Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Neyse bir ara verelim, eskilerin misal alınacak meselelerine/masallarına.

 

Daha şiirsel birşey okuyalım, Sivaslı/Erzurumlu ozan atışmaları tadında.

 

(Kırmızı işaretli yeri Elmalı hep aynı şekilde çevirmiş, Diyanet ve Yaşar Nuri ise, cümlenin başına duruma göre öyleyse, öyleyken, peki gibi kelimeler ekleyerek çevirmişler. Yaşar Nuri ayrıca, zamanları değiştirmiş duruma göre, bazen gelecek, bazen şimdiki, bazen yeterlilik (yalanlayabilirsiniz gibi) çekimi kullanmış. Arapça bilen arkadaşlar, kızmızı işaretli yerlerin aynı olup olmadığı konusunda bizi aydınlatabilirler. Ben burada şeklen Elmalı'nın çevirisini, yani bütün renkli ayetlerin aynılığını, , ancak çeviri olarak Yaşar Nuri'nin ortama daha uygun düşen ve Türkçe çevirinin, Arapça orjinalinde varolduğu söylenen şiirselliğe benzemesini sağlayan çevirisini aldım. Bunu yaparken de, Yaşar Nurinin duruma göre geçmiş, gelecek, şimdiki zaman yorumlarını çıkararak, tek bir çevirisini tercih ettim, öyleyse, öyleyken, peki gibi kelimeleri çıkardım.)

 

Rahman Suresi:

1 O Rahman,

2 O öğretti Kur'an'ı,

3 O yarattı insanı,

4 O belletti ona beyanı.

5 Güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır herbirinin her şeyi.

6 Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar.

7 Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.

8 Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda, saptırmayın mizanı.

9 Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.

10 Ve yerküre. Koydu onu toprakta yaşayacak yaratıklar için.

11 Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.

12 Çimli ve samanlı dâne ve hoş kokulu otlar vardır.

13 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

14 İnsanı yarattı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan.

15 Cini de yarattı ateşin dumansızından .

16 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

17 İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de.

18 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

19 Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşan.

20 Bir ayırıcı var aralarında; kendi sınırlarını aşmayan.

21 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

22 Çıkıyor onlardan inci ile mercan.

23 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

24 O görkemli gemiler de O'nundur, denizde koca dağlar gibi akıp giden.

25 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

26 Herkes yok olacaktır, yer üzerinde bulunan.

27 Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır.

28 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

29 Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.

30 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

31 Ey ağırlıklı ve onurlu iki toplum/ey insan ve cin toplulukları! Sizinle de meşgul olacağız.

32 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

33 Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında bir şeyle geçip gidemezsiniz!

34 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

35 İkinizin de üzerine ateşten bir alev ve erimiş bakır/duman gönderilir de başarılı olamazsınız.

36 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

37 Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman,

38 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

39 O gün günahlarından ne cin sorguya çekilir ne de insan.

40 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

41 Suçlular, yüzlerinden tanınır da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından.

42 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

43 İşte bu, günahkârların yalanlayıp durdukları cehennemdir.

44 Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşırlar.

45 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

46 Rabbinin makamından korkan kimseye iki cennet var.

47 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

48 İkisi de çeşit çeşit ağaçlarla/bitkilerle dolup taşan..

49 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

50 O cennetlerde iki nehir var, kaynayıp akan.

51 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

52 O cennetlerde iki çift var her meyvadan.

53 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

54 İki cennetin meyveleri elle alınacak kadar yakındır. Döşeklere yaslanırlar, astarları atlastan.

55 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

56 O cennetlerde, bakışlarını eşlerine dikmiş öyle dilberler vardır ki, daha önce onları ne cin kirletmiştir ne de insan.

57 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

58 Sanki yakut onlar, sanki mercan...

59 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

60 İhsanın karşılığı sadece ihsan...

61 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

62 İkisinden başka, iki cennet daha var.

63 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

64 İkisi de yeşil mi yeşil...

65 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

66 İkisinde de iki kaynak var, sürekli fışkıran.

67 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

68 İkisinde de meyve, hurma ve nar olan.

69 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

70 İçlerinde iyi mi iyi, güzel mi güzel hanımlar olan.

71 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

72 Çadırlar içinde bekletilen huriler olan.

73 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

74 Daha önce onları ne cin kirletmiştir ne de insan.

75 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

76 Yeşil yastıklarda, emsalsiz döşekler üzerinde yatarlar yan.

77 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?

78 İkram ve kudret sahibi Rabbinin ismi öyle yüce ki...

(Mehmet Akif'in yaptığı çevirinin de bunun gibi şiirsel olduğu, ancak Türkiye'de o sıralarda Türkçe ezan okutulmaya başlandığı için, namazların da zamanla Türkçe kılınmaya başlanacağını tahmin ettiği, ancak namaz Türkçe kılındığı, Kuran Türkçe okunduğu takdirde, insanların bu kitabı "fazla saçma bulup" dinden çıkacağını düşündüğü, bu bağlamda kendi çevirisinin Standart Türkçe Kuran hale getirileceğinden endişe edip, bu dinsizleşmenin sorumlusu olmak istemediği için, çevirisini yaktırttığı iddia ediliyor)

 

Saygılar.

  • Cevaplar 148
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

ben hala neyi savunduğunuzu anlamış değilim....

alıntılar yaparak neyi ispatlamaya çalıştığınızı da anlamış değilim...

yönteminize bakarak varılacak bir sonuç göremiyorum ayrıca...varmak istediğiniz sonuçla kullandığınız yöntem arasında kopukluk var bir kere...

