Φ katakuta Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gelelim ırza tecavüz konusuna. Zina,kişilerin kendi rızaları ile gerçekleştirdikleri ilişki Tecavüz;Taraflardan birinin kendi arzusu dışında,ilişkiye zorlanması Kuranda zina ile ilgili ceza öngören birçok ayet olmasına rağmen ırza tecavüzü yasaklayan herhangi bir ayet yoktur.Çünkü tecavüz islama göre bir haktır. Ahzap 50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Bu ayette görüldüğü gibi cariyeler ganimet olarak tarif edilmekte.Ganimet; saavaşta düşmandan elde edilen mal mülk,ve esirler. Erkekler köle,kadınlar cariye Kuranda elbette,kadınlara tecavüz edebilrisiniz şeklinde bir ayet yoktur.Ancak yapılan uygulamalara bakarak biz bu tanımı yapıyoruz.Iraktaki esir edilen müslüman kadınlarla amerikan askerlerinin ilşkiisini normal göstermek ne kadar absürd ise,cariyelerin efendileri ile olan ilşkisini normal göstermek o kadar absürd,dür. Çünkü hiç bir kadın; kocasını,babasını ve yakın akrabalarını öldüren düşmanın yatağına kendi rızası ile girmez.Ya bu ilişkiye zorlanmıştır, yada hayatta kalabilmek için ister istemez bu ilşkiye katlanmak zorunda kalmıştır. İşte bundan dolayı bu tür ilişkileri, ırza tecavüz olarak niteliyoruz 1021 - Abdullah İbnu Avn anlatıyor: "Nâfı'ye yazarak savaştan önce (müşrikleri İslâm'a) davet etme hususunda sordum. Şu cevabı verdi: "Bu İslâm'ın başında idi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Benî Müstalik'e ani baskın yaptı. Adamları gâfıldi, hayvanları su kenarında sulanmakta idi. Savaşabilecekleri öldürdü, kadın ve çocuklarını da esir etti. O gün Cüveyriye (radıyallahu anhâ) validemizi esir almıştı. Bunu bana Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) rivayet etti. Abdullah bu orduya asker olarak katılmıştı." Buharî, Itk 13; Müslim, Cihâd 1, (1730); Ebu Dâvud, Cihâd 100, (2633). Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor: "Bu suretle (yani meniyi dışa boşaltmak biçiminde) esir kadınlara yaklaşmak istemeleri (şu yüzdendir): Yüklü (gebe) veya evlat anası kadınlar satılamazdı. Halbuki gazilerin paraya ihtiyaçları bulunduğundan satmak istiyorlardı." (Bkz. Diyanet yayınlarından Tecrid, 1596 numaralı hadis, not: 1.) Kısacası: Tutsak kadınların ırzına geçebilirlerdi "gaziler". Ama bu işi yaptıktan sonra da "çocuk sorunuyla" karşılaşmak istemiyorlardı. Çünkü gerektiğinde bu tutsak kadınları satabilirlerdi. Buna bir engel çıkmamalıydı. "Azl"i bunun için istemiş ve "Peygamber"e danışmışlardı. Peygamber de temelde bu kadınların ırzlarına geçilmesinde bir sakınca görmüyordu, buna izin veriyordu. "Azl"e gelince. Bunda da bir sakınca bulunmadığını dolaylı olarak belirtiyordu. Ahzap 1- Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. 2- Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. 3- Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi. Peygamber "Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi." dedi. 4- Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. 5- Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. Peygamber burda neden azarlanır, helal olan nedirde paygamber haram kılmıştır.Bunu anlamak için hadislere bakmamız gerekiyor. Gün, Muhammed' in karılarından Hafsa' nın günüydü. O gün Muhammed, Hafsa' yla cinsel ilişkide bulunmak üzere kalkıp gider. Hafsa' nın odasına varır. Ama Hafsa' yı bulamaz. Tam o sırada da, bir zamanlar Mısır Mukavkısı' nın kendisine armağan ettiği cariyelerden Marya ortaya çıkmıştır. O anda Muhammed, cinsel ilişki için tam hazırlıklıdır. Cariye'yi tutup yatırır Hafsa' nın yatağına, ve işini görmeye başlar. Muhammed'in cariyesi ile yatması doğal. Kuran da, karılarının dışında cariyeleriyle de yatmasına olanak veriyor (bkz. Ahzab suresi, ayet 50,52) İşin bu noktası olağan olmasına olağan. Ne var ki, cariyeyi özgür (hurre) olan bir kadının, üstelik Ömer kızı Hafsa'nın yatağında koynuna alıyor. İşte bu olağan değil. Terslik bu ya, o sırada, Hafsa da çıkagelmiştir. Muhammed' in Marya (Mariye) ile ilişkisini görür. Bir süre kendine egemen olup kapıda bekler. Muhammed işini bitirmiştir. Hafsa tepkisini gösterir: "Tanrı elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle bir şey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! Benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!" Muhammed ne desin? Sonra, Muhammed' ile Hafsa arasında şu konuşma geçer: Muhammed: "Vallahi Billahi Marya ile bir daha yatmayacağım!" "Hafsa! Marya' yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasam; bundan hoşnut olur musun? "Evet!" Muhammed hemen ant içmiştir: "Hafsa! Aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?" "Tamam!" Ne ki, Hafsa bu durumu Aişe'ye anlatır.(Bkz. Taberi, Camiu'l-Beyan,28/102) Kimi aktarmaya göre de Muhammed'in Hafsa ile yakalanması, Aişe'nin gününde olmuştur. Hafsa bunu öğrenmiştir. Muhammed, ondan bunu durumu kimseye söylememesini istemiş, bunu isterken de "Marya'yı kendime haram ettim. Sana bir müjdem var. Ebubekir'le Ömer, benden sonra, ümmetin işlerini ele alacaklar (halife olacaklar)." Ama, Hafsa, olayı Aişe'ye anlatır. (Bkz.F.Razi,30/41,43) Görüldüğü gibi siyerde anlatılanlar ile ayetler motamot örtüşmektedir. Ellah peygamberin cinsel keyfine itiraz eden eşlerini azarlayarak Tahrim 4- Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. Demektedir. Bu kadınlar çok büyük suç işledikleri için tevbe etmeleri gerekmektedir.Zira Peygamberin cinsel keyfici için onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler her an hazır beklemektedirler. Ya peygamberin cinsel keyfine razı olacaklar yada peygamber onları mendil gibi kaldırıp atacaktır.Bu işin şakası yoktur. Tahrim 5- Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. Yine veda hutbesinden bir kesit verelim Ashabim!" "Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde güdülen kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nin kan davasidir. Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in, meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet ve sehadetlerini kabul eder. Görüldüğü gibi peygamber köleliği kaldırmamış,aksine efendisinden kaçıp başkasına sığınan kölelere lanetler yağdırmıştır.Kaldırılan cahiliye adetleri arasında olmadığına göre kölelik,cariyelik ve bunun tabibi sonucu ırza tecavüz cahiliye adeti değildir islama göre,baştada dediğimiz gibi bir haktır Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 kölelik İngilterede de kalkmamış duydun mu, geçen bir ingiliz gaztesinden alıntısına bakmıştım. şimdi birşey yazıcam kızacaksınız. ****** diyorum sadece:) artıııı.....kavramlar diyorum . sizin İslama attıgınız iftiraların( uydurma) çogunu her düzen ve insanda görebilirsiniz, en sahicisini. dedigim gibi kavramlar önemli, uygulamada aynı isimleri degişik kavramlar insanları yanıltır. evrenseli tarih ile tarihi de evrensel ile karıştırmak yanıltıcı. istenen, arzu duyulan sonuçlar ve ulaşım araçları, bunlar da önemli. yaklaşımlar basit olmakla kalmıyor aynı zamanda çok yüzeysel . Alıntı
