Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BU BAYRAM 'SADDAMI KURBAN' BAYRAMI VE ÇOCUK TEPKİSİ... (ÇARESİZDİM... Bu çirkin görüntülerle sadece doğayı değil, çocukların ruh dünyasını da kirle)


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Küçük kızım koşarak televizyonun yanına geldi:

 

“Baba, Saddam değil mi o?”

Evet, Saddam’dı..

Büyüğü de ilgilendi, ikisi birden:

“Ne yapıyorlar Saddam’a?”

Kanal değiştirmek için kumanda algıtına uzamak istedim, benden önce davranıp izlemeye devam ettiler:

“Saddam’ın ellerini bağlıyorlar!”

“Elleri bağlı zaten!”

“Boynuna ip geçiriyorlar. Baba, kesecekler mi Saddam’ı?”

Kesilme görüntülerini geçen yıl televizyondan anımsıyorlar. Dört/beş kişi, bir boğanın ayaklarını iple bağlamış, çırpındıra çırpındıra kesiyorlardı.

Birkaç gün önce de Almanya’daki ablam yeni yılımızı ve bayramımızı kutlamak için telefonla aradığında 13 yaşındaki küçük kızımla konuşmuştu:

“Bayramınız kutlu olsun!”

“Bu ne bayramı hala?”

“Kurban bayramı!”

“Bu bayramda hayvanları kesiyorlar değil mi hala?”

“Evet!..”

Akşam işten döndüğümde, küçük kızımı yorganı kafasına çekmiş bir halde ağlarken bulmuştum.

Sarılarak, “yavrum, ne oldu, niçin ağlıyorsun?” diye sorduğumda

“Biliyorum, bu bayramda yine kuzuları, danaları kesecekler değil mi?” demişti..

Saddam görüntülerini izlerken kalkıp, televizyonun düğmesine basıp kapatmayı, despot bir molla gibi bayram süresince televizyon izlemeyi yasaklamayı bile geçirdim aklımdan...

 

Çaresizdim!

Daha sonra, Saddam görüntüleriyle kurban keserken kendilerini yanalayan traji-komik hayvan cellatlarının görüntüleri birbirine karıştı.

Elleri,ayakları,yüzleri kan içindeki bir takım tuhaf adamlar hastanelere akın ediyordu.

Yılbaşı gecesini, 68’li arkadaşım İbrahim Çenet’ lerde geçirdik..

Televizyonlarda, dansöz, Saddam, kurban görüntüleri birbirine karışıyordu.

Saddam ve kurban görüntüleri ekrana geldiğinde çocuklar, içeri odalardaki oyunlarını bırakıp televizyon başına koşuyorlardı..

Saddam, son ana dek yanında taşıdığı Kuran’ı bir yakınına armağan etmek istiyordu.

Aynı Kuran’a inanan başka eller onun boynuna yağlı ilmiği geçiriyordu..

Yeni bir Muaviye, yeni bir Kerbela olayı yaşanıyordu adeta..

Etkileri yüzyıllarca sürecek yeni bir ayrılığın tohumları atılıyordu

Sahnede, aynı dinden aynı ırktan kuklalar vardı; ancak, Saddam’ın boynuna geçen o ipin diğer ucu başka ellerdeydi...

Bizi ise daha çok bu görüntülerin çocukların ruh yapıları üzerindeki etkileri ilgilendiriyordu.

Çenet’in eşi Fatma, çocukluğunda, anımsadığı bir olayı anlattı:

Sarız’ın Çağşak Köyü’nde bir grup çocuk ahırda kendini asan bir gelinin görüntülerini izledikten birkaç gün sonra dağda aynı sahneleri yinelemeye çalırken iki küçük kız asılarak ölmüştü.

Saddam görüntülerinden sonra Pakis’tanda da küçük bir kızın böylesi bir idam oyunu ölümle sonuçlanmıştı.

 

Evet, Saddam çok zalim bir diktatördü!

Orta Doğu’da, üç yılda 650 bin kişinin ölümüne yolaçan başka diktatörleri de unutmayın!

Evet, Saddam ruh hastası bir katildi.

Arap, Kürt,Şii binlerce Müslümanın ölümünde onun parmak izleri vardı.

