça söylemeye.

 

Evrim var demek İslam'a gölge düşürmez sayın sarıgöl. Bu tefsirleri buraya alıntıladığına göre, Bing Bang teorisini kabul edip, evrimi reddeden müslümanlardan olma. İki teori birbirini bütünleyen teorilerdir. Sen, Evrim Teorisi İslam'a tesr değildir diyen ilk müslüman olma onurunu al!!

 

Bu arada, sayın sarıgöl ile sardunyamın, HUD-7'de geçen "O'dur, gökleri ve yeri altı evrede yaratan; Ve O'nun kudret tahtı suyun üstündeydi. " ifadesinde geçen, kırmız işaretli "O" zamirinin Tanrı mı yoksa Dünya mı için kullanıldığı konusundaki fikirlerini net olarak alabilirsem sevineceğim.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın sarıgöl, senin Tefsirci, kim ise, "evrim var" diyor ama, bir türlü cesaret edemiyor bunu açıkça söylemeye.

 

Evrim var demek İslam'a gölge düşürmez sayın sarıgöl. Bu tefsirleri buraya alıntıladığına göre, Bing Bang teorisini kabul edip, evrimi reddeden müslümanlardan olma. İki teori birbirini bütünleyen teorilerdir. Sen, Evrim Teorisi İslam'a tesr değildir diyen ilk müslüman olma onurunu al!!

 

 

Saygılar.

Sayın BrainSlapper.

Benim tefsircim senin evrimin polemiği abesle iştigal evrim masalları 21. yüz yıl da ancak ta nerelerde kalmış darvinci leri ilgilendirir.Yaradılış var ve yaratılış ta ilerleme var Big Bang, ı Evrim teorisi ile özdeşleştirme biri teori de kalmış ispatlanamamış iddiacılarını bile terke zorlayan safsata bir görüş (evrim) Big Bang ise 21.

yüz yılın uzay biliminin tastiklediği müsbet bir görüş. Sayın BrainSlapper anladığım kadarı ile "yani kişisel düşüncem yanılıyor olabilirim" gerçeği görmeye başladınız

sizi tebrik ederim nede olsa gerçekleri kabul etmek zordur olsun umudumuz var saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın sarıgöl, senin Tefsirci, kim ise, "evrim var" diyor ama, bir türlü cesaret edemiyor bunu açıkça söylemeye.

 

Evrim var demek İslam'a gölge düşürmez sayın sarıgöl. Bu tefsirleri buraya alıntıladığına göre, Bing Bang teorisini kabul edip, evrimi reddeden müslümanlardan olma. İki teori birbirini bütünleyen teorilerdir. Sen, Evrim Teorisi İslam'a tesr değildir diyen ilk müslüman olma onurunu al!!

 

 

Saygılar.

Sayın BrainSlapper.

Benim tefsircim senin evrimin polemiği abesle iştigal evrim masalları 21. yüz yıl da ancak ta nerelerde kalmış darvinci leri ilgilendirir.Yaradılış var ve yaratılış ta ilerleme var Big Bang, ı Evrim teorisi ile özdeşleştirme biri teori de kalmış ispatlanamamış iddiacılarını bile terke zorlayan safsata bir görüş (evrim) Big Bang ise 21.

yüz yılın uzay biliminin tastiklediği müsbet bir görüş. Sayın BrainSlapper anladığım kadarı ile "yani kişisel düşüncem yanılıyor olabilirim" gerçeği görmeye başladınız

sizi tebrik ederim nede olsa gerçekleri kabul etmek zordur olsun umudumuz var saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın BrainSlapper.

Benim tefsircim senin evrimin polemiği abesle iştigal evrim masalları 21. yüz yıl da ancak ta nerelerde kalmış darvinci leri ilgilendirir.Yaradılış var ve yaratılış ta ilerleme var Big Bang, ı Evrim teorisi ile özdeşleştirme biri teori de kalmış ispatlanamamış iddiacılarını bile terke zorlayan safsata bir görüş (evrim) Big Bang ise 21.

yüz yılın uzay biliminin tastiklediği müsbet bir görüş. Sayın BrainSlapper anladığım kadarı ile "yani kişisel düşüncem yanılıyor olabilirim" gerçeği görmeye başladınızsizi tebrik ederim nede olsa gerçekleri kabul etmek zordur olsun umudumuz var saygılar.