Φ hasanlorke Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 TEVBE 29 "Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve resulünün yasakladığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, boyun eğerek kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın" Bu ayet gerekçeleri doğmuş savaş içindir. Aynı surenin 6. ayeti şöyledir. TEVBE 6 "Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/ounu yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur." Yaklaşma talebinde bulunan müşriklere karşı Allah müminlerden böyle davranmalarını istemektedir. Mümhtahine 8-9 8.Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever. 9. Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendileridir. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Devam ediyoruz Büyük çapta hırsızlık, talan,İslami versiyonu,GANİMET Öncelikle, ganimetin müslümanların "helal" kılınma aşamasını, takiben de islam icin nasıl vazgeçilmez bir ana gelir kaynagı haline geldigini, bu arada "yüzeye" çıkarılıp müslümanların bilgisine sunulmaktan özellikle kaçınılan, "devr-i saadet" te sebep oldugu kavgalari,entrikalari, düsmanlikları da ortaya koyacağız. Bildigimiz gibi ganimet, bir savaşta, düşmandan ele geçirilen her türlü mal,eşya,silah ve paraya denir. Kuran'daki Enfal suresi:67-68. ayetlerde,ganimetin helal olduğu bildirilir. Muhammed'den önceki peygamberler zamaninda, inanmayanlarla yapılan savaşlarda ele geçirilen mal helal degildi. Kuran'dan sonra Muhammed'e bakalim: "Önceki ümmetlere helal olmayan bazı şeyler, bize helal kılındı, bunlardan biri de ganimettir."-Tecrid-i Sarih,Diyanet terc.no:223; Buhari,Humus,8.bap- Muhammed, Medine'ye "hicret" ettiginde, islam henuz oldukca gücsüz durumdaydı. Daha bir din olarak kurumlaşmamış, inanalar da gelir kaynaklarından yoksundular. Yapilabilecek tek şey vardi, o da "cihad" adı altında baskın ve savaşlarla ganimet elde etmekti. Öncelikle, medine'ye geçtiklerinde Muhammed, şehrin oradaki gercek sakinleri olan önemli yahudi kabilelerinin hepsiyle, ayni sehirde/vatanda barış icinde yasama ve dışarıdan gelecek her türlü saldırıya karşın, din farki gözetmeksizin beraber savunma içerikli bir "vatandaşlık antlasmasi" yapıyor. Elbetteki o sıralarda henuz islamın en gücsüz olduğu dönem olduğu icin Muhammed'in barısçıl söylemlerini dikkate alan Medineliler, bu antlaşmayı kabul etmekle, nasıl bir tehlikeye düstüklerini düsünememişlerdi. Çünkü bu antlaşma, Mekkeli Müsriklerin düsmanı olan Muhammed'i desteklemek anlamına geliyordu. Bu antlasma ile Muhammed' kendi guvenligini saglama alıyordu, ama, o zamana kadar Mekkelilerle hic sorunları olmayan Medine yahudilerini zamanla oldukca büyük sıkıntılara sokacaktı. Bu barış antlaşmasından yaklasik 17 ay sonra Muhammed, Abdullah bi Cas komutasinda on-oniki kisilik bir birligi, asayişi kontrol etme amaciyla Batn-i Nahle denilen bolgeye gonderir. Haram aylardan 2recep" ayidir. Birlik oraya varinca dort kisilik Mekkeli bir ticaret kafilesiyle karsilasir. Adamlar ne kadar, umre ibadetinden yeni cikmis olduklarini soyleseler de, muslumanlar adamlardan birini oldurup(ki, Mekke'nin cok onemli bir ailesine mensuptur),ikisini esir alirlar, bir kisi de kacmayi basarir. Ayrica butun mallarina da el konulur. -T.Diyanet Vakfi,Islam ansiklopedisi,Abdullah bin cahs mad.; Halebi,Insanul Uyun,Batn-iNahle- Haram aylarda savasmak kesinlikle yasakti. Hatta o donemdeki adetlerce, bu ayda bir kisi, babasinin katiliyle karsilassa ona asla dokunmaz/dokunamazdi. Boyle bir olayin hem haksiz olarak, hem de kutsal bir ayda meydana gelmesi, Mekke halkini infiale getirdi. Oyleki, oldurulen kisinin(Amr) agabeyi Mekke sokaklarina ciplak olarak cikip feryet ediyordu. Bu "vukuat" Mekkelilerin harekete gecmesine ve dusmanliklarin derinlesmesine sebep olan ilk kivilcimdir. Bu olay ayni zamanda Muhammed'le antlasma imzalamis olan medineli Yahudiler'i de kuskulandirdi, "Bu adamin tavirlarindan oyle görünüyorki, gelecekte başımız cok agrıyacak, hatta bizi de rahatsız edecek" düsüncesine kapılmaya başladilar. Sonucta, cevresindeki hosnutsuzlugu da sezen Muhammed, imajini tekrar duzeltebilmek icin, once o adamlarina kizar gibi gorundu. Hatta ganimetten kendisine dusen payi bir sure almadi. Derken fazla da gecikmeden yukaridan ayet "iniverir" tabii: "Senden haram ayda(recep) savasin dogru olup olmadigini sorarlar. De ki,o ayda savasmak bbuyuk gunahtir. Ancak (insanlari) allah yolundan cevirmek, allahi inkar etmek, Mescidi haramin ziyaretine engel olmak ve halkini oradan cikartmak allah katinda buyuk katindir."-Bakara:217- Burada, hem recep ayinin kutsalligi kabul ediliyor, etrafin gonlu alinmis oluyor, hem de cinayeti ve soygunu yapanlar savunulmus oluyor. Zaten bu ayetten sonra Muhammed'de payina dusen ganimeti aliyor. Bu, islam tarihindeki "ilk ganimet"in oykusudur. Yakaladiklari o iki "esir"e ne oluyor peki? Muhammed o ikisinin serbest birakilmasi icin fidye istiyor. Ve kelle basi 1600 dirhem/yaklasik 4752 gram gumus karsiligi serbest birakiyor...-T.D.V.Islam ansiklopedisi,5/203- O bir kisiyi olduren sahsi da o ayetlerden sonra, ganimet ve paranin sevinciyle "emirul muminin" lakabiyla odullendiriyor. iyi de olayin ilk zamanlarinda bu vukuat icin bayagi kizar gibi gorunmustu, hatta ganimetleri almayi bile reddetmisti. Peki ne oldu da boyle 180 derece dondu acaba?.. Ganimet elde etmeye bu sekilde baslandiktan sonra gerisi corap sokugu gibi gelmeye basladi zaten. Ilk baslarda, etrafindakileri sozde"savas"a tesvik etmek icin Muhammed soyle bir kural koyar:"Kim savasta bir kafiri olduruse, o kisinin uzerinde bulunan kilic,kalkan, elbise gibi sahsi esyasi oldurene verilecektir"Bu esyaya seleb denirdi. Muslumanlar zamanla cogalinca bu uygulamayi kaldirir. Artik hersey bolusulecektir.-Buhari,Hars,8;Humus,18, Muslim,Cihad,46,no:1571- Bu batn-i Nahle olayini hemen muteakiben Muhammed ve adamlari, Ebu sufyan baskanligindaki yaklasik kirk kisilik -silahsiz- bir Mekkeli ticaret kervaninin yolunu kesmek ve yeni ganimetler elde etmek ister," Gelin bu kafilenin onunu kesmeye gidelim, olaki onlarin mallarina ganimet olarak el koyariz." der.-T.D.V.Iskam ansiklopedisi,1/89,5/203-26. - Ve 350 kisilik silahli bir gurupla beraber yola cikar. Ama ne var ki, kervandakiler bunu onceden haber alarak yollarini degistirirler ve Mekkeye sagsalim varirlar. O kervan gercekten onlarin eline gecseydi, Muhammed ve ekibi gercekten biranda esasli bir sekilde zengin olacaklardi cunku o kervanda mekkeliler icin oldukca buyuk bir servet vardi. Sonra bu kervanin niyeti kotu olsa, silahsiz bir sekilde Muhammedin bu kadar yakinindan niye gecsinler? E kardesim, daha bir ay once haram ayda silahsiz dort kislik bir tuccar grubundan, bir kisiyi oldurup iki ikisiyi rehin aldiniz, mallarina da el koydunuz. Simdi yine masum ve silahsiz insanlarin mallarina silah zoruyla, gerekirse yine kan dokmek pahasina el koymak istiyorsun. Bunu ne hakla yapiyorsun? Bunun neresi cihad? Yine cok gecmeden bir baska vukuat daha: Suleymanogullari denen, simdiye kadar Muhammed ile hicbir anlasmazligi olmamis bir kabileden bir kisi koyunlarini guderken yanindan gecen Muhammed'in bir grup silahli adaminin saldirisina ugrar. Adam onlari gorunce kelime-i sehadet getirip selam verir. Buna ragmen adami oldurup, koyunlarina el koyarlar.-Buhari,Megazi,45,Nisa tefsiri,17.bap- Tabii, bu olay uzerine cevrenin tepkisi daha da artmaya baslar Muhammed'e karsi. Antlasmali oldugu Medineli yahudiler de artik Muhammed'in bu vukuatlarindan oldukca rahatsiz olmaya, Muhammed ve ekibine iyice mesafeli durmaya baslamislardi. Bu durumlara karsi Muhammed'in ihtiyac duydugu ayet de inmekte gecikmez elbette: "Ey inananlar,allah yolunda savasirken (savas mi?!)iyice arastirin.Size selam verene, Dunya menfaatini gozeterek 'sen mumin degilsin' demeyin. Cunku allah katinda ganimetler/zenginlik yollari coktur."