Öyleyse, onu asmak yetmez!

Çıkarın mezarından, cesedini param parça edin, dağ başlarında kartallara, köpeklere yem edin!

Eğer yüreğinizde çocuksu bir insani duygu yerine nefret ve kin taşıyorsanız, bu da tatmin etmez sizi..

Hani dininizin öngördüğü hoşgörü ve sevgi nerede kaldı?

Sokaklarda, elleri satırlı, bıçaklı cellatların önünden böğürerek kaçan bir boğa gibi böğürmek istiyorum:

 

Bu çirkin görüntülerle sadece doğayı değil, çocukların ruh dünyasını da kirletiyorsunuz!Hiçbir din, bana ve çocuklara bir koyunun üzerine beş kişi birden abanarak boynunu koparıp atmanın faziletlerini anlatamaz!...

 

kaderarkada350li286iqk2.gif

 

 

 

____________________________________________________________________

Kaynak: A. HAYDAR NERGIS 02 Ocak 2007 Acık gzte...

Gönderi tarihi:

özür dileyerek başlıyım...yaşım biraz küçük aama inancım sonsuz...sizi bi takım ayetlere bağlı aydınlatıcak kişilerimiz olucaktır size kesinlikle saygım var...siz buna ben ise kendi içimdekine inanıyorum...sadece şu beni rahatsız etti..

sadece kurbanı kesen bir takım kendini bilmezler değil...zaten biizm dinimizde hayvanların üstüne abanmak falan da yok...tv de sadece o kısmını izliyoruz....ama sadece onlar değiller elbet...bu işi insanice dinimizin gereği şeklinde yapanlarda var... hatırlıyorum ben dedem bahçesinde keserken o zmaanlar yasak değildi hayvan kendisi gidip yatardı yere...dedemin duaları aklımda... bunlara da çok şahit oldum...ve insaniyetten çıkarak dinini uyguladıklarını sananlar da sizin söyledikleriniz onları da kesinlikle kınıyorum...

saygılar... :)

Gönderi tarihi:
bir gece önceden hayvancağız bıçağıda bileyliyordu değilmi....

 

valla sen estin bu sefer ben titredim..:D

 

iyi titremeler...komik geldi demek....olsun varsın gül....ya da titree ama ben yine de saygı duyuyorumm :) hiç böle tartışmalara girmem ama gerçekti o söylediğim... de inanmayınca inanmıyor insan işte... ne sen eser ben titrer de değişşirim ne de ben eser de sen titrer değişirsin... anca gülüyoruz böle...ama güll sen :) ben tartışmıyorum..çünkü inanmayan arkadaşım var... ona saygım var...size saygım var ama onun da bana saygısı var...gülmek yerine dinleyip düşünmeyi tercih ediyor... :);):clover:

Misafir taurusmutis
Gönderi tarihi:

Merak ettim,aramızda vejeteryan var mı acaba..?Eğer yoksa,yıl boyunca mideye indirdiğiniz etlerin tümünün kurban bayramında kesilen hayvanlardan mı sağlandığını sanıyorsunuz acaba..

 

Hiç kesimhaneye gideniniz var mı acaba.Oradaki kıdemli kasapların saatte ne kadar hayvan kestiklerini bir araştırın.Orada kesilince gıda sektörü oluyor,dinimizin gereğini yerine getirince tü kaka öyle mi..?Ki o kesilen hayvanların etlerini enazından iyi bir amaca hizmet ediyor,sadece parası olana değil,almaya gücü yetmeyene de gidiyor..

 

Sayın Adrenalin;inanmıyorsunuz muhtemelen de hiç karşılaşmamışsınız.Ama ben de birkaç kez sen estikçe ben titrerim'in bahsettiği olaya tanık oldum.Ben buna kabulleniş diyorum..Buyrun benimle de dalga geçin..

 

Ayrıca biliyor musunuz ki pazarda kurbanlık olarak satılamayan hayvanlar mezbahalara kilo hesabıyla satılır.Yani o hayvanlar öyle de böyle de kesilecektir.Tabi siz bir tane alıp eceliyle ölmesini beklemek isterseniz,tercihinizi saygıyla karşılarım..

