Φ katakuta Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 Birkaç kitap okuma pratiği olmuş ve asgari anlamda sorgulama yeteneği oluşmuş her kişinin, Kur'an'ı herhangi bir kitabı okur gibi sorgulayarak okuması halinde, cennet cehennem kaygılarıyla kendine açıklamaktan çekinse bile, büyük bir düş kırıklığına uğrayacağı kuşkusuzdur. Çünkü Kur' an' ın önceden yazılmış insan ürünü çoğu kitaptan daha yüzeysel, plan ve programdan tümüyle yoksun, tekrarlarla dolu ve yığınla kopuk kopuk söylencelerden başka ticaret, kadın-erkek ilişkileri, kölelik, cezalar ve Muhammed'in karşılaştığı olaylara ilişkin yorumlardan ibaret olduğunu göreceklerdir. Onda eşitlik, kardeşlik, özgürlük temelinde bir dünya cennetinin kuramsal çerçevesini, hatta yüksek ahlaki ölçütler ve insan sevgisinin öğelerini arayanlar da bunları göremeyeceklerdir. Bu çerçevede her Müslüman' ın Kur' an ' ı okumasını, Onun ancak Kur' an alimlerinin yorumuyla anlaşılabileceği yollu gizemsel önkoşullanınalardan kendilerini kurtararak, kendi başlarına okumalarını özellikle öneriyoruz. Kur'an'daki Sure'lerin ya da ayet'lerin ve bunlarda yer alan konuların bilimsel bir sıralaması diye bir şey yoktur. Bir konu'nun biteviye işlenmesi diye de bir şey yoktur. Birbirleriyle ilgisi bulunmayan çesitli sorunlar ve konular birbirlerinin içine girmistir. Örnegin ibadet'le ilgili hükümler hukuk'la ilgili hükümlerle, ya da efsanevi olaylarla karma karışık bir sekilde, iç içedir. Belli bir konuyla ilgili olay anlatılırken hiç yeri ve ilgisi olmadan bir baska olaya geçiliverir. Kısaca fikir edinmek üzere bir iki örnekle yetinelim ve Kur'an'in 2.ci Sure'si olan Bakara Suresi'ne göz atmakla işe başlayalım Sure'nin 225 ila 238 ayet'lerinde "boşanma" ve "hülle" sorunları ele alınmıstır. Hukuk'la ilgili bu hususlar kurallara baglanırken birden bire karşınıza, bu sorunlarla ilgisi bulunmayan namaz kılma usulleri çıkar ki ibadet'le ilgilidir (K. 2: 238-239). Iki ayet'ten ibaret bu hususun hemen arkasından hukuk'la ilgili "boşanma" konusuna dönülür (K. 2: 240-242) hemen sonra, ve yine hiç ilgisi bulunmadığı halde, "savaş" konusuna atlanır ve vaktiyle Yahudilere savaş farzolundugu belirtilir, Talud ve Calud ordularının bozguna ugratılmaları hikaye edilir ve yeryüzü düzeninin, insanların birbirleriyle boğazlastırılması suretiyle sağlandıgı anlatılır (K. 2: 244-252) Gelişi güzel bir baska örnek olmak üzere "Ankebut" Sure'sini alalım. Söylendigine göre bu Sure'nin ilk on ya da ondört ayet'i Medine'de, geri kalan 59 ayet'i ise Mekke dönemi esnasinda Kur'an'a konmuştur. Sure'nin basindaki ilk ayet'lerde Bedir savasinda ölenlerin şikayetlerine karşılık: "Hak uğrunda cihad eden ancak kendisi için etmiş olur..." (K. 29: 6) şeklinde yanıt verilirken Ibn Ebu Vakkas ve anası Hamna ile ilgili hikayelere yer verilmiştir. Oğlunun müslümanlıgı kabul ettigini öğrenerek üzülen ve müslümanlıgı terkedinceye kadar açlık grevi yapacagini söyleyen Hamna vesilesiyle Tanrı'nın güya: "Eger ana baba, bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme" (K. 2: 8) 187 şeklinde konuştugu yazılıdır. Sure'nin 14ci ayet'inden sonraki kısmı Mekke döneminde indiği için çok farklı konulara geçer ve Nuh'un , Ibrahim'in gönderilmesine atlar. Ibrahim'den söz ederken birden bire onu bırakıp Muhammed'e geçer ve (K. 29:18-23) sonra yine İbrahim hikayesine döner ve bıraktigi yerden alıp devam eder (K. 29: 24-26); ederken de daha önceki bir Sure'de (ki 21. Sure olan Enbiya Suresi'dir) söyledigini (yani Tanri'nin onu atesten nasil kurtardigini) yeniden anlatır (K.21: 60-69), sonra Ishak ve Yakub'a ve Lut'a geçer (K. 29:27-28), ve sonra onları bırakır tekrar Muhammed'e döner (K. 29:29), sonra tekrar Ibrahim'e döner (K. 29:31) ve bu sefer daha önceki bir Sure'de (ki 11.ci Sure olan Hud Sure'sidir) söylemis olduklarını tekrarlar, sonra Şuayb'ın Medyen'e gönderildigine dair hikaye'ye geçer(K. 29: 36) ve bu sefer A'raf Suresi'nde (ki 7.ci Sure'dir) anlattıklarini yeniden tekrarlar, hemen sonra Ad ve Temud aşiretleriyle ilgili masallara atlar (K. 29: 38), oradan Firavun ve Haman'a ve Musa'ya ait hikayeleri sıralar. Kuran'da, bazan ibadetle, hukukla ve efsane ile ilgili hususlar birbiri içine geçmis olarak yer almıştır: örnegin Mü'minun suresi'nin başında müslüman kişilerin, baskalarının yanında utanılacak yerlerini açmamalari emredilirken, ahitlere riayetin ve namazların vaktinde kılınmasının gereği belirtilir, sonra birden bire insanın topraktan nasıl yaratıldıgı, yer'in ve gök'ün nasıl olusturulduğu, gökten nasıl ölçü ile su indirildiği eklenir (K. 23: 12-21) Nuh ve diger peygamberlerle ilgili hikayelere geçilir (K. 23: 58) ve sonra "Ayet'lerimiz size okunuyor, siz ise gerisin geriye dönüyor, kibirleniyor (Kur'an hakkinda) ileri geri sözler söylüyor, ondan yüz çevirip uzaklaşıyorsunuz" (K. 23: 67) şeklindeki yakınmalara geçilir, daha sonra "(Tanri) asla oğul edinmedi" (K. 23: 92) diyerek devam edilir. Bir diger örnek olarak Al-i Imran Suresi'ni ele alalım. Bu sure'de Uhud savaşından söz edilirken (K. 3 Al-i