din saptırılıyor

[Φ TARAFSIZ]

aslan 34

 

ben sana Kur'an da beyin lafı geçmez demedim.

 

Düşünce ve akletme organını beyin olduğuna dair bir anlatım yok, ama kalp olduğuna dair bir sürü anlatım var. Beyin kelimesi akıl ile eş anlamda kullanılmış, tefsirlerin bazılarında kısaltma amacıyla beyinsizler denmiş.

 

Kur'an da, akıl ve düşünceden bahsedildiğinde, beyinle ilgili hiçbir cümle olmadığı için, bu kavramlarda sedece kalp kullanıldığı için, kalbin görevinin yanlış bilindiğine en iyi delildir.

 

 

Kalbin görevi, kan dolaşımını sağlamak. Kalp nakli yapılan bir insanın aklının ve ruhunun değişmediği bunun en büyük delilidir. Günümüzde yapay kalp çalışmaları yapılmaktadır, kalp ameliyatı yapılan bir insanın, kalbi devre dışı bırakılıp yapay olarak kan pompalanır, ameliyat bitince kalp tekrar eski işlevine döner ve insan normal hayatına devam eder. Ama beyin ameliyatı yapıldığında, beyni hiçbir şekilde devre dışı bırakamazsınız, çünkü bütün akıl hafıza bilinç oradadır, en ufak bir yanlışlıkta, hafıza ve akıl kaybı olabilir, hatta hasta bir daha hayata döndürülemeyebilir. Ameliyatta, beynin belli bir yerine bir hata uyguladığınıza, insanın aklını yitirmesine, yada hafızasını yitirmesine sebep olabilirsiniz. Ama kalpte böyle bir durum yoktur, kalp yerine bir makina bağlasanızda, insan ruh sağlığını kaybetmez. Yapay kalp çalışmaları tamamlanıp, nakiller gerçekleştirilmiştir.

[Misafir aslan34]

aslan 34

 

ben sana Kur'an da beyin lafı geçmez demedim.

 

Düşünce ve akletme organını beyin olduğuna dair bir anlatım yok, ama kalp olduğuna dair bir sürü anlatım var. Beyin kelimesi akıl ile eş anlamda kullanılmış, tefsirlerin bazılarında kısaltma amacıyla beyinsizler denmiş.

 

Kur'an da, akıl ve düşünceden bahsedildiğinde, beyinle ilgili hiçbir cümle olmadığı için, bu kavramlarda sedece kalp kullanıldığı için, kalbin görevinin yanlış bilindiğine en iyi delildir.

Kalbin görevi, kan dolaşımını sağlamak. Kalp nakli yapılan bir insanın aklının ve ruhunun değişmediği bunun en büyük delilidir. Günümüzde yapay kalp çalışmaları yapılmaktadır, kalp ameliyatı yapılan bir insanın, kalbi devre dışı bırakılıp yapay olarak kan pompalanır, ameliyat bitince kalp tekrar eski işlevine döner ve insan normal hayatına devam eder. Ama beyin ameliyatı yapıldığında, beyni hiçbir şekilde devre dışı bırakamazsınız, çünkü bütün akıl hafıza bilinç oradadır, en ufak bir yanlışlıkta, hafıza ve akıl kaybı olabilir, hatta hasta bir daha hayata döndürülemeyebilir. Ameliyatta, beynin belli bir yerine bir hata uyguladığınıza, insanın aklını yitirmesine, yada hafızasını yitirmesine sebep olabilirsiniz. Ama kalpte böyle bir durum yoktur, kalp yerine bir makina bağlasanızda, insan ruh sağlığını kaybetmez. Yapay kalp çalışmaları tamamlanıp, nakiller gerçekleştirilmiştir.

 

Beyin = madde

Akıl = Ruhi ... eş anlamlı , kalbin geçmedigi yerlerde akıldan ve akılsızlıktan bahsediliyor.

 

İşte bu misaller var ya, Biz onları insanlar için getiriyoruz; fakat onlara ilim sahiplerinden başkasının aklı ermez. ( Ankebut;42).

AKL = ''sıganak, tutmak, tutunmak. koruma '' anlamlarına gelir.

