Φ delifırtına Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Beşiktaşlı bi abim de sensin geçerken sana da bi uğrayayım dedim :)Eyii günlerr Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 hoş geldin delifırtına istediğin zaman gelebilirsin beklerim, sevgili diloş şiir için teşekkür ederim Alıntı
Misafir kleo Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 sen de eminim maç izliyondur... şöyle bi karalayım defterleri dedim..sıkıntıdan... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 tabii buyur istediğin kadar Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Egzorsist biz kupayı kutlamadık yahu, dikkat etmedinmi? Türkiye Kupası kutlu olsun Beşiktaşa... Fenerbahçe bir 10 yıl daha beklesin belki 2017 de alır... Alıntı
Φ yumote Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 öğrencim cnm benm nasılsın geldim yoksun kendine iyi bak olur mu? sevgiler kardeşim Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 saol öğretmenim sende hep beklerim , abla şu maç muabbetini kapatsak diyorum kleo ağzını kapat sinek kaçar sonra Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 İnsan sevince anlam kazanıyor yaşam Sevince farkına varılıyor güzelliklerin Yüzün hep gülüyor hep mutlusun Gelecek kaygın bir anda yok oluyor O an hiç bir şey görmüyorsun Varsa yoksa o Belkide bu yüzden güzel görünüyor herşey Aslında hayat çekilmez ama aşk varya Bir saniyelik görmek bile seni alıp götürüyor Bırakın tenine dokunmayı, göz göze gelmek anlatılmaz Herkes yaşasın istiyorum ama benimki gibi olmasın Acı veriyor çünkü Belki tahmin ediyorsun Evet evet karşılıksız benimki Gerçi biliyor onu sevdiğimi ama sevmiyorki Tek taraflı yaşıyorsun herşeyi Hep içinde bir umut Belki diyorsun Yüzün gülüyor Bazende ya hiç olmazsa diyorsun Kendi kendine Ve bir korku kaplıyor bedenini Ya başkasını severse diyorsun Hep yanında olmak istiyorsun Çünkü kaybetmekten korkuyorsun Belki hiç bir zaman seni sevmeyecek ama Başkasının yanında görmek seni öldürecek Harikaymış gibi görünen yaşam bir anda anlamını yitirecek Hayat duracak, çekilmez olacak herşey Dayanılmayacak bir hal alacak Durmak istemeyeceksin buralarda Kaçmak isteyeceksin uzaklara Belki unuturum hevesiyle Ne yapsanda yeri silinmeyecek kalbinde Belki başka birini seveceksin ama hiçbir zaman unutamayacaksın. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 En ağır işçi benim; Gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 şimdi dıyeceksin ben sana şiir yazdım sen yazmadın belli olmaz Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de ve biterken bir kahramanlık çağı bu kanlı operayı seyrettiğim alevlerle gölgelenmiş aynadan kendime tutkun ayrılıyorum. Loş ışıkların altında birbirlerine kırık dökük aşk öyküleri anlatan orospu mesihlerden geçerken... Bu artık son kez dokunuşum akşamın parmak uçlarına. Ey uyumlu şizofrenler hüzünlü benciller bağışlayın bana bu akşamı... Kimsesiz çocukların gözlerinde seyrettiğim bu akşamı. Birkaç randevu için beklettiğim intiharım ve umudun kan kıyısından gelen kadın için bağışlayın. O esirgeyen gülüşü ve köpüklü eşarbıyla gelirdi çünkü umudun kan kıyısından gelirdi. Ve artık cüzzamlı çocukların yüzlerini okşayan elleri savruk yılların soldurduğu bedenime dokunsa kaygılanmazdı... Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de çünkü dönemem bir sokak köpeği gibi zehirlediğim yalnızlığıma... Ve karşılıksız acılarda boğulurken gülüşüm beni sana gittikçe bağlayan utancına sakla hüznünü, bana çirkinliğimden ve tarihimden uzak bir ölüm getir... özentisiz ve kendine hayran olmayan bir ölüm gözlerin ve sesin kadar kesin olan bir ölüm... En solgun mevsiminden geçiyor sevgi unut beni unut, belki de terk ettiğin son cehennemdir bu. Ve akşam... yoksul anıları aydınlatırken ansızın sesine vurulan kör bir kemancı kadar ince ve dokunaklı olan bu akşam başka kıyılarda güneşlenen bir alacakaranlık olsam