Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

RASLANTI? YARATILIŞ?


Shatin

Önerilen İletiler

Herkese öncelikle tekrardan selamlar saygılar,

Yeni yılda başarı mutluluk sağlık maddiyat dileklerimle

 

Uzun sayılabilecek bir aradan sonra yine bir iki gündür yazıları okuyorum ama hala görüyorum ki pek bir yol alınabilmiş değil (tabi bu benim kanaatimce)

 

Benim siz saygı değer arkadaşlara bir sorum olacak. Uzunca ve kapsamlı bir soru. umarım sizde yeterince açıklayıcı gördüğünüz cevapları bu konudan ve okuyucu arkadaşlardan esirgemezsiniz.

Tabi her yazımda (her sorumda) belirttiğim gibi şunu yine belirtmek isterim, lütfen kuranda şöyle yazıyor hadis böyle diyor islam şöyle ateizm böyle diye polemik oluşturacak yazılardan uzak durunuz.

 

Bazı insanlar canlıların/dünyanın/evrenin/kozmosun (ya da siz aklın kapsayabileceği bütün şeyler için ne kullanıyorsanız onun) raslantısal olarak meydana geldiğini, bazı insanlar bir varoluşun olduğunu, bazı insanlarda neyin ne şekilde oluşabileceğini bilemeyeceğimizi savunuyorlar.

 

Bu görüşlerin hangisini (bu görüşlerin dışındaki görüşlerinizi de dile getirirseniz çok sevinirim) neden savunduğunuzu bilime/dine/ruha/akıla dayandırarak açıklayabilir misiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendi konuma ilk cevabı ben vermek istedim.

Bayağı uzun süredir mensubu olduğum dini araştırıyordum. Bu forumdan bir müddetliğine uzaklaşmamın sebebi de forumun artık benim sorularıma tatmin edici cevaplar verememesiydi. Bu nedenle bende ufkumu genişletmek için başka başka bilgi kaynakları arar oldum. Bunların sonucunda siz değerli arkadaşlar gibi nice arkadaşın bilgi paylaşımı içerisinde bir yerlere geldim.

 

Öncelikle kendi aklımın yettiğince bu konuyu irdeledim. Daha sonra bu konu hakkında fikir ve görüş beyan eden arkadaşların bilgilerinden faydalanmak suretiyle kendi bilgilerimi harmanladım.

Vardığım sonuç şu oldu ki, şuan ki aklım(ız) içinde bulunduğumuz mekanın/zamanın açıklanmasında yeterli bilgi birikimine/kaynağına sahip değil. Buradan da benim için şu sonuç çıktı; İçinde bulunduğumuz mekan ve zamanın da üzerinde bu mekan ve zamanı elinde bulunduran üstün varlık/varlıklar var. (varlıktan kastım bir nesne,kişi,kurum,kuruluş veya olgu değil sadece, aklınıza gelebilecek herhangi birşey)

bunu hem bilimde hem de insanların kendi akıllarında görebilmek çok açık bana göre. Tabi zaman döngüsü içerisinde kimi buna Allah demiş kimi Gök tanrı demiş kimi zeus demiş kimi madde demiş kimi atom demiş kimi vs. vs. demiş.

Ama benim görüşüm şuan için şudur ki içinde bulunduğumuz zaman ve mekan bizim aklımızın sınırları dışında ve raslantısal olmayacak kadar ahenk ve ihtişam içerisindedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu görüşlerin hangisini (bu görüşlerin dışındaki görüşlerinizi de dile getirirseniz çok sevinirim) neden savunduğunuzu bilime/dine/ruha/akıla dayandırarak açıklayabilir misiniz.
Bu mümkün değil, hepsini birden kullanmak mantıksız olur. Çünkü dine inanan biri inançlarıyla hareket etmek zorunda, ruha dayandıran biri dini kabul etmiş sayılır, akıla dayandıran biri karmakarışık olur çünkü herkesinki bir değil. Geriye ne kalıyor bilim, yani somut kavramların incelenmesi. Kanıtlanmışların kesin doğru olması, öyle bir kanıt olacak ki, dünyanın küre biçiminde olması gibi, yani bu kadar kesin kanıtlar olacak.

 

 

Ama benim görüşüm şuan için şudur ki içinde bulunduğumuz zaman ve mekan bizim aklımızın sınırları dışında ve raslantısal olmayacak kadar ahenk ve ihtişam içerisindedir.

 

Mantıken seninle aynı fikirdeyim, ama asıl gerçeği bilemeyiz, mantığımız doğru olmayabilir, çünkü mantığımızı doğru gösterecek bir kanıt yok, sadece belirtiler var, bir bakarsınız hiçbirşey düşündüğümüz gibi olmayabilir. Zaten o varlığın yada varlıkların (artık her nasılsa) nicelikleri ve nitelikleri konusunda da hiçbir bilgi yok.

 

Ama şunuda düşünmeden edemiyorum, bu kainatı yaratan biri yada birileri varsa, O nasıl var olmuş, onunda bir yaratıcısı olmalı, düşün düşün bitmez. Aklımıza sınırda koyamayız, çünkü bunu beceremeyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

benimde merak ettgim konu bilimi bu kadar savunanlar neye dayanarak savunuo elbet bilim wardır ama bilimde 1kabul edis diil midir????10luk sayma sısteminn tersi cıkana kadar bunu kullanıorz ama baskası cıktıında da onu kullanmıck mıyız???wea sız en cok deger verdgnz sevglnz olsun ama onun sızı sevdgnı nerdn bılebılıosnz???hade sıze yalan soluosa dusnceleri okuma ımkanmz war mı????bana 1i bunu acıklasn eger dunyada yalan dıe 1kavram warsa bızm hc 1seye ınanmamz gerekmıo mu??madm gormedgn kavrıyamdgn seye ınanmıosn dusncelerin nasıl 1iyle uyusuo???son olarak kuran'dan ornek wermeyın demssn ama wermdn edemcm dıo ki''bız 1zar yardmyla denzlrn karısmasını engelledk''bu cebelitark bogazınn oeadı akıntnn karsmadgnı gosterıo peki bunlardn bahsedn 1din yani gelcktn we gecmstn haber wern 1dinn bole acklayıcı orneklerı warken sızce kurallar altnda yasamk bıze zor geldıı ıcn mı kacıorz???evet mantık ama bızde bılıorz kı duydu olmdan mantk ne ıse yarar??eger dınde hep mantık arayan 1i kabul edisleri inkar ediosa oz aman nıe yasıo her sey 1yerden sonra kabul edıs dııl midir??son ornegm acn okuyun kavımlern helakndan bahsedrken ''ıtalyann 1kentınde ınsanlarn helak olduu we ustlernn lavlarla ortulmesne karsılık yanmadgı we nasıl 1durmdaysa ole kaldıı 14yasında 1cocugn cınsel ılskı sırasnda kaldıı''gorulmstr peki bunlardn bahsedn kitap dunyanin yaradılısı ıcnde ortaya konulan big bang teorisini desteklemektedir??merak ettgnz tam olarak ne????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

grkn 13

 

hayatımda gördüğüm en karışık, en yanlış, en tuhaf, yazı şekline örnek oldun !!!

