Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Arapçada kul-köle aynı anlamdadır. Ve kesin bir şekilde ayetler Allah'tan başka hiçbirşeye kul-köle olunamıyacağını,bunun yani yaratılmışa kulluğun şirk ve cehennemlik bir davranış olduğunu belirtir: Enbiya Suresi 98. Ayet:" Siz ve Allah'ın berisinden, kulluk/kölelik ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz." Maide Suresi 76. Ayet: Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir." "Allah’ım, biz yalnız Sana kulluk ederiz (ABİDU); yalnız Senden yardim isteriz." (1:5). ************************************************************** Kuran'da belirtildiği üzere peygamberlerin bile köle edinme yetkisi yoktur.Allah'ın dışında , yaratılmış bir şeye kulluk-kölelik en büyük günahlardandır.: Ali İmran Suresi 79. Ayet: Allah'ın kendisine kitap, bilgi ve peygamberlik vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: "Allah'a değil bana kul olun" diyebilme yetkisi yoktur. Ancak: "Kitabı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle Allah yolunun erleri olunuz!" der. Hud Suresi 2. Ayet: şöyle ki, Allah'tan başkasına kul olmayın! Ben size O'nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim! ************************************************************** İslam dininden sonra hiçbir müslüman köle edinememiştir(Kuran'daki gerçek İslamın uygulandığı dönemler).Ama cahiliye döneminden kalma kölelerin bırakılması adım adım olmuştur.Ayetler en ufak birşeyde eldeki kölelerin serbest bırakılmasını,onlara maddi yardım yapılmasını ve çağı gelmişse-istiyorsa evlendirilmesini emreder:(4-92,5-89 vb. birçok ayet neredeyse sağa baktın bir köle azad et,sola baktın bir köle azad et şeklindedir) 90:10 Ona iki yolu göstermedik mi? 90:11 Ne var ki zor yola katlanamadı. 90:12 Zor yolun ne olduğunu bilir misin? 90:13 Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır;2 ************************************************************** İslam'dan sonra insanların tutsak alınmasının tek yolu savaşlarda ele geçen esirlerdir.Burada da: 1-Saldırı savaşı kesinlikle yasaktır.Yalnızca ve yalnızca savunma savaşına izin vardır: "Size SALDIRANLARLA Allah için savaşın. Haksız yere savaşmayın. Allah haddi aşanları sevmez (2:190)." 8:67 Hiçbir peygambere, yeryüzünde savaşa katılmaksızın esirler edinmesi yakışmaz. Siz bu dünyanın geçici malını istiyorsunuz; ALLAH ise (sizin için) ahireti ister. ALLAH Üstündür, Bilgedir.8 2-Savunma savaşında da ele geçirilen insanlar köle olarak elde tutulamaz,bir müddet sonra bırakılırlar bu savaş eserleri de.... "Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın."(47-4) Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Sevgili emre kul ile köle aynıdır diyerek ironi yapıyorsunuz..Allaha kul olmak ile alınır satılır hizmetli olan hurriyeti olmayan kölenin ayirimina daha varamadiysan biz ne dersek bos…cariye ile kolenin arasindaki farki belirleyen tek sey cinsiyettir..erkek her turlu hizmette kullanilir, cariye ise ev ici islerde ******* hizmet vermektedir. "Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile, katimizdan kendisine verdigimiz güzel riziktan gizli ve açik olarak harcayan (hür) bir kimseyi örnek verir. Bunlar hiç esit olurlar mi?..." (16 Nahl 75) bu ayetten hur, kole ve kul kelimelerinin anlamlarini bulabilirsin bulmak isityorsan tabi.. seriatla yonetilen suudi arabistanda bile köleligi ingilizlerin baskisi ile 1927 yilinda cidde anlasmasi ile kaldirmislardir..kurani anayasa Kabul eden bu ulkede batili ulkelere karsi sirin gorunmek icin yasal olarak kole alinip satilmak yasak olsada pratikte hala devam etmektedir.. yakin zamanda lubnan israil savasinda,iranli bir devlet yetkilisi yahudilerin kadinlarinin muslumanlara helal oldugunu soylemisti.. misirdaki el-azhar universiteside savas esirlerinin kole olarak kullanabilecegi fetvasini vermistir.. insanlara ozgurluk, barış ve huzur vaad eden dinin pratikteki düşünceleri bunlardir..uluslar arası baskılardan korktuklari icin bu konuda ciddi adimlar atamamaktadirlar.. peki bu acıklamalarin dayanagi nadir? Neyi referans almaktadirlar? Tek kaynak kurandir..kuranda kole azad etmek sevap kazanmak icindir..Muhammedin ne sis yansin ne kebap yansin turunden ayetleridir bu..ama koleligin yasaklandigi tek ayet yoktur.. Batili devletlerin baskısı olmasaydı kolelik hala yasal olarak devam ediyor olacaktı..pratikte de devam etmektedir.. Islamla birlikte yıkılan okadar gelenek varki..mesela evlatliginin karisi ile evlenmek cahiliye döneminde yasakken “muhammed kimsenin babasi degildir” diyerek gelen tek bir ayetle bu gelenek yıkılmaktadır. Mesela domuz yemek, icki icmek ayetlerle yasaklanmisken neden kolelik yasaklanmamistir..iman sahibi insanlar kolelik yasaklanmis olsaydi imanlarini yitireceklerdi..islamdan mı çıkacaktı ? Mallarınızı islam icin harcayin diyen allah, kolelerinizide azad edin diyemiyormuydu..Nasil bir tanrıdır ki yarattığı kulunun köle olmasina göz yumar Yinede korunmus tek kaynak dedigin kitaptan kölelik nadir ayetlerle aciklamaya calisalim Nisa 92: Kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir.. Kim diyor kole azad edilmek teşvik edilmistir diye..azad etmiyorsan diyet odemekle yetinebilirsin.. Ayetten anlasilacagi gibi müslüman olmak bile köle olmaya veya azad etmeye yeterli degildir..musluman muslumani bile kole yapabilir.. "Allah size kendinizden bir misal vermektedir. Size verdigimiz riziklarda, emrinizde bulunan kölelerinizi de esit sûrette hak sahibi olmalarina râzi olur ve birbirinizi saydiginiz bu ortaklarinizi da sayar misiniz ki, bizzat yaptiginiz islerde Bize ortak kosulmasina râzi olasiniz..." ( 30 Rûm 28) "... begendiginiz (veya size helâl olan) kadinlardan ikiser, üçer, dörder alin. Haksizlik yapmaktan korkarsaniz bir tane alin; yahud da sahip oldugunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrilmamaniz için en uygun olanidir". ( 4 Nisâ 3) "Allah, size rastgele yeminlerinizden dolayi degil, (fakat) bile bile ettiginiz yeminlerden ötürü hesap sorar. Yemînin keffâreti, âilenize yedirdiginizin ortalamasindan on düskünü yedirmek, yâhut giydirmek ya da bir köle azâd etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalidir..." (5 Mâide 89) Neden burada kesin köle azad edeceksiniz demez..10 düsküne yemek yedirin, olmazsa 3 gun oruc)) "Kadinlardan