Zıplanacak içerik
Gönderi tarihi:

Başka bir başlıkta, şöyle birşey yazmıştım:

 

Bu diyalog ve eskilerin hikayeleri defalarca tekrarlanır, iş uzatılır. Masallar uzun olur, çok tekrar olur. Çünkü amaç uyutmaktır. Dere tepe düz gitmişler sonra bir devle karşılaşmışlar. Falan filan olmuş. Sonra yine dere tepe düz gitmişler. Falanca kralla karşılaşmışlar, falan filan konuşmuşlar. Sonra dere tepe düz gitmişler. Falan filan falan filan....Zzzz.... horrrr.. horrrr.

 

Bu konuyu açmak istiyorum.

 

Musa hikayesinden başlayalım.

 

Müslümanlardan ricam, Sakın okumayı bırakayım demeyin, uzun zamandır belki okumadığınız ayetleri emek çektim, biraraya getirdim, madem inançlısınız, sabredip sonuna kadar okuyun lütfen. Benim hatırıma okumazsan, inandığınız Kuran hatırına okuyun !!!

 

Önce hikaye, sonra tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar...

 

A'raf Suresi

103. Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu!

104. Musa dedi ki : "Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.

105. Allah hakkında gerçekten başkasını söylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim; artık İsrailoğullarını benimle bırak!"

106. (Firavun) dedi ki: Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.

107. Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi!

108. Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.

109. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok bilgili bir sihirbazdır.

110. O,sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?

111. Dediler ki: Onu da kardeşini de beklet; şehirlere toplayıcılar (memurlar) yolla.

112. Bütün bilgili sihirbazları sana getirsinler.

113. Sihirbazlar Firavun'a geldi ve: Eğer üstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükâfat var mı? dediler.

114. (Firavun): Evet hem de siz mutlaka yakınlarımdan olacaksınız, dedi.

115. (Sihirbazlar), Ey Musa sen mi (önce) atacaksın, yoksa atanlar biz mi olalım? dediler.

116. "Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.

117. Biz de Musa'ya, "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.

118. Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.

119. İşte Firavun ve kavmi, orada yenildi ve küçük düşerek geri döndüler.

120. Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.

121."Âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.

122. "Musa'nın ve Harun'un Rabb'ine " dediler.

123. Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!

124. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım!"

125. Onlar da : ''Biz zaten Rabbimize döneceğiz".dediler.

126. Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandığımız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler.

127. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız? (Firavun): "Biz onların oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz" dedi.

128. Musa kavmine dedi ki: "Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır."

129. Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. (Musa), "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helâk eder ve onların yerine sizi yer yüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar" dedi.

130. Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanları ders alsınlar diye yıllarca kuraklık ve mahsül kıtlığı ile cezalandırdık.

131. Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, "Bu bizim hakkımızdır" derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.

132. Ve dediler ki: "Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz."

133. Biz de ayrı ayrı mucizeler olarak onların üzerine tufan, çekirge, haşere, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim oldular.

134. Azap üzerlerine çökünce, "Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz" dediler.

135. Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

136. Biz de âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan ****** kalmaları sebebiyle kendilerinden intikam aldık ve onları denizde boğduk.

 

Sonra dere tepe düz gittiler.

 

Naziat Suresi

15. (Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?

16. Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:

17. Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.

18. De ki:Nasıl arınmağa gönlün var mı?

19. Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.

20. Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

21. (O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.

22. Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.

23. Derhal (adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı:

24. Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

25. Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

 

Sonra yine dere tepe düz gittiler.

 

Kasas Suresi

03. İman eden bir kavim için (faydalı olmak üzere) Musa ile Firavun'un haberlerinden bir kısmını sana gerçek şekliyle nakledeceğiz.

04. Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.

05. Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.

06. Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

07. Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.

08. Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak (nehirden) aldı. O, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.

09. Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.

10. Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.

11. Annesi Musa'nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.

12. Biz daha önceden (annesine geri verilinceye kadar) onun süt analarını kabulüne (emmesine) müsaade etmedik. Bunun üzerine ablası: Size, onun bakımını namınıza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi? dedi.

13. Böylelikle biz onu, anasına, gözü aydın olsun, gam çekmesin ve Allah'ın vâdinin gerçek olduğunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoğu (bunu) bilmezler.

14. Musa yiğitlik çağına erip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böylece mükâfatlandırırız.

15. Musa, ahalisinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından olanı, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman, dedi.

16. Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

17. Musa: Rabbim! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çıkmayacağım, dedi.

18. Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse, feryat ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona (yardım isteyene) dedi ki: Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın!

19. Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen!

20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim, dedi.

21. Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.

22. Medyen'e doğru yöneldiğinde: Umarım, Rabbim beni doğru yola iletir, dedi.

23. Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.

24. Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım, dedi.

25. Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb'a) gelip başından geçeni anlatınca o: Korkma, o zalim kavimden kurtuldun, dedi.

26. (Şuayb'ın) iki kızından biri: Babacığım! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi.

27. (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.

28. Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekîldir.

29. Sonunda Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş gördü. Ailesine: Siz (burada) bekleyin; ben bir ateş gördüm, belki oradan size bir haber yahut ısınmanız için bir ateş parçası getiririm, dedi.

30. Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım.

31. Ve "Asânı at!" (denildi). Musa (attığı) asâyı yılan gibi deprenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. "Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın" (buyuruldu).

32. "Elini koynuna sok; kusursuz, bembeyaz çıkacaktır. Korkudan (açılan) kollarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Çünkü onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır" (diye seslenildi).

33. Musa dedi ki: Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum.

34. Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.

35. Allah buyurdu: Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz (mucize yardımlarımız) sayesinde onlar size erişemiyecekler. Siz ve size tâbi olanlar üstün geleceksiniz.

36. Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler.

37. Musa şöyle dedi: Rabbim, kendi katından kimin hidayet (hakka rehberlik) getirdiğini ve hayırlı âkıbetin kime nasip olacağını en iyi bilendir. Muhakkak ki, zalimler iflâh olmazlar.

38. Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilâh tanımıyorum. Ey Hâmân! Haydi benim için çamur üzerine ateş yak (ve tuğla imal et), bana bir kule yap ki Musa'nın tanrısına çıkayım; ama sanıyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir, dedi.

39. O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.

40. Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!

41. Onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir.

42. Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.

43. Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.

44. (Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

45. Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, âyetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.

46. (Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

47. Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

48. Fakat onlara tarafımızdan o hak (Peygamber) gelince: "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli değil miydi?" dediler. Peki, daha önce Musa'ya verileni de inkâr etmemişler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir!" demişler ve şunu söylemişlerdi: Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz.

49. (Resûlüm!) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!

 

Sonra bir daha dere tepe düz gitmişler.

 

Yunus Suresi

75. Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun'u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.

76. Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.

77. Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar" dedi.

78. Onlar dediler ki: Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak değiliz.

79. Firavun dedi ki: Bilgili bütün sihirbazları bana getirin!

80. Sihirbazlar gelince Musa onlara: Atacağınızı atın, dedi.

81. Onlar (iplerini) atınca, Musa dedi ki: "Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez."

82. "Suçluların hoşuna gitmese de Allah, sözleriyle gerçeği açığa çıkaracaktır."