 

kendi bakış açınızı dayatıyorsunuz...siz bunları masal olark görüyor olabilirsiniz ancak öyle görmeyene karşı haklı olduğunuzu savunacak bir materyal sunmuyorsunuz...önyargılı yaklaşırsanız sizin görüşünüzü destekleyecek daha pek çok şey bulabilirsiniz...yani bunu daha fazla uzatmanın bir manası yok.... bunun yolu bu değil...kurana bir bütün içinde bakmak gerek...ondan sonra bana saçma geliyor diyebilirsiniz...

 

akılla yaklaşılabilecek bir konu değil bu...inanç olmadan yaklaşılabilecek bir konu da değil..zira imanı dinden çıkaramazsınız...imanı , inancı dinden çıkararak onu yorumlamaya kalkamazsınız...çünkü böyle olursa sizin gidebileceğinizden başka bir sonuca varılamaz...

 

eksik materyalle tam bir sonuca ulaşmaya çalışıyorsunuz..hata ediyorsunuz...

Gönderi tarihi:

Onur arkadaşımızın da belirttiği gibi, bizler hiç bir ayeti masal olarak görmüyoruz..

O sizin görüşünüz..

Bize göre ibretlik kıssalardır..

Tabi siz bu ayetlere kolayca masal diyebilirsiniz..

Yani masal dersiniz biter, dilin kemiği mi var..

Fakat beş harflik bir kelimeden öteye geçmez..

Ben altına bakır dersem, benim lafımla bakır olur mu..?

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

ben hala neyi savunduğunuzu anlamış değilim....

alıntılar yaparak neyi ispatlamaya çalıştığınızı da anlamış değilim...

yönteminize bakarak varılacak bir sonuç göremiyorum ayrıca...varmak istediğiniz sonuçla kullandığınız yöntem arasında kopukluk var bir kere...

 

Anlayamadıysan özetleyeyim, savunduğumuz şey şunlar:

Gerşekler kısa ve öz olur. Gerçek olmayan şeyler ise, uzatıldıkça uzatılır, aynı hikayeler tekrar, tekrar, tekrar, tekrar anlatılır, kuran'da yapıldığı gibi.

Kutsal sanılan ve Allah'tan geldi sanılan kitap, hikayelerin tekrar tekrar anlatılmasından müteşekkil sıradan bir kitaptır. Müslümanlar Kuran okumadıkları için, Kuran'ı bilmedikleri için müslüman kalmaktadırlar. Kuran'ı öğretiyoruz burda, parça parça.

Muhammed, belki başta iyi niyetli olarak kendi düşündüklerini/öğrendiklerini yaymaya çalışan bir adamdır. Allah'ın seçtiği bir insan değildir.

Öğrendiği hikayeler çok fazla olmadığından dönüp dolaşıp aynı hikayeleri tekrar tekrar anlatmıştır. Eğer bir Tanrı varsa, bu tanrı herşeyi, her insanın hikayesini bilmelidir, sadece birkaç yahudi liderinin maceralarını değil. Bu nedenle, Muhammed'in ilahı birşey bilmeyen görünmez bir ***** başka birşey değildir. .

 

kendi bakış açınızı dayatıyorsunuz...siz bunları masal olark görüyor olabilirsiniz ancak öyle görmeyene karşı haklı olduğunuzu savunacak bir materyal sunmuyorsunuz...önyargılı yaklaşırsanız sizin görüşünüzü destekleyecek daha pek çok şey bulabilirsiniz...yani bunu daha fazla uzatmanın bir manası yok.... bunun yolu bu değil...kurana bir bütün içinde bakmak gerek...ondan sonra bana saçma geliyor diyebilirsiniz...

 

Bana saçma geliyor demem yetmiyor. Çünkü bu din evrensellik iddiasında bulunan bir din ve onun inananları kendilerini Tanrı'dan torpilli sanıyorlar, kendi dinlerine saygı istiyorlar başka inançlara saygı duymuyorlar, bu nedenle bana saçma geliyor demek yetmiyor. İşin ucu gelip bize dokunuyor, sürekli türbanla, çarşafla uğraşıyor, yabancı ülkelerle ilişkilerimiz bile dine endekslendi şu sıralarda, zira hükümetimiz rasyonel ilişkiler yerine, dini duyguları ön plana çıkaran politikalar izliyor. Hükümet dini duygularından dolayı tursitik alanlarda bile içki yasağı koymaya çalışıyor, işyerlerini dinamitliyor. Bu nedenle bu kitabın sebep olduğu inanç beni, çevremdekileri, ülkemi, herkesi etkiliyor. Sadece bana saçma gelmesi beni kurtarmıyor yani.

 

Materyal sunuyorum, sadece kurandan..

 

akılla yaklaşılabilecek bir konu değil bu...inanç olmadan yaklaşılabilecek bir konu da değil..zira imanı dinden çıkaramazsınız...imanı , inancı dinden çıkararak onu yorumlamaya kalkamazsınız...çünkü böyle olursa sizin gidebileceğinizden başka bir sonuca varılamaz...

Bak buna katılıyorum. Müslümanlar, islam dininin en akılcı, en ileri, en mükemmel, en harika dini ve sosyal sistemi sunduğunu sanıyorlar, hatta bilimle bile çelişmediğini iddia ediyorlari Akılla çelişmediğini iddia ediyorlar. Biz de akılla çeliştiğini, Kuran'ın bilimsel olmadığını, Herşeyi Bilen Tanrı'dan olmadığını gösteriyoruz burda.

 

eksik materyalle tam bir sonuca ulaşmaya çalışıyorsunuz..hata ediyorsunuz...

 

Kuran eksiksiz, mükemmel, harikulade diyen ben değilim. Ben de senin gibi düşünüyorum Eksik materyalle sonuca varılmaz. Ben de burada o materyalin eksik olduğunu, Tanrı'dan geldiğinin kanıtlanamayacağını, Tanrı'dan gelmek bir yana Tanrı ile yakından uzaktan alakası olmadığını gösteriyorum.