zihâr ile ayrilmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karilariyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavusturmalari gerekir..." ( 58 Mücâdele 3) Kölelerinizden ve cariyelerinizden elverisli olanlari evlendirin..." ( 24 Nûr 32) Sahib oldugunuz câriyeler müstesna, evli kadinlar da size haram kilinmistir..." ( Nisâ 24). "Allah kiminize kiminizden daha bol rizik verdi. Bol rizik verilenler, sag ellerinin satin alip sahip olduklari kölelerine riziklarini verirlerken kendilerini rizik alaninda onlara esit saymazlar..." (16 Nahl 71). "Tanri size kendinizden bir misâl vermektedir. Size verdigimiz riziklarda, (sag elinizle satin alip sahip oldugunuz) kölelerinizin de esit sûrette hak sahibi olmalarina râzi olur ve birbirinizi saydiginiz gibi bu ortaklarinizi sayar misiniz ki, bizzat yaptigimiz islerde bize ortaklar kosulmasina râzi olasiniz?..." (K. 30 Rûm 28) “ Ey Muhammed!... Allahiin sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri... sana helâl kildik...” (33 Ahzâb 50) Sevgili emre..bu kadar kole ve cariye ayetinden sonar hala islamda kölelik yoktur dermisin..senin dedigin gibi saga bak kole azad et, sola bak kole azad et yoktur "Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin, onlardan bir iyilik görürseniz, bedel vermelerini kabul edin..."(24 Nûr 33) Görüldüğü gibi kölenden iyilik görürsen bedel karşılığı bırakıyorsun..bunun neresi teşviktir.?.Bu bir ticarettir emre kardesim.. islam karşıtlarının yaptığı en güzel çarpıtmaca taktiklerinden biri de ayet cımbızlamadır. Bu yolla surenin bağlamından koparılan ayet alınır ve aslında sadece savunma savaşına izin veren söylemler sanki saldırı savaşını ve dinsel baskıyı emrediyormuş gibi gösterilir. Peki güzel kardeşim başkalarını cımbızlamakla suçlarken aynı şeyi kendin yapmış olmuyormusun.?Madem ki kuranda kölelik kesinlikle yasaktır diyorsun,öyleyse kuranda kölelikle ilgili ne kadar ayetler varsa yazman gerekmez mi idi ? Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Arapçada kul-köle aynı anlamdadır. Ve kesin bir şekilde ayetler Allah'tan başka hiçbirşeye kul-köle olunamıyacağını,bunun yani yaratılmışa kulluğun şirk ve cehennemlik bir davranış olduğunu belirtir: Enbiya Suresi 98. Ayet:" Siz ve Allah'ın berisinden, kulluk/kölelik ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz." Maide Suresi 76. Ayet: Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir." "Allah’ım, biz yalnız Sana kulluk ederiz (ABİDU); yalnız Senden yardim isteriz." (1:5). Haklısın allah kesinlikle insanları köle etmek ister,onların kendi hakkında düşünmesini istemez her lafında cehennemle tehdit eder yazdığın ayette maide 76 da Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir." der hatta daha ilginci 7/194. ALLAH'ın dışında çağırdıklarınız, sizin gibi kullardır. Haydi onları çağırın da size cevap versinler, sözünüzde doğru iseniz! 7/195. Üzerinde yürüyecekleri ayakları mı var? Tutmaları için elleri mi var? Görmeleri için gözleri mi var? İşitmeleri için kulakları mı var? De ki, "Ortaklarınızı çağırın ve benim için plan kurun. Hiç durmayın!" diyerek kendini bir nevi insanlaştırır ve çağırma anında cevap vereceğini de teyid eder ama savaşlarda canı yanan onca müslüman yalvarır ama ne hikmetse cevap vermez böylece 7/194 ayetin ALLAH'ın dışında çağırdıklarınız, sizin gibi kullardır kısmına tam olarak uyar. Kuran'da belirtildiği üzere peygamberlerin bile köle edinme yetkisi yoktur.Allah'ın dışında , yaratılmış bir şeye kulluk-kölelik en büyük günahlardandır.: Ali İmran Suresi 79. Ayet: Allah'ın kendisine kitap, bilgi ve peygamberlik vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: "Allah'a değil bana kul olun" diyebilme yetkisi yoktur. Ancak: "Kitabı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle Allah yolunun erleri olunuz!" der. Hud Suresi 2. Ayet: şöyle ki, Allah'tan başkasına kul olmayın! Ben size O'nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim! ************************************************************** İslam dininden sonra hiçbir müslüman köle edinememiştir(Kuran'daki gerçek İslamın uygulandığı dönemler).Ama cahiliye döneminden kalma kölelerin bırakılması adım adım olmuştur.Ayetler en ufak birşeyde eldeki kölelerin serbest bırakılmasını,onlara maddi yardım yapılmasını ve çağı gelmişse-istiyorsa evlendirilmesini emreder:(4-92,5-89 vb. birçok ayet neredeyse sağa baktın bir köle azad et,sola baktın bir köle azad et şeklindedir) 90:10 Ona iki yolu göstermedik mi? 90:11 Ne var ki zor yola katlanamadı. 90:12 Zor yolun ne olduğunu bilir misin? 90:13 Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır; Kuranda peygamberlerin köle edinmemesi diye bişey yoktur. tövbe/60 Sadakalar, (zekatlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekat toplayan) memurlara, kalbleri (İslam'a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur (toplanan zekat, ancak bu sayılanlara verilir). Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nahl /75 Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. Hiç bunlar bir olurlar mı? Hamd Allah'a mahsustur, fakat çokları bilmezler Ahzab/ 55 Onlara (yani Peygamberin hanımlarına) ne babaları, ne oğulları, ne kardeşleri, ne kardeşlerinin oğulları, ne kızkardeşlerinin oğulları, ne kadınları ve ne de ellerinin altında bulunan(köle)leri hakkında bir günah yoktur, (bunlara karşı örtünmeleri gerekmez. Ey Peygamberin hanımları) Allah'tan korkun; şüphesiz Allah, her şeyi görmektedir Zümer/ 29 Allah, (ortak koşanla tek Allah'a inananın durumunu anlatmak için) şöyle bir misal verdi: Birbiriyle çekişen ortaklara bağlı olan bir adam (yani köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adam. Şimdi bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd yalnız Allah'a mahsustur, fakat çokları (yalnız Allah'a tapılacağını) bilmiyorlar. 