Φ saklıgerçek Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2006 Sn. Arkadaşlar bu konuya yorum yapacakların sadece kurandan veya kendi fikirleri ile yorum yapmalarını rica ederim.Nur yazıtlarını veya adnan oktar denen kişinin fikirlerine ihtiyaç yok zaten.Kendi özünüzle yorumununuzla yazın.Saygılar sevgiler. Bakara suresinde Adem'in yaratılışı ile ilgili bölüm şöyledir; 2/30. Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak,kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben suphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.' Allah sadece 'ben yeryüzünde bir halife var edeceğim' diyorken,Melekler 'Orada bozgunculuk edip,Kanlar dökecek birini mi?' diyor. Melekler,Gaybı bilemez,yani geleceği bilemez. O halde,nasıl oluyor da, Adem'in dünyaya gönderileceğini, İnsanoğlu nun bozgunculuk edeceğini, Vucudunda Kan olduğunu, Kan'ın dökülecek bir sıvı olduğunu, Dökülmenin,ancak yerçekiminde olabileceğinden, yerçekimi olduğunu? Kan dökme'nin kötü bir şey olduğunu, Ve insanın kan dökeceğini, Bilebiliyorlar. Allah'Gaybı sadece ben bilirim' demiyor mu? Melekler aşağıda göreceğiniz gibi'Biz ancak senin öğrettiğini bilebiliriz' demiyor mu? O halde Melekler nasıl olur da geleceği bilir? 2/31. Ve Adem'e bütün isimleri öğretti, sonra eşyayı meleklere gösterdi. "Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin" dedi. 2/32. Cevab verdiler "Sen münezzehsin, öğrettiğinden başka bizim bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen hem bilensin, hem Hakim'sin". Melekler,görüldüğü gibi eşyaların ismini bilemiyor,fakat Kan'dan bahsedilmediği halde,ne olduğunu,ne işe yaradığını vs biliyorlar. Meleklerin söyledikleri doğru çıkmıştır. İnsan'da Kan vardır,insan Kan döker,bozgunculuk yapar vs. Demek ki,Melekler geleceği görebiliyor, Hem de oldukca doğru. Hicr; 32- Allah buyurdu ki: "Ey İblis! Ne oluyor sana da, secde edenlerle beraber olmuyorsun?" 33- İblis şöyle dedi: "Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde edemezdim." 34- Allah şöyle buyurdu: "Öyle ise oradan çık! Sen, artık kovulmuş birisin." 35- "Kıyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir." 36- İblis: "Rabbim! Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne (kıyamete) kadar bana mühlet ver" dedi. 37- Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin." 38- "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..." 39- İblis şöyle dedi: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!" İblis geleceği gayet güzel biliyor. Neleri biliyor? . Ademin ve eşinin cennette ikamet edeceklerini . Ademin ve eşinin yasak meyve konusunda uyarılacaklarını . Ademi ve eşini kandıracağını . Ademin tevbe edeceğini . Tevbesinin kabul edileceğini . Cennet yurdundan indirileceklerini . Bir vakte kadar imtihan edileceklerini İmtihan olacağını biliyordu ki "dosdoğru yolunun üzerine oturacağım ve onları saptıracağım, yeryüzünde günahlarını süsleyeceğim" diyor. Daha Allah Ademe "sen ve eşin cennette otur, şu ağaca yaklaşma" bile dememişken... Bir de şu garipliklere dikkat çekelim: 1.Allah yeryüzüne Halife yaratacaksa niye cennete koyuyor. 2.Halife artçıl demektir.İLK yaratılacak insan kimin artçısı veya halifesidir. 3.Meleklere sadece'Ben yeryüzüne halife yaratacağım ' dediği halde,Melekler bu halife'nin Vücudunda KAN olacağını nereden biliyor ki 'Kan Dökecek' birinden bahsediyor. 4.Melekler haklı çıktı,insan vücudunda kan var ve insan kan döküyor(Kabil'in Habil'i öldürmesi) 5.Melekler gaybı biliyorlar mı? 6.Melekler 'Ya Rab ! Senin bize bildirdiğinden başka bilgi mümkün değildir'(Bakara 32)dediklerine göre olacakları nasıl bilmiş olabilirler? 7.Çaktırmadan Levh-i Mahfuz'u mu okuyorlar acaba ? 8.Adem'e kendi ruhundan üflemiş ise,diğer yarattıklarına da üflemişmidir? 9.Kendi ruhunda azalma olmuşmudur? 10.Neresi ile üflemiştir? 11.Ve Adem'in neresinden üflemiştir? 12.Çamurdan testi veya cam eşya yapanların üflemesi de benzer bir durum mudur? 13.Havva'yı Adem'den yarattığına göre,Havva'nın Ruh'u Adem'in Ruh'undan mı alındı? Yoksa Havva'ya ayrıca ruh üflendi mi? 14.Adem'in çocukları birbirini nasıl 'üfledi'de zürriyet devam etti? 15.Melekler hiç bir şeyin ismini bilemezken,daha yaratılmadan,kan'ın ne olduğunu,kan'ın ismini ve kan dökme'nin kötü bir şey olduğunu nasıl bilebiliyorlardı? 16.Ateşten yaratılan cinlerin de kanı dökülür mü? Alıntı
Φ omursun Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 İŞTE O ZAMAN Rabbin meleklere: "Bakın, Ben yeryüzünde ona sahip çıkacak birini yaratacağım!" demişti. Onlar: "Seni övgüyle yüceltip takdîs eden bizler dururken, orada, bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açacak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. [Allah:] "Sizin bilmediğiniz (çok şey var, onları) Ben bilirim!" diye cevapladı. BAKARA-30. AÇIKLAMA. Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur." (Fâtır, 35/39) sırrı belli olacak. Bu mânâ, Ashab-ı kiramdan ve Tâbiinden uzun uzadıya nakledilegelen tefsirlerin özeti ve sonucudur. Burada "yapacağım" demek, acaba "yaratacağım" demek midir, değil midir? Bu tefsir yok değildir. fiili bir mef'ul (tümleç)e müteaddî (geçişli) olursa "halk = yaratmak" demek olur. Burada da "halk = " dan daha genel ve daha mutlaktır. Ve ikisine de ihtimali vardır. "Halk = yaratma" meselesi ilerde "Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu(n şeklini) düzeltip, ona ruhumdan üflediğim zaman, derhal ona secdeye kapanın." (Sa'd, 38/71-72) âyetleriyle belirtilecektir ki, iş bu tebliği, takdirinden sonra görünüyor. Arada zatın takdiri ile sıfatın takdirinin farkı vardır. Dilimizde "kalfa" deyiminin doğrusu olan halife kelimesi, (yani birinin arkasından makamına oturmak mânâsıyla ilgili olarak) mânâsınadır. Yani aslı "halîf "dir. Ve sonundaki bitişik tâ (tâ-i merbûta) mübalağa içindir. Şu halde isim olarak kullanılan galip sıfatlardandır