 

Şimdi benim de yanlış bulduğum noktalara değineyim:

 

*Öncelikle,öyle uluorta yerde kurban kesilmesine ben de karşıyım.Belediyelerce sağlanan yerlerde yapılmalı..

*Oldu ki kesimi açık alanlarda yaptılar,bunu görmeyen bana,sana,ona bunu illada gözümüze sokmaya çalışan haber bültenlerine de karşıyım.Bu bir çeşit po*nografidir..

*Çocuklara kesimi izletmek te yanlıştır.Ölümün ne olduğunu henüz kavrayamamış bir çocuğa bunun ne demek olduğunu anlatamazsınız tabiki..

 

Son olarak,haber bültenlerinde hep olumsuzlukları izletirler bize.Hiç dini kurallara uygun kesim izleyeniniz oldu mu televizyonda..? Benim olmadı,zira haber değeri yok akıllarınca.Ama 3-4 örnekle tüm kesimlerin bu şekilde olduğu izlenimi yaşattırılıyor,siz de bunu destekliyorsunuz..

 

Saygılarımla..

Gönderi tarihi:
Sayın Adrenalin;inanmıyorsunuz muhtemelen de hiç karşılaşmamışsınız.Ama ben de birkaç kez sen estikçe ben titrerim'in bahsettiği olaya tanık oldum.Ben buna kabulleniş diyorum..Buyrun benimle de dalga geçin..

 

kabullenmeyenlerde varki kafası kopuk olduğu halde kaçmaya çalışan bir zavallıyada ben denk gelmiştim...

 

saygılar bizden...

Gönderi tarihi:
iyi titremeler...komik geldi demek....olsun varsın gül....ya da titree ama ben yine de saygı duyuyorumm :)hiç böle tartışmalara girmem ama gerçekti o söylediğim... de inanmayınca inanmıyor insan işte... ne sen eser ben titrer de değişşirim ne de ben eser de sen titrer değişirsin...

 

Bilgilenmek, düşünmek, dahası bunları tartışarak edinmek, insanların yapısında/özünde olan, insana has bir olgudur.

 

Bir canlının kendi kendine gidip, yatarak kesilmesini beklemesinin çok yanlış olduğu, ancak tartışılarak ortaya çıkar.

 

İnsanların değişmeyeceğini iddia etmek te bu anlayıştan (tartışmayan) gelen bir yanlışlıktır.

 

Değişmek, (fikir ve beden) doğa olgusudur. Asıl değişmezliği savunmak yanlıştır.

 

Bu güzel başlık için sevgili dipnot'a teşekkür ediyorum.

 

Gönderi tarihi:

Bayramda kesilen kurbanlar İstanbul Boğazı'nı kan gölüne çevirdi.

(Basından...)

 

istanbulkurbanolsunem3.jpg

Gönderi tarihi:
Bilgilenmek, düşünmek, dahası bunları tartışarak edinmek, insanların yapısında/özünde olan, insana has bir olgudur.

 

Bir canlının kendi kendine gidip, yatarak kesilmesini beklemesinin çok yanlış olduğu, ancak tartışılarak ortaya çıkar.

 

İnsanların değişmeyeceğini iddia etmek te bu anlayıştan (tartışmayan) gelen bir yanlışlıktır.

 

Değişmek, (fikir ve beden) doğa olgusudur. Asıl değişmezliği savunmak yanlıştır.

 

Bu güzel başlık için sevgili dipnot'a teşekkür ediyorum.

 

ben orda öyle bir cümle kullandım...çünkü sizler bilimle açıklama istiyorsunuz...ama onu da ben yapamıcağım için bu tartışmalara girmem dedim...

ayrıca orda yatmasını bekliyor diye bi kelime kullanmadımm....o şekilde manzarayla karşılaştığımı söyledim...ki var buna örnekler....

 

ayrıca insanların değişmiyeceği tartışmayan zihniyetler sayesindedir demişsin ben tartışmıyo değilim sık sık takip edip okuyorum buraları ama sadece yorum getirmiyorum...bunu yapmamın sebebide bilimsel açıklamaları bir ipek bir taurusmutis ya da xlark tades

gibi size sunamayacağımdır....