-Nisa:94.- Yani burada Muhammed/allah demek istiyor ki: "Yaw kardesim, ganimet icin boyle ufak tefek islerle ugrasipta basimiz agritmayin,karizmamizi da cizdirmeyin. Ganimet kazanmanin, zengin olmanin bir suru yolu var, büyük vurgunlar yapip ganimete bogulacagiz zaten, merak etmeyin biz iiimizi biliriz." Derken sonrasinda, ilk onceki cinayet,gasp ve fidye olayi ve takiben kervana baskin tesebbusunden sonra Mekkelilerle Bedir savasi oluyor. Bu Bedir savasi neticesi ele gecen esirlerden yuklu miktarda fidye aliniyor, mallarina da ganimet olarak el konuluyor. Bu ganimetlerin dagitimi konusunda Muhammed ile adamlari arasinda kavga cikiyor. Kavganin sebebi de Muhammed'in Enfal suresinin ilk iki ayetini indirerek, ilk basta mallarin hepsinin uzerine yatma cabasi. Enfalin ilk iki suresinde kisaca "Senden ganimetleri soruyorlar, deki ganimetler Allah'a ve peygamberine aittir. gercek muslumanlarsiniz allaha da Muhammede de itaat edin, yoksa yakarim ciranizi" mukabilinde yoklama cekiliyor muslumanlara. Tabii muslumanlarin itirazlari azalacagina siddetle artarak devam ediyor. Bunu uzerine artik daha fazla dayanamayan Muhammedin imdadina yine yuksek yerden yardim geliyor tabii: "Eger Allah'a ve hak ile batilin ayrildigi gun (Bedir Savasi) gunu kulumuza indirdigimize inanmissaniz bilin ki, ganimet olarak aldiginiz herhangi birseyin beste biri allaha,resulune,onun akrabalarina,yetimlere,yoksullara ve muhtac kalmis yolculara aittir."-Enfal:41.- Yani gordugumuz gibi, ayni surenin ilk ayetleri "ganimet manimet beklemeyin" derken, takibinde ayni sure de ilerleyen ayetlerde "yeter lan susun, anladik iste, allahiniz varsa beste dordune razi olursunuz artik." babinda itirazlar sona erdiriliyor. Iyi de, hadi muhammedin bu ganimet kavgasindan gozu yildi, kardesim, allahinda mi gozu yildi ki fikir degistiriyor, nebisiyle kavga edenlere, kendi ayetlerine karsi cikanlara keyif bagisliyor?! Bu arada, "Muhammed cok fakirdi ve fakir olarak yasamistir." diyenler, Muhammed, henuz Medine'nin ilk gunlerindeyken haklidirlar elbette. Ama Ganimetler, fidye paralari gelmeye basladiktan sonra birak acligi, kesinlikle bir daha yokluk ve sikinti cekmedikleri gibi epeyi de dunyalik yapmislardir ki, bu da daha sonra ayrintilariyla burada gosterilecek. Bir baska ganimet mevzusuna deginelim: Ali Yemen'den ganimet olarak bir miktar altin getiriyor. Muhammed'de bu altinlardan henuz yeni musluman olmus birkac kisiye biraz fazlasiyla dagitiyor. Bunun uzerine muslumanlardan yine itirazlar yukseliyor. Hatta bir sahabi cok sert bir sekilde, yuksek sesle muhammede,"Adil davran, allahtan kork!" diyor. Halid bin Velid de "birak sunu oldureyim" deyince Muhammed,"Hayir, olmaz, karsi taraf, 'ganimet icin kavga ediyorlar' diyebilir" diyor ama adamin gelmis gecmisine, gelecegine de cok kotu bir beddua ediyor.-Buhari,Tevhid,23;Edep,71,93, Tecridi Sarih,Diyanet terc.no:1642- Yine bir baska savas -Havazin Savasi- sonrasi muhammed, henuz yeni musluman olmus olanlara kalpleri isinsin, islamdan cikmasinlar diye (aslinda bal gibi rusvet!) yaklasik 1100 adet deveyi bolusturuyor. Bu paylasimda iste o taze muslumanlara adam basi yuzer deve dusuyor. Kalan muslumanlara onlardan cok daha az veriyor. Tabii itiraz hemen yukseliyor yine. Iclerinde bir sair olan Abbas bin Mirdas oyle bir sinirleniyor ki, Muhammedi elestiren cok hararetli bir siir okuyor. Bunun uzerine muhammed, ona da yuz deve veriyor. Verirken de "Ben bu dagitim isinde ancak bir memurum, benim bunda bir iradem yoktur." diyor.-Ebu Davud, Harac, 13. bap no: 222949- Su islere bakin, bunlar alemlere rahmet,kainatin efendisi muhammet ve mubarek sahabeleri degil, kavga dogus ganimet bolusen karakorsan ve tayfalari muhteremler. Simdi cok daha renkli bir kavgaya gelecegiz: Yine bu savasin ganimet bolusumu sirasinda, Osman, evet daha sonra halife olacak su meshur Osman, daha once "inen" Enfal suresinin 41. ayetinde gecen "Ganimetin beste birinden, Muhammed'in akrabasina da pay verilir" sozu uzerine, hisimla gidip muhammed'den "ben de senin akrabanim!"deyip fazladan pay istemis, Muhammed'de "Evet ama, sen bizim yakin akrabamiz degilsin." diyerek pay vermeyi reddetmistir!-Tecridi Sarih,Duyanet terc.no:1426- Daha sonra Hayber Yahudilerden alindiginda, Muhammed, bu enfal 41'e dayanarak,kendi kizi Fatma da dahil 5 adet yakin akrabasina adam basi 40'ar vasak-yaklasik olarak 5'er ton- hurma verir. Ayrica kendi karilari olan Ayse,Hafsa,Ummu Habibe, Cuveyriye,Zeynep binti Cahs,Safiye,Meymune ve Ummu seleme'ye 100'er vasak-yaklasik 12-13 ton- hurma verir.-Tecridi Sarih,1225,1844- Bu arada kucuk bir ayrintiyi es gecmeyelim: Muhammed Bedir savasinda ele gecen ganimetler arasindan bir kadife parcasini calmakla bile suclanmistir sahabelerince! Tabii, yukaridan hemen "hoop,noluyo orda bakiim!" babinda ayet inmekte gecikmez: 2Bir peygambere hiyanet yakismaz.Kim emanete(devlet mali olan ganimete)hiyanet ederse kiyamet gunu hainlik ettigi seyin gunahi onun boynuna asili olarak gelir."-Al-i Imran:161- Bu ganimet kavgalari Muhammed zanmaninda da, oldukten sonrasinda da devam edip gitmistir. Muhammed Beni Nadir Yahudilerini kovup, mallarina el koydugunda da etrafindakiler onunla ganimet husunda kavga etmislerdi. Aslinda bu sefer ki biraz degisik cunku, Beni Nadir ile savasmadan, kan dokmeden yerlerinden cikartip, mallarina el koymuslardi. Ki bunun adi ganimet degil "Fey" dir. Bu ele gecen fey i Muhammed tamamiyle kendisine ayirmisti. Bunu uzerine cok hararetli itirazlar yukseldi yine. Derken, hemen yukaridan mudahale ulasir tabii:" Allahin onlarin mallarindan peygamberine verdigi fey icin, siz ne at ne de deve surmediniz. Fakat allah peygamberlerini diledigi kimselere karsi ustun kilar.Allah hersye kadirdir.Allahin, fethedilen ulkeler halkinin mallarinda peygamberine verdigi fey, Allah,peygamber,yakinlari,yetimler,yoksullar ve yolda kalmislar icindir. Boylece o mallar, icinizden yalniz zenginler arasinda dolasan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alin,size ne yasakladiysa ondan sakinin. Allahtan korkun. Cunku allahin azabi cetindir."-Hasr:6,7- Iste ganimet tanrisindan ayetler..Firsat buldukca muslumanlari savasa kiskirtmak icin yukaridan ayet indiren, akabinde cikan ganimet kavgakarina yine ayetlerle mudahale eden bir allah.. Su ganimet tesviki ayetlerinden bir ornek daha vereyim ki durumun vehameti iyice anlasilsin: "Allah, onlari elde edecekleri bircok ganimetle (Hayber fethi) mukafatlandirdi. Allah ustundur, hikmet sahibidir. Size elde edeceginiz bircok ganimet VAAD etmistir. Bunu (Hayber'de) hemen size vermis ve insanlarin ellerini sizden cekmistir ki, bu muminlere bir isaret olsun ve allah sizi dosdogru bir yola iletsin. Bundan baska, sizin guc yetiremediginiz, ama allahin sizin icin kusattigi ganimetler de vardir. Allah her seye kadirdir." -Fetih:19,20,21- Yaw, neden hep ganimete yonlendirir ki? Bu mu senin evrensel sistemin? Simdi diger baskin ve savaslar ve elde edilen ganimetlere kisa kisa deginip, akabinde gozlerin -faltasi acilacagi - baska bolumlerine gececegim bu ganimet konusunun. Yine Muhammed zamaninda sadece Mureysi baskininda ikibin deve ile besbin koyun ele gecirilir.