83. Firavun ve kavminin kendilerine işkence etmesinden korkuya düştükleri için kavminden bir gurup gençten başka kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir diktatör) ve haddi aşanlardan idi.

84. Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer Allah'a inandıysanız ve O'na teslim olduysanız sadece O'na güvenip dayanın.

85. Onlar da dediler ki: "Allah'a dayandık. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için deneme konusu kılma!

86. Ve bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar!"

87. Biz de Musa ve kardeşine: Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın, namazlarınızı da dosdoğru kılın. (Ey Musa!) Müminleri müjdele! diye vahyettik.

88. Musa dedi ki: Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver (ki iman etsinler).

89. (Allah): İkinizin de duası kabul olunmuştur. O halde siz doğruluğa devam edin ve sakın o bilmezlerin yoluna gitmeyin! dedi.

90. Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip etti. Nihayet (denizde) boğulma haline gelince, (Firavun:) "Gerçekten, İsrailoğullarının inandığı Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de iman ettim. Ben de müslümanlardanım!" dedi.

91. Şimdi mi (iman ettin)! Halbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun.

 

Sonra yine dere tepe düz gitmişler:

 

Hud Suresi

96. Andolsun ki Musa'yı da mucizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.

97. Firavun'a ve onun ileri gelenlerine Fakat onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doğru değildi.

98. Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları (çekip) ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir!

 

Sonra yine dere tepe düz gittiler:

 

İbrahim Suresi:

5. Andolsun ki Musa'yı da: Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat, diye mucizelerimizle gönderdik. Şüphesiz ki bunda çok sabırlı, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

6. Hani Musa kavmine demişti ki: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte ve oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı. İşte bu size anlatılanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardır."

7. "Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti."

8. Musa dedi ki: "Eğer siz ve yeryüzünde olanların hepsi nankörlük etseniz, bilin ki Allah gerçekten zengindir, hamdedilmeye lâyıktır."

 

Sonra yine dere tepe düz gittiler:

 

İsra Suresi

002. Biz, Musa'ya Kitab'ı verdik ve İsrailoğullarına: "Benden başkasını dayanılıp güvenilen bir rab edinmeyin" diyerek bu Kitab'ı bir hidayet rehberi kıldık.

101. Andolsun biz, Musa'ya açık açık dokuz âyet verdik. Haydi İsrailoğullarına sor. Musa onlara geldiğinde Firavun ona, "Ey Musa! dedi, senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum!"

102. (Musa Firavun'a:) "Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

103. Derken, Firavun onları ülkeden çıkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) boğduk.

104. Arkasından da İsrailoğullarına: "O topraklarda oturun! Ahiret vâdi tahakkuk edince, hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz" dedik.

  • Cevaplar 148
  • Görüntü 16,8b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Featured Replies

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Kuran'ın masal kitabından ne farkı var?

bı kere masal kitabı resimli :D

 

Haklısın, Kuran'da resim yok :unsure: Sadece çiçek ve hat süslemeleri var.

 

Kuran mışlı ifade kullanmıyor

 

Onda da haklısın. -Mışlı ifade Türkçe'ye has dil özelliği olmalı. Ingilizce'de de yok -mışlı, -mişli ifade şekli. Yarım yamalak bildiğim diğer dillerde de yok -mışlı -mişli ifade şekli. Arapça da var mı yok mu bilmiyorum.

 

Bınlerce değişik renkte ve değiik olayları anlatan binlerce masal kitabı var ama Kuran dünyanın heryerinde aynı.

 

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da aynı dünyanın her yerinde :)

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Kur-ana masal diyenler,aslinda yasadiklari hayatin anlamini bilemeyen ne icin yasadiklarindan bihaber *******.Kur-ani okumadan veyahut masal okurmus gibi okuyupta ahkam kesmenin sonucu olarak tabiiki onun masal kitabi oldugu kanisina varilacaktir.Kur-an anlamak isteyenler icin önemlidir,anlamak istemeyenler zaten masal aleminde yasayanlardir.

saygilarla

Gönderi tarihi:

BrainSlapper ALINTI

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da aynı dünyanın her yerinde

 

 

:angry: Bizim için kutsal degeri çok çok yüksek olan kitabımız hakkında böyle konuşmanı üzüntüyle karşılıyorum

benin bildiğim insanlar karşısıdakıni alaya alırsa saygısızlık olur bu şekil tartışma olmaz

masal ,hikaye gibi tartışma olmaz

Gönderi tarihi:
  • Yazar
BrainSlapper ALINTI

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da aynı dünyanın her yerinde

:angry: Bizim için kutsal degeri çok çok yüksek olan kitabımız hakkında böyle konuşmanı üzüntüyle karşılıyorum

benin bildiğim insanlar karşısıdakıni alaya alırsa saygısızlık olur bu şekil tartışma olmaz

masal ,hikaye gibi tartışma olmaz

 

Sevgili ipek,

 

Arkadaşımız, kuran heryerde aynı dedi, ben de masallar da aynı dedim, fark yok dedim, bunda hakaret yok.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sevgili ipek,

 

Arkadaşımız, kuran heryerde aynı dedi, ben de masallar da aynı dedim, fark yok dedim, bunda hakaret yok.

 

Saygılar.

 

 

Bu nasıl bir masal kitabı 1400 küsür yıl önce ogünün şartlarında, dalgıçlık mesleğide yokken dalmanın spor bile olmadığı bir dönemde bu konuda bir çalışmada yokken denizin derinliklerinde :Yoğunlukları ve bazı özellikleri farklı olan iki su kütlesinin karşılaştığında aralarında yüzey gerilimi oluştuğu gerçeğini ;

'İki denizi salmıştır, birbirleriyle birleşiyorlar. Aralarında bir engel vardır, birbirlerinin sınırını aşmıyorlar.' (55 Rahman Suresi, 19-20)

bu gerçeği bize haber veriyor ve açıklıyor ...

 

Düşünüyorum da hangi Masal kitabında böyle bir olaydan söz ediyor? Pamuk prenses neden anlatmamış bu olayı yada Hansel yada kibritçi kız ..

 

Geçelim canlarım bunları geçelimm.

 

Kurana masal kitabı diyeceksiniz sonra tevrattan alıntı yapılmış diyeceksiniz sonra tevrat da sümer hikayelerinden alıntı yapılarak uydurulmuş diyeceksiniz başka bir şey söylenecek olsa oda ordan araklanmış diyeceksiniz diyecek-siniz ha diyeceksiniz ...

