Φ frozen Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 buyur kahven Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Alıntı
Misafir kleo Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 AÇSAM RÜZGARA Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. Orhan Veli KANIK Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 çok teşekkür ederim arkadaşlar zahmet edipte sayfama uğradığınız için sizleri seviyorum Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2007 teşekkür ederim ablacım en az senin gönlün kadar güzel bir yazı Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2007 merhaba egzorsist.. yoğun iş yaşamın izin verirse şu karikatürlere bi ara göz atarsın.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2007 Selamlar Egzorsistim canım kardeşim... Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2007 uzun bir süre düşündüm buraya ne yazabilirim diye.... paylaşmak istedim şiir ya da bir yazı veee bu şiirde karar verdim umarım beğenirsin bu arada 1 ay kadar yokum kendine çok iyi bak ve beni unutma Sen Geldiğin Zaman... Sen geldiğin zaman bu şehre Limanlar sus pus olurdu Yağmurlar yağardı Hiç durmazdı Taşlar yosun tutardı Her yer sen kokardı Sen geldiğin zaman bu şehre Güneş bir doğup bir batardı İçimde serseri bir korku dolaşırdı Anlayamazdım Sen geldiğin zaman bu şehre Yakamoz saklardı yüzünü göstermezdi Hiç bir anlamı olmayan Uzaktaki ufuk çizgisinde saklıydı belki de Kaderimiz... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 Senin aşkın yok bu şehirde, SessizLiği gövdesinden söküp çıkardığın dağLar yok. Kim biLir hangi yaman ateş harlandı? HarLanan KızıLırmak değiL. Kim biLir hangi mevsimLer soğudu, suLarın bittiği denizlerde? Bu deniz Marmara değiL. Başını çevirdiğin dargın akşamLar, Utanırdı yaşamaktan, Utanırdı sevdaLar yaLnız kaLmaktan... YıkıLdı canına yandığım hayaLLerim. GözLerinde dondu yokLuğun öLümLeri GöLgeLer yürüdü, AyakLandı şehirLer, ÇığLıkLar boğuLdu sızLayan yürekLerde KuLakLarının çınLamasından anLamaLıydın, kuşLara senden söz ettiğimi... Hüznü ayakLandırmanın boş oLduğunu, anLamaLıydın. BiLiyorum, Senin aşkın yok bu şehirde... Badem gözLü çocukLarın hayaLi yok. Kim biLir hangi güL yaprağı tutuştu? Tenimin akLığına hangi kanLar karıştı? Son sıcakLığında aşkın, Kim biLir hangi ufuk karardı? DağLar, ayağına bağLı pranga Toprak, kan kardeşi aşkımLa Başını yasLadığın vakitsiz öLümLer, Utanırdı uyumaktan... Utanırdı sevdaLar hoyrat yaLnızLıkLardan... Daha türküLer dinLeyecektim. Acı kahvemi içecektim tek başıma... KahpeLikLerin üstüne, masmavi gökyüzünü çekecektim. Sabah ayazında açıLacaktı güneşin yüzü Kördüğüm aşkLarı çözecektim, ihanetin boynundan... Zaman benim yanımda değiL... YoksuLLuk boşaLıyor umutLara Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 şiir dostum bu şiirde sana.. sen şiirden anlarsın..bu şiiri yorumlasana..sevdinmi sende benim gibi.. Yalnız(ca) sitem çığlığım boğazımı kesti, kana(ya) madım -de halindeyim acıların I. her şeye susuyorum artık susuzluğum dilimin ucu, kemiksiz ölümlerden ölüm beğendim, üzerime olmadı zor günler için sakladığım bir intihar vardı cebimde çıkarttım baktım, kurtlanmış sebebi var elbet bu gözyaşlarının anlamaya çalışmayın, anlayın bir ressamın tuvalinden düştüm hiçbir renk kurtaramadı beni beyazlar giymiş bir duygunun içinde, ismim sırdır artık - bir kaç ince sızım var, görüşlerinize hazırdır üstadım ne istediğini bilen sevdalarım olmadı hiç büyük kavuşmalarımda hep küçük özlemleri sevdim küçük sarılmaları küçük bekleyişleri büyüklerini sevecek kadar zaman verilmedi arzularıma haber saldım, gelmediler nerede unuttum ateşli bedenimin alfabesini..? hangi ketum dil yaladı geçti haykırışlarımı..? size bir sır vereceğim, galiba (d) üşüyorum II. -sol anahtarınızı rica