KLB = '' degişim, durum ve şekil degiştirme, dönüşüm '' gibi anlamları ifade eder.

 

Akıl kalbi/ruhi bir kuvvettir derken, siz ''ruh'' üzerinde yogunlaşın.

Arapça bir Kur'an'dan bahsediyoruz .İlla beyin mi ? desin.....''akılsız herif'' ya da ''beyinsiz herif'' demek arasında ne fark var...

yazdıklarınla çelişiyorsun.

Kalp nakli yapan insanın aklının ve ruhunun degişmemesi herkesin nefsinin ve ruhunun biricik olmasıdır.

Maddeci düşünmek sizi yaşamın kaynaklarını sadece bedenden ibaret düşünmenize neden oluyor.

Kalplerin yarılıp içine bakılması ayetini acaba nasıl yorumlarsınız.

Modern aklın zindanı gene modern düşünce derim hep...

[Φ TARAFSIZ]

Arapça bir Kur'an'dan bahsediyoruz .İlla beyin mi ? desin.....''akılsız herif'' ya da ''beyinsiz herif'' demek arasında ne fark var...

yazdıklarınla çelişiyorsun.

Bende onu diyorum işte

 

Arapçadan Türkçeye çevrilirken, akılsız herif yerine beyinsiz herif manasında bir çeviri uygulanmış.

 

Ama benim söylediğim şey, organların işlevleriyle ve konumlarıyla birlikte kullanılması. Beyin düşünme organı olarak Kur'anın hiçbir yerinde geçmez. Akıl kelimesi beyin yerine kullanılabilir, bu günümüzün bilimsel bulgularına göre aklın beyinde olmasından kaynaklanır. Tefsirciler akıl geçen yerleri beyin olarak değiştirebilir ve mana değişmez, bu ayrı bir konudur.

 

Ama benim bahsettiğim, organların işlevleridir ve kalp hep akletme kavrama organı olarak geçmiş, mecaz ve sembolik anlam yok ! Ayetler o kadar açıkki yanlış düşünmeye imkan vermiyor.

 

 

örneğin

 

düşünecek kalpler, akledecek kalpler

 

işitecek kulaklar

 

görecek gözler

 

göğüs kafesindeki kalp (konum belirtiyor)

 

 

Kalp nakli yapan insanın aklının ve ruhunun degişmemesi herkesin nefsinin ve ruhunun biricik olmasıdır.

 

anlamadım

[Misafir aslan34]

Bende onu diyorum işte

 

Arapçadan Türkçeye çevrilirken, akılsız herif yerine beyinsiz herif manasında bir çeviri uygulanmış.

 

Ama benim söylediğim şey, organların işlevleriyle ve konumlarıyla birlikte kullanılması. Beyin düşünme organı olarak Kur'anın hiçbir yerinde geçmez. Akıl kelimesi beyin yerine kullanılabilir, bu günümüzün bilimsel bulgularına göre aklın beyinde olmasından kaynaklanır. Tefsirciler akıl geçen yerleri beyin olarak değiştirebilir ve mana değişmez, bu ayrı bir konudur.

 

Ama benim bahsettiğim, organların işlevleridir ve kalp hep akletme kavrama organı olarak geçmiş, mecaz ve sembolik anlam yok ! Ayetler o kadar açıkki yanlış düşünmeye imkan vermiyor.

örneğin

 

düşünecek kalpler, akledecek kalpler

 

işitecek kulaklar

 

görecek gözler

 

göğüs kafesindeki kalp (konum belirtiyor)

anlamadım

 

ruh/nefis diyorum tektir.organlara hayat veren cevherde diyebiliriz.

bak alıntıladıgım ayetlerin içinde senin görmek istedigin ayetde var

[Φ Tengeriin boşig]

Sayın boşig, kalb nakli ile duygularda yaşaşan dğişimi sana da sorayım, madem diğer dünya ile ilgili "duygular"ınmerkezi/kaynağı kalp imiş, kalp nakli yaptırınca bu duygular değişiyıor mu?