Anladığm şu ki; inanamamak için o kadar çok sebeb bulacaksınız ki, sonuç ortada saplantıları ve şüpheleri olan inanmamaya güdülenmiş birer birey olarak ortada gezeceksiniz bu gün bu form da yarın başka bir formda yazdıkça yazacak çizdikçe çizeceksiniz kendinizce bir kaç kişiyi alt edeceksiniz mağlubiyete uğratacaksınız hanenize 3 puan yazılacak şampiyonluğun en büyük adayı olarak tüm formlarda boy göstereceksiniz sonra ne olacak bir gün pirizden çekilen ütü gibi soğumaya başlaya vucudunuz hangi gerçekle karşılacak yada karşılaşınca yada bazı gerçekleri öğrenince yada masal kitabı dediğiniz kitap karşınızda tüm gerçekliğiyle durduğunda o zaman hangi çelişkili ifadeleri kullanacaksınız yada kullanabilecekmisiniz??

İşin espirisi bir yana ne o vereceğiniz hesap beni ilgilendiriyor nede inanamamanız .

Sadece saptantı haline gelen inanmama duygunuzu sorgulamaya başlamak ilk adım olabilir sizin için ..

Cevap yazarken yine mi HY demeyin lütfen o şarlatanı yalancıyı sevmediğimi belirtmek isterim..

 

 

Selam ve saygılarımla

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Sadece saptantı haline gelen inanmama duygunuzu sorgulamaya başlamak ilk adım olabilir sizin için ..

 

Yaşamanın, ahlak sahibi olmanın, başka yolu yok gibi bir saplantı haline gelen inancı sorgulamaya başlamak ilk adım olabilir sizin için de..

 

Cevap yazarken yine mi HY demeyin lütfen o şarlatanı yalancıyı sevmediğimi belirtmek isterim..

 

Şimdi önce müslümanlar bir anlaşın, HY şarlatan/yalancı mı, büyük alim mi?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
BrainSlapper ALINTI

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da aynı dünyanın her yerinde

:angry: Bizim için kutsal degeri çok çok yüksek olan kitabımız hakkında böyle konuşmanı üzüntüyle karşılıyorum

benin bildiğim insanlar karşısıdakıni alaya alırsa saygısızlık olur bu şekil tartışma olmaz

masal ,hikaye gibi tartışma olmaz

 

Bu kardarda olmazki. Hem BrainSlapper,i köşeye sıkıştırmak için olmadık sorular soruluyor sonra oda cevap verince alay etme diye kızıyorsunuz. Keşke kuran sadece masal olsa hiç bir sorun kalmazdı.Akşamları çocuklarımıza uyusunlar diye okurduk.

 

****************

Gönderi tarihi:
Bu nasıl bir masal kitabı 1400 küsür yıl önce ogünün şartlarında, dalgıçlık mesleğide yokken dalmanın spor bile olmadığı bir dönemde bu konuda bir çalışmada yokken denizin derinliklerinde :Yoğunlukları ve bazı özellikleri farklı olan iki su kütlesinin karşılaştığında aralarında yüzey gerilimi oluştuğu gerçeğini ;

'İki denizi salmıştır, birbirleriyle birleşiyorlar. Aralarında bir engel vardır, birbirlerinin sınırını aşmıyorlar.' (55 Rahman Suresi, 19-20)

bu gerçeği bize haber veriyor ve açıklıyor ...

 

Düşünüyorum da hangi Masal kitabında böyle bir olaydan söz ediyor? Pamuk prenses neden anlatmamış bu olayı yada Hansel yada kibritçi kız ..

sn. brainslapper buna da bir cvp vermeni beklerdim. ama vermedin belki daha sonra verirsin. bunun gibi birçok ayet var bunlarıda ihtiyacın olursa buraya koyarım. ama senin gibi kuran-ı kerim'i defalarca okumuş bir insanın gözünden kaçmış olacağını sanmıyorum. sadece gündeme getirmiyorsun. çünkü kıssaları gündeme getirerek birşeyler yapmaya çalışıyorsun. gayptan haber veren geçmiştende haber vererek gelecek nesilleri aydınlatmıştır.

üstelik aynı kıssaların birkaç defa geçme sebebi şudur ki; Kuran zamanla yaşanan olaylara binaen inmiştir. ebu leheb zulmettikçe tebbet suresi indi veya diğer müşrikler inanmadıkça onlara binaen diğer sureler indi ve birkaç olay bir kıssa ile pekiştirilmiş, ders alınması istenmiştir. TARİHTEN GEREKLİ DERSİ ALMAYANLAR GELECEKTE KAYBEDENLERDEN OLUR.

saygılar.

Gönderi tarihi:

Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)

 

 

Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 11-12)

 

1- Troposfer

2- Stratosfer

3- Mezosfer

4- Termosfer

5- Ekzosfer

6- İyonosfer

7- Manyetosfer

BUNLARDA 7 TANE KATMAN MUHAKKAK Kİ BİLİYORSUNDUR. AMA BUNDAN 1400 KÜSÜR SENE ÖNCE KİMSE BİLMEZKEN SENİN O MASAL DEDİĞİN KİTAP BUNLARI SÖYLÜYORDU. PEK MASAL GİBİ DURMUYOR.

 

"Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?" (Nuh Suresi, 15)

 

 

O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır... (Mülk Suresi, 3)

 

BU AYETLERİDE BELKİ SANA YETMEZ DİYE BURAYA EKLEYELİM.

 

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)

 

 

1. Kat: Litosfer (su)

2. Kat: Litosfer (kara)

3. Kat: Astenosfer

4. Kat: Üst manto

5. Kat: Alt manto

6. Kat: Dış çekirdek

7. Kat: İç çekirdek

 

BU AYETTEDE GÖK GİBİ YERİNDE 7 KATMANDAN OLUŞTUĞUNU SÖYLÜYOR. BUYRUN YUKARIDA DA 20. YY. DA BULUNAN YERİN 7 KATMANI.

 

Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe Suresi, 6-7)

 

BU AYETTE DE DAĞLARIN YERYÜZÜNDEKİ JEOLOJİK ÖNEMİNDEN BAHSEDİYOR VE O YILLARDA BUNLAR HİÇBİR İNSAN TARAFINDAN BİLİNMİYORDU.

 

Bugün biliyoruz ki, yeryüzünün kayalık olan dış katmanı derin faylarla kırılmıştır ve erimiş magma üzerinde yüzen plakalar halinde parçalanmıştır. Dünya'nın kendi ekseni çevresindeki dönüş hızının çok yüksek olmasından ötürü, yüzen plakalar eğer dağların sabitleştirici etkisi olmasaydı, hareket halinde olacaklardı. Böyle bir durumda yeryüzü üzerinde toprak birikmeyebilir, toprakta hiç su depolanmayabilir, hiçbir bitki filizlenmeyebilir, hiçbir yol, ev inşa edilemeyebilirdi; kısacası Dünya üzerinde hayat mümkün olmayabilirdi. Bu sebeple Allah'ın bir rahmeti olarak dağlar tıpkı çiviler gibi görev yaparak, kıtasal kütleleri okyanus tabakalarına doğru tutar ve onların hareketini durdurur.