Gönderi tarihi:
ben orda öyle bir cümle kullandım...çünkü sizler bilimle açıklama istiyorsunuz...ama onu da ben yapamıcağım için bu tartışmalara girmem dedim...

ayrıca orda yatmasını bekliyor diye bi kelime kullanmadımm....o şekilde manzarayla karşılaştığımı söyledim...ki var buna örnekler....

 

ayrıca insanların değişmiyeceği tartışmayan zihniyetler sayesindedir demişsin ben tartışmıyo değilim sık sık takip edip okuyorum buraları ama sadece yorum getirmiyorum...bunu yapmamın sebebide bilimsel açıklamaları bir ipek bir taurusmutis ya da xlark tades

gibi size sunamayacağımdır....

 

Sevgili forumdaşım,

 

Olumlu ve ılımlı cevabın için teşekkürler.

 

"Gidip yatardı" kelimesi kullanılmış. Tekrar baktım.

Önemli de değil. Ama bu manevi bir şekilde olamaz.

Açıklaması da "tartışma" konusudur.

 

Asıl önemli olan "tartışma" üzerinde düşündüklerin.

Verdiğin cevaplar da çok mantıklı.

İsimlerini verdiğin arkadaşlar kadar başarılısın.

Üstelik takip ettiğini de söylüyorsun.

Geriye mantıklı cevaplar kalıyor.

Herkes bunu böyle yapıyor.

Tartışmanın aslı da budur zaten.

 

bunu yapmamın sebebide bilimsel açıklamaları bir ipek bir taurusmutis ya da xlark tades

gibi size sunamayacağımdır....

 

Şunu belirtmekte yarar görüyorum. Belirttiğin arkadaşların cevapları bilimsel değildir.

Bilimsel sanılan/sandıkları cevaplar, aslında "idealist mantık"la verilen cevaplardır.

 

En başarılı insan, kafasında çokça çelişkiler taşıyıp bunların üstesinden gelmeye çalışan insandır.

Mantığının kabul etmediği fikirleri de asla kabullenme.

 

Mantık/bilinç oluşturabilmek için insanların DUYULAR'I vardır.

 

Başarılar dilerim.

Misafir taurusmutis
Gönderi tarihi:
kabullenmeyenlerde varki kafası kopuk olduğu halde kaçmaya çalışan bir zavallıyada ben denk gelmiştim...

 

saygılar bizden...

 

Evet,kanatlılar çoğunlukta olmak üzere ben de söylediğin olaya tanık oldum.Ama vücudu yöneten beyin vücuttan ayrıldıktan sonra,vücudun yaptığı her hareket istemdışıdır.Yani kabullenmediği için kaçıyor demek yanlış olur..;)

 

Sadece bir tespit,saygılar..

Gönderi tarihi:
Merak ettim,aramızda vejeteryan var mı acaba..?Eğer yoksa,yıl boyunca mideye indirdiğiniz etlerin tümünün kurban bayramında kesilen hayvanlardan mı sağlandığını sanıyorsunuz acaba..

...

..

.

Son olarak,haber bültenlerinde hep olumsuzlukları izletirler bize.Hiç dini kurallara uygun kesim izleyeniniz oldu mu televizyonda..? Benim olmadı,zira haber değeri yok akıllarınca.Ama 3-4 örnekle tüm kesimlerin bu şekilde olduğu izlenimi yaşattırılıyor,siz de bunu destekliyorsunuz..

 

Saygılarımla..

 

bu yazınıza destek veriyor :clover: tüm dertleri dini vecibesini yerine getiren insanları demoralize etmek, toplum önünde eli kanlı katil olarak lanse etmek olan insanları ve bu insanların yönetmiş olduğu basın/yayın organlarını kınıyorum..

 

saygılar..

Misafir taurusmutis
Gönderi tarihi:
Sevgili forumdaşım,

 

Olumlu ve ılımlı cevabın için teşekkürler.

 

"Gidip yatardı" kelimesi kullanılmış. Tekrar baktım.

Önemli de değil. Ama bu manevi bir şekilde olamaz.

Açıklaması da "tartışma" konusudur.