ki, Fransızca "reprezantan" kelimesi de bu mânânın temsilcisidir, çoğulu "halâif" ve "hulefâ" gelir, masdarı da "hilâfet"dir. "Hılâfet", "vekalet" gibi, "asalet"in karşıtı olarak, başkasına vekil olmak, yani az veya çok onun yerini tutarak, onu temsil etmek demektir. Râğıb'ın "Müfredât"ında açıkladığı üzere bu vekillik de ya aslın kaybolmasından veya bir yardımdan veya aczinden, yahut da bunların hiçbiri olmadığı halde sırf asîlin vekiline bir şeref bahşederek lütufta bulunmasından doğar. Ve işte Cenab-ı Allah'ın yeryüzünde velilerini halife seçmesi bu kabildendir. Demek ki her vekilin, halifenin kıymet ve şerefi, asilin şerefi ve vekilliğin derecesine uygundur. Cenab-ı Allah da "yeryüzünde bir halife yapacağım" deyince, kendilerini bir danışma makamında gören melekler, bir taraftan bundaki şerefi takdir ettiler, diğer taraftan da yeryüzündeki bir yaratığa Allah tarafından böyle yüksek bir irade yetkisi verilmesinde bir şer ihtimalinden de korktular. "Yerde" deyince "Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım." (Sa'd, 38/71) takdiri anlaşılıyordu. Acaba bu selahiyeti alan güzel kullanabilecek mi? Acaba bunu asalet zannederek kendi çıkarına hükümler icrasına kalkışırsa yeryüzüne fesat vermeyecek mi? Cenab-ı Hak henüz bu noktaları ve o yetkinin derecesini ve gizli hikmetlerini bildirmemiş olduğu için melekler: orada (yani yeryüzünde) onu fesada verecek, onda fesatlar çıkaracak ve kanlar dökecek bir kimse, bir âmil mi yapacaksın? halbuki biz hep sana hamd ederek daima tesbih ediyoruz ve sana özel takdisler (kutsamalar)imizi sunarız. Veya senin için kendimizi daima temizler, temiz tutarız, dediler. Ve bu şekilde maksatları hâşâ itiraz olmayıp, hikmetini bir istifsar (açıklanmasını istemek) olduğunu bildirdiler. Bununla beraber hilafete, zımnen (üstü kapalı olarak) bir istek de ortaya attılar. Tesbîh, Allah Teâlâ'yı tenzih etmek, yani en kudsî zatını inanç, söz ve amel bakımından layık olmayan her türlü kusurdan arı ve uzak tutmaktır. Aslı, suda pek iyi yüzerek uzaklara gitmek demek olan (sebh) masdarındandır ki "tef'îl" vezninden gelişi teksîr (çoğaltma) ifade eder. Allah'ı takdis de böyledir. Bu da esasında pek uzağa gitmek demek olan (kuds)den alınmış olarak temizlemek, pek temiz tutmak mânâsınadır. Çünkü "tathir", pislikten çok uzaklaştırmaktır. Bununla beraber demek olduğu gibi "nefislerimizi, senin rızan için, temizliyoruz" demek de olabilir ki, ikisiyle de rivayet gelmiş ve bunun için yukarda ikisine de işaret edilmiştir. OMURSUN. Sayın saklı gerçek soruyor cevabı da kendi veriyor? kendi yazıp ta misal verdiği topikten alıntı yapıp cevabı verelim. 2/30. Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak,kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" saklı gerçek yukarıdaki Ayete göre soruyor Melek ler adem in dünya ya gönderileceğini nerden biliyormuş. Cevap yukarıdaki Ayet te zaten "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" yeryüzünden kasıt herhalde Dünya değilmi. bu bir. OMURSUN. Allah Meleklere “Ben yeryüzünde (Hükümlerimi yerine getirecek)bir halife(yetki ve yöneticiliğe elverişli bir insan)yaratacağım demişti.”Buna rağmen meleklerde : (Ya Rabb) biz seni hamd (övgü )ile yüceltip ve seni bütün noksanlıklardan tenzih edip ulularken Senin emirlerini tutmayıp bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birisini mi? Yaratacaksın dediler.Allah onlara şu cevabı verdi :”Şüphesiz Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.”(Bakara Suresi ayet no:30) Burda dikkat edilirse yüce Allah meleklerin söylediğinin tersini ispata çalışmamakta ama onlara “Şüphesiz ben sizin bilmediklerinizi bilirim” demiştir.Bu şekilde insanın halife olarak yaratılmasına değer unsurun onların içlerinden gelecek olan iyilerden kaynaklandığını anlatmış olabilir.Yüce Rabbimiz bütün bunlara rağmen Halife olarak insanın yaratılmasına değer bir şeylerin olduğunu anlatmaktadır.Ayrıca şu da çok önemlidir ki;Melekler insanların kan döken bozgunculuk yapan özelliklerini nerden biliyorlardı.Buna ihtimaller kapsamında cevap verilebilir. 1-Yeryüzünde insandan önce yaşayan canlıların bozgunculuk yapması,kan dökmesi. 2-İnsana yönetmeye dayalı yetki verilmesi 3- İnsandan önce yaratılan ve yönetmeye elverişli yaratıkların amellerinde melekler tarafından bozgunculuk ve kan görülmesi 4- Diğer bilgi kaynakları Buradan şu da çıkıyor ki ; Melekler bu tip bilgileri bir yerlerden almaktadırlar. Kısaca bilgiler orda gizli kapaklı değildir.Açıkca görülebilmektedir veya bilgilere ulaşılabilinmektedir.Görülmekle birlikte söz konusu bilgiler hakkında konuşma yapılması ve böylece meleklerin arasında iletişim olduğu ve bu iletişimde meleklerin ortak paydada buluşabildiği de ortaya çıkmaktadır.Bir diğer noktada şudur Melekler Allah’a karşı kendi fikirlerini kolaylıkla söyleyebilmektedirler.Böylece Allah onlara bu tip konuşmalar yapabilmelerinin fırsatını vermiş oluyor.Bu da Allah’ın büyüklüğünü tekrar tekrar göstermektedir. Sonra olay diğer Ayetlerle şöyle devam etmektedir.(Allah)Yarattığı Ademe bütün isimleri öğretti,sonra onları Meleklere gösterip;”Haydi doğru iseniz,Onların isimlerini bana haber verin”dedi.(Bakara Suresi Ayet no:31) (Meleklerde Ya Rabbi );”Seni tenzih ederiz.Senin bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur.Çünkü her şeyi hakkıyla bilen ,Hüküm ve Hikmet Sahibi Sensin.”demişlerdi.(Bakara Suresi Ayet no:32) ve daha sonrada ; (Bunun üzerine Allah);”Ey Adem,eşyanın isimlerini onlara haber ver “dedi. (Adem Aleyhisselam da onların )isimlerini onlara bildiriverince (Allah):”Ben size göklerin ve yerin gaybını (sırlarını/hikmetini)Şüphesiz Ben Bilirim Dememiş miydim?dedi.