 

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)

 

ŞİMDİ BU AYETTE ALLAH (C.C.) BİZLERE TAA 1400 KÜSÜR YIL ÖNCESİNDEN NE DEMİŞ. DAĞLAR HAREKET EDER DEMİŞ. BAKTIĞIMIZDA SABİT GİBİ DURDUĞUNU SANMAMIZA RAĞMEN. BAKIN 20. YY. DA NELER YAŞANMIŞ.

 

Dağların bu hareketi, üzerinde bulundukları yer kabuğunun hareketinden kaynaklanır. Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların Dünya'nın ilk dönemlerinde birarada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını öne sürmüştü.

 

ANCAK JEOLOGLAR, WEGENER'İN HAKLI OLDUĞUNU ÖLÜMÜNDEN 50 YIL SONRA YANİ 1980' Lİ YILLARDA ANLAYABİLDİLER.

 

ARKADAŞIM DAHA NE DİYEYİM. ZATEN HERŞEYİ SENİN BU MASAL KİTABI DEDİĞİN KİTAP SÖYLEMİŞ. SEN SADECE İNKAR EDİYORSUN HİÇ BİR DAYANAĞIN OLMADAN.

 

HERKESE SONSUZ SEVGİLER.

Gönderi tarihi:

şimdi diyeceksinizki her başlıkta aynı şeyi söylemişsiniz. peki o başlıkalrın hangisinde HY saçmalıkları demekten başka bir cevap verdiniz. yazarların görüşlerini bir kenara koyarak bir cevap veriniz lütfen.

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)

Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 11-12)

 

1- Troposfer

2- Stratosfer

3- Mezosfer

4- Termosfer

5- Ekzosfer

6- İyonosfer

7- Manyetosfer

 

BUNLARDA 7 TANE KATMAN MUHAKKAK Kİ BİLİYORSUNDUR. AMA BUNDAN 1400 KÜSÜR SENE ÖNCE KİMSE BİLMEZKEN SENİN O MASAL DEDİĞİN KİTAP BUNLARI SÖYLÜYORDU. PEK MASAL GİBİ DURMUYOR.

 

Yukarıdaki şeyleri yazmadan önce, şunları da okusaydın diyorum:

 

 

Mülk (65)-5: Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

 

Fussilet (41)-12: Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. (görüldüğü gibi Kuran 7 gökten bahsettikten sonra en yakın göğü kandilerle donattık diyor!!!)

 

Şimdi senin mucizene göre, yani 1400 yıl önce bilinen mucizene göre yıldızlar, en yakın gökte, TROPOSFER'de mi?

 

İnandığınız Allah aşkına, mantıklı olmaya, akla ihanet etmemeye davet ediyorum sizleri.

 

Atmosfer

 

Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe Suresi, 6-7)

 

BU AYETTE DE DAĞLARIN YERYÜZÜNDEKİ JEOLOJİK ÖNEMİNDEN BAHSEDİYOR VE O YILLARDA BUNLAR HİÇBİR İNSAN TARAFINDAN BİLİNMİYORDU.

 

Bugün biliyoruz ki, yeryüzünün kayalık olan dış katmanı derin faylarla kırılmıştır ve erimiş magma üzerinde yüzen plakalar halinde parçalanmıştır. Dünya'nın kendi ekseni çevresindeki dönüş hızının çok yüksek olmasından ötürü, yüzen plakalar eğer dağların sabitleştirici etkisi olmasaydı, hareket halinde olacaklardı. Böyle bir durumda yeryüzü üzerinde toprak birikmeyebilir, toprakta hiç su depolanmayabilir, hiçbir bitki filizlenmeyebilir, hiçbir yol, ev inşa edilemeyebilirdi; kısacası Dünya üzerinde hayat mümkün olmayabilirdi. Bu sebeple Allah'ın bir rahmeti olarak dağlar tıpkı çiviler gibi görev yaparak, kıtasal kütleleri okyanus tabakalarına doğru tutar ve onların hareketini durdurur.

 

Senin Peygamberin yeryüzündeki dağlardan bahsediyor, kendi kendine uydurduğun yeraltındaki tepetaklak duran dağlardan değil. Jeoloji bilimi göstermiştir ki, yeryüzünün en zayıf noktaları dağların yoğun olduğu bölgelerdir. Bu nedenle Kırılma ve depremler bu bölgelerde çok olur. Hiç Sibirya'da, Sahra'da deprem olmaması, buna karşılık İtalya-Yunanistan-Türkiye-İran-Pakistan-Himalayalar-Güneydoğu Asya hattında ve Japonya-Alaska-Kaliforniya-And Dağları hattında büyük dağlar ve depremler olmasının nedeni, yerkabuğunun en kırılgan noktaları olmalarındandır.

 

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)

 

ŞİMDİ BU AYETTE ALLAH (C.C.) BİZLERE TAA 1400 KÜSÜR YIL ÖNCESİNDEN NE DEMİŞ. DAĞLAR HAREKET EDER DEMİŞ. BAKTIĞIMIZDA SABİT GİBİ DURDUĞUNU SANMAMIZA RAĞMEN. BAKIN 20. YY. DA NELER YAŞANMIŞ.

 

Dağların bu hareketi, üzerinde bulundukları yer kabuğunun hareketinden kaynaklanır. Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların Dünya'nın ilk dönemlerinde birarada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını öne sürmüştü.

 

Sadece dağlar değil, bütün yerküre mağma üzerindedir, hep birlikte yüzerler, sadece dağlar değil. Zorlama yorumlarla dağlar yüzer, düzlükler bakar demeyin. Savunduğunuz şeylerin nerelere gittiğini iyi hesaplayın.

 

SEN SADECE İNKAR EDİYORSUN HİÇ BİR DAYANAĞIN OLMADAN.

 

Dayanağım olmasa neden Kuran sıradan bir kitap diyeyim ki? Neden özel bir düşmanlığım olsun?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
  • Yazar
sn. brainslapper buna da bir cvp vermeni beklerdim. ama vermedin belki daha sonra verirsin.

 

Sayın Kuşçubaşı,

 

benim de uyumaya, çalışmaya, başka şeyler yapmaya ihtiyacım var değil mi, sürekli bilgisayarın başında değilim yani.

Zamanım oldukça cevap veriyorum. Dün cevap vermemiş olmam, cevap vermekten kaçtığım anlamına gelmesin.

 

Yukarıda verdim cevabını.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Dayanağım olmasa neden Kuran sıradan bir kitap diyeyim ki? Neden özel bir düşmanlığım olsun?

 

Saygılar.

 

Peki, niye düşmanlığınız var? Sadece İslam olarak algılamayın, niye Dinlere Düşmanlığınız var? Sizin bu düşmanlığınız karşısında İnananlarında "Ateizm"e yada "Deizm"e "Agnostiszm"e düşmanlık beslemesini kaçınılmaz yapmıyor mu sizce? Araya duvar örmek yerine, o duvarları kaldırmaya çalışmak daha iyi gelir gibime geliyor... Nede olsa hiç birimiz gerçeği her yönüyle ve tam olarak öğrenemiyoruz... Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Yaşamanın, ahlak sahibi olmanın, başka yolu yok gibi bir saplantı haline gelen inancı sorgulamaya başlamak ilk adım olabilir sizin için de..