 

Bunu sizinle tartışmıştık hatırlıyorsunuz ve siz o zamanda aynı soruyu tekrar tekrar sormuştunuz... Ancak benim kastettiğim şey hep farklı bir anlam taşıyordu ve siz hep bunu görmek istememiştiniz... Yine aynı soru... O tartışmamıza tekrar dönüp okuyabilirisiniz. Ama illa ki bir açıklama istiyorsanız, yaparım. Bu aralar sınavlarım var ve sık giremiyorum ve fazla duramıyorum. Ama mutlaka cevapsız bırakmayacağım sizi...

 

Saygılarımla...

[Φ sardunyam]

kalp nakli olmadı ama babam bir kalp ameliyatı geçirdi doktorlar huylarının değişeceğini söylediler ve gerçekten çok değişti. duyguları ve düşünceleri bile değişti. ben buna bizzat şahit oluyorum... çevrenizde by pass olan biri varsa gözlemleyin ve kendisine sorun değişiklikleri... babamı tanıyan herkes çok değişmiş diyor... gerçekten çok ilginç...

[Φ katakuta]

kalp nakli olmadı ama babam bir kalp ameliyatı geçirdi doktorlar huylarının değişeceğini söylediler ve gerçekten çok değişti. duyguları ve düşünceleri bile değişti. ben buna bizzat şahit oluyorum... çevrenizde by pass olan biri varsa gözlemleyin ve kendisine sorun değişiklikleri... babamı tanıyan herkes çok değişmiş diyor... gerçekten çok ilginç...

 

Bunu söyleyen doktorların hemen yetki belgeleri elinden alınmalı.

[Φ BrainSlapper]

kalp nakli olmadı ama babam bir kalp ameliyatı geçirdi doktorlar huylarının değişeceğini söylediler ve gerçekten çok değişti. duyguları ve düşünceleri bile değişti. ben buna bizzat şahit oluyorum... çevrenizde by pass olan biri varsa gözlemleyin ve kendisine sorun değişiklikleri... babamı tanıyan herkes çok değişmiş diyor... gerçekten çok ilginç...

 

O sizin dediğiniz değişiklik bir "vaka"dan sonra insanın olaylara ve yaşama daha farklı bakmasından kaynaklarnır. Kalp olması şart değildir o organın.

 

Mide ameliyatı geçiren birinin yiyeceklerle ilgili takıntısı artar. Daha fazla seçici olur, bazı yiyeceklerden de rüya gibi bahseder.

 

Geçenlerde bir gazetede görmüştüm. Adam böbreklerini kaybetmiş. Söylediği şey şu: "Hiç aklıma gelmezdi idrarımın kokusunu özleyeceğim. Çocukluğumu özler gibi özlüyorum".

 

Benimle milliyetçilik konusunda tartışan, benden yaşça büyük bir tanıdığım vardı. Tam olmasa da Irk olarak Türkçü, din olarak İslamcı idi.

 

Kızı bir Roman'a kaçtı. Artık hiç ırk üstünlüğünden de bahsetmiyor, "gerçek din" ibaresini de ağzına almıyor.

 

Söylediğiniz şey kalbin değişmesi ile ilgili değildir, hiç farkında olmadığımız şeylere, bir musibet ile farkına varınca yaşanan değişimdir.

 

Saygılar.

[Φ TARAFSIZ]

kalp nakli olmadı ama babam bir kalp ameliyatı geçirdi doktorlar huylarının değişeceğini söylediler ve gerçekten çok değişti. duyguları ve düşünceleri bile değişti. ben buna bizzat şahit oluyorum... çevrenizde by pass olan biri varsa gözlemleyin ve kendisine sorun değişiklikleri... babamı tanıyan herkes çok değişmiş diyor... gerçekten çok ilginç...

 

sardunyam

 

ben de kalp nakli yaptırsam, yada estetik yaptırsam, yada yeni böbrek taktırsam, vs. vs. vs. benimde duygularım ve hayatım değişikliğe uğrar.

 

Babam kalp ameliyatı yaptırdı ve bütün sıkıntıları bitti, buda onu daha mutlu daha huzurlu ve daha rahat yaptı. Kendini çok iyi hissettiği için yaşamdan daha çok zevk alıyor. Kuzenim böbrek ameliyatı oldu(taş kırma) ve bütün sıkıntılarından kurtuldu, şu an çok mutlu, bir neşeli bir rahatki inanamıyorum.

