Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Her çağırdığında ayağına gelmez mutluluk

Sessiz sessiz sindireceksin

Ya da geçip önüne

Yüzüne yüzüne indireceksin

 

Yoktan var etmeli bazen mutluluğu

Aynaya bak çok sev bulduğunu

Sen sana her zaman iyi gelensin

Koyver gitsin bırak gururu

  • Cevaplar 719
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

mini mini bir kelebek donmuştu..pencereme konmuştu..aldım onu içeriye..pır pır uçsun diye.. :lol: nası değiştirdim bak senin için :wub:

 

 

 

Ey artık ağzı ve saçları

Uzun bir karanlığı ağartan boyna

Maviden aşka boyayıp silahları

Bilenip bir başkaldırmaya

Korkak ve umutsuz yerlilerden

Söküp son hızla çadırları

Ağaran bir kan, geceden

Yepyeni bir çıldırmaya

 

Yangın. Onun alyuvarları.

Kanlı bir geçit gibi. İsyan.

Mavi gözlerle dolu saçları

Ey beni umutsuz eden kan

Ey büyük şarkılardan artan

Aşkın vazgeçilmez karanlığı

 

Susar ve martıları düşünür

Gecenin bir kesiminde insan

İçinde beyaz bir kalabalık

Ve aşk zaten gürültüdür

Benim korkum ve umutsuzluğum

Artık ölmüş bir adam gibidir

Kendini hiç hatırlamayan

 

Aşkın ve hüznün şiiridir

Yüzümle çizdiğim karanlığa

Çılgın atlar. Savaşçılarım.

Ey benim kaçınılmaz yazgım

Bir gün dörtnala ağlamaya

 

Bir gün aşk geçilmelidir

 

ATAOL BEHRAMOĞLU.

 

Gönderi tarihi:
Her çağırdığında ayağına gelmez mutluluk

Sessiz sessiz sindireceksin

Ya da geçip önüne

Yüzüne yüzüne indireceksin

 

Yoktan var etmeli bazen mutluluğu

Aynaya bak çok sev bulduğunu

Sen sana her zaman iyi gelensin

Koyver gitsin bırak gururu

 

Seninle aynı şeyleri özlüyoruz aslında…

Sıradan şeyler. Basit, zarif, anlaşılır...

Kıyıları özlüyoruz, mesela. Ve kıyıda kalbimiz gibi bir evi...

Ve orada bize benzeyen insanlarla bir arada yaşamak istiyoruz.

Çocuklar, bize boyun eğen bir doğa ve yavaşlatılmış bir hayat istiyoruz.

Her şey açık olsun ve hayat içimizden aksın ama yine de bize pek zarar vermesin istiyoruz...

İyi insanlar olmak istiyoruz. İyi... Bir sarmaşık gibi birbirimize sarılıp sonsuza dek kopmamak istiyoruz.

 

:clover:

Gönderi tarihi:
mini mini bir kelebek donmuştu..pencereme konmuştu..aldım onu içeriye..pır pır uçsun diye.. :lol: nası değiştirdim bak senin için :wub:

 

 

 

Ey artık ağzı ve saçları

Uzun bir karanlığı ağartan boyna

Maviden aşka boyayıp silahları

Bilenip bir başkaldırmaya

Korkak ve umutsuz yerlilerden

Söküp son hızla çadırları

Ağaran bir kan, geceden

Yepyeni bir çıldırmaya

 

Yangın. Onun alyuvarları.

Kanlı bir geçit gibi. İsyan.

Mavi gözlerle dolu saçları

Ey beni umutsuz eden kan

Ey büyük şarkılardan artan

Aşkın vazgeçilmez karanlığı

 

Susar ve martıları düşünür

Gecenin bir kesiminde insan

İçinde beyaz bir kalabalık

Ve aşk zaten gürültüdür

Benim korkum ve umutsuzluğum

Artık ölmüş bir adam gibidir

Kendini hiç hatırlamayan

 

Aşkın ve hüznün şiiridir

Yüzümle çizdiğim karanlığa

Çılgın atlar. Savaşçılarım.

Ey benim kaçınılmaz yazgım

Bir gün dörtnala ağlamaya

 

Bir gün aşk geçilmelidir

 

ATAOL BEHRAMOĞLU.