Şimdi önce müslümanlar bir anlaşın, HY şarlatan/yalancı mı, büyük alim mi?

 

Saygılar.

Aşağıda yazdığım Soruya yanıt vermediniz yada arada kaynadı cevabınızı bekliyorum Sayın BrainSlaper;

 

Bu nasıl bir masal kitabı 1400 küsür yıl önce ogünün şartlarında, dalgıçlık mesleğide yokken dalmanın spor bile olmadığı bir dönemde bu konuda bir çalışmada yokken denizin derinliklerinde :Yoğunlukları ve bazı özellikleri farklı olan iki su kütlesinin karşılaştığında aralarında yüzey gerilimi oluştuğu gerçeğini ;

 

'İki denizi salmıştır, birbirleriyle birleşiyorlar. Aralarında bir engel vardır, birbirlerinin sınırını aşmıyorlar.' (55 Rahman Suresi, 19-20)

bu gerçeği bize haber veriyor ve açıklıyor ...

 

Düşünüyorum da hangi Masal kitabında böyle bir olaydan söz ediyor? Pamuk prenses neden anlatmamış bu olayı yada Hansel yada kibritçi kız ..

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Peki, niye düşmanlığınız var? Sadece İslam olarak algılamayın, niye Dinlere Düşmanlığınız var? Sizin bu düşmanlığınız karşısında İnananlarında "Ateizm"e yada "Deizm"e "Agnostiszm"e düşmanlık beslemesini kaçınılmaz yapmıyor mu sizce? Araya duvar örmek yerine, o duvarları kaldırmaya çalışmak daha iyi gelir gibime geliyor... Nede olsa hiç birimiz gerçeği her yönüyle ve tam olarak öğrenemiyoruz... Saygılarımla...

 

Benim dinlere düşmanlığım yok sayın boşig. Ben de senin kadar, Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, Çmer Hayyam'ı, Bektaşi'yi, Hallacı Mansur'u severim. O insanlar dini "BİREYSEL" olarak algılamışlardır. İslam'daki ve diğer semitik dinlerdeki sorun dinin TOPLUMSAL yönüdür. Benim bir putpereste, bir budiste, bir hinduya, bir şamaniste, bir Hallac-ı Mansur'a, bir Yunus Emre'ye, bir Mevlana'ya, bir Ömer Hayyam'a diyebileceğim hiçbirşey olmaz.

 

Benim itiraz ettiğim, mücadele ettiğim şey, dinlerin dayatmacı yönü. Benim gibi düşünmeyen yanar zihniyeti, en doğruyu ben biliyorum zihniyeti, onlar kafir, ben Allah'ın kuluyum ben haklıyım zihniyeti.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Yukarıdaki şeyleri yazmadan önce, şunları da okusaydın diyorum:

Mülk (65)-5: Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

 

Fussilet (41)-12: Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. (görüldüğü gibi Kuran 7 gökten bahsettikten sonra en yakın göğü kandilerle donattık diyor!!!)

 

Şimdi senin mucizene göre, yani 1400 yıl önce bilinen mucizene göre yıldızlar, en yakın gökte, TROPOSFER'de mi?

 

İnandığınız Allah aşkına, mantıklı olmaya, akla ihanet etmemeye davet ediyorum sizleri.

sn. brainslapper her gördüğünü istediğin gibi yorumlayamazsın sadece ortak bir kanı olursa konuşabilirsin. müslümanlık bu ayetlere mucize diyor. aralarında hristiyan bilim adamlarınında olduğu büyük bir topluluktan bahsediyorum.

“… (Kuran'da) çok fazla doğru var ve tıpkı Dr. Moore gibi ben de bu açıklamaları yaptıranın İlahi bir ilham olduğu konusuna inanıyorum.” (Prof. T. V. N Persaud, Manitoba Üniversitesi'nde anatomi, pediatri ve çocuk sağlığı, obstetrik, jinekoloji alanlarında profesör)

 

“… Bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendirebilir ki bunlar da Kuran'da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli olduğu gösterilmiştir ve Kuran'daki bu bilgi desteği Allah'tandır.” (Prof. Joe Leigh Simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında profesör)

 

“Bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle ilgilenebilirim. Embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. Kuran'dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum... Eğer kendimi o çağa götürebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… Öyleyse (Kuran'da) yazılan her şeyde İlahi bir müdahale var demektir.” (Prof. E. Marshall Johnson Thomas, Jefferson Üniversitesi'nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü)

 

“İnsanın gelişimi hakkında Kuran'daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. Ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri Hz. Muhammed (sav)'e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. Muhammed (sav) Allah'ın elçisidir.” (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı)

 

“Tüm bunları birleştirirseniz ve Kuran'da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metodlar ile teyit edildiğini… söyleyebilirsiniz. Kuran'da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metodlar şimdi Hz. Muhammed (sav)'in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda.” (Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üniversitesi jeobilim profesörü)

 

“… Ben inanıyorum ki Kuran'da 1400 sene önce ifade edilmiş olan herşey doğrudur ve bilimsel yollar ile kanıtlanabilir… Bu, tüm bilimleri bilen Allah'ın ilhamıdır. Böylece, şunu söylemenin vakti gelmiştir, "Allah'tan başka İlah yoktur ve Hz. Muhammed (sav) O'nun elçisidir".” (Prof. Tejatat Tejasen, Tayland, Chiang Mai Üniversitesi embriyoloji ve anatomi departmanının başkanı)

 

“Bu kitap (Kuran) geçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. Hz. Muhammed (sav)'in döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. Eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bugünlerde Kuran'da ne okuyorsak hepsi Allah'ın ışığıdır. Bunu Hz. Muhammed (sav)'e ilham etmiştir. "Böylesine mükemmel bir bilgi olabilir mi?" diye Ortadoğu'daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. Bu Allah'ın Hz. Muhammed (sav)'i gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. Ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gönderdi. Jeoloji alanında Kuran'la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz.” (Prof. Palmar, Amerika'da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri)

bunlar açıklayıcıdır umarım.

 

diğer inkarlarının hepsine bu insanlar cevap vermişler ben daha başka birşey söylemeye gerek duymuyorum..

Yukarıda ki bilimadamlarının sözlerini www.muallim.biz sitesinden aldım. Ama siteyi taraflı bulanlar bilim adamlarının isimlerini araştırarak tarafsız portallarda aynı açıklamaları tekrarladıklarını görürsünüz.

saygılar...

Gönderi tarihi:
Sayın Kuşçubaşı,

 

benim de uyumaya, çalışmaya, başka şeyler yapmaya ihtiyacım var değil mi, sürekli bilgisayarın başında değilim yani.

Zamanım oldukça cevap veriyorum. Dün cevap vermemiş olmam, cevap vermekten kaçtığım anlamına gelmesin.