Imran 121-129) birden bire faiz yasaklarına geçilir (K. 3:30), hemen sonra Uhud savaşı ile ilgisi bulunmayan başka konulara atlanır (K. 3: 130-142) ve tekrar Uhud savaşı'nın anlatmına dönülür (K. 3: 143-148). Uhud bozgunundan dolayı Tanrı'nın müslümanları sorumlu tuttugu ve cezalandırdıgı görülür (K. 3: 152-153); ancak ne var ki hemen akabinde Uhud felaketi'nin, Tanrı'nın müslümanları sınaması, denemesi oldugu belirtilir (K. 3: 152) Bir yazar değil, bir anlatıcı olduğu için, Muhammed'in kronoloji diye bir kaygısı hiç olmamıştır. Anlatılardaki sistematik sorunu bu içerik ve karmaşa içinde ortadan kalkmıştır; olaylar ve isimlerin sık sık birbirine karıştırılması da cabası. Sonuç olarak bu masallar, Kur'an 'ın, diğer sorunları yanı sıra, özelde tarih bilimiyle de, gerek yöntem, gerek gerçeklik anlamında karşıtlık içinde oluşunun somut belgelerini oluşturmaktadır. Onda cümle kuruluşunda bozukluklar birbirini takip eder. Plan ve programdan tümüyle yoksundur. Konudan konuya geçmeler de aynı şekilde bağıntıdan yoksundur, Muhammed, o anda olduğu gibi yazdırır veya ezberletir. Bundandır ki çoğu sure, aynı konuların (tabii çelişkiler ve farklı ifadelerle) yinelenmesinden ibarettir. İçerik ve biçim Olarak Kur'anın Özelliği böyle olduğu halde,kurana yapılan eleştirileri haksız gösterebilmek için,müslümanların cımbızlıyorsunuz,bağlamından koparıyorsnuz, kuran bir bütündür diye tutturmaları boş ve mesnetsiz çırpınmadan başka bir şey değildir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Ellerine sağlık sevgili katakuta. Ben bu başlığı görmemişim, altlarda kalmış, ama çok güzel bir çalışma yapmışsın. Bütün müslüman arkadaşların okumasını dilerim. Saygılar. Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 pekala Kurandaki azar ayetlerini nasıl yorumluyorsunuz.elçi buna inandırabilmek için bunları kendi mi uydurdu Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek, O’na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın!’ Böylece biz onların kimini kimi ile denedik ki : ‘Allah, aramızdan şunlara mı lütfu layık gördü?’ desinler. Allah, şükredenleri daha iyi bilmez mi? 6/52-53 ABESE Surat astı ve döndü;Kör geldi diye.Ne bilirsin belki o arınacak?Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;Sen ona yöneliyorsun.Onun arınmamasından sana ne?Fakat koşarak sana gelen,Saygılı olarak gelmişken,Sen onunla ilgilenmiyorsun. TEVBE 43 Allâh seni affetsin; doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmezden önce niçin onlara izin verdin? Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 pekala Kurandaki azar ayetlerini nasıl yorumluyorsunuz.elçi buna inandırabilmek için bunları kendi mi uydurdu Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek, O’na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın!’ Böylece biz onların kimini kimi ile denedik ki : ‘Allah, aramızdan şunlara mı lütfu layık gördü?’ desinler. Allah, şükredenleri daha iyi bilmez mi? 6/52-53 ABESE Surat astı ve döndü;Kör geldi diye.Ne bilirsin belki o arınacak?Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;Sen ona yöneliyorsun.Onun arınmamasından sana ne?Fakat koşarak sana gelen,Saygılı olarak gelmişken,Sen onunla ilgilenmiyorsun. TEVBE 43 Allâh seni affetsin; doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmezden önce niçin onlara izin verdin? Sevgili Azure. İmandan bağımsız olrak düşündüğün zaman bak ne güzel doğruyu bulabiliyorsun.Güvenilir olduğunu kanıtlamak için Muhammed elbette arasıra bakın Allah beni bile azarlıyor gibisinden ayetler ********. Akıllı adam vesselam Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Birkaç kitap okuma pratiği olmuş ve asgari anlamda sorgulama yeteneği oluşmuş her kişinin, Kur'an'ı herhangi bir kitabı okur gibi sorgulayarak okuması halinde, cennet cehennem kaygılarıyla kendine açıklamaktan çekinse bile, büyük bir düş kırıklığına uğrayacağı kuşkusuzdur. Çünkü Kur' an' ın önceden yazılmış insan ürünü çoğu kitaptan daha yüzeysel, plan ve programdan tümüyle yoksun, tekrarlarla dolu ve yığınla kopuk kopuk söylencelerden başka ticaret, kadın-erkek ilişkileri, kölelik, cezalar ve Muhammed'in karşılaştığı olaylara ilişkin yorumlardan ibaret olduğunu göreceklerdir. Onda eşitlik, kardeşlik, özgürlük temelinde bir dünya cennetinin kuramsal çerçevesini, hatta yüksek ahlaki ölçütler ve insan sevgisinin öğelerini arayanlar da bunları göremeyeceklerdir. Bu çerçevede her Müslüman' ın Kur' an ' ı okumasını, Onun ancak Kur' an alimlerinin yorumuyla anlaşılabileceği yollu gizemsel önkoşullanınalardan kendilerini kurtararak, kendi başlarına okumalarını özellikle öneriyoruz. Kur'an'daki Sure'lerin ya da ayet'lerin ve bunlarda yer alan konuların bilimsel bir sıralaması diye bir şey yoktur. Bir konu'nun biteviye işlenmesi diye de bir şey yoktur. Birbirleriyle ilgisi bulunmayan çesitli sorunlar ve konular birbirlerinin içine girmistir. Örnegin ibadet'le ilgili hükümler hukuk'la ilgili hükümlerle, ya da efsanevi olaylarla karma karışık bir sekilde, iç içedir. Belli bir konuyla ilgili olay