 

Galiba bu yazıyla forumada örnek oldun

 

ayrıca merak ettiğin veya açıklamamızı istediğin bir konu varsa, başlık açabilir misin ?

 

Buradaki iletini okuyunca başım ağrıdı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

benimde merak ettgim konu bilimi bu kadar savunanlar neye dayanarak savunuo elbet bilim wardır ama bilimde 1kabul edis diil midir????10luk sayma sısteminn tersi cıkana kadar bunu kullanıorz ama baskası cıktıında da onu kullanmıck mıyız???wea sız en cok deger verdgnz sevglnz olsun ama onun sızı sevdgnı nerdn bılebılıosnz???hade sıze yalan soluosa dusnceleri okuma ımkanmz war mı????bana 1i bunu acıklasn eger dunyada yalan dıe 1kavram warsa bızm hc 1seye ınanmamz gerekmıo mu??madm gormedgn kavrıyamdgn seye ınanmıosn dusncelerin nasıl 1iyle uyusuo???son olarak kuran'dan ornek wermeyın demssn ama wermdn edemcm dıo ki''bız 1zar yardmyla denzlrn karısmasını engelledk''bu cebelitark bogazınn oeadı akıntnn karsmadgnı gosterıo peki bunlardn bahsedn 1din yani gelcktn we gecmstn haber wern 1dinn bole acklayıcı orneklerı warken sızce kurallar altnda yasamk bıze zor geldıı ıcn mı kacıorz???evet mantık ama bızde bılıorz kı duydu olmdan mantk ne ıse yarar??eger dınde hep mantık arayan 1i kabul edisleri inkar ediosa oz aman nıe yasıo her sey 1yerden sonra kabul edıs dııl midir??son ornegm acn okuyun kavımlern helakndan bahsedrken ''ıtalyann 1kentınde ınsanlarn helak olduu we ustlernn lavlarla ortulmesne karsılık yanmadgı we nasıl 1durmdaysa ole kaldıı 14yasında 1cocugn cınsel ılskı sırasnda kaldıı''gorulmstr peki bunlardn bahsedn kitap dunyanin yaradılısı ıcnde ortaya konulan big bang teorisini desteklemektedir??merak ettgnz tam olarak ne????

 

Türkçe yaz, İngilizce yaz, Arapça yaz, hangi dilde daha fazla insana ulaşabileceğini düşünüyorsan o dilde yaz. Anlaşılır bir dille yaz, amacın yazının okunmasını sağlamak ise.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunu neye dayanarak iddia edebiliyorsunuz?

 

Lütfen beni yanlış anlamayın sayın yam yam ama arkadaşımız cümlesinin başına "Benim görüşüm şu an için şudur..." şeklinde bir ifade eklemiş. Bunun üzerine bir şey söylemek gerekmez. Bu kesin böyledir siz de buna inanın diye bir şey iddia etmiyor ki. Birisi çıksa dese ki "Ben her şeyin ötesinde evrendeki düzenin arkasında bir bilinç olabileceğine inanmıyorum, bu benim aklıma yatmıyor" dese "neye dayanarak bunu iddia ediyorsun" diyebilir miyiz. Bakın lütfen yanlış anlamayın zira kötü bir maksatla yazmadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lütfen beni yanlış anlamayın sayın yam yam ama arkadaşımız cümlesinin başına "Benim görüşüm şu an için şudur..." şeklinde bir ifade eklemiş. Bunun üzerine bir şey söylemek gerekmez. Bu kesin böyledir siz de buna inanın diye bir şey iddia etmiyor ki. Birisi çıksa dese ki "Ben her şeyin ötesinde evrendeki düzenin arkasında bir bilinç olabileceğine inanmıyorum, bu benim aklıma yatmıyor" dese "neye dayanarak bunu iddia ediyorsun" diyebilir miyiz. Bakın lütfen yanlış anlamayın zira kötü bir maksatla yazmadım.

 

Elbette diyebiliriz sayın rastlantı... Felsefi bir görüş bile beyan edildiğinde "neden öyle olduğunu düşünüyorsunuz" diye sorabiliyorken, bilinen ve açıklanabilir olgular için neden soramayalım? Ancak arkadaşımız "bu görüşümün herhangi bir dayanağı yok" diye cevap verirse bilemem...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kainat veya evren diyelim. Hiçbir şey rastlantı sonucu meydana gelmemiştir. Çünkü sistem o kadar ahenkle ve kusursuz işliyor ki, bu sisteme raslantı sonucu meydana geldi desek 10 üzeri 16 - yani katrilyonda bir- ihtimalle maddelerin rastlantı şeklinde bir araya gelerek bir cismi oluşturması gerekir. örneğin havadaki azot, oksijen miktarı, koca kütlelerin milyonlarca yıldır yörüngesinden sapmaması ve asılı durması, insan vücudunun muhteşem yapısı ..gibi. tesadüflerin bir araya gelerek oluşturamayacağı durumlar, yapılar..

