Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Çelişkiler...


Tengeriin boşig

Önerilen İletiler

Öncelike forumda rastladığım en tuhaf anlaşmazlık şudur ki:

 

Kimi inançlılar Kur'an-ın "Bilim Kitabı" olduğunu, ve sanki bir nevi "Formüller ve Veriler" içerdiğini ima ediyorlar. Kur'an_dan bir takım ayetleri, bir takım anlamlara bürüyerek Maddesel Varlığı açıkladığını söylüyorlar.

 

Bir Tanrı kavramına inansın inanmasın, herhangi bir Dine inanmayan arkadaşlarda, yine o ayetleri kullanarak "Nitelemediğini" ispata çalışıyorlar. Ama ne yazık ki, inançlı arkadaşları ikna edemiyorlar. Çünkü ne kadar anlamlarını irdeleselerde o ayetlerin, bir şekilde o "Nitelemediğini" söyledikleri anlama bürünebiliyor ayetler.

 

Peki ne yapmak gerekir?

 

Bence İnançlılar ile İnançsızlar kozlarını şöyle paylaşmalılar: Bir taraf öyle olduğunu iddia ettiği Ayetleri yazsın, diğer tarafta Bilim'in tespitlerini kullanarak, yani Kur'an öyle demişse bile gerçekte öyle olmadığını kanıtlasın. Yani çürütsün... Çürütülmediği sürece ikna olmayacak çünkü... Ben bunu gördüm...

 

Not: Ben "Din"in Maddi Dünyayı Nitelemediğini, Bilim'in de Dini Nitelemediğini düşündüğüm için, muhtemelen bu tartışmanın dışında kalacağım...

 

Bunlar bir yana, benim asıl söylemek istediğim diğer nokta da şu: Tanrı İnsanları Dünyaya hakim kılmış. Doğayı emrine vermiş... Ama ben görüyorum ki, insanlar diğe canlıların yaşamlarını çalıyor. Yollar, evler... Her yer beton... Yayılıyoruz... Yani hakim olmak buysa eğer, bu hakimiyet değil... Bu sömürü... Bundan başka bir şey daha var ki, belki biz dünyayı değiştiriyoruz ama, Doğa bize hakim aslında... Biz hakimiyetimizi kötüye kullandıkça, doğa'da bize hakim olmaya çalışıyo sanki. Öcünü alıyo... E biz değilde, doğa bize hakimse?... Ne demek bu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 78
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Kurani bilimsellestiren arkadaslar belki sizin yazisinizi dikkate alip okurlar....Ancak Hâlâ bu düsüncelerinden vaz gecebileceklerini pek sanmiyorum....

Onun disinda Evrenselin dedigi cok güzel sozler vardir biride Tanrinin doga olduguydu....Belki Insanoglu tanriyi yanlis yerde ariyordur...

Bende Tanrı'nın Herşeyin Özünde olduğunu söylüyorum... Bence de insanlar Tanrı'yı yanlış yerde arıyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende Tanrı'nın Herşeyin Özünde olduğunu söylüyorum... Bence de insanlar Tanrı'yı yanlış yerde arıyorlar...

 

Metafizik bir konuda "gerçek" olarak kabule ttiğiniz bir varsayımla hareket ediyorsunuz. Tartışma konularından biri "Tanrı var mı, yok mu" iken, "Tanrı var" deyip kestirip atamazsınız. Bu varsayımı herkesin kabullenmesini bekleyemezsiniz.

 

Maddi dünyadaki "herşeyin özünde Tanrı olduğunu" varsayıyorsunuz ve bunu herkesin kabullenmesini bekliyorsunuz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Metafizik bir konuda "gerçek" olarak kabule ttiğiniz bir varsayımla hareket ediyorsunuz. Tartışma konularından biri "Tanrı var mı, yok mu" iken, "Tanrı var" deyip kestirip atamazsınız. Bu varsayımı herkesin kabullenmesini bekleyemezsiniz.