33/50. Ey Peygamber! Biz sana su hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdigin eslerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediginde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere degil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara esleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldıgımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Görüldüğü gibi kuran ve peygamber köleliği kaldırmak yerine destekler bile. bu arada 90:13 Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır yazdığın bu ayetin meali hatalı aslı aşağıda yazdığım şekildedir. Beled 13 Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek, Dahası birde veda hutbesi varki son noktayı koyar. Babasından başkasının çocuğu olduğu iddiasında bulunan soysuz ya da efendisinden başkasını efendi edinen nankör Allah’ın gazabına, Meleklerin lanetine ve tüm insanların ilencine uğrasın! Allah, böyle kimselerin (Kıyamet Günü) ne tövbelerini ne de adalet ve tanıklıklarını kabul eder. Ve’s-Selamü Aleyküm!” İslam'dan sonra insanların tutsak alınmasının tek yolu savaşlarda ele geçen esirlerdir.Burada da: 1-Saldırı savaşı kesinlikle yasaktır.Yalnızca ve yalnızca savunma savaşına izin vardır: "Size SALDIRANLARLA Allah için savaşın. Haksız yere savaşmayın. Allah haddi aşanları sevmez (2:190)." 8:67 Hiçbir peygambere, yeryüzünde savaşa katılmaksızın esirler edinmesi yakışmaz. Siz bu dünyanın geçici malını istiyorsunuz; ALLAH ise (sizin için) ahireti ister. ALLAH Üstündür, Bilgedir.8 2-Savunma savaşında da ele geçirilen insanlar köle olarak elde tutulamaz,bir müddet sonra bırakılırlar bu savaş eserleri de.... "Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın."(47-4) Saldırı savaşı yok demişsinde bence yanılıyorsun. Bakara 193 Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur. Bakara 216 Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz Nisa 74 O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz. Nisa 84 Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kafirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir. Maide 33 Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır. Enfal 39 Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkara) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür. Enfal 57 Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt. Enfal 65 Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kafire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kafir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur Tevbe 29 Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın. Bakalım kuran esirlerle alakalı ne der Bakara 85 Bu misakı kabul eden sizler, (verdiğiniz sözün tersine) birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduğu halde (hem çıkarıyor hemde) size esirler olarak geldiklerinde fidye verip onları kurtarıyorsunuz. Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla ****** değildir Nisa 24 (Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah'ın size emri budur. Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helal kılındı. Onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir Enfal 67 Yeryüzünde ağır basıncaya (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. Gördünmü esir bulundurma (Köle edinme) şartı ne imiş.Müslümanlar yeryüzünde ağır basıncaya kadar. Enfal 70 Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki: Eğer Allah kalplerinizde hayır olduğunu bilirse, sizden alınandan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir Ahzab 26 Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz Umarım yeterlidir örnekleri çoğaltmak mümkün son söz olarak Kuran köleliği kaldırmaz aksine onları ganimet olarak görür. Alıntı
Φ enkas Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 HAKSÖZ VE SAKLI GERÇEK; kur-an ayetlerini bölük pörçük sunarak nereye kadar... siz edebiyatta zirve bir kitabın belli başlı yerlerini sunarak,üstelik diğer konularla ilişkisine bakmadan üstelik kitabın dilini,o dilin mantığını bilmeden,o dildeki deyimleri,kullanılan sembolleri bilmeden,ve edebiyatta var olan mecaz,istiare, gibi kaidelere riayet etmeksizin,ayrıca bazı ayetlerin allegorik,müteşabih olduğunu unutarak ,yani kısacası bu konuda hiçbir ehliyete sahip olmadığınız halde neden bunca saldırı, batıda fikirler şöyle gelişir,tez-antitez=sentez bu bir tezse şayet siz öyle varsayın ,sizde büsbütün karalamak yerine bir anti tez oluşturun,bakalım..karalamak yerine alternatif sunun.bakın ciddi bir seviye kaybına uğruyorsunuz,yoksa yazdıklarınızı kimse okumaz arkadaşlar.************ ********* ******** Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 HAKSÖZ VE SAKLI GERÇEK; kur-an ayetlerini bölük pörçük sunarak nereye kadar... siz edebiyatta zirve bir kitabın belli başlı yerlerini sunarak,üstelik diğer konularla ilişkisine bakmadan üstelik kitabın dilini,o dilin mantığını bilmeden,o dildeki deyimleri,kullanılan sembolleri bilmeden,ve edebiyatta var olan mecaz,istiare, gibi kaidelere riayet etmeksizin,ayrıca bazı ayetlerin allegorik,müteşabih olduğunu unutarak ,yani kısacası bu konuda hiçbir ehliyete sahip olmadığınız halde neden bunca saldırı, batıda fikirler şöyle gelişir,tez-antitez=sentez bu bir tezse şayet siz öyle varsayın ,sizde büsbütün karalamak yerine bir anti tez oluşturun,bakalım..karalamak yerine alternatif sunun.bakın ciddi bir seviye kaybına uğruyorsunuz,yoksa yazdıklarınızı kimse okumaz arkadaşlar.************ ********* ******** cahilliğimize ver kardeşim kafamıza göre takılıyoruz işte. Alıntı
Φ enkas Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 kafanıza göre karalamayın işte ,kafanıza danışında mucizeyi görün.gerçekten hidayetinize duacıyım.siz burda bana küfür de etseniz şefkat-i hemcinsiyem size dua etmeme sebep oluyor.zaten belki faydam olur diye burdayım.buda fiili bir dua.size şahsen çok faydalandığım bir makaleyi tavsiye ediyorum.bu konuda başlıkta açtım.ontolojik açıdan psikoloji ve din.okuyalım da seviyemiz artsın. Alıntı
Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 HAKSÖZ VE SAKLI GERÇEK; kur-an ayetlerini bölük pörçük sunarak nereye kadar... siz edebiyatta zirve bir kitabın belli başlı yerlerini sunarak,üstelik diğer konularla ilişkisine bakmadan üstelik kitabın dilini,o dilin mantığını bilmeden,o dildeki deyimleri,kullanılan sembolleri bilmeden,ve edebiyatta var olan mecaz,istiare, gibi kaidelere riayet etmeksizin,ayrıca bazı ayetlerin allegorik,müteşabih olduğunu unutarak ,yani kısacası bu konuda hiçbir ehliyete sahip olmadığınız halde neden bunca saldırı, batıda fikirler şöyle gelişir,tez-antitez=sentez bu bir tezse şayet siz öyle varsayın ,sizde büsbütün karalamak yerine bir anti tez oluşturun,bakalım..karalamak yerine alternatif sunun.bakın ciddi bir seviye kaybına uğruyorsunuz,yoksa yazdıklarınızı kimse okumaz arkadaşlar.************ ********* ******** Sevgili Enkas bildiğinizi varsayarak kuran zaten karıştırılmış yani ayetler allah tan indiği sıralamada değil.Zaten muhammed de bu eserinin kitaplaşacağını umut etmediği için fazla özenle saklamamış.Asılları yakılmış,Ebubekir tarafından yazdırılan yedi tanede yok piyasada,Ortada haccac diye bir vatandaş ve kurana bin tane elif ekletme hadisesi mevcut.Sonra devreye kuran yazımı için osman girmektedir. Osman, aynızamanda Kuran’ı -mevcut surelerden- Zayd ibn Thabit başkanlığındaki bir komisyona derletip kitap olarak yazdırtan kişidir... Kuran’ın sonradan bu şekilde kitaplaştırılmış olması işi, İslam içinde ve dışında tartışmalıdır. Sözkonus olay, içinde bazı şüpheleri barındırmaktadır. Dönemin en ünlü şairleri tarafından yeniden yazılarak kitaplaştırılan surelerin birkısmının mevcut egemen gücünün hesabına gelecek biçimde tahrif edildikleri ve hatta yeni eklemeler yapıldığı yönünde söylentiler mevcuttur. Diğer haksızlıklarla birlikte özellikle bu son işi nedeniyle Halife Osman, -daha sonra İslam’ın dışında anlamında- “Harici” olarak anılacak gurup tarafından öldürülecektir... Osman’ı Medine’de kendi evinde öldüren başkaldırmış Müslüman askerler, “Gecikenler; Sonradan Dahil Olanlar” anlamında “Murji’ah” olarak anılan İslam içindeki en erken tarikatlardan birinin üyeleridirler ve aynızamanda ilk Müslüman olanlardandırlar. Sayın Enkas amaç karalamak değil gerçeğin ortaya çıkması bizimde yaptığımız bu.Muhkem müteşabih olayı ise bir kılıftır beğendiğini al beğenmediğine müteşabih de sıyrıl.Bunun bukadar kolay olmaması lazım. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Merhabalar, Kuranda "Andolsunki, biz size köleliği yasakladık" diyen hiçbir ayet yoktur. Kuran köleliği legalleştirerek, onun dünya üzerinden kaldırılmasının yüzyıllarca gecikmesine sebep olmuştur. Kuranda köleliği yasaklamayı bırakın, köleliği kınayan dahi tek bir ayet yoktur. Saygılarımla. Alıntı
Φ enkas Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Sevgili Enkas bildiğinizi varsayarak kuran zaten karıştırılmış yani ayetler allah tan indiği sıralamada değil.Zaten muhammed de bu eserinin kitaplaşacağını umut etmediği için fazla özenle saklamamış.Asılları yakılmış,Ebubekir tarafından yazdırılan yedi tanede yok piyasada,Ortada haccac diye bir vatandaş ve kurana bin tane elif ekletme hadisesi mevcut.Sonra devreye kuran yazımı için osman girmektedir. Osman, aynızamanda Kuran’ı -mevcut surelerden- Zayd ibn Thabit başkanlığındaki bir komisyona derletip kitap olarak yazdırtan kişidir... Kuran’ın sonradan bu şekilde kitaplaştırılmış olması işi, İslam içinde ve dışında tartışmalıdır. Sözkonus olay, içinde bazı şüpheleri barındırmaktadır. Dönemin en ünlü şairleri tarafından yeniden yazılarak kitaplaştırılan surelerin birkısmının mevcut egemen gücünün hesabına gelecek biçimde tahrif edildikleri ve hatta yeni eklemeler yapıldığı yönünde söylentiler mevcuttur. Diğer haksızlıklarla birlikte özellikle bu son işi nedeniyle Halife Osman, -daha sonra İslam’ın dışında anlamında- “Harici” olarak anılacak gurup tarafından öldürülecektir... Osman’ı Medine’de kendi evinde öldüren başkaldırmış Müslüman askerler, “Gecikenler; Sonradan Dahil Olanlar” anlamında “Murji’ah” olarak anılan İslam içindeki en erken tarikatlardan birinin üyeleridirler ve aynızamanda ilk Müslüman olanlardandırlar. Sayın Enkas amaç karalamak değil gerçeğin ortaya çıkması bizimde yaptığımız bu.Muhkem müteşabih olayı ise bir kılıftır beğendiğini al beğenmediğine müteşabih de sıyrıl.Bunun bukadar kolay olmaması lazım. KILAVUZU TURAN DURSUN OLANIN BURNU..................................... BAK KARDEŞİM,şimdi turan dursun taklitçiliğini bir kenara bırakalım ve bahaeddin sağlam'dan yaptığım şu alıntılara birlikte göz atalım.. Başta şunu bilmek gerekir ki; kaynak açısından kölelik İslama dayanmadığı gibi varlığı da İslamla devam ettirilmemiştir. Kölelik geçmişte ve bugün İslamdışı emperyalist, feodal vs. ideolojilerin eseri olmuş ve bunlarla varlığını devam ettirmiştir. Şimdi Peygamberimiz devrinde toplumsal yapının kölelik boyutuna bakalım. O devirde Arabistan'da ve genel olarak dünyada iki çeşit kölelik vardı; a) Hür insanları bazı ülkelerden zorla toplayıp köle olarak satmak şeklinde oluşan kölelik, Savaşlarda esir düşenleri köle statüsüne sokarak oluşturulan kölelik... İlk şekli Allah ve Peygamber tarafından bize aktarılan şu sözle kesin olarak yasaklanmıştır; “Allah şöyle buyurdu: Üç topluluk vardır ki ben kıyamet günü onların karşısındayım, onların düşmanıyım. Benim düşman olduğum kimsenin durumu ise perişandır. Birincisi benim adıma söz verip sonra sözünden dönen, ikincisi HÜR BİR İNSANI KÖLE YAPAN, üçüncüsü, çalıştırdığı işçinin ücretini vermeyen” Hz.Muhammed “sav” (Buhari) Böylece İslam hür insanın köle edilemeyeceğini açıkça ifade etmiş, köleliğin tarihsel temelini yıkmıştır. Bu konuda İslam kaynaklarında şunları görüyoruz; « Hepiniz birbirinizdensiniz. » Nisa, 25 “Siz Ademoğullarısınız, Adem de topraktandır” “Biliniz ki hiçbir Arab'ın Arap olmayana, Arap olmayan kimsenin de bir Araba, hiçbir beyazın siyaha, hiçbir siyahın da beyaza üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak Allah'a yakınlık, mükemmellik ve arınma iledir” Hz.Muhammed (Taberi) Bu ayet ve hadisler gösteriyor ki, İslam ırk, renk, soy üstünlüğünü kesinlikle reddetmiştir. İkinci şekildeki kölelik hakkında ise İslamın hükmü şöyledir; Müslümanlarla savaşan emperyalist ve zalim milletler savaşta ellerine geçen tutsakları karşılıklı olarak salıvermeye yanaşmadıkları takdirde savaş esirlerinin köle yapılmasına izin vardır. (Fakat buradaki köle kavramı tarihteki kölelik kavramından farklıdır; İslam'da köle almak köle olmak gibidir.) Şimdi konuyu biraz irdeleyelim. Diyelim ki İslam devleti ile emperyalist bir ülke savaştılar ve her iki tarafta da savaş esirleri var. İslam devleti bu durumda esirlerin karşılıklı salıverilmesini teklif eder. Karşı taraf bu teklifi kabul etmezse İslam şu ihtimalleri ortaya koyar; a) Salıverilmeleri İslam devleti için zararlı değilse, serbest bırakılırlar. Savaş esirlerini iyilik ve ihsan ile salıvermek hayırlı işlerdendir (Muhammed, 4). Esirleri Müslüman ailelerin evlerine yerleştirmek. Burada şunu belirtelim ki; Batı dünyası, savaş esirleri sorununa toplama kamplarıyla çözüm aramıştır. Buralarda savaş esirleri bütün insani haklardan yoksun bir şekilde karşılıksız çalışmaya zorlanarak ömür boyu hapishane hayatına mahkum edilmektedirler. Buna karşın İslamın getirdiği çözüm yolu, bu esirleri Müslümanlar arasında fert fert dağıtmaktır. Müslümanların hukuki sorumluluğuna verilen bu savaş esirlerinin kanuni statüleri vardır. Esirlerle Müslümanlar arasında İlahi sevgi ve adalete dayalı olarak kurulan bu ilişki, onların toplumda insanca yaşamalarını ve İslamı her yönüyle tanımalarını sağlamaktadır. Kısacası şunu diyebiliriz ki; İslamdaki kölelikten kasıt savaş esirliğidir. Bunun dışında bir kölelik sözkonusu değildir. Köleden kasıt, kesinlikle üzerinde sınırsız yetkiye sahip olunan kişi demek değildir...