 

:rolleyes: evet benim şarkım..kelebek zaten o ama mini mini bir kuş diyorlar hep.. :grin: ne iyi ettin de geldin ablacım... :wub::clover:

 

şiir gerçekten çok güzel... teşekkür ederim.. :flowers::kiss:

 

ben de sevdiğim cezmi ersöz 'den bir kısım paylaşıyım.. benim saklı olduğum satırlar...

 

Anılar, birer zorba gibi yükleniyor üzerime. Durmadan hesap soruyorlar benden... Tekrar tekrar aynı görüntüler belleğimi kanatıyor... Ve hep o yüz... Yüzdeki o ışık, ömrümü ortadan ikiye bölüyor. Ne geriye dönebiliyorum, ne ileri gidebiliyorum... Öğrendiğim her yeni bilgi, eski inançlarımı koyulaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor... O yüzün sahibine kaderini anlatmak isterdim... Oysa o yüz, ışığının farkında bile değil. Kendisine rağmen yaşıyor o ışık yüzünde... O yüz ki sevgiden önce nefret etmeyi öğrenmiş... O da kayıp bir gemi ve o da bu kanlı sisin içinde yitirdiği yolunu arıyor... Her kayıp gemi, bana kırılgan ve bitimli aşkları hatırlatıyor... Dostluklar, sisin ortasındaki kayıp gemiler gibi boğulmuş insan sesleri çıkarıyor... Ziyan olmuş hayatlar, bu sisi biraz daha koyultuyor... Her talihsiz karşılaşma, başka bir karşılaşmayı daha talihsiz kılmaya gidiyor... Her ziyan edilmiş hayat, başka bir hayatı ziyan etmeye gidiyor...

-_-

Gönderi tarihi:

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın.....

 

''Nerden çıktın bu vakitte'' dememeli,

 

Bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;

 

Gözünün dilini bilemeli,dinlemeli,sormadan söylemeden anlamlı.....

 

Arka bahçede varlığını sezdirmeden,

 

Mütemediyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında;

 

Sen her daim onun orada olduğunu hissetmelisin

 

İhtiyaç duyduğunda gidip müşvik gövdesine yaslanabilmeli,

 

Kavuklarına saklanabilmelisin

 

Kucaklamalı seni güvenli kollarıyla,

 

Dalları bitkin başına omuz,

 

Yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı....

 

En mahrem sırlarını verebilmeli,

 

En derin yaralarını açıp gösterebilmelisin;

 

Gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsız.

 

Onca dalkavuk arasında bir tek o,

 

Sözünü eğip bükmeden söylemli,

 

Yanlış anlaşılmayacağını bilmeli

 

Alkışlandığında değil sadece;

 

Asıl yuhalandığın da yanında durup koluna girebilmeli

 

Övmeli alem içinde,baş başayken sövmeli

 

Ve sen,öyle güvenmelisin ki ona övdüğünde de süvdüğünde de

 

Bunun iylikten olduğunu bilmelisin.

 

Teklifsiz kefili olmalı hatalarının;

 

Günahlarının yegane sahibi.

 

Seni senden iyi bilen sana senden çok güvenen bir sırdaş,

 

Göz bebekleri bulutlandığında,fırtınayı sezebilmelisin.

 

Ve sen ağladıgında onun gözlerinden gelemli yaş....

 

Yıllardır aynı ip üstünde çalışmış,

 

İki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri...

 

Parkurun bütün zorluklarına rağmen

 

Dostluğumuzu koruyabildik,

 

Acıları birlikte göğüsledik ya;

 

Yenildik sayılmaz diyebilmeli...

 

Issızlığın yalnızlığın en koyulaştığı anda,

 

Küçük bir kağıda yazdığımız

 

Kısa ama ümit vari bir yazıyı

 

Yüreğe benzer bir taşa bağlayıp

 

Birbirimizin camından içeri ata bilmeliyiz.

 

Bunu da aşacağız !

 

Bir Dost :)

Gönderi tarihi:
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın.....

 

.

.

 

Küçük bir kağıda yazdığımız

 

Kısa ama ümit vari bir yazıyı

 

Yüreğe benzer bir taşa bağlayıp

 

Birbirimizin camından içeri ata bilmeliyiz.

 

Bunu da aşacağız !