Madem ortada bir sanat eseri var bu sanatın da sanatçısı yani yaratıcısı vardır. Sorun bu yaratıcıya hangi ismi vereceğimiz. Bunu belirlemek içinse insanın yine evrene ve kendisine bakması gerekir. Bunca şey neden yaratılmıştır. İnsan kendine ve diğer canlılara baktığında herşeyin kendisine hizmet ettiğini görebilir. Ağaç kendisi için faydası olmayacak meyveyi vermekte meyveyi ise çoğunlukla insan yemektedir. meyvelerin yapısına baktığımızda tam bize, midemize göre yaratılmış. Arı zehirli iğnesinin arasından kendisine faydası olmayan bal çıkarmakta ve bunun için bir arı yüzbinlerce çiçek dolaşmaktadır. Anne hamile kaldıktan 6-7 ay sonra göğüsleri süt dolmakta, ve bebek doğar doğmaz adeta bir çeşme misali memeden bebek vücüdunun en kolay hazmedebileceği ve en yararlı besin olan anne sütü gönderilmekte üstelik iki yıl boyunca. Bütün bunlar niçin? 60-70 senelik bir ömür için mi? O zaman yaratıcının maksadını öğrenmemiz gerekmez mi? neden yaratıcı diyorum da yaratıcılar demiyorum. çünkü bütün bu düzenin, sistemin ahenkle ve kusursuz bir şekilde devam etmesi tek bir yaratıcıyı gerektirir. Bir köyde iki muhtar bulundu mu o köyde muhtarlık kurumu işlemez. iki başlı, iki iktidarlı bir hükümet olamayacağı gibi birden fazla yaratıcı düşünüldü mü evrende bu kusursuz ahenk olamayacağı da düşünülmeli.

 

Bu bilgiler çerçevesinde insanın neden yaratıldığı diğer canlılardan neden üstün olduğu, nereden geldiği ve nereye gideceği sorularına en iyi ve en mantıklı cevabı veren inanç doğru bir inançtır. O halde yaratıcının bir olduğunu kabul ediyorsak,sadece bir doğrunun da olduğunu kabul etmemiz gerekir. Birden fazla doğru düşünülemez. Ve de bizi yaratan yaratıcının kendisini de bize tanıttırması gerektiğini ve tanıttırdığını da kabul etmemiz gerekir. Şu soru aklımıza gelebilir peki yaratıcıyı kim yarattı. veya nasıl oluştu. Yaratıcı yaratıldımı o yaratıcı olmaktan çıkar. Tren örneğini vermek gerekirse, en arkadaki vagonu kim çekiyor, onun önündeki, ya onu onun önündeki.. bu böyle taa lokomotife kadar gelir ama lokomotifi kim çekiyor denemez çünkü gücü kendisinde. Dişteki bakterinin insanı tarif edemeyeceği gibi insan da yaratıcısını tarife gücü yetemez. hangimizin iyi işler yapacağını, hangimizin kendisini tanıyacağını ve sanatını göstermek için bizleri ve kainatı yaratmıştır. Ve ben ona kendisini bu şekilde tanıttırdığı için ALLAH diyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kainat veya evren diyelim. Hiçbir şey rastlantı sonucu meydana gelmemiştir. Çünkü sistem o kadar ahenkle ve kusursuz işliyor ki, bu sisteme raslantı sonucu meydana geldi desek 10 üzeri 16 - yani katrilyonda bir- ihtimalle maddelerin rastlantı şeklinde bir araya gelerek bir cismi oluşturması gerekir. örneğin havadaki azot, oksijen miktarı, koca kütlelerin milyonlarca yıldır yörüngesinden sapmaması ve asılı durması, insan vücudunun muhteşem yapısı ..gibi. tesadüflerin bir araya gelerek oluşturamayacağı durumlar, yapılar..

Madem ortada bir sanat eseri var bu sanatın da sanatçısı yani yaratıcısı vardır. Sorun bu yaratıcıya hangi ismi vereceğimiz. Bunu belirlemek içinse insanın yine evrene ve kendisine bakması gerekir. Bunca şey neden yaratılmıştır. İnsan kendine ve diğer canlılara baktığında herşeyin kendisine hizmet ettiğini görebilir. Ağaç kendisi için faydası olmayacak meyveyi vermekte meyveyi ise çoğunlukla insan yemektedir. meyvelerin yapısına baktığımızda tam bize, midemize göre yaratılmış. Arı zehirli iğnesinin arasından kendisine faydası olmayan bal çıkarmakta ve bunun için bir arı yüzbinlerce çiçek dolaşmaktadır. Anne hamile kaldıktan 6-7 ay sonra göğüsleri süt dolmakta, ve bebek doğar doğmaz adeta bir çeşme misali memeden bebek vücüdunun en kolay hazmedebileceği ve en yararlı besin olan anne sütü gönderilmekte üstelik iki yıl boyunca. Bütün bunlar niçin? 60-70 senelik bir ömür için mi? O zaman yaratıcının maksadını öğrenmemiz gerekmez mi? neden yaratıcı diyorum da yaratıcılar demiyorum. çünkü bütün bu düzenin, sistemin ahenkle ve kusursuz bir şekilde devam etmesi tek bir yaratıcıyı gerektirir. Bir köyde iki muhtar bulundu mu o köyde muhtarlık kurumu işlemez. iki başlı, iki iktidarlı bir hükümet olamayacağı gibi birden fazla yaratıcı düşünüldü mü evrende bu kusursuz ahenk olamayacağı da düşünülmeli.

 

Bu bilgiler çerçevesinde insanın neden yaratıldığı diğer canlılardan neden üstün olduğu, nereden geldiği ve nereye gideceği sorularına en iyi ve en mantıklı cevabı veren inanç doğru bir inançtır. O halde yaratıcının bir olduğunu kabul ediyorsak,sadece bir doğrunun da olduğunu kabul etmemiz gerekir. Birden fazla doğru düşünülemez. Ve de bizi yaratan yaratıcının kendisini de bize tanıttırması gerektiğini ve tanıttırdığını da kabul etmemiz gerekir. Şu soru aklımıza gelebilir peki yaratıcıyı kim yarattı. veya nasıl oluştu. Yaratıcı yaratıldımı o yaratıcı olmaktan çıkar. Tren örneğini vermek gerekirse, en arkadaki vagonu kim çekiyor, onun önündeki, ya onu onun önündeki.. bu böyle taa lokomotife kadar gelir ama lokomotifi kim çekiyor denemez çünkü gücü kendisinde. Dişteki bakterinin insanı tarif edemeyeceği gibi insan da yaratıcısını tarife gücü yetemez. hangimizin iyi işler yapacağını, hangimizin kendisini tanıyacağını ve sanatını göstermek için bizleri ve kainatı yaratmıştır. Ve ben ona kendisini bu şekilde tanıttırdığı için ALLAH diyorum.