 

Asıl önemli olan "tartışma" üzerinde düşündüklerin.

Verdiğin cevaplar da çok mantıklı.

İsimlerini verdiğin arkadaşlar kadar başarılısın.

Üstelik takip ettiğini de söylüyorsun.

Geriye mantıklı cevaplar kalıyor.

Herkes bunu böyle yapıyor.

Tartışmanın aslı da budur zaten.

Şunu belirtmekte yarar görüyorum. Belirttiğin arkadaşların cevapları bilimsel değildir.

Bilimsel sanılan/sandıkları cevaplar, aslında "idealist mantık"la verilen cevaplardır.

 

En başarılı insan, kafasında çokça çelişkiler taşıyıp bunların üstesinden gelmeye çalışan insandır.

Mantığının kabul etmediği fikirleri de asla kabullenme.

 

Mantık/bilinç oluşturabilmek için insanların DUYULAR'I vardır.

 

Başarılar dilerim.

 

Sevgili arkadaşım;

 

Ben bilime olan bağımlılığına alıştım,ama kelebek daha bilmiyor.Elbette zaman içinde öğrenecektir ama sonuçta sende kendi fikirlerini savunan ve bilimin herşeyi açıklayabileceği mantığını güden bir arkadaşımsın.Bu da bir çeşit idealist mantık olmuyor mu..?Daha önce de defalarca belirttim;bilim devamlı kendini yalanlamıyor mu.Dün böyledir dediğini,yarın yok öyle değilmiş böyledir diyen bilimin her tespitinin doğru olduğuna nasıl inanacağız..Hadi hep karşı karşıya geldiğimiz bir konuda da bir örnek vereyim;bilimin hep yok dediğine inanan biri ölüm yatağındayken,aynı bilim çıkıp hayır yanılmışız varmış derse ne olacak..;)

 

Sevgili arkadaşım;mezbahalarda kasaplık yapan biri ile her sene kurbanını kesen birinin psikolojik karşılaştırmasını yapan bir bilimsel açıklama var mı acaba.Varsa bize yazabilir misin..?Bu ciddi ve samimi bir rica,yazabilirsen sevinirim..

 

Saygı ve sevgilerimle..

Gönderi tarihi:
Sevgili arkadaşım;

 

Ben bilime olan bağımlılığına alıştım,ama kelebek daha bilmiyor.Elbette zaman içinde öğrenecektir ama sonuçta sende kendi fikirlerini savunan ve bilimin herşeyi açıklayabileceği mantığını güden bir arkadaşımsın.Bu da bir çeşit idealist mantık olmuyor mu..?Daha önce de defalarca belirttim;bilim devamlı kendini yalanlamıyor mu.Dün böyledir dediğini,yarın yok öyle değilmiş böyledir diyen bilimin her tespitinin doğru olduğuna nasıl inanacağız..Hadi hep karşı karşıya geldiğimiz bir konuda da bir örnek vereyim;bilimin hep yok dediğine inanan biri ölüm yatağındayken,aynı bilim çıkıp hayır yanılmışız varmış derse ne olacak..;)

 

Sevgili arkadaşım;mezbahalarda kasaplık yapan biri ile her sene kurbanını kesen birinin psikolojik karşılaştırmasını yapan bir bilimsel açıklama var mı acaba.Varsa bize yazabilir misin..?Bu ciddi ve samimi bir rica,yazabilirsen sevinirim..

 

Saygı ve sevgilerimle..

 

Sevdiğim arkadaşım Taurus,

 

Seninle tartışmak/sohpet çok güzel.

Şu çok basit şeyi anlarsak eğer, çelişkimiz olmayacak.

Bilim dogmatik (değişmez) değil günceldir.

Değişim(devinim) ve zaman olgusuna bağımlı olarak, değişen şartlar için doğrularına, yeni güncel doğrular katmak durumundadır.

Değişmez hükümleri olursa asıl bilim olamaz. Bilimde doğrular günceldir. Zamanla nicel farklılıkları değişir. Nitel farklılık değişimleri çok uzun zamanlar alır.

Bilimsel değişimlerinin takipçileri, bunu yüzlerce değişim olarak, net bir şekilde görebilirler.

