Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2007 18 yıl Şu Bilimselci'mi ne kadar özledim yaaa!!! İşlerim çok yoğun, artık nete fazla vakit ayıramıyorum ama bilimselcim hergün aklımda benim. Siz onu görmemişsinizdir, yüzü bile pırıl pırıl tertemiz yakışıklıdır o. Hiç tanımasanız dahi, yüzünden bile ne kadar harika biri olduğunu anlarsınız. Aziz dostuma, selamlarımı sunarım
Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2007 18 yıl Şu Bilimselci'mi ne kadar özledim yaaa!!!İşlerim çok yoğun, artık nete fazla vakit ayıramıyorum ama bilimselcim hergün aklımda benim. Siz onu görmemişsinizdir, yüzü bile pırıl pırıl tertemiz yakışıklıdır o. Hiç tanımasanız dahi, yüzünden bile ne kadar harika biri olduğunu anlarsınız. Aziz dostuma, selamlarımı sunarım Sevgili "bizim evrensel", Bu kadar güzel sözler için söylenecek tek söz var aslında. "Güzel konuşan insanların kişiliği de güzeldir." En iyi dileklerimle...
Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 18 yıl Bazan diyorum forumun en çekici insanı kim diye ve aklıma iki kişi geliyor CYRANO VE BİLİMSELCİ ama son zamanlarda farklı düşünceleri ile ona bir tanesi daha katıldı TANGERİİN BOŞİG (yanlış yazdıysam kusura bakma) Her neyse bu üç insanın farklı ve güzel yorumları beni hergün okutuyor ve onları dinlemek beni yormuyor ayrıca ufkumu açıyor... Teşekkürler sevgili Bilimselci... Sevgili Erdoğan, Seni ve saydığın insanları ben de seviyorum. Bana ışık tutuyorsunuz. İyi dileklerimle...
Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 18 yıl Bazan diyorum forumun en çekici insanı kim diye ve aklıma iki kişi geliyor CYRANO VE BİLİMSELCİ ama son zamanlarda farklı düşünceleri ile ona bir tanesi daha katıldı TANGERİİN BOŞİG (yanlış yazdıysam kusura bakma) Her neyse bu üç insanın farklı ve güzel yorumları beni hergün okutuyor ve onları dinlemek beni yormuyor ayrıca ufkumu açıyor... Teşekkürler sevgili Bilimselci... Sevgili Erdoğan, Seni ve saydığın insanları ben de seviyorum. Bana ışık tutuyorsunuz. İyi dileklerimle... Sayın Erdoğan, yanlış yazmanız önemli değil, inceliğiniz için çok teşekkür ederim Sayın Bilimselci'nin anı defterinde, bu şekilde adımın geçmesi beni onure etti doğrusu... Benimde (tabii ki herkesi sevmekle birlite) forumda en faydalandığım kişiler, Sayın Cyrano ve Sayın Bilimselci'dir. Bazen ters düşsekte, itiraf etmeliyim ki çok şey öğrendim... Tek aydınlanan siz değilsiniz Sayın Bilimselci... Demek ki bu bir etkileşim, Birbirimizi aydınlatıyoruz Ben yine itiraf etmeliyim, sizin kadar deneyimli de değilim, Bu açıdan beni anlıyorsanız mutlu olurum... Sen sevdiklerimdensin.. Çünkü;Arkadaşlığın inançlarla kısıtlanamayacağını biliyorsun.. :clover: Saygılarımla...
Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 18 yıl Sevgili bilimselci, Yazılarındaki mantık bütünlüğüne hayran olduğum bir forumdaşımsın. Her yazını zevkle okuyorum. Saygılar, sevgiler.
Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 18 yıl Yazar Biz Ne Yapıyoruz? Sürekli erteliyoruz. Anne-babamıza onları ne kadar çok sevdiğimizi söylemiyoruz, sıkıca sarılmıyoruz. İş, para, kariyer diye gözümüz dönmüş, sevgilimizi haftada bir gün zor görüyoruz. Eşimizle çıkacağımız tatili 28'nci kere planlıyoruz, 29'uncuda da gitmeyeceğimizi biliyoruz. Bebek istiyoruz ama "kendimize layık" eş bulamıyoruz. Bulduklarımızı kısa süre sonra diğerlerinin yanına "rafa kaldırıyoruz". Reddedilmekten korkup, "seni seviyorum" diyemiyoruz. Arkadaşlarımızla randevularımızı "öncelikli ertelenebilecekler" listesine koyuyoruz. Aldatıyoruz, aldatılıyoruz ve "başkasını bulamam" diye yalanlarla yaşıyoruz. İşsiz kalan arkadaşlarımızı arayıp, sormuyoruz. Karanlık kış günlerinin ardından parıldayan güneşi, plaza camlarının arkasından izliyoruz. Yağlı, kızarmış, kanserojen demeden, bilerek ve isteyerek "habire" yiyoruz. Her pazartesi rejime başlayıp, salı sabahı bırakıyoruz. Sigara dumanını oksijenden daha büyük bir zevk duyarak ama "bırakmalıyım" diyerek içimize çekiyoruz. Kahve, çay, çikolata tüketiminden vazgeçmeyip selülit kremlerine ve mide haplarına servetimizi yatırıyoruz. Spor salonlarının broşürlerini arşivleyip, "işten güçten, bir türlü" gidemiyoruz. Evimizi kitap doldurup hiçbirini okumuyoruz. Diş ağrısından ölüyoruz, gözlerimiz doğru dürüst görmüyor, doktora gitmiyoruz. Bizden sonrakiler için yalnızca "tıklayıp" bir agaç dikmiyoruz. İhtiyaç duyan bir çocuğu okutmuyoruz. Nefret ettiğimiz işimize "para" için devam edip, seveceğimiz bir iş arayışına girmiyoruz. Sözylesenize bana; biz ne yapıyoruz? Can Dündar
Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2007 18 yıl unut beni IHLAMURLAR altında slayt SEVGİLERLE... TIKLAMANIZ YETERLİ
Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 18 yıl Yazar iyi tatıller abıcım,herşey gönlunce olsun.umarım bıgun sanada yolumuz düşer.bunu çok istıyorum.iyi tatıller
Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2008 17 yıl Sevgili Bilimselci, Bu foruma yazdıgı her yazıyla kendisine olan saygımın kat be kat arttığı nadir insanlardan birisin... Farkettim ki yazdığın yazıları okumayı özlemişim...Seni yeniden burada görmek güzel olurdu... Yeni yılın kutlu olsun... Saygılarımla
Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 16 yıl Bazen kendisiyle sert tartışmalarımız olsada her zaman saygı duyduğum bir fikir insanı. Bu forumda kimler olmazsa artık yazma ve tartışma ihtiyacı duymazsın diye bir soru olsa sayacağım isimlerden birisi mutlaka bilimselci olurdu.
Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 16 yıl Bilimselci artık yok mu? işte buna hayırrrrrrrrrr derim;gerçekten de özel ve güzel düşünen bir arkadaşımız dersem basitliğe kaçmış olurum;benim basit olmayışımdan değil...kimbilir belki de karşıdakilerini bile basitlikten kurtaran o güzel düşüncelerinden... Sevgili Bilimselci, umarım buralardasındır;seninle paylaşmak,seninle tartışmak çok güzeldi.Bak sana Nazımdan bir şiir yolluyorum...bir zamanlar yasaklı olan ama şimdi uzaklarda da olsa naaşı;''bak Nazım Ustam...memleketinde artık yasaklı değilsin,gülümse o özgür yüreğinle'' dedirtecek bir arkadaşa,Bilimselciye...sevgiler!Firayesine olan güzel sevgiden bir parça... ............. Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar. Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire... Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar, dışarda bozkırın üstünde pırıltılar... Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet, suyu donmayan testi ve sabahları çimentonun üstünde güneş... Güneş, artık o her gün öğle vaktine kadar, bana yakın, benden uzak, sönerek, ışıldayarak yürür... Ve gün ikindiye döner, gölgeler düşer duvarlara, başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı : dışarda akşam olur, bulutsuz bir bahar akşamı... İşte içerde baharın en kötü saati budur asıl. Velhasıl o pul pul ışıltılı derisi, ateşten gözleriyle bilhassa baharda ram eder kendine içerdeki adamı hürriyet denen ifrit... Bu bittecrübe sabit, karıcığım, bittecrübe sabit... ....
Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 16 yıl Arkadaşlarımın hepsine övgüleri için teşekkür ediyorum. Onlara layık olmaya çalışıyorum. Sevgiler herkese...
Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 16 yıl Düşündüm sabah sabah kahve içsek kırk yıl zorunlulugu dogmuş olucak bir bardak sıcak çaya hayır demezsiniz sanırım.................
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.