 

Maddi dünyadaki "herşeyin özünde Tanrı olduğunu" varsayıyorsunuz ve bunu herkesin kabullenmesini bekliyorsunuz.

 

Saygılar.

 

Benimkisi bir varsayım değil... Anlayış... İsterseniz Felsefe deyin... Kimileri "Aydınma" diyor...

 

Ayrıca ben kimsenin benim düşüncelerimi kabullenmesi gerektiğini söylemiyorum. Sadece görüşümü söyledim, yani insanlar Tanrı'yı bence yanlış yerde arıyorlar... Burada herkesin kabullenmesini beklediğim "Emir Kipi" nerede onu anlayamadım?

 

Bakın, ben bir şeye inanıyorum, bunu hissediyorum... Kimsenin bunu umursamasını, kabullenmesini beklemiyorum... Ben sadece görüşümü söylüyorum... Sizde söyleyin, bu benim mutlu eder...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence de insanlar Tanrı'yı yanlış yerde arıyorlar...

 

Tanrıyı yanlış yerde aradığımızın bilinmesi için, tanrının doğru yerde olduğunun bilinmesi gerekiyor.

 

Tengeriin Boşig, sen tanrının nerde olduğunu bize kanıtlayacaksınki , biz de tanrıyı yanlış yerde aradığımızın farkına varalım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrıyı yanlış yerde aradığımızın bilinmesi için, tanrının doğru yerde olduğunun bilinmesi gerekiyor.

 

Tengeriin Boşig, sen tanrının nerde olduğunu bize kanıtlayacaksınki , biz de tanrıyı yanlış yerde aradığımızın farkına varalım.

 

:D

 

Orada koskoca bir "BENCE" ibaresi duruyor... Bakın yine Bence, Tanrı'nın kavranması bireyseldir. Yani bakın "Soyut" olan ve sezgilere dayalı bir şeyden bahsediyoruz... Diyorum hep, kimin neye inanıp inanmadığı umrumda değil. Size bunu kavratmak yada benimsetmek gibi bir kaygımda yok zaten... Tanrı'nın varlığını ne ben ispatlayabilirim size, ne de Bilim veyahut ne de berhangi bir başka insan... Eğer siz varlığını hissediyorsanız; Vardır... Hissetmiyorsanız ise; Yoktur... Bunun herhangi bir başka tanımı yok... Ve kendiniz yönelmediğiniz sürece benim bunu ispatlamaya çalışmamın bir değeri de yok... Yönelmiş olsanız yada inanıyor olsanız bile yine ben size varlığını kanıtlamaya yada O'na övgüler yağdırmaya çalışmazdım. Tanrı'nın "Bana Göre" doğru yerini mi soruyorsunuz? O zaman söyleyeyim;

 

Demiş ki: Size Şah Damarınızdan daha yakınım...

Bende diyorum ki: Bize Şah Damarımızdan daha yakın olan yine kendimiz değil miyiz?

 

Ha bu lafı Hz. Muhammed'den duyduğunuz için ve O'nuda zaten Peygamber olarak bakmadığınız için "Hadi Canım" diyeceksiniz. Ama bir tek O'na bakarak söylemiyorum ben... Diğer inançlarında bunu nitelediğine inanıyorum...

 

Yani kimin Tanrı'yı nasıl algılayıp algılamadığı, inanıp inanmadığı benim için zerre kadar önem taşımıyor. Çünkü Eğer insan "Huzurlu" ise sorun yok... Önemli olan bu uzurun kaynağı... Ben bunu Kendimde, yani herşeyin özündeki "Benlik"te, "Hakk"ta yada Türkçesi ile "Gerçek"te buldum...

 

Konuya döneceksek eğer, sadece "Beni" huzurlu kılan bir inançla "Maddi" dünyayı açıklama gibi bir çabamın olamayacağı açıktır öyle değil mi? O yüzden bu işi "Bilim"in yapması gerektiğine inanıyorum...