anlatılırken hiç yeri ve ilgisi olmadan bir baska olaya geçiliverir. Kısaca fikir edinmek üzere bir iki örnekle yetinelim ve Kur'an'in 2.ci Sure'si olan Bakara Suresi'ne göz atmakla işe başlayalım Sure'nin 225 ila 238 ayet'lerinde "boşanma" ve "hülle" sorunları ele alınmıstır. Hukuk'la ilgili bu hususlar kurallara baglanırken birden bire karşınıza, bu sorunlarla ilgisi bulunmayan namaz kılma usulleri çıkar ki ibadet'le ilgilidir (K. 2: 238-239). Iki ayet'ten ibaret bu hususun hemen arkasından hukuk'la ilgili "boşanma" konusuna dönülür (K. 2: 240-242) hemen sonra, ve yine hiç ilgisi bulunmadığı halde, "savaş" konusuna atlanır ve vaktiyle Yahudilere savaş farzolundugu belirtilir, Talud ve Calud ordularının bozguna ugratılmaları hikaye edilir ve yeryüzü düzeninin, insanların birbirleriyle boğazlastırılması suretiyle sağlandıgı anlatılır (K. 2: 244-252) Gelişi güzel bir baska örnek olmak üzere "Ankebut" Sure'sini alalım. Söylendigine göre bu Sure'nin ilk on ya da ondört ayet'i Medine'de, geri kalan 59 ayet'i ise Mekke dönemi esnasinda Kur'an'a konmuştur. Sure'nin basindaki ilk ayet'lerde Bedir savasinda ölenlerin şikayetlerine karşılık: "Hak uğrunda cihad eden ancak kendisi için etmiş olur..." (K. 29: 6) şeklinde yanıt verilirken Ibn Ebu Vakkas ve anası Hamna ile ilgili hikayelere yer verilmiştir. Oğlunun müslümanlıgı kabul ettigini öğrenerek üzülen ve müslümanlıgı terkedinceye kadar açlık grevi yapacagini söyleyen Hamna vesilesiyle Tanrı'nın güya: "Eger ana baba, bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme" (K. 2: 8) 187 şeklinde konuştugu yazılıdır. Sure'nin 14ci ayet'inden sonraki kısmı Mekke döneminde indiği için çok farklı konulara geçer ve Nuh'un , Ibrahim'in gönderilmesine atlar. Ibrahim'den söz ederken birden bire onu bırakıp Muhammed'e geçer ve (K. 29:18-23) sonra yine İbrahim hikayesine döner ve bıraktigi yerden alıp devam eder (K. 29: 24-26); ederken de daha önceki bir Sure'de (ki 21. Sure olan Enbiya Suresi'dir) söyledigini (yani Tanri'nin onu atesten nasil kurtardigini) yeniden anlatır (K.21: 60-69), sonra Ishak ve Yakub'a ve Lut'a geçer (K. 29:27-28), ve sonra onları bırakır tekrar Muhammed'e döner (K. 29:29), sonra tekrar Ibrahim'e döner (K. 29:31) ve bu sefer daha önceki bir Sure'de (ki 11.ci Sure olan Hud Sure'sidir) söylemis olduklarını tekrarlar, sonra Şuayb'ın Medyen'e gönderildigine dair hikaye'ye geçer(K. 29: 36) ve bu sefer A'raf Suresi'nde (ki 7.ci Sure'dir) anlattıklarini yeniden tekrarlar, hemen sonra Ad ve Temud aşiretleriyle ilgili masallara atlar (K. 29: 38), oradan Firavun ve Haman'a ve Musa'ya ait hikayeleri sıralar. Kuran'da, bazan ibadetle, hukukla ve efsane ile ilgili hususlar birbiri içine geçmis olarak yer almıştır: örnegin Mü'minun suresi'nin başında müslüman kişilerin, baskalarının yanında utanılacak yerlerini açmamalari emredilirken, ahitlere riayetin ve namazların vaktinde kılınmasının gereği belirtilir, sonra birden bire insanın topraktan nasıl yaratıldıgı, yer'in ve gök'ün nasıl olusturulduğu, gökten nasıl ölçü ile su indirildiği eklenir (K. 23: 12-21) Nuh ve diger peygamberlerle ilgili hikayelere geçilir (K. 23: 58) ve sonra "Ayet'lerimiz size okunuyor, siz ise gerisin geriye dönüyor, kibirleniyor (Kur'an hakkinda) ileri geri sözler söylüyor, ondan yüz çevirip uzaklaşıyorsunuz" (K. 23: 67) şeklindeki yakınmalara geçilir, daha sonra "(Tanri) asla oğul edinmedi" (K. 23: 92) diyerek devam edilir. Bir diger örnek olarak Al-i Imran Suresi'ni ele alalım. Bu sure'de Uhud savaşından söz edilirken (K. 3 Al-i Imran 121-129) birden bire faiz yasaklarına geçilir (K. 3:30), hemen sonra Uhud savaşı ile ilgisi bulunmayan başka konulara atlanır (K. 3: 130-142) ve tekrar Uhud savaşı'nın anlatmına dönülür (K. 3: 143-148). Uhud bozgunundan dolayı Tanrı'nın müslümanları sorumlu tuttugu ve cezalandırdıgı görülür (K. 3: 152-153); ancak ne var ki hemen akabinde Uhud felaketi'nin, Tanrı'nın müslümanları sınaması, denemesi oldugu belirtilir (K. 3: 152) Bir yazar değil, bir anlatıcı olduğu için, Muhammed'in kronoloji diye bir kaygısı hiç olmamıştır. Anlatılardaki sistematik sorunu bu içerik ve karmaşa içinde ortadan kalkmıştır; olaylar ve isimlerin sık sık birbirine karıştırılması da cabası. Sonuç olarak bu masallar, Kur'an 'ın, diğer sorunları yanı sıra, özelde tarih bilimiyle de, gerek yöntem, gerek gerçeklik anlamında karşıtlık içinde oluşunun somut belgelerini oluşturmaktadır. Onda cümle kuruluşunda bozukluklar birbirini takip eder. Plan ve programdan tümüyle yoksundur. Konudan konuya geçmeler de aynı şekilde bağıntıdan yoksundur, Muhammed, o anda olduğu gibi yazdırır veya ezberletir. Bundandır ki çoğu sure, aynı konuların (tabii çelişkiler ve farklı ifadelerle) yinelenmesinden ibarettir. İçerik ve biçim Olarak Kur'anın Özelliği böyle olduğu halde,kurana yapılan eleştirileri haksız gösterebilmek için,müslümanların cımbızlıyorsunuz,bağlamından koparıyorsnuz, kuran bir bütündür diye tutturmaları boş ve mesnetsiz çırpınmadan başka bir şey değildir. Eğer Kurandaki şiddeti çıkarırsanız, kitabın yarısından fazlası yok olur. Cennet vaadleri ve cehennem tehditlerinide çıkarırsanız, geriye sadece küçük bir dergi kadar birşey kalır. Sonunda küçücük dergi kadar bir kitabın içinde kalanlar dahi tamamen sevgi, barış ve doğruluk olmaz. Eğer içinde sadece sevgi, barış ve doğruluk bırakmak üzere, diğer sayfalarınıda çıkarırsanız, bu defa elinizde ancak bir broşür olabilecek kadar birkaç sayfa kalır. Çok teşekkürler sevgili la_boheme ve katakuta. Kopyaladım çünkü gündemde kalması gerek. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Sizin anlayışınız en mükemmel olan değil;sizin bağıntılarınız mutlak doğru olan değil... Kanıt olmaya aday hiçbir şey verememişsiniz;sadece kendi içinizi dökmüşsünüz... Nedeniyordu bu durumda??? Benim inancım bana sizin inancınız size... Bu iletiyi gönderme sebebim: Olur da bu başlık ortada olan birilerince dikkate değer bulunursa dönüp bir daha okusun ve etkisinden kurtulsun diyedir... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Sizin anlayışınız en mükemmel olan değil;sizin bağıntılarınız mutlak doğru olan değil... Kanıt olmaya aday hiçbir şey verememişsiniz;sadece kendi içinizi dökmüşsünüz... Nedeniyordu bu durumda??? Benim inancım bana sizin inancınız size... Bu iletiyi gönderme sebebim: Olur da bu başlık ortada olan birilerince dikkate değer bulunursa dönüp bir daha okusun ve etkisinden kurtulsun diyedir... Sayın ali0, Bilimsel yollarla analizin ne olduğunu bilmek için, bilim ile ilgilenmek gerek. Katakuta arkadaşımız Kur'an'ı, kronolojik (zaman bilim) olarak incelemiş. Bir sosyal bilim olarak, tarih bilimi ile incelemiş. Dil bilgisi ayrıca edebiyat (yazın bilim) ile incelemiş. Medeni ve sosyal yasa bilimleri ile incelemiş. En önemlisi de bilimin temel ilkesi olan şüphecilik ve tümevarım ilkesi ile incelemiş. Daha nasıl bir kanıt istiyorsun. Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 arkadaşlar Benim bir tanıdığım vardı bunun da beş altı kişi ye borcu vardı aybaşın da vericem diye sözvermiş borc ödeme taktiğini anlatcam aybaşın da maaşı alınca elinde borc listesi şu arkadaşa bu ay vermesem olur deyip üzerini cizmiş alttaki arkadaşı bu ay ihtiyacı yok cizmiş öbür arkadaş da benimle maaş aldı demiş cizmiş şu arkadaş da izinli demiş cizmiş falanca arkadaş kalender bu ay istemez demiş cizmiş ona göre borc bitmiş BİZE GÖRE BORC AYNEN DURUYOR Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 TEKRARDAKİ HİKMET.....................Allah'ın sıfatlarının tekrarı, onların iyi bilinmesini ve gereklerine göre amel edilmesini ifade eder....Kıssaların tekrarı,ikaz ve ibret için va'za önem verilmesini gösterir.Kıssaların tekrarındaki fayda, ögütleri canlandırmak ve kuvvetlendirmektedir.Çünkü onların bir kısmı, itaat ve imana telvik eder, bir kısmıda küfür ve isyandan men eder.....Va'd ve va'id'in, ahkam zikrolunan ayetlerin, maddi ve zem ifade ayetlerin, emrolunan ve nehyolunan şeylere teredüp eden şaylerin tekrarıda böyledir.Va'd ifade eden ayetlerintekrarı, sevabına teşvik edilerek itaatları işlemege önem verilmesini gösterir.Va'id ifade eden ayetlerin tekrarı, cezalarından korkuturak aksine davranmayı terketmeye önem vermeyi gösterir.Va'd ve va'idi mukayesenin tekrarı, kulların korku ile umut arasında bulunmalarının , Allah'ın rahmet ve fazlında ümit kesmemeleri ve onun acele cezanlandırmayıp mühlet vermesinin hikmetini bilmelerini gösterir.Ahkam ayetlerinin tekrarı, taatleri işlemeye, yasaklardan kaçınmaya önem verimesini gösterir.Mesellerin tekrarı, açıklamaya önem verilmesini gösterir.Nimetlerin hatırlatılmasının tekrarlanması, onlara şükre önem verilmesini gösterir..........Bilesin ki, Araplar ancak önem verdikleri şeyleri te'kit ( tekrarlar) ederler.Çünkü bir şeye önem veren kimse onu çok anar.Önem ne kadar büyük olursa, te'kit o kadar çok; önem ne kadar az olursa, te'kit o kadar az olur.Önem orta olursa, te'kit de orta olur....Mesela; el-Kafirun ayeti aynı şeylerin bir tekrarıdır........... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Nazim Hikmetin mesin kapli kitab siirini okuyun derim!! Baktım okuyun demişsin bende okunsun bari diye postalıyayım dedim... Bakarsın hayali ihracat ve ithalatcılar...hayali borçları siliverir.. ( ... ) Yazık, yazık bize ki asırlarca aldandık! Karanlıkta çizilen izleri görmek için Görüp yüzsürmek için Yazık, yazık bize ki bir çırağ gibi yandık... Ne gökten necat geldi, ne bir parça merhamet. Çalışan esirlere Musa, İsa, Muhammed Sade bir satır dua, bir tütsü buhur verdi, Masal cennetlerinin yollarını gösterdi. Ne beş vakit ezanı, ne Anjelüs çanları Zincirinden kurtardı yoksul çalışanları. Yine biz köleleriz, efendilerimiz var, ( ... ) *tna Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Sayın ali0, Bilimsel yollarla analizin ne olduğunu bilmek için, bilim ile ilgilenmek gerek. Katakuta arkadaşımız Kur'an'ı, kronolojik (zaman bilim) olarak incelemiş. Bir sosyal bilim olarak, tarih bilimi ile incelemiş. Dil bilgisi ayrıca edebiyat (yazın bilim) ile incelemiş. Medeni ve sosyal yasa