Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KÜRTLER, PKK’NIN DİYARBAKIR’A DÖŞEDİĞİ MAYINLARA BASMAMALI!..


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

KÜRTLER, PKK’NIN DİYARBAKIR’A DÖŞEDİĞİ MAYINLARA BASMAMALI!..

“Çocukları Öldürecek Kadar Gözü Dönen PKK Terörü Lanetlenmeli ve Demokrasiye Sahip Çıkılmalı!..”

 

Kör terörün çocukları gözeteceğini mi bekliyordunuz? PKK terörü, şiddetin gözü dönmüş hali olarak neyi gözetebilir ki? Çocuklar da, arkasına gizlendiği bütün kutsal amaçlar gibi değersizdir teröristler için.

 

PKK’nın Diyarbakır’da sivil halka yönelik termoslu katliamının yankıları sürerken, bombalama eyleminin “provokayon mu”, yoksa PKK’nın “planlı bir eylemi mi” olduğu da netleşiyor.

 

Diyarbakır’daki bombalama olayını irdelemeden önce geçmişi şöyle bir hatırlamakta yarar görüyorum.

 

19 Mart 1993: Beka Vadisi’nde bir toplantı yapan Abdullah Öcalan’ın, PKK’nın “tek taraflı ateşkes ilan ettiğini” açıklamasının ardından, terhis olmuş 33 er Bingöl’de öldürüldü.

 

31 Ağustos 2006: Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki devir teslim ve terfi törenlerinin hemen sonrasında, örgütün dağdaki önemli ismi Murat Karayılan, örgüt içi bildiri yayınlayarak, “ateşkes” kavramını yeniden ortaya attı. 1 Eylül sabahı PKK’nın kendi içinde ateşkesi tartıştığı, örgüt yanlısı yayın organlarına yansıdı. Karayılan’ın açıklamaları, 11 Eylül 2006 tarihinde PKK’nın siyasi uzantısı Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanı Ahmet Türk tarafından kamuoyuna duyuruldu. Ertesi gün 200 aydın tarafından yayınlanan ve PKK’ya “şartsız silah bırakması” yönündeki çağrı da, Türkiye’de yaşayan herkesin şiddete karşı tepkisini dile getiriyordu.

 

Ancak bu çağrıya PKK’nın cevabı, kimliğine ve özüne uygun oldu. Kanla beslenen değirmen kan öğütmeye devam etti. Yürekleri ve beyinleri kendilerine ait olmayan PKK mensupları, niçin ve kimi öldürdüklerini bilmeden, Diyarbakır’ın Bağlar Beldesi Koşulu Parkı yakınlarında bir termosun içine yerleştirdikleri bombaları patlattılar; 8’i çocuk, 10 masum insan hayatını kaybetti.

 

Mart 1993 ve Eylül 2006 tarihlerinde yaşanan PKK katliamları arasında ilginç benzerlikler göze çarpıyor.

 

1993’te 33 erin öldürülmesi üzerine Abdullah Öcalan ve Cemil Bayık, “eylemi kendilerinden habersiz ve izin almadan gerçekleştiren Şemdin Sakık hakkında örgüt içi soruşturma başlattıklarını” açıklarken, Sakık ise, “eylemi Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın gerçekleştirdiğini” öne sürmüştü. Ancak daha sonraki gelişmeler, eylemi yapanlar arasında Şemdin Sakık’ın olduğunu ve Cemil Bayık’ın da olayı bildiğini ortaya koydu.

 

Türkiye’nin 13 yıl sonra benzer bir olaya sahne olmasının dikkat çekici olduğunu belirten Serbesti Dergisi Yazı İşleri Sorumlusu Ümit Fırat, Aksiyon Dergisi’ne yaptığı açıklamada (18 Eylül 2006), “Birilerinin, varlıklarını sürdürebilmek için Diyarbakır’da o bombayı patlattığını” belirterek, şöyle dedi;

 

“Ahmet Türk’ün ve aydınların PKK’dan koşulsuz silah bırakmasını istemesi çok önemli bir gelişmeydi. Şiddet politikası nedeniyle Kürtlerin desteğini önemli ölçüde kaybetmeye başlayan PKK’nın güç duruma düştüğü bir dönemde, Diyarbakır’da yaşanan bombalama eylemi, toplumda nefret ve kin duygularını körükleyecek. 1993’teki örnekte olduğu gibi, şiddet olayları yeniden tırmanabilir. Bu durumdan herkesin zarar göreceği bilinmeli ve Kürtler şiddetin tuzağına düşmemeli. Hiçbir gerekçe, masum insanları öldürmeye haklılık kazandıramaz. Provokasyonlara karşı halkımız uyanık olmalı” diyerek, durumun hassasiyetine dikkat çekiyor.