 

Ama İnançların Maddi Dünyayı Nitelediğini düşünen arkadaşlarında fikirlerini burada bir arada görmek istiyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Orada koskoca bir "BENCE" ibaresi duruyor... Bakın yine Bence, Tanrı'nın kavranması bireyseldir. Yani bakın "Soyut" olan ve sezgilere dayalı bir şeyden bahsediyoruz... Tengeriin boşig, gerçeğin peşinden koşuyoruz, amacımız bu !
Gerçek ancak kanıtlarla mümkün olabiliyor. Eğer tanrının gerçek olduğu iddia ediliyorsa bu kanıtlanmış olmak zorundadır. Yani "bence tanrı vardır ve bu kesindir" deyip tanrıyı kanıtlayamıyorsanız, yanılıyorsunuz demektir. Demekki bu gerçeğin bencesi olmaz.

 

"bence tanrı vardır, buna inanıyorum" denirse, bu inanç olur ve doğruluğu tartışmaya açıktır. Çünkü ortada kesin bir hüküm yoktur.

 

Bizim sorunumuz, soyut kavramların gerçekmiş gibi gösterilmesidir, bu yanlıştır.

 

Diyorum hep, kimin neye inanıp inanmadığı umrumda değil. Size bunu kavratmak yada benimsetmek gibi bir kaygımda yok zaten...

 

o zaman sen ne yapıyorsun bu forumda ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demiş ki: Size Şah Damarınızdan daha yakınım...

Bende diyorum ki: Bize Şah Damarımızdan daha yakın olan yine kendimiz değil miyiz?

 

Sayın boşig,

 

"Size şah damarından daha yakınım" diyen Tanrıı değildir. Onu diyen, o lafı Tanrı'ya isnat etmiştir. Zaten Tanrı'nın öyle dediğini kabul etsek, "Tanrı böyle dedi" diyen dini kabul ederiz.

 

Konuya döneceksek eğer, sadece "Beni" huzurlu kılan bir inançla "Maddi" dünyayı açıklama gibi bir çabamın olamayacağı açıktır öyle değil mi? O yüzden bu işi "Bilim"in yapması gerektiğine inanıyorum...

 

Ben de sana diyorum sayın boşig, bu islami düşünce değil, sen de müslüman değilsin diye.

 

İslami inanç, göğün kaç kat olduğuna karışır, yağmurun nasıl yağdığına karışır, Güneş ile ayın aynı yörüngede birbirlerini kovaladıklarını iddia eder, evrenin ne kadar sürede oluştuğu hakkında bilgi vermeye kalkar, ne renk don giymemiz gerektiğine karışır, Mekke-Medine-Akabe-Küdüs-Şam yolu üzerindeki eski uygarlıklara ait kentlerin neden yıkıldığına ilişkin açıklamalar ileri sürer, yani dünyada "maddi" hayatta karışmadığı alan yoktur dinin.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslami inanç, göğün kaç kat olduğuna karışır, yağmurun nasıl yağdığına karışır

 

Kur'an-ı Kerimde göklerden bahsederken, göğe karışılmış mı oluyor.. :)

Bu nasıl bir mantık..

Bizlere orada bilgiler veriyor ve görün bilinde iman edin diyor..

Dinimiz bilmi emreder..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an-ı Kerimde göklerden bahsederken, göğe karışılmış mı oluyor.. :)

Bu nasıl bir mantık..

Bizlere orada bilgiler veriyor ve görün bilinde iman edin diyor..

Dinimiz bilmi emreder..

 

Sayın boşig, "Beni huzurlu kılan bir inançla "Maddi" dünyayı açıklama gibi bir çabamın olamayacağı açıktır" dedi. Bende İslamiyet'in maddi dünyayı da açıklamaya giriştiğine dikkat çektim.

