Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nuri Can'ın yüreğinden Esintiler


di-lara

Önerilen İletiler

iwYib.jpg

 

Bu şiiri sesli dinlemek için. Tuşlayın

http://www.nuricann.com/sustum.mp3

 

 

Sustum!

 

Sustum!

Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...

yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime

kimse duymuyor...

sustum

sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir

yaraları yalayan rüzgar

sokaklarında kahrolduğum şehir

gözlerim konuşuyor yalnız!

 

sustum!

bin ah sürüp dudaklarıma

ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

sustu benimle deniz,

sustu deli dalgalar, sustu martılar...

umutlarımı sarıp rüzgarlara

uzaklara savuruyorum her gece

yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne

kimse görmüyor...

 

saçı ağarmış hayaller

nemli kirpiklerle

bulutlandığında gözlerim

gökte şimşek olup çakıyorum

kimse görmüyor...

 

Sustum!

tuz basıp yaralarıma!

sustum

içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi

yaslanıp yalnızlığın duvarına

gül döküp kalabalıklara

kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece

kimse bilmiyor...

 

sustum!

sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak

acılar konuşuyor şimdi yalnız

yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir

atıyorum uçurumlardan

kimse görmüyor

 

sustum!

saçlarını kokluyorum rüzgarların

dudaklarından öpüyorum hayatı

içimde incecik bir sevgi ürperiyor

sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme

gelmiyor beklediğim bahar

yaralar merhem tutmuyor

gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara

mendil silmiyor

yağmur dinmiyor

sevdiğim bilmiyor

 

sustum

sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman

sustum

yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata

kimse duymuyor

 

sustum!

İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi

sustum

sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım

sustu gözlerimdeki şiir

gönlümdeki nehir

bulutlar haykırdı isyanımı

şimşekler haykırdı

sadece ben duydum

sadece ben

 

ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat

kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi

yaralar merhem tutmuyor

geceler avutmuyor

ben sustum

acılarım konuşuyor yalnız

 

ben sustum!

susmuyor yüreğimi kavuran kasırga

pencereme vuran yağmur damlaları

susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar

gelmiyor bahar

kuşlar sevinmiyor

yıldızlar küs

ay üzgün

güneş doğmuyor

acılar dinmiyor

içimde binlerce şiir kanıyor her gece

kimse bilmiyor

 

sustum!

sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,

sustu hayat

sustu zaman

acılar konuşuyor yalnız

yüreğim konuşuyor

kimse duymuyor...

duymuyor...

duymu...

duy...

 

 

 

Nuri CAN

www.nuricann.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beyefendi siz neden sözediyorsunuz anlayamadım, ben Nuri bey'in çalışmalarını beğendiğim için ekliyorum.

Yoksa bir mahsuru mu var? Benim Nuri Can olduğumu da nerden çıkarıyorsunuz? Birilerini karalamak için fırsat mı kolluyorsunuz?

 

asw.jpg

 

Ey Denizler Kraliçesi Myra

 

Ey gönül mihrabımda sultan

ey sabah yıldızının kızı

ey eşsiz dolunay ışığı

ey vefa göğünde hilal

denizler kraliçesi Myra

ben ki gam rüzgarlarında bir geda

ay bakışının dilencisi bir avareyim

sen benim en güzel hayalçiçeğimsin

ben senin aşkınla deli-divaneyim

 

ey yeryüzü kraliçesi

ey gökyüzü kraliçesi

ey denizler kraliçesi Myra

gel sevgilim ol sevgisizlikler ülkesinde

mutluluk ağacında hayal çiçeğim ol

dost gelişinle gel, gül gülüşünle gel

uyandır beni elem uykusundan

güneşim ol, ayım ol doğ ufkuma

sıcaklığın sarsın dünyamı

muhtacım sana

 

gelmiyorsan, gelemiyorsan

açık bırak gönül kapını

yükleyip yüreğimi bir martının kanadına

dalga dalga aşıp denizleri

rüzgarın kanadında ben geleyim

 

damardaki kanın, dudakdaki tadın

ölümsüzlüğün adıdır adın

ey sonsuzluğun hikayesi Myra

 

seni sevmeseydim ne gülün alı olurdu

ne menekşenin moru, ne de ateşin koru

olmazdı yeşilin tonu

seni sevdiğim için gözlerin mavi, bakışların ay

denizler dalgalı

seni sevdiğim için saçların yağmur rengi

gülüşün gül, dudakların kızıl

 

milyon kere tutuşsada denizler yüreğimde

sorma kıyılarım niye yanar, niye ağlar martılarım

umutlarım Sende saklı...