[Φ sardunyam]

Değerli arkadaşlarım

 

böbrek ameliyatı olan fiziken rahatlar kalp ameliyatı olanda duyguların değişmesinden sözediyorum. Davranışların değişmesinden de... Ayrıca estetik yaptıran moralman kendisini daha iyi hissedebilir ama duyguları değişmez. Belki daha önce giymediklerini giyer kendini daha hoş bulur ama kalp ameliyatı olanda bambaşka değişiklikler oluyor. Örneğin uysalsa hırçın, hırçınsa uysal oluyor hayatı önemsemiyorsa daha çok önemser oluyor. Daha alıngan oluyor. Bütün bunlarda duygusal özellikler değil mi?

 

Irkçı arkadaşınızın değişimi ise önyargılarından geliştirdiği takıntıdan kurtulmuş olmasındandır ve artık yabancı bir akrabası olduğu için vicdanen onuda benimsemek zorundadır. Zaten ırkçılık hoş bişey değil...

 

selamlar

[Φ BrainSlapper]

Değerli arkadaşlarım

 

böbrek ameliyatı olan fiziken rahatlar kalp ameliyatı olanda duyguların değişmesinden sözediyorum. Davranışların değişmesinden de... Ayrıca estetik yaptıran moralman kendisini daha iyi hissedebilir ama duyguları değişmez. Belki daha önce giymediklerini giyer kendini daha hoş bulur ama kalp ameliyatı olanda bambaşka değişiklikler oluyor. Örneğin uysalsa hırçın, hırçınsa uysal oluyor hayatı önemsemiyorsa daha çok önemser oluyor. Daha alıngan oluyor. Bütün bunlarda duygusal özellikler değil mi?

 

Nasihat ve musibet ilşikisi.

 

O sizin dediğiniz değişiklik bir "vaka"dan sonra insanın olaylara ve yaşama daha farklı bakmasından kaynaklarnır. Kalp olması şart değildir o organın.

 

Saygılar.

[Φ TARAFSIZ]

sardunyam

 

Kalp ameliyatı olan biriyle , lösemi tedavisi gören birinin tamamen iyileşmesi arasındaki duygusal farklıları nasıl çözümeyebildiniz ?

 

Doğduğundan beri lösemi olan bir hasta tamamen iyileşmeden önceki ve iyileştikten sonraki hayatı nasıl birbirine benzerki ? hastalık yok olunca kendini yeniden doğmuş gibi hissedecektir. Zevkleri, duyguları, hayatı yeniliklere sürüklenecektir. Bu çok büyük bir olasılıktır.

 

Hepsini karşılaştırmadan nasıl kalbi ayrı tutabiliriz ki ?

 

Kalbin duyguları temsil ettiği konusunda (sembolik, mecaz) zaten bir sorun yok buna karşı değiliz.

 

Ayetlerde, kalbin düşünme kavrama akletme organı olduğu söyleniyor !!! konu, kalbin beyin işlevi görmesinin yanlış olduğudur !!!

[Φ sardunyam]

Sayın tarafsız

 

Ayette kalbin düşünme organı olduğu söylenmiyor... Kalb gözleri kapalı diyor ama düşünmezmisiniz derken kalbinizle düşünmezmisiniz demiyor? Kalp gözü kapalı demekteki manayı ben şöyle anlıyorum. Duygularınızı, vicdanınızı düşünürken ön plana almazmısınız? İnsan kötülükte düşünebilir akıl kötülüğe de eriyor ama kalbin temsil ettiği sevgi/duygu kötülükten uzaktır.

 

Lösemili hasta ya da çok ciddi bir hastalığa yakalanan uzun süre tedavi görür o süre içerisinde öleceğini/iyileşemeyeceğini düşünür ama bu tür hastalığa yakalananlara doktorlar moral vermenin/sevginin en iyi ilaç olacağını söylerler. Eğer bu hastalıktan kurtulmuşsa kişi, uzun süren yorucu ve yıpratıcı tedavinin ardından sağlığına kavuşmanın sevincini yaşar. Ama hastalıktan önceki ruhsal yapısı ile sonrasındaki ruhsal yapısı davranışları çok fazla değişmez. Ama kalp ameliyatı olanlar ameliyatın ertesi günü gözle görülür bir davranış değişikliği sergiliyorlar. O yüzden ben kalbin vicdanı, duyguyu temsil ettiğine inanıyorum hatta kontrol ettiğine...