 

Sayın kralx, dininiz bilimi teşvik etse, en büyük savunucularından biri ben olurum. Sizin dininizin emrettiği bilim, Muhammed'in verdiğigi bilgileri tastiklemeye yönelik "rasyonelleştirme, kelimelere takla attırma" bilimidir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın kralx, dininiz bilimi teşvik etse, en büyük savunucularından biri ben olurum. Sizin dininizin emrettiği bilim, Muhammed'in verdiğigi bilgileri tastiklemeye yönelik "rasyonelleştirme, kelimelere takla attırma" bilimidir.

 

Saygılar.

 

Birde o kadar islam alimi yazdık..

Dünyayya damgasını vurmuş islam bilginlerini yazdık..

Nesye hadi onları boşver..

İslamın emrettiği bilim Hz. Muhammedin verdiği bilgileri tastiklemektir dedin..

Peki islamın emretmediği bilim (tersi bu olmuş oluyor) hangi bilim ve,

bu bilim islamın belirttiği bilgilere tamamen ters ve tezat neler bulmuştur..

Üç tane yazabilir misin..?

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birde o kadar islam alimi yazdık..

Dünyayya damgasını vurmuş islam bilginlerini yazdık..

Nesye hadi onları boşver..

İslamın emrettiği bilim Hz. Muhammedin verdiği bilgileri tastiklemektir dedin..

Peki islamın emretmediği bilim (tersi bu olmuş oluyor) hangi bilim ve,

bu bilim islamın belirttiği bilgilere tamamen ters ve tezat neler bulmuştur..

Üç tane yazabilir misin..?

Saygılar..

 

Son günlerdeki aktif başlıklarda var hepsi, boşuna mı konuşuyorduk?

 

1. İslam dini düşünme, anlama, kavrama organı kalptir der, bilim beyin der.

A'raf-179: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır

 

2. İslam dini, güneş ile ayı aynı yöründede giden, ancak birbirlerine yetişemeyen gök cisimleri zanneder, dünyadan hayaya bakan bir adamın gözlemine göre bu bilgi ileri sürülmüştür. Bilim'e göre güneş ve ayın yörüngeleri birbirinden tamamen farklıdır. Yetişmek diye birşey sözkonusu olamaz.

Yâsîn-40: Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

 

3. İslam, dünya ve göğün 6 günde yaratıldığını iddia eder. Bilim evrenin ve dünyanın oluşumunun milyonlarca yıl sürdüğünü söyler.

Yunus-3:O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir." [Mavi renkli yer boşig'in sorusu, ama sen de cevaplayabilirsin. Tanrının arşı su üzerinde ise, Tanrı'nın mekanı var mıdır, herşeyde Tanrı var mıdır, varsa suyun üstündeki Tanrı'nın bir kısmı mıdır. Yoksa, Kuran putperest inançların devamından başka birşey olmadığından mı bu bilgiler kuranda yeralmaktadırr.)

 

4. İslam, yer insanları sarsmasın diye dağlar oturtulduğunu söyler, bilim dağların kıta plakalarının çarpışması veya yerkabuğunun delinmesi üzerine fışkıran lavlarla oluştuğunu, bu nedenle sarsıntıların/depremlerin en çok dağların yoğun olduğu yerlerde yaşandığını söyler ve istatistiklerle bu sabittir.

Nalh-15: Sizi çalkayıp sarsar diye yerküreye ağır dağlar, ırmaklar, yollar koydu. İyiye ve doğruya ulaşmanız umulmaktadır.

 

5. İslam insanın bir spermden yaratıldığını, kadının sadece tarla olduğunu iddia eder. Bilim İnsanın sperm+yumurtadan oluştuğunu göstermiştir.

Nalh-4: İnsanı bir spermden yarattı. Bir de bakmışsın insan, açıkça kafa tutan bir hasım oluvermiştir.

Kıyamet-37: O, dökülen meniden bir sperm değil miydi?

Abese-19: spermden! Yarattı onu, ölçülendirip biçimlendirdi onu.

 

İlk aklıma gelenler bunlar...