 

beni sende seni bende çoğalt, çoğalt ki,

dağlara yaslanan hayalini seveyim

denizlerde dalgalanan kalbini

masumluğuna yıldız

gülüşüne gül düşüreyim

ve ben

ve ben

ve ben

yüzyıllarca yalnız seni seveyim...

yalnız seni seveyim,

seni seveyim,

seveyim,

seve,

sev,

se,

s...

 

 

Nuri CAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

umutcicegi.jpg

 

 

Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

 

Gidiyorum

bütün acılarımı vurup sırtıma

umutları bırakıp başucuna

ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp

şiirlerimi sarıp bohçama

yüreğimin yangınına gidiyorum

hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal

 

gidiyorum

gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp

yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum

içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın

sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar

gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

 

gidiyorum

başımda gam gözlerimde nem

toplayıp önüme düşen gölgelerimi

bütün hatıraları bırakıp geride

ardımdan çekip kapıyı usulca

başımı alıp gidiyorum buralardan

şafak sökmeden kimseler görmeden

yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum

sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için

 

hoşça kal suyundan çimdiğim dere

kana kana içtiğim pınar

say ki, hiç yaşamadım bu yerlerde

nazlı çiçeklerini okşamadım baharın

bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle

bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü

çekip gidiyorum buralardan

 

çekip gidiyorum bir bilinmeze doğru

hem yol, hem yolcu olmaya

acılarımla başbaşa kalmaya

bütün yıldızları takıp kanatlarıma

rüzgarların uğultusunda kaybolmaya gidiyorum

 

Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek

ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde

gecelerin zifiri saçlarında çıkıp yola

dağlı bir ırmak gibi çarpa çarpa kıyılara

bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum

 

bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim

artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime

ne okuyacak bir şiirim

gözlerimin içinde iki damla gözyaşı gibi

bakmadan ardımdaki uçurumlara

alıp götürüyorum yüreğimdekileri de

hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal

 

Nuri CAN

 

peri.jpg

 

 

Gitme

 

Gitme

figan düşer denizlere sular çekilir

yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime

bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır

boynunu büker kır çiçekleri kelebekler ölür

 

gitme

bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk

şaşırır yönünü rüzgarlar

bütün pınarların suyu çekilir

solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm

 

gitme

öksüz kalır içimdeki imge dağları

saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı

bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez

çiçekler açmaz bahçemde ah gülüm

 

gitme

acılara mahkum olur yüreğim

ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar

boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar

alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm

 

gitme

içimdeki bütün vagonlar devrilir

bir kar yağar istasyonlara, üşürüm

 

gitme kal sevdiğim terketme beni

umutsuz çaresiz bekletme beni

bütün ormanlar ateşe verilir

kuşlarda gider bu kent de, ölürüm

 

gitme kal

menevşeler açsın dağlarda

sevince dönüşsün gökyüzü

iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm

yokluğuna alışamam yokluğun ölüm

 

gitme

bütün ormanlar ateşe verilir

kuşlarda gider bu kent de, ölürüm

 

 

Nuri CAN

 

 

F1020026.JPG

 

 

Hoşçakal Gönlümün Nazlısı

 

 

Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün

önümdeki uçurumlara aldırmadan

varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın

o gerçekleşmeyen hayallerim.