PKK’nın silah bırakması için imza atan 200 aydından biri olan Tarık Ziya Ekinci, örgütün şiddet politikasında ısrarlı olmasının Kürtlere büyük zararlar verdiğini belirterek, şöyle diyor; “PKK, DTP’nin tabanıdır. Bu nedenle Ahmet Türk, PKK’yı açıktan karşısına alamıyor, ‘PKK terör örgütüdür’ diyemiyor. PKK silah bırakırsa, DTP nefes alacak ve toplumsal ve sosyal sorunların çözümüne yönelik daha rahat politikalar üretebilecek. Ancak PKK şiddet eylemleriyle buna izin vermiyor. Diyarbakır’da hedef gözetmeyen bombalama, Türkiye’de etnik çatışmayı körüklemeye yönelik bir eylem. Türkiye’de demokratik reformların önünün açılabilmesi ve güven ortamının yeniden tesisi için PKK’nın silah bırakıp, yurt dışına gitmesi gerekir. Bir daha silaha bulaşmaması şartıyla bunu biran önce yapması gerekir. Belki sonrasında bir af gündeme gelebilir. PKK ‘Devlet operasyonları durdursun, biz de silah bırakalım, ateşkes yapalım” diyor. Böyle bir şart olmaz ve kabul de görmez. Gerçekçi olmak lazım. Hiçbir devlet kendi silahlı kuvvetlerini, terörle mücadeleden geri durduramaz, geri çekemez. Sorunların demokratik anlamda çözümü için öncelikle dağdakilerin silah bırakması ve reformların önünü açması gerekir. PKK kendisine karşı hiç kimseyi istemiyor ve konuşturmuyor. PKK, sorunun çözümünün sadece kendisinde olduğuna inanıyor, ama yanılıyor. PKK yönetimi, durmadan ‘barış’tan, ‘demokrasi’den söz etmektedir. Ancak tam her şey yoluna girmişken, sorunlar demokratik ortamda tartışılmaya başlanmışken, Diyarbakır’daki patlama barış ve demokratikleşme sürecinin yeniden askıya alınmasına neden olabilir.”

 

Kürt-Der Başkanı İbrahim Güçlü de, PKK’nın “önemli bir merkez olarak gördüğü, ancak desteğini kaybetmeye başladığı Diyarbakır’da yeniden öne çıkabilmek için böyle bir patlamayı gerçekleştirmiş olabileceğine” dikkat çekerek, şöyle diyor; “İlkbaharda Diyarbakır’da başlayan ve günlerce süren eylemlerde PKK psikolojik anlamda büyük yara almıştı. PKK’ya destek veren Diyarbakırlılarda, artık ‘silahlı PKK’nın Kürtlere bir yarar getirmeyeceği’ bilinci ciddi bir biçimde oluşmaya başlamıştı. Diyarbakır’daki olaylar, PKK’nın son yıllarda yaşadığı en ciddi kırılmadır. Daha önce PKK’ya yardım eden (haraç veren) önemli bir kesim PKK’nın şehirde organize ettiği gösterilerden sonra yardımını kesti, bazı aşiretler de örgüte katılan çocuklarını dağdan indirmek için büyük bir çaba içine girmeye başlamışlardı. PKK, bombalama olayını Devlet’e yıkarak, bir taşla iki kuş vurmayı planladı; hem taban desteğini yeniden canlandırmak, hem de Türkiye’de etnik çatışmayı körüklemek. Kürt sorunun çözümünün önündeki en büyük engel PKK terörüdür. PKK öldürmekle ve ölmekle bir yere varamayacağını görmeli.”