 

Bir Dost :)

:clover: akşam akşam dokundun mematim yine kalbime... :) bir gün penceremden o taş gelirse eğer bilirim ki bir dost... ! pencerem kırılmayı bekler... yüreğim de senin gibi bir dostu... :kiss:

teşekkür ederim... :hug:

Gönderi tarihi:

:hug: o zaman bir dize..bir bölüm gelsin bize.. :clover:

 

Uykunda ağlıyorsun...

Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum

seninle...

Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada

yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum...

Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın

kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız

inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle

inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin,

bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni

aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının

karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam...

Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta

yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik

kokardı.

 

:wub::flowers:

Gönderi tarihi:

Ruh ikizim bir bilsen nasıl yorgunum ben, gloria ablamıda özledimm hemde nasılll.....

 

Senidee özledimmmm canım, benim netimde hala yok öff pöfff:S:S:S

 

Neseee gine kuzenden bağlandım bir uğrayayım dedim :D

 

Birgün gloria ablamıda alıp gelsek İzmire seni görmeye :D:D

 

Bi tatil lazım banaa kısada olsaa....

Gönderi tarihi:
Ruh ikizim bir bilsen nasıl yorgunum ben, gloria ablamıda özledimm hemde nasılll.....

 

Senidee özledimmmm canım, benim netimde hala yok öff pöfff:S:S:S

 

Neseee gine kuzenden bağlandım bir uğrayayım dedim :D

 

Birgün gloria ablamıda alıp gelsek İzmire seni görmeye :D:D

 

Bi tatil lazım banaa kısada olsaa....

heyyyyy.. yakaladım seniii ruh ikizim.. kaçamazsın.... tuttum yakandann dur bakem.. :lol: yine kuzenin demek... hayır isyan edicek bastıramıcaz isyanını yaaff... :stuart: ama kuzenine sevgilerimi ilet seni görmemi sağladığı için... :) canım benim yaa evett ben de senii özledim..böyle adını görünce bile.. yuppii diyorum.. gelmiş ruh ikizim.... :hug:

 

evetttt.. İzmir'e gelin beni görmeye.. :crying: bakk söyledin şimdi.. artık beklerim hee..ona göre.. :) çok güzel olurr vallahi billahi..

 

bugün neşem pek yerinde... seni gördüm şimdi daha çokkk mutlu oldum bak ben... :rolleyes:

Gönderi tarihi:

Valla gene çıkmam lazım, netim bağlanack kısa bir süre sonra bol bol konuşuruz ruh ikizim....

 

Gloria ablama ile bu İzmir konusunu konuşacağım, İzmire hiç gelmedim başka bir sitedeki toplantı için gelecektim geçen aylarda ama kısmet olmadı...

 

 

İnşallah seni görmeye geliriz kısmet olurda....

Gönderi tarihi:
Valla gene çıkmam lazım, netim bağlanack kısa bir süre sonra bol bol konuşuruz ruh ikizim....

 

Gloria ablama ile bu İzmir konusunu konuşacağım, İzmire hiç gelmedim başka bir sitedeki toplantı için gelecektim geçen aylarda ama kısmet olmadı...

 

 

İnşallah seni görmeye geliriz kısmet olurda....

:wub: tamam ruh ikizim.. konuş ben bekliyorumm sizi... çok memnun olurum.. İzmir'e de gelmemişsinn .. oo süper olur işte.. gezeriz bol bol...

 

tamam çık ama yine gel.. netinin bağlanıcağı günü vinçle çekiyorum.. :D:hug:

Gönderi tarihi:

Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikayet eden; Her gün hayatinin ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı Hayat, ona göre, çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.

 

Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkıyordu karşısına.

 

Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi.

 

Bir gün onu mutfağa götürdü.

Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu.

 

Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, Bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu Daha sonra kızına tek kelime etmeden, beklemeye başladı.

 

Kızı da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu.

 

Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı.

 

Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi.

Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı.

Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu.

İkincisinden yumurtayı çıkardı.

Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı.

Kızına dönerek sordu: - "Ne görüyorsun ?"

"Patates, yumurta ve kahve" diye alaylı bir cevap verdi kızı.

"Daha yakından bak bir de" dedi baba , "patatese dokun."

Kız denileni yaptı ve patatesin yumuşamış olduğunu söyledi.

"Ayni şekilde, yumurtayı da incele". Kız, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü.

En sonunda, kızının kahveden bir yudum almasını söyledi.

Söylenileni yapan kızın yüzüne, kahvenin nefis tadıyla bir gülümseme yayıldı.