 

Ben gerçeği zaten görüyorum ve yanıldığım yer yok burada savunduğum şeylerde. Nerede demişim "yanılıyor olabilirim" lafını?

 

Senin alıntıladığın tefsirci evrimi savunsam mı savunmasam mı diye karar veremiyor ben değil. Tefsircinin Mavi ile işaretlediğim yerdeki tutumuna bak, kızmızı işaretli yerlere bak, yukarıdaki yazımda senden alıntıladığım tefsirde.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Yaptığınız bu meaaleri Diyanet'e Yaşar Nuri'ye, Edip Yüksel'e Ali Bulaç'a kime gönderirseniz gönderin. Oradaki "O" ifadesinden kasıt Allah'tır, dünya değil.

 

Saygılar.

 

baktığım meallerin hiç birinde O ifadesinin Allah'ı işaret ettiğine rastlamadım ki meallerde bazı ayetlerin altına açıklama yazılır ya da meal edilen ayetin içerisinde () içerisinde kasdedilen şeyi yazarlar yorum olduğu içinde parantez içinde yazılır...

 

ve o ayette anlatılan şey gayet açık olduğu için parantez içerisinde açıklama yapmaya bile gerek duyulmamıştır.

 

selamlar

Gönderi tarihi:

Hımm... Konu bayağı bir ilerlemiş... Bana yöneltilen soruları cevaplamak isterim öncelikle:

 

Gerçek ancak kanıtlarla mümkün olabiliyor. Eğer tanrının gerçek olduğu iddia ediliyorsa bu kanıtlanmış olmak zorundadır. Yani "bence tanrı vardır ve bu kesindir" deyip tanrıyı kanıtlayamıyorsanız, yanılıyorsunuz demektir. Demekki bu gerçeğin bencesi olmaz.

 

"bence tanrı vardır, buna inanıyorum" denirse, bu inanç olur ve doğruluğu tartışmaya açıktır. Çünkü ortada kesin bir hüküm yoktur.

Öncelikle zaten "İnançlar"dan bahsediyoruz... Ve inançlar tartışılabilir... Siz benim Tanrı anlayışımı mutlaka ki sorgulaycaksınız, tabi eğer öyle bir ihtiyaç hissediyorsanız. Yada başkaları sizin inancınızı sorgular... Ben sadece diyorum ki; benim söylediğim şey benim "Kendi Gerçekliğim". Hissediyorum ama bunu size hissettiremem, gösteremem. Bu da inancı "Kişisel" kılıyor... Bir çok kişi hissettiğini söyleyince de ortak paydanız oluyor... Çok basit... Var oluşçu olmasına rağmen "İnsancıl Yaklaşım" bile "Kişisel Algı Farklılıkları"nın olduğunu kabul eder.

 

Hümatistik Psikolojiye göre, insan kendisinden, davranışlarından ve oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. Hayatı kendisi için yaşamaya değer ve anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer.

Aynı zamanda "İnsancıl" da olarak, bu kişisel farklılıklara saygı duyabilirisiniz mesela...

 

İslami inanç, göğün kaç kat olduğuna karışır, yağmurun nasıl yağdığına karışır, Güneş ile ayın aynı yörüngede birbirlerini kovaladıklarını iddia eder, evrenin ne kadar sürede oluştuğu hakkında bilgi vermeye kalkar, ne renk don giymemiz gerektiğine karışır, Mekke-Medine-Akabe-Küdüs-Şam yolu üzerindeki eski uygarlıklara ait kentlerin neden yıkıldığına ilişkin açıklamalar ileri sürer, yani dünyada "maddi" hayatta karışmadığı alan yoktur dinin.

 