 

Haklı terör yoktur, olamaz. Terör, bir silahlı propaganda yöntemidir ve insanlık suçudur. Terör örgütleri, bu yöntemi, önce halkı korkutmak, sindirmek, otorite kurmak, devlet otoritesine alternatif oluşturmak ve sonra da “dava”ları desteğe dönüştürmek ve süreci siyasallaştırmak için kullanırlar. PKK’nın izlediği yol da bu yoldur. Halk arasında destek bulamayan terör örgütleri yaşayamaz. Bu nedenle halkın tutumu, belirleyici derecede önemlidir. Halkın teröre karşı durması, terör örgütüne gönüllü, gönülsüz destek vermekten kaçınması, her eyleme tepki vermesi etkili olur. Terör örgütünü zor duruma düşürür. Terörü lanetlemesi, mahkum etmesi giderek bu yöntemi çıkmaza sokar. Bu açıdan başta Diyarbakır olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanından PKK terörüne yönelik tepkilerin yüksek sesle haykırılması, şiddetin sonunu getirecektir.

 

Çok kültürlülüğü ile zengin Anadolu, bölünmeye uygun bir toprak değildir. Bu çağ artık bölünme çağı değil, bir arada yaşama, birlikte yaşama iradesini gösterebilme çağıdır. Türkiye’nin de çok kültürlü konumunu korumaktan başka çaresi yoktur. Türkiye hepimizin ülkesidir. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Asurisi, Süryanisi, hep birlikte, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı çoktan hak etmişlerdir. Günümüz; etnik milliyetçilik yerine, demokratik milliyetçiliğe ve yurtseverliğe gerçek anlamda sahip çıkma günüdür. Türkiye’nin de, Türkiye’de yaşayanların da tek doğrusu budur.

 

Nail Amudi

[email protected]

Gönderi tarihi:

Kayitsiz sartsiz bütün PKK lilar idam edilmeli,PKK ya yataklik ve yardim edenler siyasi arenada PKK icin propaganda yapanlar katiyetle ömür boyu hapse atilmali ve hicbir siyasi iktidarin af ilan etmesi önlenmelidir.

Eger Avrupa Birligine giremeyiz diye birileri cokbilmislik ederlerse;sunu asla unutmamalidirlar,bu vatan Avrupa Birliginden daha kutsaldir,ve Askerlerimizi sehit edenlere acimak insan haklari diye hak etmedikleri kavramlarla savunmak bence PKK terörü kadar tehlikelidir.

saygilarla

Gönderi tarihi:

KÜRTLER, PKK’NIN DİYARBAKIR’A DÖŞEDİĞİ MAYINLARA BASMAMALI!..

“Çocukları Öldürecek Kadar Gözü Dönen PKK Terörü Lanetlenmeli ve Demokrasiye Sahip Çıkılmalı!..”

.

.

.

Çok kültürlülüğü ile zengin Anadolu, bölünmeye uygun bir toprak değildir. Bu çağ artık bölünme çağı değil, bir arada yaşama, birlikte yaşama iradesini gösterebilme çağıdır. Türkiye’nin de çok kültürlü konumunu korumaktan başka çaresi yoktur. Türkiye hepimizin ülkesidir. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Asurisi, Süryanisi, hep birlikte, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı çoktan hak etmişlerdir. Günümüz; etnik milliyetçilik yerine, demokratik milliyetçiliğe ve yurtseverliğe gerçek anlamda sahip çıkma günüdür. Türkiye’nin de, Türkiye’de yaşayanların da tek doğrusu budur.

 

Nail Amudi

[email protected]

 

Değerli Nail Amudi

Yılmaz Erdoğan ile bir yakınlığın yada akrabalığın falan varmı ?

Söylemlerin birebir örtüşüyor da ? :D

Selam ve saygılarımla...

Gönderi tarihi:

PKK mayını gibi sözler

 

 

AKP'li İhsan Arslan, bebek katillerini gerilla doğduğu yerleri Kürdistan olarak tanımlıyor

 

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu politikalarını yönlendirdiği bilinen AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni 'Kürdistan' olarak nitelediği ortaya çıktı.