ardımda yaralı bir yürek

kederli bir ömür

ve yoksul anılar bırakarak

çekip gidiyorum sevdiğim

hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı

hoşçakal

 

gidiyorum başım önümde, gözümde nem

duramam artık ey aşk, ey sevdiğim

hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde

duramam

hiç bir anı kabul etmiyor beni

bedenim buz gibi soğuk

yüreğim param parça keder

kış kadar soğuk ellerim

ardımda yoksul bir sevda

ve bana ait ne varsa

bırakıp gidiyorum sevdiğim

hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü

hoşçakal

 

bütün yaprakları dökülmüş

dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak

ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım

çınar ağacını yaslı

meçhule giden acılar yüklü bir gemide

uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi

şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu

limanlara gidiyorum sevdiğim

hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü

hoşçakal

 

bir yıldız daha kaymadan gözlerimden

yüreğimden bir arzu daha sönmeden

gidiyorum ey aşk, ey sevdiğim

bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları

ağlamamalı bu yürek bir daha

bir acıyı, başka bir acıyla sarıp

alıp dağların ve yıldızların gölgesini

yüzümde kış, bakışlarımda kar

yorgun akan bir ırmak misali

kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı

gidiyorum sevdiğim

hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı

hoşça kal

 

bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım

geri dönmez bir mevsimdeyim artık, duramam ey aşk

bu şehre sığamam bu hüzünle

yoksa acılar üşütür beni

kar kavurur anılarımı

donar bakışlarım

üşürüm... üşürüm ey aşk

 

sorma nereye, hangi dağın ardına?

ne kadar uzağa varır yolum?

kim yoldaş olur bana ?

dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde ?

çiçek açtığında mor dağlar

sorma

 

sazımdaki hüznü

içimdeki sızıyı

boynu bükük karanfilimi

ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara

sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum

hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar

hoşçakal

 

Nuri CAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tebrik ederim harika bir sayfa hazırlamıssınız ayrıca bunlar ne kadar güzel sevda sözleri

 

özelliklede hoscakal gönlümün nazlısı bu ne kadar güzel bir söz

 

sizi burada görmek çok güzel şiir çok seven biri olarak devamını dilerim :clover:

 

 

sevgiler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

F1000043.JPG

 

 

Yağmur Saçlı Kız

 

Yağmur saçlı Kız unutma! bir tek seni sevdim ben, bir tek seni özledim ... Sen benim ilham kaynağımdın, sevinç tomurcuğum, sevgi çağlayanım, hayat pınarımdın bir zamanlar... Bir zamanlar saçların bahçemin nazlı çiçeğiydi her dokundukça yeşeren, okşadıkça kokulu güller açan; doyamazdım bakmaya, dokunmaya kıyamazdım... Ellerimi tuttuğunda tanımsız bir sevinç kaplardı içimin denizlerini; gökyüzü benim olurdu, yeryüzü benim...

 

Yaşamak bir rüyaydı seninle Yağmur saçlı kız, en güzel rüya sendin. İlkbaharda gökkuşağım olurdun, yazmevsiminde yağmurum, sonbaharda rüzgarım, kışmevsiminde fırtınam olurdun, her halini severdim senin...

 

Seni görmediğim gün bir şeyler eksik gelirdi bana, yabancı kalırdım hayata. Hüzünlü ırmak kuşları gibi bekler dururdum bir kıyıda, sen gelir geçersin diye...

 

Ne güzeldi özlemin çiçeklerinde yağmur yağmur gülüşün, geçişin her sabah gülümseyerek kapımızın önünde; rüzgarın saçlarına vuruşu, fistanının savruluşu rüzgarda ne güzeldi...

 

Yazyağmurum olur ıslatırdın beni, güzgüneşim olur ısıtırdın. Düştüğüm her kuyuda gözlerindeki sevdalı imgeye tutunup çıkardım yeniden yeryüzüne, kirpiklerinde dinlenirdi ruhum...

 

Beyazlar içinde gelirdin her gelişinde, nazlı utangaç bir gülüş olurdu dudağında, yanağında dağ gülleri; nefesinde serin serin sevgi olurdu. Yasemin kokulu bir sevinçle süslenirdi gönlümüz, ay kokardı bakışların, oturup yıldızları seyrederdik saatlerce...

 

Şimdi geride kalan zaman dilimlerinde kare kare mutluluklar geçiyor gözlerimin önünde, korkular, tehtitler geçiyor... Ne zaman seninle buluşsak çabuk geçerdi zaman, kırmak isterdim dünyadaki bütün saatleri, zincire vurmak isterdim zamanı...