Bilimsel yasalar, idealizimdeki gibi kesin değişmez hükümler olamazlar. Doğanın kendisi değiştiği için yasalarının da değişmesi kaçınılmazdır.

Bu şekilde mantık yürüten birisi, idealist düşünüyor olamaz.

 

Bunun geniş bir açılımı, dünya görüşleri başlığında yapılmaktadır.

Tartışmak için oraya gelin lutfen.

 

Gelelim istediğin samimi cevaba :

Sevgili Taurus arkadaşım. Ben bir konuda mantık yürütürken hemen bilimselliği referans alırım.

Hayvan kesimi konusunda da bilimsel düşünürüm.

İnsanlar, besinlerinin bir kısmını hayvani ürünlerden sağlamaktadır.

Deniz ve kara hayvanları, birer beslenme ürünüdür.

Beslenme ürünü desemde, vicdanım onları öldürüp yemeye rağzı değil elbette.

Ne varki tarihte bu hep böyle gelmiştir. Doğanın kanunu.

Bilim olumsuz doğa koşullarınının üstesinden gelmeye çalışmaktadır.

Umuyorum ki bilim, protein kaynağını başka yollardan, ama daha da sağlıklı olarak elde etmenin üstesinden gelecektir.

Buna inanıyorum.

 

Şimdi bunları söyledikten sonra, hayvan kesiminin görevlilerce insan ihtiyacı için yapılmasını, güncel olarak doğru görmekteyim.

Ama kişisel ve manevi çıkarlar için, uygun olmayan şartlarda yapılan hayvan kesimini, etik olarak doğru görmüyorum.

"Hayvan keserek yararlı bir iş yaptım", "diğer dünyadaki rahatım için bir adım daha attım" düşüncesini çok saçma görmekteyim.

Kaldıki hesapsızca bir müsriflik olmaktadır.

Fazla etlerin salamura (sucuk, kurutma, kavurma vs.) için ayrılması hem zararlı hemde müsrifliktir.

Hiç unutmam, askerlik görevimde, kurban bayramında askeri birliklere verilen fazla etler çöpe atılırdı. Ve ben buna çok üzülürdüm.

Protein ihtiyacı az ve öz olmalıdır. Sağlıklı beslenme için bu çok gereklidir.

 

Madem sevap işleyerek, diğer dünyaya yatırım yapmak istiyorsun(!);

Bu hayali yaptırıma ayrılacak ekonomi, çok daha yararlı, ortak insani ihtiyaçlar için yapılabilir.

Bunu bir aydın kişi olarak en çok sen biliyorsun sevgili arkadaşım..

 

Selamlar..

Gönderi tarihi:

Bir din çocukların gözünün önünde koyun kesmeyi emretmiyor ama yine "dine" dokundurmanın yolu bulunmuş. Çocuklarını kurban kesilen yere götürenlere sormak lazım bunu çocuklarının görmesini neden istiyorlar? Ve çocuklarına et yediren insanlara soruyorum o yedirilen etler uzaydan mı geliyor. Çocuklar bunu bilmiyorlar mı bir hayvanın etini yediklerini yani...

 

Sokaklarda kesilen hayvanların ortaya çıkarttığı o çirkin görüntüye bende karşıyım ve en çok rahatsızlık duyanlardanım aynı zamanda et yemeyen biriyim ve kan kokusu beni çok etkiliyor. Ama bütün bunları düzenlemesi gerekenler belediyelerdir. Herşeye bütçe ayıran ve hayvanların satılma yerlerini kiraya vererek gelir elde eden belediyeler nedense kesim işini organize edemiyorlar.

 

Kurban bayramlarında ihtiyaç sahiplerinin et yemesi dışında bir fayda daha varki oda hayvancılık ile geçimini sağlayan insanların senede bir hafta para kazanmalarıdır. Ülkemizin hayvancılık ve çiftçilik konusunda nasıl kötü bir politika yürüttüğünü biliyoruz bırakında insanlar hayvancılıktanda para kazanabilsinler. Yoksa buna da mı karşı olacak bazı insanlar...?

Gönderi tarihi:

Birşeyi merak ettim bu kurban bayramına karşı olan arkadaşlarımızın hepsi vejeteryanmı?