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1. İslam dini düşünme, anlama, kavrama organı kalptir der, bilim beyin der.
Kalbin düşünme organı olduğunu söyleyen olmadı..

Kalp ruhun sembolik yeridir...

 

2. İslam dini, güneş ile ayı aynı yöründede giden, ancak birbirlerine yetişemeyen gök cisimleri zanneder, dünyadan hayaya bakan bir adamın gözlemine göre bu bilgi ileri sürülmüştür. Bilim'e göre güneş ve ayın yörüngeleri birbirinden tamamen farklıdır. Yetişmek diye birşey sözkonusu olamaz.

 

Bunuda izah ettim..

İnsanların yerden bakıpta güneş ve ay çarpışabilir mi zannına karşın, asla birbirlerine yetişemeyeceklerini ifade eder..

 

4. İslam, yer insanları sarsmasın diye dağlar oturtulduğunu söyler, bilim dağların kıta plakalarının çarpışması veya yerkabuğunun delinmesi üzerine fışkıran lavlarla oluştuğunu, bu nedenle sarsıntıların/depremlerin en çok dağların yoğun olduğu yerlerde yaşandığını söyler ve istatistiklerle bu sabittir.
O söylediğin volkanik dağlar için geçerlidir ki, yer yüüznde çok yoktur..

Fay hatlarının geçtiği noktaları incele..

Birde depremlerde altında ana kaya bulunan zeminler mi çok tahrip olur yoksa topraklı düzlükler mi..?

 

5. İslam insanın bir spermden yaratıldığını, kadının sadece tarla olduğunu iddia eder. Bilim İnsanın sperm+yumurtadan oluştuğunu göstermiştir.

 

Evet islamdada bu gösterilmiştir..

Hatta ana karnındaki evreler bile yazılmıştır ayette..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kalbin düşünme organı olduğunu söyleyen olmadı..

Kalp ruhun sembolik yeridir...

 

Kuran söylüyor. Sembolizm ve mecaz da yok verdiğimiz ayetlerde.

 

Bunuda izah ettim..

İnsanların yerden bakıpta güneş ve ay çarpışabilir mi zannına karşın, asla birbirlerine yetişemeyeceklerini ifade eder..

 

Yerden bakıp güneş ve ve ay çarpışabilir mi, birbirine yetişebilir mi zannına kapılanlar Muhammed ve onun devrindeki diğer insanlar. "Yetişmek", aynı kulvarda, aynı yolda, aynı yörüngede hareket etmeyi gerektirir. Kuran'da güneş ve ayın aynı yörüngede oldukları ve birbirlerini kovaladıkları iddia edilmiştir.

 

O söylediğin volkanik dağlar için geçerlidir ki, yer yüüznde çok yoktur..

Fay hatlarının geçtiği noktaları incele..

Birde depremlerde altında ana kaya bulunan zeminler mi çok tahrip olur yoksa topraklı düzlükler mi..?

 

Bu dünyanın sismik haritası...

global.gif

 

Bu da dağları net gösteren bir dünya coğrafi haritası...

3-623-33123-6_MED.jpg

 

Dağ sıraları ile deprem bölgeleri arasında bir bağ görüyormusun?

Mesela Rusya-Sibirya, Sahra, Amazon havzası ve Kanada'nın doğusunda, yani dünyanın en büyük düzlüklerinde ne görüyorsun?

 

Depremlerde altında ana kaya olan yer ile toprak zemin arasındaki fark, virajlı ve engebeli bir yolda hızla giden bir otobüste ayakta duran bir yolcunun tutunması (kayalık zemin) ve tutunmaması (toprak zemin) gibi birşeydir. Yani asıl sorun yolun virajlı ve engebeli olmasıdır (dağlar).

 

islamdada bu gösterilmiştir..

Hatta ana karnındaki evreler bile yazılmıştır ayette..