 

Korka korka buluşurduk kuytu yerlerde, sarılıp dururduk biribirimize, sadece gözlerimiz konuşurdu. Sonra ayrılırdık istemeye istemeye. Sorguya çekerlerdi seni, döverdi kardeşlerin, elimden bir şey gelmezdi. Gözyaşların gücüme giderdi, oturup ağlardım senin yerine...

 

Unutma! Bir tek seni sevdim ben, bir tek seni özledim bahar gülüşlüm... Derlerki, insan hayatında bir kez sever,bir kez aşık olur ama ben seni milyon kere sevdim hayatımda, milyon kere aşık oldum...

 

Şimdi buluştuğumuz yerden ne zaman geçsem içim burkulur, gözlerim durup durup dolar. Her esen yelde, yağan yağmurda, çağlayan ırmakta, uğuldayan ormanda senin kokunu duyarım çünkü...

 

Anladım ki, bütün iççekişler sevgililerine kavuşmayan sevdalıların hüzünlü gözlerinden gelirmiş, yaşamın kıyısında kırılmış tomurcuklardan...

 

Şimdi acılar simsiyah bir sarmaşık esrarıyla büyüyor bedenimde her gece, inciterek sarıyor yüreğimin yalnızlığını... Yokluğun bir rüzgardır şimdi eser gönlümün soğuk duvarlarına her gece. Gözyaşlarım yağmurlara karışır, yağmurlar gözyaşlarıma, düşer damla damla yitirilmiş sevda közlerine...

 

Hani hatırlar mısın? Masal güzeli nineciğin o akşam aşkımız için anlattığı masalı! Bu masalı her hatırladığımda yüreğim yanıyor yağmur saçlı kız...

 

Karlar Prensi İle Güneşin Kızı

 

“Karlar prensi güneşin kızına aşık olmuş. lakin birleşmelerine olanak yokmuş. biri soğuğun prensi biride ateşin kaynağı. karlar prensi birgün dayanamamış koşmuş sevgilisine ve kucaklamış onu. o andada eriyivermiş sevgilisinin kollarında. işte dünyaya ilk yağmur o zaman yağmış. bundan sonrada ne zaman yağmur yağsa güneş matem tutup ortadan kaybolurmuş. yağmur bitiminde ise gökkuşağı dünyanın bu en büyük aşkı anısına gökyüzünü sararmış boydan boyaaa...”

 

Özlem tek yönlü uzun bir yol işte Yağmur saçlı kız, gidipte dönüşü olmayan... Aklıma düştükçe bakışların, bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde, ki, canıma batıyor kırıkları her defasında..

Hiç çiçeklenmiyor dallarım artık, meyve de vermiyor. Kalbimin batısında battı güneş, doğusunda ise güneş yok...

 

Ah yıllar ah! Şarkılardaki gibi her şeyi yıpratır, yorar, yaşlandırır ve alıp götürür bilinmeyen bir meçhule doğru...

 

 

Nuri CAN

www.nuricann.com

 

deprem.jpg

 

 

Yokluğun Buz Gibi soğuk

 

Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...

 

Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim…

 

Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde...

Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...

 

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi...

Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok…

Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz…

 

Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

 

Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...

Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

 

Gel. Yüreğim ol seher gülüm, her ölümümde bana yeniden hayat ver. Elim ol, ayağım ol, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. Her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki bütün canlı cansız varlıklara, ne kadar çok sevdiğimi ...

 

Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler ... Sonra ölüm gelsin...

 

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.