 

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Tanrı'dan geldiğinin kanıtlanamayacağını, Tanrı'dan gelmek bir yana Tanrı ile yakından uzaktan alakası olmadığını gösteriyorum.

 

Sana göre tanrı var fakat Kur'an-ı Kerim onun kitabı değil öyle mi..?

Peki daha önce bir tanrı kitabı gördünmü..?

Yani bu konudaki kıstasın nedir..

Tanrının keyfiyetini bizler mi belirleyeceğiz..?

Yukardaki yazdıkların geçerli kıstaslar değildir..

Bir olayı dekrarlamak o'nun masal olduğu anlamına gelmez..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Onur arkadaşımızın da belirttiği gibi, bizler hiç bir ayeti masal olarak görmüyoruz..

O sizin görüşünüz..

 

Benim görüşüm değil kralx, bak sana Kuran alıntılıyorum. Kuran'ın görüşü de o, içeriği de o.

 

Bize göre ibretlik kıssalardır..

 

Kitaba bir kere yazılmış olsa biz de seninle aynı görüşte olurduk, ders çıkarılacak bir örnek olay derdik. Ama problema şu ki, sürekli tekrar edilen olaylar, malzeme yokluğundan tekrar edilen olaylardır. Askerlik anılarından başka anlatacak şeyi olmayan adam gibi yani. Sürekli aynı şey.

 

Tabi siz bu ayetlere kolayca masal diyebilirsiniz..

Yani masal dersiniz biter, dilin kemiği mi var..

Fakat beş harflik bir kelimeden öteye geçmez..

Ben altına bakır dersem, benim lafımla bakır olur mu..?

 

Dilin kemiği mi var demek benim yalan söylediğimi iddia etmektir. Bu forumda ciidi ciddi, içereriği olan, kendi içinde turtarlı olan birşeyler yaz da, biz de nasiplenelim sayın kralx.

 

Altın'a bakır desen de, altın bakır olmaz. Doğru.

Allah'tan gelmemiş birşeye de, "Allah'tan gelmiş" demekle, Allah'tan gelmiş muamelesi yapılamaz. Anlatmak istediğimiz o zaten.

 

Bakır dediğin şeyi götütü kuyumcuya teste tabi tutarsın. Kuran dediğin şeyi götütüp Tanrı'ya bunu sen mi gönderdin diyemiyorsun. O nedenle, içeriğine bakıyoruz kendimiz. bu kitap insanüstü bir güç tarafından mı yazılmış diye. Ama herhangi bir insanüstülük göremiyoruz. Sıradan, yüzlerce tekrarla dolu, konu bütünlüğünden uzak, karmakarışık, çelişkilerle dolu bir kitap. Başka birşey değil.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

..Bu vesile ile RAHMAN SÜRESİ'Nİ biraz tanıyalım .....Allah'ın kullarına bahşettigi nimetlere, evrenin dört bir yanına serpiştirilmiş azametinin sahnelerine dikkat çekiliyor; bu baglamda insana karşı gösterdigi özene işaret ediliyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayanlara ağır eleştiriler yöneltiliyor, böyle devam ederlerse korkunç bir akibete ugrayacakları uyarısında bulunuluyor.Allah'ın azabını hesaba katarak günahlardan sakınan muttakilerden övgüyle söz ediliyor ve sayısız nimetlere, güzelliklere kavuşacakları müjdesi veriliyor.Allah'ın ayetlerini yalanlayanların, ahirette yaşayacakları dehşet ve korkunç azab tasvir ediliyor.........Rahman Süresi, eşsiz bir ifade tarzına, olaganüstü bir müzikal melodiye , ses uyumuna sahiptir.Ayetlerinin kulaga hoş gelen bir ahengi vardır. Tıpkı erken dönem de inen '' A'la, Şems, Leyl, Karia, ve mürselat süreleri gibi İslam davetinin bir genel manifestosu gibidir.......

Gönderi tarihi:

Sana göre tanrı var fakat Kur'an-ı Kerim onun kitabı değil öyle mi..?

Peki daha önce bir tanrı kitabı gördünmü..?

Yani bu konudaki kıstasın nedir..

Tanrının keyfiyetini bizler mi belirleyeceğiz..?

Yukardaki yazdıkların geçerli kıstaslar değildir..

Bir olayı dekrarlamak o'nun masal olduğu anlamına gelmez..

Saygılar..

 

Tanrı var mı yok mu kanıtlanamaz.

 

Var veya yok, sorun bu değil.

 

Bir ateist de, deist de, agnostist de, tesist de, müslüman'da Tanrı denince, olsun veya olmasın neyi kastettiğimizi anlar.

 

Ateist Tanrı yoktur derken bile, bir tanrı kavramı vardır kafasında. O kavramın karşılığı olan "gerçek bir olgu"nun olup olmaması ayrı bir konu.

 

Varlığı bile kanıtlanamayan şey'in dünyadan kendine bir adamı temsilci olarak seçmeyeceğini söylüyoruz. Bunu söylemekle kalmıyoruz. Hayır. Yukarıda da söyledim, Kuran dediğin şeyi götütüp Tanrı'ya bunu sen mi gönderdin diyemiyoruz. O nedenle, içeriğine bakıyoruz kendimiz. bu kitap insanüstü bir güç tarafından mı yazılmış diye. Nasıl bakıyoruz? Kitapta diyor ki "o herşeyi bilir".. Hmm. demek ki yahudi liderlerinin hikayelerinden başka hikayeler de bilmeli, insanlığa ders verecek diyoruz. O kadar şey bilmeli ki 6000 küsür cümleyi/ayeti, değil tekrar yapmak, 1 kelimesini bile israf etmeden, mümkün olduğunca verimli kullanmalı diyoruz. Akla, mantığa ziyan bilgiler bulunmamalı diyoruz. Bu şekilde bakıyoruz bu kitap tanrıdan mı değil mi diye anlamak için.