bilimleri ile incelemiş. En önemlisi de bilimin temel ilkesi olan şüphecilik ve tümevarım ilkesi ile incelemiş. Daha nasıl bir kanıt istiyorsun. Tabi tabi ne demessin! Kendince sizin de işinize gelen "basit" bir yorum yapmış;ötesi yok... Söylediklerinize karşılık sadece sizin yaptığınız gibi bir tanesini çekip alarak cevap yazacağım:Yazın bilimi demişsiniz:arkadaş orjinalinden bizzat okuyup açıklıyor sanki... Gerçekten çok samimi;çok gerçekçi;çok şüpheci;çoook doğrusunuz... arkadaşlar Benim bir tanıdığım vardı bunun da beş altı kişi ye borcu vardı aybaşın da vericem diye sözvermiş borc ödeme taktiğini anlatcam aybaşın da maaşı alınca elinde borc listesi şu arkadaşa bu ay vermesem olur deyip üzerini cizmiş alttaki arkadaşı bu ay ihtiyacı yok cizmiş öbür arkadaş da benimle maaş aldı demiş cizmiş şu arkadaş da izinli demiş cizmiş falanca arkadaş kalender bu ay istemez demiş cizmiş ona göre borc bitmiş BİZE GÖRE BORC AYNEN DURUYOR Bi de bi tanıdık var israr ediyor:Gel yau, al paranı ortak ol bize,gel bak senin yol ***** ***** bi şey,ama bu doğru olan deyip konuşsam başlıyo sonuçsuz yermelerine;ne diyebilirim ki;hadi conem benim para da yol da bana senin para da yol da sene... Nasıl bu da başka açı... Hadi bakayım... Sizlerin de anlayisinin mutlak dogru olmadigi gibi!! Tabi;doğru;ben en doğruyu söyleyemem;bunu idda edersem kendi inancıma ters düşerim... Bir sorun kendinize Ya SIZ ne vermissiniz!!!Kuranmi dayanaginiz guvenceniz ya da kanitiniz!! Bumudur yani sizin herseyiniz!!! Nazim Hikmetin mesin kapli kitab siirini okuyun derim!! Kur'an tabi ki güvencem olur;bu da benim inancım;bakın siz de doğrudan Nazım hocadan çalıyorsunuz... madem dusunceniz bu niye cekemiyosunuz inanmayanlari.... Burada hedef saldırıda bulunanlar... Okadar mi korkuyorsunuz!!!Ya da insanlari bukadar mi basit goruyorsunuzki iki guzel yazidan etkilenip taraf degistircek!!!Evet din cok saglam temeller uzerinde!!! Varligida yokluguda yetmiyor!!! Anlamak isteseydiniz ortada olanlar gibi bir kullanım sergilediğimi görürdünüz;yoksa zaten bu ***** başlık aklı başında adamı yolundan çevirecek kalitede değil... Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Kur'an bölük bölük inmiştir.Zamanında hadiselere ve olaylara cevap vermesi, vaktinde hatalara dikkat çekilmesi için Kur'an bölük bölük inmiştir.Bu şekilde inmesi nefislerde daha tesirli olmuştur.Bu hadise ve olaylardan daha çok ögüt ve ibret alınmasını saglamıştır.Her ne zaman Müslümanlardan yeni bir şey meydana gelirse o şeyle ilgili ve o şeyin yapılmasını bildiren bir ayet iniyordu.Yine Müslümanlar bir hata veya sapma meydana gekirse onunla ilgili ve hatadan, o sapmadan sakındıran ayetler iniyor ve hatalarına zamanında dikkat çekiliyordu.........Huneyn gazasında Müslümanlar, Müşriklerin sayısını kendi sayılarından az görünce, kendilerini begenip gururlandılar ve yenilmeyiz dediler.Ama tam aksi oldu ve arkasından ilgili ayetler indi ( Tevbe : 25 ) Şimdi bu örnek üzere inmiş ayet bundan önce, yada sonra mı inseydi.Hayır tam zamanında inmiştir. Kur'an ayetleri gelişi güzel inmemiş ve inen ayetler de bu iniş sırasına göre yazılmıştır.Kur'an'ın bu şekilde yazılması tamamen Allah(cc)'ın dilemesi iledir.Cibril-i Emin :'' Ya Muhammed (sav) Allah sana bu ayetleri falan sürenin başına yazmanı emrediyor...'' der.Kur'an'ı bilimsel bir sıralama ile inmesi zaten mümkün degildir ki bu şekilde yazılsın . Hayat bilimsel sıralamaları takip etseydi belki o zaman olabilirdi.Allahualem.....Tabi bu konuda örnekler ve deliller çoktur, lakin ne kadar örnek ve delilde olsa karalamalar devam edecektir,( bazı konular imanla alakalı ) sorun degil, birde dikkatimi çeken hadise bu tip konularda tartışma, hiç alakasız yerlere kayıyor.İnanan yada inanmayan mesele bu degil, bir eleştiri yada inkara o dogrultuda cevap yazılır sonra karşı taraf vs. vs devam eder.illaki konudan örnekler vermek için kayılabilir ama gene konuya dönmek şartı ile............ Alıntı
Φ benneshter Gönderi tarihi: 21 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2009 Katakuta Kur'anı okumuşsan senin gibilere nasıl meydan okuduğunu da görmüşsündür? madem o kadar kolay hadi en kısa sure gibi bir sure de sen yaz hatta bu forumda senin gibi düşünen ne kadar kişi varsa hepiniz birleşin ve yazın, hatta bu forum gibi ne kadar forum varsa hepsinin üyeleri toplansın ve yazsın, hatta va hatta yeryüzündeki bütün insanlar birleşsin... çok kısa bi sure, sure bile değil bi ayet yazın, yazın da ne kadar zeki olduğunuzu görelim ****** Alıntı
Φ arci Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Ellerine sağlık sevgili katakuta. Ben bu başlığı görmemişim, altlarda kalmış, ama çok güzel bir çalışma yapmışsın. Bütün müslüman arkadaşların okumasını dilerim. Saygılar. Muhammed: “Hiçbiriniz beni çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek Mü’min olamazsınız. ” Muhammed: Allah bana“"Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım habibim. " dedi. Azhab-56: Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. Ne bu şimdi? Sevgi açlığı, ilgi açlığı ve adam yerine konma açlığının dışa vurumu mu? bu ayetin manası bundan ibarettir,diğer gönderdiğin hadisler ise tarikatçıların kitaplarında bulunur,uydurulmuştur. ahzap56. Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin yaradılış sebeplerinden biri; zariyat suresi56. Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri/benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. Alıntı