 

selamlar

[Φ TARAFSIZ]

Ayette kalbin düşünme organı olduğu söylenmiyor... Kalb gözleri kapalı diyor ama düşünmezmisiniz derken kalbinizle düşünmezmisiniz demiyor?

 

sardunyam

 

peki aynı ayette, kulakları vardır işitmezler, gözleri vardır görmezler diyor. Bu ne anlama geliyor ? hayır yani biz anlamıyoruz ya ne demek istediğini o bakımdan sordum. Siz daha iyi anlarsınız o yüzden bize açıklamanızı rica ediyorum.

 

Kalp ameliyatı olan biriyle , lösemi tedavisi gören birinin tamamen iyileşmesi arasındaki duygusal farklılıkları nasıl çözümeyebildiniz ? diye sormuştum yanıt alamadım.

[Misafir aslan34]

Kızı bir Roman'a kaçtı. Artık hiç ırk üstünlüğünden de bahsetmiyor, "gerçek din" ibaresini de ağzına almıyor.

 

Saygılar.

 

Irkçılıkdan bahsetmemesinin derin anlamı açıkta, ''gerçek din '' ibaresini neden agzından düşürmüş anlamadım, anlar gibi oldum ama neme lazım sorayım dedim.

saygılar.

[Φ katakuta]

Kuran yoğurt siyah diyorsa,müslümanlarda siyah diyeeklerdir.Nokta

[Misafir aslan34]

peki aynı ayette, kulakları vardır işitmezler, gözleri vardır görmezler diyor. Bu ne anlama geliyor ? hayır yani biz anlamıyoruz ya ne demek istediğini o bakımdan sordum. Siz daha iyi anlarsınız o yüzden bize açıklamanızı rica ediyorum.

 

bakar kör derler ya onun gibi birşey..görünen vardır birde gören vardır.

sagır sultan bile duydu, diye de bir söz vardır ya.aslında söylenen sagır falan degil ama sagır sultanın duydugunu duymuyor. garip degil mi?.

[Φ BrainSlapper]

bakar kör derler ya onun gibi birşey..görünen vardır birde gören vardır.

sagır sultan bile duydu, diye de bir söz vardır ya.aslında söylenen sagır falan degil ama sagır sultanın duydugunu duymuyor. garip degil mi?.

 

Demegojiye mi vurdun işi? Aynı sözler senin için de geçerli. Bakar kör kendim miyim diye soruyor musun? Veya hangi ilüzyon altındayım diye soruyormusun?

 

Saygılar.

[Misafir aslan34]

Demegojiye mi vurdun işi? Aynı sözler senin için de geçerli. Bakar kör kendim miyim diye soruyor musun? Veya hangi ilüzyon altındayım diye soruyormusun?

 

Saygılar.

 

tabi ki bende olabilirim bakar kör, ama size göre bana göre degil.

tarafsız ayetde ki ifadelerin ne anlama geldigini sordugu için insanların da genelde kullandıgı sözlerden örnek verdim.

demagoji falan yapmadım yani, açıklamaya çalıştım.

saygılar.

[Φ BrainSlapper]

Irkçılıkdan bahsetmemesinin derin anlamı açıkta, ''gerçek din '' ibaresini neden agzından düşürmüş anlamadım, anlar gibi oldum ama neme lazım sorayım dedim.

 

Nedeni şu: Yeni eniştesi Müslüman değildi, Türk de değildi. Ama diğer eniştelerinden daha iyi bir adamdı. O nedenle ne ırk ne de gerçek din ifadelerini ağzına almaz oldu.

 

Saygılar.

[Φ sardunyam]

sardunyam

 

peki aynı ayette, kulakları vardır işitmezler, gözleri vardır görmezler diyor. Bu ne anlama geliyor ? hayır yani biz anlamıyoruz ya ne demek istediğini o bakımdan sordum. Siz daha iyi anlarsınız o yüzden bize açıklamanızı rica ediyorum.