(Bakara Suresi Ayet no:33) Yukardaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere Hz.Ademin öğrenme anlama uygulama güvenme özellikleri bulunmaktadır.Rabbimiz ile Melekler arasında konuşma devam ediyor.Ve sonunda Melekler Rabbimize ve onun bilgisine teslim oluyorlar.Demek ki Melekler Rabbimizin onlara direk olarak verdiği veya sunduğu bilgileri bilmektedirler.Bilgi kaynağı Rabbimizdir.Ve biz sadece onun verdiği bilgi miktarınca bilmekteyiz.Bu ayette Rabbimiz haklılığını Meleklere ispat etmiş durumdadır. Gerçektende Rabbimiz bilerek ve kasten dünyamızın içine bir sürü sırı bulalım diye koymuştur.Elbette onu Takdir edelim diye .Biz Ademoğlu olarak sadece onun yeryüzüne biz yaratılmadan önce koyduğu şeyleri icat diye bulup onunla övünüyoruz.Burada aslında Takdir edilmesi gereken Rabbimizdir.O gerçekten Muazzam bir anlayışa ve sonsuz akla sahiptir. Hatta Şunu da açıklamak istiyorum ki ;Biz bulduk diye ortaya çıkarıp getirdiğimiz buluşları ve bunları bulan kişilerin yanlış veya doğru anlayışlarını ve onların anlayışlarının anlayışlarını Rabbimiz bilmekte bu bilgiyle hareket ederek dünyamızın içine yine bulalım diye sırlarını gizlemektedir.Kısaca Rabbimiz kainat da sebepler içinde sonsuz sebepler ,sonuçlar içinde sonsuz sonuçlar koymuştur. OMURSUN. HİCR-26.Ayet ten 40. Ayet e kadar. GERÇEK ŞU Kİ, Biz insanı ses veren balçıktan, biçim verilebilir, özlü, kara bir balçıktan yarattık. Görünmeyen yaratıkları ise, ondan [çok] önce, yakıcı/bunaltıcı yellerin ateşinden yaratmıştık. Ve hani, Rabbin meleklere: "Haberiniz olsun, Ben biçim verilebilir özlü kara balçıktan bir ölümlü varlık yaratacağım" demişti, Ona belirli bir biçim verip de ruhumdan üflediğim zaman onun önünde yere kapanın!" Bunun üzerine meleklerin hepsi topluca yere kapandılar, yalnızca İblis (buna katılmadı); yere kapananlarla birlikte olmaya yanaşmadı o. "Ey İblis!" diye buyurdu Allah, "Seni yere kapananlarla beraber olmaktan alıkoyan sebep ne?" "Ses veren bir balçıktan, biçim verilmiş özlü bir çamurdan yarattığın ölümlü bir varlığın önünde yere kapanmak bana yakışmaz!" diye karşılık verdi [İblis]. "Çık git öyleyse bu [melekî makam]dan!" diye buyurdu O; "Çünkü, sen artık kovulmuş birisin! Ve bil ki, Hesap Günü'ne kadar lânet[im] peşinde olacak!" "Madem öyle, ey Rabbim," dedi [İblis], "bana ölümden kalkılacağı Gün'e kadar zaman tanı!" "Pekala, öyle olsun:" diye buyurdu O, "kendilerine zaman tanınanlardan biri olacaksın, (tabii,) vakti [ancak Benim tarafımdan] bilinen o Gün'e kadar." [bunun üzerine İblis:] "Beni yolun dışına attığın için, ben de, kuşkusuz, yeryüzünde [kötülükleri] onlara süsleyip bezeyeceğim ve muhakkak ki onların hepsini ayartıp yoldan çıkaracağım, Yalnızca Senin gerçek kulların bunun dışında [kalacak]!" AÇIKLAMA. -İblis'in (ya da Şeytan'ın) insana iğva vermesi, ayartmaya çalışması; ama Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlara nüfûz edememesi, onların üzerinde etkili olamaması. Bununla Kur'an şunu açıklığa kavuşturmaktadır ki, yaratıcısına karşı görünüşte "baş kaldırması"na rağmen, Şeytan, gerçekte, Allah'ın planında belli bir işlevi yerine getirmekte ve daimî bir ayartıcı olarak, insanın, iyiyle kötü arasında bir seçim yapması için kendisine Allah tarafından verilen serbestiyi kullanmasına ya da tecrübe etmesine vesîle olmaktadır. ARAF-11. Evet, gerçekten de sizi yarattık, sonra size biçim verdik; ve sonra meleklere: "Âdem'in önünde secde edin!" dedik. Bunun üzerine, İblis'in dışında, onlar[ın hepsi] secde ettiler; (bir tek) o secde edenlerin arasında yer almadı. AÇIKLAMA. sizi yarattık [yani, "yaşayan organizmalar olarak size can verdik"] ve sizi biçimlendirdik" [ya da "size insan olarak biçim verdik"]- bireysel anlamda, rüşeym safhasından başlayarak gelişimini tamamlayıncaya kadar insanın bedensel gelişme sürecini olduğu kadar insan soyunun evrimini de îma etmektedir. ŞİMDİ BU KADAR YETER. OMURSUN. Alıntı
Φ 1Kader Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2012 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2012 Sn. Arkadaşlar bu konuya yorum yapacakların sadece kurandan veya kendi fikirleri ile yorum yapmalarını rica ederim.Nur yazıtlarını veya adnan oktar denen kişinin fikirlerine ihtiyaç yok zaten.Kendi özünüzle yorumununuzla yazın.Saygılar sevgiler. - -- Supe icinde yukarda inceliyerek yazan arkadas "Sakligercek" Kuranin bu sekilde cimbizliyarak elestirine gayet acik cevap var kisa ve apacik, buraya sirf sana bu cevabi/ayeli okuyasin ve akil edip anlayasin diye. Ayeti yazmamadan once sunu bir dusunmen lazim, bu dunya bu insanlik bizden once kackere yeniden yaratildi ki evet melekler onun icin bilir, seytanda bilir o seytan senide sasirmasin, iste ayet: “Görüp anlamadın mı ki Allah gökleri ve yeri, hikmetle ve ciddî bir maksat için yaratmıştır. Eğer dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk getirir. Allah'a göre bu, sözü edilecek bir şey değildir.” (İbrahim, 14/19-20) bukadari yeter anlaman icin, eyer kasten bile bile isnat olsun diye boyle yazanlardansan vaktimizi bosuna harcama, bu oyun degil, Kuran ne diyor Oku, Oku ki anlayasin aklini kullan dusun, "ayette gorup anlamadinmiki gecmisti olan olaylardan yeniden yaradilistan bahis ediyor" su nasil bilir caktimadan subu yok ,oku, anlamadiysan insan gibi sor, merkta etme oktar nurcu falan ben anlamam, git Yasar Nuri Hocayi biraz oku yahut dinle soyliycek baska sey yok, bu kacinci Adem sayisi veilmiyor ama bu Ademden once baska Ademler gelip gectigini Acikca gosteriyor, hoscakal. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2012 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2012 Kuran ne diyor Oku, Oku ki anlayasin aklini kullan dusun, Anlaşılan o ki, Sen okudun, anladın, aklını kullandın, düşündün... Peki biz bunun böyle olduğunu nasıl anlayacağız? Kurandan başka ne okudun, Yaşar Hocadan başka kimi dinledin... Yaptığının diğerlerinden farkı yok, Aç kitabı, yaz ayeti... Bitti Her şey tamam... Bu mudur Okumaktan anlaşılan, bu mudur aklını kullanıp düşünmek? Nasılsa kitap yazıyor, al oradan yaz buraya işlem tamam. Her şey belgelendi... Alıntı