 

Yukarıda verdim cevabını.

 

Saygılar.

sn brainslapper

 

tabiki uyumaya başka işler yapmaya burada yaptığınızdan daha fazla ihtiyacınız var. Fakat sn. bahtiyar mustafanın o mesajına cevap vermişsiniz sadece bahsettiğim kısmı atlamışsınız. bana vermeye çalıştığınız cevaptada bu konuya değinmemişsiniz. Ama siz cevaptan kaçmadım diyorsanız kaçmamışsınızdır cevapları muhakkak verirsiniz.

Gönderi tarihi:
Haklısın, Kuran'da resim yok :unsure: Sadece çiçek ve hat süslemeleri var.

 

 

 

Onda da haklısın. -Mışlı ifade Türkçe'ye has dil özelliği olmalı. Ingilizce'de de yok -mışlı, -mişli ifade şekli. Yarım yamalak bildiğim diğer dillerde de yok -mışlı -mişli ifade şekli. Arapça da var mı yok mu bilmiyorum.

 

 

 

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da aynı dünyanın her yerinde :)

 

Saygılar.

burada masalın ismi var.ama dünyanın her yerinde bınlerce çeşit masal var.sadece bır tane masal yok :unsure:

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Aşağıda yazdığım Soruya yanıt vermediniz yada arada kaynadı cevabınızı bekliyorum Sayın BrainSlaper;

 

Bu nasıl bir masal kitabı 1400 küsür yıl önce ogünün şartlarında, dalgıçlık mesleğide yokken dalmanın spor bile olmadığı bir dönemde bu konuda bir çalışmada yokken denizin derinliklerinde :Yoğunlukları ve bazı özellikleri farklı olan iki su kütlesinin karşılaştığında aralarında yüzey gerilimi oluştuğu gerçeğini ;

 

'İki denizi salmıştır, birbirleriyle birleşiyorlar. Aralarında bir engel vardır, birbirlerinin sınırını aşmıyorlar.' (55 Rahman Suresi, 19-20)

bu gerçeği bize haber veriyor ve açıklıyor ...

 

Düşünüyorum da hangi Masal kitabında böyle bir olaydan söz ediyor? Pamuk prenses neden anlatmamış bu olayı yada Hansel yada kibritçi kız ..

 

erdoğan adlı forumdaş tarafından bu soruya Ekim 2005'de, Kaptan Cousteau'nun sitesinden alıntı yapılarak cevap verilmiş. Forumu lütfen diye ondan diyorum.

 

Bazı müslümanlar, 1997 yılında vefat eden ünlü deniz araştırmacısı Jaques Yves Cousteau'nun Kuran'da yazılı bulunan bir ayeti görünce müslüman olduğunu iddia etmişlerdir. Onlara göre, "Cebelitarık boğazında tatlı su ile tuzlu suyun birbirine karışmadığını" bilen Cousteau, Kuran'daki Rahman Suresininin 19.ayetini görmüş de, "1400 yıl önce yazılan bu kitap bu gerçeği nasıl bilebilir?" diye düşünüp, bu büyük(!) gerçek sayesinde müslümanlığı kabul etmiş... (Rahman 19: İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar,(20)Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.(21)Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?"

 

Bu iddia'nın gerçekle ilgisi yoktur. Kaptan Cousteau (Kusto), müslüman olmamıştır. 1997 yılında vefat eden Kaptan Kusto, Paris'teki Notrdam Katedrali'nde yapılan Hristiyan töreni ile defnedilmiştir. cenazesi, bir Cami'den cenaze namazı ile kaldırılmamıştır.

 

Kaptan Kusto'nun müslüman olduğu yalanına en güzel cevap Kapton Kusto'nun Vakfından gelmiştir. Aşağıda bir fotokopisini bulacağınız yazıyla, Vakıf, Kaptan Kusto'nun hiçbir zaman müslüman olmadığını açıklamaktadır:

 

Hz.Muhammed'den yüzlerce yıl önce yaşamış olan çeşitli denizci ve balıkçı toplumlar, denizler, nehirler ve gölleri dolaştıkça, bunların suları arasındaki farkları elbette ki gözlemlemişlerdi. Bazılarının suyunun diğerine göre daha tuzlui daha acı ya da tatlı olduğunu biliyorlardı. Yağ ile suyun tam karışmasının mümkün olmadığını bilenler gibi, farklı coğrafi bölgelerdeki farklı kaynaklardan çıkan ve biriken suların birbirleriyle asla tam karışmadığını bilen bu toplumlardan kaynaklanan bilgileri, Hz.Muhammed ve arkadaşları hazırladıkları Kuran'a koydular. Durum, bundan ibarettir.

 

Kırmızı renkli açıklama benim için de geçerli. Arap Yarımadasında bulundum. Kızıldeniz kıyısındaki balıkçılar, tulum (deri su kabı) ile denize dalarak tulumlarını tatlı su ile doldurular. Tuzluluk oranının farklı olması nedeniyle insanlar tatlı suyun tuzlu su ile karışmadığını Muhammed'en çok önceleri bile bilmektedirler, . İnci çıkarmak, Muhammed'en sonra başlamamıştır. Deniz içindeki tatlı su kaynaklarını inci çıkaran dalgıçlar (teçhizatsız dalıyor bunlar) kullanıyor daha çok.

 

Muhammed'in bu bilgiyi Kuran'a yazmış olması o bilginin önceden bilinmediği anlamına gelmiyor. Var olan bir bilgiyi kullanmış. Zamaında bu bilgiye kafirlerden hiç itiraz gelmediğine göre, demekki herkesin bildiği birşeymiş.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Kuran da bahsedilien yer cebeli tarik bogazi denizlerin birbirine karismadigi yer kaptan da burda aeastirma yapti beyler,

Gönderi tarihi:
  • Yazar
sn. brainslapper her gördüğünü istediğin gibi yorumlayamazsın sadece ortak bir kanı olursa konuşabilirsin. müslümanlık bu ayetlere mucize diyor. ...diğer inkarlarının hepsine bu insanlar cevap vermişler ben daha başka birşey söylemeye gerek duymuyorum..

 

Bence sen yine de başka söze gerek duy ve 7 kat gök'ü yaratan tanrının en yakın gök'ü (TROPOSFER'i) kandillerle donatmasını bize açıkla da, müslümanların mucize dediği şeye biz de mucize diyelim, tövbe edelim, inanalım.

 

***

 

"Kuran'daki mucizeler" diye mesnetsiz şeyler ileri süreceğinize, Kuran'da mucize yoktur demek, HY şarlatanının ardından gitmemek, İslam'ı daha saygın bir din yapar. Böyle şeylerle, inancınızı taarruza açık hale getirmeyin.