-Vakidi,Megazi,1/411- Yine baska bir baskindan:(Necd bolgesi) Muhammed bir gurubu baskina gonderiyor.Sahabeden Ibn-i Omer anlatiyor:"O baskindan herbirimize 12'ser deve dustu. Muhammed ayrica yine herbirimize birer deve daha verdi. "Buhari, Megazi, 57. bap- Taif seferinde yine Muhammed doneminde, 6000 esir,24000 deve, 40000 den fazla koyun ve 4000 ukkiye de gumus para ele gecirilmisti.-Halebi,Insanul Uyun,3/122.- Yine Muhammed, yirmidort kisilik bir grubu Amrogullari baskinina gonderir.Bu baskinda her bir kisiye 15'er deve duser.Ayrica bir baska grup, baska bir baskinda 196 deve ile 14 tane de kadin ele gecirir.Bu kadinlari da develer gibi aralarinda bolusup cariye olarak kullanima alirlar.-Taberi,age,5/642.- Havazin savasinda her bir kisiye 4'er deve ve kirk'ar koyun dusuyor.-Ibn-i Kesir,Bidaye,4/354.- Daha bunlar gibi irili ufakli bircok baskin ve savas ve getirisi ganimetler... Yine de simdilik bu kadar ornek yeter diyorum. Simdi Muhammed fakirdi, fakir olarak yasamisti gibi argumanlara donebiliriz: Kardesim, bu kadar mal, mulk, kole,cariye, fidye ye garkolmus bir insan nasil artik fakir olarak yasayabilirmis? Adam gidip te kazandigi tum bu "helal" parayi, kumarhanelerde mi yiyordu yoksa? Tabii ki Ayse,"Baslarda Muhammed olmak uzere hepimiz cok aclik cekiyorduk"-Tecridi Sarih,no:1124.- demis ama,o zamanlar Medine doneminin ilk yillariydi ve henuz ganimetlere baslanmis degildi. Muhammed, baskin ve yagmalara basladiktan sonra yasamlari degisti zaten, bayagi varlikli bir yasam surmeye basladilar. Mesela Ayse, bir defasinda bir sahabeye kusuyor ve bir daha onunla konusmayacagim diye yemin ediyor.Ama birgun gelip onula kunusuyor.Bunu akabinde yemin kefareti olarak bir anda tam kirk(40)adet koleyi azad ediyor.-Buhari,Edep,62.bap- Bunu neresi fakirliktir?!! Evet simdi Muhammed ve sahabelerinin gozlerinizi faltasi gibi acacak, ganimet sayesinde elde ettikleri serveti gorelim: Halife Osman oldugunde, ondan varislerine kalan para:150000(yuzellibin)dinar altin para-yaklasik 4,5 ton altin-! Zubeyr bin avam oldugunde kalan mirasi:400 bin dinar altin para-yaklasik 12 ton-ayrica bin kole ve cariye ile bin adet kisrak.Ayrica ,Basra,Misir,Kufe ve Iskenderiye de 4 adet malikane. Talha bin Ubeydullahin Iraktaki gunluk geliri:1000 dinar-yaklasik 30 kilo altin-di.Ayrica,Medine ve Kufe de iki adet malikane. Sad bin Ebi Vakkas: Medinenin en guzel bolgesinde devrinin en buyuk malikanesi. Abdurrahman bin Avf: Bin at, bin deve, onbin koyun, 2,5 ton altin,ayrica degeri 3 ton altini bulan bir kac ciftlik.-Asri saadette Islam,2/66- Muhammed'e gelince; Muhammedin servetinin buyuklugunu anlayabilmek icin, butun karilarina nafaka adi altinda her birisine verdigi mala bakmak lazim:her bir karisina yilda 100 vasak-yaklasik 12-13 ton hurma verirdi.-Ebu Davud,Diyat,no:4494- Ayni zamanda Beni Nadir,Fedek,hayber ve ireyne bolgelerinde hurma bahceleri, sayisini kendinin bile bilmedegi develer ve sayfiye koyleri vardi.-Tecridi sarih,1173 nolu hadisin serhi,8/236.- Bu arada oldukca"onemsiz!" bir ayrintiyla renklendirelim: Muhammedin olumunden sonra Ali ve Fatma Muhammedin gayri menkulleri hakkinda veraset talebinde bulunurlar. Ama Ebu bekir ve omer, bu mallari onlara vermeyi red ederler! Buna da sebep olarak Muhammedin peygamberin mirascidsi olmaz sozunu gosterirler.Bunu uzerine Fatma olunceye kadar ebu bekir ve Omerle konusmaz.-Buhari,Muslim,el lu'luu ce'l mercan,no:1149-1150- Iste, adam öldugünde bile hala ganimet kökenli veraset kavgasi!...Ben baska yorum yapmıyorum. Islam iyice genislemeye basladigindaki durumuna kisaca goz atip, mevzuuyu noktalayacagim: Yalnizca cizye(musluman olmayanlardan alinan kelle vergisi) geliri olarak sadece tamamen islama girmeden once Irak'tan islamin kasasina giren para:En fazla oldugu donem,188 milyar dirhem gumus !- Prof.dr.Zekeriya kitapci,Yeni Islam Tarihi ve Turkler,299-303-Walla ben hesaplamaya üşeniyorum herhalde bilmem kacbin ton yapmasi lazim. Diger fethedilen ve cizye alinan ulkeleri katmiyorum! Varin yapabilirseniz siz hesaplayin su islamin ulastigi servetin boyutlarini. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Allah zenginligini vermiş kullarına bu İslamın delili olsa gerek. kusura bakma katakulle size bundan sonra bu yollu cevaplar yazacagım:) sanki sadece dünya İslamdan ve müslümanlardan ibaret sandım bir an. birde bu sitenin yöneticilerini entellektüel yorumları anlamada zorlandıgını söylemek istiyorum bu fırsatla. yok böyle degilse demokratik sabırdan yoksunlar yöneticiler. Kur'an eleştirisine Kur'an'i cevap vermeyide aynı sizin gibi '' hakaret '' olarak degerlendirip ikide bir ceza yazıyorlar. ondan sonra degiştirince de sizin gibi gerçek dostları '' işte Kur'an'ı yumuşatıyorlar'' falan diyorlar . ben masumum valla. yukardaki kabul edilmezleri derli toplu yazarmısın bir kaç cümle ile. ( ben genellikle sözlerimin en kısa olan yazımın seçmeye çalşıyorum da.) Alıntı
Φ casalu25 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Ben formun yeni bir üyesiyim, formda kime yararım olursa bu beni mutlu eder. Tartışmaların hep edep içinde ve belli bir üslupla yapılmasından yanayım, bu da herkesin inancına saygı göstermekle olur.Formdakilere selam. cevap:LâTengeriin boşigilahe "Insanlar illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir." Bu Hadis-i şerifte geçen cihad kelimesinin manası toplu hareketten ibarettir.Savaş anında henüz başlarken eğer İslamiyeti kabul ederlerse savaşa gerek yoktur. 'Cihad' kelimesi kimse kimseyi suçsuz yerde öldürsün manasında değil, savaşları kastedmiştir. Savaşta da kimse kimseyi gelsin beni öldürsün diye beklemez herhalde. Gayet açık ki. İslamiyette şiddete yer yoktur taki biri size zulm edene kadar, buna da yine sabır gösterilmesi tavsiye edilmiştir, son çare olarak onlarla mücadele etmemiz gerekmektedir. bu arada alıntı işini yapamadım neyse öğrenecez Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Allah zenginligini vermiş kullarına bu İslamın delili olsa gerek. Aynı mantıkla, aynı Allah şimdi Filistinli, Iraklı, Afganistanlı, Somalili, Keşmirli müslümanlara "yanlış yolda oldukları için" doğru yoldaki kulları" aracılığı ile ceza mı kesiyor yukardaki kabul edilmezleri derli toplu yazarmısın bir kaç cümle ile. Kabul edilmez dediğin şeyler İslam tarihi. Sen Orta Asya'nın Gök Tanrı / Şamanizm inancıyla rafine edilmiş inancını İslam mı sanıyordun? Kölelik kültürü olmayan Orta Asya kültürü ile rafine edilmiş Anadolu inancını İslam mı sanıyorsun? Anasına bütün yakınlarından, akrabalarından çok değer veren bir kültürü İslam mı sanıyorsun? İslamcılar "resmi tarih" diyerek "Cumhuriyet tarihini eleştirirler. Haklıdırlar. tarih heryönüyle yazılmalıdır. Peki aynı islamcılar, İslamiyet'in "resmi tarihinden" ne zaman kurtulacaklar? Ganime olayında sadece "alan" olmak çok iyi değil mi? Ya yıllardır alın teriyle var ettikleri emekleri çalınan insan olmak nasıl birşey? Ya yıllarca özgür olarak yaşarken, ganimet adı altında köleye dönüştürülüp satılmak, cariyeye dönüştürülüp satılmak nasıl birşey? "sevgi ve hoşgörü dini" nasıl cevaplar veriyor bu sorulara? Saygılar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 cevap:LâTengeriin boşigilahe "Insanlar illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir." Bu cevabınınz bana mı, la-bohme'ye mi, yoksa başka birine mi anlamadım... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Sayin Bosig Yazinizdan anladigim;Kimin neye inandigi sizi pek ilgilendirmiyor yani inanmayan birinin ahiret icin yaptigi laflar sanirim biraz bos geliyor cunku inanmadigimiz icin....Ancak burda benim demek istedigim oLUmden sonraya inanmadigim dogru ve bole kaygim olmadigida.Bunu dememizi sagliyan inancli kesimidir..Surekli inancsizlarin yeri belirlenir....Ahiret Umurumda bile degil ki ole bir sey varsa bile boyun eymeden ve kendi dusuncemle yasadigim icin, kimseye kulluk etmeden La boheme olarak kalabildiysem ne mutlu bana...Ancak durmak istedigim nokta suki Kotuluk inancsizligin uzerine atilan bir kilif olmus...Eger ateistsen yerin hemen belirlenir...insanlari insan yapan mensup olduklari din degildir...Inancli arkadaslarimiz once bunu anlamalilar ve sonra kurandaki bu hatali yazilarada dikkar edinilmeli derim... Bakın, kimin neye inandığı benim zerre kadar umrumdadeğil, bazı söylemlerinizde çok haklısınız, ama şu da var ki nasıl ki kimi Müslümanlar Ateistlere "Kötü" yaftası yapıştırıyorlarsa, Müslümanlara "Terörist" yada "Art Niyetli" yaftası yapıştırılıyor. Arkadaş bile olmak tehlikeli olarak düşünülüyor... Bence Kur'an-daki "Kafirler" ile ilgili nitelemeler, o dönemki savaş ve mücadele ortamında, savaşılan müşrikler için kullanılmış nitelemelerdir. Yani Ateistleri yada bugünkü Ateistleri bağlamamalı ve Müslümanlarda bugünkü Ateistlere o gözle bakmamalıdır diye düşünüyorum. kimsenin inancı, kimseyi ilgilendirmez. Bir Müslümanın, bir Ateistin inancını göstererek "Bu adam kötüdür" nitelemesi ne kadar yanlış ise, bir Ateistin de, bir Müslümanın inancını gösterip "Teröristsin" yada "Kötüsün" demesi yanlıştır. Ki buna bu sitede de rastladık yani... Herkes öncelikle İnsandır... Konunun açılmasına sebep yoruma gelince; bence bazı kimseler inançlıları yada beni "konuyu çarpıtmakla" suçluyor ama, konunun başlığına bakarsak, bazı arkadaşların yaptığı uzun uzadıya açıklamalar konu ile alakalı değil. Arkadaşımız konuyu bir serzeniş olarak açmış, diğer arkadaşımızda bundan nemalanarak bir inanca olan kinini kusmuş... Tabi bu önyargılardan ve artniyetlilikten kaynaklanıyor. Kimisi de inançsızlara saldırıyor, bu da aynı... Bence birbirimizi ve inançlarımızı kötülemek ve birilerinin gazına gelmek yada kendimizi gaza getirmek yerine, asıl konuya dönelim. Çünkü bir dini yada ateizmi karalamak yada yüceltmek için yeterince konu var forumda... Keşke Tanrı Olsaydı; o zaman savaşlar biter, insanlar ölmezdi... vs vs vs... Sizin inanmama nedeniniz bu, bir çok insanların inanma nedeni de bu: Umut... Yani herkes aynı dine inanırsa, savaşlar bitecek... Kusura bakmayın ama, Allah bence Savaş Bakanlığı yapmıyor. Yada Cellatlık gibi bir görevde üstlenmemiş. Onun varlığı yada yokluğuyla; savaşların olması yada olmaması ile ilgili bir bağlantı yok. Bir Tanrı'ya yada Dine bu yüzden inanılmaz. Bir Tanrı'ya, eğer varlığını hissediyorsanız inanırsınız. Hissetmeden, böyle bir özlemle inanıyorsanız, bu pazarlık yapmak gibi olur. Ama gerçekten inanan insanlar bu şekilde bir saplantıya sahip değildir. "Tanrı iyidir ve savaşı sevmez. Dünyada savaşlar oluyor. Öyleyse Tanrı yoktur." Düz Mantığın Dik Alası... İnanmak yada inanmamanın kaynak noktası böyle bir önerme değildir. Saygılarımla... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 "Insanlar illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir." Bu Hadis-i şerifte geçen cihad kelimesinin manası toplu hareketten ibarettir.Savaş anında henüz başlarken eğer İslamiyeti kabul ederlerse savaşa gerek yoktur. 'Cihad' kelimesi kimse kimseyi suçsuz yerde öldürsün manasında değil, savaşları kastedmiştir. Savaşta da kimse kimseyi gelsin beni öldürsün diye beklemez herhalde. Gayet açık ki. İslamiyette şiddete yer yoktur taki biri size zulm edene kadar, buna da yine sabır gösterilmesi tavsiye edilmiştir, son çare olarak onlarla mücadele etmemiz gerekmektedir. Hmm. Savaş neden yapılıyomuş peki? İnanmak ve inanmamak arasındaki tercihten mi? Böyle olmalı ki İslamiyeti kabul edince savaşa gerek kalmayacakmış. Bu durumda inanç özgürlüğü yok. Mala, toprağa tecavüzden dolayı savaşılıyorsa ne olacak peki? Gayri müslimler toprasğımızı aldılar, tap toprağımız geri alacak güce kavunşunca da "Müslüman olduk dediler" savaşmayacak mıyız? Bu durumda da savaş "savunma", "hak arama uğruna" yapılmış olmuyor, çünkü amacına ulaşmadan sona eriyor. Haksızlık devam ediyor. Bu durumda da İslam'daki savaşların "savunma" savaşı olduğu iddia edilemeyecek. Ne olcek şimdi? Saygılar. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Müslüman arkadaşlar,anlatılmak istenen mesajı anlamamakta ısrar ediyorlar.Ben her müslüman bu saydığım kötülükleri yapacak potensiyeldedir diye bir iddada bulunmuyorum ki. Zaten itiraz edenlerde öyle olmadıkları için eleştiriyorlar.Ben islam öğretisinde olan şeyleri ortaya koyuyorum. Gelelim fuhşa zorlama meselesine. Nur 33- Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir. Bu ayette görüldüğü gibi masum cariyeler hiç bir suçları olmadıkları halde affedilecekleri söylenirken,onları buna zorlayanlar için ne dünyevi nede uhrevi bir ceza öngörülmemektedir Yaw nasıl olur kuranda namuslu kadınlara zina iftirası edenler için Nur 4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar. Böyle bir ceza Zina yapanlara Nur 2- Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. böyle bir ceza varken,fuhşa zorlamanın nasıl cezası olmaz ? Fuhşa zorlamak bunların kapsamına alınamaz mı diye itiraz edecek olanlara derimki; hayır alınamaz. Önceki iletilerde ganimet ve cariyeler konusunu geniş işledik. Hayatı; savaşlarla,ganimet toplamakla,savaş esnasında silah arkadaşlarına azl (ırzatecavüze) izin veren,cariyeler edinen ve onlarla istediği gibi yatmakla geçen peygamberin, sanki çok umurundaydı birilerinin aganigi yapması.Ama ne zaman ki kendi namusu söz konusu olunca birdenbire ahlak timsali kesilivermiştir peygamber. Zira kuranda zina il ilgili ayetler aişenin zina ile suçlanmasında sonra ve sırf aişeyi aklamak için inmiş,uydurulmuştur Tabi işin aslı nedir bilmek mümkün değil ama aişenin zina ile suçlandığı hem ayetler hemde hadislerle sabit bir olay.Eğer Aişe zina ile suçlanmasa idi, zina ile ilgili tek bir ayet kuranda olmayacaktı. Ne demiş atalarımız İğneyi kendine,sonra çuvaldızı başklarına batır Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Sevgili katakuta Muhammed'in savaşları ve ganimetler konusundaki çalışman için teşekkür ederim. Değerli bir çalışma. Bu vakaların çoğunu tek tek okumuştum amaü toplu halde sunman iyi olmuş. ,fuhşa zorlamanın nasıl cezası olmaz ? Sevgili kardeşim, eylemler değil, kimlikler yargılanınca böyle traji komik durumlar çıkıyor karşımıza. Fuhuşa zorlananların kimlikleri "cariye" olmasaydı, yani insan yerine konsalardı, elbette onları fuhşa zorlayanlara bir ceza olurdu. Ama Kuran maalesef, cariyelere,kölelere insan statüsü vermemiştir. Dolayısı ile onlara karşı işlenen suçlar da cezaya tabi tutulmamıştır. Çaydanlığı tekmelemenin, satmanın cezası var mı bugünkü hukuk sistemimizde? Yok. Muhammed tarafından kurulan sistemde de köleler çaydanlık gibi birer eşya idi. Sadece çaydanlığa iyi davranın, eğmeyin bükmeyin denmiş, iyi olur denmiş. Ama çaydanlığı tekmeleyene, üstünde zıplayana ceza öngörülmemiş. Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2007 Aynı mantıkla, aynı Allah şimdi Filistinli, Iraklı, Afganistanlı, Somalili, Keşmirli müslümanlara "yanlış yolda oldukları için" doğru yoldaki kulları" aracılığı ile ceza mı kesiyor Kabul edilmez dediğin şeyler İslam tarihi. Sen Orta Asya'nın Gök Tanrı / Şamanizm inancıyla rafine edilmiş inancını İslam mı sanıyordun? Kölelik kültürü olmayan Orta Asya kültürü ile rafine edilmiş Anadolu inancını İslam mı sanıyorsun? Anasına bütün yakınlarından, akrabalarından çok değer veren bir kültürü İslam mı sanıyorsun? İslamcılar "resmi tarih" diyerek "Cumhuriyet tarihini eleştirirler. Haklıdırlar. tarih heryönüyle yazılmalıdır. Peki aynı islamcılar, İslamiyet'in "resmi tarihinden" ne zaman kurtulacaklar? Ganime olayında sadece "alan" olmak çok iyi değil mi? Ya yıllardır alın teriyle var ettikleri emekleri çalınan insan olmak nasıl birşey? Ya yıllarca özgür olarak yaşarken, ganimet adı altında köleye dönüştürülüp satılmak, cariyeye dönüştürülüp satılmak nasıl birşey? "sevgi ve hoşgörü dini" nasıl cevaplar veriyor bu sorulara? Saygılar. Filistin ve benzerlerinin şimdiki durumları için yorum bulmak ( Allah (cc)'ca) hiç zor olmadıgını sizde bilirsiniz. İslam tarihini ise hiç sanmadıgın kadar okumuşlugum vardır.acizane. Biz (ben) bu dini miras yolu ile sahiplenmedik.Babamızdan gördüklerimizle kabul etmedik, türlü yanlışlar içinden hakikatini kabul ettik,yaşayarak geliyoruz,içselleştirerek geliyoruz. yeni nesilde bu dini fark ederek geliyor.. Tarih dediginiz nesnel bir şey degildir.Tarih içinde tarih vardır.Sorun bunlarda da degildir. Siz ve sizin gibiler işinize gelen yeri 'tarihsel' olarak, bazen de reel olarak görüyorsunuz.bunlar tamamen yorum farkları.aynı kaynaklardan benim çıktıgım yola sizde çıkabilirsiniz. biz bu ve bunun gibi konuları degil burda, yüz yüze de konuşsak bir sonuç çıkmaz, çıkaramayız. mesele yorumların nerde ve nasıl yapıldıgıdır.yada bu ve bunun gibi konulara getirtiginiz bakışın örneklemelerinin ne oldugudur. tarihten bunun karşısına ne çıkarıyorsunuz yada şimdiden ne koyuyorsunuz. bu bakış ölçüleriyle siz ne insanı ne tarihi ne de yapılan ve yapılmak istenenleri anlayabilir ve anlatabilirsiniz. ganimet, cariye, köle, nedir bunlar ne anlam yüklüyorsunuz şimdi bunlara. sevgi ve hoşgörü dini demek bu dinin tanımlarından sadece biridir. adaletse her zaman merhametten önde gelir.........( burdan merhametsiz tanımı çıkmaz). saygılar. Evlenme imkanı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar, sahibi bulunduğunuz köle ve cariyelerden , kendi bedellerini ödeyip azad edilmek için anlaşma yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen yazılı anlaşma yapın ve Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici varlığını kazanacaksınız diye, sakın namuslu kalmayı dileyen cariyelerinizi fuhuşa zorlamayın. Her kim de onları fuhuşa zorlarsa, şüphesiz ki Allah, onların zorla bu işe sürüklenmesinden sonra, onları bağışlar, merhamet eder( Nur ; 33) Rivayet edildigine göre münafık Abdullah b. Übeyy b.Selül ( bu adam Mümin degildir )altı cariyesini zorla zinaya sevkediyordu.İkisi gelip Rasululluha şikayet ettiler, bu ayet indirildi.Yukarıdaki emirleri ihmal etmek namuslu kimseleri istemeyerek zinaya sürüklemeye yakın kötülüge sebeb olur.O halde günah kimin? Zorlayanın mı? Zorlananın mı? İkisinin mi? '' Kim onları zor altında bırakırsa şüphe yok ki Allah, onlar zorlandıkdan sonra, '' yani o cariyeler razı olmayıp zorla sürüklendikden sonra bu biçarelere '' çok bagışlayıcı ve merhametlidir.'' Yapılan fiilin zorlayan için de zorlanan içinde günah oldugundan şüphe yoktur.Fakat zorlanan biçareler de bu günaha razı olmayıp zorla sürüklendiklerinden dolayı özür sahibidirler.Ve bagışlayıcı ve merhamet sahibi oldugundan şüphe olmayan Allah yanında bagışlanmaya ve merhamet edilmeye layıktır.Fakat zorlamayı isteyerek yapanlar, sürenin başında geçtigi üzere acımaya layık olmayıp razı oldugu günahın azabına layık oldukları gibi, zorlananın da bütün vebali yüklenerek büyük azab ve nefrete müstehak oldugunu hatırlatmaya gerek yoktur........Şimdi siz buradan üstü örtülü bir şekilde fuhşa zorlama çıkarıyorsunuz.enteresan....... Bir başka yorum ise ; '' Cariye kızların maddi sebeplerden ötürü evlenmelerine engel olunması ve onların evlenip namuslarını korumak istedikleri halde evlenmekten menedilmemeleri manasıda çıkabilir.Böylece cariyeler, önceki ayetin ( Nur;32) mefhumuna göre günaha girmekten kaçınmış olacaklardır.... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Şimdi siz buradan üstü örtülü bir şekilde fuhşa zorlama çıkarıyorsunuz.enteresan....... Sayın aslan34, Lütfen kısa ve net bir cevap yazınız: 1. İslam'da köleleik yasaklanmış mıdır? 2. 300 küsür ilahı tedavülden kaldırabilecek adar radikal bir işe girişen Muhammed, köleliği yasaklayabilecek kadar dirayet gösterebilmişmidir? 3. Nur-33'de, mağdurların affedileceğini söyleyen Allah, mağdur etmeyi yasaklamış mıdır, mağdur edenlere ceza öngörmüşmüdür, inanmayanlara hakaret ettiği gibi, mağdur edenlere de hakaret edecek cüreti gösterebilmişmidir? Saygılar. Alıntı
Φ ali-ilmek Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Keşke bir tanrı olsaydı benim iyi dediklerime iyi,kötü dediklerime kötü deseydi.Benim sevdiklerimi öldürmeseydi.Şöyle istediğimde hesap sora bileceğim yakın bir yerde olsaydı her yaptığını kafam alsaydı.Kafamın almayacağı hiç bir şey yapmasaydı.Beğenmediğim şeyleri,anlamadığım şeyleri istediğim zaman hemen değiştiri verseydi.Herkesi cennete koysaydı..beyaz olmadan siyah -siyah olmadan beyaz anlamsızmış banane onun derdi.. Kafama göre bir tanrı arıyorum bu evrende karınca deliği etmeyen dünyada yaşayan tüm düşünce ve mantığımı bu küçük dünya sınırlarında edinmiş ve kendisini de bu sınırlar ile eleştirip sevebileceğim,değerini benden alacak bir tanrı arıyorum.. Beynimin sınırlarını aştığında anlayamıyorum,anlayamadığım için mantıksız geliyor iman denilen şeyi ise kullanamıyorum gururuma yediremiyorum zira benim beynim her şeyi anlar :)Yok eğer anlamadı ise,saçma geliyorsa kesin tanrıda bir sorun olmalı zira milyonlarca sinek yanılıyor olmaz..! Acilen lazım bulamaz isem ben bir tane yaparım.. Bir kere küçük çocukları öldürmeyecek çünkü küçük çocuklar çok sevimli canım yanıyor onlar ölünce.Küçük hayvan yavrularını öldüre bilir o kadar üzülmüyorum.Hele yılanlar küçük fareleri yiyebilir o okadar kötü değil.Nede olsa hayvanlar.Ama biz insanız ya bizim çocuklarımızı öldürülmesine izin vermesin.Aslında hayvanlarada acıyorum yazık onlara ama insanlara daha çok acıyorum. Şöyle gözümle görebileyim onu ne o öyle bir türlü emin olunamıyor.Bir yerlerde olsun gidip yanına bakayım emin olayım.Sınırsız olsun ama gözümün görme sınırlarına girsin!Nasıl yapar bilemem o bilir.herkesi eşit yaratsın.Kalas gibi 2ye8 kalas gibi.Öyle olmassa biri diğerine hesap soruyor beni neden öyle yaptın onu neden böyle yaptın.Hani eşitlik falan kavga çıkıyor.Bir şey dediğinde her kes anlasın ve herkes aynı anlasın biraz robot gibi olur ama olsun Nasıl?Beğenmedi iseniz benim tanrıyı değiştire biliriz! Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Bir kere küçük çocukları öldürmeyecek çünkü küçük çocuklar çok sevimli canım yanıyor onlar ölünce Sen galiba yangında diri diri ve yavaş yavaş yanan bir bebek görmemişsin. Görseydin ölürdün üzüntüden. Pardon ölmezdin, sınavda olduğun için o bebeğin yanmasını görmen gerekiyor, sınanman gerekiyor. Alıntı
