Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Herkesin kıblesi kendine, ama…


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Herkesin kıblesi kendine, ama…

 

Sami Hocaoğlu

--------------------------------------------------------------------------------

 

 

 

Bendeniz, kıblesi olanlardan korkmam. Kıblesi olanların durduğu bir yer mutlaka vardır. Yeri olanın sabiteleri de olur. Sabiteleri olanın değerleri de olur. O değerler arasında kendi değerlerinizle örtüşenler varsa, onlar üzerinden köprüler kurabilirsiniz.

 

Asıl korkum, kıblesizlerdir; kıblesiz, pusulasız, yönsüz, yersiz… Bunlar Kur'an'ın tabiriyle “zenîm” tiplerdir: “soysuz ve fırıldak”... Nerede duracağını, nerede vuracağını kestiremezsiniz; kiminle kırıştırıp, kiminle ne yarıştıracağını da. Dedim a, böylelerinde koordinat aramak beyhude. Bu ülke, kaç zamandan beri kıblelilerle kıblesizlerin savaşına tanık olmaktadır. Kıblesi olanlar “yerli” olanlardır, kıblesizler ise “yersiz” olanlar.

 

Kıblesizler, yersizliğin verdiği rahatlıkla, “evimiz” demeden, kafalarına esince cam çerçeve indirirler, kapı pencere kırarlar, evi kundaklarlar, ev sakinlerini soyup soğana çevirirler, evdekileri haraca bağlarlar, eve darbe indirirler. Bütün bunları yaparken iç kaldıran bir pişkinlik sergilerler. Bu şirretliği, atadan kalma bir hak olarak görürler. “Sakin ol biraz” bile diyemezsiniz, ağzınızı açtığınız anda, dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek için, ellerine fi tarihinde geçirdikleri aygıtlarla tepene binerler.

 

Bu ülke, yine fi tarihinde, içerden ve dışardan, tepeden inme yöntemlerle kıblesini değiştirmeye zorlandı. Bu cinayete Batılılar kadar, Vatikan da ortak oldu.

 

Vatikan her zaman olduğu gibi, İslam dünyasının Batı tarafından sömürülmesine karşı tavır koymadı. “İsa aşkına yapmayın, insanları sömürmek günahtır!” diyebilirdi. “Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek için insani değerlere zarar veriyorsunuz, can, mal, namus, din ve akıl emanetine ihanet ediyorsunuz! İnsani ve ahlaki değerleri ayaklar altına alıyorsunuz! Bütün bunlar kilisenin de savunduğu değerlerdir!” diyebilirdi. Engellemesini beklemiyorduk, ama zımnen ya da açıkça desteklemesi de çirkindi.

 

Aksine, yaptığı Oryantalist çalışmalarla, sömürgeciliğin keşif koluna gönüllü asker yazıldı. Hiç bir din kurumuna yakışmayan çirkinlikte bir “fırsatçılık” yaptı. İnsanlığın ortak ahlaki değerlerini savunmak dururken, kendi kısır ve bencil çıkarlarını savundu. Maneviyat dünyasının yeraltı babalığına soyundu. Maneviyat mafyası kesildi. Mahrumiyetin, açlığın, yoksulluğun sırtından “manevi rant” devşirme bayağılığına tenezzül etti.

 

Başta Anadolu olmak üzere, Afrika, Asya, Uzak Doğu ve Güney Asya adalarındaki misyonerlik faaliyetleri, asla bir “dine davet” faaliyeti değildi. Öyle olsaydı, inanın itirazımız olmazdı. Aksine, bir ekonomik ve siyasal tahakküm aracıydı. Misyonerlik, Batı'nın küstahça bencilliğinin koltuk değneği oldu. Bir tür devşirme seferberliği olarak gerçekleşti.