 

Nuri CAN

www.nuricann.com

 

07.jpg

 

Boynumda Kendi Ellerim

 

Gözlerim çocukları yoksul bir ülke şimdi

içimin kızıllığınca gül ve yangın

dalında unutulmuş bir üzüm tanesiyim belki

belki bir söğüt dalının efil efil titreyen yaprağıyım

uzak bir iklimde esip geçen rüzgarlara ağıt yakan

 

bir gün çözüp bakışlarımı tel tel kirpiklerimden

elif elif ağlayan gümüş saçlı bir anneye bağışlayacağım

son kez ağlayacağım belki düşerken sevdanın eşiğine

varsın bağışlamasın beni hayat ki,

ay uzak tepelerin ardına çekilsin

çarpa çarpa dövsün kıyılarımı acılar

yarasına figan düşsün kırlangıçların

eriyip gitsin hüzünlü bakışlarımda ne varsa

yokluğuma kahırlanmayacaksa bu kent

ah! çekmeyecekse ardımda kalan anılar

 

Ah! ey yarasında nehirler fışkıran kalbim

susuyorum işte acılara akan bir sesle

hayat ki, ateşten bir ip boynumda

koynumda buzdan bir top

ne zaman doğrulsam dokuz yerimden vururlar beni

 

biliyorum her susuşun ardında bir yalnızlık var

bir özlem, bir kahır var

bilinsin ki, bir yanı yangındır susuşlarımın, bir yanı ölüm

aşkın kor ateşlerinde sınanmış bir semenderim ben

her gece kalbimin ortasında bir çöl çiçeği açar adı Leyla

bir yanı Yusuf’tur acılarımın bir yanı Züleyha

yolları beklemekten yorgun, yıllara gözyaşı dökmekten

 

hüzünlü yüzüm, aykırı sakalımla

ondandır dünyanın orta yerinde kederli bir dağ gibi duruşum

siyahlar giyinişim, saçlarımı taramayışım

bir yaban gülü gibi ıssızda ağlayışım

bir derviş gibi yakışım kalbimi, boynumu büküp bakışım

ondandır

bunca incinmişliğim ondan

kemirirken içimi utangaç ulalar heyulasında geçmişim

 

susuyorum ki, acıma kimseler merhamet etmesin

çünkü hep sevgilerden aldım suların derin akışını

ve nakışını yüreği elmas bir kızın dantelinden söktüm

biliyorum yangınlar kentinde kıvılcımlar

bir sevdadır gül yaprağına konmuş

bütün yıldızlar sırtını dönmüş bana, ayda küs

hayat bu işte ey kalbim bir varmış bir yokmuş

 

varsın kirpiklerimden acı dökülsün

yüreğimde büyüttüğüm kır menekşeleri için

son bir damla su istiyorum senden ey kalbim allah aşkına

bu çölleri sen yarattın iflah olmaz ömrüme

senden aldım bu kadar sevmeyi, özlemeyi, kahrolmayı

şimdi boynumda kendi ellerim bağışlama beni

tükenmiş ümitlere yeni vahalar gerekmiyor çünkü

 

her bahar kuşlar kanat çırpınca özgürlüklere

sesler gelince karlı dağların ardından türkü ırmaklarında

ve ben uzanıp durduğumda yatağıma ince bir su gibi ıssız

sorun kalbime özlemek nedir, acı nedir, hüzün nedir

yasaksa aşk titreyen yüreklerin deltasında

varsın kurusun güller, sular kararsın, kumlar yansın

bir çöl akşamıyım artık

bıçak keskinliğinde yakınmadan esip geçiyor düşlerim

 

savunmasızım, sus ey kalbim intizarın sende kalsın

gizle, vuslatı arzulayan bir kor ol yan kalbim, kimse bilmesin

 

bütün çığlıklarını kuşansın gelsin ölüm

 

Nuri CAN

 

gemi.jpg

 

 

Toplan Gidiyoruz Ey Kalbim

 

Haydi toplan akşam oldu

vakit doldu

toplan gidiyoruz ey kalbim

kırkikindi yağmurlarına kalamam

kaldıramam bunca ağrıyı, ihaneti

biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana

bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm

sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden

bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı

çekip gidiyorum buralardan

içimdeki cesetleri çiğneyerek

kalbimdeki mahşere

 

bak akşam

vakit tamam

duruldu işte bulanık denizler

dürüp ömrümün defterini

toplan gidiyoruz ey kalbim

 

yorgunum

bir sonbahar ezgisi gibi bekleyemem son yaprakta

sevgisi iğdiş edilmiş tarihlere koma beni ey kalbim

bak güz yağmurları iniyor acılar ve ihanetler üstüne

çırılçıplak ve sevgisiz kalmış bir şiirim

kimsesiz bir kış ortasında

ne gülen gözleri ısıtıyor artık çocukların

ne de sevdalı bakışları yeniyetme aşıkların

 