 

 

Hangi çağda yaşıyoruz kardeşim. Demokrasi denen bir şey var.Tek tanrı düşüncesi artık demokratik değil.İnsanlar bile kendi aralarında iş birliği yapıyorlarda tanrılar neden yapmış olmasın? Bakınız meselea sümer tanrıları bu konuda çok güzel örnek.Onlar aralarında iş birliğii yapmış , kimi yeri,kimi denizleri kimi göğü yaratmış hiç bir sorunda olmamış.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hangi çağda yaşıyoruz kardeşim. Demokrasi denen bir şey var.Tek tanrı düşüncesi artık demokratik değil.İnsanlar bile kendi aralarında iş birliği yapıyorlarda tanrılar neden yapmış olmasın? Bakınız meselea sümer tanrıları bu konuda çok güzel örnek.Onlar aralarında iş birliğii yapmış , kimi yeri,kimi denizleri kimi göğü yaratmış hiç bir sorunda olmamış.

 

O tanrılar şimdi Arkeolojinin ilgi alanına girmiş değilmi taştan kırılmış dökülmüş olarak.Birde "DEMOKRAT" olmak demokrasiye atıf yapmak illa inançsızmı olmayı gerektiriyor isteyen istediğine tapabilir zaten inançsızlıkta inanmak demek değilmi içindeki boşluğu nasıl dolduracak ya taşa,puta tapacak yada inanmıyorum deyip her bulduğuna sarılacak içindeki boşluğu tatmin etmek için.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem ortada bir sanat eseri var bu sanatın da sanatçısı yani yaratıcısı vardır. Sorun bu yaratıcıya hangi ismi vereceğimiz.

 

Mesela Uçan Spagetti Canavarı (tıklayınız) diyebilirmiyiz bu Yaratıcıya, Bobby Henderson'un dediği gibi? Ben mesela, buna dayanarak hepimizi Uçan Spagetti Canavarı yarattı diyebilirmiyim? kralx'in iddia ettiği Evrendeki Tasarımı da o yaptı diyebilirmiyim?

 

Neden yaratıcı diyorum da yaratıcılar demiyorum. çünkü bütün bu düzenin, sistemin ahenkle ve kusursuz bir şekilde devam etmesi tek bir yaratıcıyı gerektirir.

 

Bu mantığa nerden vardın? İki veya dahaçok yaratıcının kavga edeceğini nerden biliyorsun? Putperest Yunan/Mısır ilahlarının kavga etmesinden mi?

 

Ve de bizi yaratan yaratıcının kendisini de bize tanıttırması gerektiğini ve tanıttırdığını da kabul etmemiz gerekir.

 

Neden?

 

Şu soru aklımıza gelebilir peki yaratıcıyı kim yarattı. veya nasıl oluştu. Yaratıcı yaratıldımı o yaratıcı olmaktan çıkar. Tren örneğini vermek gerekirse, en arkadaki vagonu kim çekiyor, onun önündeki, ya onu onun önündeki.. bu böyle taa lokomotife kadar gelir ama lokomotifi kim çekiyor denemez çünkü gücü kendisinde.

Lokomotife de güç veren bir jenaratör/buhar kazanı, onu kullanan bir konduktör var. Tanrı'nın/ilahların Kondüktörü kim? Lokomotifi yapan kim? Enerjisini nerden alıyor?

 

Dişteki bakterinin insanı tarif edemeyeceği gibi insan da yaratıcısını tarife gücü yetemez.

 

Dişteki bakteri "beni, dişinde bulunduğum insan yarattı" gibi bir iddiada bulunup onu tanımlamaya kalkmaz zaten. İnsanın da, şu bakteri beni tanısın, beni ansın, sevsin diye bir derdi olmaz.

 

Hangimizin iyi işler yapacağını, hangimizin kendisini tanıyacağını ve sanatını göstermek için bizleri ve kainatı yaratmıştır.

 

Biliyomuş ya semitik dinlerin iddiasına göre zaten hangimizin ne yapacağını, bu tiyatroya ne gerek var o zaman?

 

Ve ben ona kendisini bu şekilde tanıttırdığı için ALLAH diyorum.

Sen Allah demiyorsun, Semitik halklar demiş, El-İlah diye, Muhammed artikel ile ilah kelimesini birleştirmiş Allah yapmış, ve bu "şey", herneyse, kendini tanıtmamış, Muhammed bu şey'in vahy verdiğini iddia etmiş.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O tanrılar şimdi Arkeolojinin ilgi alanına girmiş değilmi taştan kırılmış dökülmüş olarak.Birde "DEMOKRAT" olmak demokrasiye atıf yapmak illa inançsızmı olmayı gerektiriyor isteyen istediğine tapabilir zaten inançsızlıkta inanmak demek değilmi içindeki boşluğu nasıl dolduracak ya taşa,puta tapacak yada inanmıyorum deyip her bulduğuna sarılacak içindeki boşluğu tatmin etmek için.

 

Benim yazdıklarımın neresinden '' demokrat olmak inançsız olmayı gerektirir''anlamını çıkardınız ?

 

Siz bir takım mantıksal çıkarımlarla tek tanrı fikrini savundunuz. Bende ayne şekilde mantıksal çıkarımla çok tanrıların daha demokratik olacağını söyledim.

 

Ayrıca o tanrılar, kırılmış dökülmüş olsada,onlar sadece bir sembol,yani tanrıların kendisi değil.O taşların sembolize ettiği tanrılar ise halen yaşıyor

 

Eğer o taşların kırılmış dökülmüş olması tanrılara zarar veriyorsa bu islam içinde geçerli.Allahın evi olarak bilenen kabede tarihte kaç kez yıkılmış, sular altında kalmıştır.

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=78175

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

görüşlerini beyan eden arkadaşlara tekra tekrar teşekkür etmek istiyorum.

 

Yalnız görüyorum ki konu yine biraz biraz başka yerlere kaymaya başladı. Bunların başında da kaç tanrı/ilah/yaratıcı vs. var ya da yaratıcı demokratmı sosyal mi bilmem ne mi gibi yerlere gidiyor.

 

Arkadaşlar sizden ricam ilk iletiyi tekrar okuyup ona göre görüşlerinizi beyan etmeniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu mümkün değil, hepsini birden kullanmak mantıksız olur.