 

Senin önüne, yazarı belli olmayan bir kitap atıyorlar ve bunu ünlü matematikçi falanca yazmış diyorlar. Ama kitabı karıştırıyorsun, ***** sürekli dönüp dolaşıp sana 4 işlemi anlatıyor, arasıra da en büyük matematikçi benim diye slogan yazıyor olur olmadık yere. O kitabın o ünlü matematikçi tarafından yazıldığını söyleyebilirmisin?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Dilin kemiği mi var demek benim yalan söylediğimi iddia etmektir. Bu forumda ciidi ciddi, içereriği olan, kendi içinde turtarlı olan birşeyler yaz da, biz de nasiplenelim sayın kralx.

 

+1

 

Ben .....lim, siz bilgesiniz.. nasip dağıtmak ne haddime efendim..

Kur'an-ı Kerim'i seviyorum, Kuran-ı Kerim Allah sözüdür..

Hz Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir..

Kur'an-ı Kerim'i yargılayacak ne mihenginiz, ne de emsaliniz vardır..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Ben ....lim, siz bilgesiniz.. nasip dağıtmak ne haddime efendim..

Hemen Küçük Emrah arabeskine bağlama işi ya. ;) Biz bilge değiliz, biz de öğreniyoruz, bu foruma yazarken bile öğreniyoruz.

 

Kur'an-ı Kerim'i seviyorum, Kuran-ı Kerim Allah sözüdür..

Hz Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir..

 

Kuran'ı sevebilirsin, o senin bileceğin iş.

Senden ricamız, sadece "Kuran-ı Kerim Allah sözüdür.. Hz Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir.." demek yerine, buna bizi ikna edecek şeyler söyle de, biz yanlış yoldaysak, biz doğruyu bulalım.

 

Kur'an-ı Kerim'i yargılayacak ne mihenginiz, ne de emsaliniz vardır..

 

Bize öyle bir anlat ki, mihengimizin yanlışlığını görelim.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

BrainSlapper yazdıklarına HY nın bir kitabından alıntı yaparak cevap vereyim.

 

****** Kuran ı Nasıl Yorumlar?

 

Kıssaların masal sanılması

 

Kuran'daki üslubun en önemli özelliklerinden biri de çeşitli konuları örnek ve benzetmelerle açıklamasıdır. Bu örnek ve benzetmeler de çoğunlukla önceden gelmiş Peygamberlerin veya elçilerin hayatlarından ya da Kuran'ın indirilmesinden önce yaşanmış çeşitli olaylardan aktarılan bilgiler içinde geçer. Dolayısıyla Kuran'da yer alan bu tür kıssalar insanlar için pek çok ibret, örnek, işaret ve mesajlar taşırlar.

 

Bu ilahi hikmeti kavrayamayan kimselerin her devirde Kuran hakkındaki cehaletlerini sergileyen sözleri Kuran'da şöyle aktarılır:

 

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; "İşittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir." (Enfal Suresi, 31)

 

Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Eskilerin masalları" dediler. (Nahl Suresi, 24)

 

Oysa akledemeyenlerin masal sandıkları kıssalar, müminlere yol gösteren sayısız değerli bilgi ve örneklerle doludur. Allah her devirde müminlerin başlarına gelebilecek her türlü olay ve şartı geçmiş Peygamberler ve kavimlerin yaşadıklarından çeşitli örnekler ve kesitler vererek açıklamaktadır.

 

Elbette ki Kuran'daki kıssaların ve örneklerin hikmeti yalnızca insanlara tarih bilgisi vermek değildir. Bu kıssalar sayısız ilahi hikmet içerirler; bunlardan birkaçını şöyle sayabiliriz:

 

- Allah'ın müminlerin ve inkar edenlerin üzerinde işleyen ve dünya kurulduğundan beri değişmeyen kanunlarını göstermek;

 

- Müminlerin her devirde karşılaşabilecekleri olaylar, imtihanlar, sıkıntılar karşısında ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını, ne tür tepkiler vermeleri gerektiğini, nasıl bir ruh ve ahlak yapısı sergileyeceklerini, Allah'a karşı nasıl bir tavır ve üslup içinde olmaları gerektiğini tarif edip açıklamak. Her konuda müminlere yol göstermek.

 

- Müminlerin şevklerini artırmak.

 

- İnkar edenleri uyarıp doğru yola davet etmek ve bu davete uymayanların hüsranla biten sonlarını hatırlatmak.

 

- Kıyamete kadar Kuran'a uyan müminleri dünyada ve ahirette bekleyen güzel sonu müjdelemek.

 

Elbette bunları algılayacak akıl ve kavrayıştan yoksun olan kişiler de Kuran'ı bir hikaye kitabı gibi görür, kıssalardaki hikmetlere erişemezler. Bu kişilerin her türlü öğüt ve açıklamaya kapalı, sabit fikirli, algıları kitlenmiş kimseler oldukları ayetlerde şöyle belirtilir:

 

Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi 'apaçık-belgeyi' görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkâr etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler. (Enam Suresi, 25)

 

Bu tür kişiler bu davranışlarıyla Kuran'a ya da İslam'a bir zarar veremezler. Kendileri her ne kadar Kuran'a zarar vermek, insanları dinden saptırmak ya da alıkoymak isteseler de, gerçekte yegane zararı farkında olmadan kendilerine verirler. Bu gerçek yukarıdaki ayetin devamında şöyle bildirilir:

 

Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. (Enam Suresi, 26)

 

İçinde bulundukları yanılgının farkına vardıklarında ise iş işten geçmiş, çok geç kalmışlardır, artık geri dönüş ve telafi imkanı yoktur. Bu durum ayette şöyle haber verilmektedir:

 

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." (Enam Suresi, 27)

Gönderi tarihi:
Tanrı var mı yok mu kanıtlanamaz.