edeceğim, şarkılarım içimde nefessiz kaldı zehirli bir ihanet aktı yanaklardan atılan bir imzayla onaylandı unutulduğum gelinlik bir kız gibiydi düşlerim oysa, kaçırıldı kimlerin yatağında nergis kokusuysa, orada kalsın çocuk kalan yanım! . Sen sakın üzülme seni yeniden güldürebilmek için arınacağım bu lekeli acılardan babamı affettiğim gün, sevdalarımı da affedeceğim soyacağım yüreğimi yeniden ulu orta. Utanmadan, seveceğim yeniden kana kana, kan(a) madan sen de biliyorsun ki; saçlarına kır düşmüş mavi bir geceydi sevdam kayan bir yıldız da dilek olsaydık da, bizi tutsaydı... Pelin Onay Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 hanimini hüppen denzigi banna rap rap kefeşle tayyüş illede kıtmir rap rap alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap n'aber nitekim gene geldi şapka rap rap ben sana hayran sen cama tırman yok içmeye bir şişe bile ayran nene gerek senin taht-ı revan maaşla gırtlak gırtlak gırtlağa rap rap bir de kitap okuyor bakın şu çatlağa rap rap liberal, miberal malı kap,götür al rap rap eriyor liralar mark al dolar al rap rap bul bir kaşalot toriğini işlet rap rap üç koy beş al üçünüde beşlet rap rap raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap n'aber nitekim gene geldi şapka rap rap üf baba bu ne be fotoğraf makinesi u, a, u, a, u, a lambada markası ben sana hayran sen cama tırman şarkıyı burda yasaklasak da mı saklasak -oh george şarkıyı yoksa yasaklamasak da mı saklasak -oh george Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2007 Nasılsın kardeşim görüşemiyoruz en kısa zamanda görüşelim Shot at 2007-07-26 Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2007 sevgili frozen, sardunyam, zeynep, diloş ve siyahx hepinize teşekkür ederim Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2007 şiir dostuma.. Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka Yarın çok geç olunca isyan etmek boşuna Hiddetin neye yarar ki yalnz kalmaktan başka Neden yar neden Bilinmez acı çekmeden Neden can neden Görülmez günü gelmeden Neden cimridir insan anlatırken minnetini Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini ... Neden sevinir insan zafer kazandığında Kazanmak neye yarar ki kaybeden olduğunda Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna Savaşlar neye yarar ki vakit kaybından başka Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Kardeşim nerelerdesin seninde sesin soluğun çıkmıyor... Shot at 2007-08-03 Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmed ARİF Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Çocuksun Sen - I Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun Ahmet Telli Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 şiir dostuma.. Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka Yarın çok geç olunca isyan etmek boşuna Hiddetin neye yarar ki yalnz kalmaktan başka Neden yar neden Bilinmez acı çekmeden Neden can neden Görülmez günü gelmeden Neden cimridir insan anlatırken minnetini Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini ... Neden sevinir insan zafer kazandığında Kazanmak neye yarar ki kaybeden olduğunda Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna Savaşlar neye yarar ki vakit kaybından başka evet diloş genelde kötü olan şeyi insanların yüzüne vurmak marifetmiş gibi bağıra bağıra sölerken, güzel olanı hep kısık sesle söleriz insan sevdiği zaman bunu her fırsatta sölemeli, şairin dediği gibi sonra çok geç olabilir teşekkür ederim arkadaşım Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmed ARİF ah ah... ne güzelde anlatıyor özlemi hasreti sevgiyi sözcüklerle değilmi çok teşekkür ederim gecem Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Kardeşim nerelerdesin seninde sesin soluğun çıkmıyor... Shot at 2007-08-03 