 

“Hıristiyanlaştırma” adına kendi değerlerinden koparılan, kendine karşı yabancılaştırılan zavallılar, sonunda iyi birer Hıristiyan olmadılar. “Hiçbir şey” oldular. Değersiz, dinsiz, imansız, seküler, ateist, animist, putperest vs… Bizim gibi ülkelerde misyonerlik faaliyeti “Hıristiyan müminler doğurmak” yerine, güç, para ve sekse tapan nihilist “seçkinler” peydahlama projelerine “bir nevi katkı” oldu.

 

Papa, “Laisizm çıkmaz sokak” diyor. Yerden göğe haklı bir söz ediyor. Bunu bizden daha iyi kim bilebilir ki şu dâr-ı dünyada. Ama Hazret, şu ülkeyi bu çıkmaz sokağa bodoslama sokma günahını işleyenler arasında Kilise'nin de olduğunu bilmez mi? Tamam, bu günahın büyük kısmını, içimizden devşirdiklerinize işlettiniz. Ama lütfen ellerinize bakın, kirli ellerinize! O ellerde, bu ülkenin zavallı çocuklarını değersizlik batağına sürükleyenlerin suç ortaklığını göreceksiniz. Kaderde Papa'ya, İncil'den nakil yapmak da varmış: “Tanrı ellerin dolu veya boş olmasına bakmaz, ellerin temiz olmasına bakar.”

 

Kendiniz, kendi toplumlarınız için laisizmi “çıkmaz sokak” olarak görürken, aynı çağrıyı Müslüman toplumlar için neden yapmıyorsunuz? Kendisi için istediği iyiliği başkası için de istemek, bir din adamına değilse kime yakışır? Garaudy'e, Cezayir'de, Hogar dağlarının zirvesinde, 40 yıl misyonerliğin ardından: “Misyonum: Bir Müslüman'ın daha iyi Müslüman olmasını sağlamak!” diyen keşişler, neden Katoliklerden çıkmaz?

 

Aksine, İslam'a karşı ABD-İngiltere-İsrail üçlüsünün açtığı küresel savaşa gönüllü asker yazıldı Vatikan. Müslümanların en değerli varlığı olan Hz. Peygamber'e hakaret eden karikatürlerin arkasından, bu çirkin savaşı yürütenlerin parmağı çıktı. Bu çirkinliğe “Ayıptır” demesi gereken Papa, bunun yerine Neo-Con savaşına Rugensburg konuşmasıyla katkı verdi. Hz. Peygamber'e hakaret taşıyan sözleri, üstelik Türkiye ziyareti öncesinde sarf ederek, kin kışkırtıcılığı yaptı. “Pavlus kin havarilerinin en büyüğüdür” diyen Nietzsche'yi bir kez daha haklı çıkararak, Pavlus'un yolunu izlediğini gösterdi.

 

Vatikan'dan üç şey hiç sadır olmadı: Hasbi ahlak, hasbi dindarlık, tutarlılık. Bunu biliyorum. Kur'an sayesinde bir şeyi daha biliyorum: “Sen, Kitap Ehli'ne tüm delilleri getirsen de, ne onlar senin kıblene yönelirler, ne de sen onların kıblesine yönelirsin. Dahası, onlar birbirlerinin kıblelerine de yönelmezler. Sana ilim geldikten sonra eğer onların keyiflerine uysaydın, bu durumda sen, kesinlikle zalimlerden olurdun.” (2:145)

 

Uyuyanlar ve ninnilerle uyutmaya çalışanların şansı yok. Çünkü uyumayan ve unutmayan bir Allah var. Gel de Paskal'ın sözünü hatırlama: “İsa kıyamet kopuncaya kadar can çekişecek: böyle bir zamanda uyumamak gerek.” Evet, evet: uyumamak gerek.

 

Herkesin kıblesi kendine, tamam da, bizim kıblesizler ne olacak?