da savruk yılların soldurduğu bedenime dokun Sesini bağışla bana dağılan hayatıma bu akşamı bağışla Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 dimi bakarsın yazmadın die laf ederim saol şiir için çok güzel sedeline Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Güzel kalpli kardeşim benim Allaha emanet ol ablacım Büyümeyi beklemek zor iş çocuk Şeker kavanozuna sandalyesiz erişmek Mahallenin haylaz çocuklarına günlerini göstermek Oyuncak arabalar yerine sahicilerini sürmek Veya bakkala izinsiz gitmek değildir ki büyümek! Büyümek sandığın aslında bitmektir çocuk Bilmezsin............. Büyüdüğünde, düşlerinde uçuşan hayallerini Artık yakalayamadığını farkedersin Göz açıp kapayıncaya dek Yitip gidenin zamandan başkası olmadığını Ve rüyalara düşen yaprakların Sadece çocuksu düşlerin ağırlığına dayanıklılığını Düş yaprakları güçsüzdür çocuk Bilemezsin........... Büyümek düşlerini satmaktır Büyümek oyuncaksız kalmaktır Büyümek dizlerdeki yaraların yüreklere taşınması Büyümek acımaktır,kanamaktır Yanmaktır çocuk Bilemezsin........ __________________ Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Hassas Terazi Ben nerde a dediysem orda a önümde ibresi sağa sola kımıldayan terazi. Az uzağınıza gittiysem böyle daha iyi göresiz bir hafif yankı denizler ötede ses eder siz. Hep kendim için mi bazı şeyleri gizlediysem bilmeseniz başka dünyalarda a vardı görülür hesabı ben/de a dediysem. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 merhaba sevgili arkadaşım..umarım yüreğin kadar temiz ve güzel olur geleceğin.. SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU Kime ne desem Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Düşünmeden biliyordum deniz ılıdı Dökülen çelik katı Yürüyenler yanyana Yüzümü güneşte dinlendirsem Dağın dağ olduğunu bilsem ovanın ova ağacın ağaç Kurtulurdum Çok köprülü sular gibi git git bitmedi Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Saat sekizi geç vurdu Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna Düşünmeden biliyordum Arif DAMAR Alıntı
Misafir kleo Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 bu güzel şiirin için Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Vefa Bilirim vefayı, Sesim yanık, ses tellerim de kuvvetlidir. Bırakın konuşmayı, haykıra haykıra bağırabilirim, Kimsenin anlatmadığı, anlatamadığı kadar beliğ anlatabilirim. Unuttuğumu sanır herkes, umursamadığımı... Tamam rahatımdır ama ne unuttuğumdan ne de umursamazlığımdan.. Biraz naçar, biraz garip, biraz fakir büyüdüğümdendir belki de! Ha demeye giremediğimdendir her şeye, Tamam ben de varım diyemediğimden... Ne alâkası vardır demeyin vefa ile, Huyuma işlemiş bir kere, ha demeye seslenemiyorsun sevdiğine, dostuna... Fıtrat diyorlar buna galiba! Korkuyorum biraz da, Konuşmadığım bundandır belki de... Ne diyeceğim ki, ne anlatacağım. Sıkılmasın, kızmasın, bu muydu demesin. Ya da ben “al işte mahvettin her şeyi” demeyeyim. Hatalarım vardır belki de... Bu kadar hatalı, bu kadar kötü iken oynamak istemiyorumdur, Her şey yolunda diyemiyorumdur. Yanlış bilmeyin beni! Belki hepsi vesvese, boş ama böyleyim işte! Fıtrat diyorlar buna galiba! Yalnızlığa giden yol mu ne? Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2007 Güzel kalpli kardeşim benim Allaha emanet ol ablacım Büyümeyi beklemek zor iş çocuk Şeker kavanozuna sandalyesiz erişmek Mahallenin haylaz çocuklarına günlerini göstermek Oyuncak arabalar yerine sahicilerini sürmek Veya bakkala izinsiz gitmek değildir ki büyümek! Büyümek sandığın aslında bitmektir çocuk Bilmezsin............. Büyüdüğünde, düşlerinde uçuşan hayallerini Artık yakalayamadığını farkedersin Göz açıp kapayıncaya dek Yitip gidenin zamandan başkası olmadığını Ve rüyalara düşen yaprakların Sadece çocuksu düşlerin ağırlığına dayanıklılığını Düş yaprakları güçsüzdür çocuk Bilemezsin........... Büyümek düşlerini satmaktır Büyümek oyuncaksız kalmaktır Büyümek dizlerdeki yaraların yüreklere taşınması Büyümek acımaktır,kanamaktır Yanmaktır çocuk Bilemezsin........ __________________ Hassas Terazi Ben nerde a dediysem orda a önümde ibresi sağa sola kımıldayan terazi. Az uzağınıza gittiysem böyle daha iyi göresiz bir hafif yankı denizler ötede ses eder siz. Hep kendim için mi bazı şeyleri gizlediysem bilmeseniz başka dünyalarda a vardı görülür hesabı ben/de a dediysem. merhaba sevgili arkadaşım..umarım yüreğin kadar temiz ve güzel olur geleceğin.. SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU Kime ne desem Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Düşünmeden biliyordum deniz ılıdı Dökülen çelik katı Yürüyenler yanyana Yüzümü güneşte dinlendirsem Dağın dağ olduğunu bilsem ovanın ova ağacın ağaç Kurtulurdum Çok köprülü sular gibi git git bitmedi Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Saat sekizi geç vurdu Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna Düşünmeden biliyordum Arif DAMAR bu güzel şiirin için Vefa Bilirim vefayı, Sesim yanık, ses tellerim de kuvvetlidir. Bırakın konuşmayı, haykıra haykıra bağırabilirim, Kimsenin anlatmadığı, anlatamadığı kadar beliğ anlatabilirim. Unuttuğumu sanır herkes, umursamadığımı... Tamam rahatımdır ama ne unuttuğumdan ne de umursamazlığımdan.. Biraz naçar, biraz garip, biraz fakir büyüdüğümdendir belki de! Ha demeye giremediğimdendir her şeye, Tamam ben de varım diyemediğimden... Ne alâkası vardır demeyin vefa ile, Huyuma işlemiş bir kere, ha demeye seslenemiyorsun sevdiğine, dostuna... Fıtrat diyorlar buna galiba! Korkuyorum biraz da, Konuşmadığım bundandır belki de... Ne diyeceğim ki, ne anlatacağım. Sıkılmasın, kızmasın, bu muydu demesin. Ya da ben “al işte mahvettin her şeyi” demeyeyim. Hatalarım vardır belki de... Bu kadar hatalı, bu kadar kötü iken oynamak istemiyorumdur, Her şey yolunda diyemiyorumdur. Yanlış bilmeyin beni! Belki hepsi vesvese, boş ama böyleyim işte! Fıtrat diyorlar buna galiba! Yalnızlığa giden yol mu ne? sevgili radya, diloş, kleo, sardunyam hepinize teşekkür ederim Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Suyun derinliği aynıydı Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu Bütün yapraklar sararıp düşecekti Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı Bütün aşklar çok büyük olacaktı Ama en büyük bizimkisi diyecektik Her bir insan eşsiz olacaktı Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına Önce senin ellerin kirlenecek Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine O yürekte hep yerin olacak Sana bilmediğin bir şey söyleyemem Ben de hiçbir şey bilmiyorum Ne kadar iyilik varsa hepimiz için Hepsini dileyip gerisine direniyorum Çok sonraları fark edecektik İyilik temizlik bile göreceli olacaktı O kadar hızlı kirlenecektik ki Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Sevgili arkadaşım bu şiirin 1.ve 2.bölümü sardunyam ve laylam'ın defterinde 3.bölümünü yazıyorum sana..çok uzun olduğu için böyle yapak zorunda kaldım..birleştirip okuduğunuzda çok seviceksiniz..Murathan Mungan'dan... YALNIZ BİR OPERA'DAN...(III) kış başlıyor sevgilim hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan oysa yapacak ne çok şey vardı ve ne kadar az zaman kış başlıyor sevgilim iyi bak kendine gözlerindeki usul şefkati teslim etme kimseye, hiçbir şeye upuzun bir kış başlıyor sevgilim ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır içinizdeki ıssızlığı doldurmaz hiçbir oyun para etmez kendinizi avutmak için bulduğunuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntıları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz çıplak bir yara gibi sızlar paylaştığınız anlar, eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, çağrışımlarla ödeşemezsiniz dışarıda hayat düşmandır size içeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkla Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup kulak verdiğiniz saatin tiktakları kaplar tekin olmayan göğünüzü geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz bakınıp dururken duvarlara boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çiçek, unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutukluluk haline, bir trafik kazasına, başımıza gelmiş bir felakete, işkenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya kendimizi hazırlar gibi yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar o tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar denemeseniz de, bilirsiniz hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar Bana Zamandan söz ediyorlar Gelip size Zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman Alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir gün gelir bir gün başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten Bitmişsinizdir. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 vay egzo sayfanı hatunlar basmış dikkat ette seni atmasınlar burdan hani börek açıcaktın nirde çayıda demlememişsin.. Bu kez anladım Kuru dallardan yapma Bi köprüden geçiyorum Ben ordaydım Erbabı yalnızları Yutan kentler biliyorum Bu kez anladım Hüzünlerden bozma Mutluluklar yaşıyorum Ben ordaydım Acemi aşıkları Boğan sular biliyorum Ne müttefik belli Ne sığınakların yeri Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz... Bu kez anladım Kartonlardan yapma Siperlere pusuyorum Ben ordaydım Huzurlu zamanları Yıkan sonlar biliyorum Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 sevgili diloş şiir çok güzel çok teşekkür ederim arkadaşım çay demlendi zift gibi oldu sevgili frozen ama sen yoksun saol şiir için Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 BABAMA… Bu kadar mıydı? Ardına bakmadan çekip gitmek Bu kadar kolay mıydı? Çok mu kızdın, çok mu darıldın? Yalancı dünyanın yalan mavisine Gittin de ne oldu Kalbim buram buram, çisil çisil ağlıyor Yanıyor yüreğim sen yoksun diye alev alev, kor kor Sen gidince neler gitti ardından bir bilsen Önce mavilerim uçtu gökyüzünden Sonra güneşimin sarısı soldu, gecelerimden pamuk ayım kaçtı Kalbimdeki tüm yeşillikler kurudu, çöl oldu yüreğim Gözlerim sadece sensiz odalara Sensiz masalara ve sensiz dünyalara nefret kustu Gülüşlerim tüm ahengini topladı bir valize Sen gibi hiç ardına bakmadan terk edip gitti beni Hani sözün nerede,ya avuçlarımdaki ellerine ne oldu?? Her gece ayın küstüğü küçük kırık penceremde Seni bekledim dönesin, yine bana “yavrum”diyesin diye Ama sen ne sözünü tuttun, ne de gittiğin diyarlardan Uçan kuşlarla, karanlık, nem kokan, rutubetli dünyama selam uçurdun Ağlamak çözüm değilmiş ardından, anladı parçalanmış yüreğim Yalvarmak da geri vermedi bana seni, sarı güneşimi, mavi dünyamı Gelmek istesem de kollarım zincirli boş duvarlara Hayallerim bitti, gitti gökkuşağımın tüm renkleri Yarınlarım hep karanlık, hep zindanlarda köle oldu umutlarım Mahkûm oldum, mahkûm ettin beni çaresizliğin soğuk koynuna Evde feryatlar, figanlar koptu ardına Kaldır başını, ne olur bak bana Ağlıyor senin küçük yüreğin Ama hani nerde senin gözyaşlarımı silen kuru, çatlak ellerin Dönüşü yoksa bu gidişinin, durma git boylu boyunca Beğenmediysen anamın yaptığı döşeği Düşünme, yat kara toprakta Ama! Ne olur yalvarırım baba Yılda bir de olsa… Bu küçük, senin için çarpan, sen diye gecelere ağlayan Yavrunun yanına bir öpücük bırak hasret sevdanla Uğurlar ola baba, uğurlar ola Toprağın bol, yerin nur dola Ama unutma,kalbim hep senin yanında,kara toprakta!!! Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Merhaba Egzocuğum, bugun okudum çiçeklerde, parmacıkların kırılmış... Geçmişler olsun... Bir an once kavuşursun inşallah sağlığına... Ziyaretine gelme şansımız yok o nedenle geçmiş olsun çiçeğimi burdan verim sana güzel kardeşim.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.