İslam esirlerle ilgili olarak şu sorumlulukları getirmiştir; 1) Elinizin altında bulunan kölelere iyilik ve güzellikle davranın... 2) Köleleriniz kardeşlerinizdir. Kimin kardeşi elinin altında (yani hukuki sorumluluğunda) bulunursa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara yapamayacakları işi yüklemesin, zor işlerde onlara yardım edin (Buhari). 3) Kölelerin duygularına saygı ve onun haysiyetini koruma konusunda Hz.Muhammed “sav” şöyle demiştir; “Sizden hiçbiriniz, bu benim kölemdir, bu benim cariyemdir, demesin. Ancak kızım, oğlum veya kardeşim, desin” (Buhari) 4) Onlarla serbest kalmak üzere anlaşma yapılır. Yani belirlenecek bir ücret karşılığında her esir serbest kalma anlaşması yapar. Kuran'ın bu konudaki açıklamasından, kölenin bu konuda getireceği teklifi kabul etmenin zorunlu olduğu anlaşılır (Nur, 33). Ve onlara yaptıkları iş karşılığında ücret ödenmesi gerekir. 5) Karşılıksız olarak serbest bırakılabilirler. Bu konuda bizzat Peygamberimiz 63 köle azat ederek örnek olmuştur. Hz.Aişe 67, Hz.Abbas 70, Hz.Abdullah bin Ömer 100, Hz.Abdurrahman bin Avf 3000 köle azat ederek İslamın bu konudaki anlayışını, uygulamalarıyla gözler önüne sermiştir. Şu da bilinmelidir ki, Müslümanlar başkalarının kölelerini de satın alıp azat etmişlerdir. Sonuçta Dört Halife devri sona ermeden İslam öncesi köle olanların hepsi hürriyetlerini elde etmiş bulunuyorlardı. Bu sayede tarihten miras alınan kölelik pratikte kaldırılmış oldu. İslam hür insanların kaçırılıp köle yapılması anlayışını reddederek köleliğin kaynağını kurutmuş, savaş esirliği dışındaki köleliği ortadan kaldırmıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki, İslamda kölelik yok, savaş esirliği vardır. Şöyle bir soru sorulabilir; “İslam niçin ilk anda toplumda bulunan köleleri hemen hürriyetlerine kavuşturma yoluna gitmedi?” İslam toplum eğitiminde kişisel ve toplumsal yasaları hesaba katarak çözüm yoluna gider. O devirdeki köleler yüzyıllardır kölelik kurumuna sahip bir toplumda yaşıyorlardı. Bu durum kölelerin üzerinde öyle bir etki yapmıştı ki; tek başlarına karar veremiyor, bir şey yapabilmek için başkasından gelecek emirleri bekliyorlardı. Her zaman emir almaya ve bu emirlerle iş yapmaya alışmışlardı. Tam bir kişisel özgürlük içinde kendi başlarına yaşamaları çok zordu. Hepsi bir konu üzerinde özelleşmişlerdi. Yani kimisi yalnız ekin biçerdi, kimisi yalnız ev temizlerdi, kimisi de yalnız hayvan bakımından anlardı. Bu durumdaki köleler toplumsal hayatın diğer üniteleriyle tam bir temasta olmadıkları için serbest bırakıldıklarında tek başlarına hayatlarını düzenleyemiyorlardı. Bu insanların hayatın her yönünü bilen ve toplumsal yaşamın her ünitesiyle temasta bulunan birinin gözetiminde eğitilmeye ihtiyacı vardı. Yani bu insanların özgürlük bilincine ve kişisel yeterliliğe ihtiyacı vardı. İşte İslam köleye benlik bilinci, insanlık onuru ve özgürlük bilinci kazandırmakla işe başlamış, yüzyıllar süren esirlik kültürünün etkilerini ortadan kaldırarak kağıt üzerinde değil insanların ruhlarında devrim yapmış, böylece köleliği kaldırmıştır. Yani onlara sözde hürriyeti değil gerçek hürriyeti vermiştir. Aynı toplumsal yapı günümüzde de sözkonusudur. Bugün toplumumuzda faiz, kumar, içki, fuhuş gibi neredeyse kurumsallaşmış bu yapıları bir günde ortadan kaldırmak mümkün değildir. Evet belki bir kararla resmi olarak kaldırılabilir. Ama buna karşın gayrı resmi bir şekilde sosyal hastalıklar toplumu kemirmeye devam eder. Yani görünüşte ortadan kalkarlar, gerçekte tüm boyutlarıyla devam ederler... (Amerikan İç Savaşı düşünülürse İslam’ın bu konuda uyguladığı yöntemin ne denli doğru ve ileri görüşlü olduğu açıkça görülür; orada köleler özgürlüklerine kavuşturulmuşsa da buna hazır olmayan ve gidecek yeri bulunmayan kölelerin çoğu eski efendilerinin yanına dönmüştür, dolayısı ile çözümler hayatın gerçekleriyle ve hedeflerle uyumlu olmalıdır.) Cariye Konusuna Gelince; Kadın savaş esirleri konusunda şunları söyleyebiliriz; Savaşta ele geçen kadın esirler düşman elindeki Müslüman esirlerle değiştirilir. Düşman buna yanaşmazsa kadın esirler İslam toplumunda Müslümanlara dağıtılır. Kadın esir (cariye) eğer isterse kanuni olarak kendisine bağlı bulunduğu erkekle ilişki kurabilir. Kadın esir kesinlikle başka erkeklerle ilişki kuramaz ve hiç kimse onu fuhşa zorlayamaz. Kendisiyle evlenmek isteyen bir kimse olursa (ve uygunsa) evlendir yanma yakılma gibi mevzuların sana tarihi tahlilini daha geniş bir zamanda yaparım ama önce gel bahaeddin sağlamı birlikte okuyalım.ne demiş bir bakalım! Semavi Kitapların Özellikleri; Yüce, Güzel, Olağanüstü Mesajları Taşımalarıdır Hayat bir yere girdiğinde oraya düzen verir. Çünkü hayat çokluğu birleştiren, dağınık şeyleri toplayan, hareketsizleri hareketlendiren bir ruhtur. Hayat girdiği ortamın malzemesini, havasını, toprağını, suyunu kullanır. Kuran vahye {göksel mesajlara} ruh {42/52, 40/15} diyor. Çünkü bu mesajlar dağınık insanları birleştirir. Topluma düzen ve hayat verir. Donuklaşmış akıl ve kalpleri nurlandırır. Evet, vahy dediğimiz bu ruh bu hayat, önce kendi bedenleri olarak dilin kelimelerine, cümlelerine son derece mükemmel bir birlik ve ahenk verirler. Cansız kelimeleri adeta canlandırırlar. 