 

Yeni Şafak Gazetesi

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
Bendeniz, kıblesi olanlardan korkmam. Kıblesi olanların durduğu bir yer mutlaka vardır. Yeri olanın sabiteleri de olur. Sabiteleri olanın değerleri de olur.

Merhaba,

Bendenizde kıblesi olmayandan korkmam.

 

Kıblesi olanların durduğu bir yer mutlaka vardır. Yeri olanın sabiteleri de olur. Sabiteleri olanın değerleri de olur.

2006 yılının değerlerini taşıyoruz.

Birkaçgün sonra 2007 ye gireceğiz.

Dini ne söylerse söylesin, bu değerleri (2007) ön planda tutanlara hayranım.

Ama o sabiteler 1400 yıl öncesinin sabiteleri olunca işler değişir.

1400 yıl öncesinin sabiteleri o dönemi bağlar. O zamanın değerleride o zamanı bağlar.

Yoksa valla anam ağlar.

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Merhaba,

Bendenizde kıblesi olmayandan korkmam.

2006 yılının değerlerini taşıyoruz.

Birkaçgün sonra 2007 ye gireceğiz.

Dini ne söylerse söylesin, bu değerleri (2007) ön planda tutanlara hayranım.

Ama o sabiteler 1400 yıl öncesinin sabiteleri olunca işler değişir.

1400 yıl öncesinin sabiteleri o dönemi bağlar. O zamanın değerleride o zamanı bağlar.

Yoksa valla anam ağlar.

 

Saygılarımla

valla ne dedigini tam anlayamadım ozur yani :) biraz açarsan memnun olurum.

saygılar.

Gönderi tarihi:
valla ne dedigini tam anlayamadım ozur yani :) biraz açarsan memnun olurum.

saygılar.

Özür dilerim sevgili aslan34,

Biraz vaktim dardı ve zipli yazmıştım.

Açıklayayım.

 

1- Sami Hocaoğlu, insani değerleri islami değerler olarak göstermeye çalışmış.

Dünyada islam dışı insan sayısının sayıca çok daha fazla olduğunu düşünürsek, bir yığın insanların değerlerini hiçe saymış.

2007 yılının dünyasında 1400 yıl öncesinin değerleri insani değer olarak gösterilemez. Olsa olsa islami değer olarak gösterilebilir.

 

2- Kıblesi olanın sabiteleri olur demiş, bu sebeple kıblesi olanların bazı değerleri olur demiş.

Oysaki evrensel insan hakları, demokrasi ve çağdaş hukuk gibi insani değerleri birkaç istisna dışında, kıbleliler değil kıblesizler icat etmiştir.

Bunlarda insanlığın en önemli değerleridir ve islama mal edilemez.

Kıbleyi rehber alanın, değerleri dünyayı değil ahireti bağlar.

Insanlar dünyada yaşadığına göre, o değerler insani değerler değil ahireti bağlayan ruhi değerlerdir.

Muğlak yani.

 

3- Sabiteleri olanlar sabit kalır, bu konuda ise çok haklı. Ama insani değerler sürekli geliştikçe, 1400 yıl öncesindeki bir kitapda sabit kalındığı zaman modern insani değerlerden geriye doğru uzaklaşılır. Yani sabit kalmak marifet değil. Bundan haberi yok beyzadenin.

 

Sanırım şimdi anlatabilmişimdir.

 

Birde unutmadan;

Sayın Sami Hocaoğlu'na kıblesizler ile ilgili çirkin sözlerinide aynen iade ediyorum.

Kıbleye doğru dönüp, kendine okusun onları.

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

Sayın Evrensel;

 

Kıble nedir,neye denir,önce onu bir anla sonra yazdıklarını kendin oku bakalım ne hissedeceksin..?Hala kıblesiz olduğunu düşünüyorsan durum vahim..;)

 

..

Gönderi tarihi:
Özür dilerim sevgili aslan34,

Biraz vaktim dardı ve zipli yazmıştım.

Açıklayayım.