 

Var veya yok, sorun bu değil.

Sorun yok dedigin soruna bakarmısın!!!...Lakin biz Allah'ı var kabul edip,Kur'an'ın da peygambere indigini kabul edelim.Kur'an'ın meseleleri tekrar tekrar anlatması bu Kitabın hak olmadıgını nasıl kanıtlar...Bir ayet ; ( Nisa;82 : '' Kur'an'ı düşünmüyorlar mı ?.Eger O, Allah'tan başkası tarafından gelseydi, onda bir çok tutarsızlık bulurlardı.''.....Sizin bu Kitapda buldugunuz tutarsızlıklar nedir?....Tekrarlar tekrarlar deyip durmayın Kur'an bunu kendi kabul etmişken ben neden kabul etmeyeyim ki....Eger bu kitap herhangi bir şüpheye kapı açıyorsa, neden Kur'an'ın meydan okumasına bir cevap yortur indiginden beri ( Kur'an kendisinin bir benzerini getirmesini söyler mesela ''Muhammed yazdı bu kitabı diyenlere''.........Yoksa “onu (Kur’an’ı) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allah’tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.”( Hud;13)....Eğer size (bu konuda) cevap veremedilerse, bilin ki o (Kur’an) ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Artık müslüman oluyor musunuz? (Hud;14).......meydan okuması her zaman devam ediyor........Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, “Ya (bize) bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir” dediler. De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.”( Yunus;15).....(Ey Muhammed!) Yoksa “Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım.”.....Bu itham ve iftiraları Muhammed'i (sav) çok iyi tanıyanlar,akrabaları da dahil onun nasıl birisi oldugunu, nasıl yaşadıgını yakinen bilenler de yapmıştı zamanında.......''Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.'' (yusuf;111 ).....(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçmiş olduğu bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahmân’ı inkar ederken sana vahyettiğimiz Kur'an'ı kendilerine okuyasın. De ki: “O, benim Rabbimdir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O’na tevekkül ettim, dönüşüm de yalnız O’nadır.”( Ra'd;30)....herşey o kadar açık ki....Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur’an’da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu onların ancak kaçışlarını artırıyor.( İsra;41) sizin söylediklerinizi Kur'an'da söylüyor, inananlar bu ayetlere neden inanmasın ki??.......İnkar edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip çatıncaya dek o Kur’an’dan bir şüphe içinde kalırlar.( Hac;55).......

Gönderi tarihi:

brain slapper..;

 

bazen insanlar neyi veya neleri savunduklarını karıştırdıkları veya amaçlarından saptıkları zaman kendi kazdıkları kuyulara yuvarlanırlar.Bi yerde tutup kur'an-ı kerim'i masal kitabı diye içinden bir kaç ayeti yazma zahmetinde bulunup ( ki hala uyumamışsınız) masal diye ortalıklarda dolşıyorsunuz bi yerdede içinda yazan lara hikaye diyorsunuz.(bu arada hikayeler gerçek olaylar doğrultusunda yazılır bilmem biliyormusunuz ) bunda bi karar kılın bence.... ;) bunun yanında benim büyüklerim masallrda zamane çocukları sıkılmasın diye zamanın şartlarına uygun yeni replikler ve olaylar katarlar masallara ama ben kur'an-ı kerim 'de hiç bir zaman ne bi eksik ne bi fazla hiç bi değişiklik göremiyorum yüzyıllardr aynı .....işe bakın ki birde masal kitabı dediğiniz emaneti destekleyen tarih kitaplarıda var...(örnek olarak istanbulun fethi...) eğer o kitaplar masalsa çok üzgünüm ki!!!! tarihteki bi çok olayı aslında atalarımız yaşamamış yani onlarda bi masal oluyor otomatikman..:) diğer yandan işin içine birde coğrafya giriyor burda geceyle gündüzü anlatan bir çok cümlede masal özelliği kazanıp hayatımızda yalan olup kalıyor :huh: ....yani benim anladığım (veya sizin anlatmaya çalıştığınız ) biz ve hayatımız birer masal yaşadığımız soluk aldığımız inandığımız herşey bi masal yani koca bi yalan ölemi....yazııııkkkk çoooookkkkkk yazıkkkkk ;):(

 

saygılar... :clover:

Gönderi tarihi:

Elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz değilmi ateist arkadaşlar :)

nasılda köşeye sıkıştırıyorsunuz biz müslümanları, :D

Kuran kendisi söylüyor zaten inanmayanlara bir masal gibi gelir bizim ayetlerimiz diye. bu bizi şaşırtmıyor inanın. beklenmedik birşey yapmıyorsunuz. zaten sizin bu söyledikleriniz Kuran'ı bilenlerin onun ne kadar haklı olduğunu görerek daha da bağlanmasına sebeb oluyor.

hiç bilenle bilmeyen, görenle görmeyen bir olur mu?

ayrıca Kuran okumaktan sıkılmıyoruz okurken ondaki manayı anlamaya çalışıyor ve kendimizden geçiyoruz.

Gönderi tarihi:

Elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz değilmi ateist arkadaşlar :)

nasılda köşeye sıkıştırıyorsunuz biz müslümanları, :D

...............

ayrıca Kuran okumaktan sıkılmıyoruz okurken ondaki manayı anlamaya çalışıyor ve kendimizden geçiyoruz.