 

Kalp ameliyatı olan biriyle , lösemi tedavisi gören birinin tamamen iyileşmesi arasındaki duygusal farklılıkları nasıl çözümeyebildiniz ? diye sormuştum yanıt alamadım.

 

görme yetileri olduğu halde bazı şeyleri göremezler, duyma yetileri olduğu halde bazı şeyleri duyamazlar... bu fiziki anlamda da gerçektir, (çıplak göz her cismi göremez ve çıplak kulak her sesi algılayamaz) felsefi anlamda da niyete bağlı görmezden, duymazdan gelme yani önemsememektir...

 

biz daha iyi anlıyor muyuz inşallah anlıyoruzdur ve inşallah anlama yeteneğimiz daha da artar...

 

kalp ameliyatı olan ile lösemi hastasının tedavisi sonrası duygusal farklılıkları akademik olmak gerekmeden gözlemleyebilirsiniz... fıtık, bademcik, apandist ameliyatı olan yakınlarımda kalp ameliyatı olandaki gibi duygusal farklılıklar olmadı...

 

kan neyi temsil eder felsefik anlamda? Atatürk bile "asil kan" tabirini kullanarak neyi işaret etmiştir.

 

selamlar

[Misafir aslan34]

sapma ve saptırma ;

 

yorumlar bazen ana konudan sapma gösterdigi için.

 

Dine 'bilimci' bir bakışla yaklaşmak zorunlu olarak onu herhangi bir 'görünür' olarak görmeyi içerir. Bu şekilde bir yaklaşım Dini insanların psikolojik bir unsuru olarak ve tabiatında bulunan bir ihtiyacı karşılayan birşey olarak görülür(yemek,uyku vb.). Bu ustaca bir yanlış göstermedir, bu yorum aslında yarı-hakikat olup lakin insanın varoluş sebebi olmadıgını, Dinin bu anlama sahip oldugu gerçegini gizlemektir. Din herşeyin özünde insana varoluş sebebini söylemektedir. Herşeyi insana mutlak manada has kılmak bilimin arzu ettigi bir sonuç olup, açıklamaları tersyüz etmesinin en başlı sorunudur.İnsanın kendisini aşmasına engel teşkil etmektedir bu bakış açısı.Tanımlamaları kasten yanlış yapmaktadır ve buna göre degerlendirmeleride yanlış temellerden hareket etmektedir.İnsana göre bir din tanımı, sapma ve saptırmanın en temel yorumudur. Dine göre insan tanımını ise reddetmektedir.Zekayı bilimin, duygu alanlarını ise Dinin temsil ettigini iddia etmektedir.Aklı kendisine tahsis edip çıkarımlarını ise tek dogrular olarak ortaya koymaktadır. Tabi bütün bu süreçlerin siyasi olmadıgını da arkasından iddia edecektir.

saygılar.

[Φ Tengeriin boşig]

Kuran yoğurt siyah diyorsa,müslümanlarda siyah diyeeklerdir.Nokta

 

Kur'an yoğurt'a siyah dememiştir ki ama... :P

 

Bana bu örneğinizi niteleyen bir Kur'an Ayeti ve bir Müslüman anlayışı gösterir misiniz?

 

Lakin bu örneğiniz yanlış anlaşılmalara örneklem olmamalı...

 

Kur'an yoğurt'a "siyah" demiş olacak ve Müslümanlarda buna "evet siyahtır" demiş olacak. Sanırım bu örneği verdiğinize göre, nitelemeniz gereken şeyi de biliyorsunuzdur...

 

Saygılarımla...

[Misafir aslan34]

Allah'ın yolundan saptırmak için Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Keyfinize bakın. çünkü gidişiniz ateşedir!" İbrahim(30)

 

Allah'a benzettikleri her nevi çeşitli eşleri onun gibi ilah tanıyanlar saptırmanın merkezinde yer alırlar. Allah'a kulluk eder gibi onlara kulluk ederler ve diger insanlarıda bu kulluk içine sokmak için ellerinden geleni yaparlar. İlah'lıgın en belirgin özelliklerini eşlere yakıştırırlar.İleri gelenlerin Allah'tan başka terbiye edici edinmekle diger insanlarıda Allah'ın yolundan saptırmayı hedeflerler. Tevhid inancı her zaman için ileri gelenlerin (tagut) iktidarlarına ve çıkarlarına karşı bir tehlikedir. Özünde bu nüveyi taşır. Bu tehlike her zaman ve mekan için geçerli evrensel bir tehlikedir tüm ileri gelenler için.