 

Temelde devlet düşmanlığı

 

AKP Meclis Grubu'nda ve hükümette Kürt kökenli dört danışmanı tarafından yanlış yönlendirilmekle suçlanan Başbakan Erdoğan'ın ABD'de Başkanlık Sarayı'na rahatlıkla girip-çıkabilen gayri resmidanışmanı, belediye müteahhidi danışmanı Mücahit Arslan'ın da babası olan AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan'ın, 1991 yılında Musa Anter, Ömer Vehbi Hatipoğlu, İsmail Beşikçi, Hüseyin Okçu, Azad Germiyani, Ali Bulaç gibi isimlerle Güneydoğu meselesi ile ilgili sorulara verdiği cevapların toplandığı 'Kürd Soruşturması' isimli kitaptaki görüşlerinin temeli devlet düşmanlığına oturuyor.

 

Devletin, Güneydoğu politikasının yanlış olduğunu, devletin Kürtler'i ezdiği, baskı yaptığı gibi iddiaları ortaya atan AKP'li milletvekili, doğum yeri olan Batman'ın Sason İlçesi'ni 'Kürdistan' toprağı olarak nitelerken, PKK'lı teröristlere 'gerilla' diyor, PKK'nın vahşetlerini ise 'Ulusal Kurtuluş Savaşı' olarak değerlendiriyor.

 

PKK alkışlanmalıymış

 

Arslan, PKK'nın eylemlerinin 'alkışlanacak bir başkaldırı' olduğunu iddia ederken, AKP'li milletvekili, Misak-ı Milli sınırlarının da 'hiçbir şeyi ifade etmediği' görüşünü savunuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, '70 yıldır Kürtler'i ezdiğini' ileri süren AKP'li milletvekili M. İhsan Arslan, devletin Kürtler'e haksızlık yaptığını, Kürtler'in istediği tüm hakların da verilmesinin şart olduğunu belirtirken, meselenin tek çözümünün Türkiye'nin tamamında uygulanacak 'Eyalet Sistemi' olduğunu düşündüğünü söylüyor. İşte Güneydoğu Anadolu Bölgemizi 'Kürdistan' toprağı olarak ilan eden AKP Milletvekili ve Başbakan'ın akıl hocalarından M. İhsan Arslan'ın görüşlerinden bazı satır başları:

 

- İster TC'nin zulmünden, devletin teröründen bahsedelim, ister PKK'nın Kurtuluş Mücadelesi'ne dönüşen eylemleri yahut sivillere yönelik katliamlardan bahsedelim, ister bu gelişmeler karşısında bölgede Müslümanlar'ın takınması gereken tavrın ne olması gerektiğinden, netice değişmiyor...

 

- İğneyi kendinize, sonra çuvaldızı karşınızdakine batırın. Bu inkarcı ve kanlı politikalar karşısında siz olsaydınız ne yapardınız? Son İslam devletini, hilafet makamını ve onun müesseselerini hangi sebeple olursa olsun ortadan kaldıran ve yegane politikası İslam'a düşmanlık ve onu yok etme esası üzerine kurulan bir zihniyet ve otoriteye karşı girişilen tüm isyan ve baş kaldırıları alkışlamak gerekir.

 

- Mücadelenin ilk günlerinde bir köye gece gizli gidebilen gerilla timleri, artık gündüzleri gitme imkanı bulmuştur...

 

- Zulme karşı verdiği mücadele sonunda halkın mazlumiyeti yanında ve onun yegane koruyucu ve destekçisi konumuna giren gerilla hareketi, bu imajı ile bölge halkının gözünde muteber bir kişiliğe sahip olmuştur.

 

- Başlangıçta silahlı mücadele ile şiddet uygulayan devlet arasında bocalayan halk, daha sonra ulusal kurtuluş mücadelesi verdiği kabul edilen PKK hareketi yanında yer almaya başladı.

 

- Çeşitli iç ve dış mahfillerin hesap ve senaryosu sonucu HEP Temsilcileri SHP bünyesinde parlamentoya girme fırsatı elde etti. Bu Kürd milletvekilleri de parlamentoyu ulusal mücadele için bir cephe yapmaktan geri kalmadılar.