Φ baharrr Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Keşke bir tanrı olsaydı benim iyi dediklerime iyi,kötü dediklerime kötü deseydi.Benim sevdiklerimi öldürmeseydi.Şöyle istediğimde hesap sora bileceğim yakın bir yerde olsaydı her yaptığını kafam alsaydı.Kafamın almayacağı hiç bir şey yapmasaydı.Beğenmediğim şeyleri,anlamadığım şeyleri istediğim zaman hemen değiştiri verseydi.Herkesi cennete koysaydı..beyaz olmadan siyah -siyah olmadan beyaz anlamsızmış banane onun derdi.. Kafama göre bir tanrı arıyorum bu evrende karınca deliği etmeyen dünyada yaşayan tüm düşünce ve mantığımı bu küçük dünya sınırlarında edinmiş ve kendisini de bu sınırlar ile eleştirip sevebileceğim,değerini benden alacak bir tanrı arıyorum.. Beynimin sınırlarını aştığında anlayamıyorum,anlayamadığım için mantıksız geliyor iman denilen şeyi ise kullanamıyorum gururuma yediremiyorum zira benim beynim her şeyi anlar :)Yok eğer anlamadı ise,saçma geliyorsa kesin tanrıda bir sorun olmalı zira milyonlarca sinek yanılıyor olmaz..! Acilen lazım bulamaz isem ben bir tane yaparım.. Bir kere küçük çocukları öldürmeyecek çünkü küçük çocuklar çok sevimli canım yanıyor onlar ölünce.Küçük hayvan yavrularını öldüre bilir o kadar üzülmüyorum.Hele yılanlar küçük fareleri yiyebilir o okadar kötü değil.Nede olsa hayvanlar.Ama biz insanız ya bizim çocuklarımızı öldürülmesine izin vermesin.Aslında hayvanlarada acıyorum yazık onlara ama insanlara daha çok acıyorum. Şöyle gözümle görebileyim onu ne o öyle bir türlü emin olunamıyor.Bir yerlerde olsun gidip yanına bakayım emin olayım.Sınırsız olsun ama gözümün görme sınırlarına girsin!Nasıl yapar bilemem o bilir.herkesi eşit yaratsın.Kalas gibi 2ye8 kalas gibi.Öyle olmassa biri diğerine hesap soruyor beni neden öyle yaptın onu neden böyle yaptın.Hani eşitlik falan kavga çıkıyor.Bir şey dediğinde her kes anlasın ve herkes aynı anlasın biraz robot gibi olur ama olsun Nasıl?Beğenmedi iseniz benim tanrıyı değiştire biliriz! sence bu biraz bencilce bir yazı degil mi dünya tek kişilik değil bir de her sey senın ıstedıgın gıbı olsaydı bır tanrı tanrıya zaten gerek var mı? Alıntı
Φ ali-ilmek Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Biri benim ağzıma kanca geçirse ya da iplere bağlasa suya soksa kafamı boğulana kadar çırpınışımı izleyip taze taze bunlar oynuyorrr oynuyorr diye bağırsa sonra alsa beni teneşir gibi bir maddeye bulasa kızgın yağa atsa çatalı batırıp evirse çevirse sonrada miğdesine indirse o vahşi bir hayvan olur herhalde! Biz hamsiye yapıca acıkmış bir insan sadece!...Ispanak bizim canlı formumuza benzemiyor diye suya atıp kaynatılacak bişey oluyor!zira altı üstü bir ot!bize benzemiyor olsa olsa yenmek içindir.Eh bizde yaşamak zorundayız !!Zaten ıspanak ağlayamaz ki,acı duyan biri ağlamalı,bağarmalı demekki cansız !!!kalbi falanda yok olsa tamam...Çatır çatır yakarım onu bir güzel yerim.Ama yanan bir çocuğa hiç dayanamam.Ah o tanrı yok mu çok acımasız!Nasıl yakıyor daha yaşına girmemiş bebeleri.Nasıl izin veriyor buna?Keşke başka şekilde ölse bedeni çürür ya da çiçekler biterdi üstünde sonra inekler yerdi onu süt olurdu bende içerdim mis gibi sabah kahvaltısında!!O zaman vahşice olmazdı.... Hayvanlara iyi davranalım dostumuz onlar bizim.Çimenlere de basmayalım görüntüleri bozuluyor.Ama hepsi okadar..Mutfaktaki hamamböceğinin üstüne bas ayağınlada iyice ezdir lanet olası hayvan ne kadar iğrenc oluyorlar!Neden yaratıyor ki tanrı bunları hiç anlamıyorum.Ben dünyaya gelirken yazılı dilekçe vermiştim insan olacağım diye bu hamamböceği olmak istemiş!! Bu öğlen ne yesem acaba?Karnabahar kızartayım bitki işte cansız bişey..Acaba karnabaharın benden haberi var mı?Acaba benim haberim olmadan birileride beni mi yiyor Bu insanlar ne ilkel canlılar diye hı yokya bu evrende benim haberim olmadan bende haberi olan hiç bir şey olamaz olsa ben bilirim!!Haber versin varsa ya da ..ben nasıl karnabaharı haberdar ediyorum varlığımdan..Böyle cin falan olmaz inanmıyorum onlara maddesel bedeni olacak yoksa hayatta kabul etmem..zira madde bedeni yoksa,ağzı dili yoksa olmaz o yoktur bitti evet yanan bebekler...bizim bebeklerimiz..insan yavruları! Sevgili Bahar o yazı biraz ironik oldu aslında benim tamamen memnun olacağım bir tanrı ancak benim yarattım bir tanrı mı olmalı fikrinden bir çıkarım yapayım dedim.tospembe bir tanrı çıkmaya başlamıştı ortaya sıkıldım yarım kaldı aslında biraz..İstersen sen de katkıda bulun! Alıntı
Φ hoara Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Tamam öyleyse, tek tek gidelim.Evrensel ahlak anlayışına göre insan öldürmek en büyük bir suçtur.Bana kurandan inancına bakılmaksızın, kayıtsız şartsız insan öldürmenin cehennemle tehdit edildiğine dair bir ayet gösterebilrimisin? Soruma iyi dikkat et. kuranda eski kıssalarda sizin için örnek vardır denmişken 5/32 gibi ayetlerde haksızlıkla öldürme kınandığı halde kuranda böyle bir ayet yoktur demek ancak basiretsizlik örneğidir. kaldı ki 6/151 17/33 18/74 ayetlerinde Allah ın haram kıldığı canı öldürmeyin denmektedir. Allah kuranda insan öldürmenin meşru hallerini 5/33 2/217 2/191 gibi ayetlerde belirtmiştir. bu meşru hallerin dışında insan öldürmenin ise haram olabileceğini saglıklı bir mantığa ve vicdana sahip herkez rahatlıkla anlayabilir diye düşünüyorum 3/21 ayetinde de " insanlardan adaleti emredenleri öldürünler" kınanırken burada insanlar diyerek inanç ayrımı yapmamıştır. ayrıca kısas hükmünün bir ceza olduğu da düşünülürse haksızlıkla insan öldürmenin bir suç olduğu sonucuna varılabilir. tabiki bu dünyadaki bir suçun cezasının hem dünyada hemde ahirette görülebileceği yine kuranın genel mantığı içinde anlaşılabilir sonra ırza tecavüz,kuranda birebir kelime olarak tecavüze şu ceza vardır gibi bir hüküm geçmez. ancak yusuf kıssasındaki örneklikte bu olay kınanırken kuranda bunun meşru kılındığını söylemek insafsızlıktır. bu konuda bazı çıkarımlarım vardır. ancak kesin emin olmadığım için şu an dile getiremiyorum. ama tecavüzün zina kapsamında veya bozgunculuk veya hırsızlık kapsamında değerlendirilmesi göz ardı edilmemelidir. yağma (büyük çapta hırsızlık) savaş halinin devam ettiği durumlarda elde edilen ganimetleri hırsızlık gibi göstermekte çok yanlıştır. empati kurmanız için genellikle " kurtuluş savaşında ele geçen silah ve muhimmat hırsızlık malımıdır" örneğini veririm. ve fuhşa zorlama suçlarına geliriz. bu da bir çarpıtmadan ibarettir. tabi kölelik konusu tartışılabilir ama esas konumuz bu değildir. 