Bunlar Bilimsel Bilgiler değildir Sayın BrainSlapper... Görünenler nitelenmiş sadece... Görünmeyenlerde bunlara dayanılarak nitelenmiş... Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok bunu... "Ene'l Hakk" görüşünü biliyorsunuz (bildiğinizi söylüyorsunuz en azından)... O gösterilen olayların yada günlük bilgilerin hepsinin nedeninin Tanrı'ya bağlanması, herşeyin özünde Tanrı'nın olduğu bilgisinden ileri gelir. Renkli Don giyilmesine dair bir ayet hatırlamıyorum ancak Kur'an-daki kimi bilgiler, yada kimileri yasa diyor, o günkü Arapları ıslah etmek için belirtilmiştir ve öğütlenmiştir. Siz bu öğütlerden daha ilerideyseniz, almamanız Müslüman olmanıza engel değildir. Mesela Kur'an-da geçiyor diye Köleliği almakla Türkler çok büyük hata yapmışlardır. Yada Türklerde Kadın-Erkek eşitken ve TekEşlilik varken Arapları Islah edici bilgileri "Müslümanlığın Olmazsa Olmazı" olarak kabul etmek mantıksızlıktır. Tanrı insanların kalplerindekinin önemli olduğunu söylüyor... İslam'ın "Evrensellik" iddiası da bu açıdandır. O yasaları almamakta Kur'an-ı reddetmek değildir. Ayrımını iyi yapabilmek gerekir... İnsanları 1400yıl öncesinin Arapları Islah edici yasalarına bağlamaya çalışmak ve İslam'ı bunlardan ibaret görmek mantıksızlık... Vahhabiler nasıl ki hala o kuralları aşamıyorlarsa, İslam'ı bunlardan ibaret gören Müslümanlar ve İnanmayanlarda hala aşamıyor bunları, 1400yıl öncesine takılıp kalınmış her iki tarafça... Asıl nokta ise hala Kur'an-ı okuduklarını ve buna izdüşümle anladıklarını iddia edebiliyorlar... Araplar Türkleri kendi güdümlerine sokabilmek ve Yönetimi Eleştirilemez Kılmak için bu tür dayatmaları sunmuşladır... İslam'ın amacı "Islah"tır ve öncelikle indiği toplum Islah edilmiştir. Daha iyi ve ileri düzeyde bir yapıya ve kurallara sahip toplumlara uygulanamaz... O zaman "Islah" olmaz...

 

1. İslam dini düşünme, anlama, kavrama organı kalptir der, bilim beyin der.

 

Bunun manasını açıklamaya çalışmıştım hatırlıyorsunuz. Ama belli ki hala bir yere varamayacağız bu konuda...

 

Kur'an bilim kitabı değildir, bunu biliyoruz zaten. Ama Kur'an da bir sürü bilimsel bilgi bulunmaktadır ve bunların hemen hemen hepsi yanlıştır. Bir kitabın küçük bir kısmında bilimsel bilgiler bulunması o kitabın ve amacının bilim kitabı olarak algınlanmasını gerektirmez. Önemli olan verdiği bilimsel bilgilerin doğruluğudur.

 

Bilimsel olmayan bir kitapta "Bilimsel Bilgi" bulunamaz. Bilimsel Bilgi içeriyorsa o kitap Bilim Kitabıdır... Kur'an-ın verdiği bilgiler "Ölüçülüp-Tartılan" yada teorilere göre şekillenmiş veya deneylerle ispat edilmiş bilgiler değildir. O yüzden Bilim Kitabı değildir ve Bilimsel Bilgi içermez... Tanımlamalarınızı tam anlamlı olarak yapmanızı tavsiye ederim, yoksa yanlış anlaşılabilirsiniz Sayın Tarafsız Arkadaşım... Kur'andaki bilgiler Sezgiseldir, Manevidir... Maddi değildir...

 

Haa, sonrda arşın üstündene çekilip tahtına oturmuş!! Yeri ve mekanı yok denen Allah'ın arşı da su üzerinddeymiş...miş miş miş...!!!

 

Hud-7: O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi...

...

Su üstündeki arşında taht kuran Allah'a da, size de saygılar...

 

Bakın, bu yine Manevi bir anlamı niteliyor. Tanrı diyor ki: Her Canlı Şeyi Sudan Yarattık...

 

Tasavvufta şöyle bir niteleme vardır:

 

İnsan "Su"dur, Su "Nur"dur, Nur "Hakk"tır...

 

O arşın yada kırallığın "Su Üstünde Olması" bunu nitelemektedir. Bilimsel yada Maddi bir tespit değil, Manevi bir betimlemedir. Soyut kavramlar bu çekilde anlatılmıştırlar, somutlaştırılmıştırlar. Yaşamın özü nitelenmiş, Özdeki "Hakk" nitelenmiş...

 

İşte kuranın tarif ettiği kıta,parça anlayışı bu.Muhammed üzüm bağlarını ve hurma bahçeliklerini kıta olarak tarif ediyor.Yani ekilebilen en büyük toprak parçası.