 

Ama şunuda düşünmeden edemiyorum, bu kainatı yaratan biri yada birileri varsa, O nasıl var olmuş, onunda bir yaratıcısı olmalı, düşün düşün bitmez. Aklımıza sınırda koyamayız, çünkü bunu beceremeyiz.

 

Öncelikle o sıfatların hepsini kullanarak açıklamanızı rica etmedim. o işareti veya anlamında kullanmıştım ama sanırım yanlış ifade etmişim yazımda. bunlardan herhangi biriyle açıklayabilir misiniz diye rica etmiştim.

 

İkinci cümlene katılıyorum. bunun sonu asla gelmez. Bu yüzden islam dininde Allahın böyle bir durumu vardır yani ne yaratıcısı ne başı ne sonu vardır. Eğer böyle birşey olmasaydı bu düşünce islam dininde de geçerli olacaktı.

Aslında her yaratıcı inancı olan insana göre bu böyle olmak zorundadır. Çünkü eğer yaratıcı herşeye kadir değilse ve bir başlangıcı varsa onun başlangıcını da başka bir yaratıcı oluşturmuş olacaktır. Bu da sonu gelmeyen bir kısır döngüye dönüşecektir.

Burada şu var ki benim kanaatimce bu raslantısal sonuçları savunan düşünceler içinde geçerli olmak zorundadır. Bu zaman ve mekan içindeysek bu zaman ve mekanın bir yerde başlangıcı ve yaratıcısı olmayan birşey tarafından meydana gelmiş olması gerekir. Bu görüşün aksini iddia eden arkadaşlar görüşlerini benimle paylaşırsa sevinirim

 

Bunu neye dayanarak iddia edebiliyorsunuz?

 

Onu neye dayanarak söylüyorum? Şuna dayanarak; Şu ana kadar evrenin açıklanmasında insan varlığının açıklanmasında ve bilemediğimiz varsayımların teori olarak gösterilmesinde ben şu ana kadar aklımızın yetemeyeceği bir bilginin buna kadir olduğunu gördüm. Özetle yapılan açıklamalar bana tatmin edici gelmiyor. Bazı şeyler izah edilebiliyor ama belki fazlası hala sırlarını korumaya devam ediyor.

 

Şunu da belirteyim ki birçok arkadaş bugünün bilinmeyeni yarının bilineni olacaktır mutlak diyor. Ama ben şuna inanıyorum ki bugünün bilinmeyenini yarın öğrendiğimizde onun içinde de bizi şaşırtacak bir bilinmeyen çıkacaktır. ve bu söz hep söylenecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle o sıfatların hepsini kullanarak açıklamanızı rica etmedim. o işareti veya anlamında kullanmıştım ama sanırım yanlış ifade etmişim yazımda. bunlardan herhangi biriyle açıklayabilir misiniz diye rica etmiştim.

 

İkinci cümlene katılıyorum. bunun sonu asla gelmez. Bu yüzden islam dininde Allahın böyle bir durumu vardır yani ne yaratıcısı ne başı ne sonu vardır. Eğer böyle birşey olmasaydı bu düşünce islam dininde de geçerli olacaktı.

Aslında her yaratıcı inancı olan insana göre bu böyle olmak zorundadır. Çünkü eğer yaratıcı herşeye kadir değilse ve bir başlangıcı varsa onun başlangıcını da başka bir yaratıcı oluşturmuş olacaktır. Bu da sonu gelmeyen bir kısır döngüye dönüşecektir.

Burada şu var ki benim kanaatimce bu raslantısal sonuçları savunan düşünceler içinde geçerli olmak zorundadır. Bu zaman ve mekan içindeysek bu zaman ve mekanın bir yerde başlangıcı ve yaratıcısı olmayan birşey tarafından meydana gelmiş olması gerekir. Bu görüşün aksini iddia eden arkadaşlar görüşlerini benimle paylaşırsa sevinirim

Onu neye dayanarak söylüyorum? Şuna dayanarak; Şu ana kadar evrenin açıklanmasında insan varlığının açıklanmasında ve bilemediğimiz varsayımların teori olarak gösterilmesinde ben şu ana kadar aklımızın yetemeyeceği bir bilginin buna kadir olduğunu gördüm. Özetle yapılan açıklamalar bana tatmin edici gelmiyor. Bazı şeyler izah edilebiliyor ama belki fazlası hala sırlarını korumaya devam ediyor.

 

Şunu da belirteyim ki birçok arkadaş bugünün bilinmeyeni yarının bilineni olacaktır mutlak diyor. Ama ben şuna inanıyorum ki bugünün bilinmeyenini yarın öğrendiğimizde onun içinde de bizi şaşırtacak bir bilinmeyen çıkacaktır. ve bu söz hep söylenecektir.

arkadaşlar, peygamberleri unutmayalım. peygamberler bu bilinmeyenleri açıklamak için gönderilmiştir. eğer şayet peygamberlere imanınız yoksa bu çırpınmaların sonu gelmeyecektir.

biz burda ne anlatırsak anlatalım muhakka yine bir bahane bulunacaktır. çünkü akıl insanı bir yere kadar götürür, peşinden kalbin devreye girmesi gerekir. kalb ve aklın izdivacı gerçekleşti mi hakiki iman o zaman oluşur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mesela Uçan Spagetti Canavarı (tıklayınız) diyebilirmiyiz bu Yaratıcıya, Bobby Henderson'un dediği gibi? Ben mesela, buna dayanarak hepimizi Uçan Spagetti Canavarı yarattı diyebilirmiyim? kralx'in iddia ettiği Evrendeki Tasarımı da o yaptı diyebilirmiyim?

kendin diyebilirsin. öldükten sonra karşına bir tabak spagetti ikram edilirse şaşırma ama :}

Bu mantığa nerden vardın? İki veya dahaçok yaratıcının kavga edeceğini nerden biliyorsun? Putperest Yunan/Mısır ilahlarının kavga etmesinden mi?

Neden?

insanoğlunun deneyimlerinden. iki başlı yönetim olamayacağından.