 

Hadisleri ve Kuran dışındaki kaynakları reddeden yeni bir İslamcı akım türedi. Yaşar Nuri ve Edip Yüksel gibi şahıslar başı çekiyorlar. Müslüman olarak, onlar çok iyi bir taktik izliyorlar ve böylece İslamın ömrünü uzatıyorlar. Eleştirilebilecek materyal sayısını azaltıyorlar. Mucize iddialarını geri çektiğiniz zaman, bunu da eleştiremeyiz, böylece biraz daha sağlama alır islam kendini, bence onu deneyin.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Bunu kaç kere yazayım daha? Dünyanın varlığına, doğanın işelyişine bir açıklama bulamıyorsan, Tanrı'ya inanabilirsin, bir deist olabilirsin, ama bu yine de İsa'ya, Musa'ya, Şuayb'a, Muhammed'e inanmanı gerektirmez.

Ben inanmıyorum, ama ben kendimi yiyip bitirmiyorum. İnanmadığım halde, çalıp çırpmıyorum, kimsenin ırzına da geçmiyorum.

Verdim. İnsanlar anlam veremedikleri büyük felaketleri açıklayabilmek için "bu iş tanrı işi" demişler ve bu şekilde efsaneler türemiş. Endonezya, Tanland, Malezya, Hindistan, Sri Lanka ve Somali birbirlerine yakın değil ama, Tsunami felaketi ile ortak bir noktaları oldu. 2000 yıl önce olsaydı bu olay bu da efsaneleşirdi.

 

Akdeniz'de, M.Ö. 1700 yıllarında Ege'de meydana gelen depremler ve sonrasında Santorini adasında patlayan yanardağ, bunun yarattığı tsunami ve beraberindeki felaketlerin kaynağını Mısır'daki insanlar, Ortadoğu'daki insannlar göremedikleri için bunu nasıl Musa'nın mucizeleri sanmışlarsa, geçmişte insanlar nedenini bilemedikleri birçok şeyi ilahların yaptığını zannetmişlerdir.

 

Ms. 1700'lerde, Ege'nin güneyinde, girit yakınlarındaki Santorini'de yanardağ patlıyor. Arkeologlara göre, dünyanın en büyük yanardağ patlamalarından biri. Yanardağ gökyüzüne karar bulutlar, tozlar, isler püskürtüyor, Tüm doğu akdenizde toz ve sisten güneş gözükmez oluyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye gökyüzünü karartı diyor buna). Gökyüzü toz ve volkan parçacıklarıyla dolu olduğundan yağmur çamurlu yağıyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye çamur yağdırdı, sular içilmez oldu diyor buna). Tsunami oluyor, tsunami nedeniyle su önce kıyılardan ve sığ yerlerden çekiliyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'dan kaçarken denizi yardı diyor buna). Tsunami dalgası geri gelince, önce çekildiği yerleri dolduruyor (bazı insanlar da, Musa ve ahalisi geçtikten sonra deniz kapandı diyor buna). Tsunami dalgası geri gelince, Nil bile geriye doğru akıyormuş gibi görünüyor (bazı insanlar da, Musa Nil'i geri akıttı diyor buna).

 

1999'da İzmit'te deprem oluyor. Bilim adamları, yerkabuğu alttaki mağmadan dolayı hareketli, Türkiye Afrika ve Asya plakaları arasında olduğundan, plakaların çarpışma noktasında, bu nedenle Türkiye'de deprem daha fazla oluyor diyor ve İzmit depremini buna bağlıyorlar (Bazıları da, Türkiye'deki laik sisteme Allah kızdığı için, Gölcük Deniz Üssündeki Subay Gazinosu merkez olacak şekilde Allah bir deprem verdi ve helak etti laikleri diyor buna).

 

Yusuf Suresindeki Yusuf, kardeşleri tarafından kuyuya atıldığı ve sonra Mısır'a satıldığı söylenen bir yahudidir.

Öldürecek kadar kızmak ayrı şey, gidip öldürmek ayrı şey. Allah'ın izniyle başarısız olmadılar, bir insanın sadece düşüncesinden dolayı öldürmenin ilkel bir davranış olduğunu gördükleri için öldürmediler.

 

Saygılar.

 

Kardeşim ben de sana kaç kere diycem, Eğer Allah ın varlığını kabul edersem, peygamber göndermesini de aklım kabul eder ve inanırım. Ne demek Hz. İsa ya Hz. Muhammed e inanmanı gerektirmez. Peygamberler olmasaydı Allah ı nasıl tanıyacaktık?

 

Öbür tarafa inanmıyorum ve mutluyum diyorsun. Peki, mesela bir kaza geçirdin, bir uzvunu kaybettin. o zaman seni mutlu edecek şey nedir? Ya da zaman hızla akıp gidiyor, günü gelecek ömrün yeterse yaşlanacaksın, yüzün kırışacak, o zaman seni mutlu edecek şey nedir? Ya da çok sevdiğin bir yakınını kaybettin, o zaman senin üzüntünü giderecek şey nedir?

Eğer insan ahirete inanmıyorsa, haliyle bu dünyadaki küçük şeylerle mutlu olur. Onları kaybedince de mutluluğu gider. Mesela annesini babasını çok sever, ahirete de inanmaz, onları kaybettiği an yapayanlız kalır. Ya da çok sevdiği eşi vefat etti, tüm dünyası alt üst olur. Çünkü mutluluk kaynağı kayboldu. Ve en sonunda ölecek. Ahirete inanmayan bir insan için ölüm bir sondur. İnsan bunu düşündükçe çıldırır ve düşünmememk için elinden geleni yapar. Sen nasıl mutlu olabiliyorsun peki sorabilir miyim?

 

Bak ben Hz. Nuh örneğinde çinden iskoçyadan bahsettim. Nasıl bir ortak yanları olabilir? Yıllar önce bir çinlinin bir iskoçyalıdan haberi mi vardı?

 

Ms. 1700 lerde olan olayın aynısının Hz.Musa zamanında da aynısı olduğunu nereden biliyorsun? Hangi kaynak bunu ispatlayabilir. Sen kendince senaryo kurmuşsun, olsa olsa böyle olur deniz ikiye mi yarılır hiç diyorsun. Bu da bir inanç işte. Sen bizimkine inanç diyerek küçümsüyorsun ama seninki de inanç. Bir kanıtın yok. Senaryoyu kur sonra inan. Klasik evrimci mantığı. Bana kalırsa da Bu dünyayı yaratan Zat için denizi ikiye ayırmak çok daha kolaydır. Bizim algımızı aşan olaylar için biz Allah yapmış deriz, ya siz ne dersiniz?

 

Hz. Yusuf bir kere Hz.Musa dan önce gönderilmiş bir peygamber. Nasıl yahudi olabilir? Yani bizim dediğimize gelmemek için en olmayacak şeylere, en ucube şeylere bile inanabiliyorsunuz. Şunu unutma ki sen de inançlısın. Ama bizim tam tersimize inançlısın. Bizim dediğimiz herşeyin yalan, efsane olduğuna inançlısın. Canlılığın tesadüfen oluştuğuna inançlısın. Ölümden sonra hayatın olmadığına inançlısın. Dünyada yapılan işlerin yapanın yanına kar kalacağına inançlısın. Kavimlerin Helakının basit doğa olayları olduğuna inançlısın.Müşriklerin Hz.Muhammed den daha ahlaklı olduğuna inançlısın. Yani senin de dinin var. Unutma!