 

Tebrikler... Bakın Nesnel olunca, tarafsız ve önyargısız bakınca ne kadar Gerçek tesbitlerde bulunabiliyoruz öyle değil mi? Keşke Haksöz'kenden beridir tüm tesbitleriniz böyle Nesnel olsaydı... Sanırım bu açıdan İlk ve Tek örnek olarak bu tesbitiniz Güncellenmeye layık hakkatende... Bence imzanıza koyun... :D:stuart::P

 

Elimeizde tek bir kanıt var: O kitapta yazılanları Muhammed sötylemiş. Muhammed de söyledikklerini "Allah'tan aldığını iddia ediyor". Tek şahit de kendisi. Hem fail, hem şahit. Bu nedenle Söylediği şeylerin İlahi Sistemden olup olmadığına, söylediği şeylere bakarak anlıyoruz. Hurafe ve çelişki çok fazla olduğu için, İlahi Sistem'den değil diyoruz.

 

Bu o İlahi Sistemi/Maneviyatı ne kadar anladığınıza bağlı... Değil mi?

 

Pardon, Allah'ın Ruhu su üstündeydi diyen Tevrat idi, Kuran'da Allah'ın tahtı su üstünde diyor. Ama öyle de olsa, böyle de olsa, sorumuz değişmiyor. Mekan sorunu.

 

Tevrat "Elohim" der...

 

TEVRAT/YARATILIŞ KİTABI :

 

Dünyanın Yaratılışı

 

BÖLÜM 1

 

Yar.1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

 

Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

 

Yar.1: 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.

 

Yar.1: 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

 

Yar.1: 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

 

"Tanrı'nın Ruhu'nun Suların Üzerinde Dalgalanması" Manevi bir tanımlamadır. Suya bakıldığında Tanrı'nın görülmesini ifade eder. Tanrı'nın Resminin yada kendisinin görünmesini ifade etmez bu anlayış... Gerçeği görebilmeyi ifade ediyor. Yani Siz suya bakıyorsunuz ancak Özünde "Tanrı"nın olduğunu biliyorsunuz. Herşey Tanrı'dan ibaret geliyor size... Matrix'te Neo herşeye bakıyordu ve herşey ona sayılardan yada programlama dillerinden ibaret görünüyordu... Bu anlamı niteliyor. Zaten Matrix, Kabbala'yı çok güzel bir şekilde anlatmıştır...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Ben gerçeği zaten görüyorum ve yanıldığım yer yok burada savunduğum şeylerde. Nerede demişim "yanılıyor olabilirim" lafını?

 

Senin alıntıladığın tefsirci evrimi savunsam mı savunmasam mı diye karar veremiyor ben değil. Tefsircinin Mavi ile işaretlediğim yerdeki tutumuna bak, kızmızı işaretli yerlere bak, yukarıdaki yazımda senden alıntıladığım tefsirde.

 

Saygılar.

Yazdıklarımı iyi anla iyi oku "polemik" le çözülmez bunlar tartıştığımız konunun dışına çıkarız. Ben sana " yanılıyor olabilirsin" demedim gerçeği görmeye başladığını kast ederek "belki ben kişisel düşüncemde yanılıyor olabilirim" dedim ki haklıymışım daha hala tefsircin deyip evrim ayaklarına takılıyorsun. Birde sayın BrainSlapper siz neyi ne adına savunuyorsunuz hadi ateist siniz dine karşı argümanlarınızı söyleyip en kolay şeyi yapıyorsunuz eleştirmek ve çarpıtıp üzerine yorum yapmak peki sizin taraf olduğunuz ne dünyanın oluşumu (evren),canlıların varoluşu hakkındaki görüşünüz nedir habire en kolay olanı yap eleştir,tenkid et kabul etme peki bu güne kadar şu an taraf olduğun düşünce ve görüşün insanlığa katkısı ne olmuştur (gerçi ne düşündüğünü bilmiyoruz neye inandığını bilmiyoruz ateist gözüküp kutsal olan ne varsa saldırıyorsun özellikle İslam a hıristiyan lara ve museviliğe daha bir reddiyeni görmedik) açıkla da bilelim açık ol sana karşı ne yazarsam hemen polemik ve başka konuya atlıyorsun "su ve beyin" konusunda olduğu gibi cevap yok polemik,ajitasyon,çarpıtma, birde demogoji neyse cevap yaz

yazda ciddi olsun ha teker teker de iddia ettiklerini yaz(kopyalarını)paket halinde kopya oldumu cevaplaması uzun oluyor aslında iddia ettikleriniz klasik paket kopyalar olduğu için defalarca yanıtlandığı halde yine de sorulduğundan anlaşılması için en azından kısa,kısa olursa daha iyi olur saygılar.