Lokomotife de güç veren bir jenaratör/buhar kazanı, onu kullanan bir konduktör var. Tanrı'nın/ilahların Kondüktörü kim? Lokomotifi yapan kim? Enerjisini nerden alıyor?

bu örneği vermenmin nedeni anlaşılmamış yine aynı diyalektik. bu örneği vermenin nedeni bu zincirin bir yerde kopması gerektiğinin anlaşılması için

 

Dişteki bakteri "beni, dişinde bulunduğum insan yarattı" gibi bir iddiada bulunup onu tanımlamaya kalkmaz zaten. İnsanın da, şu bakteri beni tanısın, beni ansın, sevsin diye bir derdi olmaz.

bu da anlaşılmamış. eğer bakteri de nsan gibi bir şuur ve akıl bulunsa ve varlığının nedenini ve nasılını sorgulasa idi.

Biliyomuş ya semitik dinlerin iddiasına göre zaten hangimizin ne yapacağını, bu tiyatroya ne gerek var o zaman?

senin görmen, şahit olman ve yaratıcının kudretinin farkına varman için brain..

Sen Allah demiyorsun, Semitik halklar demiş, El-İlah diye, Muhammed artikel ile ilah kelimesini birleştirmiş Allah yapmış, ve bu "şey", herneyse, kendini tanıtmamış, Muhammed bu şey'in vahy verdiğini iddia etmiş.

hey maşallah. o kadar kesin konuşuyorsunuz ki nerdeyse inanacağım..

bu kadar muazzam bir kainatın yaratıcısı insanoğluna neden kendini tanıttırmasın hayret.

peki o zaman siz açıklayın islamın alternatifini. siz neye inanıyorsunuz, bizlere sunacağını çözümler ne, ölüm nedir, bunca şey ne için var, insan duygularının mahiyeti, maddeleri, güneşi, ayı gezegenleri, ölümleri, doğumları, bitmek bilmeyen bu deveran, bunca insanın neden inandığını, neden ölümden sonra hayatın var olduğuna yüzde yüz emin, neden bizim dışımızdaki canlılar bize hizmet ediyor. neden sadece insanoğlu tabiatın kanunlarına müdahale edebiliyor, en basiti neden sadece insan elbise giyiyor, neden kaşım uzamazken saçım uzuyor, neden burnum duymuyor da kulağım, kulağım koklamıyorda burnum kokluyor, neden sadece dilim tat alıyor, neden tüm insanların parmak izi farklı, neden kalbim benim iznim dışında atıyor ve duruyor, neden kadın hamile kalınca memelerinden dünyanın en faydalı besini oluşuyor, neden güneş beni ısıtıyor, neden ağaç bana meyvesini sunuyor,, neden arı kendisinin kullanmadığı bal için binlerce çiçek dolaşıyor, ... vesaire vesaire..

sürekli savunmaya geçen bizleriz. çünkü bizim inançlarımız ortada, ya sizinkiler, size inanmamız için şu an inandığımdan daha mantıklı ve tatmin edici bir inanç sunun bizlere boşluk bırakmadan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu kadar muazzam bir kainatın yaratıcısı insanoğluna neden kendini tanıttırmasın hayret.

 

Neden tanıttırma ihtiyacı duysun ben de ona hayret ediyorsun? İnsan'daki gibi bir "kibir", "böbürlenme", "büyüklük hissetme" yani kısaca "megalomania" mı var Tanrı'da? Ben tanımadığım, bilmediğim, varlığından yokluğundan emin olamadığım birşeyi "megalomania" ile suçlayamıyorum. Sen inandığın halde suçluyorsun, bence yanlış yapıyorsun, dinen de.

 

peki o zaman siz açıklayın islamın alternatifini. siz neye inanıyorsunuz, bizlere sunacağını çözümler ne, ölüm nedir, bunca şey ne için var, insan duygularının mahiyeti, maddeleri, güneşi, ayı gezegenleri, ölümleri, doğumları, bitmek bilmeyen bu deveran, bunca insanın neden inandığını, neden ölümden sonra hayatın var olduğuna yüzde yüz emin, neden bizim dışımızdaki canlılar bize hizmet ediyor. neden sadece insanoğlu tabiatın kanunlarına müdahale edebiliyor, en basiti neden sadece insan elbise giyiyor, neden kaşım uzamazken saçım uzuyor, neden burnum duymuyor da kulağım, kulağım koklamıyorda burnum kokluyor, neden sadece dilim tat alıyor, neden tüm insanların parmak izi farklı, neden kalbim benim iznim dışında atıyor ve duruyor, neden kadın hamile kalınca memelerinden dünyanın en faydalı besini oluşuyor, neden güneş beni ısıtıyor, neden ağaç bana meyvesini sunuyor,, neden arı kendisinin kullanmadığı bal için binlerce çiçek dolaşıyor, ... vesaire vesaire..

 

İnsanlık bu soruların cevabını arıyor. Bulabilmiş değil.

 

sürekli savunmaya geçen bizleriz. çünkü bizim inançlarımız ortada, ya sizinkiler, size inanmamız için şu an inandığımdan daha mantıklı ve tatmin edici bir inanç sunun bizlere boşluk bırakmadan.

 

Valla biz mütevaziyiz. Herşeyi biliyoruz diye ortaya atlamadık ki, eleştir oklarını üstümüze çekelim. Herşeyi, bu dünyayı, ötedünyayı açıkladık, bütün cevaplar cebimde diyen sizsiniz, elbette savunmada olacak olanlar da sizlersiniz. Bizim cebimizde herşeyin cevabı yok maalesef.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazen insanın aklına değişik sorular gelir; "Cemâl ve kemâl Sahibi'nin kendi cemâl ve kemâlini göstermek istemesi nedendir?" Bu, insanın aklına gelebilecek bir sorudur ve aynı zamanda bir sorunun da cevabıdır.

 

 

Cenab-ı Hak kâinatı ve bizi niçin yarattı? Niçin şu meşhergâh-ı âlemi bir panayır gibi enzâr-ı âleme arz etti? Niye Cenab-ı Hak, ağaçların başında değişik türden sofralar hazırladı? Neden her yanı sofralar haline getirdi? Niye zemini bir çemenzâr olarak insanların seyr ü seyahatlerine müheyyâ kıldı? Yer niçin bizim için zelûl (sırtına binip gezeceğimiz bir hayvan gibi itaatkar) oldu? Bütün bunlara cevap verdiğimiz zaman, sorunun cevabını da bulmuş oluruz. Her cemâl ve kemâl sahibi, cemâl ve kemâlini göstermek istemesine binaen, Cenab-ı Hak da mutlak kemâlini ve kemâl derecesine varan mutlak cemâlini görmek ve göstermek istemiş ve bunun için kâinatı yaratmıştır. Kısaca, kâinatın yaratılması tezahür-ü Rububiyet içindir. "Cin ve insi yarattım Beni bilsinler ve Bana kulluk yapsınlar diye" (Zâriyât Sûresi, 51/56) buyuran Cenab-ı Hak, kâinatı Kendisini bildirmek, şuûnâtını göstermek ve bir de başka aynalarda Kendisini müşahede etmek için yaratmıştır.