 

Kendinden geçmek demek, bilinci kaybetmek demektir.

Bana öyle geliyorki, manayı anlamadan kendinizden geçiyorsunuz.

İman aşkıyla, teslimiyetçilikle, bilinç kullanmadan.

Bir kaynaktaki çelişkileri, olumsuzlukları görmek, bilinç gerektirir.

Bilinçli okumadığınızı söylemesende, biliyorduk elbette.

Gönderi tarihi:

Sayın bilimselci, kendimizden geçmek ne demektir onu bile tam manasıyla anlamıyorsunuz, Aşk nedir bilirmisiniz. Aşkı bilmeyene kendinden geçmeyi anlatmanın mümkünü yoktur, o bilgi bir şarab gibidir içtikçe kendinizden geçersiniz ama geçerken bilinciniz yerindedir, sadece daha içsel görür, daha içsel algılarsınız.

 

ama siz maddecilerin bunu yapabilmesinin imkansız olduğunu biliyorum. siz dokunmalı, görmeli, tatmalısınız, çocuklar gibi ancak somutla ilgilenir somutu anlarsınız, soyut, içsel, derinliği olan, felsefik düşünceden uzaksınız.

 

yazılarınızı uzun zamandır okuyorum, çok yüzeysel, çok hafif geliyor bana yazılarınız. Ancak insan olarak saygı duyduğum ve iyiniyetli bulduğum birisiniz.

 

selametle

Gönderi tarihi:

Sayın bilimselci, kendimizden geçmek ne demektir onu bile tam manasıyla anlamıyorsunuz, Aşk nedir bilirmisiniz. Aşkı bilmeyene kendinden geçmeyi anlatmanın mümkünü yoktur, o bilgi bir şarab gibidir içtikçe kendinizden geçersiniz ama geçerken bilinciniz yerindedir, sadece daha içsel görür, daha içsel algılarsınız.

 

ama siz maddecilerin bunu yapabilmesinin imkansız olduğunu biliyorum. siz dokunmalı, görmeli, tatmalısınız, çocuklar gibi ancak somutla ilgilenir somutu anlarsınız, soyut, içsel, derinliği olan, felsefik düşünceden uzaksınız.

 

yazılarınızı uzun zamandır okuyorum, çok yüzeysel, çok hafif geliyor bana yazılarınız. Ancak insan olarak saygı duyduğum ve iyiniyetli bulduğum birisiniz.

 

 

 

 

Sayın Keskinkalem.

Aşk ta aynı kapıya çıkıyor.

Aşık olan (herhangi bir şeye) bir insanda, bilinçli hareket etmaz.

Hatta psikologlar, aşık olmanın da bir nevi bilinç hastalığı olduğunu ileri sürerler.

 

"ama siz maddecilerin bunu yapabilmesinin imkansız olduğunu biliyorum. siz dokunmalı, görmeli, tatmalısınız, çocuklar gibi ancak somutla ilgilenir somutu anlarsınız, soyut, içsel, derinliği olan, felsefik düşünceden uzaksınız."

 

Söylediğin gibi duyularımızla, denemelerimizle algılar karar veririz.

Fala bakarak, uydurarak yada uydurulanlara inanarak değil.

Keşke herkes çocuklar gibi saf ve temiz olsa.

Çocuklar algıladıklarını bütün saf, temiz ve gerçekçi bir şekilde dışa vururlar.

 

Soyut ancak bilimsel olan felsefe de, diğer soyut bilimler de ilgi alanımız. Onlarsız yapamayız.

Ancak sizlerin ilgi alanı olan, soyut metafizik (kurgusal) felsefeyle de yanlışlamak için ilgileniyoruz.

Basit olarak niteledeğin, uzun zamandır izlediğin yazılarımdan bunu bile anlayamadığını ilginç buluyorum.

Özellikle basit anlatıma çok önem veriyorum.

Zira bilimsellik te ilke olarak anlatımın basit, anlaşılır ve net olmasını öngörür.

 

"yazılarınızı uzun zamandır okuyorum, çok yüzeysel, çok hafif geliyor bana yazılarınız. Ancak insan olarak saygı duyduğum ve iyiniyetli bulduğum birisiniz."

 

Yazılarımın bundan böyle de çok basit anlaşılır olmasına özellikle dikkat edeceğim.

Zira profesyonel olarak ta bilim'in teknik kısmı ile ilgileniyorum ve teknik anlatımların halk tarafından anlaşılmadığını da çok iyi biliyorum.

 

Bende senin iyi niyetli olduğunu biliyor ve saygı duyuyorum.

Bu iyi niyetini, olguları/konuları anlamanda da göstermeni çok fazla ümit ediyorum.

 

İyi dileklerimle.

Gönderi tarihi:

Sayın bilimselci, kendimizden geçmek ne demektir onu bile tam manasıyla anlamıyorsunuz, Aşk nedir bilirmisiniz. Aşkı bilmeyene kendinden geçmeyi anlatmanın mümkünü yoktur, o bilgi bir şarab gibidir içtikçe kendinizden geçersiniz ama geçerken bilinciniz yerindedir, sadece daha içsel görür, daha içsel algılarsınız.

............

 

Buradaki söylediğiniz doğru değil sayın keskin kalem.

 

Şöyleki; Somut bilgiler alırsanız sizi kendinizden geçirmez, bilinçlendirir, uyarır.

Ama kurgu kaynaklı, hayali soyut bilgiler alırsan seni hayal alemine sürükler ve uyutur.

Pratikte bunu illizyonistler, hayali telkinler yaparak çok güzel başarıyorlar.