 

1- Sami Hocaoğlu, insani değerleri islami değerler olarak göstermeye çalışmış.

Dünyada islam dışı insan sayısının sayıca çok daha fazla olduğunu düşünürsek, bir yığın insanların değerlerini hiçe saymış.

2007 yılının dünyasında 1400 yıl öncesinin değerleri insani değer olarak gösterilemez. Olsa olsa islami değer olarak gösterilebilir.

 

2- Kıblesi olanın sabiteleri olur demiş, bu sebeple kıblesi olanların bazı değerleri olur demiş.

Oysaki evrensel insan hakları, demokrasi ve çağdaş hukuk gibi insani değerleri birkaç istisna dışında, kıbleliler değil kıblesizler icat etmiştir.

Bunlarda insanlığın en önemli değerleridir ve islama mal edilemez.

Kıbleyi rehber alanın, değerleri dünyayı değil ahireti bağlar.

Insanlar dünyada yaşadığına göre, o değerler insani değerler değil ahireti bağlayan ruhi değerlerdir.

Muğlak yani.

 

3- Sabiteleri olanlar sabit kalır, bu konuda ise çok haklı. Ama insani değerler sürekli geliştikçe, 1400 yıl öncesindeki bir kitapda sabit kalındığı zaman modern insani değerlerden geriye doğru uzaklaşılır. Yani sabit kalmak marifet değil. Bundan haberi yok beyzadenin.

 

Sanırım şimdi anlatabilmişimdir.

 

Birde unutmadan;

Sayın Sami Hocaoğlu'na kıblesizler ile ilgili çirkin sözlerinide aynen iade ediyorum.

Kıbleye doğru dönüp, kendine okusun onları.

 

Saygılarımla

Yazar burda biraz mecazi bir dille anlatmak istemiş istediklerini.Kıbleyi, yön olarak da okuman gerekir.Burda saf bir İslam savunuculugu yok aslında.İnsanların degerlerini hiçe saymamış, daha çok kaypak olanın, nerde durdugu belli olmayanın, bir gün sana gülen hemen ardından seni arkanı dönünce bıçaklayanın daha çok kunu edindigini söylesek yanlış olmaz.

Zaten kendiside ''****** ve '' fırıldak '' tipler diyerek bunu söylüyor.Sırf basit çıkarlar ugruna insani olan herşeyi satılıga çıkaran tipler konu ediniliyor.En sonda biten cümle ise bu ülkenin kaypaklarına söylenmiştir.

 

İnsan hakları, demokrasi ve çağdaş hukuk gibi insani değerleri yermek şöyle dursun bu ve bunu gibi degerler etrafında köprüler kurulabilecegini söylüyor.Ahiretten çok bu dünyaya dönük yorumlar yapıyor.Sabit kalmak fikri ise anladıgınız manaya gelmez.Olmazsa olmaz fikirler olarak bakabilirdin sabitlere.İnsani degerler degil 1400 sene, binlerce yıl sonra bile degişmez.

Siz iyisimi tekrar bir daha okuyun isterseniz.saygılar.....

Gönderi tarihi:
Ah Evrensel ah gene Kıbleni şaşırmıssın... :whistling:

 

Sana kaç defa hızlı yazı yazma demedim mi? :sweatingbullets:

 

Çabuk gelde şu işi bir güzel açıklığa kavuştur bakalım... :turned:

 

Bence 'by_x_man' şaşırmışlığı falan yok...

 

Evrenden Yeryüzüne kuş bakışı yukardan bakıyor...

 

Doğal olarak insana dair evrensel değerlerin Kıblesi olmadığını her yerden eşit göründüğünü...

 

Anlatmaya çalışıyor...

 

Anlayana tabi...

 

sevgiler..

Gönderi tarihi:
Bence 'by_x_man' şaşırmışlığı falan yok...

 

Evrenden Yeryüzüne kuş bakışı yukardan bakıyor...