bütün dinlerden kovuldum

bütün ülkelerden

bütün yüreklerden kovuldum

(*)”Aliye gülümsesem Muaviye öldürür beni”

hangi tanrıya sığınsam yaramın merhemi yok

 

biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana

bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm

sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden

yeni bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı

sevdalı bir kuş yükleyip kanatlarına acılarımı

alıp gitsin beni buralardan

 

hamuru çürümüş dostluğun, vefanın, aşkın

vefasız mevsimlere bırakma beni ey kalbim

ağlatma beni sevda kapılarında

***** kapılarında eğme boynumu

kurşunlar sıkılsada canevime

çiğnetme yoksulluğumu ayaklar altında

bırak başım dik, içim ezik kalsın

onurlulara mahsus bir makamda ağırla beni

satılmışlığın, alçaklığın, ihanetin ortasında koma

 

biliyorum bu düş sığmaz kirlenmiş sokaklara

bu sevda sığmaz

bakmayın gözlerime

nasıl saklarım yüreğimdeki incinmişlikleri

kınalı bir kelebek konunca saçlarıma

 

ah! Benim de hayallerim vardı

baharlarım vardı, yazlarım vardı

kuşlar göçüp gitti yüreğimden

gökyüzüm yaralı kaldı

bir isyan giydirip gözlerime

dipsiz uçurumlara yuvarladım umutlarımı

 

aşk diyordum talan oldu, yalan oldu ömrüm

tınısı kırık bir keman sızısıyım artık

yok gideceğim başka bir liman

bak duruldu işte bulanık denizler

haydi toplan vakit tamam

toplan gidiyoruz ey kalbim

boşalsın ince duygularımın sırtındaki yük

 

paranın sevgiye ihanetini gördüm

insanın önünde diz çöküp ibadetini

dünler harabe yarınlar umut değil

hüznün neresinden dönsem, kırgınım

 

öpmeye uzandığım bütün dudaklar frengili

 

 

Nuri CAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

 

Varsın Neyler Elem Üflesin

 

Varsın neyler elem üflesin

sazlar vedâ

kemanlar cefâ

alevden bir kor olsun

yaksın sinemi ayrılık

beklerim ben

ey gönlümün nakışı

kalbimin atışı

beklerim ben

 

Hadi git

varsın hazan olsun

dökülsün yapraklar

devrilsin çam ağaçları

bastırıp göğsüme acılarımı

bağrımı verip ateşlere

beklerim ben

varsın bir ömre bedel olsun aşk

ey gönlümün telaşı

gözümün ışığı yar

 

Git

varsın uçsun hüzün kuşları

mor kelebekler

sığırcık kuşları

beklerim ben

ey içimin hasreti

göğsümün ateşi yar

 

Varsın yokuşa sürsün hayat

gün karanlığa

rüzgar esmesin

bahar gelmesin

küssün dünyaya yüreğim.

gözlerimde ay

ellerimde yıldızlar

deli bir buluta yükleyip umudumu

beklerim ben

ey bağrımın taşı

gözümün yaşı yar

 

Git

boynu bükük çiçekler gibi

eğip başımı önüme

hep ağlayayım

Varsın kokmasın gül

bahçeler gazel döksün

çöle dönsün nevbahar

ey yar

varsın neyler elem üflesin

sazlar vedâ

kemanlar cefâ

alevden bir kor olsun

yaksın sinemi geda

beklerim ben

ey gönlümün nakışı

kalbimin atışı

beklerim ben

 

Yeterki ecel gelmesin

dağ devrilmesin

beklerim ben

unutulmuş istasyonların

trenlerinde taşınan

kimselerin el sallamadığı

kimselerin karşılamadığı

yalnızlarımla...

 

 

Nuri CAN

www.nuricann.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 yıl sonra...

.

 

gemic.jpg

 

 

 

Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka

 

Yüzümüzü sulara bıraktık

hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara

sardıkça yangınlar içimizi

yoksul bir yaşamın cenderesinde

yaralarımız üşüdü...