 

- Devlet geçen 70 yıl boyunca Kürdler'e haksızlık yapıldığını açıkça itiraf ederek Kürdler'in sosyal ve siyasal yaşamda kendilerini ifade etmelerine imkan tanınmalıdır...

 

- Anayasa başta olmak üzere mevcut yasalarda gerekli düzenleme ve değiştirmeler yapılarak yasal engeller kaldırılmalıdır.

 

- Askeri önlemlerin çare olmayacağı düşüncesinden hareketle bölgedeki tüm ilave askeri birlikler geri çekilmeli, Özel tim ve koruculuk sistemi kaldırılmalıdır.

 

- Ve son olarak Özal ile aynı öneride bulunmanın sıkıntısını duymakla birlikte, kısa vadede alınması gerekli yegane önlemin (aynı zamanda yegane çözümün) Türkiye'nin tamamına uygulanacak yeni bir 'EYALET SİSTEMİ' olduğunu hatırlatmak isterim.

 

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

 

'Benim vatanım Kürdistan'

 

AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan'ın, Kürd Soruşturması isimli kitaptaki, hakaret içeren sözlerinden bazıları da şunlar:

 

 

 

- Yapmaya çalıştığım izah çerçevesinde, doğduğum yer olması itibariyle Kürdistan vatanımdır. Halen yaşamakta olduğum yer itibariyle de Türkiye vatanım durumundadır. Ayrıca Ay ve Merih'te değil de dünya coğrafyasında yaşıyor olmam nedeniyle de dünya vatanımdır...

 

- Şuraya gelmek istiyorum. Müslümanların vatanı neresi ise orayı korumak, orayı kurtarmak ve vatan diye orasını isimlendirmek gerekir. Bu manada Türkiye coğrafyasının Misak-ı Milli ile çizilen sınırları hiçbir anlam ifade etmemektedir...

Kemalist, laik ve demokratik ilkeler, TC Anayasası'nın ilk ve temel ilkeleri, Türkiye'de yaşayan herkese zorla dayatılmaktadır. Yani Türkiye'de varolan herkes, bu ilkelere iman etmek ve yaşamının her safhasında ona uygun amel etmek zorundadır. Meclis'i tamamı değil, halkın tamamı istese bile bu ilkelerin değiştirilmesi talebinde bulunulamaz...

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Faruk MANGIRCI

25.09.2006

 

Şimdi bu adamlar TC milletvekilleri değil mi? Ve bu millet vekilleri Türkiye'nin aleyhine çalışıyorlar. Hala iktidardalar. Ve meclis bütçesinden yani devletin kasasından maaş alıyorlar, ailelerinin sağlık sorunlarından tutun her türlü ihtiyaçlarını meclis karşılıyor. Ve bu adamlar ülkeye ihanet ederlerken kimsenin aklına bu açıklamayı yapan hakkında dava açmak gelmiyor (!) partisinin başbanı Tayyip Erdoğan bunu görmezden ve duymazdan geliyor. Nede olsa kendiside bir Türkiyeli (ne demekse) Türkiye Cumhuriyetinin her bireyinin Vatandaş ve Türk Ulusu olduğunu bilmeyenler bu ülkede daha ne kadar iktidarda olacaklar bilemiyorum... :angry:

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

''Türkiye hepimizin ülkesidir. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Asurisi, Süryanisi, hep birlikte, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı çoktan hak etmişlerdir.'' demişsin.

 

kardeş bugünden sonra alevi sünni, kürt-türk, sağcı-solcu dostluğu bekleme.bence ayrılmalıdır bu insanlar.

Gönderi tarihi:

''Türkiye hepimizin ülkesidir. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Asurisi, Süryanisi, hep birlikte, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı çoktan hak etmişlerdir.'' demişsin.

 

kardeş bugünden sonra alevi sünni, kürt-türk, sağcı-solcu dostluğu bekleme.bence ayrılmalıdır bu insanlar.

 

sen ayrılmak istiyorsan buyur.

 

Ancak bu ülke halkı bir arada yaşamaktan memnun.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.