 

Doğal olarak insana dair evrensel değerlerin Kıblesi olmadığını her yerden eşit göründüğünü...

 

Anlatmaya çalışıyor...

 

Anlayana tabi...

 

sevgiler..

 

 

evrensel degerlerin kavramlaştırılması

bir hakikatin bir çok ismi olabilir

insana dair evrensel degerleri kim tekeline alabilir

yada insana dair evrensel degerler nelerdir

saygılar

Gönderi tarihi:
insana dair evrensel degerleri kim tekeline alabilir

yada insana dair evrensel degerler nelerdir

 

Sayın aslan;

 

Benden kuşkulanmamalısınız...

 

Ben almadım...

 

X-man öyle yazınca...

 

Yukardan öyle görünebileceğini belirttim sadece...

 

İnsana dair evrensel değerler kavramı bir kaç yazıdır dilime doladığım bir şey...

 

Böyle bir gerçeklikte olmayabilir belki (!)...

 

Ben onu insanların mutluluğu, huzuru, eşitliği ve geleceği anlamında..V.b... yazıyorum....

 

Belkide yanılıyorum...Hoşgörün...

 

selamlar...

Gönderi tarihi:
Sayın aslan;

 

Benden kuşkulanmamalısınız...

 

Ben almadım...

 

X-man öyle yazınca...

 

Yukardan öyle görünebileceğini belirttim sadece...

 

İnsana dair evrensel değerler kavramı bir kaç yazıdır dilime doladığım bir şey...

 

Böyle bir gerçeklikte olmayabilir belki (!)...

 

Ben onu insanların mutluluğu, huzuru, eşitliği ve geleceği anlamında..V.b... yazıyorum....

 

Belkide yanılıyorum...Hoşgörün...

 

selamlar...

 

yok sizden neden kuşkulanayım ki.

ben bu alıntıyı aslında ilgililerine alıntılamıştım.

lakin arkadaş alakasız yorum yapınca, metni yanlış okudugunu söylemek istedim.

ben diyorum ki '' insana dair evrensel degerlerin kavramlaştırması '' önemli bir konu.

böyle bir gerçeklik var kanımca.

insan yaratılışına dair kanunlar da diyoruz aslında.

insanların huzuru, eşitligi ve insanca yaşaması için; degerlerin yanılgıyla alakası yok.

 

saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın Evrensel;

 

Kıble nedir,neye denir,önce onu bir anla sonra yazdıklarını kendin oku bakalım ne hissedeceksin..?Hala kıblesiz olduğunu düşünüyorsan durum vahim..;)

 

..

Sevgili taurusmutis,

Ben anlamadığım yazıya cevap yazmam.

Ben kıblesizim, en kıblesiz benim.

Sanırım anlamışsınızdır.

En iyi dileklerimle

Gönderi tarihi:
Sevgili taurusmutis,

Ben anlamadığım yazıya cevap yazmam.

Ben kıblesizim, en kıblesiz benim.

Sanırım anlamışsınızdır.

En iyi dileklerimle

 

Ok arkadaşım,senin tercihin..

 

Yönelecek bir düşüncen/ideolojin olmadan bu fikirlere nasıl sahip olduğunu inan merak ettim..

 

Sevgiler..

Gönderi tarihi:
Yazar burda biraz mecazi bir dille anlatmak istemiş istediklerini.Kıbleyi, yön olarak da okuman gerekir.Burda saf bir İslam savunuculugu yok aslında.İnsanların degerlerini hiçe saymamış, daha çok kaypak olanın, nerde durdugu belli olmayanın, bir gün sana gülen hemen ardından seni arkanı dönünce bıçaklayanın daha çok kunu edindigini söylesek yanlış olmaz.

Sevgili aslan34,

Yanlış olmaz değil, yanlışın daniskası olur.

Ben o mecazi dili iyi bilirim, bana yediremez, tereciye tere satmasın.