 

Var da, eski insanların, eksik ve yanlış bilgileri var. Senin varsaydığın Herşeyi Bilen Tasarlayıcı'dan alınan bilgiler değil.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kalbin düşünme organı olduğunu söyleyen olmadı..
A'raf-179: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır

 

Kalp ruhun sembolik yeridir...

 

Yanlış !

 

Ruhun kalple hiçbir ilgisi yok, yapay kalp takılan biri ruhunu kaybetmez. Yüzbinlerce kalp nakli yapılan insanın ruhu değişmez. Değişseydi kalp nakli yasaklanırdı !

 

Ayette ruhla ilgili bir kavram yok ! Ayette organlar gerçek işlevleriyle birlikte verilmiş (sembolik değil). Hac 46 ve Araf 179

 

Öyle bir ayet ki tartışmaya bile gerek yok, Kur'anın en açık ayetlerinden biridir. Herşey düzgün bir şekilde aktarılmış.

 

O söylediğin volkanik dağlar için geçerlidir ki, yer yüüznde çok yoktur..

 

Ayette sabit dağlardan bahsediyor.

 

Ayette vokanik dağlardan bahsetmemiş.

 

Dağlar var sarsıntılarda var, demmekki dağlar sarsıntıları engellemiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kalp meselesi..

Arkadaşlar bakın semboliklikten bahsediyorum..

Aşktada kalp semboliktir..

Bütün huyların sembolikleştiği organ kalptir..

Aşk, sevgi, kin, nefret..

Örneğik kalbi kararmış derler..

Bu gerçek manada kararma değil, sembolik manada kararmadır..

 

Dağ meselesi..

 

"Yeryüzünü bir döşek yapmadık mı?"

"Dağları da birer kazık?"

"Onları sarsmasın diye yeryüzüne dağları yerleştirdik"

 

Bilim dağların yer kabuğunun dengesini sağladığını kanıtlamıştır..

Bunun bilimsel adı izoztesi (isostasi) dir..

Önceleri dağların sıradan birer çıkıntı oldukları varsayılırdı.

Oysa olay öyle değildi..

Dağların tıpkı ayette geçtiği gibi, kazık biçiminde taban noktasından yer kabuğunun derinliklerine doğru kazık çeklinde, yani alta indikçe daraldığı tespit edilmiştir..

Dağların yer kabuğunun üzerinde kalan bölümü ortalama 3-5 km yer kabuğu altındaki kazık biçimindeki uzunluğu ise 35 km yi bulabilmektedir..

Kur'an-ı Kerim her konuda olduğu gibi bu konudada kısa bir bilgi aktarmıştır..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ayette dağların göründükleri gibi sabit olmadıkları, sürekli hareket halinde bulundukları şöyle bildirilmektedir:

 

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)

 

Dağların bu hareketi, üzerinde bulundukları yer kabuğunun hareketinden kaynaklanır. Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların Dünya'nın ilk dönemlerinde birarada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını öne sürmüştü.

 

Ancak jeologlar, Wegener'in haklı olduğunu onun ölümünden 50 yıl sonra yani 1980'li yıllarda anlayabildiler. Wegener'in, 1915 yılında yayınlanan bir makalesinde belirtmiş olduğu gibi; yeryüzündeki kara parçaları yaklaşık 500 milyon yıl önce birbirlerine bağlılardı ve Pangaea ismi verilen bu büyük kara parçası Güney Kutbu'nda bulunuyordu. Yaklaşık 180 milyon yıl önce Pangaea ikiye ayrıldı. Farklı yönlere sürüklenen bu iki dev kıtadan birincisi Afrika, Avustralya, Antartika ve Hindistan'ı kapsayan Gondwana idi. İkincisi ise, Avrupa, Kuzey Amerika ve Hindistansız Asya'dan oluşan Laurasia idi. Bu bölünmeyi izleyen yaklaşık 150 milyon yıl içindeki çeşitli zamanlarda Gondwana ve Laurasia daha küçük parçalara ayrıldılar.