Gönderi tarihi:
Yazdıklarımı iyi anla iyi oku "polemik" le çözülmez bunlar tartıştığımız konunun dışına çıkarız. Ben sana " yanılıyor olabilirsin" demedim gerçeği görmeye başladığını kast ederek "belki ben kişisel düşüncemde yanılıyor olabilirim" dedim ki haklıymışım daha hala tefsircin deyip evrim ayaklarına takılıyorsun. Birde sayın BrainSlapper siz neyi ne adına savunuyorsunuz hadi ateist siniz dine karşı argümanlarınızı söyleyip en kolay şeyi yapıyorsunuz eleştirmek ve çarpıtıp üzerine yorum yapmak peki sizin taraf olduğunuz ne dünyanın oluşumu (evren),canlıların varoluşu hakkındaki görüşünüz nedir habire en kolay olanı yap eleştir,tenkid et kabul etme peki bu güne kadar şu an taraf olduğun düşünce ve görüşün insanlığa katkısı ne olmuştur (gerçi ne düşündüğünü bilmiyoruz neye inandığını bilmiyoruz ateist gözüküp kutsal olan ne varsa saldırıyorsun özellikle İslam a hıristiyan lara ve museviliğe daha bir reddiyeni görmedik) açıkla da bilelim açık ol sana karşı ne yazarsam hemen polemik ve başka konuya atlıyorsun "su ve beyin" konusunda olduğu gibi cevap yok polemik,ajitasyon,çarpıtma, birde demogoji neyse cevap yazyazda ciddi olsun ha teker teker de iddia ettiklerini yaz(kopyalarını)paket halinde kopya oldumu cevaplaması uzun oluyor aslında iddia ettikleriniz klasik paket kopyalar olduğu için defalarca yanıtlandığı halde yine de sorulduğundan anlaşılması için en azından kısa,kısa olursa daha iyi olur saygılar.

 

Mavi işaretli yerde haklısınız, ben kendi görüşümü belirtmedim, sadece neyin "yanlış olduğunu", neyin teori, hayal, tahmin, inanç olduğunu, neyin gerçek olduğunu, neyin gerçek kabul edilemeyeceğini söylüyorum. Soru sormaktan korkmuyorum. Soru sormamı engelleyen bir "kutsalım" yok.

 

Kırmızı yerde haksızsınız. Burda demogojiye girmeyen kişilerden biriyim.

 

İddiam temel olarak şu: Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez. Tanrı insanlara vahy göndermez. Bu nedenle Hak Din diye birşey yoktur. Hak Din diye birşey olmayınca da, din adına savunulan herşey, sıradan bir insanın varlığa, metafizik dünyaya, şuna buna ilişkin düşünceleridir. Vahy diye birey olmadığı için, "peygamber" denen kişilerin davranışlarını, sıradan bir insanın davranışlarını nasıl değerlendiriyorsak öyle değerlendirmek gerek. Semitik dinler, Ortadoğu'daki putperest inançların sentezidir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

BrainSlapper.

Size şimdi yazacağım veda ilahileri dünyada bilinen en eski dini metinlerdir dikkatle okumanızı isterim.

 

"Kimin sayesinde insan eti bir araya geldi?

Hangi heykeltraşın parmaklarıyla?

Okyanus örtüsünü

Dünyanın ortasına yayan kim?

 

Tanı kim tutuşturdu?

 

Dağlara meydan okumak ve işleri göğüslemek,

Gücünü İnsan kimden aldı?

Kim onun içine öz veriyi koydu

Gerçek kim? gerçek olmayan kim?

Ölüm kimden geliyor? ve ölümsüzlük kimden"

 

Şimdi yine Upanişadlardan kutsal mesaj.

 

"Bütün varlıklarda bulunan bu tek Tanrı

Her şeyin başlangıcı, sonu ve şimdisidir

Arzu ettiğim herşeyin

Gördüğüm herşeyin

Yaptığım her şeyin kaynağı odur

 

Brain Slapper bu yazdıklarım orta doğuda ki putperest dinlerden çok evveldir dikkatinizi çekerim.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.