Gönderi tarihi:

Sayın bilimselci

 

maddeci bir insandan da farklı bir yaklaşım düşünülemezdi doğrusu beni şaşırtmadınız. Size çocuklar gibi derken saflık ve temizlikten bahsetmedim sadece çocuğun bilinci somut olanı kavramaya yeter, oysa bilim dahi pratiğe dönüşümünden önce soyut olarak düşünülen, tasarlanan, hayal edilen bir şeydir. Bilimci bir insansınız deneylere geçmeden önce bilimadamlarının bunu beyinlerinde tasarladıklarını ve sonra teste tabi tuttuklarını kabul etmelisiniz.

 

Felsefede aşkların en büyüğü ilahi olana duyulandır ve özünde herneye aşk duyarsanız duyun bu ilahi Yaratıcıya duyulan aşkın yansımasıdır. Kendinden geçme olarak bahsedilen şeyde, deli olmak, aklını yitirmek, hayalperest olmak değildir (bilakis hayal kurmak kötü birşey de değildir) kendinden geçmek demek, Allah'ı düşünürken yarattığında O'nun tecelli ettiğini görmek, buna hayranlık duymak, herşeyi anlamaya çalışırken, kendisinin deryada bir damla olduğunu farketmek, ve Yüce Yaratıcı'nın önünde secde etmekdir. (sevgisisi, saygısını, hayranlığını belirtmek)

 

Yüce Mevlana derki "O ki, ancak bilinir, söylenemez"

 

neden bilirmisin, benim düşüm, sana tesir etmez, senin düşün bana tesir etmez, ne yaşarsan yaşa onu ancak sen bilirsin. senin yaşadığını ve hissettiğini bir başkasının senin gibi bilmesi mümkün değildir.

 

Allah'ı arıyorsan bu arayışta samimi isen O sana kendini buldurur o ki bulamıyorsun o vakit yine hatayı kendinde ara. Bu yol çetin bir yoldur. Bu yola girmek için bazı şartlar vardır; mütevazi olmak, edep sahibi olmak, bütün varlığı sevmek.

Gönderi tarihi:

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; "İşittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir." (Enfal Suresi, 31)

 

Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Eskilerin masalları" dediler. (Nahl Suresi, 24)

 

Oysa akledemeyenlerin masal sandıkları kıssalar, müminlere yol gösteren sayısız değerli bilgi ve örneklerle doludur. Allah her devirde müminlerin başlarına gelebilecek her türlü olay ve şartı geçmiş Peygamberler ve kavimlerin yaşadıklarından çeşitli örnekler ve kesitler vererek açıklamaktadır.

 

Biz masallar diyoruz, siz kıssa diyorsunuz, fark terim farkı, başka birşey değil. İnsanlığın binlerce yıllık tarhinden Allah'ın hafızasında kalan tek şey İsa, Musa, Şuayb, İbrahim, Lut, Yunus vs mi? Allah'ın hatırladığı tek şey Yahudi liderleri mi?

 

Kıssalar/masallar ile Herşeyi bieln Allah tanımı çelişiyor, bu nedenle Kuran Herşeyi Bilen biri tarafından gönderilmemiştir. Bu kitap, herşeyi bilmeyip, sadecec birkaç hikaye bilen ve bunu sürekli tekrarlayan biri tarafından, bu kitap Herşeyi Bilen tarafından gönderilmiştir diye yutturulmuştur.

 

Elbette ki Kuran'daki kıssaların ve örneklerin hikmeti yalnızca insanlara tarih bilgisi vermek değildir. Bu kıssalar sayısız ilahi hikmet içerirler; bunlardan birkaçını şöyle sayabiliriz:

 

- Allah'ın müminlerin ve inkar edenlerin üzerinde işleyen ve dünya kurulduğundan beri değişmeyen kanunlarını göstermek;

 

Bunu yaparak, "cesaretin varsa inanma" diye KORKUTMAK,

 

- Müminlerin her devirde karşılaşabilecekleri olaylar, imtihanlar, sıkıntılar karşısında ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını, ne tür tepkiler vermeleri gerektiğini, nasıl bir ruh ve ahlak yapısı sergileyeceklerini, Allah'a karşı nasıl bir tavır ve üslup içinde olmaları gerektiğini tarif edip açıklamak. Her konuda müminlere yol göstermek.

 

Müminlere sadece İNAN, BAŞKA SEÇENEĞİN YOK DEMEK, korkutmak. (Kuran bmasallarla/kıssalarla başka konularda insanlara öerneklik etmek)

 

- Müminlerin şevklerini artırmak.

Şevklerinin artmasından başka çare yok, cayır cayır yanmak ve helak olmak gibi bir seçenek var öbür tarafta. KORKMA DA GÖRELİM DEYİP İYİ ŞEVK ARTTIRIYOR.

 

- İnkar edenleri uyarıp doğru yola davet etmek ve bu davete uymayanların hüsranla biten sonlarını hatırlatmak.

 

- Kıyamete kadar Kuran'a uyan müminleri dünyada ve ahirette bekleyen güzel sonu müjdelemek.

 

İNKAR EDENLERİ KORKUTMAK, İNANALARI VAZGEÇMEMELERİ İÇİN KORKUTMAK. İNANANLARA SAF OLMADIKLARINI SÖYLEYEREK; ONLARA CENNET VAAD EDİP CAYMAMALARINI SAĞLAMAK.