1400 senedir, Kuran'ın edebi bir eşi yapılamaması onun bu göksel canlılığından kaynaklanır. Buna rağmen vahy dediğimiz ruh, hangi topluma, hangi peygambere gelmişse hava, su ve toprak olarak önce o peygamberin ana dilinin kelimelerini bildiği benzetme ve bilgileri kullanır. O vahy bu sayede o toplumda kök salmış olur. Buna rağmen Allah elçilerine hiç bilinmedik bilgi vermiyor değildir. "Kuran'da Gaybi Haberler" diye kitaplar yazılmıştır Durum böyle olunca, Muhammed, İsa ve Musa {A.S.M} bu bilgileri falan kitaptan almışlar, -ki böyle iddiaların tarihi belgeleri yoktur- demek yüzeyselliktir, vahy özünü kavramamaktır. Bu yüzeysel iddialardan bir tanesi de Hz.Muhammed'in bu bilgileri Mekke'de hristiyan bir köleden almış olduğu iddiasıdır. Kuran bu konuda müşriklere karşı "yaslandıkları dil yabancıdır. Kuran ise apaçık bir Arapça'dır" {Nahl, 103} derken, kimse çıkıp "Hayır o köle Arapça bilirdi" dememiştir. {İbni Kesir, üç dört yoldan rivayet ediyor ki; o köle Arapça bilmiyormuş. Sadece; Peygamberimiz dindar bir kişidir, diye onun yanına uğrarmış, hal hatırını sorarmış} Kuran "Bu apaçık bir Arapçadır" demekle Kuran'ın edebi mucizeliğini gözönüne getiriyor. Manen o müşriklere, belli bir delile dayanmayan kuruntularına cevaben diyor ki; Farzı muhal, Muhammed bu bilgileri bilse dahi, siz kelime ve cümlelere takılmayın, içindeki olağanüstü {mucizeli} edebiyatına ve yüce mesajlarına bakın. Bunda bir itirazınız varsa işte meydan. Gelin bir benzerini getirin. Yoksa hepiniz helak olacaksınız {Bakara, 23} Böyle dediği halde kimse ortaya çıkamamıştır. Neticede savaşmaya mecbur kalmışlardır... Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Sevgili haksöz, ateistforumdaki cevabı bana aynen yazmışsın. O zaman ben de oradaki cevabımı aynen aktarıyorum: Bunların hepsinin açıklamasını bu tartışma başlığında yaptım ama gerçekleri görmek hoşunuza gitmediğinden anlamamazları oynamaya çılgınca devam ediyorsunuz. 1-Tek kaynak kuran'dır. Uydurma hadisleri,masalları ve uydurma tarihi bilgileri bir kenara atın. Allah ayetlerinde neyi istiyor,emrediyor ona bakın. 2-Peygamberin vefatından sonra arapların ve diğer müslüman toplumların yaptıklarını da bir kenara atın. Onlar Kuran dininin değil, kendi uydurdukları hadis dininin uygulayıcılarıdır. Kuran dini ise tasavvuf,mezhep,hadis dinlerine 180 derece ters bambaşka bir dindir. 3-Kuran'da kul ve köle aynı kelimeyle ifade edilip yasaklanmıştır. Bir tek Allah'a kulluk-kölelik edilir. O'nun dışında kul köle olmak cehennemlik bir suçtur. tabii edinmek de... 4-Eldeki kölelerin bırakılması hızlı ama aşamalı bir şekilde olmuştur. O kadar çok ayet var ki neredeyse ayağın takılsa köle azad ediyorsun. Hepsinin birden sokağa bırakılmasının sakıncalarından dolayı eldeki son köleler aşamalı olarak salınmıştır. 5-Savaş esirleri bile köle edinilemez ve salınmak zorundadır.Peygamber dahi kul-köle edinme yetkisine sahip değildir. 6-O verdiğiniz ayetler hem köleliği kötülemektedir yani size değil benim söylediğime destektir. Hem de yine görmezden geldiğiniz üzere, eldeki son kölelerin salınma sürecindeki yaşamlarıyla ilgili düzenlemelerdir. Bir daha köle edinemezsin yoksa Rablik taslamış olursun- ceheneme gidip gümbürdersin.Köle-kul olamazsın yaratılmışlara yine aynı şekilde gümbürdersin. ****************************************************************************** Evet o gösterdiğiniz ayetler son kölelerle ilgilidir.Ve yine köleliği eleştirmektedir."Hiç köleyle hür insan bir olur mu" diyen ve benzeri ayetlerde bile ya köle olanlara ya da edinenlere eleştiri vardır. kaldı ki verdiğim ayetlerde kölelik kesin olarak cehennemlik bir günahtır. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Kul ile köle aynı şey değildir. Kul sahibi olmak başkadır, köle sahibi olmak başkadır. Kul alınıp satılmaz ama köle alınıp satılır. Kul ile köleyi aynı şey olarak gösterirseniz, Kuran okumak dahi mümkün olmaz. Kurandaki kul diye geçen cümleleri köle, köle diye geçen kelimeleride kul diye okursanız hataya düşersiniz. Kulu kul, köleyide köle olarak okumalısınız. İslamda kul allaha aittir. Köle ise insanlara aittir. "İslamda kölelik yoktur demek" islamı çarpıtmaktır. Günaha girmeyin. Tekrar saygılar. Evet o gösterdiğiniz ayetler son kölelerle ilgilidir.Ve yine köleliği eleştirmektedir."Hiç köleyle hür insan bir olur mu" diyen ve benzeri ayetlerde bile ya köle olanlara ya da edinenlere eleştiri vardır. Buyrun peygamberinizin veda hutbesi: yahut efendisinden baskasina baglilik öne süren nankör,Allah'in gazabina,meleklerin lanetine ve bütün müslümanlarin ilencine ugrasin! Şimdi siz dersinizki efendisine itaat etmeyen derken Allaha itaat etmeyen kastediliyor. Öyle olsaydı cümle aşağıdaki gibi olmalıydı: yahut Allahtan baskasina baglilik öne süren nankör,Allah'in gazabina,meleklerin lanetine ve bütün müslümanlarin ilencine ugrasin! Arkadaşlar nasıl bu kadar çok şeyi evirip çevirebiliyorsunuz? Neden Kuranı içinde ne yazıyorsa aynen o şekilde okumayıpda, yok efendim şunu demiştir ama şunu demek istemiştir, Yok şu şu demek değildir, bu demektir. Orda o değil, bu kastediliyor. Hani Allah kolay okunsun diye Kuranı kolaylaştırmıştı? Mademki bu kadar başka manalara gelen şey var, bu nasıl bir kolaylaştırma oluyor? Hiçbirşey insanın direk anlayabileceği gibi değilde, neden birşeyleri ima ederek yazılmış? Yorulmadınızmı şu Kuranı makyajlamaktan? Kendi içiniz, vicdanınız nasıl rahat ediyor? Saygılarımla Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 ............ Arkadaşlar nasıl bu kadar çok şeyi evirip çevirebiliyorsunuz? Neden Kuranı içinde ne yazıyorsa aynen o şekilde okumayıpda, yok efendim şunu demiştir ama şunu demek istemiştir, Yok şu şu demek değildir, bu demektir. Orda o değil, bu kastediliyor. Hani Allah kolay okunsun diye Kuranı kolaylaştırmıştı? ............. Sevgili evrensel, Hep söylerim, dinler ayakta kalabilmesi için kendisini güncelleştirmek (bilimselliğe uymak) zorunda. Zira orta çağ düşünceleri ile günümüz gerçekleri asla uyuşmuyor. "Evirip çevirmeler" o yüzden. Selamlar. Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Sevgili arkadaşlar,bırakın hadisleri,hutbeyi,uydurma tarihi bilgileri veya "çağrı" filmlerini..... Onlar ne peygamberin sözleri ne korunabilmiştir. Gerçek din sadece Kuran'da vardır ve gerçek islam'da Kuran'ın yanına ikinci bir kaynak sokuşturmak yasaktır. Yalnızca Allah ve O'nun sözleri......... Diğer kaynaklar İslam'a,Allah'a ve peygamberlere iftiralarla doludur. Kuran'da kul-köle aynı kelimeyle ifade ediliyor. Ve Allah'ın dışında kimseye kul-köle olmazsınız. Yoksa gümbürdersiniz. Ve kimseyi kul-köle edinemezsiniz yoksa ahirette yine gümbürdersiniz. İster parayla olsun, ister gönüllü, ister zorla olsun,ister güzellikle...başkasına kul-köle olmanın veya bir kişiyi kul-köle edinmenin her türlüsü kesin bir şekilde yasaklanmıştır ayetlerde. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Oldum olası premetüre kabulleri yadırgadım.. Hayata hep objektif bakmaya çalıştım.. İnanırken bile önyargılı olmadım.. İmanımın, takliti imandan tafsili imana geçme aşamasının tek sebebi gördüğüm muhteşem yaratılmışlıklardı.. Bundan sonra Kur'an-ı Kerim'in evrenselliği ve mucizesi apaçık görünür oldu.. Ve....; 2 yıldır Turkish-mediada yaptığımız bu tartışmalar, bana islamı daha çok sevdirdi.. Allah'a çok şükürler olsun ki, müslümanım.. Saygılar-sevgiler.. Alıntı