Dua etsinde dinci bir gazetede yazıyorda, yazdırtmışlar.

****** laf söylüyorum dümeniyle bana sayıp sövmüş.

Burda olsaydı onu o mecazi dille bir güzel överdimki, kıblesini şaşırtırdım ona.

Rahatlardı billahi, relax olurdu.

 

Saygı ve sevgilerimle

Gönderi tarihi:
Ah Evrensel ah gene Kıbleni şaşırmıssın... :whistling:

 

Sana kaç defa hızlı yazı yazma demedim mi? :sweatingbullets:

 

Çabuk gelde şu işi bir güzel açıklığa kavuştur bakalım... :turned:

Ne yapalım sevgili By_x_man,

Hem hava sisli, hem pusulam bozuk.

Allahda yardımcı olmak bir yana; kalbimi mühürleyip, gözlerimi kör etmiş, daha şaşırtıyor.

Hızlıda seyir ediyorum dediğin gibi.

İnşallah bordonoz çakarına çıkmam bu gidişle.

 

Ne yazıcaktım ben yaa? birşey daha yazıcaktım ama unuttum.

Neyse aklıma gelirse yazarım.

 

Seni seviyorum by_x_man. :clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:
Bence 'by_x_man' şaşırmışlığı falan yok...

 

Evrenden Yeryüzüne kuş bakışı yukardan bakıyor...

 

Doğal olarak insana dair evrensel değerlerin Kıblesi olmadığını her yerden eşit göründüğünü...

 

Anlatmaya çalışıyor...

 

Anlayana tabi...

 

sevgiler..

Teşekkürler Gece Kuşum,

Evrenden Yeryüzüne birlikte kuş bakışı bakıyoruz. Gece Kuşumla birlikte. Tüm dostlarla birlikte.

Bir tanedir Gece Kuşum :clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:
insana dair evrensel degerleri kim tekeline alabilir

Evrensel alabilir. :)

 

Değerli dostum,

Kimse tekeline filan almıyor. İki elinede almıyor.

Adı üstünde evrensel değerler.

Birinin tekelinde olsaydı, tekelsel değerler derlerdi.

Buyrun sizde kullanın, hepimize var.

 

Teşekkürler

Gönderi tarihi:
Ok arkadaşım,senin tercihin..

 

Yönelecek bir düşüncen/ideolojin olmadan bu fikirlere nasıl sahip olduğunu inan merak ettim..

 

Sevgiler..

Sevgili taurusmutis,

Yönelecek bir düşüncem/ideolojim tabiki var.

Sanırım dinden, imandan çıkıpda; nasıl olurda bir boşluğa düşmediğimden bahsediyorsunuz.

Dinden imandan çıkınca, o boşluk daha güzel şeylerle kendiliğinden doluyor, merak etmeyin.

Ama dinden çıktım demekle olmaz tabiki, tam sıyrılmak lazım.

Gayet tabii isyanla çıkmaklada olmaz, mantıkla çıkılınca olur bunlar.

 

En iyi dileklerimle

Gönderi tarihi:
Özür dilerim sevgili aslan34,

Biraz vaktim dardı ve zipli yazmıştım.

Açıklayayım.

 

1- Sami Hocaoğlu, insani değerleri islami değerler olarak göstermeye çalışmış.

Dünyada islam dışı insan sayısının sayıca çok daha fazla olduğunu düşünürsek, bir yığın insanların değerlerini hiçe saymış.

2007 yılının dünyasında 1400 yıl öncesinin değerleri insani değer olarak gösterilemez. Olsa olsa islami değer olarak gösterilebilir.

 

2- Kıblesi olanın sabiteleri olur demiş, bu sebeple kıblesi olanların bazı değerleri olur demiş.

Oysaki evrensel insan hakları, demokrasi ve çağdaş hukuk gibi insani değerleri birkaç istisna dışında, kıbleliler değil kıblesizler icat etmiştir.