 

Elbette bunları algılayacak akıl ve kavrayıştan yoksun olan kişiler de Kuran'ı bir hikaye kitabı gibi görür, kıssalardaki hikmetlere erişemezler. Bu kişilerin her türlü öğüt ve açıklamaya kapalı, sabit fikirli, algıları kitlenmiş kimseler oldukları ayetlerde şöyle belirtilir:

 

Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi 'apaçık-belgeyi' görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkâr etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler. (Enam Suresi, 25)

 

Bu tür kişiler bu davranışlarıyla Kuran'a ya da İslam'a bir zarar veremezler. Kendileri her ne kadar Kuran'a zarar vermek, insanları dinden saptırmak ya da alıkoymak isteseler de, gerçekte yegane zararı farkında olmadan kendilerine verirler. Bu gerçek yukarıdaki ayetin devamında şöyle bildirilir:

 

Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. (Enam Suresi, 26)

 

İçinde bulundukları yanılgının farkına vardıklarında ise iş işten geçmiş, çok geç kalmışlardır, artık geri dönüş ve telafi imkanı yoktur. Bu durum ayette şöyle haber verilmektedir:

 

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." (Enam Suresi, 27)

 

Zarar vermek demeyelim, gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak diyelim, hikmet demeyelim, hikmet var sanılan şey diyelim.

 

Zarar vermiyoruz, ama ilerleme de kaydediyoruz.

 

Bugün hadislerin yarısı uydurma diyecekler inananlar.

Yarın tek kaynak kuran'dır diyecekler.

Ondan sonra da Kuran'ın uydurma olduğunu görecekler.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

 

Kuran kendisi söylüyor zaten inanmayanlara bir masal gibi gelir bizim ayetlerimiz diye.

Neden böyle bir şeyi söyleme ihtiyacı duyulmuş...?

 

Siz bu ifadeyi kullanınca merak ettim doğrusu...

 

Siz neden acaba diye düşünüp araştırdınız mı?...

 

Aklıma şimdi şöyle bir şey geliyor...

 

İnsan ilişkilerini belirleyen ve " bir masal gibi gelir bizim maddelerimiz " diyen anayasalarda var mı acaba...?

 

Eğer varsa şaşırmamak mı..Yoksa o anayasalara kuşkuyla bakmak mı gerekir...?

 

*tna

Gönderi tarihi:
Biz masallar diyoruz, siz kıssa diyorsunuz, fark terim farkı, başka birşey değil. İnsanlığın binlerce yıllık tarhinden Allah'ın hafızasında kalan tek şey İsa, Musa, Şuayb, İbrahim, Lut, Yunus vs mi? Allah'ın hatırladığı tek şey Yahudi liderleri mi?

 

Geçmişin secereresini mi çıkarmalıydı..?

Hatta vukuatlı il muhabiri ve ikametgahlarıyla birlikte öyle mi..

Sayın BrairSlapper..

Allah anlatmak istediklerini anlatmıştır..

O alimdir, bilendir...

Önem , öncelik ve ibret..

Osmanlı trarihinden bahseden bir yazara neden Selçukludanda bahsetmedin diyebilir misin..

Sebebini keyfiyetini ve önemini nereden biliyorsunda yargılıyorsun anlamadım..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Sorun yok dedigin soruna bakarmısın!!!...Lakin biz Allah'ı var kabul edip,Kur'an'ın da peygambere indigini kabul edelim.Kur'an'ın meseleleri tekrar tekrar anlatması bu Kitabın hak olmadıgını nasıl kanıtlar...Bir ayet ; ( Nisa;82 : '' Kur'an'ı düşünmüyorlar mı ?.Eger O, Allah'tan başkası tarafından gelseydi, onda bir çok tutarsızlık bulurlardı.''.....Sizin bu Kitapda buldugunuz tutarsızlıklar nedir?....

 

Valla biz kafirlerin gözüne Kuran'ın çeşitli yerlerindeki tutarsızlık takılıyor, bak burada da haksöz arkadaşımız, kuranla ilgili uzun bir başlık açtı.

 

Tekrarlar tekrarlar deyip durmayın Kur'an bunu kendi kabul etmişken ben neden kabul etmeyeyim ki....Eger bu kitap herhangi bir şüpheye kapı açıyorsa, neden Kur'an'ın meydan okumasına bir cevap yortur indiginden beri ( Kur'an kendisinin bir benzerini getirmesini söyler mesela ''Muhammed yazdı bu kitabı diyenlere''.........Yoksa “onu (Kur’an’ı) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allah’tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.”( Hud;13)....Eğer size (bu konuda) cevap veremedilerse, bilin ki o (Kur’an) ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Artık müslüman oluyor musunuz? (Hud;14).......meydan okuması her zaman devam ediyor........

 

Başka bir kafir arkadaşımız da böyle bir başlık açtı, Müslümanlığın uydurma olduğunu gören iki Arap tarafından yazılan Gerçek Kuran namlı kitap. Şiirsellik, nakarat, ses uyumu gibi her özelliği var. Tek birşey yoktur belki. Kuarn'daki kadar çelişki yoktur o kitapta.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Osmanlı trarihinden bahseden bir yazara neden Selçukludanda bahsetmedin diyebilir misin..

 

Diyemeyiz.

Kuran "ben sadece Araplar'ın kültürünü anlatıyor veya Yahudilerin atalarını anlatıyorum" deseydi, ona da birşey diyemezdik. Kuran'ın herşeyi bilen Allah'ı, birkaç eski yahudi masalandın başka birşey bilmeyince, doğal olarak Herşeyi Bilen Yaratıcı olmuyor, sadece görünmez totem oluyor.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Kuran'ın herşeyi bilen Allah'ı, birkaç eski yahudi masalandın başka birşey bilmeyince, doğal olarak Herşeyi Bilen Yaratıcı olmuyor, sadece görünmez totem oluyor.

 

Kur'an-ı Kerim tarih kitabı değildir...

Allah'ın herşeyi bilmesi farklı, herşeyi bildirmemesi farklıdır..

Yukarda bununda cevabını verdim..

 

Saygılar..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.