Φ arci Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 arkadaşlar aslında konuyu açan arkadaşa şahsen tşk.ederim,şu anda üzerine çalıştığım önemli konulardan biri,bazıları arkadaşın ne dediğini anlayamamış aslında. Kur'an Fihristi : Kelime ve Konularına Göre Alfabetik Yazar: RECEP AYKAN yukarıdaki kitabı sizlere tavsiye ediyorum ancak içerisinde yanlışlıklar var biraz ama yinede KURAN'I gerçek manada anlamanız için çok faydalı olacaktır,yazarla hiçbir alakam yoktur,bu kitabı bir arkadaşım tavsiye etti sadece çok faydalı oldu benim için. gelelim konuya;arkadaşın dediği gibi kunuların iç içe geçmesi,KURAN'IN yerlerinin değiştirilmesi insanların KURAN'ı gerçek manada anlayamamasına sebep oluyor aslında ilk inen surelerden ALAK suresi '''yaradan rabbinin adıyla oku'''der ama KURAN'IN 96.suresidir son inen surelerden MAİDE suresi KURAN'ın sonuç bölümünü,son hükümleri anlatır ancak KURAN'IN 5.suresidir hicr suresi91. Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar. 92. Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız; 93. Yapıp ettiklerinden... yardımcı olacak ayetler: isra suresi105. Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. 106. Onu, okunacak şeyleri toplayan bir kitap/ bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik. insan suresi23. Biz indirdik o Kur'an'ı sana parça parça, biz! surelerin başlarına konulan isimlerde sonradan birileri tarafından uydurulmuştur ,fatiha,bakara,nisa,maide vs..... İÇERİK olarak hiçbirşey değiştirilmemiştir,ALLAH TARAFINDAN korunmuştur,ancak uydurulan hadisler,hadisi kutsiler,falan alim,falan MEZHEP,falan cemaat gibi kavramlar insanları KAVRAM KARGAŞASINA götürmüştür,insanları dinden soğutmuşlar hatta bazılarıda bu forumda çokca var DİNDEN ÇIKMIŞLAR. bakara suresi23. Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku içindeyseniz, hadi onun benzerinden bir sure getirin! Allah dışındaki destekçilerinizi/tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü kişilerseniz... 24. Eğer yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- korkun o ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır. Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o. Alıntı
Φ benneshter Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 "De ki: And olsun, eğer bu Kur'ân'ın benzerini getirmek için insanlar ve cinler bir araya toplanıp da hepsi birbirine yardımcı olsalar, yine de onun bir benzerini getiremezler." İsrâ Sûresi, 17:88. Allah, Kur'An a dil uzatanlara açıkça meydan okuyor! hadi cesaretine, bilgisine ve (Allah"tan hariç) inandığı ne varsa ona güvenen insanlar sadece bir ayet yazın... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 "De ki: And olsun, eğer bu Kur'ân'ın benzerini getirmek için insanlar ve cinler bir araya toplanıp da hepsi birbirine yardımcı olsalar, yine de onun bir benzerini getiremezler." İsrâ Sûresi, 17:88. Allah, Kur'An a dil uzatanlara açıkça meydan okuyor! hadi cesaretine, bilgisine ve (Allah"tan hariç) inandığı ne varsa ona güvenen insanlar sadece bir ayet yazın... Geçin bunları artık lütfen. Neymiş efendim hepsi toplansa da onun benzerini getiremezlermiş. Kimi kandırıyorsunuz siz? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 Geçin bunları artık lütfen. Neymiş efendim hepsi toplansa da onun benzerini getiremezlermiş. Kimi kandırıyorsunuz siz? Benzeri yazılamaz iddiası, terecinin terelerinin bahçeden az önce koparıldığı, yoğurtçunun yoğurdunu halis sütten yaptığı iddialarının bir versiyonudur. Bir metnin benzeri olup olmadığına nasıl karar verilecek? Ne yazsan "olmamış" diye beğenmeyecekler. Edipler beliğler ulemalar kurulu toplanıp karara mı varacak? Biz bu konuyu şu linkte inceledik Alıntı
Φ hanif_42 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2009 Bismillahirrahmanirrahim İçerik ve biçim Olarak Kur'anın Özelliği böyle olduğu halde,kurana yapılan eleştirileri haksız gösterebilmek için,müslümanların cımbızlıyorsunuz,bağlamından koparıyorsnuz, kuran bir bütündür diye tutturmaları boş ve mesnetsiz çırpınmadan başka bir şey değildir. Kur an ın çelişkili tutarsız doğruyu göstermeyen bir kitap olduğu ve muhataplarının cımbıllama ve bütünlüğünden kopartarak ithamlarının yersiz ve mesnedsiz olduğunu ve bunun nafile bir çırpınıştan ibaret olduğunu beyan ediyor konu başlığını açan arkadaş. Böylemdir!!!,yazdığı ifadelerden hareketle sorguluyacağız Kur an ı kerimi sorgulayacağız.Bakalım Kur an ı kerim nasıl bir kitaptır. 