Φ 1Kader Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2012 Anlaşılan o ki, Sen okudun, anladın, aklını kullandın, düşündün... Peki biz bunun böyle olduğunu nasıl anlayacağız? Kurandan başka ne okudun, Yaşar Hocadan başka kimi dinledin... Yaptığının diğerlerinden farkı yok, Aç kitabı, yaz ayeti... Bitti Her şey tamam... Bu mudur Okumaktan anlaşılan, bu mudur aklını kullanıp düşünmek? Nasılsa kitap yazıyor, al oradan yaz buraya işlem tamam. Her şey belgelendi... Arkadas zaten bastan yazmis istegini saygizizlik etmedik her halde: "Sn. Arkadaşlar bu konuya yorum yapacakların sadece kurandan veya kendi fikirleri ile yorum yapmalarını rica ederim " Din Kulturmu Kultur Dinmi sen dusun O Kutur meselesi degil Edebiyat meselesi anlamak Guzel cok Guzel soyluyorsun "Kültür" evet dogru dini anlamak icin, kultur kullanalim kulturede din. Zaten Din Kultur Kultur Dinoldumu senin duymak istedigini soyledim. Kimseye Allahlik tasliyamam, Peygamber olup yeni vahiyler yazamam, ozaman soylesen bir alem soylemesen bir alem o zaman sen anlat ben ogreniyim, dinse din kalir, seversin sevmezsin orasi husiysi sahsiy. Yasar nuri?, ben onun bunun pesinde koyun degilim, dinci degilim, Karete hocasiyim ve kendi Turk Kultur ve edebiyatimlan beraber muzik sarki turku yaziyorum. arkadasin soylediklerini ilk okudugumda, evet senin anladigin gibi anlasiliyor diyede hatta guldum, insan sorguluyamazsa o zaman olmaz. Ben ne okudum? tanimadigin icin tanissak belkide boyle elestirili iyneli laflar soylemeyiz. Nasil anlatiyim, Edebiyat, Kultur, onemlisi Tarihimizi, hep Turklerin bir birinlen cekisip carpistigini okudum tamami, o gecmisimiz halen iste burdada iki kisi arasinda sen ve ben. Hayattan ne ogrendin diye sorsaydin o zaman is baska olurdu, ne ogrendim? zulumleri, kotulukleri, dunyanin en cok din icin birbirine girip mahsum insanlarin olduruldugunu. Ben Atatturkcuyum, Milliyetciyim, evet sen haklisin ben haksiz, yardimci olalim dedim anlasilsin diye o zaman sen anlat arkadasa, bunun cevabini iste boyle, yazili, sahsiy dusuncem. Ben orda degildim gormedim bilmiyorum gormedigim icin. Nerden bilicez o zaman?, Bilirsin inanc acaip birsey, ya kanat eder yahut etmezsin, Allahi elestiremem, arapci degilim, hocalara proflarada cogu zaman karsi olanim, once dinleyip sonra elestirme yoluylan. Alip yapistirdik dostum elimlen yazicak halim yok heralde buradan, zaten bastan buna birsey soylemek istemedim, birisi yeterki Turk olsun muhakkak bir mana bulur cok bilmislik yapar diye, hosuna gidiyormu boyle sozler? benim hosuma gitmiyor, hayattan kendi milletimin karekterlerini ogrendim, Turk milletleri bu yuzden bir turlu birlesemiyorlar, bak dinin disina ciktik, neyse Kultur oldu edebiyati bosver. Herkezin binbir problemi var bu dunyada kalp kirmak hos birsey degil, en buyuk edebiyat insana saygi. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2012 Aslında Kur'an'ın değilde (Ben artık hepsini tek olduğunu kabul ettim) Tevrattaki yaratılış yazılarında Big Bang'le uyum sağlaması hoş.. Alıntı
Φ profit Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2012 Aslında Kur'an'ın değilde (Ben artık hepsini tek olduğunu kabul ettim) Tevrattaki yaratılış yazılarında Big Bang'le uyum sağlaması hoş.. Katılıyorum hepsi bir. Bana göre eski çok eski uygarlıklar inanılmaz biçimde yol aldılar ve bazı kötü olaylardan sonra Dünya yok olmanın eşiğine geldi. Bazı ciddi bilgiler, o bilgiler kullanılarak tekrar yok olmanın eşiğine gelmesin diye de gizlenen gruplar tarafından korundu. Bunlar erdemli, temiz, bilge ve iyi insanlardı. Daha sonra yok olmanın eşiğine gelmiş insanlık içinde görevlerle yayıldılar. Her seferinde biraz daha öğrettiler. Öğretirken yozlaşmayı engelleyecek, kötülüğü sınırlayacak, zalimleri dizginleyecek biçimler kullandılar. Böylece insanlara öğretileri ve dinleri verdiler. Teknoloji, edebiyat, bilim, anılar ve dersleri şifreleyerek verdiler. En güzel finali de Kuran ile yaptılar. Dediğiniz Tevrat da, İncil de başka inanışlar da aynı ekipten gelme. Hikayeler, yöntem ve gidişat her yerde aynı olmazdı yoksa.. En basiti tufan olayı.. Amerika'daki yerli halkın da, Sümerlerin de, Yahudilerin de, Hristiyanların da, Müslümanların da, Avustralya yerlilerinin de tufan hikayeleri var ve hepsinde tanrı veya tanrılar önceden uyararak bir gemi, oda, büyük kap vs. yapmasını öğütleyip yardım ederek kurtarıyor. Yalnız garip olan şu ki bazılarında tüylü yılan oluyor, bazılarında suyun içinden konuşan büyük balıklar oluyor, bazısında Allah oluyor, bazısında bilmem ne tanrıları oluyor.. Tek yaratan inancı değil yani o tufanlarda. Anlatmak istediğim Allah madem tek neden hepsine tek görünmedi veya yardım etmedi? Hani bir tek NUH ve gemisindekiler kurtulmuştu? Baldırı yarı çıplak Amerikan yerlileri nasıl kurtuldu? Hatta neden onlarda da Hz. Musa'nın deniz yaran asasından vardı? (bkz: Popul Vuh) Neden daha önceki insanlara TANRILAR veya YARATIKLAR yardım etti? Allah dediğimiz şey neden kafa karıştırıyor? 1- Tufan bütün dünyada olan ciddi bir mevsimler değişiklikti. Belki o ekibin kaçıp saklandığı medeniyetin teknolojisi yüzünden oldu bu tufan. O ekip bir sorun yaşadı ve kopukluk oldu. Normal tabi dünya tufanla boğuşuyor. Bazı yerlerde TANRILAR bazı yerlerde ALLAH bazı yerlerde ise YARATIKLAR olarak insanlar yardım edeni andılar. Emin olun havada uçan tüylü yılan yerine TEK TANRI demeyi Popul Vuh yazanlar da bilirdi. Demek ki uçan TANRILAR demelerinde bir mevzu var.. 2- Bunlar hiç öyle ekip falan değildi bildiğimiz uzaylılardı gelip yardımcı oldular. Hatta belki bizi dünyada DNA mutasyonlarıyla türlü sebepler için yetiştirenler de onlardı.. Bilinmez hepsi ıvır zıvır iddia.. 3- Allah bir ara dünyadakileri unuttu, şeytan da fırsattan istifade geldi bir güzel kafa buldu ortadoğu dışında kalan halklarla.. 