Ama yine de bütün bunlardan bir şey anlamamıştı "Bütün bunlar ne anlama geliyor baba? "

Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de ayni sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun içinde kaldıklarını anlattı.

Ama her biri bu sıkıntı karşısında farklı farklı tepkiler vermişlerdi.

Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştü.

Yumurta ise çok kırılgandı; dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kaynar suda kalınca, yumurta sertleşmiş katılaşmıştı.

Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı.

"Sen hangisisin" diye sordu kızına.

"Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?"

"Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? "

"Yumurta gibi, kalbini mi katılaştıracakcaksın? "

"Yoksa, Kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin "

 

Gönderi tarihi:
Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikayet eden; Her gün hayatinin ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı Hayat, ona göre, çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.

 

Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkıyordu karşısına.

 

Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi.

 

Bir gün onu mutfağa götürdü.

Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu.

 

Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, Bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu Daha sonra kızına tek kelime etmeden, beklemeye başladı.

 

Kızı da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu.

 

Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı.

 

Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi.

Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı.

Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu.

İkincisinden yumurtayı çıkardı.

Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı.

Kızına dönerek sordu: - "Ne görüyorsun ?"

"Patates, yumurta ve kahve" diye alaylı bir cevap verdi kızı.

"Daha yakından bak bir de" dedi baba , "patatese dokun."

Kız denileni yaptı ve patatesin yumuşamış olduğunu söyledi.

"Ayni şekilde, yumurtayı da incele". Kız, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü.

En sonunda, kızının kahveden bir yudum almasını söyledi.

Söylenileni yapan kızın yüzüne, kahvenin nefis tadıyla bir gülümseme yayıldı.

Ama yine de bütün bunlardan bir şey anlamamıştı "Bütün bunlar ne anlama geliyor baba? "

Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de ayni sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun içinde kaldıklarını anlattı.

Ama her biri bu sıkıntı karşısında farklı farklı tepkiler vermişlerdi.

Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştü.

Yumurta ise çok kırılgandı; dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kaynar suda kalınca, yumurta sertleşmiş katılaşmıştı.

Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı.

"Sen hangisisin" diye sordu kızına.

"Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?"

"Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? "

"Yumurta gibi, kalbini mi katılaştıracakcaksın? "

"Yoksa, Kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin "

 

 

 

evet...biliyordum ben bu hikayeyi..edebiyat hocamız anlatmıştı bize bunu . . . :clover: çok doğru, çok hoş gerçekten...

 

sağol fıstığım benim...güzel kahve çekirdeğim... :wub: hayatımın ayrı tadı ... çok teşekkürler... :hug:

Gönderi tarihi:

da78001a42e64e30aa78e8bpy7.jpg

 

Ruh ikizümmmm pen geldim pennnnn :)

 

İnternetim geldiii artık uzun uzunnnn yazışır ruhumun ikiziii :D

 

Üstteki resim çok hoşuma giderdi, çok temiz yüzlü minik bir çocuk seninle paylaşayım dedim umarım beğenirsin..... :unsure:

 

Umarım mutlu ve iyisindir ruh ikizim.....

Gönderi tarihi:

 

Ruh ikizümmmm pen geldim pennnnn

 

İnternetim geldiii artık uzun uzunnnn yazışır ruhumun ikiziii

 

Üstteki resim çok hoşuma giderdi, çok temiz yüzlü minik bir çocuk seninle paylaşayım dedim umarım beğenirsin.....

 

Umarım mutlu ve iyisindir ruh ikizim.....

heyyyyyyy ruh ikiziimmmm yaşasın yaa :):wub: ne güzel bir haber buuu... gülümsedim bak bu kadar buhranlarım arasındaaa :/

 

sınav haftalarıdaa... :lol: ben bu haftalarda aksi, cadıı nineler olur ya öyle oluyorum hehee... :P

gelemiyorum foruma pekk ama biticek inşallahh 2 hafta sonra falan... :( inşallah o da...

 

şimdi bir uğrayım dedim...direk defterime bakıım dedim sonra gidicemm zaten bir de baktım sen... :kiss:

 

bu arada resim şu an beni yansıtmış çok yorgun artık bıkmış kaldırmış yüzünüü yukarıya doğru, gökyüzünee.... sonra suratına yediği sular nefes vermiş ona.. :) şimdi, şşu an benim suratımdaki suda sende saklısın ruh ikizim... teşekkür ederim :clover:

 

:)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.