Φ Emre_1974tr Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Sevgili Le boheme; İspatsız inançların yani zanların peşinden gidersen hinduizme bile saplanıp kalırsın. Ama Rabbinin senden istediği "akla,ispata,mantığa " dayalı "gerçek bilgiye ualaşman. İncil'in değiştiğinin sayısız kanıtını sunabilirim. Ve Kuran'ın korunduğunun da....... Ayrıca o bahsettiğin "öbür yanağını da çevir" ilkesi tam bir ********, ******** tam bir izin vermedir. Buna karşılık Kuran "sadece kendini savunma amaçlı" dövüşe izin verir. Ve bir katilin mahkemede yargılanmasını ister. Doğru ve insani olan da budur. Öbür yanağını çevir diyen, katilleri cezalandırmayın diyen bir kitap şeytanın sözlerini içeriyor demektir.Kaldı ki hristiyanların kabul ettiği tevrat da (değişmiş) tam tersine ırkçılığı ve katliamları emretmekte yani tam bir zulüm ve şaşkınlık sergilemektedir. Hem tevrat hem de incilin içindeki yüzlerce çelişki de yine onların ne halde olduğunu göstermektedir sana. Kuran'da ne tek bir çelişki bulabilirsin ne de bir yanlış. Ayrıca korunduğuna dair ispatlara da göz atmak istiyorsan imzamdaki özellikle "mucizeler" sitesine göz atman yeterli. Selam ve sevgiler. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Oldum olası premetüre kabulleri yadırgadım.. Hayata hep objektif bakmaya çalıştım.. İnanırken bile önyargılı olmadım.. İmanımın, takliti imandan tafsili imana geçme aşamasının tek sebebi gördüğüm muhteşem yaratılmışlıklardı.. Bundan sonra Kur'an-ı Kerim'in evrenselliği ve mucizesi apaçık görünür oldu.. Ve....; 2 yıldır Turkish-mediada yaptığımız bu tartışmalar, bana islamı daha çok sevdirdi.. Allah'a çok şükürler olsun ki, müslümanım.. Saygılar-sevgiler.. Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2006 Sevgili arkadaşlar,bırakın hadisleri,hutbeyi,uydurma tarihi bilgileri veya "çağrı" filmlerini..... Onlar ne peygamberin sözleri ne korunabilmiştir. Gerçek din sadece Kuran'da vardır ve gerçek islam'da Kuran'ın yanına ikinci bir kaynak sokuşturmak yasaktır. Yalnızca Allah ve O'nun sözleri......... Diğer kaynaklar İslam'a,Allah'a ve peygamberlere iftiralarla doludur. Kuran'da kul-köle aynı kelimeyle ifade ediliyor. Ve Allah'ın dışında kimseye kul-köle olmazsınız. Yoksa gümbürdersiniz. Ve kimseyi kul-köle edinemezsiniz yoksa ahirette yine gümbürdersiniz. İster parayla olsun, ister gönüllü, ister zorla olsun,ister güzellikle...başkasına kul-köle olmanın veya bir kişiyi kul-köle edinmenin her türlüsü kesin bir şekilde yasaklanmıştır ayetlerde. Selam ve sevgiler. Emreciğim, Senin gibi online kurancı için hiç bir müslüman hadisleri islamın dışına atmaz.Bu konuda benim gibi dinsizlerden daha çok müslümanlardan tepki alırsın. Bende bir zamanlar kendimi o şeklide kandırıyordum ama gel görki işin aslı senin zannettiğin gibi değil. Koskoca bir tarihi hiç kimse senin hatırın için bir çırpıda silip atmaz. Boşuna bu ütopyaların peşinden koşma Bende bir zamanlar senin gini ateşli yalnız kuran savunucusu idim. Hadisler sırf islamı yozlaştırmak için kasıtlı olarak birileri tarafından uydurulmuştu. Birazcık düşünsene neden hadisleri dışlıyorsun.Vicdanın elvermediği için değilmi ?Peki aynı şeyi kuran için niye yapmıyorsun, sana sonsuz cennetler vaad ettiği içinmi ? Benim senden fazla kuranı araştırmışlığım var. Peki ben neden bu dini terketmişim. ? Aklımdan zorummu var hiç sebep yokken sonsuz cennetleri elimin tersi ile iteyimde kendimi bile bile cehennem atayım. Hani islamı hiç bilmeyen biri olsam,öyle kafadan islam kötü desem belki haklısın. Ama ya 30 yıldır bu dine inanan biri niye terkeder ki o kadar bu din hakkına bilgisi olmasına rağmen. Bir kere kuran baştan ****** İnsanları müşrik, kafir, mümin, münafık diye ayırıyor.En ağır hakaretleri onlara reva görüyor, bununlada yetinimiyor cennet vaadleriyle onların öldürülmesi için inananları habire teşvik ediyor. Sen istedigin kadar savunma diye kendini parçalasnda kuranın özü bu. Yeri gelmişken kuranın münafık/ikiyüzlü tanımlamasınada değineyim.Neden kuran bazı insanları münafık olarak tanımlar. Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye (haraç) verecekleri hale gelinceye kadar savaş öldürün Hem insanlara savaşlarla ölüm tehditi savuracaksın ya islamı seçin, yada haraç verin diyeceksin, fakat maddi durumu müsait olmadıgı haraç veremeyen fakat hayatını koruma amaçlı isteksiz bu dine girenleri bir açıgını yakaladıgında münafık diye suçlayacaksın Acaba yeeryüzünün neresinde böyle adaletsiz bir sistem görülmüş ki ? Biliyorum kimse bunları kabul etmeyecek sende etmeyeceksin ama sizin etmemeniz islamın bu gerçeğini değitirmeyecek İstesenizde istemesenide islam bu. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Oldum olası premetüre kabulleri yadırgadım.. Hayata hep objektif bakmaya çalıştım.. İnanırken bile önyargılı olmadım.. İmanımın, takliti imandan tafsili imana geçme aşamasının tek sebebi gördüğüm muhteşem yaratılmışlıklardı.. Bundan sonra Kur'an-ı Kerim'in evrenselliği ve mucizesi apaçık görünür oldu.. Ve....; 2 yıldır Turkish-mediada yaptığımız bu tartışmalar, bana islamı daha çok sevdirdi.. Allah'a çok şükürler olsun ki, müslümanım.. Saygılar-sevgiler.. Nasıl objektiflikmiş bir görelim sayın Kral. Objektifliğin anlamını biz bilmiyoruz galiba. Biz de yararlanalım bu objektiflikten. 6555 ayetten, bir adet evrensel değerde ayet yazmanı istiyorum. Bakalım bulabilecekmisin ? Selam. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Nasıl objektiflikmiş bir görelim sayın Kral.Objektifliğin anlamını biz bilmiyoruz galiba. Biz de yararlanalım bu objektiflikten. 