4- Allah, İbrani ve Arap halkı dışındaki insanların tarihine, zihinlerine, yaşanmışlıklara, dağa, taşa, kitabelere, sanata, hikayelere bütün bunları koydu ki bunlar ortaya çıktığında herkes Arap ve İbranilerin üstün olduğunu sansın.. Ya da Arap ve İbraniler dışındaki insanların hepsi üvey, bir onlar Allah'ın üfürdüğü ruhtan öz evlatlardı ki bir tek onlara BEN TEKİM BANA TAPIN, BANA TAPMAYANI CEHENNEMDE YAKARIM dedi! Hani bir tek onları uyarıp torpil yaptı. Diğerleri tüylü yılan, büyük konuşan balık, şimşek ve altın uçan arabalı tanrılar gördü kitlesel halüsinasyon yaşadı ve onların peşinde koşarak cehennemlik oldu dimi? Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Sevgili Profit..Hz.Nuh tufanı hakkında edindiğimiz bu kadar çok bilgilerden sonra belliki %100 yaşanmış gerçek bir hikaye..Sümerlerin yorumu insanlar gürültü yaparak tanrıların uykularını kaçırmış olması olduğunu okudum..Benim okuduklarım arasında ise şunun kesinlikle doğru olduğunu düşündüm..Tufana yakalanan insanlar suçluydu..Sümerlerinde,Yahudilerinde hepsininde açıkça bahsettiği olayın en büyük kanıtı budur..Bizim Allah diye isimlendirdiğimiz Yaratıcı tabiki algılanılması kolay bir varlık değildir..Kafa karışmasıda bundan kaynaklandığı kanısındayım..Neden önceki insanlara yardım etti ? Bana göre yardım etmedi..Kendi koyduğu kurallar çerçevesinde gereğini yaptı..Biz insan olarak iyilik ve kötülüğün emrimize verilen tek yaratığız..İstediğimizi seçmekte özgürüz.. Bildiklerim ve okuduklarım arasında Allah'ın yani Tek Tanrının neye benzediği hakkında çok fazla bir bilgim olmadı..Genellikle çok olarak "sizin" diye tabir edilen yani biz insanların kolay kolay hayal edebileceğimiz bir şekile benzemediği yönünde..Şu ana kadar karşıma çıkan en büyük benzetme "Dolunay gibi parlak ve temiz olan Yüce Allah'ım" Yani Güneş,Ay gibi demek istenilene bakarsak "Yansıyan ışık,Büyük Enerji gibi" yorumlarda yapılabilir..Uçan Tüylü yılan bence bir sembol,günümüzdede Uçan Makarna Canavarı diyende var Uzaylılar hakkında herkes farklı düşünüyor..Daha önce yazmıştım yine yazayım benim görüşüm aynen şöyle..Meleklerin hep gökten geldiğini biliriz,Uzaylılarda öyle..Bu zamana kadar Uzaylıların görüldüğü söylendi,meleklerinde öyle..Uzaylılar çok hızlılar ki Meleklerde öyle..İkiside yüksek teknolojiye sahipler..Dahada yazılır tabiki ama bana kalırsa fazla benzerlik var Alıntı
Φ profit Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Sevgili Profit..Hz.Nuh tufanı hakkında edindiğimiz bu kadar çok bilgilerden sonra belliki %100 yaşanmış gerçek bir hikaye..Sümerlerin yorumu insanlar gürültü yaparak tanrıların uykularını kaçırmış olması olduğunu okudum..Benim okuduklarım arasında ise şunun kesinlikle doğru olduğunu düşündüm..Tufana yakalanan insanlar suçluydu..Sümerlerinde,Yahudilerinde hepsininde açıkça bahsettiği olayın en büyük kanıtı budur..Bizim Allah diye isimlendirdiğimiz Yaratıcı tabiki algılanılması kolay bir varlık değildir..Kafa karışmasıda bundan kaynaklandığı kanısındayım..Neden önceki insanlara yardım etti ? Bana göre yardım etmedi..Kendi koyduğu kurallar çerçevesinde gereğini yaptı..Biz insan olarak iyilik ve kötülüğün emrimize verilen tek yaratığız..İstediğimizi seçmekte özgürüz.. Bildiklerim ve okuduklarım arasında Allah'ın yani Tek Tanrının neye benzediği hakkında çok fazla bir bilgim olmadı..Genellikle çok olarak "sizin" diye tabir edilen yani biz insanların kolay kolay hayal edebileceğimiz bir şekile benzemediği yönünde..Şu ana kadar karşıma çıkan en büyük benzetme "Dolunay gibi parlak ve temiz olan Yüce Allah'ım" Yani Güneş,Ay gibi demek istenilene bakarsak "Yansıyan ışık,Büyük Enerji gibi" yorumlarda yapılabilir..Uçan Tüylü yılan bence bir sembol,günümüzdede Uçan Makarna Canavarı diyende var Uzaylılar hakkında herkes farklı düşünüyor..Daha önce yazmıştım yine yazayım benim görüşüm aynen şöyle..Meleklerin hep gökten geldiğini biliriz,Uzaylılarda öyle..Bu zamana kadar Uzaylıların görüldüğü söylendi,meleklerinde öyle..Uzaylılar çok hızlılar ki Meleklerde öyle..İkiside yüksek teknolojiye sahipler..Dahada yazılır tabiki ama bana kalırsa fazla benzerlik var Heh işte o fazla hem de çok fazla benzerliklerde, neden o gelenler uzaylı veya melek fark etmez, biz sizi yarattık, biz tanrılarız dediler? Neden biz tek büyük tanrının buyruğuyla geldik değil de, bize mabetler yapın ''bize'' yani aha şuan karşınızda olanlara tapın dediler? Hem de öyle beş on yıl veya yüz yıl değil binlerce yıl neden böyle oldu? Allah o an uzaylı mıdır melek midir her kim iseler onların at koşturmasına neden izin verdi? Kimse kusura bakmasın da biri gelecek daha ben ok atarken lazer silahıyla beynimde delik açacak sonra bana tapacaksın diyecek ben tapardım. Hem de binlerce yıl bunlar böyle insanlığın başında durduktan sonra bir adam çıkıp ben tek tanrının elçisiyim diyince bana: ''hade len o tek tanrın gerçekse bile ve hadi o kadar güçlü idiyse binlerce yıldır bu uçan tüylü yılanmış, uçan altın tekerlekli arabalarmış, vimanalarmış onları da avlayaydı? Bizi kullandılar binlerce yıl taş taşıdık, maden çıkardık, iniş pistleri yaptık, o tek tanrın on bin yıldır neredeydi? Bir birleri aralarında korkunç savaşlar yaptılar, güneşin ışığından bin kat güçlü ışıkları bir birlerine vurup yer ve gökleri tozla kapladılar bu toza kapılan insanlarda toz oldular (atom bombasına ne kadar da benziyor?) ve nesiller hasta oldular. Nehirler acılaştı, içen hayvanlar ve insanlar çürüdüler! Bu ağır kahır üzerimizdeki tanrıların savaşlarıyla çökerken tek tanrı neredeydi!? Telsiz bağlantısı mı bozulmuştu?'' Derdim.. Emin olun o dönemlerde yaşayan insanlar da aynısını derdi. Yazılarında bir çare atom bombasını aynen yukarıdaki gibi tarif etmeye çalışmışlar, başlarındaki tanrılarının (artık kimse onlar) gazabını anlatmışlar torunlarına. Şimdi efendim bunlar oldu bu hayal gücü falan değil besbelli. Peki bunu yapanlar melek