 

Soruda, insan aklına gelen, Cenab-ı Hakk'ın Kendisini göstermek istemesidir. Bu isteme meselesine karşı insanın içinden gelen reddiye de, insanın kendisinin görme ve görünme istediği zaman riyakârlık yapması keyfiyetidir.

 

Allah, mahlûkata kıyas edilemez

 

Evvela, Cenab-ı Hakk'ı mahlûkata kıyas etmek doğru değildir. Bizde su-i edep olabilecek bir kısım durum ve keyfiyetler ve akla gelen noksanlıklar -O, mülkün sahibi olduğundan- O'nda olmaz. Yani biz kalkıp "Şunu biz yaptık, şu işe sahibiz" desek, bu su-i edep olur. Çünkü biz kendi adımıza, o işin aşr-ı mi'şarına (yüzde bir) dahi müdahale edemeyiz. Ama Cenab-ı Hak, -bir kudsi hadiste de dediği gibi- "Ben melikim. Ben melikler melikiyim. Bütün meliklerin kalbi elimdedir. Bana itaat ettiğiniz zaman onların kalblerini lehinize çeviririm, isyan ettiğiniz zaman aleyhinize çeviririm. Öyleyse kimseyi değil, nefsinizi levmedin" dese bu, O'nun azametine uygun bir söyleyiş olur.

 

Evet, Allah, yarattıklarından farklı ve yücedir. O'nun bazı sıfatları insanlarda cüz'i olarak görülse de Allah mütealdir. Nitekim Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir kudsi hadiste Allah'ın azametinden bahsederken şöyle buyurur: "Ben Allah, Melik ve Cebbar'ım! Her şeyin üzerinde mutlak saltanat ve hâkimiyetim vardır. Kimse benim taht-ı tasarrufum dışına çıkamaz. Nerede yeryüzünün melikleri ve orada büyüklük taslayanlar?" İşte bunlar, Kendisini anlatmada Cenab-ı Hakk'ın ifadeleridir. Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de de çokça anlatır Kendini. "Limeni'l-mülk - Mülk kimin?" diye sorar. Cevabı da çok nettir: "Lillâhi'l-Vâhidi'l-Kahhâr - Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın" (Gâfir Sûresi, 40/16) O, her şeyi siliyor, süpürüyor, adeta bütün mahlukat üzerine bir sünger çekiyor, sonra da "Kimin bu mülk?" diyor ve cevap veriyor: "Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın..." Şimdi bu arz ettiğim hususların herhangi birini bir insan söylese gurur ve kibir alameti olur. Ama Cenab-ı Hak "Kibriyâ Benim sıfatım, lazımım, benden ayrılmaz bir şeydir" manasına "el-kibriyâü ridaî - Kibriya benim ridamdır" buyuruyor. Rida, insanın sırtına giydiği cübbemsi bir şeydir. Allah, bu türlü şeylerden münezzehtir. Ama bir insan kalkıp bunları söylese kibir ve gurur izhar etmiş olur. Çünkü haddizatında insan, o mülke sahip değildir.

 

Bir insanın, sahip olmadığı bir meseleyle ortaya çıkıp kendisini göstermesi demek olan "riya", bir kibir ve gurur alametidir. Bir insanın sahip bulunmadığı bir meseleyi duyurması, yani vaziyetini başkalarına işittirmesi "süm'a", kendisine ait olmayan bir meseleyi içinde gizleyip "ben bu güzelliğe mazharım demesi" de "ucb" alametidir.

 

İnsan riya ile amel ederken esasen sahip bulunmadığı bir şeyi satıyor demektir. Boyu kendisi için açılan pencereye yetişmediğinden o pencereyi dolduruyor veya parmaklarının ucuna dikiliyor sayılır. hayat-ı içtimaiyede herkesin görüp görünmesi için böyle bir pencere vardır. Bir insanın boyu uzun ise, yani hakikaten kâmet-i kıymeti var ise, o eğilip bükülüp edip iki büklüm olacaktır. Onun için kâmilde kemâlin alameti tevazudur. Şayet kendisine açılan pencere kâmet-i kıymetinden yüksek ise, o da pencereyi doldurmak için uzun görünmeye çalışacaktır. Küçüklerde küçüklüğün alameti, büyük görünmektir. Kim riya yaparsa Allah, ona kime ibadet yaptığını öbür âlemde gösterecektir. Kim süm'a yaptıysa Allah onu da mele-i a'lada ilan edecek ve duyuracaktır.

 

Mesele bu açıdan ele alınınca, Cenab-ı Hakk'ın Kendisinin sahip bulunduğu şeyleri anlatması hakkın ifadesidir. İnsan ise, Allah'a ait şeyleri ve Allah'ın lütuflarını kendine aitmiş gibi gösterdiğinden onunki riya ve süm'a olur. O bakımdan Allah'ın Kendisini göstermek istemesi gayet normaldir. Çünkü O, Mülk Sahibi'dir, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder, istediği gibi konuşur, istediği gibi beyanda bulunur ve "Benim" diyebilir. İnsana gelince o, neye "benim" diyebilir ki! Neye "benim" dese arkasından başkasına ait olduğu ortaya çıkar. Başkasına ait bir şeyle tezahür ise, Yunus Emre'nin dediği gibi, âriye gömlekle, yani başkasının elbisesiyle zifaf odasına girmek gibi olur ve onun kime ait olduğu da ertesi gün ortaya çıkar. Evet, bu meselede insanla Hâlık'ın durumu birbirinden tamamen ayrıdır.

 

 

 

2. paragraf için

hayal kırıklığına uğradım. bu kadar çok şey yazan birinden bize yardımcı olmasını beklerdim. insanlığa bırakmaması gerekirdi.

ama ben, insanlığın buna din dışında bir cevap bulabileceğini sanmıyorum. ölümü de bekleyemem gerçeği anlamak için.

senin inancın sana benim ki de bana. bakalım kim haklı çıkacak.