Bunlarda insanlığın en önemli değerleridir ve islama mal edilemez.

Kıbleyi rehber alanın, değerleri dünyayı değil ahireti bağlar.

Insanlar dünyada yaşadığına göre, o değerler insani değerler değil ahireti bağlayan ruhi değerlerdir.

Muğlak yani.

 

3- Sabiteleri olanlar sabit kalır, bu konuda ise çok haklı. Ama insani değerler sürekli geliştikçe, 1400 yıl öncesindeki bir kitapda sabit kalındığı zaman modern insani değerlerden geriye doğru uzaklaşılır. Yani sabit kalmak marifet değil. Bundan haberi yok beyzadenin.

 

Sanırım şimdi anlatabilmişimdir.

 

Birde unutmadan;

Sayın Sami Hocaoğlu'na kıblesizler ile ilgili çirkin sözlerinide aynen iade ediyorum.

Kıbleye doğru dönüp, kendine okusun onları.

 

Saygılarımla

 

Boşver arkadaşım anlayanlar anlıyor ne demeye çalıştığını ve bu yazıyı yazanların ne demeye çalıştıklarını yolun açık olsun. :clover:

Gönderi tarihi:
Boşver arkadaşım anlayanlar anlıyor ne demeye çalıştığını ve bu yazıyı yazanların ne demeye çalıştıklarını yolun açık olsun. :clover:

Çok doğru tespit sevgili Gelincik,

Anlaşılmayacak hiçbirşey yok aslında.

 

En derin sevgilerimle :clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

Kıble: Yön ve yönelinen taraf ya da yönelinen sey anlaminda bir kelimedir..

 

Şimdi kıblenin Kabe olduğu fikrinden sıyrılarak,ne demek istediğimi anlayacağını ümit ediyorum..

 

Sevgiler..

Gönderi tarihi:
Kıble: Yön ve yönelinen taraf ya da yönelinen sey anlaminda bir kelimedir..

 

Şimdi kıblenin Kabe olduğu fikrinden sıyrılarak,ne demek istediğimi anlayacağını ümit ediyorum..

 

Sevgiler..

Sevgili Taurusmutis,

Ben haritalar üzerinde uzun menzilli rotalar çizebilecek derecede iyi bir denizciyim.

Ayrıca karadaki haritacılık konusunda da yıllarca deneyimi olan biriyim.

Dolayısıyla yön ve yönelin taraf gibi şeyler hakkında bilgim bir hayli yüksektir.

Yani kıble ne manaya gelir iyi bilirim.

Kıble; "Yön ve yönelinen taraf ya da yönelinen sey anlaminda bir kelime değildir", bu sadece müslüman ülkelerde ve nadiren mecazi anlamda kullanılır.

Fakat bu topicin konusunda kıble, sanki mecazi anlamdaki gibi kullanılmış imajı verilmeye çalışıldığı için, sizde bana bunun mecazi anlamını anlatmaya çalışmış olabilirsiniz.

 

Fakat bu yazıda mecazi değil, gerçek anlamı gizliden kastedilmiştir. Maksat, üstü kapalı bana küfür edebilmek.

Yazıyı dikkatli okuyunuz, öylesine bir yazı o.

 

Belki bana güveniniz yoksa diye size birde kıble kelimesinin gerçek anlamını, sağlam bir kaynaktan verdim.

 

Kıble: Mekke'ye doğru olan fiziksel yönelim.

 

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1ble

Not: bu kaynak dünyaca ünlü wikipedia internet ansiklopedisinin türkçe versiyonudur.

 

 

Tekrar sevgilerimle

Gönderi tarihi:
Sevgili Taurusmutis,

Ben haritalar üzerinde uzun menzilli rotalar çizebilecek derecede iyi bir denizciyim.