miydi? Çooook komik olur bu açıklama. Allah'ın melekleri jet benzeri araçlarla bir birlerine saldırıp, atom bombaları kullanıyorlar! peh peh peh.. Peki bu melekler ikiye mi bölünmüştü de aralarında savaştılar? Allah katında görevli en güçlü varlıkların en gelişmiş silahları atom bombaları mı? O halde biz onları geçtik hidrojen bombazı ve plazma silahları oluşturarak.. Ha yoksa bunlar dünya dışından gelen bir takım zeki varlıklar mıydı? O halde bunlar sağlam ve güçlü kafirler olmalı ki hem Allah'ı tanımıyorlar, ve o kadar güçlüler ki Allah'ın binlerce yıl dünyayla bağlantısını kesebiliyorlar! Eski metinleri ve izleri silemeyiz. Onlar bize çok açık şeyler aktardılar. Tevrat hariç hiçbir kutsal olduğuna inanılan kitapta bu eski zamanlar anlatılmaz.. Tevrat diyor ki, melekler geldi insan kadınlarını beğendi onlardan karılar aldılar ve çocuklar yaptılar.. Aha bu melekler nefs sahibi oldular iyi mi? Bir de çiftleşebiliyorlar? Neyse efendim bu hibrid varlıklara nefilim (devler) denildi.. Bunlar pek azgın pek yaramaz olduğu için de Allah onları tufanla sildi.. İnsanın aklı beyni bildiğiniz sulanıyor işte.. Yahu sormazlar mı: Ey yüce Rab senin gözetimindeki kendi meleklerin azgın hergeleler gibi karılarımıza sulandı bir de çocuk peydahladılar! Yahu bizim haklarımızı savunup biz günahsız kullarını koruyacağına neden herkesi suda boğuyorsun? Onları tek tek imha ediver? Ne istiyorsun her yerden? Ayrıca neden izin veriyorsun meleklerine sapıklık yapmaları için? Bu arada pardon Allah'ım son sürüm kitabında onların nefsi yok dediydin benim aklım pek karıştı! Ne oluyor yav yukarıda? Dallas dizisini geçtiniz! Bu şeyler bizim bugün bildiklerimizle örtüşmüyorlar ve birileri bu şeyleri fazla duyurmak istemiyor! Çünkü din iman diye kurdukları saltanatları kaybedilemeyecek kadar değer taşıyor.. Alıntı
Φ dennise Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 ol dedik oluverdi (Kuran) heykel iki elle yapiliyor olabilir ahsap masa da iki elle yapilir ama olaya o heykelin bakis acisindan bakarsak ; sadece akillica ve en gerekli dis etkenlere maruz kalir ve en sonunda son halini alir ... iki elle yapiliyor olusunun arkasinda karar kilan bir akil ve imza vardir .. Allahin ise yaratmak icin sebebe ihtiyaci yoktur; Yaraticidir lakin tek tek ugrasan degildir oksijeni yaratir ama bunun icin yoklugu ham madde olarak baz alir atomlarin yuzde 99 u bosluktur ve geri kalani da yorungelerdeki istikrardir ... butun dunya, gunes, ates, insan, organ, doku, hucre, element , atom en kucuk parcasindaki sir ile var olmustur .. butun komplexlilik ozundeki bir yokluga cikar : ) madde var ama biz onu iyice inceledigimizde once atoma sonra da yokluga cikiyoruz .. olmayan seyler birbirlerinin icine girerek kainati olusturuyor ... hem de ilk anda ... buyuk bir atomlar istikrari ile , big bang ile ... patlamalar tahribat yaratirken; big bangin bir sistem baslatmis olmasi bizi de bize aciklar ... Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Sevgili Profit..Şu hayran olduğum insanlardan birisi olan Kral Hz.Davut'un oğlu Süleyman..Bunun zamanı ile ilgili ayet var.. 102. "Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Hâlbuki o iki melek, “Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme” demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Hâlbuki onlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi! Ayette meleklerin neler dediğine iyi bir bak.. 80. Onun size, “Melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin.” diye emretmesi de düşünülemez. Siz müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi? Belliki bu daha öncede yaşanmış bir şey..Ayet indirildiği zamana bakarsak tabiki bu olay gündem konusu.. 40. Allah’ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, “Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?” diyeceği günü bir hatırla! (Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.” Bu ayetlerde konuya biraz yakınlık getiriyor.. Tek Tanrı yani Allah'ı tek bir kişi söylediyse ne mutlu...Hz.İbrahim,Hz.Musa,İsa Mesih,Kral Hz.Davut,Hz.Krişna,Hz.Muhammed,Zerdüşt ve Hz.Bahaullah..Hz.Muhammedten beşerğinden önce Allah en yüce,en görkemli put diye anılırdı..Çok Tanrılı dinlerde hep en yüce,en görkemli bir Tanrı muhakkak vardır İlk önce o zamanki yaşanan olayları iyice bir irdelemek düşünmek lazım..Eminimki O'nun muhakkak bir parmağı vardır..Mesela Hz.Lut kavmine gökten gönderilen taşların Asteroitler olduğunu biliyoruz..Biz Yaratıcıya Allah diyoruz,Zerdüştler Ahura Mazdah der,Hz.Yusuf zamanındada Aton dediklerini hatırlıyorum..O Yaratıcının isimleri çoktur ama kendisinin tek olduğunu biliyoruz.. Alıntı
Φ profit Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Tek Tanrı yani Allah'ı tek bir kişi söylediyse ne mutlu...Hz.İbrahim,Hz.Musa,İsa Mesih,Kral Hz.Davut,Hz.Krişna,Hz.Muhammed,Zerdüşt ve Hz.Bahaullah..Hz.Muhammedten beşerğinden önce Allah en yüce,en görkemli put diye anılırdı..Çok Tanrılı dinlerde hep en yüce,en görkemli bir Tanrı muhakkak vardır İlk önce o zamanki yaşanan olayları iyice bir irdelemek düşünmek lazım..Eminimki O'nun muhakkak bir parmağı vardır..Mesela Hz.Lut kavmine gökten gönderilen taşların Asteroitler olduğunu biliyoruz..Biz Yaratıcıya Allah diyoruz,Zerdüştler Ahura Mazdah der,Hz.Yusuf zamanındada Aton dediklerini hatırlıyorum..O Yaratıcının isimleri çoktur ama kendisinin tek olduğunu biliyoruz.. Öncelikle ayetlerin hiçbiri benim anlattığım şeye bir açıklık getiremiyor. Metafiziksel durumları anlatıyor. Karı kocayı ayıran sihir vs. diyor. Bunu atom bombası yapmaz, metafiziksel bir şeylerle alakalıdır. Metafiziksel bir şeyler var oluşu bir şeyleri de anlatmaz. Benim burada size bahsettiğim bayağı teknoloji. Söz konusu melek ve Allah olunca insan atom bombasından ve lazerlerden daha sağlam bir şey bekliyor.. Ne yazık ki günümüze kadar gelen tariflerde bundan daha uçuk