6555 ayetten, bir adet evrensel değerde ayet yazmanı istiyorum. Bakalım bulabilecekmisin ? Selam. Bu nasıl iş sayın bilimselci. Gerçekten böyle bir çıkış beklemezdim senden.. Sanırım kazara yazıverdin.. Dur sana yazayım evrensel değerleri.. Adam öldürmemek.. Hırsızlık yapmamak.. Irza geçmemek.. Yalan söylememek.. Anaya babaya itaat etmek.. Çevreye zarar vermemek.. Akrabayı eşi dostu gözetmek.. Emanete hıyanet etmemek.. Bir diğer insanın hakkını yememek.. Temiz olmak.. Dürüst olmak.. Gıybet etmemek.. Daha yüzlerce madde..... Her biri bir ayetle ilişkilidir.. Bütün bunlar evrensel değildir dersen artık yazmamaya yemin edebilirim.. Saygılar.. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Bu nasıl iş sayın bilimselci. Gerçekten böyle bir çıkış beklemezdim senden.. Sanırım kazara yazıverdin.. Dur sana yazayım evrensel değerleri.. Adam öldürmemek.. Hırsızlık yapmamak.. Irza geçmemek.. Yalan söylememek.. Anaya babaya itaat etmek.. Çevreye zarar vermemek.. Akrabayı eşi dostu gözetmek.. Emanete hıyanet etmemek.. Bir diğer insanın hakkını yememek.. Temiz olmak.. Dürüst olmak.. Gıybet etmemek.. Daha yüzlerce madde..... Her biri bir ayetle ilişkilidir.. Bütün bunlar evrensel değildir dersen artık yazmamaya yemin edebilirim.. Saygılar.. Hayır kazara yazmadım sayın Kral. Bilerek yazdım. Senin bu yazdıkların evrensel medeni hukuk'un kuralları. Asıl sen dikkat etmemişsin. Yukarda evrensel olan AYET istemiştim ben. Ayet yazmalısın. "Bütün bunlar evrensel değildir dersen artık yazmamaya yemin edebilirim.." Daha mantıklı karar ver Kral. Yemin falan ne oluyoruz. Sen olgun bir insansın. Devam etmelisin. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Artık bu işin mantığı falan kalmadı arkadaşım.. Ben daha ne yazayım.. Yukarda yazdığım evrensel maddelerin hepsi dinin bir hükmüdür.. Dinin farzları ve haramları ayetlerle sabittir.. Sana hangi birinin ayetini yazayım.. Aç bir Kur'an fihristi tek tek bulursun.. Yani yüzlerce ayetmi yazayım.. Senin bu yazdıkların evrensel hukuk kuralları diyorsun.. Yani bunca zaman hiç mi duymadın Kur-an'ın böyle hükümlerini..??? Duymadım diyorsan gerçekten artık yazmıyım ben.. Hala kazara yazdığını düşünüyorum.. Saygılar.. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Artık bu işin mantığı falan kalmadı arkadaşım.. Ben daha ne yazayım.. Yukarda yazdığım evrensel maddelerin hepsi dinin bir hükmüdür.. Dinin farzları ve haramları ayetlerle sabittir.. Sana hangi birinin ayetini yazayım.. Aç bir Kur'an fihristi tek tek bulursun.. Yani yüzlerce ayetmi yazayım.. Senin bu yazdıkların evrensel hukuk kuralları diyorsun.. Yani bunca zaman hiç mi duymadın Kur-an'ın böyle hükümlerini..??? Duymadım diyorsan gerçekten artık yazmıyım ben.. Hala kazara yazdığını düşünüyorum.. Saygılar.. Ben senden bir tane istiyorum, sen yüzlerce var diyorsun sayın Kral. Gösteremezsin, yok öyle bir evrensel ayet. İşte bu yüzden balıklama atlıyorsunuz inançlara. Önce sorgulayacaksın/irdeleyeceksin sonra inanacaksın. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 "Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır. " (MAİDE SURESİ / 32) "Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir. " (NİSA SURESİ / 58) "(Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir." (MÜ'MİNUN SURESİ / 8) "(Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir. " (MEARIC SURESİ / 32) "Şahidliklerinde dosdoğru davrananlardır"(MEARIC SURESİ / 33 ) Kabul..? Eeğimin boşa gitmiceni bilsem bıkmadan usanmadan daha yüzlerce ayet yazarım.. Saygılar.. Saygılar.. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 "Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır. " (MAİDE SURESİ / 32) "Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir. " (NİSA SURESİ / 58) "(Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir." (MÜ'MİNUN SURESİ / 8) "(Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir. " (MEARIC SURESİ / 32) "Şahidliklerinde dosdoğru davrananlardır"(MEARIC SURESİ / 33 ) Kabul..? Eeğimin boşa gitmiceni bilsem bıkmadan usanmadan daha yüzlerce ayet yazarım.. Saygılar.. Saygılar.. 1) MAİDE SURESİ/32 İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler. Ayetin son satırında inanç ayırımcılığı var bu ayet evrensel olamaz. 2) NİSA SURESİ /58 Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. NİSA SURESİ /59 Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir. Ayetin devamında ehil insanlar konusunda (Adalet konusunda) "anlaşmazlığa düşersek" sorumluluk ahirete atılıyor. Evrensel hükümlere uygunmu? 3) MÜ'MİNUN SURESİ / 1-Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir, 2-Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler 3-Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler 4-Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler 5-6-Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar yerilemezler. 7-Bu sınırları aşmak isteyenler, işte bunlar aşırı gidenlerdir 8-Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler. 9-Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler Yukarda bahsedilenler müslümana emanet/anlaşma(ahid) olarak olarak bahsedilmiş evrensel olamaz. Maddi emanet ve ahidden bahsedilmiyor. 4) MEARİC/ 30 dan başlayarak 35. ayete kadar MÜMİNİN suresinin kopyası 35.ayette ise bu sorumluluklara itaat edenler cennetle mükafatlandırılacaktır deniliyor. Yani Huriler ve şarap ırmakları. Ayrıca yeni ergen kızlar. İşte evrensel adalet ! Şahitlik yada emanet için dosdoğru olmanın sorgulaması, cennet yada cehennemle yapılacaksa ne derece evrensel olabilir. Kaldıki bahsedilen ayetleri birbirine bağlayan ayetlerde ibadetlerden ve de köle kadınların helalliğinden bahsediliyor. Bunlarmı evrensellik ? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 Sayın bilimselci.. Onların hepsi evrenseldir ve kainata iyilik dinlerle gelmiştir.. Kötülük ise şeytanla gelmiştir.. Yukarda yazdığım ahlaki emirler ve yasaklanmış fiillerin hepsi Kur'an-ı Kerim kaynaklıdır.. Aksi taktirde farz yada haram olmazdı.. Şekil itibariyle muhatap, hedef ve söylem ne olursa olsun, içerik evrenseldir.. Bu budur.. Bu konuda yazacak başka birşeyim yoktur.. Merak eden açsın Kur'an fihristini tek tek incelesin.. Saygılar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.