Ayrıca karadaki haritacılık konusunda da yıllarca deneyimi olan biriyim.

Dolayısıyla yön ve yönelin taraf gibi şeyler hakkında bilgim bir hayli yüksektir.

Yani kıble ne manaya gelir iyi bilirim.

Kıble; "Yön ve yönelinen taraf ya da yönelinen sey anlaminda bir kelime değildir", bu sadece müslüman ülkelerde ve nadiren mecazi anlamda kullanılır.

Fakat bu topicin konusunda kıble, sanki mecazi anlamdaki gibi kullanılmış imajı verilmeye çalışıldığı için, sizde bana bunun mecazi anlamını anlatmaya çalışmış olabilirsiniz.

 

Fakat bu yazıda mecazi değil, gerçek anlamı gizliden kastedilmiştir. Maksat, üstü kapalı bana küfür edebilmek.

Yazıyı dikkatli okuyunuz, öylesine bir yazı o.

 

Belki bana güveniniz yoksa diye size birde kıble kelimesinin gerçek anlamını, sağlam bir kaynaktan verdim.

 

Kıble: Mekke'ye doğru olan fiziksel yönelim.

 

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1ble

Not: bu kaynak dünyaca ünlü wikipedia internet ansiklopedisinin türkçe versiyonudur.

Tekrar sevgilerimle

 

Yazının sana yönelik olduğunu söylediğine göre aranızda birşey var sanırım.Ben burada kesiyorum.Ama belirttiğin kaynakta kıble için şu açıklamada var.Bunu da göstermeliyiz:

 

Güneyden esen rüzgar (bakınız: Rüzgâr yönleri)

 

Sevgilerimle..

Gönderi tarihi:
Sevgili aslan34,

Yanlış olmaz değil, yanlışın daniskası olur.

Ben o mecazi dili iyi bilirim, bana yediremez, tereciye tere satmasın.

Dua etsinde dinci bir gazetede yazıyorda, yazdırtmışlar.

****** laf söylüyorum dümeniyle bana sayıp sövmüş.

Burda olsaydı onu o mecazi dille bir güzel överdimki, kıblesini şaşırtırdım ona.

Rahatlardı billahi, relax olurdu.

 

Saygı ve sevgilerimle

ben senin bu yazıyı anlama ........ oldugunu sanmıyorum.

ifadelerin bunu ispat ediyor.

kesiyorum.

Gönderi tarihi:
Yazının sana yönelik olduğunu söylediğine göre aranızda birşey var sanırım.Ben burada kesiyorum.Ama belirttiğin kaynakta kıble için şu açıklamada var.Bunu da göstermeliyiz:

 

Güneyden esen rüzgar (bakınız: Rüzgâr yönleri)

 

Sevgilerimle..

Sevgili taurusmutis,

Sevgilerimi sunarim.

180 derece güneyden esen rüzgara ülkemizde kıble deniyor.

Bununda sebebi kabenin o yönde olmasıdır.

Eğer kabe güneyde değilde kuzeyde olsaydı o zamanda kuzeye kıble denecekti.

Kıblenin asıl manası mekkeye yöneliştir.

Neden asıl manası budur? Çünkü kabenin yönü, dünya üzerinde bulunduğunuz yere göre değişir. Kabe ne taraftaysa oraya kıble denir.

Yani neticede o tepedeki yazıda, güneyden esen rüzgardan değil, asıl kabeden bahsediliyor, meselede bu zaten.

Gönderi tarihi:
ben senin bu yazıyı anlama ........ oldugunu sanmıyorum.

Sevgili Aslan,

Yazarınız Sami bey, "oğlum sana söylüyorum, gelinim sen anla" şeklinde bir hitap kullanmış ama nafile.

Gördüğünüz gibi, benim anlama yeteneğim olmasa bile, benden başkalarıda onun ne demek istediğini pekde ala anlamış.

Hepside onu banlamış.

 

Saygılarımla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.