Önce miydi, sonra mıydı,

kar mıydı?

yağmur muydu?

bilemedik?

üşüdükçe içimize çöktü sis...

 

Hep sancısını çektik kahreden hayatın

ne giysek yakışmıyor hüzünden başka

eğilip bakmaya korktuğumuz,

sahipsiz mezarlara döndü içimiz.

her akşam tanımadığımız bir hicran

görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

 

Kalbimizi bir vefasız,

ömrümüzü bir hayırsız aldı

hayatın çıkmazında hep teselli aradık

buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?

kime ne verebiliriz ki,

gönül mü?

ömür mü?

can mı?

mal mı?

yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

 

Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü

hançerini sapladı her tuttuğumuz el

hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.

nereye gidebiliriz ki ah! Can,

yüreğimizden başka

sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,

kahretsin...

 

Çıktığımız her yolculukta

düştüğümüz her kalabalıkta

ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz

yetim ruhumuz, nemli gözlerimizle

her gece sarılıp bir hayale,

yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

 

Yetimdik mevsimlerin koynunda, yaralıydık

acılarla yattık, acılarla kalktık,

bir ömür acılara acılar kattık.

kurudu gözpınarlarımız,

karanlığı siper edip gözlerimize

yüreğimizle ağladık.

 

Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi

kayıp mezarlara gömdük,

yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri

ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına kaygılarımızı

ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...

 

Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,

gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...

gökyüzünü doldurup soluğumuza

isyanımızı kilometrelere zincirleyip

kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

 

Gidenler dönmedi ah! Can

solgun bir güz bahçesi renginde,

boynu bükülü gelincikler gibi kaldık

yaralı uçurumları birer birer koşarak

boş yere yollara baktık, türküler yaktık

kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.

 

Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir

nehir nehir acılar damlıyor bedenimize

önümüzde dağ dağ uçurumlar

ardımızda ölümün ayak sesleri

nasılda acıyor hayatımız ahh!

 

Gurbet ki, kahreden yanımız

acılara gömdüğümüz isyanımız

derdimizi kime nasıl anlatırız,

kimimiz var ki, ah! Can

lime lime yüreğimiz,

ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka…

 

Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı

gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...

buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?

kime ne anlatabiliriz ki,

ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi.... .

 

 

Nuri CAN

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

139801.jpg

 

 

Sevdasına Yandığım Hayat

 

 

sesli

http://www.edebiyatdefteri.com/sesli_siirler/139801.mp3

 

Kalabalık kentler ürkütür yüreğimi

uğultular doldurur beynimi yürüdükçe

tüm gözlerden incinmiş bir bakış sızar istasyonlara

kirli vagonlarda taşınan ince bir hüzün gibi

ki,

hep aynı yerimi burkan

 

bu yüzü kirli şehirde

kimse kimseyi sevmiyor

bilmiyor avuçları kar çiçeği kokan

bir çocuğun saçlarına dokunmayı

şiirler okumayı bir alacaşafağa

 

kaç kez ittiysem uçuruma yüreğimi

bir çift göz gördüm deltalarda

yalvaran bir ses

kırıldı içimde yıllarca gizlediğim ayna

kalbime batıyor şimdi kırıkları

nehirler boyu kanıyorum

ateşler boyu yanıyorum

alın götürün beni buralardan allah aşkına

dayanamıyorum

 

nereye baksam denizi duman

neye dokunsam ah

hüznün acıyla öpüştüğü bir kıyıda kaldım

yok,

yok gidemem başka bir liman

anla

anla ve al bu acıları koy bir yana

 

kör bir sevdanın imgeminde

bir yanı Mecnun’dur çöllerimin bir yanı Leyla

bir yanı Yusuf’tur zindanımın bir yanı Züleyha

yorgunum her akşam yollara bakıp ağlamaktan

yüregimde hasret ateşleri yakmaktan

her kıyıda başka bir cehennem bekler beni

 

nereye baksam güz bahçeleri

nereye gitsem üstüme devrilir gök

kime nasıl anlatırım sancıyan yanlarımı ah, kim anlar beni

hasretin bin çeşidiyle delik deşik yüreğim

kimsem de kalmadı halime ağlayacak

yaralarımı saracak

böyle boynu bükük duruşum ondan

ondan bir yanım hep vurgun, hep yetim, hep kırgın

ömrüm oy

ömrüm oyy

 