 

İşte Pangaea'nın parçalanmasıyla ortaya çıkan bu kıtalar sürekli olarak kara ve deniz arasındaki dağılımı değiştirerek, yılda birkaç santimetrelik hızlarla Dünya yüzeyinde sürüklenmektedirler.

Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: Allah dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. Nitekim bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de "continental drift" yani "kıtasal sürüklenme"dir.

 

Kıtaların kayması Kuran'ın indirildiği dönemde gözlemlenemeyecek bir bilgidir ve Allah ayette geçen "dağları görürsün de, donmuş sanırsın" ifadesiyle insanların bu konuyu ne şekilde değerlendireceklerini önceden bildirmiştir. Ancak bunun ardından bir gerçeği açıklamış ve dağların bulutların sürüklendikleri gibi sürüklendiklerini haber vermiştir. Görüldüğü gibi ayette dağların bulunduğu tabakanın hareketliliğine açıkça dikkat çekilmiştir.

 

Alıntı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)

 

Dağların bu hareketi, üzerinde bulundukları yer kabuğunun hareketinden kaynaklanır. Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların Dünya'nın ilk dönemlerinde birarada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını öne sürmüştü.

 

Allah kıta demeyi unutmuş galiba?

 

Kıtaların kaymasıyla,dağların kaymasının ne alakası var ? Temel fıkrası gibi.

 

 

Hava bugün bulutlu

 

temel,sen bana ördek dedin

 

Yoka ne alaksı var ?

 

temel;çok alakası var

 

nasıl yani?

 

temel,buluttan yağmur yağar

 

eeee

 

Temel,yağan yağmurlardan su birikintileri oluşur

 

eeee

 

Temel,eeesi varmı işte su birikintisindede ördekler yüzer.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yazdığım yazıya çok bilimsel bir yanıt vermişsiniz tebrik ederim. :excl:

 

dağlar kıtaların parçalarıdır değil mi, Kuran indirildiğinde insanlar kıtaları mı biliyorlardı yoksa dağları mı?

 

Allah kıtaları biliyor du elbette ama insanlar bilmiyor du? bilir misiniz bilemiyorum bir prof. bir köylü ile konuşurken onun anladığı lisandan konuşur. ona bilmediği terimlerle hiç bişey anlatamayacağını bilir.

 

kasd-i red ile şartlanmışsanız mutlaka inkara bahane bulunur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)
Sardunyam, dağlar sürüklenmezler. Hele bulutlar gibi hiç sürüklenmezler, çünkü bulutlar saatte kilometrelerce yol katederler. Kıta sürüklenmesi ile dağların sürüklenmesi birbirine benzemez çünkü dağlar sabittir ve kıtalarla birlikte hareket eder ama bunu bulutlardaki gibi farkedemeyiz.

 

 

Arkadaşlar bakın semboliklikten bahsediyorum..

Aşktada kalp semboliktir..

 

xlark tades

 

ayetlerde kalp, düşünme organı olarak belirtilmiş, sembolik veya mecaz anlam yok, çünkü organlar işlevleriyle birlikte yazılmış. Senin bahsettiğin sembolik anlam ayrı, o da var ama bu ayetler için söz konusu değil.

 

Kur'anın sadece bu ayetini göstererek insanlar dinden çıkabilir. Ben bunu bir çok kere yaşadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

xlark tades

 

ayetlerde kalp, düşünme organı olarak belirtilmiş, sembolik veya mecaz anlam yok, çünkü organlar işlevleriyle birlikte yazılmış. Senin bahsettiğin sembolik anlam ayrı, o da var ama bu ayetler için söz konusu değil.

 

Sembolik olup olmadığını nereden biliyorsun..?

Kalpleri kararmıştır ifadesindeki kararmıştır kelimesi sembolik mi değil mi sence.?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ayette dağların göründükleri gibi sabit olmadıkları, sürekli hareket halinde bulundukları şöyle bildirilmektedir:

 

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)

 

Küçücüktüm,belki 6, belki 7 yaşında...