bir teknoloji yok. Bu arada on bin yıl evvel atom bombasının varlığı ve bu silahları kullananlara tanrı denilmesi garip gelmiyorsa aklınıza ve mantığınıza burada kesebiliriz bu konuyu irdelemeyi zaten.. Birileri atom bombası kullanıyordu ''ilahi'' bir şey değil!! Geleyim alıntıladığım kısıma.. Mitolojiyi iyi irdelerseniz ortada tek bir süper ilah yoktur bir çoğunda.. En gelişmiş uygarlıklardan örnekleme yapalım: MISIR Aton hiçbir zaman bugün tarif edilen Allah gibi özelliklere sahip değildir, Amon değildir, Horus değildir, Osiris hiç değildir.. Mısır mitolojisi ve inanışları konusunda sıkıcı olabilecek kadar çok araştırma yaptım. Belki İbranilerin tanrısı YHVH'e çok benzeyen unutulmuş bir tanrıları vardır o kadar. Onun adı da şöyle telaffuz edilir ''YAH 'i VUU'' yani Işık Tanrısı.. Ha onun da öyle Allah'ın tarif edildiği gibi en yüce bir tarifi yoktur.. Bu arada Hz. Musa Mısırdan çıkarken Mısır tanrılarından birinin adını da yanında götürmüş ya o ayrı araştırılması gereken ama nedense akademik çevreleri bile tedirgin eden bir konudur! Dedim ya Yahudiler olsun, Vatikan olsun, bizim kendini Şeyhülislam zannedenler olsun çoook ama çoook güçlüdürler dünyada.. Anlayan anladı. Mısır konusunda Fransadan, Almanyadan ve hatta direk British Museumdan kaynaklar edindim.. Bunlara siz de ulaşabilirsiniz tabi özel merak alanınıza giriyorsa.. Özetle koskoca Eski Mısır kayıtlarında tek bir yerde bile Allah'ın izine rastlanmaz. Hatta Allah yerine çok şeye rastlanır. JAPON Milyonlarca tanrı ve tanrıça içeren, dünyanın en kompleks ve zengin mitolojilerinden birine sahip bir ırk. Bu milyonlarca şeyin arasında da Allah yoktur. Oldurmaya çalışabilir miyiz? Elbette ki çalışabiliriz ama bu sütten ev yapmaya benzer Cem Yılmaz'ın dediği gibi.. HİNT Krişna ne zaman Hazret oldu semavi dinler için bilemedim ama Allah'ın izini en son aramanız gereken yer Hint inanışlarıdır.. Biraz gerçekten araştırabilirseniz ne demek istediğimi daha araştırmanız ilk anlarında anlarsınız. Ha bu arada en ciddi teknolojik kayıtlara Hint metinlerinde ulaşırız. Ne yazık ki tek büyük Tanrı denilen bir şeye ulaşamayız. En azından bize öğretilen Allah biçiminde bir şey yoktur. AZTEK ve MAYALAR Bunlarda da Allah benzeri bir anlatım yok. Kuran'da yazan bir çok şeyin benzeri Popul Vuh'da var ama ne Allah, ne melekleri, ne de sistemine benzer bir şey yok. Hani Kuran'ın dediği gibi bütün insanlara ilk başından beri peygamberler gitmişse, Allah fikrini 3000-4000 yıl önce değiştirmiş olacak ki kendisini, meleklerini ve sistemini ancak açıklamış. Ondan önce yok da ondan söylüyorum. Olsaydı zaar bütün dünyada birileri yazardı. Kusura bakmayın lakin Allah'a en büyük put olarak sadece Araplar tapardı. El İlah.. Arapların geçmişini Dünyaya mal etmek ne de yanlış bir yaklaşım olur.. Yani neresinden evirip çevirirseniz bize anlatılana uzaktan yakından alaka kurabileceğiniz bir şey bulamazsınız. Zorlarsınız, çabalırsınız ve bunu yapmalısınız da bu araştırmacılığı tetikler lakin bir yerde objektif olmak zorundasınız. Çünkü bir şeyleri bir yere kadar zorlayabilirsiniz. İki kere iki dörttür bazı durumlar. İşte bu durumlardan biri de o çook zengin kültürlerde ne yazık ki, yaklaşık 3000-4000 yıldır var olan tek tanrı yoktu. İnsanlık kaç yaşında? İnanın bu cevabı bilmiyorum ve kimse de gerçekten bilmiyor. Ancak bugün 3 milyon diyenler var bilimsel buluntulara göre. Kutsal kitaplara bakıldığında insanlık maksimum 10.000 yaşında deniliyor ya o da ayrı bir konu Tevrat'a göre ise yaptığı Adem-Nuh ve Nuh'tan sonraki kronolojide ise yaklaşık 7000 yıla gelir. Ki zaten dediğim gibi semavi dinler de en fazla 3000-4000 yıllık. Bu size bir ipucu vermiyor mu? Bir şeyler olmuş arkadaş işte bu ortada.. Ne olduysa günümüzden 5000-10.000 yıl önce oldu. Bu o kadar belli ki. Eski Mısır incelendiğinde de Mısır'ın son zamanlarında tanrıları tamamen onları terk etmiş. Bunun izi neredeyse bütün eski kavimlerde var. Devrimsel birşey olmuş ve atom bombası kullanan, uçan, kaçan on binlerce yıl hüküm süren o eski tanrılar bir anda gitmişler! Bunun yerini işte o zaman Allah, tek tanrı, YHVH almış.. Özetleyelim: On binlerce yıl insandan daha ileri teknolojiye sahip canlılar veya bir şeyler geliyor insanları eğitiyor, şehirler yaptırıyor, maden çıkarttırıyor. Yani kalifiye işçiler ortaya çıkarıyor. Bunlar sonra bir birleriyle inanılmaz savaşlar yapıyor. Yıldızlardan gelen bu şahsiyetler bir birleri üstünde hakimiyet kuruyor ve kaynakları bol olan gezegeni insan kolonisini sahipleniyor.( Mitoloji, insanların sahiplerinin el değiştirmesiyle doludur) Sonra bir şey oluyor ve bütün bunlar sona eriyor. İnsan artık kendisinden başka hiçbir şey için çalışmayan özgür, bilgili ve kalifiye işçiler olarak kendi başlarına kalıyor. Kusura bakmazsanız ben kendim akıl, mantık ve fikir sahibi olarak artık Allah seçeneğini burada eliyorum. Bana göre iki şey oldu: 1- Bu gelenler her kimse bir birlerinin gözlerini oydular ve perişan hale geldiler. Artık Dünya gezegenini güvenli ve verimli biçimde işletebilecek halde değildiler herkes evine dağıldı. 2- Yeni bir sahip geldi. Bu sahip bütün o savaşları yapanları mağlup etti. Hepsini yok etti veya ültimatom çekti. Bu yeni sahip kaynak ihtiyacı için gezegenleri sömürmüyor aksine gezegenlerin yaşaması için bir nevi greenpeace mantığına sahip. Geldi eski olan her şeyi bir anda sildi attı. Bütün Dünya'da devrim yaşandı. Bu iki seçenek dışında hiçbir şey Allah'ın neden 4000 yıl önce Dünya'da olmadığını açıklamıyor. Bu son yorumumdu bu konuda. Hakikaten bunun dışında bir şeye inanmak beni aşar. Kendimi teknik olarak deliye vurmam lazım inanmam için bu kadar şey gözümün önünde dururken. Alıntı