burdayım kardeşim denk gelemedik sadece umarım iyisindir, kendine ii bak kardeşim Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2007 Çocuksun Sen - I Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun Ahmet Telli teşekkür ederim frozen arkadaşım çok güzel Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 merhaba arkadaşım Her gece sen girersin rüyalarıma Her gece sen... Paramparça olur uykularım Karanlığın en koyulaştığı yerde Kapının çalındığını duyarım Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup Tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kitapları Evleri ateşe vermeliyim Sen yoksun... Zaman gitgide uzar Altmış saniye bir dakika Altmış dakika bir saat Ve sabahın olmasına daha beş saat var Beklemek bir çeşit ölmektir Sen yoksun... Bu bana her gece binlerce ölüm demektir. Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü? Gözlerime acı bir karanlık düşsün Bir vapur alsın götürsün seni Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların Neden ay karşılardan yükseldiği zaman, Başın omuzlarımda olmasın? Neden ellerin avuçlarımda değil? Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın? Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor Bu yolların bir yerde ayrılması, Uzayan kilometreler... O sefil, anlayışsız bakışları insanların Dünya, o eski dünya değil Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi Şu uçsuz bucaksız evrende Ne derdimizi dinleyen, Ne de bir anlayan var sevgimizi. İki ömür değil, İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız. Her şey aslında başka renkte. Vernikli eşyalar, vernikli yüzler... Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk Yalan üstüne yalan, Oyun içinde oyun... Her şey bir yerde anlamsız ve boş Gerçek olan şimdi senin yokluğun Senin varlığını özledim duyuyormusun? Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum Seni soruyorum gelip geçene, 'Görmedik', diyorlar. Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi, Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar. Volkanlar tutuşuyor, Ormanlar yanıyor içimde. Her gece milyonların uyuduğu bir anda, Devler uyanıyor içimde. Seni düşünüyorum, Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor. Bir ışık yanıyor çok uzaklarda, Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor. Şimdi umutlarım, Varılmaz uçurum diplerinde Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim. Derin bir kuyudan su çekercesine, Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim. Sen her zaman olduğun gibi Yine o en güzel, en değerli... Benimse ellerim sımsıcak, Dudaklarım nemli, Özlediğim herşeyimle Kopup en yüksek tepelerden Bir çığ gibi sana geliyorum. Sonra dağlar çöküyor ansızın, Ağaçlar devriliyor, Evler yıkılıyor, Altında kalıyorum... Kırık bir heykel, Parçasını arıyor her gece. Bir şarkı notasını... Bir tablo renklerini... Ağaç yapraklarını... Vazo çiçeklerini... Ve bir adam, Her gece yollara düşüp, Yana yakıla seni arıyor... Mağrur gözleri ıslak, İlk defa ağlıyor bu adam, 'Gel ' diye, İlk defa yalvarıyor... Ben her gece, Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş, Seni düşünüyorum. Ve sen o saatlerde, Benim görmediğim rüyaları görüyorsun. Bir böcek giriyor kafatasıma... Her gece sen, Bir cinnet gibi, Kanıma yürüyorsun... Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 ya gerçekten şiirin güzelliğini nasıl ifade edebilirim bilemem belki ama " süper " ya bir insan kendini bu kadarmı iyi ifade eder ( ümit yaşar oğuzcan ) yani gerçekten çok hoşuma gitti arkadaşım benimle paylaştığın içinde sana teşekkür ederim Alıntı
Φ AÇA Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 buyur şekerim çiçekler benden sana büyük bir ii niyet simgesi Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.