Tevhid inancına yapılan çagrı ileri gelenler ve eşraf takımı için bir tehlike unsudur. Tevhid inancı Dinin saptırılmışlıga karşı çıkışın tek temel dayanak noktasıdır. İleri gelenler bu yüzden tüm araçlara başvurarak bu tehlikeyi bertaraf etmek isterler. İlk cahiliye dönemlerindeki Allah'a çeşitli ilahları ortak koşmak bir inkarı degil, daha tehlikeli olan Tevhidi inancı saptıracak bir korunma içigüdüsüydü.

[Φ BrainSlapper]

Allah'ın yolundan saptırmak için Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Keyfinize bakın. çünkü gidişiniz ateşedir!" İbrahim(30)

 

Allah'a benzettikleri her nevi çeşitli eşleri onun gibi ilah tanıyanlar saptırmanın merkezinde yer alırlar. Allah'a kulluk eder gibi onlara kulluk ederler ve diger insanlarıda bu kulluk içine sokmak için ellerinden geleni yaparlar. İlah'lıgın en belirgin özelliklerini eşlere yakıştırırlar.İleri gelenlerin Allah'tan başka terbiye edici edinmekle diger insanlarıda Allah'ın yolundan saptırmayı hedeflerler.

 

Benden bahsetmiyor. Ben Allah var mı yok mu bilmiyorum ki, bilmediğim bir şeye "ortak" veya "bezer" koşayım

Aksine ben insanları kulluktan kurtulmaya teşvik ediyorum.

 

Tevhid inancı her zaman için ileri gelenlerin (tagut) iktidarlarına ve çıkarlarına karşı bir tehlikedir. Özünde bu nüveyi taşır. Bu tehlike her zaman ve mekan için geçerli evrensel bir tehlikedir tüm ileri gelenler için.

Tevhid inancına yapılan çagrı ileri gelenler ve eşraf takımı için bir tehlike unsudur. Tevhid inancı Dinin saptırılmışlıga karşı çıkışın tek temel dayanak noktasıdır. İleri gelenler bu yüzden tüm araçlara başvurarak bu tehlikeyi bertaraf etmek isterler. İlk cahiliye dönemlerindeki Allah'a çeşitli ilahları ortak koşmak bir inkarı degil, daha tehlikeli olan Tevhidi inancı saptıracak bir korunma içigüdüsüydü.

 

Bu söylediklerine sayın boşig karşı çıkar. Tevhid (moneteism) olsun politeism olsun, her türlü inancı sever ileri gelenler, iktidar sahipleri. Çünkü din ile kitleleri manipüle etmek kolaylaşır ve hiçbir iktidar sahibi böyle bedavadan kullanabileceği bir araçtan vazgeçmez.

 

Bunu en güzel şekilde Ebu Süfyan ifade etmiştir.

 

Mekkeliler: Ey Ebu Süfyan, Muhammed ilahlarımıza hakaret ediyor, bizimle savaşa gelmiyormusun?

Ebu Süfyan: Benim ilahlarım develerin üstünde.

Mekkeliler: ??? (Dumur vaziyette)

 

Ebu Süfyan'ın endişesi tek ilaha, şu ilaha, bu ilaha, çok ilaha tapılması değildir. Onun endişesi, Kabe'deki ilahlara gelen hacılar (Ebu Süfyan'a göre hazır müşteriler ) gelmeye devam edecekler midir? Şayet geleceklerse, hiçbir sorun yoktur. Ebu Süfyan tüccar adam. her müşteriye hitap eden mal olursa, daha fazla mal satacağını düşünüyor. Ama yeni "ürün"ün çoook daha fazla tutulabileceğini hesap edemiyor önceleri. Yoksa en başından Muhammed'in en büyük destekçisi olurdu.

 

Saygılar.