 

Et en faydalı besin kaynaklarından bir tanesidir buraya kadar herkes hem fikirdir sanıyorum çünkü kimse aksini iddaa etmez o yüzden tüketmemiz lazım,birde olayın şu boyutuna bakın aylarca evine et girmemiş insanlar bu bayram sayesinde hem kendileri hemde çocukları et yeme şansını yakalıyor neden çünkü kestiğimiz kurbanların çoğunu fakire fukaraya dağıtıyoruz.

Hangi biriniz kasaptan et aldığınızda dur şunun yarısını fakir bir aileye vereyim diyor?Ama kurban bayramında kesilen her hayvanda fakirinde hakkı var öyle oturup bir ineği tek başına yiyemezsin bunu üçte birini misafire üçte birini fakire geri kalan kısmını kendine ayırabilirsin.Ne güzel ki bu olayla nice fakir aileler mutlu ediliyor.

Bana göre paylaşımın en güzel yaşandığı özel bir bayramdır kurban bayramı...

Misafir taurusmutis
Gönderi tarihi:
Sevdiğim arkadaşım Taurus,

 

Seninle tartışmak/sohpet çok güzel.

Şu çok basit şeyi anlarsak eğer, çelişkimiz olmayacak.

Bilim dogmatik (değişmez) değil günceldir.

Değişim(devinim) ve zaman olgusuna bağımlı olarak, değişen şartlar için doğrularına, yeni güncel doğrular katmak durumundadır.

Değişmez hükümleri olursa asıl bilim olamaz. Bilimde doğrular günceldir. Zamanla nicel farklılıkları değişir. Nitel farklılık değişimleri çok uzun zamanlar alır.

Bilimsel değişimlerinin takipçileri, bunu yüzlerce değişim olarak, net bir şekilde görebilirler.

Bilimsel yasalar, idealizimdeki gibi kesin değişmez hükümler olamazlar. Doğanın kendisi değiştiği için yasalarının da değişmesi kaçınılmazdır.

Bu şekilde mantık yürüten birisi, idealist düşünüyor olamaz.

 

Bunun geniş bir açılımı, dünya görüşleri başlığında yapılmaktadır.

Tartışmak için oraya gelin lutfen.

 

 

Sevgili arkadaşım;

 

Konunun asıl tartışıldığı yeri belirttiğin için kısaca değineceğim..

 

Aslında benim dediğim şeyde bu.Yani yarın değişebileceğinin farkında olduğumuz doğrulara inanmak,bunları baz alarak başka değerlere karşı çıkmak bana pek mantıklı gelmiyor.Gerçi sen yanlış olduğunu değil,doğruların güncellendiğini belirtmişsin ama ben buna da katılmıyorum..

 

Neyse,belirttiğin gibi bu konuyu yerinde tartışmak daha uygun olur..

 

 

 

Gelelim istediğin samimi cevaba :

Sevgili Taurus arkadaşım. Ben bir konuda mantık yürütürken hemen bilimselliği referans alırım.

Hayvan kesimi konusunda da bilimsel düşünürüm.

İnsanlar, besinlerinin bir kısmını hayvani ürünlerden sağlamaktadır.

Deniz ve kara hayvanları, birer beslenme ürünüdür.

Beslenme ürünü desemde, vicdanım onları öldürüp yemeye rağzı değil elbette.

Ne varki tarihte bu hep böyle gelmiştir. Doğanın kanunu.

Bilim olumsuz doğa koşullarınının üstesinden gelmeye çalışmaktadır.

Umuyorum ki bilim, protein kaynağını başka yollardan, ama daha da sağlıklı olarak elde etmenin üstesinden gelecektir.

Buna inanıyorum.

 

 

Sevgili Bilimselci;

 

Ben de hayvansever biri olarak hayvanlara eziyet edilmesine öldürülmelerine karşıyım.Ama senin de kabul ettiğin bir doğa kanunu var.Yaşamak için öldürmek gerekiyorsa öldürülmelidir.Bunun dışındaki öldürmeler cinayete girer.Nedir bunlar:

 

*Kürk'ü için öldürmek..