Φ profit Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2012 Yukarıda Hint inanışına ek yapmak istedim ancak düzenle butonu yok olmuş.. Var bunda bir iş de neyse bakalım. Ekimi buraya yapayım tam tatmin olun diye. Hint inanışında Brahman denilen şey (Tanrı Brahma değil o başka bir şeydir) Nirguna ve Saguna olarak ikiye ayrılır. Biri sıfatlı biri sıfatsız olandır. Mutlak gerçektir. Ancak bu bize tarif edilen Allah'ın sadece iki sıfatını verir. Anlayacağınız Hint inancında da tam bir Allah'ı tek bir yerde bulamıyoruz. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2012 Sevgili Profit..Popel Vuhu söylediniz ingilizce metini buldum ve bugünden sonra bunu iyice irdelemek benim üzerime düşer..Az buçuk bir araştırma yaptım karşıma çıkan ilk şeye bakın.. “Güneşten 10.000 defa daha kuvvetli olan korkunç ateş şehirleri mahvetti. Bu ateş insanların saçlarını ve tırnaklarını döktü. Duvarlarda yalnız gölgeleri kaldı. Kuşların tüyleri beyazlaştı. Bu ateşten kurtulmak için askerler kendilerini nehirlere attılar. Sağ kalanlar yaşayabilmek için eşyalarını nehirde yıkadılar. Bunlar birdenbire değiştiler maymunlaşıp ormanlara çekildiler." Yazarlardan anlıyoruzki ize azabı nasıl olduğunu haber veriyorlar..Bekleyin bak ne yazacağım şimdi 65. Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, “Aşağılık maymunlar olun” demiştik. 66. Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık. Ayetlerden anlaşılırsa emir Allah'tan geliyor..Ayet Hz.Musa ile ilgili bir zamanı tevsir ediyor..Zamanlar örtüşüyor mu bilmem ama Allah'ın bu azabı daha önce yaptığıda bilinmemezlik edinilmez.. Siz Allah'a hiç benzemiyor dediniz ama Tekvin kısmı nedense İncil'deki Tekvine benzediği dikkatle not edilmiş Şimdi birşey daha karşıma çıktı onuda not edeyim buraya.. Ve işte üçüncü zaman insanları tanrılar tarafından ölüme mahkuma edildiler. Ve büyük bir ateş zehir taş yağmuru göklerden yağdı.. Mitoloji 84.Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.”12 Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu. Kur'an 82,83. (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir... Kur'an Ben daha bir tıkla bukadar benzerlik bulduysam Popel Vuh'un neler bulacağız zaman gösterecektir..Ki bu zmana kadar neler okudukta kıyaslayınca bir çarpıtlık yakalayamadık..Meleklerin eskiden Tanrılaştırılması yazıyordu Kur'anda bu yüzden sana not ettim ama anlamadın..İlk ayettede Meleklerin imtihan için gönderildiğini not ettim onuda dikkatle sana belirttim ama algılatmak hep farklıdır.. Eğer melekler insanlar tarafından ilahlaştırılmış,sınav için gönderilmiş ise bunuda düşünmek gerekir.. Onbinlerce yıl yüksek teknolojiye sahip olan varlıklar geliyor...Bu varlıklar meleklerden başkası değildir..Ve ilahlaştırılmış meleklerinde bir Kralı,Rabbi var,Bu Kralda tabiki Allah,Yehova,Mazdah,Manitu hangisini dersen artık bir tane isim yeter mi Okuduklarım arasında hiçbir tanrı dedikleri yani yer tanrısı gök tanrısı diye tabir edilen şeyler kendisinin ilah olduğunu söylememişve inanmayanlara ceza vermemiştir..Bunu söyleyen sadece tek bir Tanrı olduğunu gördüm.. “Bu bilinmeyen bir silâhtır; Demirden bir şimşek…. ölümün büyük habercisi… VRİŞNİ ve ANDAKA ırklarını bir anda mahvetti. Yanan cesetler tanınmaz hale gelmişlerdi. Birkaç saat içinde yiyecek maddeleri çürüdü, zehirlendi. Ve işte KUKRA, uçan bir VİMANA’dan üçlü şehir üzerine uzayın kuvvetini içinde taşıyan ölüm taşını attı. On bin güneşe bedel, dumanla karışık bir ateş gökyüzüne yükseldi. (Atom bombası parçalanması aynen tarif ediliyor.) Vimana gökteydi. Fakat aşağıda, üçlü şehirden iz kalmamıştı.” Eğer bu yazılan doğruysa sana derimki hiçbirisi Tanrı değil,Tanrı'nın yolladığı elçiler yani meleklerdir Eski çağ insanları böyle benzer şeylere hep tanrı gözüyle bakmışlardır..En son örneği ise Mesih'tir..Kendisi ben sizi yarattım demediği halde kendisinin Tanrı olduğuna inananlar halada vardır.. Şimdi gelelim Japonlara..Bana göre Japonların çok ta açık ve sade bir dinleri yoktur..Milyonlarca ilah ve mabet bulunan bir ülke..Cem yılmazın bir sözü.."Siz bir tanesiyle başa çıkamadınız adamlarda milyonlarca var " ee burada Tanrıyı tanımak işe giriyor..Japonların herkesin farklı bir tanrısı olduğunuda duyduğum olmuştur..Yağmur,Güeş Evrendeki herşeyi tanrı kabul etmek Panteizme benzer..Ki Şintoizm Budizme bağlandığını okumuştum..Budizmde Tanrı inancı yoktur..Bir japon sloganı "Biz şintoist doğar,Budist ölürüz"Benim fikrim ikiside bir din değildir.. Hint mitolojisine dalalım şimdi Bakalım Krişna neymiş..Hint geleneğine göre Vişnu'nun sekizinci avatarıdır ve ona Vişnu'nun bir avatarı olarak tapılır.Yani bir elçisi gibi Çeşitli Vaişnava okullarında ise Yüce Tanrı yani en önemli ve yüksek tanrı olarak tapınılır...Eee dedik bikere en yüce Tanrı muhakkak vardır diye.. "Bunlarda da Allah benzeri bir anlatım yok. Kuran'da yazan bir çok şeyin benzeri Popul Vuh'da var ama ne Allah, ne melekleri, ne de sistemine benzer bir şey yok. " Burada Allah'ı bilmek işin içine giriyor..İnsanların %99'u O'nun sistemini tam bir şekilde bilmiyor bende bilmiyorum..Ki herkes bildiğini söyler Çözdüğünü zannederler,sonra pat bir ayet karşılarına çıktığı zamanda kabul etmekte düşünürler..Son sözleri şudur "öyle birşey olmaz,benim kavradığım gibi değil" Benim yanımda bu tür şeyler karşıma çok çıktı..İnanki Ne Müslümanlar nede Hristiyanlar O'nun tanımıyor.. Aztekeleride yazdın bir görelim bakalım.. Azteklerin baş tanrısı ve inandıkları en yüce tanrı Ometeotl idi. Her şeye kadir, her yerde var olan, evrenin yaratıcısı bu tanrı her şeyin ilk sebebiydi. Eee sevgili Profit dedik bikere En yüce Tanrı muhakkak vardır diye..Eski çağların Tanrı bilgisi bunlardır..Melek veya cin yoktur..Semboller boldur..Hepsine Tanrı demeleri hep doğaldır..Çünkü bilinç yetersiz.. Aten veya Aton veya olduğu gibi tek tanrı olarak kabul edilmiştir...Güneş Tanrısı diye isimlendirildiğide görülmüştür bu bir semboldür..Bende sana bir ayet yazmıştım farkındaysan...Buda tıpkı onun gibi Saygılar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.