İlk kez otobüsle Konya ovasından annemle geçiyordum.

Otobüs ne kadar gitsede yol hep aynı gibiydi.

Yanımızdan tek tük ağaçlar hızla geçip kayoluyordu.

Ama bir ara birşey dikkatimi çekti.

Yaklaşık 1 saat önce gördüğüm dağ sanki bizimle birlikte gidiyor gibiydi.

Biz gidiyorduk. Yanımızdan ağaçlar, tek tük evler geçip gidiyordu, ama anki dağ da otobüsle virlikte gidiyordu!!

"Anne bak dağ da gidiyor".

"Dağ gitmiyor oğlum, sadece öindeki manrazaralr değişiyor, otobüs de çok hızlı olmadığından, sanki dağ ve otobüs aynı hızla aynı yöne gidiyomuş gibi görürüz. Bir saat sonra bak, dağın artık gelmediğini göreceksin"

Hakkaten öyle oldu, bizimle birlkte hareket ediyo sandığım dağlar, artık gözden kaybolmuşlardı.

 

***

 

Muhammed küçüklüğünden beri, belki öksüz ve yetim olarak büyümenin de etkisiyle, içine kapanık bir insandı.

25 yaşına kadar evlenemedi.

Onu, kocası vefat etmiş bir kadın aldı.

O kadın tacirdi. Muhammed'i kervanlarıyla birlikte Kudüs'e, Şam'a, Yemen'e gönderdi.

Muhammed yolda benim küçüklüğümdeki gibi "göz yanılmasına" çok maruz kaldı.

İçeni kapanık olması nedeniyle, metafizikle fazla uğraşıyordu.

Bir ara bu iş, çığırından çıktı, insanlar arasında duramıyordu.

Dağlara kaçtı. Mağaralara gizlendi.

Kervan seyahatleri sırasında edindiği metafizik bilgileri ve gözlemleri "kendi içine kapalaı kafası ile anlamlandırmaya çalıştı"

Dağların bulutlar gibi hareket etmesi de, seyahat sırasında göz yanılmasına maruz kalan bir hikaye idi.

Bunu gerçek sandı.

 

***

 

Bundan sonraki ilk otobüs (veya kendiniz kullanmıyorsanız, diğer motorlu araçlar ile yaptığınız) yolculuğunuzda, ovalık bir yerden geçerken, arka planda kalan dağları size yakın coğrafya ile birlikte gözlemleyiniz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Brain..

Gerçek olguları hikayelerle soyutlayamazsınız..

Siz dağları o şekilde hayal ettiğinizde yaşınız 6-7 imiş..:)

O yaşlarda normaldir..

Bakın gerçeğe dönelim..

Dağların hareket halinde olduğunu bilim söylüyor..

Yer kabuğunun hareketli olduğunu bilim söylüyor..

Bilim dağların yer kabuğunun dengesini sağladığını kanıtlamıştır..

Bunun bilimsel adı izoztesidir..

Lütfen bir araştır tekrar yazışalım..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dağların hareket halinde olduğunu bilim söylüyor..

 

Bilimin söylediği hareket, gözle görülemeyecek, veya tek bir insan kuşağında farkedilemeyecek kadar yavaş bir harekettir. Bulutlar gibi hareketten kasıt bu değildir. Bulutlar gibi hareket ancak benim anlattığım türde bir göz yanılsamasıdır ve Muhammed'in anlattığı şey odur.

 

Ayrıca dikkatini çekerim "dağlar" diyor. Bütün yerkabuğu, ovalar, platolar demiyor.

Muhammed sadece dağlar hareket ediyor diyor.

Bilim adamlarının bahsettiği minimal hareketlerde, dağ ova ayrımı olmadan herşey hareket eder.

Sadece dağların hareket etmesi ancak benim bahsettiğim göz yanılsaması ile olur.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.