4/25 ayetinde sağ elin malik olduğu kişi evlenmek için ehlinin iznine ihtiyaç duyar. bu evlenme izni verilmediği veya verilemediği zaman o kişiyi fuhşa / zinaya zorlamış olabilirsin. evlendirin ayeti ile bir sorumluluk yüklemekle birlikte bu yüzden Allah bu izni vermeyeni direkt yargılamaz. yoksa o kişileri kendi eliyle fahişelikte kullanılması demek değildir. ayetleri bağlamından koparmadan ele alısanız bu görülebilir. köleliği de biraz değinmek isterim. evet kuran köleliği yasaklamamıştır. tabiki tarihsel ve filmsel kölelik uygulamaları ( alınıp satılma, işkence vb ) kuranda yer bulmaz. kuranın evrenselliği göz önüne alınırsa kölelik gibi bir sistemin olduğu 2000 yıl öncesine de hitap edecektir, bu güne de , 2000 yıl sonrasınada. oldu ki ekonomik ve sosyal bir depremden sonra mesela 1000 yıl sonra kölelik sistemi mecburen devreye girerse kuranın bu konu hakkında daki hükümleri işlerlik kazanacaktır. bugün kölelik sistemi yoktur. kuran köleliği yasaklamıyor diye illaki insanların köle edinmesi gerekmiyor. çağımızın sosyo ekonomik düzeni böyle bir sistemi gerekli kılmıyorsa kılmıyordur. kendimizi kasmanın bir anlamı yoktur. başka bir pencereden bakarsak ta evsiz , düşkünler için yani ücretle bir işte çalışamayanlar için belkide ideal olmasa bile karın tokluğuna ve barınmaya karşılık bir çözüm gibi de düşünülebilir. köleliğe övgü düzdüğümü sanmayın zaten kuranda köleliği ideal olarak ele almaz kalın salıcakla ve syg Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 kuranda eski kıssalarda sizin için örnek vardır denmişken 5/32 gibi ayetlerde haksızlıkla öldürme kınandığı halde kuranda böyle bir ayet yoktur demek ancak basiretsizlik örneğidir. kaldı ki 6/151 17/33 18/74 ayetlerinde Allah ın haram kıldığı canı öldürmeyin denmektedir. Allah kuranda insan öldürmenin meşru hallerini 5/33 2/217 2/191 gibi ayetlerde belirtmiştir. bu meşru hallerin dışında insan öldürmenin ise haram olabileceğini saglıklı bir mantığa ve vicdana sahip herkez rahatlıkla anlayabilir diye düşünüyorum3/21 ayetinde de " insanlardan adaleti emredenleri öldürünler" kınanırken burada insanlar diyerek inanç ayrımı yapmamıştır. ayrıca kısas hükmünün bir ceza olduğu da düşünülürse haksızlıkla insan öldürmenin bir suç olduğu sonucuna varılabilir. tabiki bu dünyadaki bir suçun cezasının hem dünyada hemde ahirette görülebileceği yine kuranın genel mantığı içinde anlaşılabilir kuranda birebir kelime olarak tecavüze şu ceza vardır gibi bir hüküm geçmez. ancak yusuf kıssasındaki örneklikte bu olay kınanırken kuranda bunun meşru kılındığını söylemek insafsızlıktır. bu konuda bazı çıkarımlarım vardır. ancak kesin emin olmadığım için şu an dile getiremiyorum. ama tecavüzün zina kapsamında veya bozgunculuk veya hırsızlık kapsamında değerlendirilmesi göz ardı edilmemelidir. savaş halinin devam ettiği durumlarda elde edilen ganimetleri hırsızlık gibi göstermekte çok yanlıştır. empati kurmanız için genellikle " kurtuluş savaşında ele geçen silah ve muhimmat hırsızlık malımıdır" örneğini veririm. bu da bir çarpıtmadan ibarettir. tabi kölelik konusu tartışılabilir ama esas konumuz bu değildir. 4/25 ayetinde sağ elin malik olduğu kişi evlenmek için ehlinin iznine ihtiyaç duyar. bu evlenme izni verilmediği veya verilemediği zaman o kişiyi fuhşa / zinaya zorlamış olabilirsin. evlendirin ayeti ile bir sorumluluk yüklemekle birlikte bu yüzden Allah bu izni vermeyeni direkt yargılamaz. yoksa o kişileri kendi eliyle fahişelikte kullanılması demek değildir. ayetleri bağlamından koparmadan ele alısanız bu görülebilir. köleliği de biraz değinmek isterim. evet kuran köleliği yasaklamamıştır. tabiki tarihsel ve filmsel kölelik uygulamaları ( alınıp satılma, işkence vb ) kuranda yer bulmaz. kuranın evrenselliği göz önüne alınırsa kölelik gibi bir sistemin olduğu 2000 yıl öncesine de hitap edecektir, bu güne de , 2000 yıl sonrasınada. oldu ki ekonomik ve sosyal bir depremden sonra mesela 1000 yıl sonra kölelik sistemi mecburen devreye girerse kuranın bu konu hakkında daki hükümleri işlerlik kazanacaktır. bugün kölelik sistemi yoktur. kuran köleliği yasaklamıyor diye illaki insanların köle edinmesi gerekmiyor. çağımızın sosyo ekonomik düzeni böyle bir sistemi gerekli kılmıyorsa kılmıyordur. kendimizi kasmanın bir anlamı yoktur. başka bir pencereden bakarsak ta evsiz , düşkünler için yani ücretle bir işte çalışamayanlar için belkide ideal olmasa bile karın tokluğuna ve barınmaya karşılık bir çözüm gibi de düşünülebilir. köleliğe övgü düzdüğümü sanmayın zaten kuranda köleliği ideal olarak ele almaz kalın salıcakla ve syg Sevgili hoaara, sizin hadisleri kabul etmemenize saygı duyarım. Ancak sizin bu duruşunuz, ne islamı ne müslümanları nede beni bağlar. Sözünü etiğiniz ayetlerin peygamber ve ashabı tarafından nasıl uygulandığını geniş bir biçimde ortaya koydum. Esen kalınız Alıntı
Φ hasanlorke Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Aslan bey;Elbetteki hiç bir insan yapılan haksızlıkların, yapanın yanına kar kalmasını istemez.Kötülük yapanların makul bir şeklide cezasını çekmesini ister.Bu düşüncene katılmamak elde değil.Ama maalesefki kurana göre kötülük yapanlar cezalandırılmayacak,aksine mükafat görecek. Bakın ne bütük bir iddada bulunuyorum.Bunu kanıtlamayada hazırım Belki siz bunu bilerek yapmıyorsunuz ama,genel olarak müslümanlar islamı özet olarak böyle anlatır.Dünyada kötüllkl yapanlar ahirette cezasını çekecek derler.Fakat bu doğru değil. Evet Katakuta diyor ki "Kuran'a göre kötülük yapanlar cezalandırılmayacak aksine mükafat görecek" Ben de şu ayeti bir örnek olması için yazmıştım. MAİDE 95 "Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır." Evet ihramda olduğumuz zaman eğer av öldürürsek bunun bir cezasının olduğu ayette açıkça gözüküyor.Yani bunu yapmak bir kötülük ve cezası var.Katakuta'ya bir kez daha soruyorum Hani kötülük yapmanın Kuran'a göre cezası yoktu.?Evet buna bir cevap yaz lütfen. Esen kalın.... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Evet Katakuta diyor ki "Kuran'a göre kötülük yapanlar cezalandırılmayacak aksine mükafat görecek" Ben de şu ayeti bir örnek olması için yazmıştım. MAİDE 95 "Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır." Evet ihramda olduğumuz zaman eğer av öldürürsek bunun bir cezasının olduğu ayette açıkça gözüküyor.Yani bunu yapmak bir kötülük ve cezası var.Katakuta'ya bir kez daha soruyorum Hani kötülük yapmanın Kuran'a göre cezası yoktu.?Evet buna bir cevap yaz lütfen. Esen kalın.... Hasan bey, ben o iddiama ek olarak kuran inançç ayırımı yapar demiştim. Bu verdiğiniz ayetler yine beni haklı çıkarıyor.Çünkü kurana göre inanmayanların bırakın insanı sınıfına konulması, hayvanlar kadar bile değeri yoktur. Araf 179- Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Evet Katakuta diyor ki "Kuran'a göre kötülük yapanlar cezalandırılmayacak aksine mükafat görecek" Ben de şu ayeti bir örnek olması için yazmıştım. MAİDE 95 "Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır." Evet ihramda olduğumuz zaman eğer av öldürürsek bunun bir cezasının olduğu ayette açıkça gözüküyor.Yani bunu yapmak bir kötülük ve cezası var.Katakuta'ya bir kez daha soruyorum Hani kötülük yapmanın Kuran'a göre cezası yoktu.?Evet buna bir cevap yaz lütfen. Cezaya bak, mest ol. Tam Mekkelileri ihyaya yönelik bir ceza. Hayvan öldüren'in kendisine "cehennemde cayır cayır yanacaksın" diye bir ceza yok. Haycan öldürürsen, başka bir hayvanı Mekkelilere ver ve kurtul Yav hakkaten Mekkeliler bu Muhammed'e ne kadar dua etseler az. Soyunu sopunu bu din varoldukça ihya edecek bir sistem kurmuş. Hukuk sistemimizde şöyle bir ceza düşünün: Hırsızlık yapan, hırsızlıktan elde ettiği kadar geliri Ankara'ya gönderirse bu cezadan kurtulur. Bir adam öldüren, şu kadar parayı Ankaraya gönderirse, ceza almaktan kurtulur. Saygılar. Alıntı
Φ hasanlorke Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 .Evet KATAKUTA nickli arkadaş cevabın nedir.? Ben senden cevap bekliyorum. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2007 .Evet KATAKUTA nickli arkadaş cevabın nedir.? Ben senden cevap bekliyorum. Hsan bey; kendi yazdıklarından başkasını okumuyorsun galiba ? Bir önceki sayfaya bakıver. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.