*Sözde cinsel gücü arttırmak için öldürmek..

*Derisi için öldürmek..(Pahalı çanta,kemer,ayakkabı vs.yapımında kullanılan..)

*Süs eşyaları için öldürmek..

gibi çoğaltabileceğimiz örneklerden en kötüsü de;ZEVK için öldürmek..

 

Yoksa temel beslenme ihtiyaçlarımız için kesilen bir hayvanın,derisinden,sakatatından,kemiklerinden ve hatta bazı hayvanların tırnak ve gagalarından (Devekuşu) faydalanmakta bir yanlış görülmemeli.Sen protein ihtiyacını karşılamak adına olduğunu söylüyorsun.Kendi adıma ben etin lezzeti için et yiyiyorum.Ayrıca sindirim sistemimiz,bitkisel beslenmeye uygun değil.Sebze ve meyvalardan yeteri kadar faydalanamaz.O yüzden hayvansal protein herzaman önce gelir..

 

 

Şimdi bunları söyledikten sonra, hayvan kesiminin görevlilerce insan ihtiyacı için yapılmasını, güncel olarak doğru görmekteyim.

Ama kişisel ve manevi çıkarlar için, uygun olmayan şartlarda yapılan hayvan kesimini, etik olarak doğru görmüyorum.

"Hayvan keserek yararlı bir iş yaptım", "diğer dünyadaki rahatım için bir adım daha attım" düşüncesini çok saçma görmekteyim.

Kaldıki hesapsızca bir müsriflik olmaktadır.

Fazla etlerin salamura (sucuk, kurutma, kavurma vs.) için ayrılması hem zararlı hemde müsrifliktir.

Hiç unutmam, askerlik görevimde, kurban bayramında askeri birliklere verilen fazla etler çöpe atılırdı. Ve ben buna çok üzülürdüm.

Protein ihtiyacı az ve öz olmalıdır. Sağlıklı beslenme için bu çok gereklidir.

 

 

Selamlar..

 

Elbette bu senin şahsi düşüncendir,saygıyla karşılıyorum.Aslına bakarsan ayrıldığımız noktalardan biri de senin eti protein kaynağı olarak görmen benimse herkesin herzaman almaya imkanı olmadığı lezetli bir yiyecek olarak görmem.Biz kesip etini dağıtırken,o insanlarda bu lezetten mahrum kalmasın,onlarda et yiyebilsin diyerek veriyoruz.Aman proteinsiz kalmasınlar diyerek değil..

 

Kurban eti ziyan edilmez,dediğin gibi davranan insanlar varsa onları kınıyorum.Bırak kurban etini,yapılan hertürlü müsriflik dini bir kenara ayıralım, başkalarına yapılmış saygısızlıktır..

 

 

 

Madem sevap işleyerek, diğer dünyaya yatırım yapmak istiyorsun(!);

Bu hayali yaptırıma ayrılacak ekonomi, çok daha yararlı, ortak insani ihtiyaçlar için yapılabilir.

Bunu bir aydın kişi olarak en çok sen biliyorsun sevgili arkadaşım..

 

Selamlar..

 

Öncelikle bana bakışın için teşekkür ederim.Sen de benim sevdiğim ve aydın bulduğum arkadaşımsın..:clover:

 

BAhsettiğin konuya gelince;Kurban kesmem yapacağım diğer yardımları engellemiyor ki,kurban yerine bunu yapayım.Dediğin şuna benziyor.Namaz kılana kadar zamanını kitap okuyarak,öğrenerek harcasan ya da hacca ayracağın parayı daha faydalı işlerde kullansan..Biliyorsun,kurban kesmek te bir ibadet şeklidir.Bunu uygun şekilde yapan dininin gereklerinden birini yerine getirmiş olur.Sen bunu yapacağına başka insani yardımlara yönelmelisin gibi bir düşünce bence yanlış arkadaşım..

 

Ayrıca senin de bildiğin gibi ZEKAT denilen ibadet şeklide,direkt olarak zenginin malının bir kısmını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmasını emreder.Elbette bu da burada tartıuşılacak bir konu değil ,sadece değinmiş olarak gör lütfen..

 

Sevgiyle kal arkadaşım..:clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.