Gönderi tarihi:

Kardeş iman dediğimiz şey bir nasip meselesi,birazda.Yani düşünsene Peygamber efendimiz s.a.v bebekliğinden peygamberliği sürecine kadar uzak kalmayan bir ebu cehile iman nasip olmamış.Sen de anlaşıldığı kadarı ile önyargılı da olsa bir az tetkik etmiş biri olarak öne sürdügün sav cok basit kalıyor.Arkadas bilki dünyanın yaratılışından buyana kişiler degişsede iman-küfür,hak-batıl mücadelesi hep olmus ve olacaktırda.O yuzden hıkmetini Allah daha iyi bilir,gecmıs kavımler den bahıs edılerek insanların kıyamete kadar ders almasını murat etmis olabılır.Baksana o kadar tekrar edıldigı halde sen anlayamamıssın.Sen üzüm mü yemek ıstıyorsun yoksa......H.Z Ali nin dedigi gıbı yavarsa .Hıdayeti veren Allah tır sen gercegı arıyorsan ne ala Allah yardım etsin.Bozgunculuk ıcın yapıyorsan işin zor.burada ve orada...Umarım birinci gruptansındır.Aksam aksam yordun benı.hic yazmam ılk bu....

Gönderi tarihi:
Bu kardarda olmazki. Hem BrainSlapper,i köşeye sıkıştırmak için olmadık sorular soruluyor sonra oda cevap verince alay etme diye kızıyorsunuz. Keşke kuran sadece masal olsa hiç bir sorun kalmazdı.Akşamları çocuklarımıza uyusunlar diye okurduk.

 

****************

 

Arkadaş bizim kimseyi biryere sıkıştımak gibi bi niyetimiz yok şimdiye kadar bizim kutsal kitabımıza

masal yada hikaye gibi söz edimesinin çok çok yanlış olduğunu söylüyorum ben şimdiye kadar

kıtabımızdan böyle söz edilmesine karşıyım böyle tartışma olmaz önce ben tartışdığım arkadaşı

kırmamaya dikkat ederim bunu da allaha şükür kurana inandığım için

saygılar

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Bak ben Hz. Nuh örneğinde çinden iskoçyadan bahsettim. Nasıl bir ortak yanları olabilir? Yıllar önce bir çinlinin bir iskoçyalıdan haberi mi vardı?

 

Bugün tv, internet, radyo, telefon, ulaşım araçları olmasaydı, 2004'de Tsunami felaketi yaşayan, Endonezya, Malezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Maldivler, Seyşeller gibi ülkelerde yaşayanların da birbirlerinden haberleri olmayacaktı.

 

MÖ. 1700 lerde olan olayın aynısının Hz.Musa zamanında da aynısı olduğunu nereden biliyorsun? Hangi kaynak bunu ispatlayabilir. Sen kendince senaryo kurmuşsun, olsa olsa böyle olur deniz ikiye mi yarılır hiç diyorsun. Bu da bir inanç işte. Sen bizimkine inanç diyerek küçümsüyorsun ama seninki de inanç. Bir kanıtın yok. Senaryoyu kur sonra inan. Klasik evrimci mantığı. Bana kalırsa da Bu dünyayı yaratan Zat için denizi ikiye ayırmak çok daha kolaydır. Bizim algımızı aşan olaylar için biz Allah yapmış deriz, ya siz ne dersiniz?

 

Verilen tarihteki yanardağ patlaması ile Mısır tarihini, Ortadoğu tarihini Sümer, Babil, tarihini, Yahudilerin Babil sürgününü falan gözönünde bulunrurarak konuşuyoruz.

,

Biz algımızı aşan şeyleri algılamaya çalışırız, Tanrı'yı suçlamayız. Dinsizler içinde Tanrı'ya inananlar da var, ama hiçbiri Tanrı'yı sihirbaz olarak da görmez.

 

 

Hz. Yusuf bir kere Hz.Musa dan önce gönderilmiş bir peygamber. Nasıl yahudi olabilir? Yani bizim dediğimize gelmemek için en olmayacak şeylere, en ucube şeylere bile inanabiliyorsunuz.

 

Bu kadar basit dini bilgileri bile bilmiyorsan beni yorma, git biraz oku gel, bizi de faydalandır bilgilerinden.

 

İbrahim Oğulları: İzak ve İsmail.

İzak Oğulları: Yakup ve Yeşu (Yakup, İsrail lakabını alıyor)

İsrail (Yakup) Oğulları: Yusuf, Benyamin, Ruben, Simon, Levi, Judah, Zebulun, Isaşar, Dan, Gad, Aşer, Naftali

 

 

Yusıf yahudi miymiş?

 

Şunu unutma ki sen de inançlısın. Ama bizim tam tersimize inançlısın. Bizim dediğimiz herşeyin yalan, efsane olduğuna inançlısın. Canlılığın tesadüfen oluştuğuna inançlısın. Ölümden sonra hayatın olmadığına inançlısın. Dünyada yapılan işlerin yapanın yanına kar kalacağına inançlısın. Kavimlerin Helakının basit doğa olayları olduğuna inançlısın.Müşriklerin Hz.Muhammed den daha ahlaklı olduğuna inançlısın. Yani senin de dinin var. Unutma!

 

İnançlı olmak, birşeyin doğruluğuna kanıtsız olarak inanmaktır. Kanıt olmayan şeylere neden inanalım. Canlı tesadüf mü oluşmuş, Tanrı mı yapmış, sadece bilemiyoruz, açıklamamız yok, teorimiz var, teori de mevcut bilgi kırıntılarından yola çıkılarak yapılan bir tahmin, doğruluğu kanıtlanmamış henüz. Müşriklerin Muhammed'den daha ahlaklı olduğuna ilişkin iddiam inanç değil, islami kaynaklardan alınma bilgiler.

 

Kavimlerin helakı basit doğa olayları. Öyle olmasaydı, yani Allah'tan geldiğine inansaydım, Allah'ın kesin müslümanlardan hoşlanmadığı sonucuna varırdım. Ama Tanrı'nın müslümanlarla bir alıp veremediği olmadığını düşünüyorum. Bunun yerine inşaat sektöründeki ve arama-kurtarma çalışmalarındaki başarısızlıkları, ihmalleri, cehaleti suçluyorum.

 

1999 Türkiye/İzmit-Düzce Depremi: 17.000 ölü.

2003 İram/Bam Depremi: 40.000 ölü.

2004 Hint Okyanusu Depremi ve Tsunamisi: 230.000 ölü (ölenlerin küçük bir bölümü hariç, çoğunluğu Endonezyalı Mmüslümanlar)

2005 Pakista-Keşmir Depremi: 80.000 ölü.

 

Saygılar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.