1. iddia Birkaç kitap okuma pratiği olmuş ve asgari anlamda sorgulama yeteneği oluşmuş her kişinin, Kur'an'ı herhangi bir kitabı okur gibi sorgulayarak okuması halinde, cennet cehennem kaygılarıyla kendine açıklamaktan çekinse bile, büyük bir düş kırıklığına uğrayacağı kuşkusuzdur. Çünkü Kur' an' ın önceden yazılmış insan ürünü çoğu kitaptan daha yüzeysel, plan ve programdan tümüyle yoksun, tekrarlarla dolu ve yığınla kopuk kopuk söylencelerden başka ticaret, kadın-erkek ilişkileri, kölelik, cezalar ve Muhammed'in karşılaştığı olaylara ilişkin yorumlardan ibaret olduğunu göreceklerdir. Plan ve program ve yüzeysellik..Yeryüzünde herhangi bir beşerin yazıya döktüğü metin, kitap vs ne varsa hemen hemen tümünün ortak özelliğinde herhangi bir konuyu anlatırken onun üzerinde odaklanma ve etrafındaki olaylarla ilgili ancak not düşme vardır.Kelimeleri yada kavramları anlamlandırırken bir sözlüğü ihtiyaç duyar ve çoğu kelimeyi ve kavramı kullanıp bunları anlamlandırırken kullandığı metod lugat, yada sözlüklere müracaat etmektedir. Dolayısıyla yazar kullandığı kelimeleri kendi anlamlandırma lüksüne sahip değildir. Peki ya Kur an ı kerim. İyi etüd etmiş incelemiş birisi Kur an ı kerim i incelerken gerek kelimeleri gerekse kavramları kendisi anlamlandırıp bunları pratikten örnekleyerek muhatabına öğrettiğini görür..Örneklendirelim Din kavramı olsun donemiz. دين kelimenin kökü D Y N harflerinden oluşmaktadır. Mükellefiyet noktasından başlar hukuksal zemin ve hükümler bağlıyacılık hesap mahkeme ve muhakeme anlamlarında kitapta geçer ve pratikte Allah bunları örneklendirir. Plan ve program ?¿ Şimdi yeryüzünde Kur an ı bir kenara alarak bu şekilde kelimeleri öğreten anlamlandıran ve pratikte kullanımını gösteren herhangi bir beşer yazması vermıdır!! Varsa getirin lütfen. 2. İddia Onda eşitlik, kardeşlik, özgürlük temelinde bir dünya cennetinin kuramsal çerçevesini, hatta yüksek ahlaki ölçütler ve insan sevgisinin öğelerini arayanlar da bunları göremeyeceklerdir. Bu çerçevede her Müslüman' ın Kur' an ' ı okumasını, Onun ancak Kur' an alimlerinin yorumuyla anlaşılabileceği yollu gizemsel önkoşullanınalardan kendilerini kurtararak, kendi başlarına okumalarını özellikle öneriyoruz İddia doğrumudur. Kur an ı kerimi okuyan hemen hemen herkes bilirki muhatabına yüklediği mükellefiyetler gözönüne alındığında ki bunları yine pratikten örneklendirerek vermekte. Adil davranmayı ölçüde taşkınlık yapmamayı hak ve hukuku gözetlemeyi (ki hukuk burda yine kitabın içinde mevcuttur) Şahitlik yaptığı zaman şahitliğini ayakta tutup doğru yapmasını kli en yakını bile olsa öyle davranamsını, Haram kılınan nefsi öldürmemesi ni ( ki öldürmek te kısas kıstastır) Zina etmemmeyi bu ve benzeri durumlara olanak hazırlayacak zeminlerin oluşmasının önüne geçmesini, kendisinin müstağnilik göstermeyip bir başkasından üstün görmemesini, ellindekileri paylaşmasını beyan eder.Bunlara eklenecek bunlar kadar yada daha fazla madde sıralanabilir..Kur an ı kerimde müminlerin özelliklerini beyan eden ayetelri sıralarsanız daha açık bir bilgi edebilirsiniz. Yukarıda söylenen ikinci maddenin sadece aldatmak içerikli olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bir diğer maddeye geçelim 3. iddia Kur'an'daki Sure'lerin ya da ayet'lerin ve bunlarda yer alan konuların bilimsel bir sıralaması diye bir şey yoktur. Bir konu'nun biteviye işlenmesi diye de bir şey yoktur. Birbirleriyle ilgisi bulunmayan çesitli sorunlar ve konular birbirlerinin içine girmistir. Örnegin ibadet'le ilgili hükümler hukuk'la ilgili hükümlerle, ya da efsanevi olaylarla karma karışık bir sekilde, iç içedir. Belli bir konuyla ilgili olay anlatılırken hiç yeri ve ilgisi olmadan bir baska olaya geçiliverir. Kısaca fikir edinmek üzere bir iki örnekle yetinelim ve Kur'an'in 2.ci Sure'si olan Bakara Suresi'ne göz atmakla işe başlayalım Sure'nin 225 ila 238 ayet'lerinde "boşanma" ve "hülle" sorunları ele alınmıstır. Hukuk'la ilgili bu hususlar kurallara baglanırken birden bire karşınıza, bu sorunlarla ilgisi bulunmayan namaz kılma usulleri çıkar ki ibadet'le ilgilidir (K. 2: 238-239). Iki ayet'ten ibaret bu hususun hemen arkasından hukuk'la ilgili "boşanma" konusuna dönülür (K. 2: 240-242) hemen sonra, ve yine hiç ilgisi bulunmadığı halde, "savaş" konusuna atlanır ve vaktiyle Yahudilere savaş farzolundugu belirtilir, Talud ve Calud ordularının bozguna ugratılmaları hikaye edilir ve yeryüzü düzeninin, insanların birbirleriyle boğazlastırılması suretiyle sağlandıgı anlatılır (K. 2: 244-252) Gelişi güzel bir baska örnek olmak üzere "Ankebut" Sure'sini alalım. Söylendigine göre bu Sure'nin ilk on ya da ondört ayet'i Medine'de, geri kalan 59 ayet'i ise Mekke dönemi esnasinda Kur'an'a konmuştur. Sure'nin basindaki ilk ayet'lerde Bedir savasinda ölenlerin şikayetlerine karşılık: "Hak uğrunda cihad eden ancak kendisi için etmiş olur..." (K. 29: 6) şeklinde yanıt verilirken Ibn Ebu Vakkas ve anası Hamna ile ilgili hikayelere yer verilmiştir. Oğlunun müslümanlıgı kabul ettigini öğrenerek üzülen ve müslümanlıgı terkedinceye kadar açlık grevi yapacagini söyleyen Hamna vesilesiyle Tanrı'nın güya: "Eger ana baba, bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme" (K. 