 

sizler gibi bütün yaraılmışları kör tesadüfe isnad etmek mi, yoksa bir şeyleri açıklamak mı? eğer sizler bir inancı eleştiriyorsanız karşısına bir inançla çıkmanız gerekir. insanlık bunların cevabını arıyor diyerek olaydan sıyrılmak olmaz. eleştirmek yerine üretmek gerekir. ona buna itiraz edeceğinize insan oğlunun kanayan yarasına bir merhem bulunuz.

 

hadi eyvallah.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugüne kadar yaşamış, gelmiş geçmiş her canlı türünün bütün özellikleri bilgi olarak DNA'ya yüklense toplam DNA hacmi bir çay kaşığının ancak küçük bir kısmını doldururdu. Dahası geriye şu ana kadar yazılmış bütün kitapları saklayabilecek kadar boşluk kalırdı. Gözle göremediğimiz, çapı milimetrenin milyarda biri büyüklüğünde olan, atomların yanyana dizilmesiyle oluşmuş bir zincir, acaba böyle bir bilgiye ve hafızaya nasıl sahip olabilir? Bu soruya şunu da ekleyin: Vücudunuzdaki 100 trilyon hücreden her biri bir milyon sayfayı ezbere biliyorken, acaba siz zeki ve şuurlu bir insan olarak hayatınız boyunca kaç ansiklopedi sayfası ezberleyebilirsiniz? Daha da önemlisi, hücre bu bilgileri kusursuzca, son derece koordineli ve planlı bir şekilde ve asla hata yapmadan ilgili yerlerde kullanır

O zaman nasıl oluyor da, belli sayıdaki akılsız ve bilinçsiz atomun belli şekillerde dizilmesinden meydana gelen DNA molekülü ve onunla uyumlu olarak çalışan enzimler bilinçli birçok işler yapıp, hücredeki sayısız karmaşık ve farklı işlemleri kusursuz ve mükemmel olarak organize edebiliyorlar? Bunun cevabı çok basittir; akıl, bu moleküllerde ya da bunları içinde barındıran hücrede değil, bu molekülleri bu işleri yapacak şekilde programlanmış olarak var edenin Kendisi'ndedir. Kısaca akıl eserde değil, o eseri yaratanda bulunur.İnsanın bedeni ise, bir bina isminden veya "Oyunu ben kazandım" cümlesinden trilyonlarca kez daha kompleks bir yapıya sahiptir ve bu karmaşık yapının kendiliğinden ya da "tesadüfen" oluşmuş olması kesinlikle ve kesinlikle mümkün değildir. Üstelik milyonlarca yıldır, milyarlarca canlının sahip olduğu trilyonlarca DNA, hiçbir kusura sahip olmadan, en mükemmel haliyle yazılmakta, gözle görülmeyecek kadar küçük bir mekana sığdırılmakta ve en akılcı şekilde kullanılmaktadır. Öyleyse insanı da, onun hücresini de, DNA'sını da kusursuz ve mükemmel bir şekilde planlayıp düzenleyen bir Yaratıcı vardır. Bunun aksini iddia etmek, aklın sınırlarının dışına çıkarak, gerçeklere, akla ve mantığa saldırmak demektir.

 

ALINTI.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

2. paragraf için

hayal kırıklığına uğradım. bu kadar çok şey yazan birinden bize yardımcı olmasını beklerdim. insanlığa bırakmaması gerekirdi.

ama ben, insanlığın buna din dışında bir cevap bulabileceğini sanmıyorum. ölümü de bekleyemem gerçeği anlamak için. senin inancın sana benim ki de bana. bakalım kim haklı çıkacak.

 

sizler gibi bütün yaraılmışları kör tesadüfe isnad etmek mi, yoksa bir şeyleri açıklamak mı? eğer sizler bir inancı eleştiriyorsanız karşısına bir inançla çıkmanız gerekir. insanlık bunların cevabını arıyor diyerek olaydan sıyrılmak olmaz. eleştirmek yerine üretmek gerekir. ona buna itiraz edeceğinize insan oğlunun kanayan yarasına bir merhem bulunuz.

 

Ne ben, ne sen, ne de insanlık o soruların cevabını verebilmiş değil. İnsanlık o soruların cevaplarını arıyor.

Sadece cevap bulduğunu sananlar ve cevap olmadığını bilenler var. O kadar.

 

Ben cevabı bilmiyorum deyince, hayal kırıklığına uğradım sözünüze sarıgöl cevap versin:

 

çok bilen çok yanılır her bilenin üstünde bir bilen vardır.

 

Tesadüf iddiası da sadece bir teoridir, kanıt gereklidir. Ben bir taraftan insanoğlu bu sorunun yanıtını bilmiyor, ben de bilmiyorum derken, dönüp bana "sizler gibi bütün yaratılmışları kör tesadüfe mi isnad etmek gerek" diye sormak, yanlış olur değil mi? herşey tesadüf sonucu oldu dersem, o zaman da herşeyi bildiğimi iddia etmiş olurum. Halbuki ben öyle birşey demedim.

 

Hem din cevapları biliyor diyorsun, ben insanoğlu bu cevapları bilmiyor diyorum, sonra da çıkıp, insanoğlunun kanayan bu yarasına bir merhem olunuz diyorsunuz? cevap varsa, neden kanayan yara var? Yoksa cevap olmadığı için mi kanayan yara var :stuart:

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hepimizin hem fikir oldugu bir nokta var;Kuran Bilim teknik dergisi degil ve icinde DNA yapisina dair bir ornekte yok....DNA yapisini James Watson ve Francis Crick tarafindan bulunmustur.

Ve bu insanlar kendi zekalariyla bunu basardilar....

 

Sayın la bohame zaten Kur'an-ı Kerimde DNA nın bütün özelliklerinden yada DNA dan bahsediyor diyen yokki..

Benim yada diğer arkadaşların üzerinde durduğumuz nokta..

DNA nın bilimsel keşiflerle keşfedilmiş hali değil..

DNA nın yapısında bilinç var mı yok mu konusudur..

Eğer bilinç varsa o zaman bilinç sahibide vardır demektir..

Bilinç yoksa bu kadar karmaşık bir olayın tesadüflerle izahı mümkün değildir..

Bir atom bile bize DUR diyecek kadar karmaşıktır..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.