şiir cıvıltıları oysa gönül ormanımda

yıldız ışıltıları

uzanıpda tutamıyorum

hüznün en kuyu gecelerde boğuldu sevinçlerim

yıldızlar örtmüyor artık yaralarımı

gözyaşlarımı saklamıyor

en ucuz şarkılar yıkıyor ruhumu karanlık sularda

 

unutulmuş bir sokak ortasında

düş denizlerine bırakıyorum soluğumu

ellerim üşüyor, yüreğim, gözlerim üşüyor

dönüp bakmıyor kimse, bölüşmüyor sevinçlerini benimle

uzak bir kıyıda tutsak kalıyor hayallerim

bütün iskeleler yıkılıyor

bütün iskeleler yıkılıyor

hiç bir gemi almıyor beni

bir damla gözyaşı olup akıyor yüreğim avuçlarıma

yüreğim ki, deliboran, delipoyraz, kızılkan

 

hasretim kızıl alev bir güldür yangınlara

koparıp göğsümden ateşlere atıyorum

hiç kimse çekip almıyor kalbimi ateşler içinde

kanıyor en katı yerinde gece, yanıyor yüreğim

yüreğim alev topu

yüreğim kanrevan

yüreğim nar

yüreğim ateş

yüreğim ah!

 

tutunduğum dallar kırık

sokulduğum kucak çiçek açmıyor

aldırmıyor çığlıklarıma sevdasına yandığım hayat

acının ve ateşin burgacında

ince bir sızı gibi geçip gidiyor ömrüm

 

nasıl katlanacaksa kalbim bunca ağrıya

ömrüm oy

ömrüm oy

gülüm oy

 

 

 

Nuri CAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

fcrb.jpg

 

En Haykırdığım Yerden Sustur Beni Ey AŞK

 

 

yağmursuz bir çöl,

susuz bir göl

yolcusuz bir yolum ey aşk

durmadan akrepler sızıyor içime

ihanet yüklü kamyonlar geçiyor üzerimden.

 

İçime acı yağıyor, dışıma kahır

kan kusuyor duvarlar her öksürdüğümde

dikiş tutmayan en ince yerinden yırtıldı kalbim

solgun gelincikler sızıyor yaralarımdan şimdi

durmadan kan kaybediyor ömrüm

durmadan can kaybediyor ömrüm

 

Ey! ömrümü verdiğim aşk, ey sebebi çilem

bir bahar sevdasına koşarken kelebekler

dallar bir rüzgar masalını anlatırken kuşlara

duygulardan yapılmış bir darağacına asıyorum ömrümü

dudaklarımı sonsuza mühürlüyorum aşkla

öldür beni ey aşk

öldür beni

kırılgan düşlerime kar yağmadan

düşmeden mahşer ateşi çocuk sevinçlere

öldür beni ey aşk

öldür beni ki,

hüzün kokulu gidişler kalsın ardımda

 

Yüreğim, gün be gün erirken hasretlere

hayatın gri rengine ürperirken yapraklar

kör bir bıçak mı zaman kırılmış aynalarda?

söylenmemiş sözlerin ağrısı mı içimdeki fırtına?

bu hüznümde taşıdığım,

kırılgan duygular oteryosu nedir söyler misin?

 

Kirlendi hayalimdeki uçuk mavi ey ömrüm

vuruldu en güzel düş martısı denizlerin

konuşmak artık bir şey anlatmıyor kimselere ey dünya

varsın sessiz kalmış çığıklar örtsün bedenimi

en haykırdığım yerden sustur beni ey aşk

ey sebebi ezam, cennetim, cehennemim

solgun bir gül gibi sustur beni

 

varsın susuşum kendime

küsüşüm dünyaya

isyanım hayatın sancısına olsun

anla

Anla ve Öldür beni

teneşirlere yatır son arzumu

 

ölümsüz aşklara, adsız sevgilere kalsın sevdam...

 

 

Nuri CAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.