2: 8) 187 şeklinde konuştugu yazılıdır. Sure'nin 14ci ayet'inden sonraki kısmı Mekke döneminde indiği için çok farklı konulara geçer ve Nuh'un , Ibrahim'in gönderilmesine atlar. Ibrahim'den söz ederken birden bire onu bırakıp Muhammed'e geçer ve (K. 29:18-23) sonra yine İbrahim hikayesine döner ve bıraktigi yerden alıp devam eder (K. 29: 24-26); ederken de daha önceki bir Sure'de (ki 21. Sure olan Enbiya Suresi'dir) söyledigini (yani Tanri'nin onu atesten nasil kurtardigini) yeniden anlatır (K.21: 60-69), sonra Ishak ve Yakub'a ve Lut'a geçer (K. 29:27-28), ve sonra onları bırakır tekrar Muhammed'e döner (K. 29:29), sonra tekrar Ibrahim'e döner (K. 29:31) ve bu sefer daha önceki bir Sure'de (ki 11.ci Sure olan Hud Sure'sidir) söylemis olduklarını tekrarlar, sonra Şuayb'ın Medyen'e gönderildigine dair hikaye'ye geçer(K. 29: 36) ve bu sefer A'raf Suresi'nde (ki 7.ci Sure'dir) anlattıklarini yeniden tekrarlar, hemen sonra Ad ve Temud aşiretleriyle ilgili masallara atlar (K. 29: 38), oradan Firavun ve Haman'a ve Musa'ya ait hikayeleri sıralar. Şimdi Mevcut Kur an ı kerim çevirilerinin hemen hemen tümü Elmalılı Hamdi yazır merkezli süreç içinde kelimeler sadeleştirilerek ve geleneksel yada mevcut sistem için o sistemi rencide etmeden o sisteme mütabık şekilde çeviri yapılmıştır. Mesela Mutafffiyn suresinin ilk ayeti ''Veylun lil mutaffifyn''Diye başlar ''Tafa'' kelimesinin tam türkçe karşılığı ''söndürmek''tir.Çevirilere baktığınıda çeviri hemen hemen ''Yazıklar olsun eksik iş yapanlara''dır. Oysa olması gereken anlam '' veyl (yazıklar)olsun söndürenlere'' Başka bir örnek olmak üzere özellikle yanlış çevrilen çevirinin birebir katledildiği Kur an ı kerimin müteaddti ayetlerinde geçen bir kelime ''Meliki eymenehum'' Hakka suresi 30.ayet '' İlle ala ezvecihim ev me meleket eymenuhum'' tüm çevirilerde istisnasız şu şekilde çevrilmektedir. '' Ancak zevceleri ve cariyeleri müstesna '' Burdan hareketle insanlar bunun nasıllığını sorgulamaya başlar zinayı yasaklayan bir din nasıl olurda böyle bir şeye müsade eder.Kaldıki esir hukukunda köle edinmek diye bir şey söz konusu değilken. Şayet bir padişahınız varsa ve onun harem kurması için bir fetva gerekiyorsa insanları Kur an ı anlayamıyacaklarını sadece nusuklarla (ibadetlerle) sınırlandırırsanız o zaman burdaki ayeti katledebilirsiniz.Ayetin birebir tam türkçe karşılığı '' Ancak zevcelerinin üzerinde yani ellerinin malik olduğu ''(yani akitleştikleri sözleşmeleri bulunan) Kur an ı kerimin istisnasız hiç bir yerinde ne cariye geçer nede ona yüklenen anlamda başka bir emsal..Şimdi Salat kavramı aynı bağlamdadır. Hemen hemen her çeviride Salat geçen yerde namaz karşılığı verilmiş, oysaki salat kavramı Türkçesi namaz diye çevrilen Ekimussalate yi de kapsadığı gibi çok daha geniş bir yelpazeye sahiptir. Söylem temenni dua vs bu kavramın bağlamına girmektedir.Tpkı zekat kavramını iğdiş etmeleri gibi. Özellikle istirham ederek insanalrın kur an ı kerime yaklaşırken ve çevirilerden hareket ediyorlarsa en az bir kaç değişik çevirileri ellerinin altında bulundurmalarıdır. Çevrilerden kayanklanan bir çok sıkıntı vardır.Belliki arkadaş aradaki bağlamı bu yüzden bulamamış. Aynı şekilde ebeyn hukuku kur an ı kerimde mevcuttur ve gerek isra suresi gerekse lokman suresinde ebeveynlere nasıl davranılacağı hakkında örnekler verilmektedir. İşin aslı hayat pratiğinin ve insan kavramının muhataplar tarafından nasıl düşünüldüğüdür.Çünkü tasavvurlar sonuçta pratiği getirir ve pratikte ortadadır. Bir çok bakım yurdu, bir çok yetiştirme yurdu ve bir çokta evsiz barksız muhtaç çocuk genç yaşlılar..İnsanlar eleştirirken ortaya konana bakmaları. Bunu yaparkende alternatif üretmeleri. Bunları görmezden gelipte Kur an ı kerimi eleştirmek dorğu bir davranış değil kaldıki uzun olduğundan sadece varsa kitap ta herhangi bir çelişki lütfen bunu buraya yazın yardımcı olabildiğimiz kadarıyla olalım.Yeterki söylenen kuru bir söz olmasın. 4. ve son iddia Bir yazar değil, bir anlatıcı olduğu için, Muhammed'in kronoloji diye bir kaygısı hiç olmamıştır. Anlatılardaki sistematik sorunu bu içerik ve karmaşa içinde ortadan kalkmıştır; olaylar ve isimlerin sık sık birbirine karıştırılması da cabası. Sonuç olarak bu masallar, Kur'an 'ın, diğer sorunları yanı sıra, özelde tarih bilimiyle de, gerek yöntem, gerek gerçeklik anlamında karşıtlık içinde oluşunun somut belgelerini oluşturmaktadır. Onda cümle kuruluşunda bozukluklar birbirini takip eder. Plan ve programdan tümüyle yoksundur. Konudan konuya geçmeler de aynı şekilde bağıntıdan yoksundur, Muhammed, o anda olduğu gibi yazdırır veya ezberletir. Bundandır ki çoğu sure, aynı konuların (tabii çelişkiler ve farklı ifadelerle) yinelenmesinden ibarettir. Dediğim gibi varsa herhangi bir çelişki yada anlatım bozukluğu bunu burda örneklendirerek aktarırsanız ve samimiyseniz gerekli yardımı esirgemeyiz.Diğer yazdıklarınızla ilgili ikinci satırlarda satırlarda sanırım yeterlice bilgi tarafımdan verilmiştir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.